Yorum Sayısı: 449
Konu Sayısı: 28
Üyelik Tarihi: May 2012
Telefon sorunu tali bir sorundur.
Asıl sorun salon sorunudur ve o çözülmeden telefon sorunu çözülemez.
Daha insanların spor yapacak salonları bile yok.
Emanet yerlerde turnuvalar yapılıyor.
Doğal olarak da bu tür ihtiyaçlar için kalıcı ve etkili çözüm üretilemiyor, üretilemeyecek, üretilemez.
Metal dedektörlü güvenlik kapısını her turnuvada yemekhanelere mi taşıyacaksınız?
Ya da camilerdeki gibi anahtarlı-kilitli dolaplardan yüz - yüz elli tane edinip her turnuvada onca dolabı yemekhanenin girişine mi yığacaksınız?
Gerçekçi olun.
Sorun salon sorunudur.
Telefonu tartışmanızı isteyenleri sevindirmeyin.
Yorum Sayısı: 2,182
Konu Sayısı: 248
Üyelik Tarihi: Nov 2012
(31-01-2016, 17:28)abdulkadirbener Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Telefon sorunu tali bir sorundur.
Asıl sorun salon sorunudur ve o çözülmeden telefon sorunu çözülemez.
Daha insanların spor yapacak salonları bile yok.
Emanet yerlerde turnuvalar yapılıyor.
Doğal olarak da bu tür ihtiyaçlar için kalıcı ve etkili çözüm üretilemiyor, üretilemeyecek, üretilemez.
Metal dedektörlü güvenlik kapısını her turnuvada yemekhanelere mi taşıyacaksınız?
Ya da camilerdeki gibi anahtarlı-kilitli dolaplardan yüz - yüz elli tane edinip her turnuvada onca dolabı yemekhanenin girişine mi yığacaksınız?
Gerçekçi olun.
Sorun salon sorunudur.
Telefonu tartışmanızı isteyenleri sevindirmeyin.
Telefon sorunu benim için (diğer onlarcası gibi) ana sorunu oluşturan ve çözülmesi gereken sorunlardan biridir. Satrançla ilgilidir.
Sporcu ve onun katıldığı yarışma ile ilgilidir.
Onu yönetenlerle ilgilidir.
Hepimizin çözülmesi gereken temel sorunudur.
Bu anlamda pes etmem! Her hangi bir yılgınlık da göstermem.
Satranca ait spor salonlarının olmaması bunu değiştirmez. Bunun uzun süre olmayacağını düşünelim.
Razı mı olacağız bu aksamalara?
Standart sahaların olmaması, standart kuralların yeniden düzenlenmesini gerektirmez diye bir kural mı var? Geçmişten bu güne ne kurallar değişti ve gelişti. Ama yine de standart salonlarımız yoktu değil mi?
Dünyada bu soruna temelden çözüm bulan ve uygulayan ülkeler de varken...
Bunları burada örneklendirmişken...
Ben bu mantığı asla anlayamam!
O zaman göz göre göre izin verelim telefonların salona sokulmasına. İyi niyetli insanların telefonu kapanmayı unutulunca - zırrr... diye çalsın. En az 2-3 oyuncunun dikkati dağılsın. Organizasyona gölge düşsün.
Tabi art niyetli çetelerle ilgili onlarca senaryoyu saymamayım şimdi...
" Doğal olarak da bu tür ihtiyaçlar için kalıcı ve etkili çözüm üretilemiyor, üretilemeyecek, üretilemez."
Buna gerçekten inanıyor musunuz?
...
O zaman bu mantığa göre telefonun dışındaki aksamaları da salon sorununa bağlayıp çözüm noktasına ilerlemek anlamsız.
Yeniliği, gelişmeyi, girişimciliği ve kararlılığı yok sayan bu anlayışa ne yazık ki katılamam!
Bu gün Türkiye Şampiyonalarından başlarsınız bu uygulamaya.
Yaz turnuvaları, Kulüpler Şampiyonası, Kadınlar Türkiye Birinciliği gibi öncü ve temel uygulamalarla başlar. Oturmuş uluslararası turnuvalarla ( yeri ve mekanı her zaman belli olan), il birincilikleriyle devam eder.
Zamanla gelişir, yayılır.
...
Kapı, dolap taşımayacağız. Hazır ve uygulaması çok kolay olan mekanlarda da yapılabilir.Size dünyada uygulama modelleri var diyorum.
SADECE SATRANÇ İÇİN DE DEĞİL.
Hepimizin güvenliği için!
Buna değmez mi?
Salona her girişte, tuvalete her gidiş ve dönüşte...Bir şeyleri engellemeyecek midir?
Ama TSF'DA bunu zamanla kendi turnuvalarında uygulayabilir değil mi? Ekonomik alt yapısını da karşılayabilir. Bir ihale açabilir. Onca gelire sahip değil mi?
Antalya'dan devasa miktarda gelir beklendiği söylenirken...
Ben satranç yönetiminden satranççılar için bir şey istedim ve istemeye de devam edeceğim.
Bunu sadece bu satırlarda dile getirmiyorum merak etmeyin.
Söylemde değil, eylemde de adım atmış durumdayım.
Beklemedeyim...
Taşı delen damlanın gücü değil, sürekliliğidir.
SAYGI VE SELAMLARIMLA...
- MATRANÇ -
Yorum Sayısı: 2,182
Konu Sayısı: 248
Üyelik Tarihi: Nov 2012
(31-01-2016, 17:28)abdulkadirbener Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Ya da camilerdeki gibi anahtarlı-kilitli dolaplardan yüz - yüz elli tane edinip her turnuvada onca dolabı ...
Bu arada " Of'lu hocanın şifresi' adlı videoyu paylaşmış arkadaşlar, bana gönderdiler.
Ülkemizin bir gerçeğidir.
...
Caydırıcılığı belli olan uygulamalar tecrübedir.
Uygun ve etkili cezaları uygulamaktan korkmayalım.
Hedefimiz bellidir. Çeteleşmelere varan yapılanmaları da büyük ölçüde engellersiniz.
Bugün cebinde telefon taşımaya başlayan 7-8 yaş çocuklarını ibretle izlemekteyiz.
Benim, sizin ne mecburiyetiniz olsun ki, maçımız devam etmekteyken tuvalete giden rakibimiz için "acaba...." diye düşünmeye.
Bunun için idela salonların yapılmasını beklemek çok gerçekçi gelmiyor bana.
- MATRANÇ -
Yorum Sayısı: 449
Konu Sayısı: 28
Üyelik Tarihi: May 2012
Bu yazımı dörde bölmek zorundayım:
(1) Neyi savunuyorum?
(2) Telefon sorununu çözmek ve TSF'nin gelirleri.
(3) Tespit.
(4) Cevap.
(1) Neyi savunuyorum:
------------------------------------------------
Telefonu savunmuyorum. O kesin.
Buradaki hiç kimsenin de bunu savunduğunu görmedim.
Camideki kilitli dolap önerisi bana ait değil.
Ben sadece öneriyi yapana "onca dolabı her turnuvadan önce yemekhane girişine mi taşıyacaksınız?" diye sordum.
Önerideki saçmalığa dikkat çekmek istedim.
Ayrıca metal dedektörlü kapı koymak gibi bir öneri de geldi.
Ben öneriyi yapana "her turnuva yapılan yere taşıyıp taşımayacağını" sordum.
Yani öneriyi yapanlara önerilerinin uygulanamazlığını ifade etmeye çalıştım.
Dolap ve kapı dışında somut bir öneri geldi mi?
Gelmedi.
Gerçek anlamda satranç tesislerimiz olsaydı bu her iki öneri de kolayca uygulanabilir olurdu.
Ama salonlarımız yok.
O zaman bu öneriler uygulanamaz.
(2) Telefon sorununu çözmek ve TSF'nin gelirleri?
------------------------------------------------------------------------
Birkaç ay önce TSF'yi muhtelif konularda savunurken "gelirlerin kısıtlı" oluşundan ve bunun verdiği olanaksızlıklardan bahsederken rahattınız.
Şimdi "onca geliri var" diyebiliyorsunuz.
Bilançoyu açıklayın da görelim bakalım gerçekten de onca geliri mi varmış?
Varmış da; onca gelir "telefon önleyici sistemlere" değil de nerelere harcanmış?
Bir şeyleri eleştirmenin ve de öneri getirmenin usulü adabı olmalıdır.
Konuları karıştırmayın.
Alakaları varsa açık açık yazın.
Pembe dizi modunda yazmazsanız daha anlaşılır olacaktır.
Karşınızdaki muhataplarınız cevabı kendilerinin bulmasını sağlamaya çalıştığınız öğrencileriniz değildir. Hatırlatmak isterim.
(3) Tespit
-----------------------------------------------------------------
Gerçek: Şehir turnuvalarında salona telefonsuz gelin ya da telefonu bir yerlerde bırakıp salona öyle girin demek mantık dışıdır. Uygulanamaz. Uygulanamazlığı zaten suçun tarif edildiği kuralda bile açıkça ortada. "... suçtur, ama hakem bu suçun işlenmesine müsaade edebilir" Hiç bir hukuk sisteminde tarif edilen suçun işlenmesine müsaade etmek hakimin takdir yetkisine bırakılmaz. Yasağı tarif ederken adamlar kendileri bile uygulanabilir olmadığından emin zaten. "Suçu tarif edelim de, işimize geldikçe cezasını uygularız" gibi aptal bir gerekçeyle yazıldığı apaçık ortada. Telefon sorununu çözmek istiyorsanız (1) telefonları emanete alabileceğiniz bir sisteminiz olacak, (2) insanların artık telefon kullanmaya ihtiyaçları kalmayacak ve telefonla dolaşmak elzem ihtiyaç olmaktan çıkacak. Bu iki durumdan biri yoksa sorun devam eder. Bunlardan birini sağladıysanız uygulanmayan ama yazılı olan bu kural uygulanabilir olur.
Şimdi bir önceki "Gerçek" paragrafı bir daha okuyun lütfen.
Şimdi bu başlıkta söylemek istediklerimi özetleyeyim;
Sayın bay Taşan,
Burada yazan ya da okuyan herkesin hemfikir olduğu, satrancın ortak sorunlarından biridir telefon sorunu.
Her cevap yazanı "aha bu da bana karşı çıkıyor dur şuna da atarlanayım hemen" algısıyla cevaplamayı bırakın.
Herkes çözüm arayışındadır.
Ama herkes benim gibi olası önerilen çözümlerin "fiziki" şartlar nedeniyle uygulanabilirliğinin olmadığına inanmaktadır.
Siz halen dünyada başarıyla uygulanan yöntemlerin varlığından bahsetmişsiniz.
Şöyle demişsiniz:
"Kapı, dolap taşımayacağız. Hazır ve uygulaması çok kolay olan mekanlarda da yapılabilir. Size dünyada uygulama modelleri var diyorum."
Yazın da okuyalım ve öğrenelim telefon yasağını uygulayabilmenin yöntemi neymiş?
Ziya Ozan Yüzme Havuzu Yemekhanesi Satranç Tesisleri'nde telefon sorununu aşmanın aslında "kolay" olan yöntemini ben de merak ediyorum.
(4) Cevap
---------------------------------------------------------
Evet salon ihtiyacının birincil sorun olduğunu düşünüyorum.
TSF yıllarca 'herkese spor tesisi' cümlesiyle bir algı hatasına neden olmuş.
Satranç takımı spor tesisi değildir, spor aletidir.
Neyse ki "herkese bir spor tesisi" kampanyası 31.Aralık.2015'te sonlandırılmış (ya da ben öyle sanıyorum).
Artık satranç takımını spor tesisi gibi lanse etmeyecekler.
Tekrar söylüyorum; Türkiye satrancı'nın birincil ve kritik sorunu tesis sorunudur.
Hiç bir spor dalı tesis olmadan ilerleme sağlayamaz. Tesis yokluğunu gidermenin basit çözümünün kulüp veya dernek satrancını canlandırmak olabileceğini düşünüyorum. Bırakın kulüpler dernekler çoğalsın. Onların etki ve yetki alanını genişletin. Kendileri UKD'li ve hatta ELO'lu turnuvalar tertipleyebilsinler. Tesis sorunu da biter, hakem sorunu da biter, satranççının geliri sorunu da kısmen biter, telefon sorunu da biter, satranç eğitimini yaygınlaştırma sorunu da biter, turnuva düzenleme sorunu da biter, turnuvasızlık sorunu da biter, TSF'de satranççıların temsil sorunu da biter, bence zincirleme ortaya çıkmış birçok sorun kolayca ve büyük bir hızla giderilmiş olur.
Hatta Türkiye satrancının master-plan sorunu da ortadan kalkar. O kadar iddialıyım anlayacağınız.
Evet, buyurun başlattığınız bu başlıkta cevabı bulamayan öğrencilerinize hava atma zamanınız geldi; dinliyoruz....
Yorum Sayısı: 626
Konu Sayısı: 71
Üyelik Tarihi: Nov 2011
01-02-2016, 23:30
(Son Düzenleme: 01-02-2016, 23:37, Düzenleyen: Feti.)
[size=medium] [/size]
[size=medium]‘Çok okuyan mı bilir, çok gezen mi ?’ şeklinde meşhur sorumuz birçok sohbette tekrar tekrar sorulur. Cevabı ‘Yumurtamı tavuktan çıkar, tavuk mu yumurtadan ?’ sorusu olabilir.[/size]
[size=medium] [/size]
[size=medium]Yazılı metinler doğru da, bir de hayatın içinde yaşamak var. Kitabi bilgi iyi, güzel de bir de yaşayarak öğrenmek var.[/size]
[size=medium] [/size]
[size=medium]Geçen hafta sonu İstanbul’da bir turnuvaya katıldım.[/size]
[size=medium]Teknik toplantıya yetişemediğim için nelerin bildirildiğini, ne talimatlar verildiğini öğrenemedim. 1. turdan önce bir hakeme telefonumu emanet edebileceğim bir yer olup olmadığını sordum. Yok cevabını aldım. Çantamın olmadığını söyleyip, ne yapabileceğimi sordum. Telefonumu kapalı vaziyette ceketimin cebinde muhafaza edip bulundurabileceğimi bildirdi. Etrafıma baktığımda birçok satranççının telefonlarını ceketlerinin cebine, ceketleri olmayanların pantolonlarının ve gömleklerinin cebine koyduklarını gördüm. Maçlar devam ederken bazı satranççıların telefonlarıyla beraber tuvaletlere gittiklerini, maçı bitenlerden bazılarının diğer maçlar devam ederken telefonlarıyla beraber tuvalete gittiklerini ve tuvaletten çıktıktan sonra devam eden maçların yanına yaklaşarak seyrettiklerini gördüm.[/size]
[size=medium] [/size]
[size=medium]Düşündüm. Ne yapılabilirdi, telefonlar için ? Hakemler ne yapmalılardı ? Hiçbir şey. Hakemler “Cebinize koyun” demekten başka bir şey yapamazlardı. Çünkü organizatör telefonların emanete alınabilmesi için herhangi bir önlem almamış ve herhangi bir kolaylık göstermemişti. Başhakem ve hakemler telefon kuralını uygulasalardı çocukların haricinde diğer satranççıların yarıdan çok fazlası diskalifiye olurdu. Bu da başhakemin ‘satranç oynatmak’ düşüncesine aykırı olurdu. İki arada bir derede kalan başhakemin kuralı uygulatmayıp satranççılara satranç oynatma tercihi bence doğru tercihti. Tahmin ediyorum diğer başka turnuvalarda da buna benzer sıkıntılar, ikilemde kalmalar ve mecburi tercihler sözkonusu olmuştur.[/size]
[size=medium] [/size]
[size=medium]Temcit pilavı gibi sürekli aynı şeyi söylemeye devam edeceğim. Ne hakem organizatör olmalıdır ve ne de organizatör hakem. İkisinin de görevleri farklıdır. Fakat birbirlerinin görev sınırlarını aşmadan organizatör ve hakem yardımlaşabilir, yardımlaşmalıdır. Hakem kuralı organizatörün anlayacağı şekilde ısrarla anlatmalı ve organizatör de kuralın uygulanabilmesi için şartları elverişli hale getirmelidir. Organizatör kuralın uygulanması için şartları oluşturmuyorsa hakem kuralı bir kenara itip satranççıyı oynatmak tercihini her seferinde seçecektir.[/size]
[size=medium] [/size]
[size=medium]Kuralı uygulama hususunda hakemlerin eli kolu bağlıydı.[/size]
[size=medium]Turnuva salonunda büyükçe dolaplarıyla beraber 2 adet vestiyer vardı. Fakat atıl vaziyettelerdi. Organizatör 2 kişiyi görevlendirerek bu vestiyerleri telefon emanet yeri olarak düzenleyebilirdi. Bazı organizatörlerin esas amaçları farklı olduğundan telefon kuralının uygulanabilmesi için gerekli hassasiyeti göstermeyebiliyorlar. Telefonları hakemler muhafaza etsin demezsiniz herhalde ![/size]
[size=medium] [/size]
[size=medium]Çoğu zaman, çoğu konuda sabit fikirli olsam da, sabit fikirli olmamaya çaba gösteririm.[/size]
[size=medium] [/size]
[size=medium]Yaşadım ve gördüm.[/size]
[size=medium]Düşüncelerimi revize ediyorum.[/size]
[size=medium]Organizatör görevini yapmadığı sürece hakemler mazurdur ve kuralı bir kenara alıp satranççıya satranç oynatma tercihini ön plana almalıdırlar.[/size]
[size=medium] [/size]
Yorum Sayısı: 2,182
Konu Sayısı: 248
Üyelik Tarihi: Nov 2012
02-02-2016, 12:04
(Son Düzenleme: 02-02-2016, 12:18, Düzenleyen: M.Aşkın TAŞAN.)
(01-02-2016, 21:03)abdulkadirbener Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Bu yazımı dörde bölmek zorundayım:
(1) Neyi savunuyorum?
(2) Telefon sorununu çözmek ve TSF'nin gelirleri.
(3) Tespit.
(4) Cevap.
(1) Neyi savunuyorum:
------------------------------------------------
Telefonu savunmuyorum. O kesin.
Buradaki hiç kimsenin de bunu savunduğunu görmedim.
Camideki kilitli dolap önerisi bana ait değil.
Ben sadece öneriyi yapana "onca dolabı her turnuvadan önce yemekhane girişine mi taşıyacaksınız?" diye sordum.
Önerideki saçmalığa dikkat çekmek istedim.
Ayrıca metal dedektörlü kapı koymak gibi bir öneri de geldi.
Ben öneriyi yapana "her turnuva yapılan yere taşıyıp taşımayacağını" sordum.
Yani öneriyi yapanlara önerilerinin uygulanamazlığını ifade etmeye çalıştım.
Dolap ve kapı dışında somut bir öneri geldi mi?
Gelmedi.
Gerçek anlamda satranç tesislerimiz olsaydı bu her iki öneri de kolayca uygulanabilir olurdu.
Ama salonlarımız yok.
O zaman bu öneriler uygulanamaz.
[color=#1f497d][font=Segoe Print]1- Neyi savunduğunuz belli değil.[/font][/color]
[color=#1f497d][font=Segoe Print]Spor tesisi diyeceğim.
Doğrudur tesis olmadan olmaz! Ancak bunun gerçekleşmesi şu an ne kadar gerçekçidir?
Ülkemizdeki tüm spor tesisleri devlet tarafından yapılır. Futbol sahaları, basket salonları, tenis kortları...Kulüpler tarafından yapılanları da var elbette. Hatta yerel yönetimlerce olanları da...[/font][/color]
[color=#1f497d][font=Segoe Print]Çok amaçlı salonlarda yapılan her tür spor etkinliğinde detektörlü kapılara ihtiyaç duymuyorsunuz öyle mi?[/font][/color]
[color=#1f497d][font=Segoe Print]Salonlara her turnuvada;satranç taşları,altlıkları, masa- sandalyeleri, yüzlerce elektronik saatleri taşınırken...[/font][/color]
[color=#1f497d][font=Segoe Print]O salonun belirlenecek girişlerine 4 tane detektörlü kapı konamayacak öyle mi? Bakın taşımıyoruz. O salona ait demirbaş olacak. Her zaman herkesin güvenliği için. Bunu izleyici ve sporcu güvenliği için gereksiz sayan anlayışınız gereksiz bir hava değil mi?
[/font][/color]
[color=#1f497d][font=Segoe Print]Şimdi tesis mi yapılması daha kolaydır, yoksa hazır tesislerde yapılan etkinliklere çeki düzen vermek mi? Ama benim gönlüm elbette kalıcı tesislerden yanadır.
[/font][/color]
[color=#1f497d][font=Segoe Print]" Gerçek anlamda satranç tesislerimiz olsaydı bu her iki öneri de kolayca uygulanabilir olurdu." demişsiniz. Bu anlamda 50-60 kişinin katıldığı dernek-kulüp turnuvalarının dışında hiçbir zaman gerçek tesisimiz olmadı.
Ama değişmesi ve gelişmesi gereken kurallar zamanın gereklerine göre değişti ve gelişti. Gerçek tesisimiz yok, o zaman yapmayalım, değişmeyelim, gelişmeyelim.Sorunlara çare aramayalım. Öylece bile bile maçlarımızı yapalım.
[/font][/color]
[color=#1f497d][font=Segoe Print]Bu bölümde umutsuz ve şevk kırıcı tespitleriniz dışında kusura bakmayın ama akılcı bir önerinize rastlayamıyoruz.[/font][/color]
(2) Telefon sorununu çözmek ve TSF'nin gelirleri?
------------------------------------------------------------------------
Birkaç ay önce TSF'yi muhtelif konularda savunurken "gelirlerin kısıtlı" oluşundan ve bunun verdiği olanaksızlıklardan bahsederken rahattınız.
Şimdi "onca geliri var" diyebiliyorsunuz.
Bilançoyu açıklayın da görelim bakalım gerçekten de onca geliri mi varmış?
Varmış da; onca gelir "telefon önleyici sistemlere" değil de nerelere harcanmış?
Bir şeyleri eleştirmenin ve de öneri getirmenin usulü adabı olmalıdır.
Konuları karıştırmayın.
Alakaları varsa açık açık yazın.
Pembe dizi modunda yazmazsanız daha anlaşılır olacaktır.
Karşınızdaki muhataplarınız cevabı kendilerinin bulmasını sağlamaya çalıştığınız öğrencileriniz değildir. Hatırlatmak isterim.
[color=#1f497d][font=Segoe Print]TSF'NU haklı olduğu her konuda savunurum!
O her bir satranççının kurumudur. Tabi "sizin federasyonunuz" söylemini ısrarla kullananların dışında...[/font][/color]
[color=#1f497d][font=Segoe Print]O günkü sözlerimi belgeleriyle ortaya koydum. TSF'NU diğer federasyonların gelir kalemleriyle tüzük kaynaklı kıyasladım.[/font][/color]
[color=#1f497d][font=Segoe Print]Benim o yazılarımı neden alıntılamadınız? Herkes görseydi ne yazdığımı...Dolayısıyla sözlerimin ve tespitlerimin arkasındayım bugün de.[/font][/color]
[color=#1f497d][font=Segoe Print]Gelirden kastım son Antalya turnuvalarıdır. Saptırmayın ve yanlış algı oluşturmaya çalışmayın.Bu günlerde çok moda bir siyasettir!
Karşıyım başından beri bu tip turnuvalara. Her zaman da yazdım, yazıyorum da...
[/font][/color]
[color=#1f497d][font=Segoe Print]Ama bu kez ilk defa bu kadar kalabalığı ve geniş katılımı gördüm. Bunun bir geliri olmalıdır. Hem de öncekilerden çok daha fazla. Bunu kast ettim yazımda. Ne anladınız bilmiyorum.Ayrıca bilançoyu neden ben açıklayacağım? Ne alaka?Bu ne saptırma bir öneri.
Çok da saçma!
[/font][/color]
[color=#1f497d][font=Segoe Print]Bakın ne yazmışım... 31-01-2016, 19:49:[/font][/color]
[color=#1f497d][font=Segoe Print]" Ama TSF'DA bunu zamanla kendi turnuvalarında uygulayabilir değil mi? Ekonomik alt yapısını da karşılayabilir. Bir ihale açabilir. Onca gelire sahip değil mi?
Antalya'dan devasa miktarda gelir beklendiği söylenirken..."[/font][/color]
[color=#1f497d][font=Segoe Print]Bir tespit yapmış çözüm önerimi de eklemişim.
[/font][/color]
[color=#1f497d][font=Segoe Print] Ama ne yazık ki bu bölümde de akılcı bir önerinize rastlayamıyoruz. İki bölüm geçti.[/font][/color]
(3) Tespit
-----------------------------------------------------------------
Gerçek: Şehir turnuvalarında salona telefonsuz gelin ya da telefonu bir yerlerde bırakıp salona öyle girin demek mantık dışıdır. Uygulanamaz. Uygulanamazlığı zaten suçun tarif edildiği kuralda bile açıkça ortada. "... suçtur, ama hakem bu suçun işlenmesine müsaade edebilir" Hiç bir hukuk sisteminde tarif edilen suçun işlenmesine müsaade etmek hakimin takdir yetkisine bırakılmaz. Yasağı tarif ederken adamlar kendileri bile uygulanabilir olmadığından emin zaten. "Suçu tarif edelim de, işimize geldikçe cezasını uygularız" gibi aptal bir gerekçeyle yazıldığı apaçık ortada. Telefon sorununu çözmek istiyorsanız (1) telefonları emanete alabileceğiniz bir sisteminiz olacak, (2) insanların artık telefon kullanmaya ihtiyaçları kalmayacak ve telefonla dolaşmak elzem ihtiyaç olmaktan çıkacak. Bu iki durumdan biri yoksa sorun devam eder. Bunlardan birini sağladıysanız uygulanmayan ama yazılı olan bu kural uygulanabilir olur.
Şimdi bir önceki "Gerçek" paragrafı bir daha okuyun lütfen.
Şimdi bu başlıkta söylemek istediklerimi özetleyeyim;
Sayın bay Taşan,
Burada yazan ya da okuyan herkesin hemfikir olduğu, satrancın ortak sorunlarından biridir telefon sorunu.
Her cevap yazanı "aha bu da bana karşı çıkıyor dur şuna da atarlanayım hemen" algısıyla cevaplamayı bırakın.
Herkes çözüm arayışındadır.
Ama herkes benim gibi olası önerilen çözümlerin "fiziki" şartlar nedeniyle uygulanabilirliğinin olmadığına inanmaktadır.
Siz halen dünyada başarıyla uygulanan yöntemlerin varlığından bahsetmişsiniz.
Şöyle demişsiniz:
"Kapı, dolap taşımayacağız. Hazır ve uygulaması çok kolay olan mekanlarda da yapılabilir. Size dünyada uygulama modelleri var diyorum."
Yazın da okuyalım ve öğrenelim telefon yasağını uygulayabilmenin yöntemi neymiş?
Ziya Ozan Yüzme Havuzu Yemekhanesi Satranç Tesisleri'nde telefon sorununu aşmanın aslında "kolay" olan yöntemini ben de merak ediyorum.
[color=#1f497d][font=Segoe Print]Okumamışsınız her halde.[/font][/color]
[color=#1f497d][font=Segoe Print]28-01-2016, 22:45 ...[/font][/color]
[color=#1f497d][font=Segoe Print]..."Norveç'te uygulandı!
Salon (turnuva alanı) dışında bir bölgede duvara asılı, içine bilgisayar ve telefon sığabilecek bir torba... Her birinde numara var ve fiş uygulamalı. Ama herkes kendi araç gerecinden sorumlu. Gerçi tesisin 6-7 görevlisinin yanı sıra 2 adet de güvenlik görevlisi var.
Çok kaba olmuş.
Bazı turnuvalara ise sadece telefonsuz alıyorlar artık. -Gerisi senin sorunun, diyorlar."[/font][/color]
[color=#1f497d][font=Segoe Print]...[/font][/color]
[color=#1f497d][font=Segoe Print]"Şimdi bir önceki "Gerçek" paragrafı bir daha okuyun lütfen."[/font][/color]
[color=#1f497d][font=Segoe Print]Hatta Norveç'teki örnekte duvara asılı poşetlere konan telefonların bazıları kapatılmadan konduğu için 1. turda ilginç olaylar yaşanmış, ikinci turdan itibaren kapalı olarak konmaları istenmiş telefonların.[/font][/color]
[color=#1f497d][font=Segoe Print]Bu örnekler varken ben bir model önermişim. Buna da kademeli olarak ulaşılabileceğini belirtmişim.[/font][/color]
[color=#1f497d][font=Segoe Print] [/font][/color]
[color=#1f497d][font=Segoe Print]Kuralın saçmalığının ve kendi içinde çelişkili olduğunun başından beri farkındayım. Bunun için öneride bulunuyorum zaten. Ben hiç bir zaman telefonla salona girmek yasaktır, gerisi sporcunun bileceği iştir, demedim. Hep bir öneri bulmaya çalıştım. Ama bazı Avrupa ülkeleri o senin sorunun demiş ve çözüm bile sunmamışlar.[/font][/color]
[color=#1f497d][font=Segoe Print]Bu ofis-dolap olur, taşınması çok kolay özellikli çantalar olur. Ofis dolaba takılmayın, çok daha kolayı da var. Yeter ki çözümcü ve girişken olun. Siz benden çok daha iyilerini de bulursunuz. Bakın Norveç olimpiyatlarda askılı-poşet uygulamasını buluvermiş. Dolap falan taşımamışlar.[/font][/color]
[color=#1f497d][font=Segoe Print]Ama ne yazık ki bu bölümde de akılcı bir önerinize rastlayamıyoruz. Bakın bölüm 3 oldu değil mi?[/font][/color]
[color=#1f497d][font=Segoe Print]" Ziya Ozan Yüzme Havuzu Yemekhanesi Satranç Tesisleri'nde telefon sorununu aşmanın aslında "kolay" olan yöntemini ben de merak ediyorum."
demişsiniz.
[/font][/color]
[color=#1f497d][font=Segoe Print]İçi özel tasarlanmış çantalar var. Spor çantaları...Bunu yaptırmak çok mu zor?[/font][/color]
[color=#1f497d][font=Segoe Print]Küçük bir sıra numaralı tutanak. Sporcu oynadığı masa numarasının karşısını imzalar maça başlamadan önce. telefonu özel görevliye çantaya koyarak teslim eder. Aynı numaradan da tutanak karşılığı teslim alır.[/font][/color]
[color=#1f497d][font=Segoe Print]Bana şimdi çanta mı taşıyacağız diye yazarsınız belki...
[/font][/color]
[color=#1f497d][font=Segoe Print]Arkadaşım,
Diyorsunuz ki;[/font][/color]
[color=#1f497d][font=Segoe Print]" Sayın bay Taşan,
Burada yazan ya da okuyan herkesin hemfikir olduğu, satrancın ortak sorunlarından biridir telefon sorunu.
Her cevap yazanı "aha bu da bana karşı çıkıyor dur şuna da atarlanayım hemen" algısıyla cevaplamayı bırakın.
Herkes çözüm arayışındadır."
...
[/font][/color]
[color=#1f497d][font=Segoe Print]Belki siz hariç.[/font][/color]
[color=#1f497d][font=Segoe Print] Sizin çözümünüz tesis yapılmaktan yana... Nasrettin Hoca'nın koyun- yün hikayesi...[/font][/color]
[color=#1f497d][font=Segoe Print]Ben sizin tabirinizle yazıyorum:[/font][/color]
[color=#1f497d][font=Segoe Print] "aha bu da bana karşı çıkıyor dur şuna da atarlanayım hemen" [/font][/color][color=#1f497d][font=Segoe Print]düşüncesinde değilim.[/font][/color]
[color=#1f497d][font=Segoe Print]Çözüm arayışındayım. Bunun sportif, eğitim ve toplumsal açılardan gereklerini ortaya koydum.[/font][/color]
[color=#1f497d][font=Segoe Print]Bu satırlarda defalarca yazdım ve yazacağım. Öneri sunmaktayım, siz görmeseniz duymasanız ve bilmeseniz de...[/font][/color]
[color=#1f497d][font=Segoe Print]Üstelik bunu yönetime de sözlü bildirdim. Herkes çözüm arayabilir. Ben sadece yazmıyor ve sizin gibi de sadece kişi bazlı da eleştirmiyorum.
Düşünce ve eylem farklılığımız var. Ne dersiniz?[/font][/color]
[color=#1f497d][font=Segoe Print] [/font][/color]
(4) Cevap
---------------------------------------------------------
Evet salon ihtiyacının birincil sorun olduğunu düşünüyorum.
TSF yıllarca 'herkese spor tesisi' cümlesiyle bir algı hatasına neden olmuş.
Satranç takımı spor tesisi değildir, spor aletidir.
Neyse ki "herkese bir spor tesisi" kampanyası 31.Aralık.2015'te sonlandırılmış (ya da ben öyle sanıyorum).
Artık satranç takımını spor tesisi gibi lanse etmeyecekler.
Tekrar söylüyorum; Türkiye satrancı'nın birincil ve kritik sorunu tesis sorunudur.
Hiç bir spor dalı tesis olmadan ilerleme sağlayamaz. Tesis yokluğunu gidermenin basit çözümünün kulüp veya dernek satrancını canlandırmak olabileceğini düşünüyorum. Bırakın kulüpler dernekler çoğalsın. Onların etki ve yetki alanını genişletin. Kendileri UKD'li ve hatta ELO'lu turnuvalar tertipleyebilsinler. Tesis sorunu da biter, hakem sorunu da biter, satranççının geliri sorunu da kısmen biter, telefon sorunu da biter, satranç eğitimini yaygınlaştırma sorunu da biter, turnuva düzenleme sorunu da biter, turnuvasızlık sorunu da biter, TSF'de satranççıların temsil sorunu da biter, bence zincirleme ortaya çıkmış birçok sorun kolayca ve büyük bir hızla giderilmiş olur.
Hatta Türkiye satrancının master-plan sorunu da ortadan kalkar. O kadar iddialıyım anlayacağınız.
Evet, buyurun başlattığınız bu başlıkta cevabı bulamayan öğrencilerinize hava atma zamanınız geldi; dinliyoruz....
[color=#1f497d][font=Segoe Print]Hava atmıyorum. Aklıma da gelmez. Çözüm arayışındayım. Ama hava atmak nedense sizin aklınızda, dilinizde ve bu satırlarınızda...[/font][/color]
[color=#1f497d][font=Segoe Print]Her eve bir satranç tesisi konusu kelime anlamında söylenmiş bir sözün ötesinde içinde bir benzetme de barındırır. Bunu fark etmeliydiniz.Daha detaylarını ise sözün sahibiyle paylaşabilirsiniz.[/font][/color]
[color=#1f497d][font=Segoe Print]...[/font][/color]
[color=#1f497d][font=Segoe Print]Tesis konusunda geçmişte çok yazdım. Yurdun belli bölgelerinde yatılı okullar ve tesisleri...Bunu devlet yapar.[/font][/color]
[color=#1f497d][font=Segoe Print] TSF'DA bunu bir şekilde başarabilir aslında. Bazı mekanizmaları devreye sokar. Sponsorlar için kalıcı eserler de olabilir.[/font][/color]
[color=#1f497d][font=Segoe Print]İş Bankası yurdun 4 coğrafi bölgesinde devasa okul-akademi yaptırsa fena mı olur?[/font][/color]
[color=#1f497d][font=Segoe Print]Ne kadarı hayal, ne kadarı gerçek?
...
[/font][/color]
[color=#1f497d][font=Segoe Print]Sn. abdulkadirbener,[/font][/color]
[color=#1f497d][font=Segoe Print]Çözüm arayışındaki insanlara buradan bireysel bazda cevap yetiştirmek refleksinden kendinizi kurtaramamışsınız.[/font][/color]
[color=#1f497d][font=Segoe Print]Ben hayati gördüğüm her sorunda tespit, çözüm ve eleştiri aşamasında burada oldum. Sorunum Ali-Veli ya da Gülkız-Fatma değildir!
[/font][/color]
[color=#1f497d][font=Segoe Print]Ben yazdığım her bir fikri ve eleştiriyi sadece bu satırlarda değil, ilgili kişilerin yüzüne karşı da yapmaktayım. Buna ister inanır ister inanmazsınız. Sizin şahsınızda ben inandırıcı biri olmayabilirim. Bu normaldir. Çünkü yaşadıklarımı siz yaşamıyorsunuz.
Ama ben; olay, yer ve kişi bazında yaşıyorum. Size 7 kişilik yönetimle bu konuları konuşurken tanık sunmak durumunda değilim.
[/font][/color]
[color=#1f497d][font=Segoe Print]Derneklere yapılacak yardım konusunda umutsuzum.[/font][/color]
[color=#1f497d][font=Segoe Print]Ama yeni yapılan düzenlemede ise satranç merkezi, satranç kulübü, gençlik ve spor kulübü sayılarında artmalar vardır.[/font][/color]
[color=#1f497d][font=Segoe Print]Bunların mali desteğinin TSF olduğunu söylemiyorum. Ama manevi açıdan desteklenmektedir. Hatta çok yetersiz bile olsa bu gün maddi teşvikleri bile ortadadır. Bu gelişmeleri nereden takip etme konusunda size yardımcı olamayacağım.[/font][/color]
[color=#1f497d][font=Segoe Print]Hava attığımı düşüneceksiniz yine...
[/font][/color]
[color=#1f497d][font=Segoe Print]Bu arada yeri gelmişken umarım bu hava atmayı eski bir başkanın bu ülkenin ilk GM sporcusu hakkında kullandığı (s...p) kelimesi olarak kullanmazsınız. Kullanılmış olan o kelimeyi de burada kınıyorum.
Saygı ve selamlarımla...[/font][/color]
- MATRANÇ -
Yorum Sayısı: 756
Konu Sayısı: 84
Üyelik Tarihi: Dec 2008
Halen Viyana Emektarlar Birinciliginde oynuyorum.Telefonun kapali olmasini hatirlatiyorlar. Ancak "telefon salona gelmesin"seklinde bir kisitlama yapmiyorlar.Bütün telefonlar kapali olunca bir baska eksiklik ortaya cikiyor.Duvarda ses cikarmayan bir saatin bulunmasi gereklidir.Bu sorunu da "herkes kol saati tasisin" diyerek cözmek mümkündür.Tartismalara katki saglamak icin hemen bilgilendirdim.(Klavye Türkce olmadigindan bazi harfleri yazamadim. Anlayisla karsilamanizi rica ederim.)
Ateş Ülker
Yorum Sayısı: 470
Konu Sayısı: 29
Üyelik Tarihi: Apr 2008
03-02-2016, 12:44
(Son Düzenleme: 03-02-2016, 12:46, Düzenleyen: Attorney at Law.)
(28-01-2016, 22:45)M.Aşkın TAŞAN Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Salon (turnuva alanı) dışında bir bölgededuvara asılı, içine bilgisayar ve telefon sığabilecek bir torba... Her birinde numara var ve fiş uygulamalı. Ama her kes kendi araç gerecinden sorumlu. Gerçi tesisin 6-7 görevlisinin yanısıra 2 adet de güvenlik görevlisi var.
Çok kaba olmuş.
Bazı turnuvalara ise sadece telefonsuz alıyorlar artık. Gerisi senin sorunun diyorlar.
Benim söylediğim ofis dolap idi. Kilitli posta kutuları gibi... Anahtarı üzerinde ve sadece sahibine ait. Elektronik kapıdan geçip masanıza oturuyorsunuz. Anahtar sizde... Kutuların bulunduğu alanda görevliler var. Eşyalarınız güvende. Maçınız bitincede aynı kağıda telefonunuzu teslim imzanızı atıp anahtarı görevliye teslim ediyorsunuz. Ücretsiz elbette!
Aşkın Bey,
Yazınızın kalın harflerle belirttiğim ilk kısmı yine sporcu bazlı değil. Sorumluluğu hayatın olağan akışına aykırı bir şekilde sporcuya yüklüyor. Telefonunu torbaya koy, sonra oyunun bittiğinde al. Ama oyun bittiğinde telefonu bulamazsan biz karışmayız! Geçiniz...
Kalın harflerle belirttiğim 2. kısım ise rezillik! FIDE, TSF, Antrenör, Hakem, organizatör vs. aklınıza gelen herkes Satranç Sporcusu için var. Sporcu olmasa FIDE ve TSF kimi yönetecek? Antrenör kimi çalıştıracak, hakem hangi turnuvada görev alacak, organizatör hangi turnuvayı organize edecek? O yüzden hem turnuva yapıp, hem de sporcuya telefonunu naparsa yapmasını söylemek tamamen sporcu düşmanı bir tutum ve son derece saygısızca. Dolayısıyla kabul edilemez bir yöntem.
Sizin öneriniz ise zaten herkesin aklında olan ideal çözümdür. Kilitli ve anahtarının sporcuda olduğu dolaplar, duyarlı kapı, x-ray cihazı, el dedektörü olacak da, (üst aramasına ilişkin hukuki kısmı hariç) ben gelip burada hala telefon yasağını eleştireceğim? Bu kadar mükemmel şartlar karşısında mümkün değil! Tıpkı bu sistemin tüm turnuvalarda uygulanmasının mümkün olmadığı gibi Türkiye'nin en büyük stadlarında, en lüks koltuklara girişlerde dahil kapıdan girince fosforlu yeleğini giymiş bir özel güvenlik görevlisi sizi karşılayıp montunuzun önünü açar mısınız diye soruyor. Niye deyince de üst araması yapacağını söylüyor. Öyle arama olmaz, dedektörün nerede sorusuna cevabı ise kısa ve öz: "YOK". Netice olarak en büyük kulüplerin en lüks stadlarında dahi özel güvenlik görevlisi mevzuatı bilen birisinin üst aramasını yapamıyor. Bakın ellerinde olması gereken küçük dedektörlerden bahsediyorum. Çantaları geçireceğiniz x-ray cihazından yada duyarlı kapıdan bahsetmiyorum bile. Kaldı ki İstanbul'da aynı gün 3-5 turnuva olabiliiyor. Herkesi tek kapıda sıraya dizip salona girişin saatlerce sürmesi de düşünülemez. O yüzden her turnuva salonunda 2-3 x-ray, duyarlı kapı, dedektör olması gerektiği ve aynı anda 3-5 turnuva olabildiği düşünüldüğünde ortalama 10ar adet x-ray cihazı, duyarlı kapı, dedektör ve güvenlik görevlisi gerekiyor. Bu da ortalama 500.000 lira demek. O yüzden ülkemizin en iyi stadlarında, en iyi kapılarında bile olmayan, teoride ideal olan bu uygulamanın satrançta pratiğe dönüştürülmesi halinde bu konuyu çözmüş oluruz.
(01-02-2016, 23:30)Feti Nickli Kullanıcıdan Alıntı: [size=medium]Geçen hafta sonu İstanbul’da bir turnuvaya katıldım.[/size]
[size=medium]Teknik toplantıya yetişemediğim için nelerin bildirildiğini, ne talimatlar verildiğini öğrenemedim. 1. turdan önce bir hakeme telefonumu emanet edebileceğim bir yer olup olmadığını sordum. Yok cevabını aldım. Çantamın olmadığını söyleyip, ne yapabileceğimi sordum. Telefonumu kapalı vaziyette ceketimin cebinde muhafaza edip bulundurabileceğimi bildirdi. Etrafıma baktığımda birçok satranççının telefonlarını ceketlerinin cebine, ceketleri olmayanların pantolonlarının ve gömleklerinin cebine koyduklarını gördüm. Maçlar devam ederken bazı satranççıların telefonlarıyla beraber tuvaletlere gittiklerini, maçı bitenlerden bazılarının diğer maçlar devam ederken telefonlarıyla beraber tuvalete gittiklerini ve tuvaletten çıktıktan sonra devam eden maçların yanına yaklaşarak seyrettiklerini gördüm.[/size]
[size=medium] [/size]
[size=medium]Düşündüm. Ne yapılabilirdi, telefonlar için ? Hakemler ne yapmalılardı ? Hiçbir şey. Hakemler “Cebinize koyun” demekten başka bir şey yapamazlardı. Çünkü organizatör telefonların emanete alınabilmesi için herhangi bir önlem almamış ve herhangi bir kolaylık göstermemişti. Başhakem ve hakemler telefon kuralını uygulasalardı çocukların haricinde diğer satranççıların yarıdan çok fazlası diskalifiye olurdu. Bu da başhakemin ‘satranç oynatmak’ düşüncesine aykırı olurdu. İki arada bir derede kalan başhakemin kuralı uygulatmayıp satranççılara satranç oynatma tercihi bence doğru tercihti. Tahmin ediyorum diğer başka turnuvalarda da buna benzer sıkıntılar, ikilemde kalmalar ve mecburi tercihler sözkonusu olmuştur.[/size]
[size=medium] [/size]
[size=medium]Yaşadım ve gördüm.[/size]
[size=medium]Düşüncelerimi revize ediyorum.[/size]
[size=medium]Organizatör görevini yapmadığı sürece hakemler mazurdur ve kuralı bir kenara alıp satranççıya satranç oynatma tercihini ön plana almalıdırlar.[/size]
Feti Gönen de yaşadığı tecrübe sonrası büyükşehirlerde turnuvalara telefonsuz gelmenin, telefona bir önlem alınmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu anlamış. Bakın kendisi Kocaeli'den İstanbul'a gelip oynadığı büyük bir turnuvada bu durumu tecrübe etmiş. Siz de gelip tecrübe edin Aşkın Bey. Sadece kendi açınızdan değil, diğer sporcuların imkanlarını da gözlemleyin. Hemşehriniz gibi hatanızı er yada geç anlayacaksınız.
(03-02-2016, 01:16)Ateş Ülker Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Halen Viyana Emektarlar Birinciliginde oynuyorum.Telefonun kapali olmasini hatirlatiyorlar. Ancak "telefon salona gelmesin"seklinde bir kisitlama yapmiyorlar.Bütün telefonlar kapali olunca bir baska eksiklik ortaya cikiyor.Duvarda ses cikarmayan bir saatin bulunmasi gereklidir.Bu sorunu da "herkes kol saati tasisin" diyerek cözmek mümkündür.Tartismalara katki saglamak icin hemen bilgilendirdim.
Bu duruma dünyanın hiç bir yerinde çözüm bulunamayacağı aşikar. Tüm dünya bu maddenin yerel turnuvalarda sporcuları mağdur etmeden sağlıklı bir şekilde uygulanamayacağını anladı. Eminim ki Aşkın Bey de anlayacak en kısa sürede. Hata FIDE'nin hatasıdır. üst düzey turnuvalarda (turnuva alanı da üst düzey) hileyi önlemek önceliğiyle getirilen bu kuralın yerel turnuvalarda uygulanamayacağını ön göremedi. Durumu sonradan anladı ve kuralı esnetme zorunluluğu hissetti.
Ben Galatasaray'lıyım. Şike sürecine karışmayan tek büyük kulübe gönül vermiş birisiyim. Şike, hile gibi davranışlar benim kırmızı çizgilerimdendir. Asla ve asla telefonu savunmam. Telefonla hile yapan eşim dostum olsa dahi ilk önce ben şikayet ederim. Ancak, günümüz şartlarında adeta telefonla turnuva alanına girenleri hile yapıyormuş gibi kabul edip, hiç bir makul ve somut çözüm göstermeden turnuvaya telefonsuz gel denilmesini de kabul edemem.
Yorum Sayısı: 2,182
Konu Sayısı: 248
Üyelik Tarihi: Nov 2012
03-02-2016, 15:28
(Son Düzenleme: 03-02-2016, 15:28, Düzenleyen: M.Aşkın TAŞAN.)
(03-02-2016, 12:44)Attorney at Law Nickli Kullanıcıdan Alıntı: [size=medium] [/size]Bakın kendisi Kocaeli'den İstanbul'a gelip oynadığı büyük bir turnuvada bu durumu tecrübe etmiş. Siz de gelip tecrübe edin Aşkın Bey. Sadece kendi açınızdan değil, diğer sporcuların imkanlarını da gözlemleyin. Hemşehriniz gibi hatanızı er yada geç anlayacaksınız.
...
Bu duruma dünyanın hiç bir yerinde çözüm bulunamayacağı aşikar.
[color=#1f497d][size=medium][font=Segoe Print] Çözümsüzlüğü hiç bir zaman kabul edemem.
Bu yüzden de ne yazık ki size katılamam.
[b][color=#1f497d][size=medium][font=Segoe Print]Şurada bir tespit daha yapalım.[/font][/size][/color]
[/font][/size][/color][/b] [color=#1f497d][size=medium][font=Segoe Print]Bir turnuvada oynayanların hepsinin de telefonu olabilir mi? Olsun diyelim.[/font][/size][/color]
[color=#1f497d][size=medium][font=Segoe Print]Her 10 kişiden 2 si arabasında bıraksın, 3 ü de kendi çözümünü bulsun,eşine dostuna bıraksın. 5 kişi için telefon sorunu mu çözülemeyecek?
300 kişilik turnuvada 150 telefon, 600 kişilik turnuvada ise 300 telefon eder.
[/font][/size][/color]
[color=#1f497d][size=medium][font=Segoe Print]Ben hakem odasında özel çantalar-kutular içinde görevlendirilecek bir kişinin kontrolünde bu iş yapılabilir diyorum. Teslim ederken ya da alırken masa numaralarına göre isimlerin tanzim edilmiş olduğu hazır matbu bir tutanağa imza sistemi. Teslim ettiği ve teslim aldığı belirli olsun diye. [/font][/size][/color]
[color=#1f497d][size=medium][font=Segoe Print] Çantanın- kutunun özel bölümüne kendi telefonunu kimlik fotokopisiyle birlikte ve imza karşılığında bırakacak. Telefonuna kimlik fotokopisini sarıp lastikleyip küçük bir paket oluşturacak. Fotokopisinde fotoğrafı gözükecek şekilde bırakırsa daha kolay teslim alacak. Maç sonrası teslim alırken imzalayıp kimlik fotokopisini görevliye teslim edecek.Böylece plastik şeffaf kapaklı her bir kutuda- çantada 20-30 telefon barındırılabilecek. Kutuların her biri masa numarasına göre 1- 30, 31-60,... gibi numaralara sahip olacak. 10 kutuda toplam 300 telefon barınabilir.[/font][/size][/color]
[color=#1f497d][size=medium][font=Segoe Print]Plastik şeffaf kutuların tanesi 4-6 TL. dır. 20 adet alsanız 80-120 TL. eder.[/font][/size][/color]
[color=#1f497d][size=medium][font=Segoe Print] Bu da uygulanamaz mı?[/font][/size][/color]
[color=#1f497d][size=medium][font=Segoe Print]Bu uygulama okullarda yıllardır başarıyla uygulanan güvenli bir örnektir.
Bizim okulumuzda her gün 760 telefon sınıflarına ait özel plastik kutular içinde bu sistemle emanete alınır.[/font][/size][/color]
[color=#1f497d][size=medium][font=Segoe Print]...[/font][/size][/color]
[color=#1f497d][size=medium][font=Segoe Print]Bunun dışında belki telefonun masa üzerinde, bataryası çıkarılmış biçimde göz önünde maç boyunca durması da tartışılabilir. Ama ikinci bir telefon için üst araması ya da el detektörü gerekebilir.
Bunlara rağmen aykırılıklar olursa kurallar gereğince en etkili cezaların ve yaptırımların uygulanmasından yanayım.
...
Eğer marka bir takım tutuyorsanız mutlaka öncü çözümlere sahip olmanız gerekecektir.
Marka olmanın en öncelikli gereğidir bu. Tarih böyle yazılır.
İlklere imza atmak kolay değildir.
Bunu ben de biliyorum. Bu sebeple çözümsüzlüğü asla kabul edemem.
Selamlarımla...[/font][/size][/color]
- MATRANÇ -
Yorum Sayısı: 2,182
Konu Sayısı: 248
Üyelik Tarihi: Nov 2012
(03-02-2016, 15:28)M.Aşkın TAŞAN Nickli Kullanıcıdan Alıntı: [color=#1f497d][size=medium][font=Segoe Print]Eğer marka bir takım tutuyorsanız mutlaka öncü çözümlere sahip olmanız gerekecektir.
Marka olmanın en öncelikli gereğidir bu. Tarih böyle yazılır.
İlklere imza atmak kolay değildir.
Bunu ben de biliyorum. Bu sebeple çözümsüzlüğü asla kabul edemem.
Selamlarımla...[/font][/size][/color]
31-Ocak/ 02 Şubat 2016 tarihlerinde ANTALYA'DA yapılan TSF TEKNİK KURUL TOPLANTISINDA umarım bu konuda somut kararlar alınmış ve gerekli hazırlıklara başlanmıştır.
Bu konuda öteden beri umudum vardır. Kendi adıma bazı görüşmelerim olmuştu.
Bu konudaki düşüncelerimde ÖSF sayfalarından bilinmektedir.
Umarım bu gerçekleşir. Aksi taktirde önümüzdeki onlarca turnuvada olası aksamalar devam edecek ve çok büyük bir tren kaçacaktır.
Selam ve saygılarımla...
- MATRANÇ -
Yorum Sayısı: 449
Konu Sayısı: 28
Üyelik Tarihi: May 2012
Sayın bay Taşan, "uygulanabilir" öneri diye bulmamızı istediğiniz şeylerin şu ikisi olduğundan artık emin oldum:
(1)
Salon (turnuva alanı) dışında bir bölgede duvara asılı, içine bilgisayar ve telefon sığabilecek bir torba... Her birinde numara var ve fiş uygulamalı. Ama herkes kendi araç gerecinden sorumlu. Gerçi tesisin 6-7 görevlisinin yanı sıra 2 adet de güvenlik görevlisi var.
Bu bizde işlemez. Turnuva başlar başlamaz o duvarı da alıp giderler.
Biz tesislerin görevlileri bir de yanına iki tane güvenlik görevlisini bulsak zaten sorunu çözeriz, öyle torbalar içinde noel hediyesi gibi duvara asmaya gerek yok.
Yani bu öneri uy-gu-la-na-maz.
(2)
Bir de turnuva düzenlemekte olduğumuz her salon için en az bir tane metal dedektörlü kapı alınmasını önermişsiniz.
Bunların işe yarar en ucuzu 3.000 TL civarında. Bu biiiir,
Bunlar öyle monte-et-sök-taşı-başka yere monte et cinsinden şeyler değil. Monte ettinmi orda kalır. Bu ikiiii,
"Alalım turnuva yapılan yerlere yerleştirelim oralarda turnuva yokken yapılan etkinliklerde (yemek, düğün vb) hem milletin de güvenliğini sağlamış oluruz" gibi bir sosyal sorumluluk faydası bile çıkartmışsınız.
Diyelim ki dedektörlü kapılardan alıp turnuva yaptığınız yemekhanelere, düğün salonlarına birer tane yerleştirdiniz (hakkaten çok garip ama diyelim ki bunu yaptınız), içeri giren sporcularda dedektörün yakalayacağı telefonları ne yapacaksınız?
Demek ki dedektör yetmiyor, bir de kilitli dolap ya da önünde bekçisi olan bir emanetçi ortamı hazırlamak zorundasınız.
Kilitli dolap da olmaz, mekan bizim değil, dedektörlü kapı koymak kadar dolap koymak da anlamsız, o dolaplar da her yere götürülecek cinsten değil.
Demek ki kala kala emanetçi sistemine kalıyoruz.
Bakın sayın bay Taşan,
Benim öneri getirmediğimi iki üç defa yazarak iftira atıyorsunuz.
Benim önerim basit.
Yazımı okumadan hunharca karşı saldırı organize ettiğiniz için tamamını algılayamıyorsunuz belli ki.
Benim önerim; Mojo'nun ve başka bazı üyelerin yıllardır eleştirdiği "İl Temsilciliği" olayını bırakıp, hatta kaldırıp çöpe atıp,
satrançta yetkiyi derneklere ve kulüplere, hatta yapabiliyorsak satranç okullarına teslim etmektir.
Ne alaka demeyin. Çok alakası var. Yakında siz de bunu savunurken bulacaksınız kendinizi bundan emin olun.
Zira dünyada bu iş böyle gelişmiş ve halen de böyle gelişiyor.
Dernek ve kulüpler var olmak, iyi olmak istiyorlarsa düzenledikleri turnuvalar için gerekli her altyapıyı sağlamak zorundadır ve bunu zaten seve seve yaparlar. En basitinden İSD turnuvalarına bakın ne dediğimi anlarsınız.
Bornova'da üniversite yatay geçiş sınavının yapıldığı zamanda bu yaz tesadüf etti bulundum.
Ana baba günü, yüzlerce belki binlerce insan sınava giriyor.
Telefon yasak. Ama herkesin elinde en az bir telefon var.
Ne oldu,
Görevliler "kapalı tutup cebinizde saklayın" demediler.
Çözüm anında üretildi: Oradaki esnaf hemen emanetçi tabelalarını asıp işi bitirdi.
Şimdi dernek ya da kulüpler kendi mekanlarında ELO'lu ya da UKD'li bir turnuva tertip edip insanlara "hoop telefonla girilmez!" mi diyecekler.
Tabii ki iki üç lira karşılığında telefon saklamak için "emanetçi" tabelasını asacaklar.
Hem kulübe gelir yazacaklar, hem kural delinmemiş olacak, hem de oyunlar gönül rahatlığı içinde oynanacak.
Şimdi bir hakem ya da İl Temsilciliği Yetkilisi turnuva salonuna gelip "emanetçi - 2TL" tabelası assa ne olur?
O dakikada kopacak kıyameti siz düşünün artık.
Bu telefon başlığında son yazışım olur muhtemelen.
Sorun telefon: Çözüm satrancı tabana yayacak dernek ve kulüpleri daha çok destekleyip onları yetkiyle donatmak.
Sorun eğitimsiz hakemler: Çözüm aynı,
Sorun turnuvanın yarım kalması: Çözüm aynı,
Sorun satranç eğitiminin yaygınlaştırılması: Çözüm aynı,
Sorun TSF'nin yapısı: Çözüm aynı,
Sorun turnuva sayısı: Çözüm aynı,
Sorun eğitim bile alamamış yetersiz antrenörler: Çözüm aynı,
Sorun piramit: Çözüm aynı,
Sorun iyi satranççıların hayatlarını idame sorunu: Çözüm aynı,
Sorun takım turnuvaları için kulüplerin yaşadığı sıkıntılar: Çözüm aynı,
Sorun satrançla ilgili X sorunu (uzatmaya gerek yok dedim): Çözüm aynı.
Bakın bu dediğimi unutmayın yakında hepiniz bunu savunur bulacaksınız kendiniz.
Başka da bir şey demiyorum.
Akıl var izan var arkadaşım. Değil mi ama.
Yorum Sayısı: 2,182
Konu Sayısı: 248
Üyelik Tarihi: Nov 2012
03-02-2016, 20:18
(Son Düzenleme: 03-02-2016, 20:21, Düzenleyen: M.Aşkın TAŞAN.)
(03-02-2016, 19:07)abdulkadirbener Nickli Kullanıcıdan Alıntı: ...
Bakın sayın bay Taşan,
Benim öneri getirmediğimi iki üç defa yazarak iftira atıyorsunuz.
Benim önerim basit.
Yazımı okumadan hunharca karşı saldırı organize ettiğiniz için tamamını algılayamıyorsunuz belli ki.
Benim önerim; Mojo'nun ve başka bazı üyelerin yıllardır eleştirdiği "İl Temsilciliği" olayını bırakıp, hatta kaldırıp çöpe atıp,
satrançta yetkiyi derneklere ve kulüplere, hatta yapabiliyorsak satranç okullarına teslim etmektir.
Ne alaka demeyin. Çok alakası var. Yakında siz de bunu savunurken bulacaksınız kendinizi bundan emin olun.
Zira dünyada bu iş böyle gelişmiş ve halen de böyle gelişiyor.
Dernek ve kulüpler var olmak, iyi olmak istiyorlarsa düzenledikleri turnuvalar için gerekli her altyapıyı sağlamak zorundadır ve bunu zaten seve seve yaparlar. En basitinden İSD turnuvalarına bakın ne dediğimi anlarsınız.
... Yazdıklarınızı okudum.
Size bir iftira atmadım.
Akılcı bir öneriniz yok dedim.
Öyle de...
Koskoca yazılarınızdan İl Temsilciliğini dışarıda bırakan derneklere ve satranç kulüplerine yetki devrini öngören öneriniz kalmış.
Biz telefonu tartışırken...
Öneriniz,
Ne kadar gerçekçidir?
İl temsilciliğinin dışarıda kalması demek devletin tüm spor politikasının değişmesi demektir.
Bunu göremiyorsanız sizinle tartışamayız elbette!
HA SADECE SATRANÇ İÇİN BU ÖNERİNİZ VARSA O ZAMAN BAŞKA SONUÇLAR DOĞURUR Kİ BU DA BAŞKA BİR KONFERANS KONUSUDUR.
...
Siz anlaşılan geçmişte hiç dernek yönetiminde yer almadınız.
Bir derneğin kurucuları içinde de olmadınız.
Bunu çıkarıyorum yazdıklarınızdan.
...
Tabela derneğine döner en kısa zamanda...
Kirasını bile karşılayamazlar.
En efsane olanları bugün bir elin parmakları kadardır. SAĞLIKLA YAŞARLAR UMARIM.
...
Ben derneklerin içinden geldim.
Bu ülkede devlet çok belli dernek ve vakıflar dışında hiç bir derneği desteklemez.
Destekleyen programlarına da rastlamadım yaşamımda...
Dernek kendi gelirlerini kendi yağıyla kavrularak karşılar.
Yönetmeliklerini bilmiyor gibi yazmışsınız.
Üyeleri kazanç sağlayıcı etkinliklerde bulunamaz.
Sadece üye aidatları, belki de bir kaç gece geliri o kadar...
...
Oyun oynama sevdasıyla derneğe giden insanların aidatlarına mahkum kalan derneklerin sonunu ben çok gördüm.
Bu sebeple dernekler yaşayamıyorlar. İnsanlar dernekler yerine çocuklarını artık kulüplere gönderiyorlar. Kurumsal kulüplere... Sebebi de satranç öğrenmek de değil. Yarışmalara kulüp finansıyla gidebilmek için...
...
Seksenli yılların tsunami etkisi 2000 den bu yana vurdu. Yeni kulüpler, gençlik kulüpleri açılmakta...Belki bu çözüm teşkil edebiliecektir. O da 30-40 katılımlı turnuvalar için...
...
Gerçekten zamanımızın yaşadığımız sorunlarıyla ilgili hiç bir öneriniz yok.
Olamayacak da...
...
Hangi dernek 600 kişinin katıldığı turnuvaları bünyesinde yapabilecektir?
Osmanlı 1453 Derneği mi?
...
Okullar ve kulüpler diyorsunuz.
Genç arkadaşım, ben bunu 80 li yıllardan beri savunarak geliyorum.
Size iftira atmıyorum.
Ama siz bana atmaktasınız şu anda !
...
BAKIN BU KONUDAKİ İLGİLİ YAZILARIMA VE ÖNERİLERİME...
Size en az 4-5 ayrı konuda 15-20 sayfa yazı sunabilirim buradan...
Benim önerilerim devletin yapması ya da TSN 'nin bulacağı sponsorla - ki şu anda İŞ BANKASI- dır, satranç yatılı okullarıdır....Akademisidir. Spor salonlarının da içinde olduğu...
Doğudan çocukların gelmeyeceği, bizzat ayaklarında kendi yatılı okullarının salonlarında yapılacak olan birincilikler...
Bunlardan bu satırlarda defalarca bahsetmişken, öneri olarak defalarca sunmuşken siz hala nereledesiniz?
Günümüz gerçekleri için sanal olan öneriniz dışında,
Günümüz için hiç bir gerçekçi öneriniz yok.
A,
Bir de...
Beğendiğiniz öneri sahibinin dernekler için yapılması gereken yardımı neden devletten değil de TSF den beklediğini bir düşünün derim.
- MATRANÇ -
Yorum Sayısı: 2,182
Konu Sayısı: 248
Üyelik Tarihi: Nov 2012
04-02-2016, 12:17
(Son Düzenleme: 04-02-2016, 12:19, Düzenleyen: M.Aşkın TAŞAN.)
Şu an olumlu bir gelişmenin haberini aldım.
Küçük bir adımdır.
Ama ilk olması çok önemlidir.
Türkiye Kupası'nda oynayan bir arkadaşım paylaşmış aynen paylaşıyorum;
" - şu anda Turkiye kupasindayim...turnuva salonuna girisinde el dedektoru olan ozel guvenlik var..herkes araniyor ve telefonlar icin girise bir yer yapildi...posetleniyor ve vestiyere asiliyor.."
...
"- biz Yalova il birinciligindede buna benzer bir uygulama yapmistik...biliyorsunuz turnuvalara bur cok gorevli ghsim tarafindan da yaziliyor ve guvenlik olarak mutlaka emniyetten polus gorevlendiriliyor ..el dedektorleri pahalli degil ...het il alabilir ..ve gorevlu guvenlikcilere verilip bu is yapilabilir..ghsim den salonda calisana gorev yazilsa telefonlar onlar vasitasi ile toplanabilir..bizim Yalovada sabit bir salonumuz var ..onun disina kutulu kilitli dolap yaptirma dusuncemiz var..."
...
Bu yapılamaz mı? Örnek teşkil edecektir. Bu çok güzel!
Demek yapılabiliyormuş. Ölü toprağından kurtulmak mümkünmüş.
Demek ki karamsarlığa ve umutsuzluğa, kötü motivasyona hiç gerek yokmuş!
Her şeyin her yerde aynı anda çözüme kavuşmasını zaten beklemiyorum. Bunun bir ilki olur. Emsal teşkil eder. Zamanla en uygun mekanlardan başlar, yayılır ve devam eder.
Zamanla geliştirilerek düzenleme oturacaktır.
Elbette aksayan yönleri görülebilecektir. Ama zamanla bunlara da önlem alınabilecektir.
[size=medium][color=#3333ff][size=large]De-mek- ki ça-re var-mış...
DE-MEK-Kİ UY-GU-LA-NA-Bİ-LİR-MİŞ...
[/size][/color][/size]
[size=medium]Amaç küçük bir kıvılcım idi.[/size]
Umutların boşa çıkmadığını görmek güzeldir.
Bu yönde kararlılıkla adım atanları kutluyorum.
Saygılarımla...
- MATRANÇ -
Yorum Sayısı: 2,182
Konu Sayısı: 248
Üyelik Tarihi: Nov 2012
(03-02-2016, 19:07)abdulkadirbener Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Sayın bay Taşan, "uygulanabilir" öneri diye bulmamızı istediğiniz şeylerin şu ikisi olduğundan artık emin oldum:
(1)
Salon (turnuva alanı) dışında bir bölgede duvara asılı, içine bilgisayar ve telefon sığabilecek bir torba... Her birinde numara var ve fiş uygulamalı. Ama herkes kendi araç gerecinden sorumlu. Gerçi tesisin 6-7 görevlisinin yanı sıra 2 adet de güvenlik görevlisi var.
Bu bizde işlemez. Turnuva başlar başlamaz o duvarı da alıp giderler.
Biz tesislerin görevlileri bir de yanına iki tane güvenlik görevlisini bulsak zaten sorunu çözeriz, öyle torbalar içinde noel hediyesi gibi duvara asmaya gerek yok.
Yani bu öneri uy-gu-la-na-maz. [color=#1f497d][font=Segoe Print]Yazınızı ciddi buldum.
Kesin ve iddialı yargılarınız var.
Onun için de incelemeye ve açıkça fikir belirtmeye değer buldum.
Sizin düşüncelerinize katılıp katılmamam çok önemli değil.
Aynısı da sizin için geçerlidir.
Ancak düşüncelerimi belli bir fikir bazında (kişi bazında değil) belli saygı kuralları çerçevesinde değerlendireceğim.
Öyle gerekiyor![/font][/color]
[color=#1f497d][font=Segoe Print] Çünkü ben çözüme yönelik adımlar atmaktayım. İnsanları bu yönde olumlu motivasyona ulaştırmak niyetindeyim.[/font][/color][color=#1f497d][font=Segoe Print]
Bizim ülkemizde bazı işler nasıl yürür, bunun da gayet iyi farkındayım.
Siz yeter ki ölü toprağınızı üstünüzden atın.
Girişimci düşünün.
Başlamak bitirmenin yarısıdır değil mi?
...
Size Norveç'ten bir uygulama örneği verdim. Orada bir olimpiyat yapıldı. Denenmiş olan sistemi beğenir ya da beğenmezsiniz. Orada farklı ülkelerden onlarca farklı kültür var. Hiç biri de "duvarı da alıp gitmemiş".
Ama bunu bizim ülkemizde uyguladığınız zaman;
"Bu bizde işlemez. Turnuva başlar başlamaz o duvarı da alıp giderler." dediğimizde insanları töhmet altında bırakmış olmuyor muyuz?
Orada güvenlik var. Hakemler var. GSGM den görevli yetkililer var. Turnuvalarda görevli polis emniyet güçleri var.
Her şeyden önce sağduyulu onlarca insan var. Tüm bunlara rağmen elbette hırsızlık olabilir tabi. O zaman turnuvayı yapmayalım!
Çünkü bu mantığa göre çalınabilecek olan şey sadece telefon değil, onlarca hakem bilgisayarı, yüzlerce takım ve elektronik saat, diğer kıymetli araç ve gereçler... Bunların güvenliği nasıl korunuyor ve sağlanıyorsa telefonlar da aynı şekilde olacaktır. Düzenlemeyle olur merak etmeyin.
Neden sadece telefonların çalınabileceğini düşünürsünüz ki? Anlam veremiyorum.
Noel hediyesi yaklaşımı, amacını aşan talihsiz bir benzetme gibi olmuş. Bu orada bulunmuş anlık bir çözüm denemesi idi. Tek sorun da telefonların belli bir düzen içinde değil de gelişigüzel bırakılması olmuş.
Ben önerimde bunu da geliştirerek sundum.
Bakın Yalova'lı arkadaşım diyor ki mesajında:
" bizim Yalovada sabit bir salonumuz var ..onun disina kutulu kilitli dolap yaptirma dusuncemiz var..."
Ben de işte buralardan başlanmalı diyorum. Her zaman turnuva yapılan sabit salonlara dolap da yaptırabilirsiniz.
Son derece de yerinde olur bu...
Buna benzer sabit salonu olan onlarca il-ilçe vardır her halde değil mi?
Bu da genelin % 8-10 u bile olsa bence çok büyük bir başlangıç adımıdır.
Dolap taşımıyoruz bir yerlere, merak etmeyin!
(devam edecek)..[/font][/color]
- MATRANÇ -
Yorum Sayısı: 2,182
Konu Sayısı: 248
Üyelik Tarihi: Nov 2012
(03-02-2016, 20:18)M.Aşkın TAŞAN Nickli Kullanıcıdan Alıntı: A,
Bir de...
Beğendiğiniz öneri sahibinin dernekler için yapılması gereken yardımı neden devletten değil de TSF den beklediğini bir düşünün derim.
Yahu beni mi takip ediyorlar, ne?
Ben devlet bu yardımı yapmalı derken...
Yine TSF den bir yardım ve teşvik!
Miktarı önemli değil...
...
Çarşamba, 03 Şubat 2016 19:16
[align=justify] Türkiye Satranç Federasyonu'nun eğitim kulüplerine yapacağı destek ile ilgili izlenmesi gereken takvim ve detaylar aşağıda yer almaktadır.[/align]
[align=justify]2014-2015 sezonunda Türkiye İş Bankası Satranç Süper Ligi, Türkiye Satranç Birinci Ligi ve Türkiye Kulüpler Satranç Şampiyonası finalinde oynayan, kendi isimlerini taşıyan satranç merkezlerinde aktif olarak eğitim faaliyetlerini yürüten kulüpler, aşağıdaki talep formunu doldurarak en geç 1 Mart 2016 tarihine kadar kulüp mührü, yetkilinin ıslak imzası ve kargo yolu ile başvuracaklardır.[/align]
[align=justify] [/align]
[align=justify] [/align]
[align=justify] [/align]
1
Başvuru başlama tarihi
05 Şubat 2016
2
Başvuru bitiş tarihi
01 Mart 2016
3
Değerlendirme çalışmalarının yapıldığı tarihler
02 - 17 Mart 2016
4
Sonuçların yayınlanması
18 Mart 2016
5
İtiraz başvuru tarihleri
19 - 22 Mart 2016
6
Eğitim kulüplerine yardımların yapılması
23 - 31 Mart 2016
[align=justify]Belirtilen özellikleri taşıyan tüm eğitim kulüplerinin yayınlanan eğitim kulüplerine yapılacak destek değerlendirme kriterleri mevzuatında yazılı kriterlerden yararlanmak için ilgili kriterlerin bilgi ve belgeleriyle başvuru yapmaları gerekmektedir.[/align]
Belirtilen tarihler dışında veya yanlış beyanda bulunan kulüplerin başvuruları dikkate alınmayacaktır. Başvurular son başvuru tarihinde Türkiye Satranç Federasyonu'nda olacak şekilde iadeli taahhütlü/kargo yolu ile yapılabilecektir.
- MATRANÇ -
Yorum Sayısı: 449
Konu Sayısı: 28
Üyelik Tarihi: May 2012
Israrla yazdıklarım çarpıtılıyor.
Ben katıldığım hiç bir turnuvada hakemler ve başhakem dışında ne güvenlik görevlisi gördüm ne de üst araması yapan yetkili gördüm.
Katıldığım bazı turnuvalarda akşam turu saat ona kadar sürüyordu.
Bu nedenle de turnuva dışındaki bir alanda duvara asma işinin uygulanamaz olduğunu yazdım. Hala aynı fikirdeyim.
Aynı paragrafta belirttiğim gibi "adam bulursak zaten çözüm var, onu uygularız, kapıya veya dolaba gerek yok.
Şimdi bu uygulama başlatıldıysa ne ala. Benim önerim de emanetçi yönündeydi zaten.
Yazdığınız örnek Türkiye çaplı bir turnuva. Orada da olmaması zaten yuhalanacak bir durum olmaz mıydı?
Hiç olmazsa ulusal turnuvalarda el dedektörü ile arama yapılsın, bir kişi emanet edilen telefonlara göz kulak oluversin.
Kaç gündür bunu önerip durmuyor muyuz zaten.
Yapılmış işte.
Ne ala.
Buna kim itiraz etti ki siz bu örneği bana cevap diye yazıyorsunuz.
Olmadı....
İkinci husus derneklerle ilgili önyargınız.
Başka niyetlerle kurulan tabela derneklerinden bahseden olmadı.
Sırf bunu böyle algılamayın diye özellikle belirttim ki "başarılı ve kalıcı olmak isteyen dernekler... yapar" dedim. Ki hala aynı fikirdeyim.
Siz yine çarpıtmaya devam ediyorsunuz.
İSD'nin bu hususta başarısız olduğunu ya da olacağını mı ifade ediyorsunuz mesela? Bu ne alaka.
Noel hediyesi gayet yerinde, "fiziksel durumu ifade eden" bir benzetmedir.
Olayın özü ile alakasızdır.
Bunu bile cevaplayacak bir şey gibi görüp, yazacak bir şey bulmanız garip değil mi? İyi misiniz?
Sabit salonu olanların kutulu dolap veya güvenlik kapısı yaptırması elbette özenilecek ve teşvik edilmesi gereken yöntemlerdir.
Aksini yazan olmadı.
Israrla diyorum ki, size ait olmayan geçici salonlardaki turnuvalar için (yemekhane, düğün salonu vb) nasıl kapı yapacaksınız nasıl dolap yapacaksınız.
Bir şey önerirken uygulanabilirliğine bakmak lazım.
Bunu okumamakta veya anlamamakta ısrar ederseniz anlaşamayız elbette.
Her ilin salonu yok.
Her turnuva TSF'ye ait salonlarda yapılamıyor.
Ancak bana metal dedektörlü kapısı olan, emanet dolapları veya emanetçisi olan bir salon gösterirseniz fikrimi değiştiririm.
Benim bu başlıkta eleştirdiğim şeyler:
(1) Metal dedektörlü kapı konusu uygulanabilir değildir.
(2) Emanet dolabı konusu uygulanabilir değildir.
