Abdullah İlhan'ı sevgi, saygı ve özlemle anıyoruz.
#1
Bazen bir yüreklendiren söz bir örnek davranış bile bir çocuğu bir aileyi satranca kazandırır. Bir kendini bilmezin bir tek sözü, bir görgüsüz, gönülsüz davranışı da uzaklaştırabilir. Bunu açmak üzere şimdilik not düşelim

Adettendir diye herkes için son bir kez sorarlar "hakkınızı helal ediyor musunuz?" Adettendir, hepimiz helal ederiz. Ben üç yıldır her 3 Ocak'ta bu forumda kendime soruyor ve yazıyorum. Bu satranç camiasında hepimiz gibi günahıyla, sevabıyla "insan gibi insan" ama pek çok insandan farklı olarak; gönlü zengin, karakteri yüksek, "adam gibi adam",ilk tanıdığım insan, Hoca" Abdullah İlhan'dır. Ben hakkımı helal ettim de acaba ona borcum kalmış mıdır diye yine de düşünürüm?

Bana önce adımla ya da soyadımla isterlerse sonra ünvanımla, lakabımla hitap edilmesinden büyük keyif alırım. forumdaki lakabımın hikayesini açıklayacağım. Adımın konma hikayesini de foruma nokta koyarken burada paylaşmayı düşünüyorum. Tanıtıcı resmim, gerçek adımla yazdığım TSF de, kapanan bir başka forumda ve yöresel satranç forumlarında da aynıdır. Yöresel forumda bir arkadaşımın benden çok sonra bile bile lakabımı "sahiplenmesi" nedeniyle onu "kırmadığım" için onun "hoca" olduğu yerde "1hoca" dır.

Neden lakabım yani kullanıcı adım Hoca? Artık günü gelmiştir, birini açıklayayım. Ben A. İlhan'a Apo'ya karşı hep "hocam Smile" derdim. Benden 4 yaş büyüktü ve kızımın hocasıydı çünkü. O da benimle konuşurken "Hocaa Smile " derdi. En sık da "Şu çayları ödeşelim" derdik. Alacak verecek hesabımız parayla değil çayla ödenirdi çünkü. Arkadaşlar arasında da benden bahsederken adımla değil kendi takdığı lakabımla hitap ederdi. Ve eklerdi "asıl hoca o Smile" diye.

Bu forumdaki hoca takma adını kullanma, bir şeyler yazma ve bir misyonu 5 yıldır nacizane sürdürme nedenlerimden biri de budur.

Bir tek erdemli sözüne bir fedakar ve toplumcu davranışına tanık olup, bir insana arkadaşım, kardeşim dediğinizde; o insanın yaptığı iyi ve önemli işleri düşününce ; eğer varsa bile, olacaksa bile, bütün hatalarına, sevaplarına, ideallerine, hayallerine, yarım kalmış "birgün mutlaka" dediğiniz işlerine tanık, kefil, ortak, taraf olursunuz. Böyle ender bulunan arkadaşlarımdan biridir Abdullah İlhan.

Aslında hayatını çocuklara ve insanlığa adamış kişilerden alacağınız değil sadece yaptıkları büyük işlerden payınıza "bir hisselik" insanlık borcunuz vardır. Hakkınızı seve seve helâl edersiniz. Adettendir diye bile hakkımı helal etmeyeceğim adamlar da var. Bu aralar üslup, ilke, yöntem, takma adların ardına saklanmak terimlerini kullanarak mesajlar gönderen ama"adımı açıklamana izin vermiyorum", "mesajlarımı da açıklama" da diyebilen zavallılar var diye de yazamıyorum. Diğer haklarım baki. Bu da benim hatam, günahım, ayıbım olsun.

Bu camiada İlk tanıdığım "adam gibi adam" Abdullah İlhan'dır derken devamı var ve sayıları çok sanmıştım. Yanılmışım. Sayıları fazla değilmiş. Onun gibi ilkeli insanlar bu ülkenin satranç camiasında elbette var da bu şehirde ben ilk günden on yıllar boyu sadece kural adamı değil gönül adamı da olan, son güne kadar eğilmeden dik durup, çok şey kaybetmek pahasına ilkelerini sürdürebilenine ne yazık ki rastlamadım. Ama satrançta onun insanlığını ilkelerini örnek alanlar, her yaştan çocuklar gençler özellikle öğrencileri aynı ideallerle yetişiyorlar. Bu bir umut. Bir umut kıvılcımı bile varsa inanılan güzel bir gelecek hedefi de mutlaka vardır.

Memleketin durumu ile satrancın durumu birbirine paralel. Üzülmek yok "Hocam Smile" Bu yıl geçen yıldan çok daha iyi değil diyeyim, sen nereye gittiğimizi anla.

Abdullah İlhan Anı turnuvası ayrıntıları izmir TSF de Oğuz Cem Akın tarafından yayınlanmış.

http://izmir.tsf.org.tr/2011/01/abdullah...turnuvasi/


Bu iletinin iletmek istediklerinize mi, hayata dair'e mi, turnuvalar'a mı? Forum hakkında'ya mı hangi kategoriye uygun olduğunu, moderatör-yönetici “kendi adıyla” takdir buyurup, istediği yere lütfedip koysun.
Ara
Cevapla
#2
Uzun bir aradan sonra bir santral ya da dozer operatörü mü desem eşek arısı peteği ya da kalorifer radyatörümü her ne haltsa SANAL MAKAM sahibi olmuş birileri benim de nevrimi döndürdüler ama sen bugün de yürektesin. Ruhun Şad olsun Hocam Smile
Ara
Cevapla
#3
Önceki gece hiç hüzünlü bir yazı yazmak istemedim. Hatta gülümseten bir yazı olmasını istiyordum. Gündemdeki konulardan, 2010 da kaldı sandığım forum çekişmelerinden, yılbaşı kutlamalarıyla bile üzerimden demek ki tam atamadığım öfke sinmiş yazdıklarıma. Öfke, hüzne ve neşeye baskın çıkmış. Benim için çok değerli bir insanı Abdullah İlhan'ı anma yazısında bile başka birilerine kızmakta ve "saymakta" olduğumu farketmemişim.

Yazımı değiştirme şansım olsaydı o yazıyı öyle yayınlamazdım. Hiç değilse yazıyı iki ayrı başlığa bölerdim. Umutlarım ve öfkelerim diye. Öfkelerimi ayrı bir başlıkta yayınlardım.

Üzüldüm açıkçası. Hoca'ya yakışır ve Hocam'a değer bir yazı yazmak ilk fırsatta sözüm olsun.
Ara
Cevapla




Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi