Satranç ve Spor
#41
Satranç spor mu, değil mi ?
Kanaatimce, anlamsız ve saçma bir soru.
Saçma sözcüğü de anlamsız kaldı. Sözlüğe bakarak eş anlamlılarını bulmaya çalıştım.
İşte birkaç tanesi : Pestenkerani, absürt, zırva, hezeyan, lâfı güzaf, yave, safsata, ipe sapa gelmez, ipsiz sapsız
Bunlardan hangisini seçeyim diye düşündüm. En uygun sözcük olarak ?ipsiz sapsız?ı seçtim.
Satranç spor mu, değil mi ?
Cevap : İpsiz sapsız bir soru.
Cevap : Bu soruyu soranlar ipsiz sapsız işlerle meşgul oluyorlar sanırım.
Spor olsa ne olur, olmasa ne olur (yani, spor olup olmaması neyi değiştirir) !

Forumda yorumlar yapıldıkça şaşırdım, üzüldüm, hiddetlendim, sevindim.
Şaşırdım ; satranç forumuna satrançla ilgilenen bir kişi satrançla ilgisi olmayan safsata yazılar koyuyordu.
Üzüldüm ; satranççılar zırva yazıyı önemseyerek satrancın spor olup olmadığını tartışıyorlardı.
Hiddetlendim ; satrançla ilgisi olmayan kişiye satrancın ne olduğu anlatılmak isteniyordu fakat karşı taraf dinleyici ve alıcı değildi.
Bu lâfı güzaf tartışmaların satranca zerre kadar zarar veremeyeceğini düşünerek sevindim.

Aşağıda parantez içinde başka bir forumdan aldığım ve benimsediğim başka bir kişinin düşünceleri var. Beğeninize sunarım.

(Satrancı spor olarak saymak, onu bir spor olarak kabul etmek, onu yüceltmek ona paye vermek demek değildir. Spordur veya değildir. Mutlaka bir ad koymak gerekmez. Satranç ne ise odur. Bu onu ne yükseltir, ne de aşağı çeker.
Okul yıllarında bir satranç delisi olarak, satrançla ilgili, "Satranç bir spor dalı mıdır ? Satranç spordan sayılmalı mı ?" gibisinden tartışmaları duyduğumda, satranç oynamayı seven bir insan olarak, içgüdüsel bir tepkiyle hemen, "Tabii ki satranç da spordan sayılmalıdır.", eğer bilimsel bir kanıt da ileri sürmek gerekecekse, "Satranç oyuncuları da oyun sırasında düşünürken büyük bir güç sarfetmekteler ve bedenleri azımsanamayacak kadar kalori yakmaktadır." derdim. Bunları başkaları da derdi. Ama bütün bunlar sevdiğimiz bir oyun olan satrancı yüceltmek için söylenirdi. Sanki satranç spordan sayılmadığı zaman gözden düşecekti. Onun içindir ki, "Satranç yarışmaları olimpiyat oyunlarına konulmalı mı" tartışması çıktığında, bir satrançsever olarak hemen tavrımı koyardım, "Neden konulmayacakmış ki, tabii ki konulmalı. Tüm sporların zirve noktası olan olimpiyatlarda satranç da hakkettiği yeri almalı.?
Ama tabii ki tüm bu yaklaşımlar yanlıştı. Satranç değerini başkalarının ona vereceği sıfatlardan değil, kendi özelliklerinden, kendi güzelliğinden almaktadır.)

Beyzbol spormudur ? Evet spordur. Olimpiyatlarda yeri varmıdır ? Hayır yoktur.
Karate spormudur ? Evet spordur. Olimpiyatlarda yeri varmıdır ? Hayır yoktur.
Beyzbol oyuncularının ve hayranlarının hayranıyım.
Disiplinli bir şekilde öğrenilen ve uygulanan karatenin gençliğe özgüven sağlaması, disiplinli çalışma alışkanlığı sağlaması, vücut zindeliği gibi birçok faydası vardır.

Boks spormudur ? Evet spordur. Olimpiyatlarda yeri varmıdır ? Evet vardır.
Halter spormudur ? Evet spordur. Olimpiyatlarda yeri varmıdır ? Evet vardır.
Çocuklarının boks ve halterle uğraşmasını kaç veli ister ? Bence aklı başında olan hiçbir veli istemez.
Az sayıda benlik ve gurur düşkünü akılsız veli, çocuklarının boksla ilgilenerek ağzının burnunun kırılmasını, beyninin her darbede biraz daha fazla zedelenmesini, halterle ilgilenerek gençliklerinde hava atmalarını ve gençlikleri bitince boş bir çuval gibi çökmelerini ister herhalde ! Boksun ve halterin spor sayılması onları değerli mi kılmaktadır ? Binlerce kere hayır.

İmdi ; boks ve halter olimpiyatlarda yer alan spor, beyzbol ve halter olimpiyatlarda yer almayan spor. Hangileri daha insani ve daha değerli ? Bakış açınıza, düşünce sisteminize, karakterinize, insanlara verdiğiniz değere, onlara duyduğunuz saygıya bağlı. Boks kanlı canlı gerçek bir spordur size göre. İnsanların dövülmesinden, acı çekmesinden zevk alıyorsanız size göre boks değerlidir, kanlı canlı bir spordur ve olimpiyatlarda ilelebet yer alması gerekir. Birkaç yüzyıl geride yaşamış olsaydınız eğer, spor saydığınız boksu yaparken insanların ağır bir şekilde yaralanmaları ve hatta ölmeleri size büyük bir zevk verebilirdi. Zamanımızda da boksu kanlı canlı gerçek bir spor sayarak yüceltebilirsiniz. Meşhur tanıma tıpatıp uyuyor. Citius, altius, fortius. Pöh ! (bu arada, ilgili yazar portius demiş, ne olaki?) Daha hızlı yumruk, daha güçlü yumruk, rakip yere inince daha yüksekten bakış ; tam da sizin tanımınıza tıpatıp uyuyor. Herkes inandığı şeylere müstahaktır. Burnunu döven güçlü yumruklara, beynine inen hızlı yumruklara ve yere inince kendisine tepeden bakan bakışlara layıktır. Bu noktada gaste köşelerinde ?boks spor mudur, değil midir? i açıklayan bir yazı yazmak sizin için absürt bir vukuat olurdu, abesle iştigal olurdu. Fakat satranç ?spor mudur, değil midir? i daima yazmalısınız ki ; dikkatleri üzerinize çekmeli ve boks yaparken düzelen beyninizin müthiş düzlemlerinin ortaya çıkmasını, bilinir olmasını sağlamalısınız.
Bu kadar yeter herhalde. Halteri spor sayanlara da başka bir zaman yazayım, onları başka bir zaman halterle özdeşleştireyim.

Satranç?,
Olimpiyat Komitesi tarafından spor olarak kabul edilmiştir. (Bu bilginin doğruluğu veya yanlışlığı için ilgili internet sitesi incelenebilir.) Ancak olimpiyatlarda yeri yoktur. Spor olarak kabul edilmeseydi veya olimpiyatlarda yer alsaydı ne farkederdi ?! Spor olarak kabul edilmeseydi değerinden mi kaybedecekti ?! Sevenleri satrançtan mı uzaklaşacaklardı ?! Sonsuz kere hayır. Fakat citiuslu, altiuslu, fortiuslu olimpiyatlarda yer alsaydı ve Dünya Satranç Olimpiyatları yapılmasaydı daha değerli mi olacaktı, yoksa değerinden kaybedermiydi ?
Cevabı sizler verin.
Ona herhangi başka bir sıfat yamamaya gerek yoktur. Satrancı değerli kılan, ne spor oluşu ve ne de spor olmayışı değil, kendi varlığıdır.
Ara
Cevapla
#42
...
Ara
Cevapla
#43
Değerli üyeler,
Sn. KILCIGİL' in bir önceki yorumlara yapmış vermiş olduğu yanıt ve yorumlar, koyu punton harfler ile aşağıda sunulmuştur.

Bu cevaplarına henüz karşı cevaplar verilmedi. Ama satrancın spor olup olmadığını belirlemek için galiba bu uğraşı içinde olmak gerekliliği kadar da sporun bilimsel, kültürel ve insan sağlığındaki etkilerini ortaya koyabilecek kadar bilgi sahibi olmak, daha önemlisi yaşayarak tanık olmak gerek.
Kendisi aşağıda da son söz olarak belirttiği gibi;
SPOR SONUÇTA İNSANLARDA MUTLAKA SAĞLIKLI VÜCUTLAR BIRAKIR!
Bu fikre itiraz var mı?
Yok!
Ben kendisine son söz olarak;
Satrancı belki sizin sınırlandırılmış tanımlamanız anlamında spor olarak kabul etmeyebilirsiniz.
Ancak,
"SPOR SONUÇTA İNSANLARDA MUTLAKA SAĞLIKLI VÜCUTLAR BIRAKIR! " saptamanızdan sonra; gerçekten satrancın, insan organizması üzerinde sayılamayacak kadar fiziksel, zihinsel, psikolojik olumlu katkılarına, yaşamı boyu tanık olan biri olarak, bu sözün içindeki mantıki çelişkiyi görüyor ve gerçekten "sözün bittiği yerdir!" diyorum.


_________________________________________




TOPALOV-KRAMNİK Dünya Satranç Şampiyonluğu Maçı için sporcular iki yıl öncesinden hazırlıklarına başlamışlardır. Bu hazırlıklar süreci içinde; 6 ay fizyolojik temelli antrenman, 6 ay teknik kapasite gelişimi, 6 ay rakiplerinin maçını inceleme ve 6 ay da dinlenme, psikolojik-moral antrenman süreci vardı.
YANIT: Bundan doğal bir şey yok. İnsan Üniversite sınavlarına hazırlanırken de motivasyona, kampa, başka testleri çokça çözmeye, test tekniğini geliştirmeye psikolojik ve moral olarak hazırlanmaya, adeta her türlü sosyal yaşam gereklerinden hatta bazen ailesinden bile ayrılarak kampa girmeye çalışır. Bunların HİÇBİR SPOR HAZIRLIĞI DEĞİLDİR. VEYA HER HAZIRLIK SPOR DEĞİLDİR.

Bu yazdığınız yazıya her birey, yaşamınınh bir veya sürekli noktasında maruz kalır. Bu yazınızı ?kafada satranç olmada? başka bir olgu ile düşündüğünüzde de aynı uğraşılarla karşılaşırsınız. Evde kendi başına çok amatörce bizim ?biceps? kası dediğimiz ?pazu? kaslarını dambılla geliştirmeye çalışan, ?abdominal? kaslarını geliştirmek için aletli veya aletsiz uğraşan bir ergen ya da genç de aynı uğraşılar içindedir. Aynı gelişim içindedir. Bu spor değildir. Koridora boru sabitleyip kendi vücudunu defalarca oraya çekip bırakan egzersiz yapar, spor yapmaz. Bu gencin yaptığının spor olması için, ?aletli cimnastik? yapması, yarışmalara katılabilmek için de bir aletli cimnastikçinin yaptığı antrenmanları (ama hep aynı, tüm cimnastikçilerin aynı antrenmanı) yapması lazımdır. İlerleyen bölümde her branşın her antrenmanının neden aynı olmasını anlattım.


Fakat kastedilen içerik aynı kalmak şartıyla futbolcular da bilmem kaçıncı dakikada oyuncu değiştirebilirler. İkisini de anlam olarak aynı kulvarda kullanıyorum ben. Çünkü futbol da başlangıçta bir oyun olarak çıkmıştı, voleybol (uçan top) da? Sporcuydu-oyuncuydu tartışmasının benim için spor olduktan sonra önemi kalmıyor.


YANIT: Gerçekten temel yok Sayın Taşan. ?Sporcunun oyuncu olarak adlandırılması başka, değil ya haydi sizin görüşünüze göre satrancın spor olduğu madem kesin; veya kesinmiş gibi bir yargınız var, o halde neden halâ satrancın spor olup olmadığını tartışıyorsunuz, veya tüm kamuoyunda tartışılıyor? Bu tartışmayı ben mi başlattım? Zaten hep bu uğraş içindesiniz. Her ne kadar resmi olarak ulusal ve uluslararası spor örgütlenmesi çatısı altında olsa bile, satrancın spor olduğunu kabul ettirmek
için uğraş niye? Sizin nezninizde tüm bu uğraş içinde olanlara sesleniyorum, yanlış anlamayın. Kaldı ki Belçika satrancı spor olmaktan çıkardı. Buna ne dersiniz? Bakın ben değil, siz en son darbeyi kendiniz vurmuşsunuz: ?Futbol da başlangıçta bir oyun olarak çıkmıştı? derken, savunduğunuz satranç henüz başlangıçta mı? Hani çok eskilerden beri yüzyıllardır oynanıyordu? Daha o başlangıcı aşamadı mı? Aşamadıysa valla vay halinize, vay uğraşlarınıza? Hepsi boşmuş, hep boşa geçmiş yüzyıllar demek ki? Bir spor branşını başlangıçta oyun olarak ortaya çıkması bakın nasıl olur? Yerel olarak başlar, ülkeye yayılır, kurallaşır, kuralları geliştirilir, değiştirilir, dünyada yapan ülke ve insan sayısı artar, tesisler yapılır, izleyiciler oluşur, sporcular çoğalır, örgütlenmesi ulusal veya uluslararası olur, uluslar arası düzeyde en üst organizasyonları yapılır, en son ve en önemlisi de ULUSLARARASI OLİMPİYAT KOMİTESİ KABUL EDER VE ORGANİZASYONLARINA ALIR. En son maddesine göre satranç bu kurallara uyar. Ancak kaybettiği nokta en son noktadır. Aslında en son noktaya kadar bir çok şey uyar. Örnek. Tavla, Briç, Highlines Games v.s, v.s?. En son noktaya da satrançta bir türlü gelmez, gelemez. Nedenini iyi kavrayabildiğiniz anda, zaten hallolur. Uluslararası düzeyde zaten bu tartışmalar bitmiştir. Haa, peki o zaman satranç neden bir spor çatısı altında örgütlenmiştir? BUNUN YANITINI BİLİRİM, ANCAK BU SİZİ BAŞKA NOKTALARA GÖTÜRÜR, AÇIKLAMAK İSTEMEM. DÜNYADA DA ÜLKEMİZDE DE (Kİ ZATEN ÜLKEMİZ DE KENDİ KARARI OLMADAN DÜNYAYA AYAK UYDURDUĞUNDAN) SPOR ÇATISI ALTINDA ÖRGÜTLENMİŞTİR. BUNUN NEDENİ ÇOK BASİTTİR.


DEĞİLSE AKLI EVVEL BİZ MİYİZ Kİ, DÜNYA VE OLİMPİYAT KOMİTESİ DURURKEN?





Sayın hocam yanlış anlama var mı acaba? Ben devekuşunun üzerine jokey gibi binilip yapılan yarışmaların spor olup olmadığını sormuştum. Devekuşuna satranç öğretme iddiamız yok. Ama olursa eğer, inanın devekuşunun daha iyi oynayacağı arkadaşlarımız da var. Bu şakayı o arkadaşlarıma da yaptığım için dedikodu değildir. İsim veremem o zaman dedikodu olabilir. Soruyu sorarken yanlış algılanabileceği hiç aklıma gelmemişti.


YANIT: GERÇEKTEN YANLIŞ ANLAŞILMIŞ. BUNDA SİZİN KATKINIZ OLDUĞUNU KABUL ETTİĞİNİZE GÖRE DİYECEK BİR ŞEY YOK. Şimdi doğru anlayarak yanıt verecek olursak, yine aynı sonuca geliyoruz. Deve Kuşu yarışlarının spor olduğunu kim söylüyor? Ben söylemedim. Sizden bu görüşte olan varsa veya bunun spor olduğunu kabul ederek satranca atıf yapılıyorsa, konunun temeli yanlış. Bir önceki yanıtta verdiğim OYUNLAR içindedir. Buna köpek yarışlarını da, araba yarışlarını da, araba çeken köpek yarışlarını koyunuz. Orada ?v.s., v.s.? derken bunlar kastediliyordu. Daha çok örnekler vardır. Yanıtı uzatmak istemem.

Sayın hocam burası zurnanın zırt dediği yer olmalı. Her ağırlık azalmasının kilo kaybetmek olmadığını biliriz. Evrensel bilim, disipline kurallar içinde satranç maçında sporcuların bazal metabolizmalarının arttığını, daha fazla yakıt kullanarak artık madde bıraktıklarını, kol kaslarında oyunun belli aşamasında daha fazla laktik asit biriktiğini, daha fazla enerjiye ve enerji kaynaklarına ihtiyaç duyduklarını kabul eder, bunu satranç sporcuları da yaşar ve bilir. Her ne kadar bazı bilim insanlarımız yaşamasa, bilmese ve tanık olmasa bile. Bu cevabınızı okurken aklıma RECEP İVEDİK Filmi?nin o lokanta sahneleri geldi. Tam bir komedi! Hani kuru fasulyeyi yedikten sonraki yarışma? Seyirci var, belli kurallar var, rekabet ve dostça yarışma var, ödül var. Belli bir oranda daha yükseğe, daha kuvvetli daha ileriye ve daha hızlı olma gibi olimpik ögeleri-ilkeleri de mevcut? Kas desen zaten sırf karın kasları? Spor oldu mu şimdi?

YANIT: Olmadı tabi ki. Burada da ben yanlış anlaşılmışım. Hacet giderirken anlamında söylemedim. Oturunuz, yatınız, uyuyunuz enerji de kaybedersiniz, kilo da. Bunu kastetdim. O zaman tüm dünya spor yapıyor olur mu?

Raftan kitap almak elbette spor değil. Kastını aşan bir benzetmedir, ne kadar içinize sindi bu benzetme bilemem. Sporun onca yan ögesine ve özelliklerine, bireysel ve sosyal olgusuna değindikten sonra böyle bir örnekleme yi kabul edemem. Doktorun cevabına gelince, elbette sadece satrancı da değil; düzeyine uygun olarak halteri de önermez maratonu da. Kişinin en kolay yapabileceği spor etkinliklerini önermesi elbette doğrudur.

YANIT: Israr ediyorum, kastını aşan benzetme değildir. Aynen öyledir. Kast aşımının ?halter? örneğiyle tarafınızdan yapıldığı apaçık görülüyor. Tabi ki her organizmaya uygun egzersiz verilir ve yapılır. Ancak her spor branşının klendine özgü AMA HEP AYNI ANTRENMANI vardır. Halterciler, aynı antrenmanı, sprinterler aynı antrenmanı, voleybolcular aynı antrenmanı, futbolcular aynı antrenmanı, aynı da aynı, hep aynı antrenmanı her spor branşı aynı yapar. Sizin kabul etmediğiniz, edemediğiniz şey, satranç oyuncularının da antrenman yaptığı, ancak her oyuncu aynı antrenmanı yapar mı? Buna ?EVET? diyebilir misiniz? Ahmet yürürmüş de, Mehmet ağırlık kaldırırmış, John yüzermiş de, Brigitte boyun egzersizleri yaparmış demek bir spor branşında olmaz. Çok geniş bir detay olan antrenman bilimi konusunda burada ders veremem anlaşılmaz. Çünkü konu uzmanı değilsiniz. Şu kadarını söyleyeyim. Tüm sprinterler, ?fartlek antrenmanı? ve ?interval antrenmanı? yaparlar. Bu sadece bir günde yapılır ve en az 3 saatini alır sporcunun. Sprinterler arasındaki branş farklılığında ise (100-200-400-800m), doz-tekrar-yoğunluk-dinlenme süreleri farklı farklıdır. Ama hep aynıdır. Bilim, bunları en iyi yapanların en iyi olacaklarını ve rekor kıracaklarını veya şampiyon olacaklarını bulmuştur. Bundan sonra yaptıkları antrenman çeşitlerini ise örneklemeye ne yer var, ne zaman, ne de konunun uzmanı olmadığınız için benim anlatabilmem olası değildir. Bu kadar detaydan sonra yine de anlatamamışsam, başka da anlatamam. Ne yapalım?

SON SÖZ:
HER SPOR KENDİ RİSKLERİNİN DIŞINDA (bunları daha önce anlatmıştım, bu tümceyi yanlış yöne çekip yorumlamayınız lütfen), MUTLAKA VE MUTLAKA SAĞLIKLI VÜCUTLAR YARATIR VE BIRAKIR. NE ZAMAN BİR DOKTOR KOLESTROLÜ YÜKSEK, SAĞLIKSIZ VE ŞİŞMAN BİRİNE ?İYİ BİR RAKİPLE GÜNDE EN AZ YARIM SAAT İYİ BİR RAKİPLE SATRANÇ OYNAYIN? DERSE, SATRANÇ O ZAMAN SPOR OLUR. DOKTORLARIN BU ÖNERİSİ GERÇEKLEŞİRSE BELKİ DE FARKLI DOKTORLAR FARKLI REÇELER DE YAZMAYA BAŞLAYABİLİR: ?İYİ BİR RAKİPLE GÜNDE EN AZ YARIM SAAT TAVLA OYNAYIN, TAŞ OKEY OYNAYIN?.
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla




Konuyu Okuyanlar: 2 Ziyaretçi