ŞOK ŞOK ŞOK
#21
sn. Mojo Jojo,
Önerinizi ciddiye almaya başladım.
TSF içinde Kurullar arası turnuva!
Artık TSF içinde belirttiğiniz gibi satranç bilmeyen kurul üyesi kalmadı demek!
Yakın bir zamana kadar aksini savunuyor sanıyordum sizi.
Ama gerçekten çok ilginç!
Kurum olarak denenmeli, öncü federasyon olarak! Tüm üyeleri kendi alanlarında yarışacak.
Ama korktuğum bu değil!
Öneriyi ciddiye alan Halter Federasyonunun işi çok zor olur!
Size söz veriyorum ki benzer, örnek ve ilk bir uygulamayı yakında bilginize sunacağım!
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#22
Aslında benim konuyla ilgisiz görünen mesajım konuya roket saldırısı düzenlemek gibi oldu, ama niyetim kurulların gücünün de çok abartılmaması gerektiği. İl Temsilciliği de kendi içinde bir güç veya yetki içermiyor.

İl Temsilciliği'nin belki de bu kadar ilgi çekmesinin başka bir sebebi var. Bazı il temsilcileri bu pozisyonlarını kötüye kullandılar, bu tabiri kullanmak bana çok komik gelse de, komplo teorilerini hiç sevmesem de, adeta kendi "güç odaklarını" oluşturdular. Rant kapısı açtılar. Yani biz "para karşılığı çalışmıyoruz, çok fedakarız" vs. derken aslında onlardan çok daha fazla satranç emekçisi olan kişilere göre ciddi paralar kazandılar.

Bu kişileri Turgut Tunca, en son MTS'yi düzenleyen Enis Bilyap, ve rahmetli Nurettin Reis ile bir tutmam.
Ara
Cevapla
#23
TÜRKİYE SATRANÇ FEDERASYONU İL TEMSİLCİLERİ KURULUNA ÖNERİM ŞUDUR.

SAYIN BAŞKANIMIZ GÜLKIZ TÜLAY HANIMIN BELİRTMİŞ OLDUĞU GİBİ

İL TEMSİLCİLERİNİ

ANTRENÖRLER, SPORCULAR, KULÜPLER VE VELİLER BELİRLESİN FEDERASYON DEĞİL.

HER İLDE SEÇİME GİDİLSİN ADAYLAR ORTAYA ÇIKSIN VE İL TEMSİLCİSİNİ O İLDE SATRANÇ SPORUYLA UĞRAŞAN KİŞİLER SEÇSİN İYİSİYLE VE KÖTÜSÜYLE KADERLERİNE RAZI GELSİNLER

BU ÖNERİYE NE DERSİNİZ.

BU ÖNERİ KISA ZAMANDA İŞLEME ALINABİLİR Mİ? YADA YAPILABİLİR Mİ?

YOKSA BU BÖYLE GİTSİN Mİ DENİLİR ORASINI BİLMEM AMA BİR GERÇEK VAR

HER NE OLURSA OLSUN FEDERASYONUMUZUN BİR ALT YAPISI OLAN İL TEMSİLCİLİKLERİ HER ZAMAN GÖZ ÖNÜNDE OLACAKTIR. ÇÜNKÜ İLLERDE YAPILAN FAALİYETLERE İLİŞKİN ÇALIŞMALARI ONLAR BELİRLİYOR.

BU SEBEPTEN DOLAYIDA İLLERİNDE FAALİYET YAPMADIKLARI ZAMANDA GÖZE BATIYORLAR. YADA TURNUVALAR KURALLARA UYGUN BİR ŞEKİLDE YAPILMIYOR.

HADİ BAKALIM İL TEMSİLCİLERİNİ İLLERDEKİLER BELİRLESİN?
Ara
Cevapla
#24
Sayın ANAND,

şahsınız üzerinden o kadar çok soruya cevap vermem gerekiyor ki yazımın uzunluğu benim için sorun değil ama çan kulesinden kızanlar var.
Ama size yazmam gerekir, çünkü konu toplumsal ve çok öncelikli.

Okumayanlar zaten okumama hakkını kullanıyorlar, engelleyemeyiz onları.

Kim olursa olsun, konuyu taşıyan, soran kişiye saygım vardır.

Ben ise, bu konuyu bu forumda savunan en öncelikli kişiyim.
Yazıyı fikir bütünlüğü oluşsun diye yazınızdan alıntılarla yazdım.

***************************
ANAND:
“Arkadaşlar ;
Federasyon bünyesinde birçok kurul var bunları hepimiz biliyoruz.
Sizce bu kurallardaki arkadaşlar kafalarında tasarladıkları faydalı işleri yansıtabiliyorlarmı bunada bakmak gerek.
Benim bildiğim kadarıyla yapamıyorlar. Başkan bu arkadaşların görüş ve önerilerine değer vermiyor. Zaten vermiş olsa şimdi biz bunları konuşuyor olmazdık.
İl temsilcilikleri yapılanmasından bahsediliyor evet doğrudur ama bunlar kağıt üzerinde çalışma yok neden hiç kendinize soruyormusunuz.”
_____
Buradan öncelikle açıklamalıyım ki ( sizi kastetmiyorum), inkar gerçeği değiştirmez. Yapılanmaları gerçekleştiren iller daha rahat, paylaşımcı ve geniş olanaklarını keşfediyorlar. “Armut piş ağzıma düş “ anlayışındaki arkadaşlarımız ise daha çok bekleyip, kitaplar yazacaklar bu sütunlarda. TSF o ildeki yapılanmaya müdahil değildir. İl temsilcisini uygun gördüğü, çalışma isteğindeki kişiyi teklif eder, teşvik eder yönlendirir, eleman ve araç gereç sağlamada yardımcı olur.
Devlet Memurlarının Yer Değiştirme ve Tayin Yönetmeliğindeki ATAMA YETKİLERİNE TEK TARAFLI YETKİ SAHİBİ DEĞİLDİR.
Başkan’ ın kurul bünyesinde çalışanların fikirlerine değer vermediği şeklindeki öngörünüz temelsizdir. Kendi kurulumdaki uygulamalar bunun tam tersini kanıtlarıyla ortaya koyar.
İl yapılanmaları kağıt üzerinde kalmamış, hayatın içinde yerini almaya başlamıştır. Ben de sizden çok, daha çabuk, ülke genelinde yaygınlaşmasını istiyorum. Ama daha ne yazık ki iletişim çağını yakalayamamış coğrafi koşulları olumsuz illerimizin gerçekleri de var.
Diğer sebepleri aşağıda konu sırası gelince açıkladım.
**************************************************
ANAND:
“Ben söyleyeyim
İl Tertip kurulu ; Turnuva programını hazırlar il temsilcisine teslim eder
Malesef bu böylemi hayır il temsilcisi kendisi hazırlar ve turnuva yerlerinide gençlik spor tesislerinden başka yeri kabul etmez neden gençlik ve spora şirin görünmek ister.
Evet program hazırlandı bu hazırlanan programa riayet ediliyormu yok. siz turnuva var diye bekleyin durun yapılmıyor. il temsilcisi kafası estimi turnuva yapıyor yoksa nerde o günler. Çocuklar beklesin dursun.”
____________

Hangi ilin hangi il temsilcisini kastettiğinizi bilmiyorum.
Bizleri açık kimliğimizle deşifre edenlerin mantığına göre konuşuyorum, bu il temsilcilerini de burada aynen bizler gibi ismiyle ortaya koyun ki bizler ve toplum aydınlansın. Bilelim kimlerin olduğunu.
Aksi durumda genelleme yapmış olursunuz ki birçok insan haksızca zan altında kalır. Toplumda yanlış algılarda böyle oluşuyor zaten. Yazı düzeyinizden itham ettiğiniz kişileri açıklayacak cesarette olduğunuzu düşünmek isterim.
İl müdürüne bırakın şirin görünmeyi, il müdürünü yönlendiren son derece sağlıklı ilişkiler kuran il temsilcilerimiz de mevcuttur.
Hem il temsilcileri hem de il spor müdürleri hakkında bu kadar peşin fikirli olmak ve genelleme yapmak pek sağlıklı olmaz. Onlara haksızlıktır.
***************************************
ANAND:
“Yeri gelince de hem il temsilcisi hem de federasyonu protesto etmek de gerekiyor.”
___

Evet! Katılıyorum, sakınca görmüyorum! Bu toplumsal kontrol olmalıdır. Demokrasi anlayışının temel haklarındandır.
**************************************
ANAND:
“Sayın Aşkın bey özel turnuvalardan bahsediyor elbette ülkemizde özel turnuvalar yapılacak peki bu turnuvaları kim tertipliyor federasyon mu, il temsilcisi mi hayır, bunları satranç kulüpleri satranç gönüllüleri tertipliyor.”
____

Benim de önerim ve temennim bu yönde zaten. İl Temsilcisi etkinlik programını yapar ve İl Spor Müdürünün onayına sunar. İl müdürlüğü de uygun gördüğü turnuvaları onaylar, bütçe ayırır hakem ve personel ücretleri için. Turnuvalar o zaman resmileşir ve devlet kaynağı bulur. Ama bu tip turnuvalarda katılım bedeli toplanamaz, o zaman da hakem ücretleriniz ve ödülleriniz kesilir. Devlette işleyiş böyledir. Onun için hem cazibe gelsin hem de katılım ve ilgi artarak devam etsin diye dernek, özel merkez, STÖ, özel kurum-kuruluş ya da satranç gönüllüleri arayışına yöneliyoruz.
Başka seçenek öneriniz varsa dikkatle dinlerim sizi.

SİZ, TSF’NUN 81 İLDE SPONSOR ARAYIŞINA, TURNUVA ALANI BULMA İŞİNE YÖNELEBİLECEĞİNİ DÜŞÜNEBİLİYOR MUSUNUZ?

Tüm bunlar o ilin organize olmuş satranççı kimliğindeki insanları, emekçileri tarafından yapılır. Bunun çok ama çok açık örnekleri var ülkemizde. Bu örnekleri defalarca sundum, adres verdim, yıllar içindeki gelişme süreçlerini anlattım. Muhtemelen siz 2013 Ocak tan önceki yazıları okumadığınız için bu söylediklerim size de uydurmaca gibi geliyor. Burada yapabileceğim bir şey yok.
***************************************
ANAND:
“Mükafatı varmı yok. Neden il temsilcileri ödüllü turnuva yapamıyor. Sadece görevi madalya dağıtmak mı? bu yeterli oluyormu oda gençlik sporun madalyası neden satranç federasyonun madalyası dağıtılmıyor veya kupa verilmiyor. Sizce bu satranç sporcularını küstürmek için yeterli bir sebep değilmi. Sporcu evinde madalya koleksiyonu mu yapacak. Daha sonra da bunları satacak mı.”
__

İl temsilcileri güçleri, kişililikleri, oluşturduğu öz yardımcıları, örgütleri ile çok çeşitli etkinlikler yapabilir. Önce satranç ortamı nedir o ilde, yayılmışlık alanı nedir, destekçileri kimlerdir? Kulüp ya da özel merkezleri var mıdır? Görsel ve yazılı basın kullanılmakta mıdır? Eğer bunlar yoksa ve tek başına ise bir süre sonra umutsuzluğa düşmez mi? Empati kuralım bakalım. Ben ekip içinde olmadıkça şahsen böyle bir iş için taliplisi olmazdım, içinde yer almazdım. Burada birleşmek, paylaşmak, güçlenmek ve kendinizi ortaya koymak gerek. Ama istenmiyor böyle şeyler. Olumsuzlukları ÖSF da yazmak daha keyifli geliyor arkadaşlarımıza. Çünkü o zaman malzeme çıkıyor. Oturdukları yerden klavye başında kolayca dünyayı yönetiyorlar, aralarında sanal ittifaklar oluşturup, şak şak alkışlarla çalışan insanlarla çalışmayanları bir tutarak ironik yaklaşımlarla genel karalama yapma haklarını buluyorlar kendilerinde.
Ben onlara hayatın içinde olun, el verin, örgütlenelim dedikçe bu anlamda somut örnekler gösterdikçe, arkadaşlarım bu örgütü forumun sanal sayfalarına taşıyorlar. Gerçi arada bir yerinde öneriler de var.

Federasyonlar kendi organizasyonları için son yıllarda kendi logolarını taşıyan madalyalar da yapmaya başladılar. Eskiden çok az vardı. Biz tüm turnuvalarda TSF logolu madalya önceliğimizi kendi ilimizde uyguluyoruz.
Sporcunun kazandığı madalyası onun hakkı ve kararıdır. Ama ne yazık ki farklı spor dallarında olimpiyat ve dünya şampiyonu olmuş nice değerlerimiz için devlet düzenlemesi gereklidir.
*********************************************
ANAND:
“Bu sorum Aşkın Beye Bunu araştırmasını rica ediyorum kendisinden İllerde yapılan turnuvaların derecelendirme geçmişi veya sülüsü tutuluyormu.
Bir sporcu çıkıp ardaşım ben 1993 yılında A ilinin birincisiyim dese bunun nasıl ispatlayacak bunlara ilişkin dökümanları bulmak kolay mı.
Daha değişik söyleyeyim bir sporcu satranç turnuvalarına katılmış yıllarca daha sonradan bu katılmış olduğu turnuvalara ilişkin almış olduğu dereceleri bir şirkete sunması gerekiyor sosyal aktivitelerden dolayı bunu nasıl belgelendirecek”
__

TSF 2000’li yıllardan beri ilk defa sitesinde turnuva arşivi düzenledi. TSF de kaydı olanları bizzat da sorabilirsiniz.
Ama kolay değil. Kayıtlardaki tüm derecelendirmeleri ne kadar güvenirlilikle arşivleyebilirsiniz ki? Geçmişte çok sahte, düzmece, hayali turnuva girişimlerini hatırlıyorum. İl ve isim vermek doğru olmaz.
Eskiden kayıtlar elle tutulurdu. Ama bu işi çok özenerek yapan birçok satranç emekçisi de vardı. Bu kayıtları sanırım derneklerde, kulüp arşivlerinde, yansımışsa yerel ve ulusal basın kayıtlarında bulabiliriz diye düşünürüm. Halen yaşayan (hepsine sağlıklı ve uzun ömürler dilerim) eski il temsilcileri, eski satranççılar bu konuda tarihsel kilometre taşlarıdır.
*********************************
ANAND:
“Bir il temsilcisi ilinde düzgün turnuva düzenlemiyor sa , kulüplerle, antrenörlerle sporcularla iletişim halinde bulunmuyorsa velilerin yakınmasını sporcuların yakınmasını hiçe sayıyorsa bu işe federasyon tarafından bir çözüm bulunmalıdır.

_ Burada size tamamen katılıyorum!
Çözümü TSF de ortaya koyabilir, alternatif oluşumlar da. Böyle bir oluşumu zaten ben kendi adıma söyleyeyim, birinci elden isteyen kişiyim. Asli mesleği yüzünden il temsilciliğini yapamayan kişileri savunma mantığını anlayamam. Tıpkı buna tanık olup da çözümün içinde olmak istemeyenleri anlayamadığım gibi. Hayata bakış açımla ilgili siz doğru bulmayabilirsiniz. “Neden TSF varken bunu satranççılardan bekliyorsunuz?” diyebilirsiniz. Çünkü bu önceden de söylendi. Ben, “bu benim işim değil” diyenlerin, o işle ilgili aksama ya da başka sahiplenicileri tarafından yönetilmelerine de itiraz etme hakları da şüpheli buluyorum. Bunu ben ya da biz düzeltiriz diyenler zaten hayatın içinde başarılı işlere imza atıyorlar.
Konu yakın, o zaman yönetime gelme, genel kurul yapılanması diyecekseniz eğer, bu konuda da ilgili düşünce yazılarımı bulabilirsiniz. Gayet açık ve net yazmışım. Kimseden hiçbir şey saklamadan ve çekinmeden.
****************************
ANAND:
Bir şekilde il temsilcileri denetlenmelidir. böyle denetlenmeyen il temsilcileri ileride bölge daha sonrasında federasyonda kurullarda yer alıyor. “
__
Bilgi eksikliğim olabilir.
Tüm kurullar ve üyeleriyle tanışmadım henüz. Ama bir arkadaşımızın önerisi üzerine kurullar arası bir turnuvada oynarsam tanışacağım.
Böyle durumdaki kişiler hakkında beni ya da toplumu bilgilendirin lütfen. Ben il temsilciliği yapmadım geçmişte onun için üstüme almıyorum.
Ama genelleme ya da üstü örtülü olarak konuşunca kuru ve yaş meselesi gündeme gelir, haksızlıklar oluşur. ÖSF’nda bu günlerde yazanlar çok kolayca “rezalet”, “utanç verici”, “yutturmaca”, deyimlerini kullanmaya başladı.
ÖSF’ da yazanların bu anlamda toplum önünde tartışırken, fikirlerini sunarken daha dikkatli ve hakkaniyet ölçülerini korumaları gerekir.
******************************************
ANAND:
“İL TEMSİLCİLERİNİ KİM ATIYOR HİÇ KİMSE MASAL OKUMASIN İL TEMSİLCİLERİNİ FEDERASYON ATIYOR ARKADAŞLAR
ATAMA YAPACAĞI KİŞİLERİ BAKANLIĞIN ONAYINA SUNUYOR, BANLIĞIN ONAYINDAN SONRADA İL TEMSİLCİLERİ ATANMIŞ OLUYOR. BU KADAR BASİT BU İŞ “

__ Söylediğiniz gibi bir bilgiye sahip değilim. Gerçekten böyle ise, sadece bir tahmin değilse dayanak göstermelisiniz. Öyle değil mi?

Bu konuda da tekrar yazmak gereksiz ama düşüncelerimi, olması gereken demokratik il içi seçimleri yazmıştım.
****************************
ANAND:
“ BİR SATRANÇÇI OLARAK DOĞRU YAPILAN İŞLERİ HERKES DESTEKLER AMA YANLIŞ YAPILANLARA DA YANLIŞ DENİLMESİ LAZIM AMA NE MÜMKÜN SİZ İSMİNİZLE BUNU AÇIKLAYIN DAHA SONRASINDAN SİZE DİSİPLİN KURULUNCA CEZA VERİLSİN BU YÜZDEN KİMSE GERÇEKLERİ YAZAMIYOR. “

__ Bilakis herkes istediği gibi yazıyor. “Bak bunun içinde ben varım, ama beni göremezsin bilemezsin” güvencesiyle itham ediyor, sulandırıyor, yargıda bulunuyor, ironiyle inceden küçük düşürücü ve karalayıcı yazıyor zaten.
Belli bir düzeyi ve ağırlığı olan, saygıyı hak eden, kışkırtıcı, küçük düşürücü ve alaycı olmayan, hangi rumuzla yazan insanın karşısında olmuşum ki.
Yapmayın!
Ama hayat tecrübesini sunan, düzeyini, cesaretini, özgüvenini ve ciddiyetini ortaya koyan, bir şey söyleyen, hayatın içinde gerçek uygulamaları gösteren yazıların altında gerçek kimlik imzaları da var. Hepimiz okuyoruz.
**************************************
Beni nasıl anlayacağınızı, değerlendireceğinizi bilemiyorum.
Bu fikirlerim TSF armasını çıkarmadan yazılmıştır. O armayı TSF de görevim sona erince de çıkarmayı düşünmüyorum.
Beni, belli bir taraftan gören arkadaşlarımız doğal olarak subjektif düşünmekle suçlayabilir. Bu onların düşüncesidir.
Yazılarım ve düşüncelerim son derece açık ve nettir. Özgürce satranç adına yazıyorum ve çalışıyorum.
Hiçbir konuda da kendimi mecbur hissetmişliğim yoktur.
Kişi ya da kurumu savunma kararımı yine özgür irademle alırım.
Görevimin sadece eğitim kuruluyla sınırlı olmadığı düşüncemi de yazılarımdan anlayabilirsiniz.
İlk günden itibaren birleşme dedim.
. İl örgütlenmeleri dedim.
Seçime yönelik demokratik genel kurul dedim.
Bunların arkasında ve yanındayım. Asıl misyonumun da bu olduğunu düşünüyorum!
Bırakın desteği, ..
Cevap yok!
Cevap için bekleyenlerin neden beklediğini de biliyorum.

Son yazınız ve öneriniz için de il içi örgütlenmelerinin oluşması tamamlanmalı toplumca talep görülmeli, genel kurulda görüşülerek kararlaştırılmalı ve ilgili yönetmeliklerin hazırlanarak hayata geçirilmesi gerekmektedir.

Öz görüşümdür!

Sağlıcakla, sn.ANAND
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#25
Sayın AKMAN,
Tamamen size katılırım.
O mantığın içinde ait olduğu toplumun kendisini denetleyememesi gerçeği yatıyor.
Dışa kapalı kendince ilerleyen bir yapıyı hiçbir zaman savunmadım.

İçinde satranççılar olacak! Her şeyi onlar düzenleyip kararlaştıracaklar. TSF her anlamda destek olacak.

İlk günden beri kararlılıkla bunu anlatmaya çalışıyorum arkadaşlarıma.

Selamlarımla.
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#26
******************************************
ANAND:
“İL TEMSİLCİLERİNİ KİM ATIYOR HİÇ KİMSE MASAL OKUMASIN İL TEMSİLCİLERİNİ FEDERASYON ATIYOR ARKADAŞLAR
ATAMA YAPACAĞI KİŞİLERİ BAKANLIĞIN ONAYINA SUNUYOR, BANLIĞIN ONAYINDAN SONRADA İL TEMSİLCİLERİ ATANMIŞ OLUYOR. BU KADAR BASİT BU İŞ “

__ Söylediğiniz gibi bir bilgiye sahip değilim. Gerçekten böyle ise, sadece bir tahmin değilse dayanak göstermelisiniz. Öyle değil mi?

Bu konuda da tekrar yazmak gereksiz ama düşüncelerimi, olması gereken demokratik il içi seçimleri yazmıştım.
****************************

Sayın Aşkın bey yazdıklarınıza katılmamak elde değil, bütün samimiyetimle söylüyorum sizin gibi bu camiada çalışan olsa şimdi biz bunları tardışmazdık. yapmış oldunuz açıklamalardan dolayı teşekkür ederi. aynı açıklamaları başkanımızdan da duymak isteriz.


Benden istemiş oldunuz il temsilcileri atama şekline ilişkin yönetmelik sizlerde okuyup yorum yapabilirsiniz.

Federasyon il temsilcisi

http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/20...0719-7.htm

19 Temmuz 2012 PERŞEMBE
Resmî Gazete
Sayı : 28358

YÖNETMELİK

Spor Genel Müdürlüğünden:

BAĞIMSIZ SPOR FEDERASYONLARININ ÇALIŞMA USUL VE

ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİK

MADDE 13 – (1) Federasyonların il temsilcileri, federasyon başkanının teklifi ve Genel Müdürün onayı ile görevlendirilir. Federasyon il temsilcisinin görev süresi, başkanın görev süresi kadardır.

(2) Federasyon il temsilcisi, federasyon ile il müdürlüğü arasındaki koordinasyonu sağlar. Federasyon adına yaptığı işlemler hakkında il müdürlüğüne ve ilgili federasyona bilgi verir. İl müdürlükleri imkânları ölçüsünde federasyon il temsilcisine çalışma ortamı sağlar.

(3) Federasyon hizmet ve faaliyetlerini yerine getirmeyen, il müdürlüğü ve federasyonla koordinasyon sağlamayan federasyon il temsilcileri, federasyon başkanının teklifi ve Genel Müdürün onayı ile görevden alınır.


Yönetmelikte belirtildiği gibi İl temsilcisini federasyon belirliyor ve görevden alıyor
Ara
Cevapla
#27
sayın mojo jojo:

bu kalabalık yazılar arasında sizinle tartışmamızın güme gittiğini sanmıyorum .takipçilerimiz bizi izliyor. gönül rahatlığı ile tartışmamıza devam ediyorumm ..

demişsiniz ki kalabalık bürokratik yapılanmalarına karşıyım. bende karşıyım ama benim buradaki derdim başka sizinki ise bu .ben üstelik danışma kurulu diye bir kurul kurulmasını, başınada satrançta atılım yapmak isteyen ülkelere danışmanlık veren yabancı birilerinin getirilmesini önermiştim .

benim derdim nedir???
türk satranççısı daha kendini tanımlayamamış . ben satranççı isem, neyim, kimim .bu bilinmiyor .

hatırlarsınız. daha önce burada satranççı kim, satrançsever kim; bunu tartışmaya açmıştım ve ilk itiraz '' faydası yok'' diyerek sizden gelmişti .

tekrar ediyorum , tartışma buradan işin başından başlamalı . ne garip değil mi , burada diğer bir konuda '' kahvelerde satranç'' konusu tartışılıyor ama kahve satranççısı ne demek . bunun bilimsel bir tanımlaması var mı ; o bilinmiyor , kimse söylemiyor .

türkiye satrançta büyük bir ülkedir . üstelik benimde gurur duyduğum kahve satranççısı diye bir deyimin sahibi bir ülkedir .

+1800 raiting türk satranççısın tanımının taban şartıdır diyorum, kimse nereden çıkarıyorsun diye sormuyor .

eğer satranççılar yönetime gelecekse önce kendini tanıması lazım .ben satranççıyım diyerek kendisi ile gururlanması lazım . kendi kendini yönetme talebinde bulunması lazım .kendisini tanımlayamamış bir camianın sağlıklı yönetim talebinin olması mümkün değildir .

türkiye de şu şartlarda 40-50 bin +1800 lük satranççı olması gerektiğini iddia ediyorum . bu rakam çok kişiye komik gelebilir. bende diyorum ki komik olan onlardır . bu rakam satranç oyunculuğu içinde, yöneticiliği içinde, antrenörlük içinde , hakemlik içinde, kurul üyeliği içinde son derece yeterli bir rakamdır .

satranca ilk başladığım yıllardan beri bir satranççının profesyonel olması, satranca verdiği emeğin karşılığını alması gerektiğini çevreme söyledim durdum . türk satranççıları şunu anladığı an ,bu şekilde bu işten ekmek kazanamayacağını gördüğü an , ancak o an bilinçlenmeye, TÜRK SATRANCINA ağırlıklarını koymaya başlayacaklardır .

muzaffer şekerli ADANA
Ara
Cevapla
#28
MuzafferŞekerli Nickli Kullanıcıdan Alıntı:türk satranççısı daha kendini tanımlayamamış . ben satranççı isem, neyim, kimim .bu bilinmiyor .

hatırlarsınız. daha önce burada satranççı kim, satrançsever kim; bunu tartışmaya açmıştım ve ilk itiraz '' faydası yok'' diyerek sizden gelmişti .
Muzaffer beyciğim,

Halen aynı görüşteyim. Kavram tartışmak ancak sonuç sağlarsa iyidir yoksa tartışma egosunu biraz tatmin eder o kadar.

Ben Türk satranççısının kendini tanımladığını düşünüyorum. İlhan Onat mesela. Bana göre çağının büyükustasıdır. Yurtdışına gitmeyi bırakın, 1 dolar taşıyanın kaçakçılıktan içeri atıldığı dönemlerdi. Database yokken kısıtlı kaynaklarla ve balkan oyunlarından balkan oyunlarına, ceplerinden vererek gittikleri yerlerde gm deviriyorlardı.

Rahmetli Nevzat Süer. Tek başına Süer Satranç dergisi ile bu ülkenin satranç iletişimini 30 yıl domine etti. Bir gazete köşesi ile her köşeye satrancı soktu, liselerarası turnuvaları tek başına kurdu, yaşattı, yazışmalı satrancı ortaokullara soktu.

Modelse, benim modelim bunlar. Ne bürokrasiden nemalandılar, ne devletten aferin gördüler. Rahmetli Süer, dergisinin her santimetre karesine maç sokmaya çalışırdı, okuyanlar bir fazla görebilsinler diye.

Büyük bir yalan var. Geçmişte bu ülkede satranç yoktu, şimdi lisans sayısı patlayınca satranç var oldu sanılıyor. Kantitatif - kalitatif meselesi halbuki (nitelik - nicelik). Ve bu meyanda sizin 40-50 bin + 1800 rated oyuncu hedefiniz de niceliksel, bir niteliğe dayanmıyor. Onyüzmilyon baloncuk gibi.

Evet, geçmişte bu ülkede büyükusta düzeyini zorlayacak onlarca oyuncu vardı. Satranca saygı duyuluyordu. O yılların liselerarası turnuvalarının ilk basamaklarına bakın Türkiye şampiyonlarını göreceksiniz. Derneklerde yılda en az 10 turnuva yapılırdı.

