On Yaş Grubunda Tarihi Olay..
#1
Turnuvalarda eşi görülmemiş bir hileyi ortaya çıkartan sporcumuz Deniz ERTAŞ herkese ders olacak bir olaya muhatap oldu. Dördüncü maçında 20. hamlesini yapıp su içmeye giden sporcumuz masasına döndüğü zaman rakibinin hem kendisi hem de Deniz için hamleler yaptığını (dört hamle), bu yaptığı hamleleri kendi notasyon kağıdına oynanmış gibi kaydettiğini fark etti. Hemen hakeme başvuran sporcumuzun şikayeti üzerine iki sporcuyu, saati ve notasyon kağıtlarını analiz odasına götüren hakem heyeti, kullanılan dijital saatten henüz 21. hamlenin oynanmamış olduğunu, dolayısıyla yapılmış gibi görünen dört hamlenin oynanmadığını ispatladı.

Bu noktaya kadar oldukça bilimsel ve hakkaniyete uygun davranan hakem heyeti, şaşırılacak bir karar ile “hilesi ispatlanan” rakip sporcuya herhangi bir yaptırım uygulamadan, tahtadaki konumu 20. hamleye geri alarak maçı devam ettirdiler. Duruma daha fazla itiraz etmek ile maçına odaklanmak arasında git gel yaşayan sporcumuz doğal olarak konsantrasyonunu koruyamadı ve masadan mağlubiyetle ayrıldı.

İşte bu yüzden.. Yine yeni yeniden.. Nida satranç, akıl, bilim, ahlak!..

Haber böyle.. Yorum sonra.
Ara
Cevapla
#2
Selçuk bey ,
faal satranç hakemlerinin yukarıdaki durum ile ilgili olarak yazılı yorum yapacağını zannetmiyorm..
Ara
Cevapla
#3
Başkalarının yorum yazamamalarını sorun etmiyorum,Tuncay bey.Ben yazayım ,herkes okusun. :wink:
Vermek istediğim mesaj şudur;
"Suçlu çocuk yoktur,suça itilmiş çocuk vardır." Bu görüşü benimseyen biri olarak,hakem heyetinin verdiği kararın doğruluğuna inanıyorum.Nida satrançtaki arkadaşlar bana darılmasın,bunun böyle olması gerekiyordu.Hakemlerin kararı,çocuğun toplum içinde korunması amacına dönük olarak,bence doğrudur.
Ama sonrası var.Maçtan sonra çocuk,antrenörü ve velisi psikolog gözetiminde yetkililerce görüşmeye alınmış mıdır ? Bu çocuğu bu tür bir davranışa yönlendiren kim ya da kimlerdir ? Bu sorgulanmış mıdır ? Sorumlular uyarılmış mıdır ? (en azından) Bu tür davranış bozukluklarına çocuklar ,velileri veya antrenörleri tarafından neden itilmektedir ?

Ben bu çocuğun davranışından sorumlu olan kişinin zeka testine tutulmasını talep ediyorum ! Orta zekanın biraz üstünde olan biri,satrançta böyle bir yolun" çıkmaz yol" olduğunu bilir.
Ülkemde başka dallarda, bu metodu kullanarak bir yerlere gelme şansınız mutlaka vardır.Satranca bunu bulaştırmak isteyenin aklından şüphe ederim.Mümkün olduğu kadar "Edirne'nin ötesi" haricindeki konularda bu kurnazlığınızı ! kullanın.Daha başarılı olursunuz..
Ara
Cevapla
#4
Benim merak ettiğim bir konu var,dijital saatte gözüken 20.ci hamle yeterli bir kanıtmıdır? Oyuncular saate basmayı unutmuş olamaz mı? Böyle bir olayda suçlu gibi gösterilen on yaşındaki bir çocuğun mağdur olma ihtimali yokmudur? .. ki eğer mağdur ise sizce bir daha satranç oynar mı?

Bence olayın doğruluğunu kanıtlamadan yorum yapmak pek doğru olmaz.
Mahir Tuzel/Bodrum.

[email protected]
[email protected]
Mahirchess - Skype
M-Tuzel - Internet Chess club ( ICC )
Baretta - Playchess.com
Cevapla
#5
Saatlerde bulunan hamleler her zaman doğruyu göstermeyebiliyor. Bazen saate basılmadan tempolu durumlar oluyor, bunun 10 hamlenin üstünde olduğu maçları da gördüm. Üstelik yaş grubu küçükse bu olasılık daha da artar.

Bazen de, saatteki hamle sayısının notasyondan farklı olmasına sebep olan durumlarda söz konusu. İmkansız hamle sonrası oynanan bir kaç hamleden sonra, imkansız hamle durumuna dönülmekte ancak hakemlerimiz saatteki hamle sayısını değiştirmemektedirler. Bu durumda tahtada oynanmış, saatte gözüken ama notasyona yazılmamış hamle olduğu düşünülebilir.

Anlatmak istediğim, anlatılan durumdaki hamle sayısı her zaman ana kanıt olmayabiliyor...

Saygılarımla...
Menderes Sargın
Satranç Akademisi
Eğitim Merkezi
Ara
Cevapla
#6
Sayın Mahir Tüzel ve Menderes bey,dijital saatteki hamle sayısının yeterli kanıt olamayacağında hem fikirler.Ama tek delil saatler değil.Notasyon kağıtları da var.Nida satranç merkezinin açıklamasında,dört hamlenin rakip tarafından, oynanmış gibi notasyon kağıdına yazıldığından da bahsedilmektedir.Açıklama aynen şöyle," bu yaptığı hamleleri kendi notasyon kağıdına oynanmış gibi kaydettiğini fark etti." Her halde hakem heyeti notasyon kağıdındaki bu 'yazı farklılığını' fark etti ki bir hilenin varlığını kabul etti. Yaptırım uygulanmaması da çocuğun korunması amacı güttüğünü zannediyorum.Yukarıda da yazdığım gibi ,asıl sorumlularla maçtan sonra görüşülmüşmüdür bu daha önemlidir.Ayrıca bu yaşlarda, deneyimli öğretmenler, hiç bir delile dahi gerek duymadan sınıf içindeki anlaşmazlıklarda kimin haklı kimin haksız olduğunu kolayca belirliyebilmektedirler.Yarışmada TSF psikolog bulundurmuştur.Bu gibi durumlarda yarışmacılarla yapılacak bir bir görüşmeler durumun aydınlığa çıkartılmasına faydalı olacaktır.

Mahir beye bir sitemim var,10 yaşındaki çocuğu korumaya çalışırken karşısındaki çocuğun da 10 yaşında olduğunu unutmamak lazım diye düşünüyorum.Suçlanan çocuk mağdursa,suçlamaya yapan çocuğun yediği halt ,diğerinden daha mı hafiftir ?
Bence gerçek ,görevli hakemler tarafından belirlenmiş ve çocukların "tekrar ediyorum" mağdur olmaması açısından maça devam ettirilmiştir.
Ara
Cevapla
#7
Selçuk Aydın Nickli Kullanıcıdan Alıntı:Sayın Mahir Tüzel ve Menderes bey,dijital saatteki hamle sayısının yeterli kanıt olamayacağında hem fikirler.Ama tek delil saatler değil.Notasyon kağıtları da var.Nida satranç merkezinin açıklamasında,dört hamlenin rakip tarafından, oynanmış gibi notasyon kağıdına yazıldığından da bahsedilmektedir.Açıklama aynen şöyle," bu yaptığı hamleleri kendi notasyon kağıdına oynanmış gibi kaydettiğini fark etti." Her halde hakem heyeti notasyon kağıdındaki bu 'yazı farklılığını' fark etti ki bir hilenin varlığını kabul etti. Yaptırım uygulanmaması da çocuğun korunması amacı güttüğünü zannediyorum.Yukarıda da yazdığım gibi ,asıl sorumlularla maçtan sonra görüşülmüşmüdür bu daha önemlidir.Ayrıca bu yaşlarda, deneyimli öğretmenler, hiç bir delile dahi gerek duymadan sınıf içindeki anlaşmazlıklarda kimin haklı kimin haksız olduğunu kolayca belirliyebilmektedirler.Yarışmada TSF psikolog bulundurmuştur.Bu gibi durumlarda yarışmacılarla yapılacak bir bir görüşmeler durumun aydınlığa çıkartılmasına faydalı olacaktır.

Mahir beye bir sitemim var,10 yaşındaki çocuğu korumaya çalışırken karşısındaki çocuğun da 10 yaşında olduğunu unutmamak lazım diye düşünüyorum.Suçlanan çocuk mağdursa,suçlamaya yapan çocuğun yediği halt ,diğerinden daha mı hafiftir ?
Bence gerçek ,görevli hakemler tarafından belirlenmiş ve çocukların "tekrar ediyorum" mağdur olmaması açısından maça devam ettirilmiştir.

Sayın Selçuk bey,benim anlatmak istediğim on yaş grubunda olmuş bir olayın kayda değer bir kanıtı olmadan buraya taşınıp tartışmaya açık bir hale getirilmesinin her iki çocuğada haksızlık olduğudur.Sonuçta burada 10 yaşındaki iki sporcudan bahsediyoruz.Lütfen olayın doğruluğundan somut bir kanıt ile emin olmadan insanlarda olumsuz etkiler bırakabilecek yorumlar yapmayalım.Ben kimin mağdur olup kimin olmadığına karar vermeye çalışmıyorum,bu hakemlerin işi olsa gerek.Ben sadece insanları yargılerken eşit davranmamız gerektiğini düşünüyorum.. ki 10 yaşındaki bir çocuk yargılanacak yaşta bir bireymidir o da tartışma konusudur.Bence konudan acilen oyuncuların isimleri silinmelidir.Sonuçta burada iki oyuncununda isimlerine ulaşılacak bilgi verilmiştir.Size soruyorum,10 yaşındaki bir çocuk hile yapmak ister mi?Eğer böyle bir olay var ise bence bu olayı forumlara taşıyaraktan hiçbir yere ulaşamayız.Burada herhangi bir oyuncunun turnuvadaki bir puanından çok daha önemli bir konu vardır,bir bireyin ahlak eğitimi.. ki bizde bunu forumlardan yorumlar yaparaktan sağlayamayız.Eminim ki eğer böyle bir olay var ise oyunculara durumun ciddiyeti anlatılmıştır.Bence her bireye bir ikinci şans tanınmalıdır.Hele ki bu birey 10 yaşındaki bir "çocuk" ise..

Saygılar.
Mahir Tuzel/Bodrum.

[email protected]
[email protected]
Mahirchess - Skype
M-Tuzel - Internet Chess club ( ICC )
Baretta - Playchess.com
Cevapla
#8
Mahir bey;
Benim de anlatmak istediğimi" tekrar yazıyorum" .(Vermek istediğim mesaj şudur;
"Suçlu çocuk yoktur,suça itilmiş çocuk vardır." Bu görüşü benimseyen biri olarak,hakem heyetinin verdiği kararın doğruluğuna inanıyorum.Nida satrançtaki arkadaşlar bana darılmasın,bunun böyle olması gerekiyordu.Hakemlerin kararı,çocuğun toplum içinde korunması amacına dönük olarak,bence doğrudur.
Ama sonrası var.Maçtan sonra çocuk,antrenörü ve velisi psikolog gözetiminde yetkililerce görüşmeye alınmış mıdır ? Bu çocuğu bu tür bir davranışa yönlendiren kim ya da kimlerdir ? Bu sorgulanmış mıdır ? Sorumlular uyarılmış mıdır ? (en azından) Bu tür davranış bozukluklarına çocuklar ,velileri veya antrenörleri tarafından neden itilmektedir ?

Ben bunları yukarda da yazmıştım herhalde gözünüzden kaçmış olacak.Çocuklarla ilgili verdiğim mesajı siz de yazdıklarınızla teyid etmişsiniz.(Biraz daha detaylı olarak)

Ama sonrası da var demişim.Benim esas üzerinde durulmasını istediğim bu kısımdır.Hangi çocuk olursa olsun ,onu yanlış bir davranışa yönlendiren her kimse mutlaka sorgulanmalı,deşifre edilmeli bu ve buna benzer olumsuz örneklerin üzerine gidilmelidir.

Ben bu forumda Sn Ateş Ülkere bile yetenek konusunda ulaşamadım.Size bu konuda derdimi nasıl anlatacağım,bilmiyorum. :wink:
Size de selamlar.
Ara
Cevapla
#9
Hile iddiası gerçek gibi görünüyor.Bazı yorumcular "saate basma unutulmuş olamaz mı ?"demiş ancak saate basmanın unutulmasıyla birlikte hile iddiasında bulunan çocuğun böyle bir senaryo yazması , hakemlerin saate bakarak oynanmış hamle sayısını çıkarabileceğini düşünmesi , bu sayıyı tam olarak hesaplayıp buna göre iddiada bulunması son derece uzak bir ihtimal.Ayrıca hakemler el yazılarını karşılaştırmayı düşünmüşlerdir eminim.
Hile yapan çocuk hükmen mağlup sayılmalı idi.Burada tartışma şu olmalıdır:Hile yapan çocuk sporcu turnuvaya devam edebilmeli miydi yoksa ihraç mı edilmeliydi?
Ara
Cevapla
#10
Selçuk bey,"Ateş Ülker'e bile yetenek konusunda ulaşamadım",sözünü
açmanız gerekir.
Esas konuya gelince,10 yaşındaki çocukların isimlerinin açıklanmaması
konusunda bazı arkadaşlarla aynı düşünceyi paylaşıyorum.
Buna karşılık 10 yaşındaki çocuklara ceza vermeyelim düşüncesine
katılmıyorum.Madem ki bu yaştaki çocukları hatta değiştirilmiş yasalar
gereği 4 yaşını doldurmuş çocukları "sporcu"ünvanı ile yarıştırıyoruz,o zaman onlar da tüm sporcuların tabi olduğu kurallar çercevesinde hareket
etmek zorundadır.Suçu sabit olana moral değerleri gözönüne alarak
ceza vermemezlik edemeyiz!Aksi halde suçlar artmaya başlar.Eğer 10 yaşındaki çocukların moralinin bozulmasından bu kadar korkuyorsak o zaman Satranç oynatmayız.Sizce hükmen yenilmek çok ağır bir ceza
mıdır?Hileyi farkeden diğer oyuncu bu magduriyetini kanıtlamanın verdiği
şaşkınlık içinde konsantrasyonu bozulmuş ve devam ettirilen oyunu
kaybetmişse ona büyük haksızlık yapılmıştır.Şu halde ortada kanıtlanmış
bir suç varsa cezası da hiç değilse oyunun hükmen kaybedilmesi olmalıdır.
Bu olayda muhtemelen suç kesin olarak kanıtlanmamış olmalı ki oyun
devam ettirilmiştir.Aksi halde 10 yaşındaki suçluyu affedersiniz yavaş yavaş suç işleme yaşı da yukarı doğru yükselir.Önce 12 yaşındakiler,
sonra 14 yaşındakiler değişik hileler geliştirmeye başlarlar.Suç kesinleşmişken oyun devam etmişse yine benim her zamanki iddiam gerçekleşmiştir: Suçlu kazanmış,mazlum kaybetmiştir.
Tabii şimdi herkesin huzurunda Selçuk beye zor bir soru soracağım.Kendisi cevap vermek zorunda değildir. Adıgeçen olaydaki suçu işleyen Ateş Ülker'in 10 yaşındaki oğlu olsaydı oyun devam eder miydi?
Ateş Ülker
Ara
Cevapla
#11
Ateş beyin oğlunun başına satranç turnuvalarında bir çok şey gelebilir.Hakemlerle ilgili bir çok sorunlar da olabilir.Nihayetinde hakemler de insandır,hata yapabilirler.
Ama Ateş beyin oğlu, satranç turnuvasında söz konusu suçu işlemez,böyle bir hatayı yapmaz.
Çünkü, Sayın Ülker oğluna genel ahlak kuralları yanında satranç ahlakını da öğretmeden onu turnuvaya sokmaz! Böyle 'yüz kızartıcı kazancın' vereceği utancı Ülker ailesinden bir bireyin taşımak istemeyeceğini biliyorum.Satranç ta kazanmak ama bileğimin gücüyle kazanmak..

Benim tanıdığım ve onu tanıyanların anlattığı Ateş Ülker böyle biridir !
Ara
Cevapla




Konuyu Okuyanlar: 2 Ziyaretçi