SATRANÇTA BAYAN SPORCU OLMAK
#81
GM Suat Atalık'ın işi bu yüzden olmamışmış, simultane şu sebeple olmamışmış. Konuyla ne alakası var? Okuyan da zannedecek ki Atalık bunlardan bahsetmiş. Hiç alakası yok bu başlık altındaki konuyla ilgili bir yazı yazmış. Tutku bey, madem kendi açıklamalarınızın şahsi olarak bu kadar önemli olduğunu düşünüyorsunuz gidin onun yüzüne söyleyin (söylemeyi başarırsanız da haber verin). Neden burayı dedikodu mecrası haline getiriyorsunuz?

Bu konuda en yetkin isim konuyla ilgili değerlendirmede bulunmuş. İtirazınız varsa onları yazın. Ah bir de... Kendinize fazla önem aftediyorsunuz gibi bir izlenime kapıldım.
Ara
Cevapla
#82
Av. Tutku Bey yine konunun özü dışındaki yorumlarını sürdürmeye devam ediyor.

Tutku beyin benim bir önceki yorumumda paylaştığım Federasyon Kararı ile ilgili yorum yapmasını arzu ederdim.

Federasyon Yönetmelik ve Talimatlarında Kurulların görev alanları net bir şekilde izah edilmiş olmasına rağmen, İtirazın Hakem uygulamalarına değil Yönergeye olduğu göz önüne alındığında MHK' nın görev alanına girmeyen bu itiraza MHK' nın yazılı Karar vermesi sağlanırken, olayın esas çözüm makamı olan Teknik Kurul ve diğer Kurullar olarak adlandırılan Kurulların sadece sözlü görüşlerinin alınmasının doğru olup olmadığını yorumlasaydı keşke.

Federasyon gibi resmi bir organizasyonda, Federasyon Başkanlığı tarafından düzenlenen bir toplantıda, Federasyon Başkanlığına Kurulların sözlü görüş bildirilmesi normal bir uygulama mıdır? Federasyonun "Toplantı adı altında" yapmış olduğu bu toplantıların TUTANAK altına alınıp alınmayacağı hususlarda hukuki değerlendirmeler yaparak görüş bildirseydiniz keşke.

Cevabi yazıda net bir şekilde TOPLANTI olduğu ifade edilmesine rağmen, şayet bu bir TOPLANTI değil sohbet birlikteliği ise orada belirtilen sözlü görüşlerin HUKUKEN geçerli olup olamayacağı hususlarında hukuk bilgilerinizi duyabilseydik keşke.
Ara
Cevapla
#83
(22-02-2015, 22:13)Hasan Berk Nickli Kullanıcıdan Alıntı: GM Suat Atalık'ın işi bu yüzden olmamışmış, simultane şu sebeple olmamışmış. Konuyla ne alakası var? Okuyan da zannedecek ki Atalık bunlardan bahsetmiş. Hiç alakası yok bu başlık altındaki konuyla ilgili bir yazı yazmış. Tutku bey, madem kendi açıklamalarınızın şahsi olarak bu kadar önemli olduğunu düşünüyorsunuz gidin onun yüzüne söyleyin (söylemeyi başarırsanız da haber verin). Neden burayı dedikodu mecrası haline getiriyorsunuz?

Bu konuda en yetkin isim konuyla ilgili değerlendirmede bulunmuş. İtirazınız varsa onları yazın. Ah bir de... Kendinize fazla önem aftediyorsunuz gibi bir izlenime kapıldım.
Ancak bir nickin arkasından kendi adını saklayarak yazabilen birisinin yüz yüzeden bahsetmesi çok ama çok komik geldi. Siz niye insanlara yüz yüze ulaşmayı bırakın, kimliğinizi bile saklayarak yazıyorsunuz? Yazısından anlaşılacağı üzere kendisi burayı okuyormuş ve bu yazdıklarım zaten kendisine ulaşacaktır. Onun haricinde kendisiyle yüz yüze gelecek imkanım yok.

Diğer konulara niye değindiğimi de önceki yazımın ikinci cümlesinden anlayabilirsiniz.
Ara
Cevapla
#84
Fikirlerle değil de kişilerle, isimlerle uğraşmanızı sizin açınızdan çok tutarlı buldum. Dedikoduya devam... Atalık neden size takmış, anlatın heyecanlı oluyor.
Ara
Cevapla
#85
(22-02-2015, 23:06)Hasan Berk Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Fikirlerle değil de kişilerle, isimlerle uğraşmanızı sizin açınızdan çok tutarlı buldum. Dedikoduya devam... Atalık neden size takmış, anlatın heyecanlı oluyor.
Yazısında kişiyle, yani benimle uğraşması(sizin değiminizle) için de aynı şeyleri düşünüyorsunuz demektir bu. Tutarlı bir insan olduğunuzu varsayarsak aynı durumdaki iki kişiden birisini destekleyip, diğerine tepki göstermenizin kasti olduğu sonucunu çıkarıyorum.

Diğer olasılık ise, bu hesabı 2 kişi kullanıyordur. Kendi adını yazamayıp, bir nick arkasına saklanmasının nedeni kim bilebilir belki de budur.
Ara
Cevapla
#86
Sn Atalık bu başlığın özü hakkındaki durumu ve çözümü basitçe anlatmış. Tebrik ederim.
Cevapla
#87
Sayın Bener'in mesajını destekliyorum, hatta geçen hafta Mersin'de yaşanan olaya gelen tepkiyle bu hafta Manisa'da yaşanan olaya dair tepkisizliğin orantısızlığını bir türlü anlayamıyorum. Belki haberiniz vardır, Özgecan kızımızın başına gelen Manisa'da başka bir kızımızın başına geldi.

Başlık konu dışı yazışmalardan dolayı oldukça okunması güç bir hal alsa da yeni iletiler sayesinde üstte kalıyor ve daha fazla kişinin olaydan haberdar olmasını sağlıyor.

Özet anlamında birkaç cümleyle olayları hatırlatmak yerinde olacaktır:
1. Mustafa DÖRDÜNCÜ beyefendi bu başlığı açarak kızının turnuva ödüllendirmesinde uğradığı haksızlığı bizlerle paylaştı.
2. Bizler kendi görüşlerimizi beyan ettik ve Mustafa Bey'in itiraz dilekçesine Federasyondan olumsuz yanıt geldi.
3. Federasyonun bu eşi benzeri görülmemiş yanlışı savunması ayrıca tartışıldı, görüşler beyan edildi. Forum yazarlarının neredeyse tamamı "Kendi kategorisinin ödüllerine hak kazanır." cümlesinin "Sadece kendi kategorisinin ödüllerine hak kazanır." olarak yorumlanamayacağına kanaat getirdi.
4. Resul CANER beyefendi bu başlıkta görüşlerini beyan ederek anlatılan olayın Kayseri ilindeki bir hesaplaşmanın yansıması olabileceği sinyalini verdi.
5. Mustafa ve Resul Beyler arasında geçmişe dair birtakım yazışmalar, açıklamalar oldu.
6. Resul Bey, Musfata Bey'le sorunu olmasına rağmen ödüllendirmeyi hatalı bulduğunu dürüstçe ve açıkyüreklilikle beyan etti.
7. Resul Bey çok önemli bir ayrıntıyı gündeme getirdi: Ödül töreninden önce yetkililerin "Hangi madalyayı isterseniz onu verelim, her ikisi de olmaz." dediklerini ifade etti ve bu ifade, kazanılmış ödüllerin adaletsiz dağıtımını belgeledi.
8. Mustafa ve Resul Beyler geçmişe dair daha fazla ayrıntıya yer vererek olaya kişiler arası bir nitelik kazandırdılar.
9. Bunu gören forum okurları, doğal olarak, iki kişinin meselesine müdahale etmek istemediler, ta ki sayın Abdülkadir BENER'in mesajlarına kadar.
10. Mustafa Bey Federasyon'dan gelen ikinci ret cevabını bizlerle paylaştı, ardından konuyla ilgili olarak sayın Suat ATALIK'ın köşe yazısını ekledi.

Sayın Atalık'ın belirttiği üzere, Kayserili satranççı kızımız mağdur edilmiş olup hak ettiği ödüller akla, mantığa ve vicdana aykırı bir şekilde iç edilmiştir. Yönetmeliklerdeki küçük boşlukların arkasına saklanmaya çalışanların Türkçe okuduklarını anlamamakta direnmeleri zincirin sadece masumane bir halkası olup, art niyet içeren uygulamanın ezbere savunulmasına yönelik çabalardır.

Spor hukuku uzmanı olduğu izlenimi yaratmaya çalışan, ancak yaptığı yorumlara bakıldığında öyle olmadığı anlaşılan bir arkadaşımız baştan beri yapılan hatayı görmemekte, "sadece" kelimesinin eksik olmasından dolayı yarışma yönergesi de durumu kurtaramamaktadır.
Yine bu arkadaş Atalık'ın yazısındaki bir yazım hatasını düzeltirken (hukuğunda-hukukunda şeklinde) iki mesaj sonra kendisi "değimiyle" (deyimiyle olacak) şeklinde bir kelime yazmaktadır.
Bu arkadaş sanki Atalık yazısında kendisini konu ediyormuş gibi bir izlenim yaratmaya çalışmakta, birtakım ilgisiz olayların seceresini dökmektedir. "Bunun konuyla ne alakası var?" diye kibarca soran Hasan Berk arkadaşımıza da "Gerçek adınla yazsana, neden nick kullanıyorsun?" şeklinde daha alakasız, tehditvari bir cevap vermektedir.
Konuyu daha fazla dağıtmamak adına bu arkadaşa sükunet tavsiye ediyorum, çünkü yazdıkça daha da çuvallıyor. Amaç başlığı dağıtıp mesaj kirliliği yaratmaksa bunu başaramayacak. Yine söylüyorum: "Ağır ol da molla desinler."

Gerekirse her mesajımda yukarıdaki gibi özet çıkarırım. Kamuoyu bu başlığa baktığında geyik mesajları veya abuk sabuk tartışmalar görmesin, olayı net olarak anlasın. Böyle bir sorumluluğum var, çünkü ben de bir veliyim. Veli olmayan bir kişinin, konunun hassasiyetini anlaması çok zor. Satrancın cefakar kesimi olan veliler neler yaşandığını, yaşanıyor olabileceğini görsünler, haberdar olsunlar. Kendilerine güler yüzle vaatlerde bulunan kişilerin bazı olaylar karşısında ne kadar vicdansız, kanun-kural tanımaz olabileceklerini görsünler. Bu anlatılanların her biri ibretlik belgedir.
Ara
Cevapla
#88
HATALI YÖNERGELER VE FEDERASYONUN TUTUMU

Konunun ana paylaşımındaki yazımda Turnuva Özel Yönergelerinin ne anlama geldiğini açıklarken “Her Spor dalında değişik isimlerde bu Yönerge türü çalışma yapılır. Bu bir Duyuru Afişi niteliğindedir. Kanun ve Yönetmeliklere aykırı olamaz.” İfadesini kullanmıştım.

Sayın GM Suat ATALIK Hocamız da köşe yazısında bu görüşü destekler nitelikte Yönergeyi “Turnuva yönergeleri katılımcılara enformatif amaçlı bilgi vermesinden öteye geçmeyecek daha çok organizatörün yükümlülüklerini belirtmesi gereken ilanlar.” olarak tanımlamaktadır.

Sayın ATALIK Yönergelerde yapılan hatalarla ilgili görüşünü de “….. konuya uzak kişilerin organizasyonlarında satrancın esaslarına aykırı uygulamaların yönergelere alınıp üst mercilerin de yapılan hataları desteklemesi düşündürücü.” şeklinde aktarmıştır.

Gün geçmiyor ki Satranç camiasında huzursuzluk yaşanan bir il çıkmasın. En son ses de dün Trabzon’ dan geldi ne yazık ki.

Satranç camiasındaki huzursuzluğun en büyük nedeninin mesajı ise Sayın ATALIK’ ın “…üst mercilerin de yapılan hataları desteklemesi….” açıklamasının içerisinde verilmiştir. Federasyon dile getirilen hatalara çözümler üreterek tekerrürünü önlemek yerine hataları örtbas etme ve hata yapanları destekleme yolunu tercih ettiği müddetçe bu huzursuzluklar artarak devam edecektir. Hiç kimse de hukuk dışı bir uygulamanın kendi lehinde kullanılmasını beklememelidir.

Yönergelerin hatalı olarak hazırlanmalarının yanı sıra sanki Allah kelamı gibi değişmez gösterilmesi, uygulayıcıların dokunulmaz ve astığı astı kestiği kestik olarak lanse edilmesi çatışmaları körüklemektedir. Federasyonun özerk olması her dilediğini dilediği gibi uygulayabileceği anlamına gelmemektedir. Resmi kurum ciddiyeti ile çalışarak olaylara Kanun, Tüzük ve Yönetmeliklerde belirtildiği şekilde yaklaşmasını bilmelidir. Sıkıştığı anda “Gönüllülük esasına dayalı çalışıyoruz.” sığınma noktasını terk ederek yoruldularsa kenara çekilerek başkaca gönüllü çalışacak ve bu işi hakkıyla yapacak kişilere nöbeti devretmelidirler.

Son olayla ilgili Genel Sekreterliğin yazmış olduğu cevabi yazıda; “…. diğer kurul görüşleri, yazılı kurul kararlarına dayanmayıp, Federasyon Başkanlığı tarafından düzenlenen bir toplantı sırasında, Federasyon Başkanlığına sözlü olarak bildirilen görüşlerdir.” denilmektedir.

Diğer Kurulların hangi Kurullar olduğu ve vermiş oldukları sözlü görüşlerin Toplantı Tutanağında yer alması ve toplantıya katılanlarca imzalanması resmi kurum olmanın gereğidir. Bu bilgileri EK teki dilekçem ile Federasyondan talep ettim. Dilekçemin cevabını da sizlerle paylaşacağım.

Şimdilik hoşçakalın.

Selam, saygı ve sevgilerimle.


Ek Dosyalar
.doc   Federasyon Kurullarının Sözlü Beyanlarına ait toplantı Tutanağı talebi Bilgi Edinme1.doc (Dosya Boyutu: 46 KB / İndirme Sayısı: 22)
Ara
Cevapla
#89
Sporcu odaklı bir sistem olsaydı, biz beş sayfa bu ego savaşlarını okumazdık (şahsen çok hızlı göz gezdirdim). Satrancı bilip bilmemekten daha da genel ve soyut bir yönetim anlayışı sorunu var. Bu Ali Nihat Yazıcı döneminde de böyleydi, Gülkız Tulay döneminde de böyle. Ne o ikisinin ne de onlara genel olarak karşı çıkan ve eleştirenlerin değiştirebileceği bir şey bu, örneğin velev ki filozof-kral (satrancı en kariyerli satranççı yönetir şiarına bir gönderme) Suat Atalık federasyon başkanı seçilse fazla bir değişiklik olmayacak. Bütün memleketin spor kültürünün değişmesi lazım. 10 tane zarın aynı anda altı gelmesinden düşük bir olasılık bu.

En azından somut çözüm bundan sonrası için bu konuda (kategori ödülleri) iyileştirme yapılmasıdır.
Ara
Cevapla
#90
Sevgili Özgür Akman'ın bu fazla yer kaplamayan mesajındaki durum özeti tamamen doğrudur.Teşhisi doğrudur.Başkan kim olursa olsun bazı yanlışları değiştiremeyeceğiz.Ancak bunun sorumlusu bu Toplumu oluşturan bireylerdir.Yine biz sorumluyuz.Yaptığımız küçük muhalefet bile yanlışların düzelmesini sağlamıyor.Tersine yanlışların sürdürülmesinin önünü açıyor.Çünkü muhalefet göründükçe insanlar Demokrasinin var olduğunu düşünüyorlar.Bu kötü gidişi değiştirmek mümkün müdür?Çıkış yolu var mıdır?Yanlışların birikip tavan yapmasını bekleyeceğiz.Ondan sonra 77 milyonun içinden bir kurtarıcı çıkacaktır.En doğru yol yanlışları sürdürenleri kendi halinde bırakmak ve nereye kadar gidebileceklerini beklemektir.1991-2014 döneminde kurulmuş olan sistemin kötülüklerini çok iyi tanıyorum.2008 Genel Kurul toplantısında Yönetimin yaptığı gösterileri ve uzun konuşmaları sessizce dinledim.Bu gösteriler saatlerce sürdü.Toplantının son maddesindeki Dilekler kısmında söz aldım ve yaklaşık 5 dakika olan söz hakkını kullanmak üzere kürsüye geldim.Ön sırada oturanlar hemen parazit yapmaya başladılar."Çok sıkıldık.Yeter artık gidelim"diye mırıldandılar.Ben de diğer arkadaşlar gibi konunun dışına çıkmış oldum.Ancak bu deneyimleri paylaşmalıyım.İçinde bulunduğumuz Toplumun yapısını ve özelliklerini anlatmalıyım!Kanımca tek çıkış yolu vardır.Yanlışların tavan yapmasını ve Satrancın dışındakiler tarafından duyulmasını bekleyeceğiz.Bu sürenin de çok uzun olması muhtemeldir.
Ateş Ülker
Ara
Cevapla
#91
Ben kendi adıma somut olayı şimdilik geride bıraktım ve bundan sonra olası benzer durumları önemsiyorum.

Bu noktada aklıma takılan bir olası durum var. Tamamen hayal gücüme dayalı bir senaryoda karşımıza 2 seçenek çıkıyor:

1- Sporcu, SADECE Genel Kategori'nin ödülünü almalıdır.

2- Sporcu, Genel Kategoriye ek olarak Kızlar Kategorisinin DE ödülünü almalıdır.

Bu seçeneklerden sizce hangisi olmalıdır?

Hayal gücüme dayalı bu senaryoda aklıma bir soru daha takıldı, ki bence çok önemli bir detay:
Sporcuya "İki kategori ödülünü DE veriyoruz." denilmesine rağmen, sporcu "Ben sadece genel kategorinin ödülünü istiyorum." diyebilir mi?

Böyle bir durumda ödül verecek olan kişiler, "Ya ikisini de, yada kızların ödülünü alabilirsin. Yönergeye göre sadece genelin ödülünü veremeyiz" derse ne olmalıdır?

Sporcu, iki derecenin(ödülün) de teklif edilmesine rağmen sadece genelin ödülünü almakta ısrar ederse ne olmalıdır?
Ara
Cevapla
#92
bu konuda benimde söyleyeceklerim var . türk satrancı kurumsallaşmadan , satranççılar her alanda yönetime gelmeden böyle çetrefilli konular çözülemez. konu kadın haklarına kadar gider ve tartışma bitmez.

böyle konular her önüne gelenin,(suat atalık) kastediliyor, ''düz mantıkla, mantıken'' diye başlayan yaptığı yorumlarla bir neticeye varmaz .hukukçu satranççıların FİDE uygulamalarını , gerekçeli kararlarını, satrancın evrensel değerlerini hukuk mantığı ile yorumlaması değil , tercüme etmesi ile çözülür .

bu ise satranççılar yönetime gelmesinden sonra en az 10 yıllık bir süreçtir. hukukçu satranççılar teknik kurulda, merkez hakem kurulunda ekseriyetle görev almalıdırlar .

bir eksantrik örnekte ben vereyim.
burada kadınlar turnuva yapıyor, erkek olarak bir tek ben katılıyorum ve ben birinci oluyorum. feminist kadınlar itiraz ediyor. hayır sen ancak erkekler birincisi olabilirsin diyorlar. eğer bir kadın birinci olursa, ancak o genel kategori birincisi olabilir diyorlar .
bir erkek birinci olursa, o erkek ancak erkekler birincisi olabilir diyorlar .


satrançta erkekler kategorisini kaldırmak kadınları ezmekmiş .

haydi çıkın işin içinden bakalım .

muzaffer şekerli
muğla , datça
Ara
Cevapla
#93
(01-03-2015, 12:28)Ateş Ülker Nickli Kullanıcıdan Alıntı: ....Kanımca tek çıkış yolu vardır.Yanlışların tavan yapmasını ve Satrancın dışındakiler tarafından duyulmasını bekleyeceğiz.Bu sürenin de çok uzun olması muhtemeldir....

Tercümesi : "Evimizde arızalı bir şey var, zira istediğimiz ya da beklenen şekilde çalışmıyor, o zaman iyice bozulmasını ve evin dışındakileri, civardaki insanları da rahatsız etmesini bekleyelim, belki onlar tamir ederler.."

Ben Ateş beyefendinin çıkış yolu olarak önerdiği şeyi tam olarak böyle anladım. Bence yanlış anladım, ya da Ateş Bey'in hesabını ele geçirdiler..

Saygılar.
Cevapla
#94
8 Mart Dünya kadınlar gününüz kutlu olsun.


Ek Dosyalar Resimler
   
Ara
Cevapla
#95
"Federasyon yönetimi sizce neden acaba?"
Neden acaba ne?
Cevapla
#96
RESMİ KURUM FEDERASYONUMUZUN RESMİ CEVABI;

Sohbet ederken sorduk onlar da olumsuz cevap verdiler.

Mükemmel bir resmi kurum anlayışı doğrusu.

Düşünebiliyor musunuz siz resmi olarak bir dilekçe verip teknik bir konuda görüş soruyorsunuz.

Karşılığında biz sohbet ederken görüştük, sözlü görüş aldık ve görüşümüz olumsuz, cevabını alıyorsunuz.

Hangi kurulun, hangi üyesinin, sözlü de olsa hangi olumsuz görüşü söylediğini öğrenmek hakkımız değil mi sizce?

Ben de net olarak MHK hariç Federasyon Kurullarının bu teknik konuda sizin söylediğiniz gibi düşünmediklerini Bİ Lİ YO RUM.

Federasyon Yönetimi ve Kurul üyesi arkadaşlar yanlış yapıldığını sizlerin % 90 ı da biliyor.

Federasyon Resmi bir kurum. Resmi bir Kurum dedikodu ve sohbet mantığı ile yönetilmemelidir.

Federasyonun MHK’ nun vermiş olduğu ve bundan sonra vereceği hatalı kararlar da, Tahkim’ den çıkacak kararın olumlu veya olumsuz olması da hiçbir önem arz etmiyor artık. Madem Federasyon’ un ayak üstü sohbetlerle yönetildiğini kabulleniyorsunuz, kimin ne dediğinin tutanak ile kayıt altına alınmadığını söylüyorsunuz diyecek söz kalmamıştır. Olay resmi değil VİCDANİDİR diyorum artık.

Kararı farklı ama sesi çıkmayan ve sayıları % 90 ı bulan Kurul Üyeleri siz ne dersiniz? Sizce de VİCDANİ değil mi?

Şimdi tekrar merak ettim doğrusu.
Sözlü de olsa hangi Kurul üyesi hangi görüşü bildirmiştir? Mahkemeler ve resmi kuruluşlar aldıkları kararın gerekçesini ve katılan üyelerin isim ve imzalarını içeren Karar Metnini ilgili tarafa göndermek zorunda değil mi? Evet. Benim dilekçeme yönelik olarak MHK haricinde diğer Kurulların da sözlü de olsa görüşleri olduğu ve hakkımdaki kararda bağlayıcı olduğu resmi olarak belirtildiğine göre, dilekçem hakkında karar veren kişilerin görüşlerini öğrenmek de hukuken hakkım olsa gerek. Hadi tutanak tutma gibi bir alışkanlığı edinmemişiniz hiç olmazsa, falan sözlü olarak şu görüşü bildirdi, filan şu görüşü bildirdi deyiverin de çoğunluğu nasıl sağladığınızı bari anlayıp ikna olalım.


Bunu da Bilgi Edinme Kanunu kapsamından sorup merakımızı giderelim istiyorum.

Selam, saygı ve sevgilerimle.

EK Federasyonun cevabi yazısı.


Ek Dosyalar
.docx   10.03.2015 Tarihli Federasyon' un cevabı..docx (Dosya Boyutu: 18.73 KB / İndirme Sayısı: 72)
Ara
Cevapla
#97
Satranç Federasyonu yavaş yavaş Turnuva Yönergesi Hazırlamayı ve Turnuva yapmayı öğrenmeye başladı zannedersem. Hangi kategorilerde kayıt alınabilir ve hangi ödüller verilebilinir, hangi ödül resmi olabilir hangisi teşvik öğrenildi anlaşılan.

Kayseri' de yapılan son turnuvada ne anlatmak istediği belli olan bir Turnuva Yönergesi hazırlanarak GENEL de dereceye giren BAYAN Sporculara hem GENEL Kategoride hak etmiş oldukları madalyalar hem de KIZLARDA hak etmiş oldukları teşvik madalyaları birlikte verilmiş. Verilmiş diyorum çünkü şu anda düzelttikleri hatalarından dolayı kızımı artık turnuvalara götüremiyorum. Sevinenler sevinip mutlu olabilirler.

Demek ki istenirse doğru Yönergeler hazırlanıp doğru uygulamalar da yapmak mümkün olabiliyormuş.

Hatayı başında kabul ederek, çatışma yolunu tercih edeceğinize hatalarınızın düzeltilmesine vesile olan Mustafa DÖRDÜNCÜ' ye de teşekkür edersiniz artık. Smile
Ara
Cevapla
#98
Merhaba,

Bu konuyu takip edenlerin bildiği üzere, Mustafa Dördüncü tarafından, bana yönelik hakaret içeren ifadeler kullanmıştı. Kendisinin uyarıma rağmen hatasını ve ifadelerinin hakaret olduğunu kabul etmemesi, şahsımdan AÇIKÇA özür dilememesi üzerine kendisinden şikayetçi olmak zaruretinde kalmıştım. Bugün yapılan yargılama neticesinde Mahkeme, Sanık Mustafa Dördüncü'nün yazdığı yazının hukuka aykırı olduğuna (hakaret suçunun aleni bir şekilde işlendiğine) ve Sanık Mustafa Dördüncü'nün cezalandırılmasına karar verdi.

Bu sebeple, hakaret olduğuna Mahkeme'ce karar verilen yazının yayından kaldırılmasını forum yönetiminden tekrar talep ederim.
Ara
Cevapla
#99
(10-06-2015, 10:55)Av. Tutku Dinçer Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Merhaba,

Bu konuyu takip edenlerin bildiği üzere, Mustafa Dördüncü tarafından, bana yönelik hakaret içeren ifadeler kullanmıştı. Kendisinin uyarıma rağmen hatasını ve ifadelerinin hakaret olduğunu kabul etmemesi, şahsımdan AÇIKÇA özür dilememesi üzerine kendisinden şikayetçi olmak zaruretinde kalmıştım. Bugün yapılan yargılama neticesinde Mahkeme, Sanık Mustafa Dördüncü'nün yazdığı yazının hukuka aykırı olduğuna (hakaret suçunun aleni bir şekilde işlendiğine) ve Sanık Mustafa Dördüncü'nün cezalandırılmasına karar verdi.

Bu sebeple, hakaret olduğuna Mahkeme'ce karar verilen yazının yayından kaldırılmasını forum yönetiminden tekrar talep ederim.

Sayın Dinçer,
İsteğiniz üzerine ilgili kısım kaldırılmıştır.
Saygılarımla
Abidin Ünal
Ara
Cevapla
Yeni vali zamana göre izafi gücünü kullanarak emrindekilere emreder,
‘Babamı getirin buraya…’
Babası valinin ayağına zorla getirtilir.
‘Gördün mü baba ! İnanmamıştın bana. Vali oldum şuna buna.’
Baba üzgün ve naçar. Oğluna son nasihatini yapar.
‘Vali olmuşsun açıkça ama olamamışsın adam.’

Yukarılarda yazılanlar satrancımızın ve satranççımızın hazin öyküsünün ibret verici bir sayfasıdır.
Bir babanın haksızlık karşısında kızı için hak arama mücadelesine destek verme durumunda olanların ona tepeden bakıp köstek olarak ayağa çağırmaları satrancımızın utanç sayfalarından biridir.

Zerre kadar saygı duymuyorum satrancımıza bunu layık görenlere, çünkü onlardan zerre kadar saygı görmedim satranca ve satranççıya.
Ara
Cevapla




Konuyu Okuyanlar: 3 Ziyaretçi