21-09-2010, 15:52
Türkiye Satranç Federasyonu ana sponsoru İş Bankasının satrancı tanıtmaya yönelik hazırladığı reklam filmini önce ilgiyle sonrasında irkilerek izledim.
Ülkemizin tarihi, kültürel ve doğal güzelliklerini satranç taşlarına uyarlama fikri geçen yıl da yayınlandığında ilgi görmüştü..Reklamı hazırlayan yapımcı firma bu konuda kendisinden beklenileni yerine getirmiş görünüyor.Firma diyorum çünkü tanıtım filminin; çocukların satranç oynadığı diğer bölümünde, satranç oynamayı bilen örnek bir oyuncunun yapmayacağı yanlışlar var..Özensiz dizilmiş taşlar, taşı birbirine çarparak, devirerek almalar ve tabi önemli bir kural hatası:Şah yemek!
Geçen yıl yayınlanan tanıtım reklamında da aynı kural hatasının yapıldığını anımsıyorum. Nice antrenörün satranca başlangıçta sık gözlemlediği, çocukların ilk evrede kolay kabullenemediği “şah yenmez, esir alınır” kuralını “satrancı tanıtım” reklamında gayet rahat uygulandığına satranca başlayanlar bu yıl da tanık olacaklar ne yazık ki.
Etkili ve doğru mesaj vermek kaygısı taşınıyorsa eğer, yine reklamın sonunda, oyun bitince çocuklar birbirlerine taşları vermek için uzanmak yerine el sıkışsalardı, centilmenlikle ilgili güzel bir mesaj da vermiş olmazlar mıydı arkadaşlarına?..
Ve tabi en önemlisi şahın üstüne kondurulmuş haç ! Satrancın kökeniyle ilgili yapılmış bunca tarihsel araştırmalara yazılıp çizilmelere rağmen nasıl da sırıtıyor haç aslında kral olmayan şahın üstünde…Üstelik Milli Eğitimin yeni öğretim yılının başladığı bir anda yayınlanmasıyla..
Son sahnesinde TSF logosunu da görünce kurum iradesinin reklam üzerindeki etkisini düşündüm.Ama zaten ne diyordu reklam filminde fondaki ses: “Şimdi çocuklar okullarında satranç dersini seçiyor, dünyaya bakış açıları değişiyor !…”
Eğer bu reklamsa,” tanıtımsa” doğru tanıtılması gerekir.
Reklamın kötüsü olmaz derler, ama reklamın kötü etkisi olur.
Ülkemizin tarihi, kültürel ve doğal güzelliklerini satranç taşlarına uyarlama fikri geçen yıl da yayınlandığında ilgi görmüştü..Reklamı hazırlayan yapımcı firma bu konuda kendisinden beklenileni yerine getirmiş görünüyor.Firma diyorum çünkü tanıtım filminin; çocukların satranç oynadığı diğer bölümünde, satranç oynamayı bilen örnek bir oyuncunun yapmayacağı yanlışlar var..Özensiz dizilmiş taşlar, taşı birbirine çarparak, devirerek almalar ve tabi önemli bir kural hatası:Şah yemek!
Geçen yıl yayınlanan tanıtım reklamında da aynı kural hatasının yapıldığını anımsıyorum. Nice antrenörün satranca başlangıçta sık gözlemlediği, çocukların ilk evrede kolay kabullenemediği “şah yenmez, esir alınır” kuralını “satrancı tanıtım” reklamında gayet rahat uygulandığına satranca başlayanlar bu yıl da tanık olacaklar ne yazık ki.
Etkili ve doğru mesaj vermek kaygısı taşınıyorsa eğer, yine reklamın sonunda, oyun bitince çocuklar birbirlerine taşları vermek için uzanmak yerine el sıkışsalardı, centilmenlikle ilgili güzel bir mesaj da vermiş olmazlar mıydı arkadaşlarına?..
Ve tabi en önemlisi şahın üstüne kondurulmuş haç ! Satrancın kökeniyle ilgili yapılmış bunca tarihsel araştırmalara yazılıp çizilmelere rağmen nasıl da sırıtıyor haç aslında kral olmayan şahın üstünde…Üstelik Milli Eğitimin yeni öğretim yılının başladığı bir anda yayınlanmasıyla..
Son sahnesinde TSF logosunu da görünce kurum iradesinin reklam üzerindeki etkisini düşündüm.Ama zaten ne diyordu reklam filminde fondaki ses: “Şimdi çocuklar okullarında satranç dersini seçiyor, dünyaya bakış açıları değişiyor !…”
Eğer bu reklamsa,” tanıtımsa” doğru tanıtılması gerekir.
Reklamın kötüsü olmaz derler, ama reklamın kötü etkisi olur.