5 yıldızlı otelde misafir olmak :D
#1
Alıntı:Tarih: 29 Oca 2009 (Prş) 17:23 Mesaj konusu:

--------------------------------------------------------------------------------

Merhabalar
Bu gün ilginç bir olaya daha tanık oldum: Federasyonun organizasyonu içerisinde olan Daima otelde sporcu arkadaş ve velilerimizi ziyarete gittik. Kapıdan girerken içeride 15 dakika sonrası için ücret ödememiz gerektiği söylendi. 40 dakika kalmışız. Çıkışta bir dizi tartışmadan sonra ücret ödemeden çıkmayı başardıysak da, yarın için denemeye hiç niyetimiz yok.

Sonrasında duydum ki, dün de bir velimiz çocuğunu ziyarete gelmiş ve süre aşımı ücreti olarak Limra yönetimine 51 Tl para ödemiş.

Bu turnuvanın aynı zamanda sporcular ve veliler için bir şölen olması gerekirken, ortaya çıkan bu uygulamalar bu kaynaşmayı nasıl sağlayacaktır? Ayrıca Türkiye toprağında misafirliğin parası mı olurmuş? Geleneklerimiz de baltalanmakta değil mi? Bir diğer yandan hangi profesyonellik anlayışında böyle bir uygulamanın yeri vardır acaba?

Hiç olmazsa tsf organizasyonu içerisinde yer alan, yakasında akreditasyon kartı olan sporcu ve veliler birbirlerini ziyaret edebilmeliydi...

Sporculara ve velilere bu uygulamaları yaşatanları "kusursuz" organizasyonları nedeniyle kutlayın bakalım....
_________________
Hüseyin AKTAŞ


İçeri girerken 15 dk dan sonra ücret alınacağı size bildirilmiş.
Ve siz bu bilgiye rağmen içeri girmişsiniz. Yani para ödemeyi kabul etmişsiniz.
40 dk kalmışsınız ama çıkarken para ödemeyi reddetmişsiniz. Ve bunu ballandıra ballandıra anlatıyorsunuz.
Yaptığınız hoş bişey değil ki?? Hatalı olan sizsiniz.
Tartışmayı girmeden önce yapmış olsaydınız ve ödemeseydiniz başka anlam çıkardı.
Ama burdan anlaşılan sizin tartışma çıkarmak istemeniz. Muhalifsiniz ya...

Misafirliğin parasımı olur demişsiniz?? çok komik
5 yıldızlı otele giriyorsunuz, arkadaşınızın evine değil
tabiki para istemek hakkı!
Yoksa giren çıkan belli mi olur otele? Otelde huzurmu kalır!
Ara
Cevapla
#2
Binaya girmeden sadece Kızılayın çadırlarında oturanları ziyaret etmek istesek acaba tarife nasıldır?Bence Antalya'nın yerlileri 5 yıldızlı binanın içinde bulunanları ziyaret etmek yerine,çadırdakileri ziyaret etmeli,çadırın altındakilerle söyleşi yapmalı,onlara moral vermeli,insani yardım amacı ile yapılmış bu çadırın onların Satranç sevgisini Gelecek kuşaklara anlatan bir sembol haline geldiğini söylemelidir.
Sayın Ziyaretçiler!Lütfen içerdekiler ile değil,dışardakiler ile ilgileniniz!Makbul olanı budur.
Ateş Ülker
Ara
Cevapla
#3
Alıntı:Tarih: 29 Oca 2009 (Prş) 17:23 Mesaj konusu:
Misafirliğin parasımı olur demişsiniz?? çok komik
5 yıldızlı otele giriyorsunuz, arkadaşınızın evine değil
tabiki para istemek hakkı!
Yoksa giren çıkan belli mi olur otele? Otelde huzurmu kalır!

Sayın Alacaba

Otel sahipleri özel mülkiyet diyerek sizi otele de almayabilir. Mesele ismi Türkiye Yaş Grupları Turnuvası olan bir yarışmaya izleyicilerin ve anladığım kadar velilerin para vermeden girememesidir. Mazeretse 15 dakika süresi komik bir süredir. Hele hele kapıda 50 YTL istemek ise komiktir. Maliye açısından nasıl izah edilir o da ayrı bir konu. Ayakbastı parası mı aldık diyecekler?

Normali TSF'nin otel ile yaptığı anlaşmada izleyici olabileceğini bildirmesi ve buna göre anlaşma yapmasıdır. TSF açısından bakınca hem İş Bankası Ligi hem de Yaş Grupları ile ilgili olarak turnuva otelinde kalan oyuncu sayısının azalması ile ilgili endişeler yaşandığına dair bir görüntü çizilmekte. Maddi durumu iyi olanların başka otelde kalma zahmetine katlanacaklarını zannetmiyorum. Maddi açıdan sıkıntıda olanların başka otellerde kalmalarına fırsat tanımak ise TSF'nin sosyal destekte bulunduğunun mesajı olacaktır. Oteller ise bu kış mevsiminde 1500 kişiyi ağırlama şansını yaşarken 100-200 ziyaretçiye de itiraz etmemeli.

Saygılar
Selim Gürcan
Ara
Cevapla
#4
Selim Gürcan Nickli Kullanıcıdan Alıntı:Sayın Alacaba

Otel sahipleri özel mülkiyet diyerek sizi otele de almayabilir. Mesele ismi Türkiye Yaş Grupları Turnuvası olan bir yarışmaya izleyicilerin ve anladığım kadar velilerin para vermeden girememesidir. Mazeretse 15 dakika süresi komik bir süredir. Hele hele kapıda 50 YTL istemek ise komiktir. Maliye açısından nasıl izah edilir o da ayrı bir konu. Ayakbastı parası mı aldık diyecekler?

Normali TSF'nin otel ile yaptığı anlaşmada izleyici olabileceğini bildirmesi ve buna göre anlaşma yapmasıdır. TSF açısından bakınca hem İş Bankası Ligi hem de Yaş Grupları ile ilgili olarak turnuva otelinde kalan oyuncu sayısının azalması ile ilgili endişeler yaşandığına dair bir görüntü çizilmekte. Maddi durumu iyi olanların başka otelde kalma zahmetine katlanacaklarını zannetmiyorum. Maddi açıdan sıkıntıda olanların başka otellerde kalmalarına fırsat tanımak ise TSF'nin sosyal destekte bulunduğunun mesajı olacaktır. Oteller ise bu kış mevsiminde 1500 kişiyi ağırlama şansını yaşarken 100-200 ziyaretçiye de itiraz etmemeli.

Saygılar
Selim Gürcan

Sayın Gürcan,

Misafirlerin tamamen serbes bırakılması bence suistimal edilebilir bir anlaşmadır.
Herkes sizin kadar iyi niyetli düşünmeyebilir.
Otelin imkanlarından hiç ödeme yapmayan birisinin yararlanması doğrumudur?
O zaman otelde kalanlar neden para veriyor?

Misafirin tamamen yasaklanması mümkün olmayınca otel yönetimide böyle bir çözüm getirmiş. Resmiyette nasıl gösterilir bilemem ama orası bir işletmedir ve girişinin parayla olması doğaldır.

Dediğiniz gibi bir anlaşma bence mümkün olmazdı.
Ben hala yanlış bişey göremiyorum.
Ara
Cevapla
#5
OnurAlacaba Nickli Kullanıcıdan Alıntı:Misafirin tamamen yasaklanması mümkün olmayınca otel yönetimide böyle bir çözüm getirmiş. Resmiyette nasıl gösterilir bilemem ama orası bir işletmedir ve girişinin parayla olması doğaldır.

Dediğiniz gibi bir anlaşma bence mümkün olmazdı.
Ben hala yanlış bişey göremiyorum.

Sayın Alacaba

Orası bir işletme ama organize edilen Türkiye Yaş Grupları Şampiyonasıdır. Sen başka otelde kalıyorsun 7 yaşındaki çocuğunu dağ başında dışarıda bekle dersen durum tatsız olur. Veya 30-40 kilometre mesafeyi öğrencisini veya arkadaşını görmek isteyen satrançseverden 50-100 YTL almaya kalkarsan durum garip bir hal alır.

Anlaşma konusuna gelince. Bu ekonomik krizde 1500 kişiyi ölü sezonda, yağışlı havada 1 haftalığına sizin otelinizde ağırlayacağız (bedeli en az 400.000 dolar) ama 30-40 kilometre mesafe katetmeyi göze alan 50-100 ziyaretçi olacak deseniz hiç bir otelin bu teklifi reddeceğini sanmam. Eğer bir otel reddediyorsa da bunu sağlayan oteli bulmak TSF'nin görevidir.

Eğer gelen eleştiriye bir cevap verilecekse TSF'nin otel dışındaki konaklamadan dolayı maddi kayıpta olacağı ileri sürülebilir. Bunun da yersiz olduğunu düşünüyorum. Bence alternetif ucuz oteller ile anlaşılsa ve konu olan sıkıntılar yaşanmak zorunda kalınmasa katılım 2-3 bin seviyelerinde bile olabilir ve TSF hem maddi hem sportif açıdan çok daha karlı olabilirdi.
Ara
Cevapla
#6
Alıntı:Antalya' da, ölü bir sezonda 2000 kişilik bir organizasyonda velilerden ayak bastı parası alınması ayrıca düşündürücüdür. Bazı forumlarda arkadaşların "Orası ticari bir işletmedir ve alınmalıdır" demesi ise ukalalık ve yaranma içgüdüsüdür.
Kutlay Karahan

Bana hakaret edilmesini bi kenara bırakıyorum
Asıl merak ettiğim oradaki otellere neden yaranacakmışım??
Benim ne çıkarım var o otellerde
Düşüncelerimizi yazmanın bedeli hakarete uğramakmı??
Bence siz o forumu ya kapatın yada bırakın tuncay bey tamamen devralsın. Sizin seviyeniz belli
Ara
Cevapla
#7
Bence Sayın Başkan Yazıcı dahil olmak üzere herkesin ihmal ettiği bir nokta var!

Sekiz yaş kategorisinde, malumunuz, her katılımcı birincidir!
O kategori için turnuva sayfasında "sıralama" bölümü açılmamıştır ve eşlendirmede de sporcuların puanları görünmez!

Başka otelde kalan sekiz yaşındaki bir sporcunun diğerlerine göre kendini nasıl hissedeceğini kimse düşünmüyor!

Ben bütün bu tartışmaların dışında olarak, sekiz yaş kategorisi ve oraya katılanlar için ayrı imkanlar dahilinde, belki de özel indirim uygulanarak veya başka bir otel seçilerek turnuva yapılmasını öneriyorum!

Sekiz yaşındaki günlerinizi pek çoğunuz unutmuş olabilirsiniz, ama ben henüz o kadar yaşlı değilim :)

Bence her şeyden önce bu hassasiyet giderilmelidir!

Bunun yanı sıra, otelin girişinde veya çıkışında yaşanan her türlü tatsızlık, sporun ön plana çıkması gereken bir yerde yaşanmamalıdır diye düşünüyorum!Bu etkinliği ziyarete Sayın Bakan başta olmak üzere pek çok gazeteci ve tanıdık sima katıldı!Acaba bu etkinlikle ilgili yaşanan giriş-çıkış sıkıntılarından haberleri olsa burukluk yaşarlar mıydı?Ya da ziyarete gelen üst düzey yöneticilerin, çadırdakileri görünce Sayın Yazıcı'ya "bu da neyin nesi, içerdeki organizasyon ile dışardaki ne kadar farklı böyle" diye sorup sormadığını da merak ediyorum doğrusu.

Yaş grupları kolay iş değildir.Senelerdir de başarıyla yapılmaktadır.Ancak ortada gün gibi görünen aksaklıklara da bir çözüm bulunmalıdır.Sayın Selim Gürcan'ın ifadelerine bire bir katılıyorum, yüz binlerce doların döndüğü bir organizasyonda bu denli tahammülsüz olmak ve sürekli prensiplerden veya uç örneklerden bahsederek insanları pek çok şeyden mahrum bırakmak yakışık almaz.

İçeriye girenler silahla mı girmektedir?
Çocukların güvenliğini riske mi atmaktadırlar?
Ya da kötü örnek teşkil edecek davranışlarda mı bulunmuşlardır?

Mesela geçen sene oda arkadaşım Ziyacan hastalandığında doktor olan anne ve babası ertesi gün otele gelip çocuklarını ziyaret etmişlerdir!Giriş parası vermişler mi bilmiyorum, ama şundan eminim:

Bir çözüm bulunmalıdır!
Genel olarak oldukça iyi bir organizasyon olan yaş grupları turnuvası, daha iyiye, daha güzele gitmelidir!

Saygılarımla..
Ara
Cevapla
#8
Alıntı:Beni "komik" bulan "Yardımcı Antrenör" Onur Alabaca, Tekelci Sermayenin her şeyi bozup kendine benzettiği bir dünyada, savunulacak başka bir şey kalmamış gibi, otel yönetiminin zırvalığını savunarak gülünç duruma düşmüş ve inatla da bu durumu savunmaya devam etmekte. Sarışın ve beyaz tenli olduğu için yüzünün kızardığı hemen belli olan bu arkadaşımız, karşılaştığımız zaman bu kez ne kadar kızaracak merak ediyorum.

Forumlarda atıp tutmak kolaydır. Forumdan uzaklaştırmak, ceza vermek kolaydır. Ama yüz yüze gelince de söylediklerinizi yüzünüz kızarmadan konuşmak, tutarlı, engin, derin bir düşünce yapısı ve cesur bir yürek ister. Burada yazın, ama yüz yüze gelince de “kulağınıza telefon dayayıp” uzaklaşmayın. “Aniden başka yönlerde ilginç bir şey görmüş de oraya bakıyormuş gibi” bizleri görmezden gelip uzaklaşmayın. Gözlerimize bakarak konuşun. Kızarıp bozarmadan. Gözlerinizi kaçırmadan. Utanmadan. Sıkılmadan. Ya da yönünüzü dönüp gidin, küçük dağlar yaratarak…

Bir kültür alış verişi olması gereken "TURİZM" sermayenin açgözlülüğü nedeniyle, Antalya'nın ve ülkemizin diğer turistik bölgelerinin kültürel dokusunu hızla bozmuş ve bozmaktadır. Bu otellerin çoğu dış kaynaklı sermaye ve onun yerli işbirlikçileridir. Turizm İspanya'da, Yunanistan'da ve diğer pek çok ülkede, ulusal gelirler içinde büyük bir yer tutarken ve bir kültür olgusu olarak yaşanmakta iken, bizim ülkemizde bir kültürel erozyon yaratmakta, Türk halkının ulusal dokusunu bozmanın bir aracı haline getirilmekte ve birileri de bu saldırılara çanak tutmaktadır. Çanak tutanlar çanaklarına pek bir lokma düşmese de, bulaşığına razı olmaktadırlar. ( “Razı olmak”!... “Direnmek”!) Bu yozlaşmanın bir uzantısı olan "ziyaretin ücretlendirilmesine" karşı "fiili durum" yaratmaya çalışanlar ise sözüm ona "komik" olarak nitelenmektedirler.

Okuduğunuz okullara yazık... “Tam Bağımsız Türkiye” sloganından ve 6. Filo'nun askerlerini denize dökmekten başka bir suçu olmayan ve bu yüzden darağaçlarında asılan üniversiteli gençler, tekelci sermayenin ağababalarına karşı kafa tuttuklarında, yaşça sizlerden çok daha küçüktüler. Onlar nerede, sizler neredesiniz?...

Ben bu halkın saflarındayım, ya sizler?...
_________________
Hüseyin AKTAŞ

Sizinle en son görüşmemizi hatırlıyorum.
Antalya İl Birinciliği Satranç Turnnuvası'nın ilk turuna ziyaret amaçlı gelmiştiniz.
Ben sizinle konuşmak istememiştim. Çünkü sizinle konuşmanın çözüm olmadığını daha önce anlamıştım.
Yanıma geldiniz. Konuşurken yüzüm kızarmış olabilir. Alkollüydünüz ve gülmemek için kendimi tutuyordum.

Okul konusuna çok değiniyorsunuz. Ama bildiğim kadarıyla siz gençliğinizde okumak yerine kendinizi siyasete adamışsınız. Ayrıca yakın geçmiş zamanda da aday hakemlik ve 2. kademe antrenörlük sınavlarını geçemediğinizi öğrendim.
Onlar nerede biz nerede
Biz nerede siz nerede??

Forumla lafları sokuyorsunuz sonra da insanların karşısına çıkıp "Ben aslında öyle demek istemedim. siz yanlış anlamışsınız!!" deyip kişileri aptal yerine koymaya çalışıyorsunuz.

Eğer olurda yine aynı mekana düşerse yolarımız
mümkünse görüşmeyelim.
Ara
Cevapla
#9
Yardımcı ANTRENÖR Onur Alabaca!

1- Eğer yazı yazmak gibi bir erdemle tanışmak gayretini sürdüreceksen, öncelikle alıntı yaptığın kaynakları gösterme terbiyesini öğren. Özgür Forumda bana ait olarak gösterdiğin yazıları ben nerede yazmışım adres ver. Korkma raiting kaybetmezsiniz. Kaynak göstermediğinin yanında bir de yazımı eksik aktarmışsın. Ya yazıya adres göster, link ver, ya da yazıyı olduğu gibi aktar.

2- Bir tartışmayı kaybedince önce özeleştirini yap: Otel güvenlik görevlisi gibi konuşmandan dolayı tüm Türkiye önünde mat maskara oldun, bunu kabul et ve özür dile.

3- Yine bir tartışmayı kaybedince konu değiştirerek haklı çıkmaya çalışma. Tartışmak istediğin bir konu varsa ayrı bir başlık altında aç.

4- Değiştirdiğin konuda yalan ve saptırmada bulunuyorsun, bunu hiçbir konuda yapma. Yalan söyleme! Saptırma!

5- Alkollüymüşüm, hakemlik ve ikinci kademe sınavlarını geçememişim, "bunları öğrenmişsin" ama bu bilgileri nerden öğrendiysen oradan öğrenmen gereken başka şeyler de var. Onları da araştır. Çünkü bu bilgileri sana kim verdiyse, aynı kaynaktan bunların nedenlerine ilişkin de bilgiler verilmiş olması gerekir. Ya da Abidin abine sor; bir zamanlarki yakınlığımızdan dolayı, yine bu Özgür Foruma benden izin almadan koyduğu ( o zamanlar koyabilirdi, hala da koyabilir; Abidin abinin bende o kadar hakkı vardır!) bir şiirsel yazım olacak, orada bir kısmı var bu konunun.
Bak burada:
http://forum.satranc.biz/viewtopic.php?t=40&highlight=

Az anlayanlar için bir de burada:
http://forum.satranc.biz/viewtopic.php?t=42&highlight=

Gördüğün gibi ben Özgür Forumdan alıntı yapıyorum ve Özgür Forumu burada anmaktan gocunmuyorum. Sen de alıntı yaptığın kaynaklara karşı saygılı olmayı öğren.

Bu öykünün üçüncü bölümü yazılamadı. Günlük yaşamın getirdiği sorunlar ağır bastı. Bir de düşünme konusunda kıt kanaat geçinenlerle uğraşırken bazı şeyler anlatılamıyor işte. Ama emin ol, bu ülkedeki son aptal da anlayıncaya değin anlatmak çabasında olacağıma söz.

6- Seninle son karşılaşmamız, 42 kişinin katılıp da seninde 42’inci olduğun Antalya İl Birinciliğinin ilk turu değil. Belleğine bir format atman gerekiyor. Son karşılaşmamız ilk turdan sonraki ikinci ya da üçüncü turdu. Her gün bir tur oynanan turnuvanın ilk günü “ziyaretim” doğrudur. Konuştuğumuz doğrudur. Turnuva alanı ASEM Derneğidir. ASEM siz gençlerin gelişimi için kurulan, benim kurucusu, halen üyesi olduğum, kuruluşundan itibaren üç yıl başkanlığını yaptığım dernektir, benim “bir araya gelme” yerimdir. Oraya gelişim “ziyaret” olarak adlandırılamaz. Ben orada ev sahibiyim. Sen daha oraya üye bile olamadın.

Seninle senin yüzün kızarmadan konuştuğumuz günler de oldu. Ama yüzünün kızardığı iki konuşmamız oldu. Bunların ilki 2008 Milli Eğitim Turnuva alanıdır, ikincisi 2008 Antalya İl Birinciliğinin ilk turunun yapıldığı gündür. Üçüncüsünde ise konuşmadan sıvışıp gittin zaten. O günden beri de görüşmedik.
İl Birinciliğindeki karşılaşmamızda bana karşı suçluydun ve bu yüzden yüzün kızarmaktaydı. Girecek delik arıyordun. İl Birinciliğinde ikinci karşılaşmamıza değin bana bir başka yanlışın daha oldu ve bu yüzden turnuva alanında ikinci karşılaşmamızda beni görünce daha sana gelmeden sıvıştın oradan.

İçki düşkünü bir insan değilim. Kalp hastası olduğum için dışardan belli olacak denli alkol alacak biri de değilim. % 50 Promile değin alkol trafikte bile serbesttir ve benim en çok içeceğim miktar da bunu geçmez. Kişiye doğru 1.25 santimetreden sonrası bireyin kişisel alanıdır. 25 santimetreden sonrası da tacize girer. Seninle kişisel alan uzaklığında konuştuk. Konuşmak istemediğin bir kişiye karşı taciz alanına değin yaklaşman olası değil. Bu durumda sen benim ağzımı da koklamadığına göre nereden anladın alkollü olduğumu acaba? Burnun bu kadar mı keskin? Keşke burnunun yerine mantığın keskin olsaydı da tüm Türkiye karşısında düştüğün maskaralığı anlasaydın. Selim Gürcan gibi bir “aklı-selim’den” başlayarak onca aklı ve haklı selim insan bunu anladı sen hala bana çamur atmak için “alkol muhabbetleri” anlatmaya devam ediyorsun. Diyelim ki alkollüydüm, bu konunun otel bekçiliği ile ne alakası var? Kaybettiğin her tartışmada bir “joker tartışma” çıkarmaya mahkum musun sen? “Kaderin” mi böyle davranmak? Doğuştan gelen bir özelliğin mi yoksa öğrenim mi gördün bu konuda? Anımsarsan İbrahim Ethem Ay ile tartışmanızda da, size olan uyarımda haksız çıkınca konu değiştirmiştin ve MEB turnuvasındaki yüz kızarıklığının nedeni buydu.

7- Ben forumlarda laf sokup da karşılaşınca “beni yanlış anladınız” deyip sözünü geri almış biri değilim. Nerede, kime karşı, hangi konuda böyle bir davranışım olmuştur? Kanıtla! Yanlışlarının ve doğrularının bedelini başıyla ödeyebilecek bir onura sahibim. Yaşamım bunun kanıtıdır. Sen burada kendini tarif etmişsin yalnızca. Seninle olan karşılaşmalarımızda, “beni yanlış anladınız” meziyeti sana ait olmuştur hep. Bununla birlikte insanların yanlış anlaşılması da gayet doğaldır. Önemli olan yanlışı yanlışla çözmemektir. Bir yanlış bir doğru seni başladığın yere döndürür. Üst üste iki yanlış ise şekilde görüldüğü gibi süründürür. Beni yanlış anladığınız doğrudur. Anlamadığınız da doğrudur. Bir kere de doğru anlasanız şaşıracağım zaten ve çoktan beri şaşırmaya da nasıl hasretim, ah bir bilsen… Şaşırmak benim için yeni bir şey öğrenmektir çünkü. Ne yazık ki sizlerden yeni bir şey öğrenebilmiş değilim.

