14-11-2010, 12:21
TSF "marketing" Sunar:
http://www.tsf.org.tr/component/koseyazi...66&task=yg
TSF "analitik düşünce satıyor", yok mu alan?!...
Şurasına çok güldüm:
“Ben merak ettim! Sesli azınlıktan biriyim! Federasyonun amacı nedir bu lisans kampanyasında?
Milli Eğitim Bakanlığının resmi rakamlarına göre, 2005 yılından bu yana satranç dersi alan öğrenci sayısı 2.250.000. velilerini de eklersek neredeyse 4-5 milyon kişilik satrançla ilgilenen yurttaşımız var.
Oysa, bizim lisanslı sporcu sayımız ise 160.000 civarında. yani düşük bir oran federasyona sporcu olarak katılıyor. Bu kampanya ile amacımız yüzbinlerce lisanslı sporcuya ulaşmak. Bu şekilde, devletin desteğiyle, sponsorumuzun desteğini artırmak.””
Tabi tabi, böylece çocuklarımızın analitik düşünme yeteneklerini geliştirmiş olacağız!!...
"Derya içre olup deryayı bilmeyen balıklar" gibi derler ya, TSF geldiği noktada, satrancı bir eğitim çalışması, aydınlanma ve bu doğrultuda örgütlenme eyleminden çıkarıp, pazarlama ve tüketim faaliyetine dönüştürüyor. Bunu da bayram hediyesi olarak sunuyor.
Nereden nereye geldik, nereye gidiyoruz?...
"TSF ticaret yapmamalıdır" demiştik! Gelinen nokta, satrancın amaçlarına "yabancılaşmaktan" başka birşey değildir. Tabi bu arada ülkede satranç üretimi yapan Düşün, Şah, Kale, Piyon ve daha bilmediğim bir çok üreticinin ocağına incir dikmek de başka bir pazar savaşını oluşturacak. Oysa TSF'nin bu üreticileri bir araya getirebileceğini ya da onların TSf için üretim yapmalarını sağlayabileceğini de daha önce yazmıştık. Çünkü Türk satrancının gelişiminde onların da payı vardır ve bunu gözetmek yakışırdı TSF'ye...
Ama en önemlisi şu:
"2005 yılından bu yana satranç dersi alan 2.250.000. öğrenci" neden etkin satrancı bırakıyor?
Bu soru neden sorulmuyor?
Sorulmaz elbette. Soru sorulmasını sevmiyor yöneticiler!...
"Taktik olmadan strateji, zafere uzanan en yavaş yoldur. Strateji olmadan taktik , yenilgiden önceki gürültüdür." Sun Tzu ...
http://www.tsf.org.tr/component/koseyazi...66&task=yg
TSF "analitik düşünce satıyor", yok mu alan?!...
Şurasına çok güldüm:
“Ben merak ettim! Sesli azınlıktan biriyim! Federasyonun amacı nedir bu lisans kampanyasında?
Milli Eğitim Bakanlığının resmi rakamlarına göre, 2005 yılından bu yana satranç dersi alan öğrenci sayısı 2.250.000. velilerini de eklersek neredeyse 4-5 milyon kişilik satrançla ilgilenen yurttaşımız var.
Oysa, bizim lisanslı sporcu sayımız ise 160.000 civarında. yani düşük bir oran federasyona sporcu olarak katılıyor. Bu kampanya ile amacımız yüzbinlerce lisanslı sporcuya ulaşmak. Bu şekilde, devletin desteğiyle, sponsorumuzun desteğini artırmak.””
Tabi tabi, böylece çocuklarımızın analitik düşünme yeteneklerini geliştirmiş olacağız!!...
"Derya içre olup deryayı bilmeyen balıklar" gibi derler ya, TSF geldiği noktada, satrancı bir eğitim çalışması, aydınlanma ve bu doğrultuda örgütlenme eyleminden çıkarıp, pazarlama ve tüketim faaliyetine dönüştürüyor. Bunu da bayram hediyesi olarak sunuyor.
Nereden nereye geldik, nereye gidiyoruz?...
"TSF ticaret yapmamalıdır" demiştik! Gelinen nokta, satrancın amaçlarına "yabancılaşmaktan" başka birşey değildir. Tabi bu arada ülkede satranç üretimi yapan Düşün, Şah, Kale, Piyon ve daha bilmediğim bir çok üreticinin ocağına incir dikmek de başka bir pazar savaşını oluşturacak. Oysa TSF'nin bu üreticileri bir araya getirebileceğini ya da onların TSf için üretim yapmalarını sağlayabileceğini de daha önce yazmıştık. Çünkü Türk satrancının gelişiminde onların da payı vardır ve bunu gözetmek yakışırdı TSF'ye...
Ama en önemlisi şu:
"2005 yılından bu yana satranç dersi alan 2.250.000. öğrenci" neden etkin satrancı bırakıyor?
Bu soru neden sorulmuyor?
Sorulmaz elbette. Soru sorulmasını sevmiyor yöneticiler!...
"Taktik olmadan strateji, zafere uzanan en yavaş yoldur. Strateji olmadan taktik , yenilgiden önceki gürültüdür." Sun Tzu ...