Gül Hanım'dan Rica.. Bu İşi Çözün Artık..
#1
Senelerdir yazıyorum, izninizle yine yazacağım..

Yaş Grupları Türkiye Satranç Şampiyonası, şu anki düzeniyle yoksul ailelerin çocuklarına, kendi illerinde şampiyon bile olsalar herhangi bir şekilde böylesi önemli bir turnuvaya katılma imkanı vermemekte, gariban ailelerin kabiliyetli çocuklarını satrancın dışına itmektedir..

Bu turnuvanın, mevcut haliyle yapılmasının camiamız açısından övünülecek bir tarafı yoktur!

Ali Nihat Yazıcı'nın "daha çok para" amacıyla açtığı bu yolda nice genç, yetenekli arkadaşımız kaybolup gitmiştir..

Acilen, illerinde düzenlenen turnuvalara katılan sporcu sayısı ve o ilin sporcularının geçmiş yıllardaki başarı durumu göz önüne alınarak (kriterler tartışılabilir), illere özel kontenjanlar ayrılmalı ve derece yapan sporcuların masrafları federasyonca karşılanmalıdır..

"Anne şefkati" sloganıyla başkanlığa seçilmiş, iki çocuğu da milli satranççı olan bir başkana bu yakışır..

Gül Hanım'dan rica ediyorum..

Güneydoğu'daki, İç Anadolu'daki, Doğu Karadeniz'in küçük illerindeki çocuklara ulaşmak istiyorsanız; en azından o illerin şampiyonlarına bir şans vermelisiniz..

Bu iş çok önemli Gül Hanım..
Bu işi çözerseniz, Ali Nihat Yazıcı'nın sırf para için Türkiye'de satrancın geleceğine attığı en büyük düğümlerden birini çözmüş olacaksınız..

Çocuklar arasında satrancı, gerçek anlamda geniş kitlelere, ülkenin geneline açmış olacaksınız..

Lütfen..
Ara
Cevapla
#2
bu konu benimde gündemimde idi .biri konuyu açsada yazsam diyordum . istanbul da yapılan türkiye gençler şampiyonasına 60 kişi katılmış . bunun 40 ı istanbuldan .20 taneside ya maddi durumu iyi, ya da çok fedakar çocuklar.

bu listeyi görünce ister istemez gözüme özel federasyon dönemleri geldi. türkiye birinciliklerine hep istanbul dan katılırlardı. dışarıdan katılanlarda ya çok fedakar yada hepsi teker teker sayın kişilerdi.

en azından bu sıkıntının aşılabilmesi için satranççılar devlete bağlanabilmek için az mücadele vermedi . şimdi düşünüyorumda devlete bağlanmak bize ne verdi diye. sadece daha fazla insana ulaşmak imkanı vermiş .yetenekler kendi illerinde yok olup gidiyor malesef. bununda bana göre tek sebebi velileri para kaynağı gören yöneticiler.

peki niçin para kaynağı görüyorlar??? bunun sebebi öğretmenler. satranççı olmayan kendi okullarındada velileri para kaynağı gören satrancı yöneten öğretmenler. bu kanaatim yıllardır gözlemlerimle oluşmuş bir neticedir.

hele hiç satranç bilmeyen öğretmenlere satranç antrenörü belgesi vermeleri yok mu .(bu öğretmen dayanışmasıdır) anadoluda gerçek satranççıları nasıl mağdur etti, bunu ben bilirim .satranç kulübü açan satranççılar satranççıya ulaşamaz oldu . veliler onlara az para kaptırmadılar. böylece ne yetenekler gerçek satranç antrenörlerinin eline ulaşamadan kaybolup gitti .

muzaffer şekerli. adana
Ara
Cevapla
#3
Sayın İbrahim bey; yazınızı hür dikkatle okudum. melesef seçim zamanı söylenen sözler bir tarafta kaldı. Satranç sporu artık bir zenginleri ilgilendiren bir spor haline gelmiştir. siz ne kadar fedakarlık yapsanızda fayda etmez. Zira bu olayların düzelmesi o kadar kolay olmayacaktır.

İşin uçunda katılım ücretleri, otel gibi masrafları karşıyacak fedakar anadolu insanını bulmak zor, zira kazançları bellidir, kazancları iyi olsa zaten yarışmaya katılırlar.

Sayıt Taşkın Bey her konuda yazı yazıyor nedense sizin açmış olduğunuz bu başlığa yazı yazmamış.

Aslında Taşkın beyin değerli bir şahsiyet olduğunu biliyorum ama formda yazmış olduğu yazı ve cevaplarla bazen çelişkili hale gelmektedir.Bu yüzden Sayın Taşkın beye tavsiyem lütfen sadece eğitim kuruluna ilişkin yazılar yazınız. diğer kısımlara gelen sorulara federasyonumuzdan yetkili bir kişinin yazması daha mantıklıdır.

Bende sayın taşkın beye sorular sordum. Çünkü karşımızda sorulan sorulara ilişkin tek cevap veren kişi kendisidir.
Ara
Cevapla
#4
İbrahim Etem Ay,önemli bir konuya değindi.Esasen "yetenekli ama maddi imkanları kısıtlı küçüklere yardım sağlamakla" benim dilimden hiç düşmeyen" Piramidin ortasına yardım sağlamak" arasında benzerlik de vardır.Ethem Ay'ın sözünü ettiği küçükler çoğunlukla Piramidin ortasındadır.Çünkü kendi ilinde Birinci olabiliyorsa UKD si de 1700 leri geçmiş demektir.Bu proje gerçekleşir mi?Hiçbir proje birden gerçekleşmez.Üzerinde çalışmak gereklidir.Bazı yeniliklerin hayata geçirilmesi zaman alacaktır!
Muzaffer beyin değindiği antrenör konusu da mercek altına alınmalıdır.Satranç çalıştırıcılığı sayesinde geçimini sağlamağa çalışan çok sayıda sporcumuz olduğunu biliyoruz.Belki bunların bazılarının Satranç dışında yapabilecek bir işleri de yoktur.Benim geçerli bir mesleğim olduğu halde birgün işsiz kalma ihtimalini düşünerek yardımcı antrenör belgesini hazır bulunduruyorum!Herşeye rağmen esas mesleği öğretmenlik olanların Satranç öğretmeni olmaları kaçınılmaz bir gelişmedir.Bu gelişme belki biraz hızlı olmuştur.Ama bugün olmasa da yakın bir gelecekde olacaktı!Çünkü Türk Satrancı Okulların Satranca önem vermesi ile hızlı bir yatay gelişme sürecine girmiştir.Özet olarak söylersek Resmi Satranç Federasyonunun kurulması yatay gelişmeyi hızlandırmıştır.Buna karşılık dikey gelişmede(usta oyuncu sayısı ve ustalığın gelişmesinde)beklenen başarılar sağlanamamıştır.
Binlerce küçük öğrenciye Satranç lisansı çıkarılması ile çok sayıda öğretmene de yardımcı antrenör belgesi verilmesi kaçınılmaz bir sonuç olmuştur.Satrancı çok iyi bilmediği halde yardımcı antrenör olan öğretmenler Satrancı öğrenene kadar,bizim Satranç bilgisi iyi olan yardımcı antrenörlerimize çalışabilecekleri bir iş bulmamız gerekir.Her zaman söylediğim "Yerli dinamikler desteklenmelidir"cümlesi yardımcı antrenörleri de kapsamaktadır!!
Bütün bu sorunları ümitsizliğe kapılmadan anlaşılır bir dille ortaya koyalım!
Ateş Ülker
Ara
Cevapla
#5
Sayın ibrahimethemAY,

Bu konudaki haklı tespitinize dayalı feryadınızı ilk kez 15.Kasım.2012 tarihli yazınızda okumuştum.
Konunuzda tamamen haklısınız!

Gerekçeleriniz, konumunuzu da haklı kılıyor!
Size de ö.m. ile yazacaktım, yazım hazırdı.
Ama sn. arkadaşım ŞAHMAT neden yok diye sorunca...

Öğretmenlik yıllarımda tanık olmuştum bu uygulamalara. MEB içindeki sadece satranç değil, tüm dallardaki yarışmalar, gruplar ve Türkiye Finalleri. Hepsi de ödenekliydi. Tamamen yetmese de belli bir oranda yetiyordu. Bazen başka kaynaklar arayışına girerdik öğretmen olarak. MEB bu tip yarışmalar için devlet ödenekli bütçesinden pay ayırıyordu.
Halen de öyle!

Bu modelin TSF’ ye gelmesini hep arzu eden birisi olarak geçmişten beri bireysel olarak arayış içindeyim. Çeşitli kaynaklar oluşturabilmenin hesaplarını yapıyorum. Ve bunu hep paylaşmıştım arkadaşlarımla.
TSF geçmişte (Ö.Ö.) özerklikten önce bu uygulamayı devlet kanalından sayıları 300 leri bulan sporcularıyla “TÜRKİYE YAŞ GRUPLARI FİNAL YARIŞMALARI”nda harcırah ödeyerek kısmen yapıyordu.
Bu bir devlet katkısıydı.
Ama beni düşündüren satranç dalında bu rakamın katlanarak artacağı günlerde devletin alt yapısız politikasını tamamen bırakacağına yönelik olan tahminimdi.
Sonunda bu da oldu. Yansımalarının bir kısmı MEB’e büyük bir kısmı ise federasyonlara vurdu.

Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlükleri katılımcı sayısı az olan halter, güreş, buz hokeyi gibi dalların Türkiye Şampiyonaları için, Sayıları 60-90 arasındaki bu kitleye illerde kendi şartlarından konaklama imkanları sunabiliyorlar.

Bizim kategorimiz de bol, sporcularımız da.
Beklediğimiz şekilde devlet bizim satranç il ve final yarışmalarına sporculara yönelik bir ödenek, bütçe ayırmıyor!

O halde ne yapılabilir?
Bireysel önerilerimi, düşüncelerimi, zamanla aklıma gelenlerin tamamını ortaya döktüm. İçlerinde ilk bakışta olmaması gerekenler de var sanki.
Bunları eleyecektim, ama bir düşüncedir. Eleştirilere açıktır, camia tartışır. Eler yerine başka öneri getirir. Saygı duyarım.

Makul çözüme doğru ilerlemektir önemli olan.
İstiyorum ki çözüm önerileri bu satırlarda oluşsun.
İstek sunmak başka, bazen istemek yetmiyor biliyoruz!
Çözümün gözüktüğü öneriler sunalım.

Ve bu önerilerin takipçisi olalım.
Ben kendi adıma sözüm var, bunu yapıyorum!

BİR SONRAKİ YAZIMDA ÖNERİLERİMİ PAYLAŞACAĞIM.


Not:
sn. ŞAHMAT, adım M.A.T.
Yani Mehmet Aşkın TAŞAN

Lütfen adımı doğru yazınız. Ben kimliğimi açıklayan birisi olarak bunu beklemek hakkımdır. Beni yanlış anlamadığınızı umarım.

AYRICA, tüm yazılarımı da bu isim altında yazdım en başından beri.
Kendi kararımla!

TSF nin görevlendirilmiş bir sözcüsü olmadığımı da buradan defalarca ilan ettim. Olumlu fikirlerin düşüncelerin yanındayım ve takipçisiyim. Makul çözüm önerilerinin oluşmasını bekliyorum.

Benim dışımda bir yetkilinin çıkıp çıkmayacağını bilmiyorum sizin gibi inanın.
Ortak yaşanmış geçmişimizin olmadığı insanlarla güven sorunu yaşıyoruz.

Sizin gibi yazıyorum, karşı yakadan…
Naçizane takip konularım da var.

SELAMLARIMLA…
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#6
Değerli Arkadaşlar;

Doğu ve Güneydoğu illerinin yaş grupları il birincilerinden 1 tanesi TSF tarafından ücretsiz Türkiye yaş grupları şampiyonasına davet edilmektedir.Ayrıca bazı illerin sporcularınında Gençlik spor il müdürlüğü imkanlarıyla bu yarışmaya katıldıklarını öğrenmiş bulunmaktayım.Her ne kadar tam yeterli olmasada bu tip imkanlar TSF ve spor il müdürlükleri tarafından sağlanmaktadır.Tabi özendirici imkanların,fikirlerin tartışılmasında yarar var.

Saygılarımla...
Ara
Cevapla
#7
burada sayın gambitin yazdıkları beni hiç tatmin etmedi. yazmış olmak için yazmış gibi bir kanaat edindim . gülkız tülay federasyonunun konu başlığı ile ilgili hiç bir fikri yok. bu onu gösteriyor.

devlete bağlanmak!!! ne büyük hayalimizdi.. neler bekliyorduk.. şimdi bakıyorumda eğer devlete bağlanmak bu ise biz boşuna uğraşmışız devlete bağlanmak için ..keşke hiç bağlanmasa idik . bu günkü federasyonun o federasyondan fazlası yok üstelik çook eksiği var. en azından o günkü azim yok.

konu başlığı ile ilgili bir fikri bile olmayan federasyon .offff......topu devlete ve bölge müdürlerine atan federasyon!!! topu onlara at, kendin yat!!! ne güzell...

1990 öncesinde her ile bir satranç temsilcisi atayarak bu işi bugünkü federasyondan daha iyi yapabilirdik .çünkü okullarda zaten satranç kolları ihdas edilmiş ve her sınıfın bir satranç kolu her okulun bir satranç başkanı var idi. satranç kolu başkanları bu günkü satranç öğretmenlerinden daha iyi satranç biliyorlar idi. ayrıca okullarınada hakim idiler.

kendi anım olarak anlatayım..liselerde simültane vermeye giderdik . liselerde(henüz ilkokullara inememiştik) her okuldan en az 30 -40 kişi simültanelerimize katılırdı. bu turnuvaları evlerden getirilen takımlar ile yapardık. 300 kişi ile liselerarası turnuva düzenler idik .ama bu turnuvalar UKD ye girmez idi.

satrancın yatay gelişmesi doğru değildir. satranç ne yatay gelişmiştir ne de dikey.
türkiye zaten ''kahve satranççısı'' deyimi olan satrançta dev bir ülkedir. 1050 -1100 raitingli oyuncular ile öğünecek halimiz yok .onları satranççı saymak en büyük yanılgıdır.

federasyonun asli görevi +1800 raitingli oyuncular ile uğraşmaktır. +1800 raitingli oyuncu sayısını arttırmanın planı yapılmalıdır. 300 000 lisanslı oyuncu var demek hiç bir şey ifade etmez. bu rakamın çok fazlası 1990 öncesi zaten var idi . şu andada var .

önemli olan eldeki imkanları satranca en iyi aktarmaktır. mevcut şartları yeteneklere en iyi bir şekilde ulaştırmaktır. özel federasyon kendi tarihinde bunu en iyi bir şekilde yapmıştır.

buradan ne yazsak boş. aslolan, azimli ve satranççı bir federasyonun bir an önce başa gelmesidir. şu anda dışarıdan ne yazsak eksiktir. satranççılar ipin ucunu ele almalı yönetime gelmek için bir yol haritası çizmelidir. satranççılar yönetime gelmeden bu iş olmaz. ne oluyorsa satranca oluyor..

satranççılar oynasın gülkız tülay yönetsin; bu olmazzzzzzz!!!!!!!!!

muzaffer ŞEKERLİ adana
Ara
Cevapla
#8
başka şehirden gelen turnuva oyuncuları için devlet ucretsiz konaklama saglayabilir.
mesela yazları yurtkura baglı ogrenci yurtları boş atıl durmaktadır.
buralar kullanılabilir.
bir çok insan asgari ucretle (800 tl) geçindigi için 2-3 gün süren bir turnuvaya yol + otel masrafları 400 tl yi rahat bulabilir. yani asgari ucretin yarısı bir çok devletin sporculara konaklama konusunda destek olması gerekir.
Ara
Cevapla
#9
düzenleme seçenegi kapalı oldugu için duzeltmeyi yeni mesaj olarak yazıyorum...
başka şehirden gelen turnuva oyuncuları için devlet ucretsiz konaklama saglayabilir.
mesela yazları yurtkura baglı ogrenci yurtları boş atıl durmaktadır.
buralar kullanılabilir.
bir çok insan asgari ucretle (800 tl) geçindigi için 2-3 gün süren bir turnuvaya yol + otel masrafları 400 tl yi rahat bulabilir. buda asgari ucretin yarısı demek yani çogu insanın katılması imkansız.
Devletin sporculara konaklama konusunda destek olması gerekir.
Ara
Cevapla
#10
Sn. İbrahim Ethem Ay merhaba,

Çok önemli bir konunun başlangıç noktasına giriş yapmışsınız.. Tamamen katılıyorum size... Federasyon yoksul ve yetenekli aile çocuklarının önünü açmalıdır... Onları Türkiye yaş gruplarına davet edip ücretsiz oynatmalıdır bu yetenekler daha ortaya çıkmadan kaybolmamalıdır söylediğiniz gibi... Yüzde yüz bu iş böyle de olmalıdır !

Peki ya devamında ne olacak yani sonrası nasıl olacak bilen var mıdır ?

Özellikle son 4-5 sene içerisinde ortaya çıkmış bir şekilde kendi oluşturdukları imkanlarıyla Türkiye yaş gruplarına katılabilmiş üstelik derece dahi yapmış hatta bazıları ulusal turnuvalarda Avrupa ve Dünya dereceleri dahi yapmış aile durumu bozuk ve yetenekleri herkes tarafından da ismen bilinen bu aile çocuklarının akıbetleri nedir acaba?

Bu çocukların ne yazık ki performansları durağanlaşmış... Yurt dışındaki rakipleriyle aralarındaki makas giderek açılmış ve keşfedilmiş sonra da kaybedilmiş yetenekliler sınıfına doğru hızla yol almaktadırlar!

Federasyon onları hiç Türkiye yaş gruplarında ücretsiz ağırlamış mıdır ki daha sizin söylediğiniz gibi ilinde başarılı olanları desteklesin ?

Birazcık düşünmek lazım !

Diyelim ki olmaz ya hadi Federasyon bu tarz çok yetenekli ve kendi ilinde de birinci olmuş yoksul aile çocuklarını Türkiye yaş gruplarına davetli çağırdı ! Üstelik bu çocuklarda milli takım havuzuna girmeyi başardılar hatta Türkiye derecesi dahi yaptılar !

Peki ya sonrası ne olacak ? Federasyon bu çocukların elinden tutacak mı? Onları sürekli takip edip ilgilenebilecek hocalar tahsis edecek mi ?
Bu çocukları ulusal turnuvalara götürecek mi ? Götürecekse kaç adet sadece bir adet mi? Bu yeterli mi? Bu çocukları Türk satrancına kazandırabilecek mi?

Yoksa yukarıda örneklerini açıkladığım gibi keşfedilip kaybolmaya namzet yetenekler mi olacaklar?

Türkiye yaş gruplarında birinci veya ikinci olursalar sadece bir kereliğine yurt dışı ulusal bir turnuvaya götürülecekler o da sadece çocuğun ücretini karşılayacaklar velisinin kini değil !

Yani varlıklı ailelerin çocukları velileriyle istedikleri kadar çok turnuvaya giderlerken onlara hak ettikleri tek adet turnuva için dahi siz velisiz gelin yada gelmeyin siz bilirsiniz diyecekler !

Peki Türkiye yaş gruplarına bir şekilde dışardan sağladıkları kaynaklarla gelen üstelik çok başarılı da olan havuza giren ve derece yapan yoksul aile çocuklarına ne olacak?

Şu olacak:

O da bu yıl başlatılan ve verimliliği ve sürekliliği tartışılır şekilde 15 günde bir sadece 3 saat kadar havuz grup çalışmalarına katılacaklar o kadar ... Sonrasında bu çocukların ne yaptığı, satrançla uğraşıp uğraşmadığı, bir şeye ihtiyaçlarının olup olmadığı, okullarıyla ilgili bir girişim, destek gerekip gerekmediği ,ailevi ve maddi sıkıntıları olup olmadığı irdelenmeyecek, gelişimleri ve tecrübeleri için herhangi bir ulusal turnuvaya da götürülmeyecek ve tamamen başı boş kendi hallerine bırakılacaklardır.

Verilecek destek budur işte fazlasını beklemeyin !

Yani kısacası Türkiye'de satranç şu haliyle bir zengin sporudur !

Çocuk yetenekli ve çalışkan ise velisi de hocasıydı, turnuvasıydı yılda 30-35 bin TL harcayabilirse bu iş ailecek onlara büyük keyif verebilir !

Bu yüzden boştan yere yetenekli ve yoksul aile çocuklarını hiç bu işe bulaştırmayın ki harcanmasınlar ! Onları ve ailelerini bırakın okullarına konsantre olsunlar zekalarıyla ülkenin geleceğine faydalı işler yapsınlar ve hayatlarını çizsinler Sn. İbrahim Ethem Ay !

Kısacası velisinin cebi kalınsa ,çocuğuna özel IM , GM çalıştırıcılar bulursa Yılda da 3-4 sefer yurt dışına da götürürse çocuk Türkiye derecesi de yapar Avrupa derecesi de Fakat 12 yaşına kadar !

Sonrada Federasyon kendi başarmış gibi cakasını yapar! Federasyonun istediği de zaten bu ! Cebi kalın velilerle gelen kısır başarılar !


12 yaşından sonra ise velinin cebi de başarı için yeterli olmayacaktır. Çünkü başarı için artık bir sistem ve başarıyı gerçekten isteyen ve bunun için çalışan bir Federasyon gereklidir.

Herkese saygılar, sevgiler

VELİBABA
BAŞARI ; SIRRINI BİLENLERİNDİR!
Ara
Cevapla
#11
Konuya uzun vadede bakan arkadaşımız sn. VELİBABA’ nın tespitlerine tamamen katılıyorum. Uzun vadeli, kalıcı çözümden bahsediyor.

Devlet politikası ve desteği olmadan şu şartlarda çok zor!

Bu son derece önemli konunun mali boyutunu da gerçekçi bir biçimde ele almak gerekir.

Gerçi günümüzde nelere bütçe ayrılmıyor.
Ancak şu tabloyu belirlemek gerekir.

Satranç yarışmalarında illerinde birinci olan çocuklarımızın Türkiye Birinciliği’ ne katılımlarının maddi olanaklar sağlanarak katılabilmesini tartışıyoruz.
Önce elimizdeki sporcu kitlesine bakalım. 81 il, 24 kategori (kız-erkek).
Sadece birincileri düşünürsek sporcu sayısı: 81x 24= 1944 sporcu.
Kategorilerinde ilk üç sporcuyu düşünürsek 1944x3= 5832 sporcu eder.
Bir sporcunun günlük ödenen yasal harcırahı şu anda MEB yarışmalarında 30 TL civarındadır.

7 günlük harcırah 7x 30= 210 TL eder.
Yol giderlerini ortalama 100 TL düşünürsek toplam rakam bir öğrenci için 310 TL eder. Bu devletin ödeyeceği rakamdır.

İl birincisi olan sporcuların toplam harcırahı (310x1944) 602.640 TL eder.
Bu rakamı kategorilerinde ilk üç sporcu için düşünürsek 1.807.920 TL ediyor.
Bu rakamlara antrenörlerin ve hakemlerin harcırah ve görev ücretlerini eklemedim.

Aslında her iki rakam da TC’nin rahatlıkla ödeyebileceği rakamlardır.

Ama ben başka hiçbir dalda, son 20 yıldır bir federasyonun bu şekilde bir organizasyonun maliyeti üstlendiğini görmedim. Yanlışım, eksiğim olabilir.
Mutlaka sponsor bularak bu ve benzeri organizasyonlar yapılıyor, bunu biliyorum. Hatta uluslar arası kamplar, festivaller şeklinde bile düzenlenebiliyor. Halk danslarında olduğu gibi...

Ama güçlü sponsor desteği ile. Kendi adıma söylüyorum ki, şu anda TSF’ nin böyle bir öz ödeme gücünün olduğunu sanmıyorum. Devletin de ne maliye kanalıyla ne de spor il müdürlükleri kanalıyla böyle bir ödeme yapmasını beklemiyorum. Beklemek de hayalcilik olur.

Umarım ben yanılırım!

Bu önemli konunun çözümü için gerçekçi olmak gerek!
Ben bu rakamların bulunabilecek sponsor kuruluşlar tarafından karşılanabileceğini düşünürüm.

******************
Ama akla başka formüller de gelebilir.

Yarışma aşamalı olarak yapılabilir.
Birbirine yakın her on il bir bölge yarışması yapabilir.
Bölgelerden her kategoride ilk üç sporcunun finale gelişi düşünülebilir.
10 bölge, 24 kategori toplam 720 sporcu eder, 1944 sporcuyla kıyaslandığında bu sistem maliyeti düşürecektir.
Bölge yarışmaları için daha mütevazi koşullar da sunulabilir. Zamanlama önemlidir. Kamu kurum ve kuruluşlarının tesisleri düşünülebilir.
Bu konuda diğer tartışılmasını istediğim önerilerimi yazım uzun olmaması için daha sonra yazacağım.
SELAMLARIMLA…
*****************************
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#12
Merhabalar,

Sn. M. Aşkın Taşan beyin iyi niyetli matematiksel hesabı yapılmış çözümlü yaklaşımı okunduğunda çözümü imkansız bir tablo ortaya çıkmış gibi gözükmektedir.

Fakat İbrahim Ethem Ay beyin belirttiği farklı bir şeyken Sn. Aşkın Taşan bey farklı bir yöne gittiğinden hesap bayağı okkalı çıkmıştır.

İbrahim Ethem Ay bey tüm illerde dereceye giren bütün çocuklar Türkiye yaş gruplarına TSF olanaklarıyla katılsın dememiştir ki !

Yanılmıyorsam şöyle demiştir:

Öncelikle İllerinde dereceye giren değil , sadece birinci olanlardan maddi olanakları olmayan yoksul aile çocukları TSF imkanlarıyla Yaş gruplarına katılsın demiştir.

Yani 81 il 'den bahsedilmiş Fakat her ilde faaliyet olmadığını düşünürsek ortalama 50 adet faal il dersek her ilden birinci olmuş ve il temsilciliği onayı ile yoksul 2 çocuk kontenjanı olsun diyelim ki ; gerçek sayı 50x2 =100 adet çocuk yapar.

Siz TSF olarak 100 adet yoksul il birinciliği kontenjanı açın sorunu çözersiniz zaten... Eğer çözülmek isteniyorsa tabi ki !

Birde bu tip konuları çözmek için devlet politikası ,devlet desteği , yok ekstra sponsorlar falan abartılı söylemlerdir.

İş bankasının verdiği sponsorluk desteği +GSGM 'den alınan kaynaklar + TSF 'nin her nevi turnuvalardan elde ettiği yüksek gelirler. Tüm bu ve bir önceki yazımda bahsettiğim konulara rahatlıkla kaynak oluşturur.

Yeter ki yapılmak istensin!!!

sevgi ve selamlarımla,

VELİBABA
BAŞARI ; SIRRINI BİLENLERİNDİR!
Ara
Cevapla
#13
Sayın VELİBABA,
Ben bu öneriyi getiren arkadaşıma tamamen katılıyorum. Bu düşüncem çok yeni de değil.
O’nun yirmili yaşlarından, ta öğrencilik yıllarımdan…
ÖSF da tanık olduğum en önemli konudur!
Ancak bu forumda yazma şansı bulunca, çok eskilerdeki notlarımı ve rüyalarımı ortaya dökme şansı yakaladım.
Son fikrinize de katılırım.
Ama sanırım istikrardan bahsetmiştiniz bir önceki yazınızda.
Kalıcılıktan…
Ben taşıma suyla birkaç yıl sürebilecek sistem önermiyorum!


Sevgili arkadaşlar,

Aslında çözüm belli. Herkes bir çözüm sunabilir. Ama şartlar dahilinde gerçekleşebilecek çözümleri tartışmakta fayda var.

Çok eskilerden beri aklımda ve hayalimde süslüydü.
Şöyle bir çözüme ne dersiniz?

Yakın bir geçmişimize kadar ülkemizde spor liseleri açıldı. Fakat talep görmemesi yüzünden etkisizdi. Şimdilerde neredeyse yok.

Benzer çözüm önerisi olarak sunacağım uygulama,Yatılı İlköğretim Bölge Okulları(YİBO)dır. Bildiğim kadarıyla 2012 yılında 589 adet vardı. Gerçi onlar da tarihe karışmak üzere.

Anlatacaklarım hayal gibi gelebilir…

Ülkemizin her coğrafi bölgesinde özellikle doğu ve güneydoğuda çok değil, yeterince 2 ya da 3 er adet açılacak satranç ağırlıklı yatılı okullar, bu işi çok yönlü çözer. Seçilecek öğrencilerin kriterleri belirlenir. Ülkemizin en yeterli usta sporcularının antrenör eğitimcilerinin yanı sıra pedagojik alan bilgili öğretmenlerin ve spor psikolojisi, antrenman bilgisi gibi yardımcı derslerinde bulunduğu eğitim programları alırlar. İlkokuldan lise son sınıfa kadar okuyan öğrencilerimiz devlet destekli olarak ağırlıklı satranç eğitiminin yanı sıra normal eğitimlerini görürler. Yüksek öğrenimlerine alan bilgilerinin ön sırada olduğu okullara direk geçerek(BESYO vb.) devam edip öncelikle satranç antrenörlüğünün yanı sıra, çeşitli spor branşlarında eğitimci, yönetici olma şansı yakalarlar.
Öğrencilik yıllarında da her Türkiye Final Yarışmalarına da okul ve devlet destekli giderler.

Fakat bu sistemin uygulanması için politik güç, arkasında yeterli bir halk talebi, desteği ve denetimi gerekir.

Bu konudaki görüşlerinizi merak ediyorum.

Düşüncelerim tamamen samimidir. Asla asıl konuyu gizlemek ya da sabote etmek değildir. Böyle düşünen arkadaşlarım için belirttim.

Burada ortaya çıkacak her makul fikir sizlerin adına bir öneri demetidir.
Not alıp öneride bulunmayı, destek vermeyi, alınabilirse kararın takipçiliğini üstlenmeyi zaten belirtmiştim.

Fikirlerine katılayım katılmayayım, toplumu aydınlatacak ve yönlendirebilecek çok değerli görüşlere sahip her üyenin yazılarını önerilerini dikkatle notlarıma alıyorum. Arkasında SATRANÇ TOPLUMUNUN bulunduğu fikirleri yönetime sunmak ve takip etmek yanlış mıdır?
Yeri gelince sizlerin olmadığı ortamlarda SATRANÇ TOPLUMUNUN taleplerinin önemi yok mudur?
En azından bu fikirlerin mevcudiyeti önemsiz midir?

Ama ben sonuca bakmak isterim.

Gerçekten yapılabilecek şeyleri konuşmak, tasarlamak gereğine inanıyorum.
Birlikte kat etmek dediğim yol budur!
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#14
Sn. M. Aşkın Taşan ,

Çok haklısınınız ve çok da iyi niyetlisiniz !

Bahsetmiş olduğunuz satranç ağırlıklı yatılı okullar fikri dört dörtlük bir uygulama elbette ve kim istemez ki !

Lakin bu uygulama tüm spor branşları için de düşünülebilir.Diğer spor federasyonları da aynı taleplerde bulunabilirler.
Bu yüzden işte bu asıl TSF ' yi aşan bir devlet politikasıdır. MEB ve Spor bakanlığıyla ve devletle tüm spor federasyonlarıyla birlikte beraber mücadele edilmesi gereken uzun ince bir yoldur. Yolun sonu duvar da olabilir üstelik !

Fakat ortada ise kanayan bir yara vardır ve acil pratik müdahalelerle kanamayı durdurmak ve hastayı hayatta tutmak gerekir. Bu işinde ilk sığınılacak yeri ,büyüğü yani evin reisi olan TSF' dir.

Siz evin reisi olsanız ve çocuklarınızın karnı açsa , kıyafetleri de küçülmüşse , hastalanmışlarsa ve üstelik sizin bunların tümünün 100 katını temin edecek imkanlarınız varsa onlara şöyle mi dersiniz:

''Biz annenizle rutinlerimizi bozamayız haftada iki akşam boğazda balık yiyip hafta sonları Uludağ da kayak keyfimize harcayacağımız parayla sizin ihtiyaçlarınızı karşılamaya başlarsak bu hep böyle devam eder. Bu yüzden buna kalıcı bir çözüm bulalım. Biraz daha 1-2 yıl sabırlı olun. Devlete gidelim ve sizin bundan sonraki tüm masraflarınızı devlet garantisi altına alalım paramız bitmesin ki rutinlerimiz bozulmasın '' mı dersiniz?

Yazık oluyor ve harcanıyor bu ülkenin gelecek vaad eden ve üstelikte kendini ispatlamış genç satranççı yeteneklerine ...

Yazıktır ! Günahtır ! diyorum ...

sevgi ve selamlarımla,

VELİBABA
BAŞARI ; SIRRINI BİLENLERİNDİR!
Ara
Cevapla
#15
Sayın VELİBABA,

Verdiğiniz örneğe gerek yoktu!
Ama yine de çok haklısınız.
Ben gereken mesajı zaten almıştım. Bu benim çok geçmişten büyük hayalimdir.
Çok küçük bir örnek vermek isterim.
Meslek hayatımın doksanlı yıllarında Sivas Yıldızeli Pamukpınar Anadolu Öğretmen Okulu’nda çalışırken tanık olmuştum. Anadolu’muzun onca güzel ilinden çok seçkin ama ekonomik açıdan da bir o kadar talihsiz çocuklarımızın sınavla alındığı bir okuldu. Okul çocukların tüm ihtiyaçlarını karşılıyordu. Aynı zamanda güreş eğitim merkeziydi. Dünya ve olimpiyat şampiyonu güreşçimiz Şeref EROĞLU o okuldan öğrencimdi. Okula Rusya’dan ekolleşmiş hocalar (Rüstem KAZAKOV vb…) gelip bir dönem boyu ders verir antrenmanlara katılır, en yeni teknikleri gösterirdi.
Köy ve mezralarda görevli olarak çalıştığım yıllardan bilirim o yetenekleri daha ortaya çıkmadan kaybolan çocuklarımızı. Satrançla tanıştırabildiklerimiz ise kapakları açılan bir barajın onca gücüyle akan suları gibiydiler.
Uzatmayacağım.

O BAHSETTİĞİNİZ SAYILARDA BİLE OLSA, O ÇOCUKLARIMIZIN İLLERİ ve KENDİ ADLARINA KATILABİLMELERİNİ SAĞLAMAK İÇİN ÖNERİ YAPIP, ÇÖZÜM SUNMAK ve KARARLICA TAKİP ETMEK GÖREV OLDU BANA!

Bu, her şeyden önce insani ve mesleği eğitimci olan bir kişi için atılması gereken bir adımdır.

Bu fikre sahip çıkacak çok insan olduğunu düşünüyorum.
Önerilerim arasında bu işin maddi boyutuna kaynak yaratmak da var. Bunu da sizlerle daha sonra paylaşmak ve görüşlerinizi almak isterim.
Selam ve sevgilerimle…
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#16
Sn. M.Aşkın Taşan,

İşte size de bu yakışırdı zaten !

Bu güne kadar ki tutumlarınızdan dolayı sizden böyle bir yaklaşımın geleceğini ve yazılı olarak ikrar etmeseniz bile bu işi takip edeceğinizi ve olumlu sonuçlar için uğraşacağınızı tahmin edebiliyordum.

Fakat deklare etmekle tüm camianın takdirini kazandığınızı ve bu işten güçlenerek çıktığınızı görüyorum artık !

Artık yolunuz açık olsun Sn. Aşkın Taşan! Rastgele !

Her türlü konuda her kesimden destek bulacağınızı düşünüyorum !

selam ve saygılarımla,

VELİBABA
BAŞARI ; SIRRINI BİLENLERİNDİR!
Ara
Cevapla
#17
Türkiye Yaş Grupları Satranç Turnuvası'nın (sayı olarak değil, il bazında söylüyorum) "küçük bir grubun" turnuvası olmasına, bu konuya karşı tavır almak çok önemli..

Herkesi bu konuda fikir beyan etmeye davet ediyorum; forumda veya doğrudan federasyon yetkililerine, hiç fark etmez..

Nasılsa artık seçim döneminde değiliz..

Herkes açıkça fikrini söylemeli..

Nasıl yapılır, kaynak nasıl bulunur, ne gibi bir düzenleme yapılır; bunların hepsini sonra konuşuruz.. Öncelikle böyle bir irade var mı, bu çocukları kazanmak istiyor muyuz; bunu dürüstçe ortaya koymalıyız..

Artık seçim döneminde değiliz..
Artık Cengiz Abi'den veya Gül Hanım'dan yana olanlar, iki ayrı grup değiliz..

Fakat bu çocuklardan yana mıyız?
Bu çok önemli..

Tanıdığım, tanımadığım, beni seven, sevmeyen herkesten rica ediyorum..

Bu konuya biraz özen gösterin.. Forumda veya doğrudan Gül Hanım ile görüşerek..

Lütfen..
Ara
Cevapla
#18
sayın ibrahimethemay:

bu konuya çok önem verdiğim için açtığınız konuyu bu gün burada fikirlerimi paylaştığım arkadaşlarımla masaya yatırdık . sonucu burada paylaşmak istiyorum .

burada kastınızın seçim öncesindede kastedilen yaş guruplarının kemer deki yaş gurupları ve türkiye birinciliği olduğunu düşünüyorum . orada yüzlerce kişi hem türkiye birinciliğine hem yaş guruplarına beş yıldızlı otel ortamında geldiler ve yarıştılar. ama, daha yeni istanbulda yapılan gençler türkiye birinciliğine istanbul dışından sadece 20 kişi katıldığı gibi istanbuldan da sadece 40 kişi katıldı . bu bize bir şey anlatıyor.

beş yıldızlı otel ortamına rağbet çok. bu durumda yapılacak pek bir şeyde yok .türkiye de satranç henüz istelinen durumda değil . herkes satrancı bir sosyal faaliyet olarak görüyor ve tatil için vesile sayıyor. ailelerde öyle, bunu fiilen yapanlarda (pek azı hariç) öyle. yani bu uygulamada federasyon haklı. çıkan sonuç malesef böyle.

gelelim maddi durumu kötü yetenekli çocukların desteklenmesi ve ücretsiz olarak turnuvalara gitme konusuna . bu günün türkiyesinde böyle şey olmaz. devlet sporda yetenekli çocukların desteklenmesi konusunu terkedeli yıllar oldu .''öyle bir şey varsa sponsor bulun'' diyor. çünkü yetenek çok istismar edilen bir konudur . federasyonunda yetenekli kişileri desteklemeyi bırak, keşfetme gibisinden bir çalışması dahi yok . zaten istesede onları taşıyamayacağını kendiside biliyor. o nedenle sistemi ''saldım çayıra mevlam kayıra'' düşüncesinin üzerine kurmuş .

yukarda sayın VELİBABA nın çok güzel analizleri var. ama onun ''satranç zengin sporudur '' tesbitine katılamadık . elbet zengin her yerde zengindir.
türkiye de satranç ise esas itibari ile orta hallilerin oyunudur. bu gerçeği kabul edersek sonuca daha kolay varırız. maddi durumu kötü ve yetenekli magnus carlsen lerin çıkması ancak ve ancak satrançta tam profesyonelleşmeye geçersek mümkün olabilir . başka mümkün değildir .

yapılması gereken şey satrancın orta direklerin oyunu olduğunu kabul etmek ona göre düşünmektir. federasyonda ''ya aniden bir magnus carlsen çıkarsa'' der kendi tedbirlerini alırsa iyi olur . bu konuda fikir beyan edecek durumda değiliz . önce yönetime gelmeli konuya tepeden bakmalıyız.

yaptığımız toplantıda tartışmadan çıkan sonuç beş yıldızlı otelde turnuva yapma konusunda federasyon haklı. türkiye nin şartları onu gösteriyor. bu olayı kullanarak yönetime gelinmez. yönetime gelmeden böyle önemli konularda fikir beyan etmekte doğru değildir . şu an gülkız tülay dahi ''söz veriyorum, tamam yapacağım'' dese bile inanmamak lazım. bu söz havada kalacak bir sözdür. malesef durum bu .

benim inancım satranççıların önce yönetime gelmesi, bu olayı satranççıların yönetim ortamında tepeden bakarak görmesi gerekmektedir .

muzaffer ŞEKERLİ adana
Ara
Cevapla
#19
Sn. İbrahim Ethem Ay bey kardeşim,

Çok güzel şeyler söylüyorsun. Fakat boşa kürek sallıyorsun güzel kardeşim!

Benim bu başlık altında yukarıda birkaç önceki yazılarımdan başlayarak her satırını tek tek özümseyerek bir daha okumanı tavsiye ederim !

Ben o satırları laf olsun diye yazmadım oraya... Hepsi bire bir yaşanan gerçeklerdir!

Hani hatırlarsan:

'' Peki ya devamında ne olacak yani sonrası nasıl olacak bilen var mıdır ? ''

diye başlayıp devam eden yazımı sonuna kadar okuduğunda senin bu bahsettiğin yolları aşmanın daha yolun başı olduğunu ve aslında hiçbir şey

olmadığını göreceksin!

Çünkü araştırırsan bu yolları aşan senin de herkesin de tanıdığı çocukların nasıl eridiğini göreceksin ! Bu işin zengin sporu olduğunu göreceksin !

Göreceksin de göreceksin sevgili kardeşim....

Birde senin bu kadar üzerinde durduğun ''Türkiye Yaş grupları '' dediğin şey nedir ki ?

Laf ola beri gele yapılan bir olaydır...

180-200 kişilik erkekler kategorilerinde 9 tur oynatılarak gerçek dereceler çıkar mı ortaya ne dersin ?

Bir kere bu turnuva formatı itibarıyla Tirajı komik bir uygulamadır zaten...

Her yıl hemen hemen her grupta ilk üç farklı isimlerden oluşmaktadır.

TSF her yıl her yaş kategorisinde farklı isimleri ulusal turnuvalara götürmektedir. Her yıl farklı isimleri havuz kamp çalışmalarına almaktadır. Böyle dönme dolap misali panayır yeri gibi bir döngü içinden nasıl gerçek anlamda geleceğin adaylarını belirler de onlara yatırım yapabilirsiniz !

Öncelikle yaş gruplarının formatı eski haline dönmelidir. Kesinlikle 11 tur oynatılarak ilk ona girenler öncelikle belirlenmelidir. Sonra ilk ona girenler bir sonraki ay döner turnuva oynatılarak daha gerçekçi sıralamalar belirlenmelidir !

Bugün TSF 16 yaş altından (yani Cemilcan, Vahap, Batuhan üçlüsünün altından ) yeni üçlüler veya dörtlüler çıkarma veya varsa çıkanları fark etme onlara yatırım yapma turnuvalarla destekleme gibi bir düşüncenin peşinde değildir!

Dikkat ederseniz her başarıyı bu üçlüden beklemekte ve alakalı alakasız turnuvadan turnuvaya yarış atı gibi koşturup durmaktadır onları...
Bir nevi Onları da bitirmektedir aslında IM olmuş çocukları Avrupa bireysele götürmek yerine Avrupa okullara götürmektedir hala... Neden? Garanti kupa gelsin diye yani iş bankasına başarı gösterebilmek için !

Bu gidişle onları ancak 20 ' sinde GM yapacaklar anlaşılan !

TSF için bu üçlüden sonrası meçhuldür! Arkası ve altı boştur! Çünkü TSF 'nin bu üçlüsünün altından öne çıkarttığı ve desteklediği netleşmiş isimler yoktur?

Onların altından gelenler kimler olabilir diye herhangi bir çabası ve turnuvalara götürdüğü netleşmiş, yatırım yaptığı isimleri yoktur !

Şimdilik söyleyeceklerim bunlardan ibaret olsun !

saygı ve selamlarımla,

VELİBABA
BAŞARI ; SIRRINI BİLENLERİNDİR!
Ara
Cevapla
#20
Sn.ibrahimethemAY;
“…Nasıl yapılır, kaynak nasıl bulunur, ne gibi bir düzenleme yapılır; bunların hepsini sonra konuşuruz.. Öncelikle böyle bir irade var mı, bu çocukları kazanmak istiyor muyuz; bunu dürüstçe ortaya koymalıyız…”
*************
Bu irade var sayın arkadaşım!

Ben umutluyum.
Sen de ve bu çocukların bizim olduğunu kabul eden herkeste bu iradeyi görüyorum. Görmesem de adım atardım.
Ama bu güne nasip olmuştur!

Önemli olan öncelikleri bulup, doğru zamanda doğru hedeflere yönelebilmektir.
Önemli olan bu rüzgarın içinde destekleyen kararlı insanlar olmalıdır.
Gerek merkezden TSF ve gerekse illerde satranççılar!!

Ben iki aşamalı görüyorum olayı.
Kısa vadede ilk olarak sn.VELİBABA’ nın dediği gibi acil sorun olan çocuklar, onların çözümü kolay!

Neden mi?
Çünkü, yaptığım bir araştırmaya göre zaten il temsilciliklerin yazısıyla kategorilerinde “ilini temsil etme” hakkı kazanan sporcular için valilik oluruyla ödenekli gidebiliyorlar. Bu konuda Gençlik Hizmetleri Spor İl Müdürlüklerinde yasal ödenekler var.
Evet, bu bilinmiyor!
Bu yasal ödeneği bazı illerimiz kullanamıyor. Sebeplerine gelince bu çok acıdır ki, bazı il temsilcilerimiz bu konuda bilgili değiller. Bazı illerde faaliyet bile olmadığından bu ödenekler ya yeni döneme aktarılıyor, ya da kurum içinde farklı alanlarda müsabaka personel ödeneklerine ayrılıyorlar.
Çünkü bazı il temsilcilerimiz tek başlarına yıkamıyorlar bazı duvarları, haklarına ulaşamıyorlar. Yıllardır aranıp sorulmayan bu haklar da hiç ortaya çıkarılmadığı, kullanılmadığı için bilinmiyor, üç-beş sporcumuzun yasal harcırahı hiç kullanılmamış bile.
Bazı il temsilcilerimiz ise tamamen bilgisizler bu konuda.
Bilgisi olanların bir kısmı ise tek başlarına kalışlarından olsa gerek umutsuzluğu artık katılaşmış.
Ama yeni düzenlemeler de bunun için var zaten. Toplumumuzun çeşitli kesimlerinden insanlar eğer doğru adreslere yönelebilir ve güç birliği yapabilirlerse durum çok daha değişecektir. İl komisyonlarındaki sporcu velilerimiz, hukuk komisyonlarımız, sporcular ve antrenörler komisyonlarımız, veli dayanışma komisyonlarımız hep birlikte olacaklar ve bu topluluk eski düzenin yerini daha güçlü bir şekilde alacaktır. Günlerdir olumlu örneklerden bahsediyorum.
Sezar’ın hakkı Sezar’a…


Uzun vade de ise, belirttiğim bölge yatılı okulları.
Merak etme, uçmuyorum! Arkasında yeterli gücün olduğu şeyin önünde durulabilir mi? Başka çözüm görüyor musunuz?




**************************************
M.ŞEKERLİ:
“…orada yüzlerce kişi hem türkiye birinciliğine hem yaş guruplarına beş yıldızlı otel ortamında geldiler ve yarıştılar. ama, daha yeni istanbulda yapılan gençler türkiye birinciliğine istanbul dışından sadece 20 kişi katıldığı gibi istanbuldan da sadece 40 kişi katıldı . bu bize bir şey anlatıyor. beş yıldızlı otel ortamına rağbet çok.bu olayı kullanarak yönetime gelinmez. yönetime gelmeden böyle önemli konularda fikir beyan etmekte doğru değildir . şu an gülkız tülay dahİ''söz veriyorum, tamam yapacağım'' dese bile inanmamak lazım. bu söz havada kalacak bir sözdür.
malesef durum bu…”
*******************


Sn. ŞEKERLİ,
Siz, Gençler Türkiye Satranç Şampiyonasının Antalya’da yapılması durumunda sayılarının yüzlerle ifade edileceğini mi söylüyorsunuz? Bunun cevabının ne yakık ki “hayır “ olduğunu biliyoruz.
Siz bu olayı kullanarak hala yönetim hesapları içindesiniz, öyle mi?
Ne zaman bir birlik içinde görebileceğim sizi? Benden de çok muhalifsiniz maşallah!
İnanarak bir işe başlamanın önemini mi anlatmalıyım burada?
Siz daha baştan terk edip imzalıyorsunuz!

“Yönetime gelince daha bürokrasiyi tanımak için zamana ihtiyacımız olacak “ diyen siz, bu olayı ne kadar geriye taşıyacağınızın farkında mısınız?

Bürokrasiyi tanımayan, ağır aksak işleyişiyle mücadele etmenin yollarını bulamamış bir yönetimi nasıl düşünebiliriz?

Sizin negatif motivasyonunuz, benim uzun yazılarımdan da daha bıktırıcı olmaya başladı sanki.
Lütfen bir öneri de sizden olsun!
Bir ışıkta siz yakın ne olur?

Önerilerim ve düşüncelerimi paylaşmaya devam edeceğim.
Saygılarımla…
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla




Konuyu Okuyanlar: 15 Ziyaretçi