8- Gençliğimde ve sonrasında siyasetle uğraştım, uğraşmaya da kararlıyım. Size de salık veririm. Çünkü ülkemizin adam akıllı siyasetçiye de gereksinimi, satranca olandan daha fazladır. Satrancımızın uluslar arası bir Grand Masterı var, ama uluslar arası siyasette piyon olmaya devam ediyoruz. Piyonlarımızın vezire terfi edeceği günü bile iple çekiyoruz ki; vezir olmak değil “ŞAH” olmak gerekir uluslar arası siyasette. Senin savunduğun anlayışlardan kurtulduğumuz gün işlerimiz daha da kolaylaşır. Hem siyasetle ilgilenmek kimi seçimlerde siyasi iktidarın baskısıyla elde edilen delegelerin oylarıyla seçim kazanmanıza yardımcı oluyor. Bunları anlamak için siyaset bilimine de gereksinim var.

9- Ben Türkiye Satranç Forumda bir yazı yazdım ve sen bunu kaynak göstermeden burada benim adımla yayınlayarak bana sataştın. Bana sataşman için Limra ya da Daima otelden sipariş mi verdiler sana? Yoksa bu otellerde güvenlik görevlisi olmak gibi bir niyetin mi var?

10- En kısa zamanda görüşeceğiz sayın Yardımcı ANTRENÖR Onur Alabaca. Bu görüşmemizde senden babanın annenin adresini isteyeceğim. Verirsen ayaklarına değin gideceğim. Verirsin ya da vermezsin, ancak senin adını “Onur” koyanlar, bu yazdıklarını okusalar, eminim sana benden daha ağır konuşacaklardır.
Cevapla
#10
Bu kadar hakaretin üstüne yazacak bişey bulamıyorum.
Ama kişiliğiniz konusunda haklı olduğumu ispatlamanıza sevindim.
Ara
Cevapla
#11
BEN VE OĞLUM İLK DEFA BU TURNUVAYA KATILDIK .8 YAŞ GENEL DE YARIŞTIK.MİLLİ TAKIM HAVUZUNA GİRDİK BU VESİLE İLE ÖĞRETMENİMİZ BÜLENT ERŞAHİN E TEŞEKKÜRLERİMİ SUNUYORUM.BU TURNUVADA ŞUNU ÖĞRENDİK HER KONUDA OLDUĞU GİBİ SATRANÇTADA ÇALIŞMADAN BAŞARI GELMİYOR...OTEL KONUSUNA GELİNCE HERKESİN KENDİNE GÖRE HAKLI OLDUĞU TARAFLAR VAR FAKAT ŞUNU DA UNUTMAMAK LAZIM HAVA ŞARTLARI ÇOK KÖTÜYDÜ İNSANLAR ÇOCUKLARINI BEKLERKEN LİMRANIN İÇERİSİNDE BİLE ZORLANDILAR .DIŞARIDA KALAN İNSANLARI ZATEN DÜŞÜNEMİYORUM....8 YAŞTA VELİ OLMADAN ÇOCUĞU TESLİM ETMİYORLAR.BU NEDENLE VELİLER SÜREKLİ BEKLEMEK DURUMUNDA KALDI.TABİİ BU DA SIKINTI YARATTI...BELKİ İLERİDE 8 YAŞLA İLGİLİ YENİ BİR DÜZENLEME YAPILABİLİR .......
Ara
Cevapla
#12
Sayın Bozbey,
Mesaj yazdığınız için sizi kutlamak istiyorum.Sizin mesajınız,benim gibi hergün yazanların mesajından daha anlamlıdır.
Kimseyi şikayete,itiraza ve tartışmaya çağırmıyoruz.Sadece gördükleri sorunları uygun bir dille yazıya dökmeleri yeterlidir.Hiç yazmayıp sadece havaya konuşanları,sadece kulislerde konuşanları tasvip etmiyoruz.
Yazınız!Sizler yazarsınız bazı şeyler düzelebilir.
Özerklik süreci karşımıza hiç aklımıza gelmeyen sorunlar çıkartmıştır.Bu sorunlar devam edecektir.Çünkü Dünyadaki ve Türkiye'deki ekonomik koşulların yakın Gelecekde nasıl olacağı önceden tahmin edilmektedir.
Bugün televizyonda verilen haberde,Antalya'daki otellere geçen seneki sömestre tatiline göre % 24 daha az turist geldiği açıklandı!Bütün bu gelişmeleri izlemek ve yorumlamak gereklidir.
Türkiye Yaş Grupları Birinciliğine katılan Sporcu sayımız önceki yıl 1200 iken bu yıl 996'ya inmiştir.Federasyon bu sayıları iyi okumalıdır.Federasyonun hitap ettiği oyuncu sayısı 996 ile sınırlı kalmamalıdır.Federasyon lisansı olan bütün sporcuların Federasyonudur.
Yıllar sonra belki kapalı salonlarda turnuva oynamak tamamen imkansız hale gelebilecektir.Satranççılar belki matarasını battaniyesini sırtına alıp yaylaya çıkacaklar ve turnuvayı kurulan çadırlarda oynayacaklar.Çadırların yanında belki seyyar mutfak ve seyyar tuvaletler kurulacakdır.Maliyeti düşürmenin bir yolu bulunacaktır.Aksi halde maliyet yükseldikçe,katılım azalacaktır.
Ateş Ülker
Ara
Cevapla
#13
OnurAlacaba Nickli Kullanıcıdan Alıntı:Bu kadar hakaretin üstüne yazacak bişey bulamıyorum.
Ama kişiliğiniz konusunda haklı olduğumu ispatlamanıza sevindim.


"Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok"

Neyi "ispatladığımı" anlamayan bir kişi var şu an dünyada!...
Cevapla
#14
benim merak ettigim veliler nedne 5 yıldızlı otelde kalıyorlar yani daha az luks bir otelde kalamazlarmıydı yoksa turnuvaya katılanlar illa şu şu otellerde kalıcak diye bir zorlamamı var?
Ara
Cevapla
#15
Mevzubahis otelde bende 2 yıl önce yarışmacı olarak kaldım.Mimarisi hoş olan bir yer ancak bazı eksikleri de yok değildi. Örneğin mevsim yaz olmamasına rağmen odalardaki klimaları istediğimiz ayara getiremedik ve birçok genç-çocuk arkadaş üşütüp hasta oldu.Fazla gözümüzde büyütmeyelim.Ayrıca yanlış okumadıysam ziyaret parası olarak 50 Törkiş Lira istenmiş ki bu da tahminimce toplu tarifeye göre bir kişinin gecelik konaklama bedeline yakın bir değer olmalı.Gerçekten çok fazla.
Bence en mantıklısı Selim beyin söylediği.Belli bir sayıda ziyaretçi-veli girişi anlaşmayla ücretsiz olarak belirlenmeli.
Ara
Cevapla
#16
Sayın Mehmet Türk için biraz bilgi vermemiz uygundur.
Federasyon adıgeçen yarışmayı uzun zamandanberi 5 yıldızlı otellerde yapmaktadır.Zaman zaman neden 3 yıldız olmadığını soranlar vardır.Ancak bu soruya karşılık bazı gerekçeler öne sürülmektedir.Büyük salon,sağlık hizmeti,altyapı imkanları vd. gerekçe olarak gösterilmektedir.
Ayrıca Özerklik sürecinin başlaması ile birlikte "Konaklama msarafları"Federasyon için önemli bir gelir kaynağı haline gelmiştir.Bundan sonra da bu ücretlerin azalmasını beklemiyorum.Dünya genelinde giderek bozulmakta olan ekonomik koşullar ile birlikte bizde de Satranç oynamanın maliyeti giderek artacaktır.Maliyet artmadığı zaman kalite düşecektir.Ben Otelin 5 yıldızlısında da 2 yıldızlısında da kaldım.Bugünkü şikayetlerin bir kısmını yakından tanıdım.Bir kısmını kendim de yaşadım.
Fiyatı mümkün olduğu kadar yükseltmemek,kaliteyi mümkün olduğu kadar düşürmemek ya da insanların Kızılay çadırlarında oturup,soğukta üşümemeleri ve tuvalete ne zaman gideceklerini düşünmemeleri mümkün olacak mıdır?
Aramızda kendi haklarını Toplumun genel hakları içinde aramaya çalışan,derdini güzel anlatabilen kimseler çok az olduğu için olumlu gelişmeler olmayacaktır.
Son yarışmada yaşanan sıkıntılar bir iki ay içinde unutulacaktır.Bu sorunlar sözü fazla dolaştırmadan ayrı bir başlık halinde anlatılmamıştır.996 veliden sadece iki üç kişi bu forumlarda mesaj yazmıştır.Şu halde fazla şikayet eden yoktur!
Ateş Ülker
Ara
Cevapla
#17
Ates bey,
benim merak ettigim:
mesela ben veli degilim ama olsaydım ve cocugum turnuvaya katılsaydı ben başka bir otelde kalsam ve oradan otele gitsem beni turnuvaya almıyacaklarmıydı eger durtum boyle ise çok saçma olurdu herhalde
Ara
Cevapla
#18
Adı geçen turnuvada çadırda ikamet eden bir veli olarak yaşadıklarımı birinci elden anlatmak istiyorum;

10 yaşındaki oğlum ısrarla Türkiye şampiyonasına gitmek istiyordu.

TSF'nin sitesinden incelediğim kadarı ile bir veli ve bir sporcu otel maliyeti 1300- 1500 YTL arası idi. Yol parası 150 YTL(iki kişi gidiş- dönüş). Yanımıza alcağımız harçlığımızla birlikte toplam 2000 YTL lik bir maliyet ile karşı karşıyaydım. Bu maliyeti karşılayabilmemiz mümkün değildi. Ama çocuğumun Türkiye şampiyonasında oynama tutkusunun önüne geçemiyordum.