Milli takım başarısızlığı ise üstyapı ve model sorunuydu. Burnumuzun dibindeki balkan ülkelerinden veya Rusya'dan bilgi transferi yapamamıştık. Bir model ve çalıştırıcı sorunu vardı ve devlet satrancı sevmiyordu.

Bugün Mc Donalds ve kredi kartı kültürü ile nasıl tüketim patlatıldıysa, satranç da öyle fast fooda dönüştü.

Derneklerde artık 3+2 saniye turnuvaları ilan ediliyor. Kullan at sistemine geçildi. 300 bin lisanslı varsa (bu sayıları ciddiye alan var mı onu da bilmiyorum) bakın bu ülkede bir dergi yok; kimse bunu görmüyor. Bir liselerarası turnuva yok, bir döner turnuva yok.

Yukarıda yazdım, İstanbulda 4 ayda yapılan 26 turnuvanın 22'si anaokulu + ilköğretim turnuvası. Çünkü McDonalds çocuk menülerinden kazanır, uygulanan model bu.

Amsterdam'da şehrin merkezinden geçen her 3 tramvaydan birinde Max Euwe Platze yazar; şehrin çok önemli bir bölgesinin adıdır o. Bizim bir Nevzat Süer heykelimiz veya parkımız yok daha.

İl temsilcisi, kalkınma, nitelikli birliktelik bana çocuk menüsünün yanında verilen hayal kahramanları gibi geliyor o yüzden. 320 kurul üyesi olmadan tek bir kişi zamanında bu ülkede satrancı insanlara sevdirdi, e ben de onu gördüm işte, ne yapabilirim?

O yüzden mesele 1800 - 2700 meselesi değil. Zamanlar değişti.

Futbol, motor sporları, basketbol, tenis, hatta atletizme kıyasla satranç maalesef endüstriyelleşememiş bir spor . Maddi açıdan halen prematüre. Çok kısıtlı bir kaynak içeriyor ve bütün bu kavga o zayıf kaynaktan nemalanma üstüne. Bizim bürokrasi bir kaynak gördü mü oraya bir yapı kurar ve kaynağı kökünden alır.

İl Temsilciliği, kurullar, komisyonlar, ilçe komisyonları hep bu yalan üstüne. Ama çelişkileri şu ki satranç hala fakir bir spor ve bizim bürokrasi aksi gibi çok kalabalık. O sebeple şimdilik sadece çocuk menüsü pazarlayabiliyorlar.

Kişisel olarak fast food sevmediğim için -çok özür dileyerek ve bu başlık altında samimi olarak son kez yazarak- söylemek isterim ki, ben bir ergenim ve bu menülere maalesef karnım tok.
Ara
Cevapla
#29
M.Aşkın TAŞAN Nickli Kullanıcıdan Alıntı:Sevgili genç (by/byn) arkadaşım,trueblueturk
Bayan deyiniz. Genç olduğum doğrudur.

M.Aşkın TAŞAN Nickli Kullanıcıdan Alıntı:Yazımdaki rakamlar belli tarihler arasında geçici olarak arşivlenmiş daha sonra yeniden güncellenen turnuvaların sayılarından alınmadır. Önce bunu hatırlatmalıyım, tüm turnuvaları kapsamıyor.
Bu durumda TSF''yi rezil duruma düşürecek bir içerik yayınladığınız için suçlu olan sizsiniz. Benim suçum size inanmaktan ibaret. Araştırmadan veya bilerek hatalı sonuçlar yayınlıyorsunuz. Ayıp.

M.Aşkın TAŞAN Nickli Kullanıcıdan Alıntı:Turnuvalar arşivini inceleyiniz. Sayıları ve yorumlarınızı kendinize saklayınız.

Sağolsun bunu mojo jojo bizim için yapmış ve yukarıda mevcut.
Mojo nun araştırması rezilliği iki katına çıkaran sonuçlar içermekte.
(1) Sizin sayılar hatalı, İstanbuldaki turnuva daha çok.
(2) +18 İçin bir tane bile açık turnuva yok.
Bakın mojo'nun rakamları ne diyor:
Mojo Jojo Nickli Kullanıcıdan Alıntı:İstatistik veriler şöyle:
Çocuk turnuvası: 22
Yıldırım: 2
Meslek Odası kapalı turnuva: 2
Ve de bakın siz ne diyorsunuz:

M.Aşkın TAŞAN Nickli Kullanıcıdan Alıntı:Bilginiz yoksa susun ve dinleyin, anlamaya çalışın!

Ok. Emredersiniz bayım.
Zaten herkes susmamızı istiyor.

DOĞRUCU
Ara
Cevapla
#30
Sayın genç bayan arkadaşım,

Öncelikle lütuf edip de kendinizi biraz olsun tanıtma cesaretiniz için içtenlikle teşekkür ederim.

Son zamanlarda kendimi maskeli bir baloda hissetmeye başladım. Kiminle dans ettiğimi bilmeden, olmadık potlar kırıp çamları devirmek var sonunda.

Hakkınızda kırıcı olduğumu düşünüyorsanız sizden özür diliyorum.

Sizi yanlış değerlendirdiğimden çok sizin beni yanlış, etki altında kalarak değerlendirdiğinizi düşünüyorum. Sizin beni TSF üniformalı biri olarak görüyor olmanızdan kaynaklı olabilir.

Ama hakkınızdaki düşüncem bayan olduğunuzu açıkladıktan sonra garip bir şekilde değişti, itiraf etmeliyim. Erkeklerin duygularını bayanlara oranla daha az kontrol edebildiklerini düşündüğümden dolayı, yazılarınızdan aynı kişilerce yaylım ateşi altında hissettim kendimi.

YAZARKEN AYIP OLAN BİRŞEY YAPMADIM!

Kasıtlı olarak da yanıltıcı bilgi vermedim.

Turnuvalar arşivinden, ukd bilgi sisteminden, turnuva askı listelerinden girince herkesin kolaylıkla ulaşabileceği bilgileri bu kadar saptırmam mümkün müdür sizce?

Bundan 10 gün sonra sizde aynı kaynaklara ulaştığınızda güncellenen turnuva sayılarının değişebileceğini pekala görebileceksiniz.

Sayın Mojo JOJO ile sosyal hayat içindeki tanışıklığınız konusunda fikir sahibi değilim.
Ancak derin hayranlığınız bu sayfalara yansıyor.

Yediğimi düşündüğünüz yumrukları sizden duyunca aklıma gelenleri doğal olarak satırlara döktüm. Oysa o arkadaşımın niteliksel açıdan fikirlerine çok önem verdiğimi, düşüncelerinin satranç gelişimimiz için önemli olduğunu belirten yazılarımın dışında, katılmadığım fikirleri ve tespitleri ile medenice uyarılması gereken biraz küçümseyici ama fazlasıyla ironik bombardımanlarını belirten yazılara karşı çıkmamalısınız.

HOŞGÖRÜ VE TAHAMMÜLÜ KARŞILIKLI OLARAK GÖSTEREBİLMELİYİZ!

1- Sayısal tespitlerine gelince o da tamamen yanlış!
Çünkü incelendiğinde görülecektir ki şu İstanbul turnuvaları iddia edildiği gibi sadece 18 altına değil!

Camiaya yabancı insanlar buna inanabilir. Yeni kuşaklarda…

Ama katılımcıların içinde benim 30 yıldır tanıdığım insanlar da vardır. Demek ki bu arkadaşlarım mahkeme kararıyla yaşını küçültüp ya da sabitleyip, hala 18 yaş altındaki turnuvalarda kupa madalya peşinden koşabilme becerileri var. Yazık bana!
Sorarım ben onlara çocuk turnuvalarında ne aradıklarını!

. Böyle açık turnuvalar varken +18 turnuvalarının olmadığını söyleyebilmek gerçekten de sizin söylediğiniz gibi aynen, ayıp!
__________
2- “ Sizin sayılar hatalı İstanbul’daki turnuva daha çok” diyorsunuz ya…

Onayı ve ilden sonuçları ulaşan turnuvaların sayısı benim yazımı yazdığım tarih ve saatte farklıydı, 20 gün önce de çok farklıydı, sabit kalmıyor. Mesela şu an yazarken turnuva askı listelerinde 252 rakamı var. Buna da takılmayalım!

3 - Bir yazısında da ülkemizdeki il sayısı 80 olarak gösterilse şimdi tutup da bunun hayır 81 dir diye muhasebesini mi yapmalıyım? (132 kurul üyesi + 80 il + onlarca ilçe,…29.04.2013…21:09) Benim açımdan çok ayıp olur yapamam…

4- Çocuk turnuvası deyimi!
Bu bir eğitim politikası sonucudur. Satrancın okullara ders ve etkinlik olarak girdiği onca yılın birikimi sonucu, yaklaşık 1.800.000 öğrencimiz satranç etkinlikleriyle tanıştı. Bu durumu lütfen ayıralım ve ayrıca tartışalım.

5- Nitelikli ve özlenen, beklenen turnuvalar! Sonuna kadar tartışalım, ama adımlar atılması gerek. Bu konuda düşüncelerimi okumadığınızı zaten biliyorum yazmıştınız!

Ben yazılarınızı dikkatlice ve değerli bularak, yazdığınız sürece okuyacağım.
Asla susmayınız!

Okuyacağımı bilmeniz için buraya not düşüyorum.
Bunun için özürlerimi kabul buyurun lütfen…

SAĞLICAKLA KALINIZ…
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla




Konuyu Okuyanlar: 14 Ziyaretçi