Kazanmak İçin Her yol Mubah mı?
#1
Değerli satranç severler: Her hamlesinde hamle yapacakmış gibi elini kaba bir tarzla taşlara götürüp götürüp sanki kararsızmış gibi bir izlenim bırakarak elini tekrar tekrar çekmek, her 3-5 hamlede bir rakibi yüzünü gizlediği halde pişkin pişkin rakibinin yüzüne eğilerek de olsa bakmak, hamle rakibinde olduğu halde 3-5 hamlede bir taşların neredeyse dörtte birini sıradan geçirerek düzeltmek, her 3-5 hamlede bir tahtanın tozunu olmak....gibi davranışlar satrancın tuzu biberi midir? Bu tutum ve davranışlara maruz kalan oyuncu etkilenmemek için ayriyeten bir çaba mı harcamalıdır? Bu davranışlar öğrenilmiş davranışlar mıdır? AHLAKİ MİDİR? Bu davranışları sergileyen özellikle çocuklar ve gençler ki satranç mademki hayattır diyoruz günlük yaşamlarında diğer iş ve ilişkilerinde de amaca ulaşmak için sıkıştıklarında benzeri bir zihniyetle hareket etmeyecekler mi? Bu durum kişisel gelişim için devede kulak kalır diyenler varsa ben de damlaya damlaya göl olur diyorum. Bu durumun sakıncaları sayılmakla bitmez. Ayrıca ilgili davranışlar zekanın değil kurnazlığın ürünüdür. Kurnazlar ise STENDHAL'in dediğine göre zeki değillerdir.
Bu konuda hakemler çaresizdir. Bu çocukların söz konu davranışlarına kayıtsız kalınmayacağını ama bir çare üretmeye de kafa yorulmayacağını tahmin edebiliyorum. Benim önerim yıl içinde bir oyuncunun benzeri davranışları iddiasıyla kaç kez şikayet edildiği üzerinden hareket ederek bir sistem geliştirmek ve en azından oyuncuları cezalandırmadan sistemi denemek ve gerekirse bir yenisi üzerinde düşünmek, belki de bu vesile ile dünyaya örnek olmak. Tabi dünyanın buna ihtiyacı olur mu bilemiyorum. Saygılarımla.
Veli TURAN
Ara
Cevapla
#2
veli bey yoksa aynı oyuncuylamı oynadık Smile bahçelievler elo turnuvasında böyle cocuk yaştaki bir oyuncu ile oynadım çocuk benim sürem işlerken yani sıra bende iken sürekli taşları duzeltiyorum diyordu hemde en az 6-7 taş duzeltiyordu ustelik taşlarda duzeltilicek bir durumda yoktu bunu benim dikkatimi dagıtmak için yapıyordu.
sonra kendisini uyardım dedimki kendinde iken sıra istedigin kadar duzelt hatta tahtayı ters çevir umrumda olmaz ama bende iken sıra dikkatim dagılıyor dedim.
sonra düzelir gibi oldu gene basladı.
bu sefer hakemi çagırdım hakem uyardıktan sonra yapmamaya basladı.
sıra çocukta iken taşı oynayacak gibi yapıyor (dokumadan eli taşın ustunde bekliyor) elini geri çekip yuzume bakıyor. (dusuncemi yuz mimiklerimden okumayamı çalışıyor ne Smile )
sonra bakışlarından rahatsız oldum ve sıra cocukta iken masadan kalktım dolaştım. uzakten seyrediyorum. hala aynı davranıs yuzume bakmalar falan.
Ara
Cevapla
#3
Duyarlılığınıza teşekkürler Mehmet Bey, Ben Ankara?dan yazıyorum. Bu durum çok ama çok yaygın, Bana öyle geliyor ki yüksek kuvvetteki oyuncuların başına nadiren geldiğinden empati kurma gibi bir zahmete girmiyorlar. Bu dostlar unutmasınlar ki bir gün onların da yaşı ilerleyecek, işlerinden emekliye ayrılacak belki de kiminin hayata tutunacak biricik uğraşı satranç turnuvaları olacak; bu değerli kuvvetli kardeşlerim ne emeklerle satrancın tabana yayılmasında camiaya kazandırdığı oyuncular tarafından (nasıl olsa büyükler hakeme şikayet etmeye utanırlar fikri ile ?kim veriyor bu fikri ?? ) müsabaka süresince adeta eziyete maruz kaldıklarında durumun ayırdına varacaklar. Ben o kadar da yaşı geçkin değilim ama bazı amcalarla konuştum ve çok üzüldüm. Ayrıca bu durumun yaşla da ilgili olmadığını düşünüyorum.
Hakemler için pratik bir form geliştirilebilir. Form camiaya tanıtılır. Maçı BİTEN! oyuncular ilgili pratik forma kısa ve net olarak yazılmış ifadelerin karşısına işaret koyarak şikayetlerini dile getirmiş olur. Bu uygulama sonunda şikayete maruz kalan oyuncular cezalandırılmaz; yalnız her yıl federasyonun sitesinde belli yaşın üzerinde olması kaydı ile ve belli sayıyı aştıktan sonra liste açıklanır. Bu listede şikayet edenin de! kaydı bulunabilir çünkü kimileri hassas davranıyor olabilir. Hatta ve hatta maç bitiminde form yalnızca kazanan oyuncuya verilebilir. Hangi oyuncu kazandığı halde rakibini karalar ve nasıl olur da bir oyuncu kasten onlarca kez şikayet eder veya şikayete maruz kalır. Ben burada sadece bir taslağın ip uçlarından söz ediyorum, oturulur adam akıllı kafa yorulur bu fikirler geliştirilir. Satranç turnuvaları çekilmez olmadan?
Veli TURAN
Ara
Cevapla
#4
bir arkadaşım anlatmıştı
bir turnuvada yine böyle sürekli taşları düzelten bir cocuga rastgelmiş.
üstelik sıra arkadaşımda olmasına ragmen sürekli duzeltiyormus 1 uyarmış
2 uyarmış cocukta duzelme yok.
arkadaşım en sonunda dayanamamış demişki
"bir daha duzeltirsen ben seni duzelticem!!" Smile
sonra cocuk yapmamış tabi.
savaşı zenginler çıkartır fakirler ölür.
Ara
Cevapla
#5
Sakalı olan yok mu?
Veli TURAN
Ara
Cevapla
#6
Değerli kardeşlerim,abiler,ablalar...Benim elom 1738 tabi ki ustalara göre sıradan,ben 2.kademe satranç antrenörüyüm tabi ki 3.-4.-5. kademelere göre sıradan,ben aday hakemim tabi ki il ve ulusal hakemlere göre sıradan ama ben eğitim uzmanıyım,Psikolojik Danışmanım ve bas bas bağırıyorum...Son oynadığım 11 maçın 5 inde net olarak yaşadım ve sessiz çoğunluğun maduriyetinden söz ediyorum. Bir turnuvada masa sayısının dörtte biri kadarında yaşandığı iddiasındayım, az mıdır? Başka kimse yok mudur çalıştırıcılara ve anne babalara seslensin. Hiç olmazsa!
Veli TURAN
Ara
Cevapla
#7
Fair Play ve sportmenlik her sporda yerini alması gereken 2 kavramdır. Bireysel veya takım sporlarında müsabakaya çıkan tarafların galibiyet arzusu içerisinde birbirlerine çirkin davranışlar sergilemesi yanlış bir davranış olur. Konumuz olan satrançtan örnek vermek gerekirse; Maç sırasında hamle bendeyken rakibim deyim yerinde ise dik dik benim yüzüme bakamaz. Kurallara göre dikkat bozucu her davranış yasak. Eğer rakibim benim dikkatimi bozmak için hiperaktif davranışlar sergiliyorsa (elini sürekli oynatma, parmaklarıyla masaya tıkırdatarak ses çıkarma, ayağını sürekli sallayarak rahatsız etme vb.) bunu hakeme şikayet edebilirsiniz. Rakibiniz böyle davranışlarda bulunmaya hakkı yok! En azında sportmenlik çerçevesinde... Ayrıca hamle sırası bendeyken rakibim tahtaya müdahale edemez. Taşı düzeltme, düşen taşı kaldırma, tahtanın üzerinde duran çöpü alma gibi durumları hamle kimse ise o oyuncu yapar!

Sadece satrançta değil hemen hemen her sporda galibiyet için davranışlarını çirkinleştiren kesimler olabiliyor. Bunun olmamasını ümit ediyoruz ancak şu anlık bu durum zor gibi duruyor.

Saygılarımla...
Her başarının altında sistemli bir çalışma yatar...
Ara
Cevapla
#8
Sorunların çözümü onları yazmakla başlayabilir.Mağdur olan kimse öncelikle kimliğini açıklamalıdır.Mağdur olan kimse sorununu anlattığı zaman ona fazla ilgi gösteren olmayacaktır.Bunun değişik nedenleri vardır.Ben sizin sorununuza ilgi göstermiyorsam nedeni yazmaktan ve konuşmaktan bıkmış olmamdır.Bu nedenle bazı yazıları okuduğum halde ileri bir tarihde yanıt verebilirim.Sessiz kalmam tamamen ilgisiz kaldığımı göstermez.Herkes açtığı kutunun kaç kişi tarafından okunduğunu ilgili kutuya bakarak izlemelidir!Bazı okurlarımızın "Ateş Ülker"imzalı yazıları okumaktan bile kaçındıklarını biliyorum.Çünkü okunma sayısını izliyorum.Beni ilgi ile okuyanlar olduğu gibi okumaktan kaçınanlar,hatta çekinenler de vardır.Geçmişde benim yazılarımı okuyanların açık kimlikleri açıklanmış olsaydı neler olurdu?
Bu açıklamanın ışığında genç arkadaşımıza sabırlı olmasını,saç sakal hesabı yapmamasını,ama yaşadığı mağduriyeti sözü çok uzatmadan kamuoyuna ve Federasyona duyuracak şekilde yazmasını tavsiye ederim.
Ateş Ülker
Ara
Cevapla
#9
Sn. Veli TURAN,

Paylaşmış olduğunuz gözlemleriniz ve yaşamış olduğunuz sıkıntılı durumlar, ne yazık ki turnuva ortamlarında ortaya çıkabilen gerçeklerdir.
Benzer örnekleri çoğaltmak da mümkündür.

Ama bu tip durumların ortaya çıkışının sebeplerini de geriye doğru bir süreçte araştırmak ve ortaya koymak da gerekir.

Sebep sonuç ilişkisi olarak bir çok neden sayabiliriz. Önemli olan ise gerçekçi bir pencereden bakarak bu tip davranışların kaynağına inebilmek, sebeplerini ortaya koymaktır.

Bu konuda size küçük bir önerim, TSF Eğitim Kurulu sayfamızda kurul üyemiz sn. Aytaç ONGUN un gözlem ve önerilerini belirttiği yazıları okumanızdır.

Orada bazı sebeplerle tanışacaksınız. O zaman o çocuklarımızın nasıl baştan kaybedilme noktasına sürüklendiğini görebilirsiniz.
Bu konuda sadece sporcu eğitimi öncelik kazanması yeterli olmuyor. Çocuğun görerek öğrendiği bir çok şey biz; "büyükler" tarafından yapıldığından, emsal kabul gördüğü için olumsuz rol modeli olabiliyor. Örneğin kayıt yaptırdığı turnuvaya keyfi ve haber vermeden katılmama ya da keyfi terkler...
Bunların çoğuna sebep biz büyükleriz; bizim olumsuz davranışlarımızdır. O çocukların o hareketleri onlara ait değil; onlar tarafından bulunmamış- keşfedilmemiş ama onlar tarafından tekrar edilmeye terk edilmiştir.
Çok önemli bir eğitim konusudur.

Önemli bir konuyu açtınız, DİKKAT ÇEKTİNİZ!

Teşekkür ederim.

SAYGI VE SELAMLARIMLA...
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#10
Konu ile ilgili yorum yapan değerli satranç emektarları, sizlere çok teşekkür ederim. Yıllardır yazılarınızın çoğunu takib ettim, problemlerin çözümü için nasıl uğraş verdiğinizi çok iyi biliyorum. Ama açıkcası beklemediğim isimler yorum yapınca hem çok şaşırdım hem de çok sevindim, tekrar çok teşekkür ederim.
Veli TURAN
Ara
Cevapla
#11
Bu konu hakkında haddim olmayarak iki kelam etmek isterim. Genel populasyon içinde her sporda bir kaç uyumsuz sporcu ve davranış biçimi olur ve bu makul görülebilir.

Mesele, sistemin bunları diğerlerine zarar vermeden kontrol edebilmesi / sisteme intibak ettirebilmesi veya son çare tecrit etmesidir (pazartesi sabahları eski Türkçe daha hoşuma gidiyor bu arada Big Grin ).

Çok eskiden dernek kültürü zamanında da kelli felli büyük oyuncularda bazen "manyel" tabir edilen tuhaf davranışlar görülürdü. Hatta 2700 üzerinde bile bazen bu tür etik dışı davranışlar oluyor.

Ama mesele şu: Bu tür davranış biçimleri, istisna olarak mı ortaya çıkıyor yoksa özellikle yetersiz eğitimciler tarafından "sadece kazanmak mubahtır" felsefesi ile çocuklara sistematik olarak mı öğretiliyor? Eğer ikincisi ise, ortada ciddi tehlike var demektir.

Bunun çözümü özellikle turnuva kalitesini arttırmaktadır. Turnuva kalitesi nedense çok üzerinde durulmayan bir konu.

Tam zamanında başlatılan, masa aralıkları geniş, katılımcı sayısı salon büyüklüğü ile orantılı (evet bunun net matematik kriteri olmalı kanımca, masa büyüklüğü - masa aralığı ve katılımcı üzerinden salon büyüklüğü kolaylıkla belirlenebilir), eşlendirmeleri düzgün verilen, bir sporcunun kendisini spor yapıyormuş gibi hissedebileceği düzenlemeleri kast ediyorum.

Seyirci 5.dakikadan sonra salondan kesinkes dışarı alınmalı, fotoğraf sadece turnuva yönetimi tarafından çekilip web sitesine servis edilmeli. Ödüller iyi düzeyde olmalı; pahalı ödül değil; bir seminer daveti, bir büyük usta ile 2 saatlik çalışma, kitap, madalya, Mustafa Yılmaz imzalı ve çerçeveli bir yazı bile genel bütçe kaleminde çok küçük birşeydir ama 10 yaşındaki çocuk için değeri büyüktür.

Daha önce yazmıştım, tuvalet, içecek ve hafif yiyecekler turnuva salonunda olmalı, dışarı ile temas sportif aktivite içinde kesilmeli.

İyi şartlarda spor yaptığını hisseden her çocuk hatta her büyük, içinde bulunduğu ortamla uyumlu hareket eder.

Ama kötü koşullarda, bağırış çağırış içinde, eşlendirmelere bakarken insanların ezildiği, turların geç başladığı, velilerin, öğretmenlerin masaların arkasında cirit attığı gayri ciddi ortamlarda küçük çocukların da yapılan işe doğal olarak saygısı kalmaz.

Turnuva kalitesi konusu önümüzdeki zamanların en ciddi konusu bence ve satrancın geleceği burada belirlenecek.

Unutmayın Newyork Belediye başkanı suç oranını düşürmek için ilk çare olarak şehri güzelleştirme ile başlamış zamanında, çevre ne kadar temiz olursa saygı o kadar yüksek olur; çevre ne kadar pis olursa, suç veya kabahat işleme eğilimi o kadar artar.
Ara
Cevapla
#12
Cep telefonundan yardım alınıyor ben ise rakibin dikkat dağıtmasından söz ediyorum.Pes artık.Turnuva salonuna cep telefonunun girdiği bir turnuvanın güvenirliği (eslendirmeye etkisi cabası)en azından yakın zamanda kalmayacaktır.İtirazı olan akıl tutulması yaşamaktadır.Hangi yarışma veya sınavda varsa tehlikesi cep telefonu bulundurmaya izin veriliyor.Bu durum nasıl olur da oyuncunun vicdanına bırakılabilir.Yetkililer üzerinde kamuoyu oluşturmak gerekir,eğer yaptığımız işe saygımız varsa tabi.Hiç kimse bu konuyu küçümseyemez ve satrançta daha rezalet başka ne olabilir?
Veli TURAN
Ara
Cevapla
#13
Sn. TURAN,

Cep telefonu konusunda tamamen haklısınız.
Bu konuda kural "cep telefonu ile turnuva salonuna girilemez" idi.
Ama uygulamasında çok farklı yoruma dayalı uygulamalar yapılıyordu.
Benim katıldığım her turnuva teknik toplantısında ısrarla dile getirdiğim ve kuralın tam olarak uygulanmasını istediğim bu garip, farklı uygulamalar sanırım, Temmuz 2014 den sonra farklı bir boyuta taşınacak.

Takipçisi olduğum bu kuralın değişmesini ve oyun alanına TAMAMEN TELEFONSUZ GİRİLMESİNİ bekliyorum.
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#14
Temel sorun bazı olayların yaşanmakta olması değildir.Temel sorun bu yaşananları yaşayanların anlatabilmesi ve Yönetimin onları dinlemesidir.Mağdur olduğunu söyleyen bugün için haklı çıkmayabilir.Bugünkü hakem ve hakim olayı yanlış değerlendirebilir.Münferit olayın yanlış değerlendirilmesi bana göre önemli değildir.Önemli olan Yönetimin bir kulağı ile mağdur olduğunu öne sürenleri dinlemesidir.İlgi göstermesidir.Çünkü bugün haklı olduğunu kanıtlayamayan bir kimse birgün haklı olduğunu kanıtlayabilir.Yönetimin mağduru dinleyeceğini öğrenen zalim yapmayı düşündüğü zulümden veya yanlış hareketten vazgeçebilir!Bu düşüncenin ışığında İtiraz kurulları haklı bulmadıkları bazı itirazları depozitoyu yakarak geri çevirmek zorunda değildir!"Depozito yanacak" korkusu birçok itiraz için caydırıcı olmaktadır.Depozitoyu yakmadan da itirazı geri çevirmek mümkündür!Mağdur olduğunu düşünen kimse resmen itiraz etmese de yaşadığını bu forumda anlatabilir.
Ara
Cevapla
#15
Konu oldukça ilginç ve benim de başıma çok benzer bir durum geldi.
2011 İstanbul İl Birinciliğinde (antrenörlük yaptığım) liseler kategorisinden tanıdığım bir oyuncuyla eşleştim. (İsmini vermeye gerek görmüyorum, merak eden olursa açıktan yazarım.)
Genç arkadaş partinin başlarında gayet normal bir şekilde hamlelerini yapıyordu.
Ne var ki 12. veya 13. hamlede soru çektim ve kendisi için oldukça elverişli bir pozisyon meydana geldi. Durup düşünmek zorunda kaldım, zamanım epey ilerledi. Arkadaş bu sırada hamlelerime blitz hızında cevap veriyordu, tamamen kendi seçimidir, o konuda eleştiri getiremem. Ne var ki partinin geri kalanında özellikle hamle sırası bendeyken sürekli taşları düzeltti. Hem kendi taşlarını, hem de benimkileri. Kuralı sonradan öğrendim, meğer sadece hamle kendisindeyse taşları düzeltebiliyormuş. İşte kural bilmemenin cezasını o oyunda çekmiştim.

Oldukça gergin geçen partiyi bir şekilde kazandım, ama kazanmama rağmen hiçbir şekilde galibiyet keyfi yaşayamadım, sinirlerim tepeme binmişti. Şu anda aynı hareketleri yapıyor mu, bilemiyorum. Ama tüm sinirime rağmen oyundan sonra kendisini kibar bir dille uyardım, taşları çok sık ve gereksiz yere düzelttiğini dile getirdim. Cevap olarak makul birşey söyleyemedi ki, hareketleri kasıtlı yaptığına yordum.
Ara
Cevapla
#16
Bu konuda hiç sıkıntı yaşamadığını söyleyecek biri var mıdır çok merak ediyorum.Tabi bu konunun üzerine gidilmesinde endişe duyanlar hariç.Kuvvetinin yüz yüzelli üzerinde performansla ya da mağdur aynı oranda düşük performansla oynayabilmektedir.Turnuvalardan yılıp benim gibi altı yıl ara vermek de çabası.Ben bu konuda ağız dolusu teorik edebiyatlarla cevap verilmesinin nedeninin kişilik boyutunu anlıyorum da,pratik çözüm konusuna gelince ben bilmem büyükler bilir anlayışını kabul edemiyorum.Eleştiriye gelince mangalda kül bırakmayanlar,bu konudaki önerilerimi beslemeyi bırakın uygun olup olmadığını bile belirtmediler.Bu çocuklar ilgili davranışlarının hüner olduğunu düşünmekteler 'artı yetenek' sonra bakan olup memleketi satışa çıkarırsa bizim hiç günahımız yokmuş gibi bıdı bıdı yapmaya UTANMADAN yine o bildik teorisyenlik ve hatiplikte kimseye sıra vermemeye, çözüm çözüm diye bağıranlara 'kısa kes'demeye devam edecekler.
Veli TURAN
Ara
Cevapla
#17
Federasyon bu formu beğense de beğenmesede takib etmelidir.İnsanlar çözüm olmadığı ses getirmediği neredeyse kişisel tatminin ötesine gidemediği gerekçesiyle bu gibi formlarda yazmak istemiyor olabilirler(Ateş bey gibi dayanamayıp vicdani sorumluluk taşıyanlar hariç)Bu konuda hakemler birşeyler yapmalı.Benden bir çözüm önerisi daha diğerinden kötü de olsa hiç yoktan iyidir.Kimin dikkatini kim dağıtmak için özel çaba sarfetmişse bu formda açıklasın.Hukuk açısından nasıl olursa uygun olur ?Sadece ilgili maçı kazandığı halde (yorum yapan arkadaş gibi)mağdur olanlar yazsın. ÇÖZÜM ÇÖZÜM EY FEDERASYON KİMSE YOK MU (Bu sorunu federasyon çözsün şerefim üzerine yemin ediyorum federasyonun yardımcı antrenörlük kursları için göndereceği en uzak illere asla ücret almadan yaz aylarında iki buçuk ay kesintisiz kurs vereceğim (Bu güne kadar toplam 20 kurs verdim istanbul-manisa.Hatta Ankarada bir yıl ücret almadan hakemlik yapmaya söz veriyorum,satrancı bırakmaya diye yazacaktım inanın inanın gözüm doldu,o sözü veremem.Gücüm yetseydi federasyona trilyon bağışlardım.Bütün bu komik ve çocukça olan ve kimilerini eğlendiren ajitasyonu bir kenara bırakalım tamam.Peki biri ilgili davranışlara maruz kalmadığı yalanını yazsın.Kardeşim şu telefonun titreşiminden oyuncunun yenik sayılması komedisini ya hatta dokunulmuş taş kuralının bu ülkede geçersiz olduğunu benzerlerinin de tabi söylesin federasyon,rakibin yüzümüze tükürmediği kaldı ne titreşimi bu ne çelişki.Bir gün gelecek veliler çocuklarının ruh sağlığının bozulduğunu topluma inandıracak ki bu gerçeğe değinme ayrı bir durum ki ne durum,işte o zaman bu muhteşem satranç sever camianın nasıl hızla küçüldüğünü göreceğiz.
Veli TURAN
Ara
Cevapla
#18
Alıntı:Kimin dikkatini kim dağıtmak için özel çaba sarfetmişse bu formda açıklasın.
Kaybettiğim birçok oyunu bu nedenle, rakip bir biçimde dikkatimi dağıtmayı becerdiğinden, kaybetmişimdir. Rakibin dikkatini dağıtma konulu kuralın işletilmesini, neredeyse hiçbir kere talep etmemiş olmam benim hatam olsa gerektir. Herkesi kendim gibi dürüst saymışım. Sad
IECC 2246, MAPEJK 2300, DESC 2213
Best regards, iyi günler, mfSG, HT
Cevapla
#19
İlgili konuda hakeme ŞİKAYET ET ! önerisini bu sefer gerçekleştirdim.(30 Ağustos Zafer bayramı Elo Turnuvası Ankara) Hakem rakibimi masadan kaldırarak uyardı. Sonra maç devam ederken sigara içilen yere geçtim aynı hakem de oradaydı başka kişiler de, bana senin yaşın kaç dedi 45 dedim peki rakibinin yaşı kaç dedi tahmin ettim ve bana eee bir kendine bak bir ona.Tüm mimikleriyle bana YAŞINDAN BAŞINDAN UTAN dedi. Tabi şimdi Ateş Bey hakemi de şikayet et diyecek ama benim derdim başka kişisel değil. Artık yine uzun süre satrancı bıraktım. Kasten dikkat dağıtmak puan hırsızlığı değil ama kesinlikle gasptır ve gaspın cezası daha büyüktür. Bu ülkede bu durumu düzeltecek önlemler asla alınamayacaktır.
Veli TURAN
Ara
Cevapla
#20
Yeterince tecrübeli bir oyuncu çocuğun yetersiz satranç eğitimi ve/veya heyecan-stresten dolayı bunu yapıp yapmadığını anlar.

Ben de çocukken rakibin sırasında taşları düzeltirdim ama kimse bana rakibin hamle sırasında taşlarını düzeltemezsin demedi. Rakibimi rahatsız etmek de aklımın en uzak noktasından dahi geçmezdi. Muhtemelen rahatsız olanlar vardı çünkü epey taş düzeltirdimSmile Sonra öğrendim ki kural dışı en azından manyel olarak algılanabilir.

Berabere teklifleriyle ilgili de sorun var. Benim bildiğim hamle yapılır, berabere teklif edilir ve saate basılır. Çocukların üç kere üst üste berabere teklif ettiğini, hatta bunu "teklifim hala geçerli" diyerek yaptığını gördüm. Sonuncusunda "Duyuyorum, eğer amacın dikkatimi dağıtmak değilse bir daha yapma lütfen" demek zorunda kaldım. Bir daha etmedi, sanıyorum kuralı bilmiyorduSmile Bir başkası yine ben düşünürken (hamlesini yaptıktan 5-6 dakika sonra beraberlik teklif etti). Demek ki çocuklara bunlar söylenmiyor.

Ankara'daki hakemlerin bu tür konularda "aman kuralı bilmiyor niyeti iyi" yaklaşımı var, kimi durumlarda haklı olabilir, ama kimi durumlarda da hakemlerin ciddiyetsizliğinden kaynaklanıyor. İki tür örnek de başıma geldi.

Tabii ki MojoJojo'nun bahsettiği turnuva kalitesi kritik bu konuda.
Ara
Cevapla




Konuyu Okuyanlar: 2 Ziyaretçi