Biraz araştırmayla günlüğü 25-30 YTL olan otellere ulaştık. 12 yaş altı çocuklar için de çoğu otel para almıyordu. Ancak TSF başka otelde kalan çocuklardan 180 YTL turnuva katılım parası istiyordu.İzmir'de yapılan ön eleme, final ve benzeri turnuvalarda İl temsilcisi Selçuk Büyükvural sürekli olarak "sakın başka otele gitmeyin, rezil olursunuz " diye bizleri uyarıyordu( ya da tehdit ediyordu). Yine de başka otel tercih ederek daha ekonomik bir yol çizebildik. Kaynak olarak da kenarda duran sünnet altınlarına müracaat ettik. Otelimiz dört yıldızlı güzel bir oteldi. Bu fiyatlara her şey dahildi. Ancak Turnuvanın 1.günü 5 yıldızlı otelin tenis kortunda kızılay çadırlarını görünce gözlerime inanamadım. 1.Tur 16.30 da başladı. Hava karardıkça ıslak zemin ayazla birleşti ve soğuğu ilklerimizde hissetmeye başladık. 7 yaşında annesinin kucağında soğukta uyuyan yarışmacı çocuğumuzu görünce, bu işte bir tuhaflık olduğunu , yaş grupları turnuva yönergesinde veliler için sahra çadırı kurulacağını, çadıra giriş- çıkışların kartla sağlanacağını bu nedenle de bahsi geçen çadırın devasa bir şey olması gerektiğini düşündüm. Yetkililerle görüşmek için gittiğm Turnuvanın düzenlendiği binaya alınmadım. Tuvalet için dahi almıyorlardı. 50 metre ilerideki Limra otelin ana girişine yönlendirildim. Güvenliğe TSF yetkilileri ile görüşmek istediğimi söyledim."Kimlik bırakın. 30 dk. dan fazla kalırsanız ücrete tabi" dediler. Ücreti sormadım. Zamanında çıkmayı kafama koydum. Ekonomik davranmak zorundaydım. İlk görüştüğüm görevli bayanlar, çadırın kurulamadığını belirttiler. Beni Teknik Direktör olan Melih Bey'e yönlendirdiler.Melih Bey de"Çadırı Askeriye'den temin edecektik, vermediler, iftar çadırı aradık bulamadık gibi pek çok şey söyledi. Kısacası çok konuşup hiç bir şey söylemedi.O konuşurken ben bir taraftan yarım saati aşma kaygısı taşıyordum! İlk tepkisi de "Siz Muğlalılar hep böyle yapıyorsunuz" olmuştu. İzmir'den geldiğimi söyleyince İzmir İl temsilcisi ile görüştürdü. Selçuk Bey de" Ben size başka otele gitmeyin rezil olursunuz demiştim, işte oluyorsunuz" dedi.

Kısacası, biz zemini su dolu olan Kızılay çadırında çok ıslandık, çok üşüttük, hasta olduk. Güneşli günlerde yetkilileri tenis kortunda görmek mümkünü. Çünki her şey günlük güneşlikti!

Benim bir veli olarak federasyona önerim; "Az tamah, çok zarar getirir." Çadırda öğrendiğimiz kadarı ile odaları ihale ile 9 YTL ye tutmuşsunuz. Sporcuları ve velileri gelir kaynağı olarak görmeyin. Turnuvaya daha fazla çocuğun katılabilmesini sağlamak için karınızı lütfen" minimuma indirin. Oğlum şimdiden gelecek senenin programını yapıyor. İkinci kez sünnet olamayacağını düşünemiyor herhalde!!!

Herkese güneşli günler diliyorum.

Not. Kurulamayan sahra çadırı için hukuki yollardan hakkımı aramayı düşünüyorum. Aşağıdaki fotoğraf Türkiye satranç forumdan alınmıştır.
Pq1eBMNS.jpg
Ara
Cevapla
#19
" Ne kadar enteresan"!
Ateş beyin yazısındaki çadırları ironi sanmıştım ancak
şaka değil gerçekmiş.Beş yıldızlı otel ve çadır birarada.
Bu durumu anlatan güzel bir deyim var:"Ayranı yok içmeye
atla gider çeşmeye".
Ara
Cevapla
#20
oohoho tsfnin kotu yonetildigini biliyordum ama bu kadarınına beklemiyordum bu insanlara bu eziyeti çektiriyorlarya ne yazık.

birden aklıma 2008 agustos ayindaki hayrabolu satranç turnuvası geldi.
o turnuvaya şehir dısından gelenler için belediye universite ogrecilerinin kaldıgı yurtkur kurumunu ayarlarmıstı (hemde ucretsiz) ustelik gunde kahvaltı dahil 3 öğün yemek verdiler bize ortam gerçekten çok guzeldi gerçi hava biarz sıcaktı uyumak zor oldu ama yinede unutamadıgım turnuvalardan birisi oldu saygın hayra bolu belediye başkanı gerçekten işini iyi yapmıstı.
zaten ulkemizde vergi oranları okadar yuksekki herhalde devletimiz bizim verdigimiz ile boyle organizasyonlara katılanlara ucretsiz yerler saglayabilirdi.
Ara
Cevapla




Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi