Erözçelik versus Çiğdemoğlu ya da "edebiyat ve satranç&
#2
İnce bir fikir...
Hep söylerim; satranç yalnızca satranç taşlarıyla oynanmaz. Dahası gelişmiş bir beyindeki yetkinleşmiş aydınlanma, baktığı tahtadaki en uygun hamleyi üretme becerisine ulaşır. Sevgili Kıvanç Haznedaroğlu'nun yatarken hala roman okuduğunu arkadan gelenler bilmeli...

Böyle bir turnuvada oynamak isterim. Bir şiir aşığı olarak, şiir gibi hamleler üretmek çabası hoşuma gider. Bir çok sanatçının satranç oynadığını biliyorum. Oynayamasa bile sevdiğini, destek verdiğini... Örneğin Antalyalı şair Metin Demirtaş, oynamasa da önemini kavradığı için, ASEM'in kurucuları arasında yer almış, çalışmalarımıza hep destek vermiştir.

Benim şimdiden önerim, böyle bir turnuvanın kış ortası değil de, yaz tatiline girdikten hemen sonra olması olur. Gelenekselleşmesi dileğimdir.

Felsefenin asli görevleri arasında soru sormak vardır. Yanıt üretmek bilimin işi. Soruların çok az, yanıtların ise başdöndürücü bir hızla değiştiği dünyamızda, soru üretmek de alabildiğine zor bir iştir... Can İnce'nin bu önerisini aynı zamanda güzel bir soru olarak görüyorum. Güzel bir yanıt aranması gereken...
Hep beraber düşünelim.
Örneğin güzel şiirlerini "tattığım" Menderes Çoban, hemen bir şeyler söylemeli bu konuda. Ne dersin Menderes? Big Grin
Cevapla


Bu Konudaki Yorumlar
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Hüseyin AKTAŞ - 08-12-2010, 08:31



Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi