Satranç İle Büyüyorum

[Mojo Jojo]

Federasyon doğrudan projenin içinde görünüyor.

Federasyon derken, Kıbrıs Satranç Federasyonu. Türkiye değil.

Hani daha yazıyı okumadan mal bulmuş mağribi gibi saldırmayalım diye şey ettim

[M.Aşkın TAŞAN]

Federasyon doğrudan projenin içinde görünüyor.

Federasyon derken, Kıbrıs Satranç Federasyonu. Türkiye değil.

Hani daha yazıyı okumadan mal bulmuş mağribi gibi saldırmayalım diye şey ettim

[color=#0000CD]Çok komik!
Bu kaynak ve daha buraya bulamadığınız için getiremediğiniz diğer benzer projeler, 06.11.2003 tarihli KIBRIS ZİYARETİMİZDE zamanın as başkanı ve bizzat benim içinde de yer aldığım TÜRKİYE -KKTC dostluk karşılaşması için sn. Turhan YILMAZ takım kaptanlığında gittiğimiz ziyaretimizdeki heyetler arası görüşmelerimizde örnek alınan taslak çalışmalardan esinlenilmiştir.


Alt yapısını oluşturarak ancak 206-2007 de yayınlamışlar ve uygulamışlar.
Ellerine de sağlık.
Sevgili Halil ŞENTUĞ'U da burada sevgiyle anayım.

Bu günkü Kıbrıs ta satranç gelişmelerine Türkiye nin o yıllardaki küçük katkılarındandır .
Benzer toplantıları da en az iki defa daha yaptık. Bu yıl da... Hepsinde de vardım.

Valla unutmuştum.

İyi ki de yayınlamışsınız. İyi bir nostaljik anı oldu bu.
Kanıtlarını ben mi sunayım, yoksa KIBRIS'A siz mi telefonla sorarsınız?

[/color]

[Miyazaki]

Federasyon doğrudan projenin içinde görünüyor.

Federasyon derken, Kıbrıs Satranç Federasyonu. Türkiye değil.

Hani daha yazıyı okumadan mal bulmuş mağribi gibi saldırmayalım diye şey ettim

[color=#0000CD]Çok komik!
Bu kaynak ve daha buraya bulamadığınız için getiremediğiniz diğer benzer projeler, 06.11.2003 tarihli KIBRIS ZİYARETİMİZDE zamanın as başkanı ve bizzat benim içinde de yer aldığım TÜRKİYE -KKTC dostluk karşılaşması için sn. Turhan YILMAZ takım kaptanlığında gittiğimiz ziyaretimizdeki heyetler arası görüşmelerimizde örnek alınan taslak çalışmalardan esinlenilmiştir.

[color=#FF0000]Ben bu link'i "şeffaflık işte böyle olur" diyerek koydum ve karışıklık olmasın diye açıklama da yaptım. (Dikkat edelim benim ne demek istediğim belli iken yukarıda yazanlar ve aşağıdaki yazanların konuyla alakası hiç yok. Saptırma ve kirlilik yaratma : Amaç provokatif davranarak karışıklık yaratmak,konuyu saptırmak)[/color]

Alt yapısını oluşturarak ancak 206-2007 de yayınlamışlar ve uygulamışlar.
Ellerine de sağlık.
Sevgili Halil ŞENTUĞ'U da burada sevgiyle anayım.

Bu günkü Kıbrıs ta satranç gelişmelerine Türkiye nin o yıllardaki küçük katkılarındandır .
Benzer toplantıları da en az iki defa daha yaptık. Bu yıl da... Hepsinde de vardım.

Valla unutmuştum.

İyi ki de yayınlamışsınız. İyi bir nostaljik anı oldu bu.
Kanıtlarını ben mi sunayım, yoksa KIBRIS'A siz mi telefonla sorarsınız?

[/color]

Yine Aşkın Taşan yine alaksı olmayan yazılar.

Konuyla alakasız bir yazı yazdınız, amacınızın ne olduğu her halinizden belli.

Burada benim yorum ve yazılarımı kirletmeye devam ediyorsunuz.

Yazıların istediğiniz kısımlarını alarak burada sinir bozmaya çalışmanız, eğitimciyim diyen bir kişinin nitelikleri ile uyuşmamaktadır.
Bu sayfada yazmayacağınızı belirttikten sonra buraya provokatif niyetlerinizi artık taşımayın.

Sizi cümle alemin ortasında PROTESTO ediyorum.

İlla kişisellik istiyorsanız buyurun yeni sayfa açıyorum.

Orada her konuyu kirletmeden istediğiniz kadar yazın , bende size bildiğim her konuda yardımcı olurum.

Bakalım sizin ve yaranmaya çalıştıklarınızın ne kadar cesareti var.

işte Hodri Meydan

[M.Aşkın TAŞAN]

Hani daha yazıyı okumadan mal bulmuş mağribi gibi saldırmayalım diye şey ettim

[color=#0000CD]Bay Miyazaki,
Kirlilik kirlilik diye söylenmeniz ne kadar doğru?
Alın size temiz bir yazı.
Daha bir çok yazınızınarasına da sıkıştırılmış niceleri de var.
"Tertemizce (!) " duruyorlar.
Tepkisizliğinize, "görmedim-duymadım- bilmiyorum" anlayışınıza yakışacak kadar da çok temiz bir yazıdır değil mi?

Ayrıca sahibinin sesine yazılmış cevabi bir yazıdır, size ne oluyor?
Herşeyi üzerinize alınmayın.

Moderatör falan da değilsiniz.

AÇMAYI DÜŞÜNDÜĞÜNÜZ YENİ PROVAKATİF SAYFANIZA DA ALET OLMAYA NİYETİM YOKTUR.
SAYFA DA İMZA DA SİZİN OLSUN[/color]

[Miyazaki]

http://forum.satranc.biz/showthread.php?tid=4100

[alisatran35]

Burada yazılanlardan sonra projeyi açık kaynaklardan detaylı inceledim. Proje ile ilgili tüm videoların youtube kanalına yüklendiğini gördüm. Aslında orada da konuya ilişkin detaylar veriliyor. Ancak tam anlaşılmayan konularla ilgili bazı kafa karışıklıklarını da gidermek gerekir diye düşünüyorum.
1- Öncelikle proje ana sınıfları gibi satranca öğrencilerin başlayabileceği en iyi dönemi hedefliyor. Büyük dünya şampiyonlarına baktığınızda bir çoğunun satranca 4-5 yaşlarında başladığını görüyoruz. Zaten satranca başlarken de onların yaşlarına uygun şekilde ve anlayabilecekleri bir formatta bir eğitim verilecektir. Videolarda bu detaylı olarak anlatılıyor. Satranca erken yaşta başlanmaz iddiası doğru bir iddia değildir.
2- Satranç Federasyonu her hangi bir yerden bir malzeme alımı yapmayacağı gibi hiç bir kuruluşa da maddi yarar sağlamayacaktır. Proje tamamen Satrançla Büyüyorum derneği tarafından yürütülecektir. Anlaşıldığı kadarıyla da projenin maddi desteği Spor Toto Teşkilat Başkanlığı tarafından sağlanmaktadır. Spor Toto para verdiği yerin hangi usüllere göre alım yapacağını ve gerekli denetim mekanizmalarını işletecektir. Ayrıca Satranç Federasyonu da devlet tarafından ve genel kurul tarafından denetlenen ve eksiklik olması halinde sorgulanacak olacak bir kuruluştur. Federasyon'un kendisine bir proje ile gelen birilerine destek vermesinden daha doğal bir şey olmamalıdır. Hele ki bu bu kuruluş, desteği tamamen devlet kaynaklarından alıyorsa... Bence bu şekilde destek alabilecek kuruluşların sayısını artırmalıyız. Böylece satranca farklı ve güzel kaynaklar bulmuş oluruz.
3- Derneklerin yönetiminde her Türk vatandaşı görev alabilir. Hatta böyle bir dönemde insanların zamanlarını ayırarak, herhangi bir gelir de elde etmeden bu tür sivil toplum faaliyetlerine katılmaları teşvik de edilmelidir. Dernek yönetiminde olan insanların tümü satranç antrenörü veya yöneticisi olan ve çoğunluğu öğretmen olan kişilerdir. Ana okullarında satrancı yaygınlaştırmak isteyen bir derneğin yönetiminin öğretmenlerden oluşması da oldukça doğru bir durumdur. Nilüfer Çınar Çorlulu gibi satranç camiasını çok iyi bilen ve çok da iyi bilinen kişilerin bu tarz yapılarda bulunması, bu yapıları güçlendirir. Bununla hepimiz gurur duymalıyız. Hatta dernek faaliyetlerine katılmak isteyenler başvuru yapsınlar. Dernek yönetimi bence bunu olumlu değerlendirecektir.
4- Forumdan okuyabildiğim kadarıyla konu çok dallandırılmış. Gerçekten iyi niyetle merak edilen konuların açıklıkla cevaplanması gerekir. Ama bazı konular kişiselleştirilmiş.
5- Derneklerin hukuki statüsüne bakıldığında: Dernekler kar amacı güdemez. Bunun için iktisadi işletme kurması gerekir. Dernek kendisine getirilen bağışı kabul edebilir. Ancak yardım kampanyası için izin almak zorundadır. Elde ettiği gelirlerini istediği yere bağış olarak verebilir. Bağış vermek için vakıf olmak gibi bir zorunluluk yoktur. Her özel ve tüzel kişi istediği yere bağış yapabilir. Vakıflar ise kamuya mal olmuş kuruluşlar olup, her türlü önemli iş ve işlemi mahkemelerce yürütülen kuruluşlardır.
6- Satranç Federasyonu burada bir alım yapmayacak olmakla birlikte, Federasyon yapacağı her alımı kendi kurduğu şirket üzerinden almak zorunda değildir. Çünkü Federasyon, Satın alma yönetmeliğine göre iş yapar ve kendisine ürünü en ekonomik fiyattan veren yerden alış verişini yapar. Hele ki, Satranç AŞ'nin üretimin yapmadığı bir ürünü oradan almak kendisine daha pahalıya mal oluyorsa mantıkı değildir. Satranç AŞ de bildiğimiz kadarıyla tasfiye sürecine girdi. Daha önceleri 8'e kadar eleman çalıştırırken şu an tasfiye görevlileri eliyle iş ve işlemlerini yürütüyor. Dolayısıyla, oradan alım yapmak zor olacaktır. Yaptığım bu açıklamalar, Federasyonun Satrançla Büyüyorum projesi kapsamında alım yapacağı şeklinde anlaşılmasın lütfen...
7- Projenin içeriğine bakıldığında; 2015-2016 eğitim yılında 1000 ana sınıfında projenin uygulanacağı ve 300 okula da bahçe satrancı dağıtılacağı anlaşılıyor. Ayrıca öğretmenlere eğitim verilmesi ile birlikte satrancın 25000 öğrenciye ulaşacağını öngörebiliriz. Projeyi kazandıranlar güzel bir teşekkürü hak ediyorlar. Projenin uygulanması ile ilgili olumlu eleştiriler de yapmak gerekir.

[abdulkadirbener]

Sayın,

Yazdıklarınız kafalarda oluşan hiç bir soruyu cevaplamıyor.
Daha önce burada bizim tespit ettiğimiz bazı cevapları yinelemekle yetinmişsiniz.
Yine de teşekkürler.

Ama şu sorunun cevabını bulamadık bir türlü:

"Böyle büyük bir organizasyon-hayır-yatırım-proje (adına ne derseniz) işi için TSF neden kendisi yetkisi ve görevi olmasına rağmen bizzat harekete geçmedi de yeni bir dernek kuruldu ve oradan hareket edildi?"

Selamlar.

[alisatran35]

Değerli Abdulkadir bey,
Diğer soruların cevabına ikna oldu iseniz, bu soru kolay.... Burada projeye sponsorluk yapan kuruluşun tercihi etkili olmuş olabilir veya Satrançla Büyüyorum içinden bazı kişilerin girişimi olabilir. Her iki durum da kabul edilebilir diye düşünüyorum. İşin özüne olumsuz etki yapacak şeyler değil bunlar. Ayrıca hem Federasyon, hem de Dernek kar amaçlı kuruluş değiller ve yaptıkları her türlü iş ve eylem denetleniyor. Dolayısıyla bu tarz kaygılardan uzak, projenin olası sonuçları üzerinden yorum yapmak daha yapıcı bir yaklaşım olacaktır. Bu yöndeki yorumlarınız muhtemelen Dernek yönetimini de fikir verecektir. Çünkü bir proje uygulanmadan önce, projenin nasıl uygulanacağı ile ilgili olarak tüm tarafların katıldığı, hatta uluslararası paydaşların bile davet edildiği bir ortamda projeyi tartıştıran ve buna göre projede revizyon yaptıran bir anlayış, sizden gelecek fikirlere de sıcak bakacaktır.

[Miyazaki]

Satranç malzemesi dağıtmak bana göre bir proje değil. Çocuk oyuncağı...

Dağıtımdan sonra yapılanlara bakarım.

100.000 çocuğun lisansı çıkartılıp, bunlar lisans çıkartıldıktan sonra ne yapmışlar ona bakarım.

Binlerce dağıtılan takımların, ülke satrancına getirisi ne oldu? ona bakarım.
Ben hiç bir veri okuyamadım. bilen varsa açıklasın öğreneyim.

Bu yönetimin, politikacılarla sırıtarak poz verme sevdasından vazgeçip doğru düzgün işler yapması çok zor.

Satranca yönelik zihniyet lazım!

Değil mi?

[alisatran35]

Sayın Miyazaki,
Türkiye'deki Okulda Satranç uygulamaları dünyaya örnek gösterilecek nitelikte... Son dönemlerde özellikle okullarda satrancın yaygınlaştığını, 600.000 lisanslı sporcu gibi ulaşılması zor bir rekora imza attığımızı belirtmek isterim. Ayrıca Avrupa Okullar Şampiyonasında Türkiye'nin son yıllarda hep şampiyon olması da tesadüf olmasa gerek...
Bir de satrancı sadece bir spor olarak görmemeliliyiz. Satranç aynı zamanda bir eğitim aracı. Okullarda çocuklarımızın kavuşabildikleri takımlar ve öğretmenlerine verilen eğitimlerle daha özgür düşünebilen ve başarılı fertler yetiştirmiş olacağız. Bu gurur hepimize yeter.
Ancak ifade ettiğiniz konulara ben de katılıyorum. Dağıtılan takımların ortaya çıkardığı sonuçların Federasyon yönetimi tarafından analiz edilmesi gerekir. Bunlarla daha arzu edilir sonuçlar elde etmenin yollarının araştırılması gerekir. Sadece takım dağıtılması tabi ki bir oyuncak dağıtımı gibi popülist bir iştir. Ancak; öğretmen eğitimi, müfredat hazırlanması, öğrencilerin satranç dersi alması, hatta yetenekli çocukların geleceğin başarılı sporcular haline getirilmesi için önlerinden engellerin kaldırılmasının da planlandığı çalışmalar proje olarak nitelendirilebilir.
Bu çalışma da yukarıda belirtilen zorunlulukları içerdiği için oldukça güzel bir proje olarak öne çıkıyor.

[Miyazaki]

1.Avrupa okullar şampiyonası hikaye oldu, artık bu konuda konuşmak bana oldukça saçma geliyor. Oradan 3000 madalya alınsa da durum ortada...

2.Okullarda satranç yaygınlaştı, peki 75 000 civarı 1. kademe antrenörü ne durumda?

3.Haydi bakalım 1. kademeden vazgeçtik. Neden 2. kademenin eğitim düzeyi laçkalaştırılıyor?

4.TSF bu proje ile uğraşacağına 75 000 1. Kademeyle uğraşsın, bu projenin şovenlikten başka amacı var mı?
Bilemiyorum ve göremiyorum.

[alisatran35]

75.000'e yönelik bir öneriniz varsa iletin lütfen. Dikkate alınacaktır.

[abdulkadirbener]

Alınmıyor. Siz öyle sanıyorsunuz.

[Mojo Jojo]

Bu başlık altına son kez yazıp kendi açımdan kapatmak istiyorum. Maddelerinizden giderek belirteyim:

1- Öncelikle proje ana sınıfları gibi satranca öğrencilerin başlayabileceği en iyi dönemi hedefliyor. Büyük dünya şampiyonlarına baktığınızda bir çoğunun satranca 4-5 yaşlarında başladığını görüyoruz. Zaten satranca başlarken de onların yaşlarına uygun şekilde ve anlayabilecekleri bir formatta bir eğitim verilecektir. Videolarda bu detaylı olarak anlatılıyor. Satranca erken yaşta başlanmaz iddiası doğru bir iddia değildir.

Satranca 4-5 yaşında başlanamaz iddiası doğru bir iddiadır. Sadece bu başlıkta daha çok derneğin şekli ve ahlaki tarafı ön plana çıkarıldığından bu konuya çok girilmedi.

Çocukların satranç kavramının farkına varması ve aşina olması başka şeydir; oldukça ciddi ve katı bir öğrenme / özümseme ve yarışma süreci içeren bu disiplinin 5 yaşında öğretilmesi bambaşka bir şeydir. Dünyada okuma yaşı bile 6 ile 7'dir; çünkü çocukların zihni gelişimi bazı kavramların çabuk algılanması açısından yeterli değildir. Acele etmemek ve özümsetmek gerekir.

Yani çocuk önce kavram ile yavaş yavaş tanışıp sonra çok ehil ellerde bu sürece katılabilir. Capablanca bile belli yaşa kadar bu oyuna dahil edilmedi.

Ayrıca bahçeye yapılacak satrancın, çocuklara nasıl bir sevgi, öğrenim ve disiplin vereceği hiç açık değil. Çocukların tümü resim çizmeye 3-4 yaşında başlıyor, bu onların büyük ressam olmasını gerektirmiyor. Bizde öyle bir algı oluştu ki, bahçede Fil figürünü gören 10,000 çocuktan en az 100'ü dahi olacak sanıyoruz; böyle birşey yok. Polgar kardeşler falan böyle çıkmadı yani

Ve hangi hocayla? Bu ülkede satrancı bilmeyen 1,200'lük onlarca yeteneksizle mi o kadrolar doldurulacak? Hadi hoca diye son 15 yılda sokağa salınan bir sürü, taşların hareketini biliyor, öğretme metodolojisini kaçı biliyor? 4-5 yaşındaki çocukların öğrenim stilleri ve pedogojik tipleri ile 7-8 yaşındakilerin veya benim gibi 40 yaşındaki adamlarınki aynı mıdır?

Bu projenin çocukları düşündüğü çok açık bir yalan. Öyle olsa, geniş katılımlı bir kamusal proje oluşturulur, akademisyenlerden, ciddi satranç eğitimcilerinden yararlanılır ve yabancı sistemlerden kaynak alınırdı. Hollanda'da, Rusya'da, İngiltere'de nasıl mesela?

Oysa bizde Başkanın akrabası, Nilüfer hanım, YK üyesi falanca beyin akrabası ile birden bire karşımıza çıkan bir dernek var; ne içerisinde kaç pedagog olduğunu biliyoruz ne akademisyen, ne üniversite desteği, ne yabancı bir kaynak ve metodoloji.

"Nilüfer abla iyidir" argümanı ile gidiyoruz. Oysa onbinleri ilgilendiren ama somut faydası üzerine hiçbir bilimsel temel bulunmayan bu projenin, böyle bir dernek kurulduktan sonra değil; kurulmadan önce tartışılmaya başlaması ve en başta çocukların hangi yaşta satranç öğreneceklerine ilişkin tarafsız üniversitelerden destek ve bilgi alınması lazımdı.

2- Satranç Federasyonu her hangi bir yerden bir malzeme alımı yapmayacağı gibi hiç bir kuruluşa da maddi yarar sağlamayacaktır. Proje tamamen Satrançla Büyüyorum derneği tarafından yürütülecektir. Anlaşıldığı kadarıyla da projenin maddi desteği Spor Toto Teşkilat Başkanlığı tarafından sağlanmaktadır. Spor Toto para verdiği yerin hangi usüllere göre alım yapacağını ve gerekli denetim mekanizmalarını işletecektir. Ayrıca Satranç Federasyonu da devlet tarafından ve genel kurul tarafından denetlenen ve eksiklik olması halinde sorgulanacak olacak bir kuruluştur. Federasyon'un kendisine bir proje ile gelen birilerine destek vermesinden daha doğal bir şey olmamalıdır. Hele ki bu bu kuruluş, desteği tamamen devlet kaynaklarından alıyorsa... Bence bu şekilde destek alabilecek kuruluşların sayısını artırmalıyız. Böylece satranca farklı ve güzel kaynaklar bulmuş oluruz.

Bakın Spor Toto'nun denetim yapması hiçbir anlam taşımaz. Ona bakarsanız dernekleri İçişleri Bakanlığı ile Maliye Bakanlığı her zaman denetliyor zaten.

Ama yine biliyoruz ki -burada sözüm meclisten dışarı ve özellikle bir isnatta bulunmuyorum- bu ülkedeki tüm kumar faaliyetleri, daima "Kanarya Sevenler Derneği" veya "Koyunabdal Köyünü Yaşatma Derneği" gibi dernek çatıları altında örgütlenir.

Burada kamudan başlangıçta gizlenen bir yapı vardı, ilk burada bu forumda ortaya çıktı ve tartışılıyor. Ama hala daha şu sorular cevabını alamadı:

a) Satranç Federasyonu Yönetim Kurulu niçin resmi web sitesinde gizleniyor ve bu gizleme niçin tam da bu tartışmaların başlamasından hemen sonra gerçekleşti?

b) Gulkız hanımın bu dernekte bir akrabası var mı?

c) Nilüfer hanım, denetim makamında olan TSF'nin bir yetkilisi iken niçin aynı anda -teknik olarak TSF ile menfaat çatışmasına sahip olan- bu dernekte görevli?

d) Dernekte, TSF Yönetim Kurulunda olan bir kişi ile aynı soyadı taşıyan ve kan bağı olan başka kimse var mı?

Bakın daha bu basit soruların cevabı gelmeden ve bir "oldu bitti" ile hepimizin varlığını öğrendiği bu derneğin ideal denetim mekanizmalarından geçip pirüpak olacağına çok kimseyi ikna edemezsiniz. Gerçek denetim kamu vicdanıdır çünkü ve o vicdan yukarıdaki basit cevapları hala alamadı.

3- Derneklerin yönetiminde her Türk vatandaşı görev alabilir. Hatta böyle bir dönemde insanların zamanlarını ayırarak, herhangi bir gelir de elde etmeden bu tür sivil toplum faaliyetlerine katılmaları teşvik de edilmelidir.

Bu dedikleriniz kuruluş aşamasında olsaydı değerli olurdu. Projeyi açarsınız, duyurursunuz ve gönüllüleri davet edersiniz. Kimi fikren kimi madden destek olur. Sonra ilk genel kurulunuzu toplarsınız ve açıklanan tüzük doğrultusunda bir kamusal projeyi ilan edersiniz.

Hangisi yapıldı?

Dahası, Yakup bey tesadüfen bu konuyu yakalayıp buraya getirmese derneğin yapısını, ilişkilerini kim araştıracak kim duyacaktı? Artık derneğin yönetimi oluşmuş, iş bölümü belli bir nepotizm çerçevesinde yapılmış, iş pazarlama aşamasına gelmiş; siz diyorsunuz ki girin derneğe denetleyin.

Ben herşeyden önce bu derneğin bir sivil toplum faaliyeti yaptığına inanmıyorum, adını koyalım, bu ticari bir aktivitedir. Sivil toplum faaliyeti TEMA'dır, Türk Kalp Vakfıdır, AKUT'tur, LÖSEV'dir.

Kamuya çok önceden duyurulmuş, genele şamil ve herkesi kapsar bir misyonları vardır. Dağcılık Federasyonu başkanı bir akrabası, bir YK üyesinin kardeşi ve bir diğer kurul üyesi ile çaktırmadan bir dernek kurdurup ona AKUT demez mesela.

6- Satranç AŞ de bildiğimiz kadarıyla tasfiye sürecine girdi. Daha önceleri 8'e kadar eleman çalıştırırken şu an tasfiye görevlileri eliyle iş ve işlemlerini yürütüyor. Dolayısıyla, oradan alım yapmak zor olacaktır. Yaptığım bu açıklamalar, Federasyonun Satrançla Büyüyorum projesi kapsamında alım yapacağı şeklinde anlaşılmasın lütfen...

Bu dezenformasyon ısrarla niye yapılıyor anlamıyorum. Ticaret Sicil Gazetesini şimdi tekrar taradım, bu şirketin tasfiyeye alındığına dair hiçbir karar yok ve şirket hala faal. Sadece İstanbul'dan Ankara'ya taşınmış.

Bir bana şirket tasfiye kararının ne zaman alındığını ve ne zaman yürürlüğe girdiğini yazabilir mi? Yok çünkü.

Diyelim ki böyle bir düşünce var ve masa sandalye toplanıyor. O zaman şunu sormamız lazım:

2013 yılında 300,000 TL sermaye ile kurulan ve sadece 1 bilanço dönemini geçiren bu şirket niye kapatılıyor?

Çünkü bir şirket bu kadar kısa sürede -üstelik sizin benim lisans paralarımla kurulmuş ve faaliyete başlamışsa bunu sormak hakkımız- batamaz. Zaten ilk birkaç yıl yatırım zararı yapacağı beklenir.

O halde içeride ya usulsüzlük var, ki o zaman şirketin bugünkü Yönetim Kurulu olan Gulkız hanımdan Aşkın Keleş beye kadar herkesin bunu aydınlatması lazım veya canları sıkıldı, şirket kapatıyorlar.

Tekrar yazayım. Börekçi Salih Usta dükkanını kapatmıyor. Kamusal bir kurumun sizin benim lisans paralarımızla sermayesini koyduğu, bu kaynaklarla 2,5 yıl yürüttüğü bir şirket kapatılıyor? Nedeni açıklanmalı. Usulsüzlük mü, can sıkıntısı mı? Bunu bilmek satranç kamuoyunun hakkı.

(ve ayrıca bu şirket hala tasfiyede falan değil, ona da şerh koyalım).

7- Projenin içeriğine bakıldığında; 2015-2016 eğitim yılında 1000 ana sınıfında projenin uygulanacağı ve 300 okula da bahçe satrancı dağıtılacağı anlaşılıyor. Ayrıca öğretmenlere eğitim verilmesi ile birlikte satrancın 25000 öğrenciye ulaşacağını öngörebiliriz. Projeyi kazandıranlar güzel bir teşekkürü hak ediyorlar. Projenin uygulanması ile ilgili olumlu eleştiriler de yapmak gerekir.

Son olarak:

1,000 ana sınıfı, 300 okul, 25,000 öğrenci çok ciddi ve özellikli bir popülasyondur. Bu kitleye ben bir hayırsever olarak bedava silgi dağıtmaya kalksam on tane ön denetimden geçerim.

Materyaller (plastikler özellikle) toksik midir, standartları nelerdir, bu hacimde bir eğitimi hangi kadro verecek, amaç çocuklara satrancı mı sevdirmek yoksa bu kadar ciddi bir tabandan para mı kazanmak, bu tartışılmalı.

Ben her durumda bu yönetimin (Nilüfer hanımın menfaat çakışması başta olmak üzere) usule uygun bir iş yapmadığını ileri sürüyorum ve bunun ileride yargılama konusu olacağını iddia ediyorum.

Bu dernek halktan gizlenerek kurulmuş bir ticari organizasyondur. Defalarca yazdım; TSF'nin bu tür iş organizasyonlarının önünü açması kabahat değildir.

Kabahat, bunu bir yarışma, duyuru ve katılım olmadan bir yere tahsis etmesi ve "bizim kız, sizin oğlan" kurgusu ile teşekkül ettirip pazarlamasıdır.

[alisatran35]

Değerli Mojo Jojo,
Bu konunun detaylı olarak ortaya konulabilmesi için ortaya koyduğunuz sorgulayıcı yaklaşım bence güzel oldu. Soruların bir çoğunun cevabı da ortaya çıkmış oldu.
Yapılan Uluslararası çalıştaya katılan Norveç, Rusya, İrlanda, İtalya gibi ülkelerin temsilcileri de satranca başlama yaşı konusunda 5 yaşın uygun olacağını ifade ettiler. Dünyada bunun örneklerinden bahsettiler. Ancak yeni başlayan çocuk hemen notasyon ile başlamayacak tabi ki. Oyunlarla, masallarla, satrancı sevebileceği hareketli aktivitelerle.... Zaten projede yapılmaya çalışılan da çocuklara satrancı tanıtmak ve sevdirmek. Bu konu ile ilgili bilimsel çalışmaların da yapılması gerekli tabi ki... Ancak satrançla ilgili ülkemizde bilimsel araştırma açığına büyük bir ihtiyaç var. Bunu da el birliği ile gidermemiz lazım. Proje içinde farklı aşamalarda psikolojik ve rehberlik danışmanlarının görüşleri de alınıyor ve üniversitelerden de destek alınıyor. Bu konular önümüzdeki günlerde muhtemelen kamuoyu ile de paylaşılacaktır.
Yalnız sürekli olarak bu güzel projeyi sanki birilerinin maddi menfaat sağlama amaçlı yaptığı iddianızın bu işe gönüllü olarak baş koyan insanları rencide edebileceğini düşünüyorum. Bu konuda olabilecek bir tereddüt halinde her Türk vatandaşı gerekli denetim mekanizmalarının çalıştırılması için her türlü kurum ve kuruluşu harekete geçirebilir. Sürekli olarak "yargılanacaksınız" tehdidinde bulunmak, fahri çalışan insanların katkı azimlerini kırmaya yönelik ve iyi niyetli olmayan bir yaklaşım. Bu tarzdan vazgeçmek gerekir.
Satranç AŞ'nin durumu ile ilgili olarak ben duyduklarımı söyledim. Ancak daha detaylı bilgi için arzu ederseniz Federasyon'a bilgi edinme kapsamında başvurabilirsiniz. Bu yolu da iyi bildiğinizi düşünüyorum. Muhtemelen Federasyon tüm kamuoyunu aydınlatacak bir açıklama yapacaktır.
Son olarak, proje tamamen kamu desteği ve kontrolü ile yürütülmekte olup, malzemelerin tamamı sağlığa uygun olacaktır diye düşünüyorum.

[Mojo Jojo]

Konuya son kez yazdığımı belirtmiştim ama bir istisna yapıyorum. Öncelikle üstteki yazınız için çok teşekkür ederim. Fikir ayrılığımız var ve bakış açınızı anlıyorum.

Siz çok özetle "bir girişim var bunu yapıcı olarak desteklemek lazım" görüşündesiniz. Ben ise "daha kuruluşta durumun malul" olduğu fikrine sahibim. Artık sonucu zaman tayin edecek, geçmişte Satranç AŞ hakkında bir tartışma yapılmış mı bilmiyorum ama kurucuları bile bugün o yapıdan nasıl kurtulacaklarını bulmanın peşindeler. Yani kurmak değil, doğru kurmak; yaşatmak değil doğru yaşatmak" önemli. Büyük filozof Müslüm Gürses'in tabiri ile "yanlış hayat doğru yaşanmaz"

Son olarak şunu belirteyim çünkü bir nüans var: Benim "yargılanma" fikrim, bu derneğin ileride kötü bir faaliyet yapacağı ile ilgili falan değil. Yani bu dernek usulsüz iş yapacak ve sonra yargılama ortaya çıkacak değil. Hiç böyle bir düşüncem ve beklentim yok.

Ben TSF yönetiminin yarışma açmamakla, imtiyaz sağlamakla daha kuruluş aşamasında usule aykırı hareket ettiğini düşünüyorum. Ve bu dernek istediği kadar yasal sınırlar içinde hareket etsin, ilk gelirini elde ettiği anda "haksız bir imtiyazdan fayda sağlamış" olacak. Yargılanma vurgum buna ve TSF yönetiminedir.

Yoksa çok kere belirttim, TSF birçok konuyu taşerona verebilir, hizmet satın alabilir, outsource yaptırabilir. Günümüz ekonomisinin gerçeği bu. Ama bunun öncesinde duyurmak, ilan etmek ve yarışma açmak zorundadır. Aksi hukuka aykırılıktır.

Yalnız sürekli olarak bu güzel projeyi sanki birilerinin maddi menfaat sağlama amaçlı yaptığı iddianızın bu işe gönüllü olarak baş koyan insanları rencide edebileceğini düşünüyorum.

Maddi menfaate yani ticari gelire asla karşı değilim, yukarıda belirttim.

Ama bunun için gerekli şeffaflığı en baştan sağlamazsanız, rekabete açmazsanız, içine dar bir arkadaş / akraba kitlesini sokarsanız ve birden bire kamusal bir kurum olarak bunun pazarlamasına girişirseniz ona gönüllü çalışma demezler, en hafifinden haksız rekabet derler ve terminolojisi farklıdır. Umarım nüansı izah edebilmişimdir.

Bu vesileyle tatil sırasında burada geçirdiği süreyi bitirdim ve bloguma geri dönüyorum. Daha genel sorunlar hakkında yazmak amacım var, 6 ay kadar sonra da İngilizce platformda yazacağım.

Burası çok güzeldi, sizler var çok iyi insanlar olmak ama burası nasıl diyorlar biraz sıcak ve yorucu olmak

Herkese sabrı için teşekkür ederim.

[Ozgur_Akman]

Hangi dünya şampiyonunun satranca 4-5 yaşında başlamış merak ediyorum. Yalnızca Capablanca'yı biliyorum. Hepsini de yazdım.

1-Steinitz
2-Lasker
3-Capablanca
4-Alekhine
5-Euwe
6-Botvinnik
7-Smyslov
8-Tal
9-Petrosian
10-Spassky
11-Fischer
12-Karpov
13-Kasparov
14-Ponomariov
15-Khalifman
16-Kramnik
17-Anand
18-Topalov
19-Carlsen

Belli ki halkla ilişkiler çalışmaları kurumsal şekilde değil, forum üzerinden yapılacak. Sportif satranca değil, okulda satranca hatta okul öncesi satranca dönük olacak.

Bu konuda da kurumsallık bir tarafa bırakılmış görünüyor. MojoJojo'nun soruları doğru yönde sorulmuş sorulardır.

[M.Aşkın TAŞAN]

Muhtemelen Federasyon tüm kamuoyunu aydınlatacak bir açıklama yapacaktır.

TSF Projenin teknik destek verecek kuruluşu iken nasıl ihale açabilir?
Burada yanlış anlaşılma ve yanlış yargıya ulaşma mevcuttur.
Proje sahibi kim?

İhaleyi kim açabilir?
Bu hak kimindir?
Bunu ortaya koymamıza rağmen neden bu yönde bir algı oluşuyor anlamak mümükün değildir!

Açıklamalara göre yanlış algı yüzünden yanlış kulvarda ilerleme var.

[Miyazaki]

Proje sahibi TSF değil mi?

Satrançla BÜYÜYORUM, her şeyiyle, TSF nin oluşumu ile ortada iken ...

[M.Aşkın TAŞAN]

Proje sahibi TSF değil mi?
Satrançla BÜYÜYORUM, her şeyiyle, TSF nin oluşumu ile ortada iken ...

[color=#0000CD]
TSF, söz konusu projeye ve çalıştaya yukarıda adı geçen kulüp ve sponsorca davet edilmiştir.

Ortada;
1-) Bir derneğin projesi( SATRANÇ İLE BÜYÜYORUM)
2-) Sponsor bir kuruluş (Başbakanlık Tanıtma Fonu ve Spor Toto Teşkilatı)
3-) Teknik desteğin alınacağı ilgili federasyon (TSF) vardır.[/color]
[color=#0000CD]
İçinde satranççıların da yer aldığı bir dernek ayrıdır, federasyona vekalet edip onu temsil edemez. O zaman bambaşka bir hukuki süreç başlar.
TSF burada oluşumuna temel teşkil eden en öncelikli asli görevi için projeye davet edilmiştir;
SATRANCIN ÜLKE İÇİNDE GELİŞMESİ VE YAYILMASI İÇİN!

TSF ile ilgili olarak başka bir spor kulübünün de projesi olabilir. TSF buna teknik destek vermesi için çağırılırsa proje TSF ye mi ait olur?

Bir dernek bir proje üretmiş, bir-iki sponsor bulmuş. Teknik desteği de TSF' dan almak istiyor.

Meselenin özü budur.[/color]