(3) Güvenlik görevlisi yokken, salonun dışına duvara ya da herhangi bir yere eşyaların bırakılıp medeniyet beklenmesi durumu uygulanabilir değildir, (insanlar ayfonlarını sokakta bulmuyor, duvardaki poşetlere güven duymazlar)
Önerdiğim bir şey olmuştur:
(1) Turnuva düzenleme yetkisinin dernek veya kulüplere de verilmesi sorunların büyükçe bir kısmının azalmasını sağlayacaktır. Elbette bunu kötüye kullanan, elindeki yetkinin önemini kavrayamamış, lakaytlık eden dernek veya kulüplere gerekli ihtar verilir, hatta yetkileri ellerinden alınır. Bunlar ayrı tartışmaların konusu olabilir ve hatta olmalıdır. Ama özünde yetkinin dağıtılması kazançlı bir sonuç doğurur.
Son;
Anlayın artık lütfen ve bana cevap yazıp durmayı bırakın.
Sizin anlamadan cevap yazmanızdan sıkıldım ben.
Yazdıklarımdan anlamadığınız şeyler için size açıklama yazmaya çalışmak çok sıkıcı.
[color=#ff3333]Size bir daha hiç bir konuda hiç bir başlıkta asla cevap yazmayacağım.[/color]
Zira asıl amacınızın ne olduğunu gayet iyi biliyorum.
Bunu başarabildiğinizi fark ettim ve buna alet olmaya devam etmeyeceğim. Ben yokum.
Hazreti Mevlana demiş ya "Cahillerle tartışmayın, dışarıdan bakan hanginizin cahil olduğunu anlamaz"
Doğru demiş.
Ya ben cahilim, ya siz.
Bunu okuyanlara bırakmak lazım.
Ama her durumda da lütfen benimle tartışmayın.
Size yazmıyorum. Bay bay.
Yorum Sayısı: 2,182
Konu Sayısı: 248
Üyelik Tarihi: Nov 2012
04-02-2016, 21:30
(Son Düzenleme: 04-02-2016, 21:50, Düzenleyen: M.Aşkın TAŞAN.)
(04-02-2016, 19:00)abdulkadirbener Nickli Kullanıcıdan Alıntı: ...
Hazreti Mevlana demiş ya "Cahillerle tartışmayın, dışarıdan bakan hanginizin cahil olduğunu anlamaz"
Doğru demiş.
Ya ben cahilim, ya siz.
Bunu okuyanlara bırakmak lazım.
Ama her durumda da lütfen benimle tartışmayın.
Size yazmıyorum. Bay bay.
Burada tartışarak unvan kazanmıyoruz. Maaşımız da artmıyor, kariyerimiz de...
Burada çözüm için fikir belirtmek için varız.
Tam birşeylerin değiştiğini görmeye başlayınca...
Baaayy !
Sonunda cahil unvanını da aldık. Dur bakayım bir sayayım, kaç oldu?
Faşist, halk düşmanı, kötü, kurum sözcüsü, cahil...
Bakıyorum da bu unvanları verenler bir bir "baay..." deyip bilgeler kulübüne uç'uyorlar.
Arada bir su içmeye gelirler elbette.
Ben fikrinizle tartıştığımı sanıyordum. O da uç-uk çıktı anlaşılan...
Olsun!
Cahilce de olsa çözüm arayışlarına devam etme kararlılığındayım.
Yolumda kararlılıkla yürüyecek kadar bilge, başka yöne sapmayacak kadar da cahilim işte...
Bir cahille de olsa iletişimimi kesmeyeceğim!
Öyle ya, toplumumuz cahiller ve bilgeler diye ikiye ayrılmış durumda...
En azından ÖSF 'DA böyle anlaşılan!
Sonunda çaresizlikten bulunan çözüme çok gülüyorum.
Bulunan çözüm: Cahiller ile tartışma!
Söyleyen arkadaşımızın bilgeliğine saygı duymak gerekir.
Ama anlamaya çalıştığım şey şu:
YAHU YA BU CAHİL GERÇEK ÇÖZÜMÜ ARAYA ARAYA BULURSA...
O zaman ne olacak?
Bilgeler o zaman mı gelecek su içmeye?
Zaman gösterir elbet...
SELAM VE SAYGILARIMLA.
- MATRANÇ -
Yorum Sayısı: 756
Konu Sayısı: 84
Üyelik Tarihi: Dec 2008
Daha önce yaptigim uyarilara ragmen konu uzadi ve amacindan sapti.Konunun basligi disina cikmasi bize cok puan kaybettirir.Tabii ormanin derinliklerinde konunun basligi disina cikmasini keyifle izleyenler var.Özellikle Askin bey onlarin ekemegine yag sürüyor.Öte yandan cözümü de net ve acik yazamadik.Telefonun getilmesinin sakincalari var.Butun telefonlara bilgisayar programi yüklenebiliyor!Bugün bütün oyunlar bitince 1 nci masada oynayanlar bir devamyolunda anlasamadilar.Akilli telefonu acip bilgisayar programina sordular.(Beyaz kalite fedasi yapabilir mi?anlaminda devamyolu aradilar)Cözüm esasen zor....Ama farkli sorunlar ayni bölümde ele alininca okurlarin ilgisi dagiliyor!
Ateş Ülker
Yorum Sayısı: 2,182
Konu Sayısı: 248
Üyelik Tarihi: Nov 2012
04-02-2016, 23:21
(Son Düzenleme: 04-02-2016, 23:26, Düzenleyen: M.Aşkın TAŞAN.)
(04-02-2016, 19:00)abdulkadirbene Nickli Kullanıcıdan Alıntı: İkinci husus derneklerle ilgili önyargınız.
Başka niyetlerle kurulan tabela derneklerinden bahseden olmadı.
Sırf bunu böyle algılamayın diye özellikle belirttim ki "başarılı ve kalıcı olmak isteyen dernekler... yapar" dedim. Ki hala aynı fikirdeyim.
Siz yine çarpıtmaya devam ediyorsunuz.
İSD'nin bu hususta başarısız olduğunu ya da olacağını mı ifade ediyorsunuz mesela? Bu ne alaka.
...
[color=#ff3333]Size bir daha hiç bir konuda hiç bir başlıkta asla cevap yazmayacağım.[/color]
İnsanlara cahil yaftası yapıştırıp, alakası olmayan konular saptırmakla itham ediyorsunuz. Yazdıklarım okumayıp anlamayıp yok sayıyor sonra da çamur atıp "baaayy" diye kaçıyorsunuz.
Bakın ne demişim;
" M.Aşkın TAŞAN
...Siz anlaşılan geçmişte hiç dernek yönetiminde yer almadınız.
Bir derneğin kurucuları içinde de olmadınız.
Bunu çıkarıyorum yazdıklarınızdan.
...
Tabela derneğine döner en kısa zamanda...
Kirasını bile karşılayamazlar.
En efsane olanları bugün bir elin parmakları kadardır. SAĞLIKLA YAŞARLAR UMARIM."
demişim yazımda...
...
Benim hiç bir ön yargım yok. Dünden bu güne kapanan satranç derneklerinin kapanış sebeplerini araştırın bakalım...
İzmir, Ankara, Adana, Sivas, Çanakale, Bandırma, Balıkesir ve daha niceleri...
Şimdi hiçbirinin tabelası bile kalmadı!
Bunun bir anlamı var değil mi?
En rütbeli cahiller bile anlar her halde!
Benim bildiğim sadece İSTANBUL SATRANÇ DERNEĞİ var.
Bunu yıllardır örnek olarak gösteren biri olarak, siz algı düzeyinizi lütfen kontrol edin.
İSD nin başarısız olmasını neden isteyeyim ki?
Tamamen sizin uydurmanızdır!!
" En efsane olanları bugün bir elin parmakları kadardır. SAĞLIKLA YAŞARLAR UMARIM."
derken ne kast etmiş olabilirim?
Bu mu algı düzeyiniz?
Bu mı bilgeliğiniz?
Cahillik yapan kim?
Beni cahillikle suçlayanın algı düzeyi bu olabilir mi?
...
Yazılanları bir daha okuyun.
Bana yaşımı başım hatırlatıp da göstermelik hürmet içeren yazılarınız da sizin olsun.
Sizi hiç bir zaman cahillikle suçlamadım.
Ama siz bunu kendinize yazılarınızla ortaya koyuyor ve yakıştırıyorsunuz.
Ayıptır!
(devam edecek...)
- MATRANÇ -
Yorum Sayısı: 2,182
Konu Sayısı: 248
Üyelik Tarihi: Nov 2012
(04-02-2016, 23:14)Ateş Ülker Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Daha önce yaptigim uyarilara ragmen konu uzadi ve amacindan sapti.Konunun basligi disina cikmasi bize cok puan kaybettirir.Tabii ormanin derinliklerinde konunun basligi disina cikmasini keyifle izleyenler var.Özellikle Askin bey onlarin ekemegine yag sürüyor.Öte yandan cözümü de net ve acik yazamadik.Telefonun getilmesinin sakincalari var.Butun telefonlara bilgisayar programi yüklenebiliyor!Bugün bütün oyunlar bitince 1 nci masada oynayanlar bir devamyolunda anlasamadilar.Akilli telefonu acip bilgisayar programina sordular.(Beyaz kalite fedasi yapabilir mi?anlaminda devamyolu aradilar)Cözüm esasen zor....Ama farkli sorunlar ayni bölümde ele alininca okurlarin ilgisi dagiliyor!
Ateş bey,
Hangisinin gündemde kalması daha mantıklıdır?
1-Aslı astarı olmayan eleştiriler ve tamamen sanal olan çözümler mi?
Yoksa,
2-Yürekli çözüm arayışında olarak farklı önerileri kararlılıkla sunmak mı?
Eğer 1 i seçiyorsanız bu eleştiri ve sanal öneriler, etki-tepki sonucu ilgililerce hiç okunmayacak, cevap bile verilmemeye devam edilecek.
Ama,
2 yi veya yakın başka bir şıkkı seçerek çözümden yana olursanız o zaman insanlar kayıtsız kalamayacak, kendi önerilerini de sunacaklardır.
Son bir kaç gündür facebook ÖSF da yaşanan budur. Belli bir başlangıç adımı atılmış, öneriler gelmeye başlamış ve iller kendi çözümlerini paylaşmaya başlamışlardır.
BELKİ FARKINDA DEĞİLSİNİZ.
Belli bir etki oluşturmak ve bunu yaygınlaştırarak içinde gerçekçi düşünen örgütlü ve bilinçli kitlelere ihtiyacımız vardır.
AKSİ HALDE BU ÖSF DA NEDEN VARIZ Kİ?
Sizi bazen anlayamıyorum.
Birilerinin ekmeğine yağ sürüyorum, tamam.
BUNUN BİLİNCİNDEYİM!
Farkında değil misiniz?
Bazı insanlar sayemde gündem de kalmaktadırlar.
Fikirleri de böylece gündem teşkil ediyor.
Bunlar benim için çok önemli değil.
İlk günden beri bunun farkında değil miyim sanıyorsunuz?
Ben aldığım mesafeye bakarım.
Satranç hamle hamle oynanır değil mi?
Oyununuzu başka nasıl geliştirebilirsiniz ki?
YARIŞMANIZDA BAŞARILAR DİLERİM...
Selamlar...
- MATRANÇ -
|