26-04-2009, 23:47
Değerli Dostlarım,
Dünya da ve ülkemizde organizatörlerin sayısı son derece azdır. Oranizatör olabilmek o kadar kolay değildir, önemli bir çok birikimlerin mutlaka bir arada olması gerekmektedir.
Bugüne kadar 400 ün üzerinde organizasyon yapmış ve bu konuda çeşitli ödüller almış olmamdan rahatsız olan, kendinden başka hiç bir şeyin önemli olmadığını düşünen bazı kimseler maalesef aramızda bulunmaktadır. Bu kişiler dün başka, bugün başka türlü konuşmaktadır. Bunun örneği sadece benimlede kısıtlı değildir. Hele malum kişinin tamamen duygusal nedenlerle aramıza döndüğü herkesin malumudur.
Bu malum kişinin bugün köşesinde bahsettiği Kuşadası turnuvasında kimlerin neyi başardığı, kimlerin taahütlerini neden yerine getiremediği herkesçe çok iyi bilinmektedir. Yargıtay da kaybedilen mahkeme dosyası, öldürülen Belediye Başkanı'nın kimler tarafından neden öldürtüldüğü beni aşan hususlardır.
Ancak öndemli olan ve düşünülmesi gereken daha sonra bu konunun telafisi için yapılan girişimlerin bizzat TSF tarafından engellenmesidir. Bu konu son derece dikkat çekicidir. İlk olarak
1994 yılında İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Burhan Özfatura'nın, Tansu Çiller ile yaptığı görüşme neticesinde fonlardan aktarılacak para ile yapılacak organizasyonla Kuşadası turnuvasında kalan bakiyenin ödenmesi ve benim devletin adına ödemiş olduğum paraların iadesi bizzat Kahraman Olgaç'ın kendilerine gönderilen yazıya olumsuz yanıt vermesi ile engellenmiştir.
İkinci engelleme hepinizin www.balkanchess.com da tüm belgelerini göreceği gibi Sitebank turnuvasının yine TSF Başkanı Emrehan Halıcı'nın şahsi engellenmesi neticesinde karşımıza çıkmıştır. Tüm anlaşma metinleri verilen taahütler orada belgeleri ile durmaktadır. Bu yetmiyormuş gibi bu engelemenin ardından 2000 yılında KKTC'de Lefkoşe Türk Büyük Elçiliğinin sponsorluğunda düzenlenen uluslararası organizasyona destek verişim göz ardı edilerek, bu organizasyoana daha sonra il temsilciğine yükseltilen ( yanılmıyorsam ülkemizde sadece ona il temsilcisi olarak son zamanlarda maaş verilen) hanımefendinin elinden alınan uydurma dilekçe ile KKTC'ye siyasi maksatla ( Rum Casusluğu gibi uydurmaca ile) gittiğim iftirası yapılarak Olimpiyat takımından çıkartıldım. Bu her iki davayı da Danıştay da kazandım.
Son olarak 2005 yılında Uluslararası Adalar Satranç Festivali amacı ile düzenlenen organizasyona çeşitli güçlükler çıkartılmış, turnuvaya katılacak oyuncular el altından korkutularak katılımın daha düşük seviyede olması istenmiş ve bu turnuvanın giriş ücretleri ile toplanacak paraların olayın bakiye borcunun bir kısmının kapatılması planlanmış, deklare edilmiş ve bu parayı almaya gelen GM Vasyukov'a bu para ödenmemiş, TSF tarafından bu paraya önceden bu konuda mutabakat olmadan el konularak olayın akıbeti belirsizliğe itilmiş ve turnuvanın ileri yıllarda yapılması engellenmiştir.
Kuşadası turnuvasından sonra gelişen olaylar bu konuyu yeniden gözden geçirmemizi ve hatırlamamızı zorunlu hale getirmiştir. Kuşadası turnuvası esnasında Kahraman Olgaç'ın neden çeşitli defalar Kuşası Belediye Başkanı ile görüşmeye gittiği ve neler konuştuğu şu anda daha çok merak edilen sorudur. 2005 yılında TSF Genel Kurulunda herkesin ortasında, kürsüden benden özür dilemesi vicdanını rahatlatmak isteğinden kaynaklanmıştır. Bunu da açıkça ifade etmiştir.
100 000 USD'yi aşan organizasyonun yaklaşık 80 000 USD'lik bölümü olayın çözümü maksadı ile sözlü kefalette bulunan şahsım tarafından mal varlığımın satılarak ödendiği unutulmuş görünmektedir. 23 Nisan 1990 da yaşanan bu hadise üzerine TRT Reklam Daire Başkanı Ali Kalıpçı vasıtası ile o dönemin Maliye bakanı Adnan Kahveci ile temasa geçilmiş, kendisi ile çeşitli görüşmeler yapılmış ve Kahveci'nin olayın çözümü için Devlet Bakanı İlhan Aküzüm'e satranç federasyonunun devlete bağlanması için tavsiye mektubu yazacağına ve bütçeden pay ayıracağına dair ve yine bu bağlanma işi tamamlandıktan sonra fonlardan aktarılacak para ile Kuşadası bakiye borcunun ve benim devletin adına ödemiş olduğum paraların iadesi sözü verilmiştir. Ekim 1990 da verilen bu sözü o yılı takip eden 1991 Şubat ayında TSF'nin GSGM'ne bağlanması ile ilk adım atılmıştır. Ancak seçimle gelen TSF yerine Ankara dan Kahraman Olgaç'ın Başkanlığa atanması, FIDE ile yaşanan problemler ve daha sonra "Yes ve " No"lu siyasi dönemin başlaması ve nihayet Adnan Kahveci'nin trafik kazasında vefatı olayın bütününün çözümlenmemesine neden olan diğer bir talihsizlik olmuştur.
Ancak 1982- 2007 yılları arasında hiç bir destek almadan çok önemli sponsorlarla yaptığım organizasyonların başarısı ortadadır. Yaşanan gelişmeler herkesçe bilinmektedir. Olayın bu denli saptırılarak son derece saygın bir gazetenin köşesinden dile getirilmesi oldukça düşündürücüdür. Aslında söylenmesi gereken daha pek çok şey vardır ama zamanı gelince bunlar tarafımdan belgeleri ile açıklanacaktır. Bu yazar geçinen kişinin Kuşadası Turnuvasına davet edilmemesinin en büyük sebebi 1988 yılında Nokta Dergisinde kendisi ile yapılan röportajdır. TSF tarafından tard edilmesi gündeme gelmiştir. Bunun içeriği çok kişi tarafından gayet iyi bilinmektedir.
Şunu hiç kimse unutmasın Dalkıran nefes aldığı sürece " Demoklesin Kılıcı" olmaya devam edecektir.
Sevgi ve saygılarımla
H. Sertaç DALKIRAN
Dünya da ve ülkemizde organizatörlerin sayısı son derece azdır. Oranizatör olabilmek o kadar kolay değildir, önemli bir çok birikimlerin mutlaka bir arada olması gerekmektedir.
Bugüne kadar 400 ün üzerinde organizasyon yapmış ve bu konuda çeşitli ödüller almış olmamdan rahatsız olan, kendinden başka hiç bir şeyin önemli olmadığını düşünen bazı kimseler maalesef aramızda bulunmaktadır. Bu kişiler dün başka, bugün başka türlü konuşmaktadır. Bunun örneği sadece benimlede kısıtlı değildir. Hele malum kişinin tamamen duygusal nedenlerle aramıza döndüğü herkesin malumudur.
Bu malum kişinin bugün köşesinde bahsettiği Kuşadası turnuvasında kimlerin neyi başardığı, kimlerin taahütlerini neden yerine getiremediği herkesçe çok iyi bilinmektedir. Yargıtay da kaybedilen mahkeme dosyası, öldürülen Belediye Başkanı'nın kimler tarafından neden öldürtüldüğü beni aşan hususlardır.
Ancak öndemli olan ve düşünülmesi gereken daha sonra bu konunun telafisi için yapılan girişimlerin bizzat TSF tarafından engellenmesidir. Bu konu son derece dikkat çekicidir. İlk olarak
1994 yılında İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Burhan Özfatura'nın, Tansu Çiller ile yaptığı görüşme neticesinde fonlardan aktarılacak para ile yapılacak organizasyonla Kuşadası turnuvasında kalan bakiyenin ödenmesi ve benim devletin adına ödemiş olduğum paraların iadesi bizzat Kahraman Olgaç'ın kendilerine gönderilen yazıya olumsuz yanıt vermesi ile engellenmiştir.
