07-11-2014, 15:43
(Son Düzenleme: 07-11-2014, 19:26, Düzenleyen: nilüferçınar.)
Bay Jojo,
Özgür Satranç Forum'da yazmaya başladığım ilk günden bugüne kadar sadece inancım ve hedeflerim doğrultusunda yazdım. Şahsınıza ait yazılarınızı ilk okumaya başladığımdan bu güne kadar satrançla ilgili fikirlerinize karşı saygı duydum. Bu saygım devam ediyor. Kendi açınızdan haklılık payı olsa bile, aynı şeyi üslubunuz için söyleyemeyeceğim.
Geçmişteki tüm yazılarıma baktığımda, asla kimseye fikrinden dolayı hakaret etmedim. Şiddetle karşı çıkmışımdır. Yanıldığımı veya haddimi aştığımda da özür bildirip susmuşumdur. Kimseye açık ya da dolaylı olarak alt imza veya kalıcı mesaj göndermedim. Aklımda da yoktu. Ama bu yöntemi bu forumda gördüm. Ben de sonradan görüp bazen uyguladım.
Kırıcılık, aşağılama, hakaret veya iftira söz konusu olmadıkça kişiler veya fikirlerle neden kavgacı olunur ki? Bunu anlamak lazım!
Hiç mi ortak konularda fikir birliği olmaz? Hele Cumhuriyet gibi çok özel ve dokunulmaması gereken bir konuda…
Kurumsal olarak da kutlanmalı ve elbette bireysel olarak da!
Ama “her ikisi de yoksa gelin birlikte karşı duralım” dedim o da kabul görmedi. Artık çok önemi de kalmadı.
Ben konuyu kendi adıma kapattım. Sonsuza değin de açmayacağım!
…
Fakat şu rumuz konusu!
Fena kullanıyorsunuz. Rumuz da bıktı bizler de…
Rumuzla yazınız, fikir belirtiniz, yol gösteriniz, karşı çıkınız, olumlu ve haklı algı oluşturunuz. Sonuna kadar anlar, destek olurum.
Siz ilk yazan değilsiniz, öncesinde de kimseyle bu konuda dalaşmamışımdır.
Ancak rumuzla küçük düşüremez, iftira atamazsınız. Size şahıs ve isim olarak hakaret edilmedikçe hakaret edemezsiniz. İnsanları lekeli ilan edemezsiniz! İnsanları asla tasvip etmedikleri siyasi tanımlarla suçlayamazsınız. Aslını bilmeden kişiler hakkında olur olmaz yargılarda bulunamazsınız.
Kanıtlayamıyorsunuz ve aksi yönde bildirilen gerçekleri de anında ret ediyorsunuz. ATATÜRK düşmanı ilan ettiğiniz kişilerle bizleri bir koyma gafletine düşüyorsunuz. ATATÜRK DÜŞMANLARIYLA aynı alanda görev yapmamızla bizleri kurumca aynı kefeye koyuyorsunuz.
Kendi adıma böyle bir algı oluşmasına nasıl izin verebilirim?
Tüm bunları kabul etmeyebilirsiniz de.
Siz bilirsiniz...
Ben rumuzu Mojo Jojo olan sanal yazılarla muhatap oldum.
Ancak şunu da belirtmeden geçemeyeceğim.
Rumuzla yazma tercihinizi anlamakla birlikte sizi çoktan sobeledim. Son zamanlarda ortaya attığınız teknolojik araştırmalarla ilgim yok. Bilgim ve zamanım da...
Sizden duyuyorum.
Zaten öyle olsa ortaya çıkardı. Kendi dünya görüşümle de çelişemezdim. Yapılanı da “eğer yapılmışsa” hiç doğru ve adil bulmuyorum. Kendimden şüphe etmiyorum.
Siz bu ülkenin satranç alanında kendisini kanıtlamış bir ferdisiniz. Adınız ve soyadınızı saklama gereğini bu anlamda gereksiz bulurum. Onunla birlikte daha güçlü bir toplum ferdi olursunuz. Siz toplumu tanırsınız, toplum da sizi…
Böylece insanlara güç verirsiniz. İmzanızla, açık kimliğinizle insanları ve toplumu cesaretlendirirsiniz. Cumhuriyeti savunmak zorunda olduğumuz en önemli günlerde bu yanlış mı olur?
21.Haziran.1934 te Soyadı Kanunu benzer gerekçelerle çıkmadı mı? İnsanların şerefle ve cesaretle taşımaları için (son cümlem yanlış anlaşılmasın herhangi bir bireyi hedef alarak söylemediğimi açıkça vurgulamak isterim)
Düşünceleriniz satrancı yüceltmeye yönelik olsa bile onları ortaya koyma yöntem ve tercihlerinizi bir daha gözden geçirmeniz dileğiyle diyeyim.
Çağdaş Cumhuriyeti savunan bizler ona ne yazık ki böyle sahip çıkamayız.
Kendi adıma haklı ya da haksız olayım davranış biçimimden ve özellikle de yazılarımdaki üsluptan çok rahatsız oldum ve kendimle çeliştim!
Bunu fark ediyor ve açık yüreklilikle burada belirtiyorum.
Bu yöntem Cumhuriyet düşmanlarına alan açar ve zaman kazandırır. Bunu asla tasvip edemem.
Mesleğim hakkımdaki düşüncenize rağmen ben kendimi bir cumhuriyet çocuğu olarak görüyorum. Onun koruyucusu ve neferiyim. Bu anlamda ben bir piyon isem, sizin vezir olmanızı da kabul edebilirim.
İsteyerek, inanarak ve severek öğretmen oldum. Çok saygı duyduğum ve kuruluş ülkü ve ilkelerine inandığım, tükenmek üzere olan bir neslin devamı olarak…
Siz hukukçular için asla küçümseyici tavırda olmadım. Bilakis Cumhuriyet’i muhafaza söz konusu olduğunda onları da ön saflarda görmek isterim. Nitekim büyük çoğunluğunun öyle olduğunu düşünüyorum.
ATATÜRKÇÜLÜK sadece bu günü değil, geleceği de biçimlendiren düşünce sistemidir. Toplumumuza her zaman en doğru çözümleri sunar. Ulusumuzla özdeşleşmiş yaşam biçimimizdir. Onun için ATATÜRK ve CUMHURİYET düşmanları bunu kıskanarak biliyor ve karşı duruyorlar.
Cumhuriyetle cehalet aynı yerde barınamaz. Cumhuriyet erdemli insanların rejimidir. Belki de toplumsal olarak bu günlerde yaşadığımız sorunların temelinde önemli bir öğedir. ATATÜRK hiçbir zaman dini dışlamadı. Bu halka hitaben Balıkesir konuşmasında vardır.
Ama onu her fırsatta dışlayan dinciler ve düşmanları ATATÜRK’Ü anlayamazlar. Anlamak istedikleri gibi anlarlar!
ATATÜRK’Ü onlara kim anlatacak? Bir düşünün.
Onları dışlamanın ATATÜRKÇÜLÜK ile ne kadar bağdaştığını düşünün…
…
Çağdaş Türkiye’nin kurucusu Büyük ATATÜRK’Ü, Türk Ulusu ve özellikle Cumhuriyet’i emanet ettiği Türk Gençliği, ATATÜRK’Ü ve hizmetlerini hiç unutmayacak, O’nun “En büyük eseri olan Cumhuriyet’i” daha da yücelterek sonsuza dek yaşatacaktır.
Buna yürekten inanıyorum!
Bakın açıkça ve öz kimliğimle de bu satırları yazarken hiçbir endişe de duymuyorum.
Katılıyor musunuz?
…
Mali Genel Kurul yaklaşıyor.
Ben tüm delegelerin kendi öz düşüncelerini ve tercihlerini özgürce kullanmalarından yanayım.
Çok istediğim HAKKANİYETLİ GENEL KURUL VE SPORTİF SATRANCIN FEDERASYON YAPILANMASI konusunda bu toplantıyı çok önemsiyorum. Federasyon Yönetiminin ve Genel Kurulun tutumlarında bu yapılanma yolunda ışıklar görmek istiyorum.
Bu anlamda bugünden itibaren ÖSF da yazmayı bırakıyorum. En azından burayı okuyan delegeleri de etki altında bırakmak da istemem.
Bu son mesajım siz yöneliktir!
Ama kendi kararımla bıraktığımı belirtmek isterim. Zaten de kendi kararımla başlamıştım.
Umarım bunu anlarsınız…
------------------------------------------
Satranç bir hayaldir, tıpkı hayat gibi…
Özgür Satranç Forum'da yazmaya başladığım ilk günden bugüne kadar sadece inancım ve hedeflerim doğrultusunda yazdım. Şahsınıza ait yazılarınızı ilk okumaya başladığımdan bu güne kadar satrançla ilgili fikirlerinize karşı saygı duydum. Bu saygım devam ediyor. Kendi açınızdan haklılık payı olsa bile, aynı şeyi üslubunuz için söyleyemeyeceğim.
Geçmişteki tüm yazılarıma baktığımda, asla kimseye fikrinden dolayı hakaret etmedim. Şiddetle karşı çıkmışımdır. Yanıldığımı veya haddimi aştığımda da özür bildirip susmuşumdur. Kimseye açık ya da dolaylı olarak alt imza veya kalıcı mesaj göndermedim. Aklımda da yoktu. Ama bu yöntemi bu forumda gördüm. Ben de sonradan görüp bazen uyguladım.
Kırıcılık, aşağılama, hakaret veya iftira söz konusu olmadıkça kişiler veya fikirlerle neden kavgacı olunur ki? Bunu anlamak lazım!
Hiç mi ortak konularda fikir birliği olmaz? Hele Cumhuriyet gibi çok özel ve dokunulmaması gereken bir konuda…
Kurumsal olarak da kutlanmalı ve elbette bireysel olarak da!
Ama “her ikisi de yoksa gelin birlikte karşı duralım” dedim o da kabul görmedi. Artık çok önemi de kalmadı.
Ben konuyu kendi adıma kapattım. Sonsuza değin de açmayacağım!
…
Fakat şu rumuz konusu!
Fena kullanıyorsunuz. Rumuz da bıktı bizler de…
Rumuzla yazınız, fikir belirtiniz, yol gösteriniz, karşı çıkınız, olumlu ve haklı algı oluşturunuz. Sonuna kadar anlar, destek olurum.
Siz ilk yazan değilsiniz, öncesinde de kimseyle bu konuda dalaşmamışımdır.
Ancak rumuzla küçük düşüremez, iftira atamazsınız. Size şahıs ve isim olarak hakaret edilmedikçe hakaret edemezsiniz. İnsanları lekeli ilan edemezsiniz! İnsanları asla tasvip etmedikleri siyasi tanımlarla suçlayamazsınız. Aslını bilmeden kişiler hakkında olur olmaz yargılarda bulunamazsınız.
Kanıtlayamıyorsunuz ve aksi yönde bildirilen gerçekleri de anında ret ediyorsunuz. ATATÜRK düşmanı ilan ettiğiniz kişilerle bizleri bir koyma gafletine düşüyorsunuz. ATATÜRK DÜŞMANLARIYLA aynı alanda görev yapmamızla bizleri kurumca aynı kefeye koyuyorsunuz.
Kendi adıma böyle bir algı oluşmasına nasıl izin verebilirim?
Tüm bunları kabul etmeyebilirsiniz de.
Siz bilirsiniz...
Ben rumuzu Mojo Jojo olan sanal yazılarla muhatap oldum.
Ancak şunu da belirtmeden geçemeyeceğim.
Rumuzla yazma tercihinizi anlamakla birlikte sizi çoktan sobeledim. Son zamanlarda ortaya attığınız teknolojik araştırmalarla ilgim yok. Bilgim ve zamanım da...
Sizden duyuyorum.
Zaten öyle olsa ortaya çıkardı. Kendi dünya görüşümle de çelişemezdim. Yapılanı da “eğer yapılmışsa” hiç doğru ve adil bulmuyorum. Kendimden şüphe etmiyorum.
Siz bu ülkenin satranç alanında kendisini kanıtlamış bir ferdisiniz. Adınız ve soyadınızı saklama gereğini bu anlamda gereksiz bulurum. Onunla birlikte daha güçlü bir toplum ferdi olursunuz. Siz toplumu tanırsınız, toplum da sizi…
Böylece insanlara güç verirsiniz. İmzanızla, açık kimliğinizle insanları ve toplumu cesaretlendirirsiniz. Cumhuriyeti savunmak zorunda olduğumuz en önemli günlerde bu yanlış mı olur?
21.Haziran.1934 te Soyadı Kanunu benzer gerekçelerle çıkmadı mı? İnsanların şerefle ve cesaretle taşımaları için (son cümlem yanlış anlaşılmasın herhangi bir bireyi hedef alarak söylemediğimi açıkça vurgulamak isterim)
Düşünceleriniz satrancı yüceltmeye yönelik olsa bile onları ortaya koyma yöntem ve tercihlerinizi bir daha gözden geçirmeniz dileğiyle diyeyim.
Çağdaş Cumhuriyeti savunan bizler ona ne yazık ki böyle sahip çıkamayız.
Kendi adıma haklı ya da haksız olayım davranış biçimimden ve özellikle de yazılarımdaki üsluptan çok rahatsız oldum ve kendimle çeliştim!
Bunu fark ediyor ve açık yüreklilikle burada belirtiyorum.
Bu yöntem Cumhuriyet düşmanlarına alan açar ve zaman kazandırır. Bunu asla tasvip edemem.
Mesleğim hakkımdaki düşüncenize rağmen ben kendimi bir cumhuriyet çocuğu olarak görüyorum. Onun koruyucusu ve neferiyim. Bu anlamda ben bir piyon isem, sizin vezir olmanızı da kabul edebilirim.
İsteyerek, inanarak ve severek öğretmen oldum. Çok saygı duyduğum ve kuruluş ülkü ve ilkelerine inandığım, tükenmek üzere olan bir neslin devamı olarak…
Siz hukukçular için asla küçümseyici tavırda olmadım. Bilakis Cumhuriyet’i muhafaza söz konusu olduğunda onları da ön saflarda görmek isterim. Nitekim büyük çoğunluğunun öyle olduğunu düşünüyorum.
ATATÜRKÇÜLÜK sadece bu günü değil, geleceği de biçimlendiren düşünce sistemidir. Toplumumuza her zaman en doğru çözümleri sunar. Ulusumuzla özdeşleşmiş yaşam biçimimizdir. Onun için ATATÜRK ve CUMHURİYET düşmanları bunu kıskanarak biliyor ve karşı duruyorlar.
Cumhuriyetle cehalet aynı yerde barınamaz. Cumhuriyet erdemli insanların rejimidir. Belki de toplumsal olarak bu günlerde yaşadığımız sorunların temelinde önemli bir öğedir. ATATÜRK hiçbir zaman dini dışlamadı. Bu halka hitaben Balıkesir konuşmasında vardır.
Ama onu her fırsatta dışlayan dinciler ve düşmanları ATATÜRK’Ü anlayamazlar. Anlamak istedikleri gibi anlarlar!
ATATÜRK’Ü onlara kim anlatacak? Bir düşünün.
Onları dışlamanın ATATÜRKÇÜLÜK ile ne kadar bağdaştığını düşünün…
…
Çağdaş Türkiye’nin kurucusu Büyük ATATÜRK’Ü, Türk Ulusu ve özellikle Cumhuriyet’i emanet ettiği Türk Gençliği, ATATÜRK’Ü ve hizmetlerini hiç unutmayacak, O’nun “En büyük eseri olan Cumhuriyet’i” daha da yücelterek sonsuza dek yaşatacaktır.
Buna yürekten inanıyorum!
Bakın açıkça ve öz kimliğimle de bu satırları yazarken hiçbir endişe de duymuyorum.
Katılıyor musunuz?
…
Mali Genel Kurul yaklaşıyor.
Ben tüm delegelerin kendi öz düşüncelerini ve tercihlerini özgürce kullanmalarından yanayım.
Çok istediğim HAKKANİYETLİ GENEL KURUL VE SPORTİF SATRANCIN FEDERASYON YAPILANMASI konusunda bu toplantıyı çok önemsiyorum. Federasyon Yönetiminin ve Genel Kurulun tutumlarında bu yapılanma yolunda ışıklar görmek istiyorum.
Bu anlamda bugünden itibaren ÖSF da yazmayı bırakıyorum. En azından burayı okuyan delegeleri de etki altında bırakmak da istemem.
Bu son mesajım siz yöneliktir!
Ama kendi kararımla bıraktığımı belirtmek isterim. Zaten de kendi kararımla başlamıştım.
Umarım bunu anlarsınız…
------------------------------------------
Satranç bir hayaldir, tıpkı hayat gibi…
- MATRANÇ -