İkinci engelleme hepinizin www.balkanchess.com da tüm belgelerini göreceği gibi Sitebank turnuvasının yine TSF Başkanı Emrehan Halıcı'nın şahsi engellenmesi neticesinde karşımıza çıkmıştır. Tüm anlaşma metinleri verilen taahütler orada belgeleri ile durmaktadır. Bu yetmiyormuş gibi bu engelemenin ardından 2000 yılında KKTC'de Lefkoşe Türk Büyük Elçiliğinin sponsorluğunda düzenlenen uluslararası organizasyona destek verişim göz ardı edilerek, bu organizasyoana daha sonra il temsilciğine yükseltilen ( yanılmıyorsam ülkemizde sadece ona il temsilcisi olarak son zamanlarda maaş verilen) hanımefendinin elinden alınan uydurma dilekçe ile KKTC'ye siyasi maksatla ( Rum Casusluğu gibi uydurmaca ile) gittiğim iftirası yapılarak Olimpiyat takımından çıkartıldım. Bu her iki davayı da Danıştay da kazandım.
Son olarak 2005 yılında Uluslararası Adalar Satranç Festivali amacı ile düzenlenen organizasyona çeşitli güçlükler çıkartılmış, turnuvaya katılacak oyuncular el altından korkutularak katılımın daha düşük seviyede olması istenmiş ve bu turnuvanın giriş ücretleri ile toplanacak paraların olayın bakiye borcunun bir kısmının kapatılması planlanmış, deklare edilmiş ve bu parayı almaya gelen GM Vasyukov'a bu para ödenmemiş, TSF tarafından bu paraya önceden bu konuda mutabakat olmadan el konularak olayın akıbeti belirsizliğe itilmiş ve turnuvanın ileri yıllarda yapılması engellenmiştir.
Kuşadası turnuvasından sonra gelişen olaylar bu konuyu yeniden gözden geçirmemizi ve hatırlamamızı zorunlu hale getirmiştir. Kuşadası turnuvası esnasında Kahraman Olgaç'ın neden çeşitli defalar Kuşası Belediye Başkanı ile görüşmeye gittiği ve neler konuştuğu şu anda daha çok merak edilen sorudur. 2005 yılında TSF Genel Kurulunda herkesin ortasında, kürsüden benden özür dilemesi vicdanını rahatlatmak isteğinden kaynaklanmıştır. Bunu da açıkça ifade etmiştir.
100 000 USD'yi aşan organizasyonun yaklaşık 80 000 USD'lik bölümü olayın çözümü maksadı ile sözlü kefalette bulunan şahsım tarafından mal varlığımın satılarak ödendiği unutulmuş görünmektedir. 23 Nisan 1990 da yaşanan bu hadise üzerine TRT Reklam Daire Başkanı Ali Kalıpçı vasıtası ile o dönemin Maliye bakanı Adnan Kahveci ile temasa geçilmiş, kendisi ile çeşitli görüşmeler yapılmış ve Kahveci'nin olayın çözümü için Devlet Bakanı İlhan Aküzüm'e satranç federasyonunun devlete bağlanması için tavsiye mektubu yazacağına ve bütçeden pay ayıracağına dair ve yine bu bağlanma işi tamamlandıktan sonra fonlardan aktarılacak para ile Kuşadası bakiye borcunun ve benim devletin adına ödemiş olduğum paraların iadesi sözü verilmiştir. Ekim 1990 da verilen bu sözü o yılı takip eden 1991 Şubat ayında TSF'nin GSGM'ne bağlanması ile ilk adım atılmıştır. Ancak seçimle gelen TSF yerine Ankara dan Kahraman Olgaç'ın Başkanlığa atanması, FIDE ile yaşanan problemler ve daha sonra "Yes ve " No"lu siyasi dönemin başlaması ve nihayet Adnan Kahveci'nin trafik kazasında vefatı olayın bütününün çözümlenmemesine neden olan diğer bir talihsizlik olmuştur.
Ancak 1982- 2007 yılları arasında hiç bir destek almadan çok önemli sponsorlarla yaptığım organizasyonların başarısı ortadadır. Yaşanan gelişmeler herkesçe bilinmektedir. Olayın bu denli saptırılarak son derece saygın bir gazetenin köşesinden dile getirilmesi oldukça düşündürücüdür. Aslında söylenmesi gereken daha pek çok şey vardır ama zamanı gelince bunlar tarafımdan belgeleri ile açıklanacaktır. Bu yazar geçinen kişinin Kuşadası Turnuvasına davet edilmemesinin en büyük sebebi 1988 yılında Nokta Dergisinde kendisi ile yapılan röportajdır. TSF tarafından tard edilmesi gündeme gelmiştir. Bunun içeriği çok kişi tarafından gayet iyi bilinmektedir.
Şunu hiç kimse unutmasın Dalkıran nefes aldığı sürece " Demoklesin Kılıcı" olmaya devam edecektir.
Sevgi ve saygılarımla
H. Sertaç DALKIRAN
hsdalkiran