Akıl Tutulması
#8
.



[color=red]
[size=24]43![/size][/color]



1) 2011-1968=43

Basitçe.

2) 1985 yılında sosyal içerikli bazı hedefler için mücadele ederken, düşünerek yaşamayı seven insanların birlikte yapabildikleri “sportif bir eylem” olarak satrancın önemini ayrıca kavramış ve önce kafamda kurmuştum firma olarak "Düşün Satranç Merkezi"ni. Çok yakınımda olan ve nerede ise tüm günümüzü birlikte geçirdiğimizi söyleye bileceğim arkadaşlarım ile bile, yaklaşık altı yılım bu konuyu hiç konuşmadan, paylaşmadan, sürekli yapacaklarımı ve yapılması gerekenleri düşünüp planlayarak geçmiştir.

Üniversite yıllarımda; Dokuz Eylül Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Öğrenci Derneğinde (Demmöd) yönetici olarak çalışırken; bir bölümü gözaltılarda geçen hayaller ile dolu günlerimde bana düşünürken bile mutluluk veren hayallerimden biri de, sportif satranç ile ilgili kurumsal nitelikli planlarım olmuştu.


3) Hedeflerimi ve kurmayı düşündüğüm firmanın ismini ilk defa, değerli büyüğüm, İzmir de satranç ortamına önemli katkıları saygı ile anılan örnek insan rahmetli, Diş Hekimi Niyazi Baysan ile paylaştığımı hatırlıyorum. (Mart–1991)

Önce biraz espri ile başkaca firma isimleri önerip, sonrada; “ --Düşün=Fikir demek aynı zamanda. "Fikir Satranç Merkezi" diye bir firma ismi olamayacağına göre -Düşün Satranç Merkezi- diye bir firma ismi de olamaz. “ demişti.

Benim önermelerime karşı, Sayın Baysan'ın tezlerini uzun süre aramızda tartışmamızı ve onun nezaket dolu o yumuşak sesi ile "--Tamam ikna oldum. Hemen çalışmaya ve üretime başla!" deyişini de hiç unutamıyorum.


4) 1991 yılında, Sayın Kahraman Olgaç’ın çabaları ile Spor Bakanlığına bağlı olarak kurulan Türkiye Satranç Federasyonu'nun da İzmir’de ki ilk Fahri İl Satranç Temsilcisiydi, Sayın Niyazi Baysan. Bu görevi kısa bir süre sürdürdü. Aynı zamanda İzmir Satranç Derneğinin de azimli bir yöneticisi olan Baysan "kuvvetler ayrılığının" yararlı olacağına da düşünerek Satranç İl Temsilciliği görevini İzmir Satrancını yeni ufuklara taşıyacağına olan güveni ve inancı ile İzmir Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü'nün bilgisi dahilinde Sayın Dr. Olgun Kulaç'a teklif etmiş ve ısrar ederek de kabul ettirmişti.

Federasyonun kuruluş ve yapılanma yıllarında, İzmir'de ilk kez çıkarılan yaklaşık 350 civarı sporcu lisansında Sayın Dr. Olgun Kulaç'ın emeği ve doktor olarak imzası vardır. İzmir sportif satranç ortamının en mutlu, en sağlıklı ve en güzel yıllarıydı...


[size=18]Filmi Tekrar İzlerken...[/size]

5) Düşün Satranç Merkezi "1991" yılında kuruldu. Ben ve İzmir de sportif satranç ile ilgilenenlerin yakından tanıyacağı, Hakan Koşan, Emine Hacıoğlu(Alpaslan) girişimi ile. Daha sonra Sayın Şevki Hacıoğlu'nun da katılımı ile daha da güçlenerek çalışmalarına devam etti. (Bu arada kurucuların hepsi ilk yıllarda başkaca işler de yaparak yaşamını sürdürüyor ve hesabı tutulmayan bir şekilde Dsm'ye mali katkı yapıyordu.)

İlk dokuz yıl, zarar ederek ve inanç ile Türkiye'nin "ortalama yarısını " defalarca yılmadan, yorulmadan gezerek, "başarılı olamayacağımızı boşa uğraştığımızı" alaylı imalar ile söyleyip duranlara inat, (Alınganlık göstermesinler ama Sayın İsmail Doğantuğ ve Adem Altınkaya örneğin) İzmir de satranç ortamına yeni giren gençleri de arkamıza alarak, ( Sayın Haluk Giydiren'i, Zafer Seçen'i, Cem Aygün'ü, Abdullah Arık'ı, Göker Özkan'ı, Emre Güner'i, Barış Mıhladız'ı, Fırat Salepçi'yi, Umut Sayman'ı anmadan geçmek olmaz.) Düşün Satranç Merkezini "sosyal yönü kuvvetli", adeta bir enstitü gibi çalışan "tanınan, saygın bir marka" yapmayı başarmıştık...


6) Güncel durumda; sosyal duruş yönünden, satranca ve sportif satranç ortamına yaklaşım yönünden, ayrı düştüğümüz Sayın Enis Bilyap, Oğuz Cem Akın ve Ahmet İsmail Doğantuğ ile de, o zor yıllarda önemli sayılabilecek işlerde ve projelerde birlikte çalıştığımızı hiç istemeyerek de olsa söylemek zorundayım.

Fakat "Su akıyor, yolunu buluyor." ne yazık ki.
Ben bugün, aynı ortam da, tekrar “birlikte” bile bulunamayacak kadar ayrı düşmüş durumdayım; pek çok eski yoldaşımdan...


7) 1995 yılında İzmir'de, Sayın Ferit Çömez ve arkadaşlarının sponsörlüğü, Sayın Enis Bilyap ve Sayın Hayati Tuncer'in idareciliği ile "ilk defa afiş basılarak" ve o zaman için üç ay gibi çok erken sayılabilecek bir süre önce "yaygın tanıtımı yapılarak" Türkiye satranç kamuoyuna ısrarlı bir genel katılım çağrısı ulaşan, "258" sporcunun katılım ile, gerçek anlamda "ilk defa" kaliteli bir ortamda başlayan, (Prenses Termal Otel-Balçova-İzmir henüz açılışını dahi yapmamışken, Otelin kurucu Müdürü de olan Sayın Hayati Tuncer’in inisiyatifi ile nezih ortamının sunduğu bütün olanaklar ile salonlarını genç satranççılar için açmıştı!) Tsf Türkiye Satranç Yaş Grupları Birinciliği turnuvasından itibaren; 2004 yılına kadar Tsf'nin yaptığı tüm "Türkiye Satranç Yaş Grupları Birinciliği" turnuvalarında satranç takımı olarak Düşün Satranç Merkezinin ödünç(?!) verdiği satranç takımlarının kullanıldığını, bu turnuvalarda kullanılan satranç saatlerinin de bazı zamanlar hepsinin ama genellikle çoğunun DSM'ye ait olduğunu bilir misiniz?

Bilir misiniz; Tsf'nin "sportif satranç" ile ilgisi olmayan "satranç" yöneticileri?


8 ) Bu geçen dokuz-on yıllık sürede "uluslararası turnuvalar ve lig maçlarında" da DSM'nin gönülden yaptığı ve hatta hiç reklâmını dahi yapmayı düşünmeden sürdürdüğü teknik sponsörlükler, ihtiyaç duyulduğunda direkt maddi sponsörlük şeklini de alarak devam etmişti.

Bu kadar "karşılıksız" desteğin yanlış olduğunu; sohbetlerimiz sırasında defalarca yineleyerek söyleyen Sayın Kıyasettin Aydın'a, doğru çıkan bu dostça uyarı içerikli öngörüsü için, geriye dönüp bakınca gördüğüm manzara karşısında, o zaman için kendisini anlayamamış olmanın üzüntüsü ile saygılarımı sunarım.


9) Sayısı 50'nin üzerinde olan, teknik altyapı içerikli sponsörlük sürecinde, Düşün Satranç Merkezi'nin geri dönüşünü sağlayamadığı satranç takımı ve saatleri ile ilgili olarak kendi malzeme stoğumuzu kontrol etmek için tuttuğumuz notlarımızdan bir sayısal sonuç çıkarttım.

İnanması zor bir sayısal büyüklük oluşturan bu kayıp malzeme toplamını, sineye çeken ve "sportif satrancın yaygınlaşması" sürecinde, Tsf'nin "bütçesinin" bile yapılan faaliyetlere oranla, kıt olduğu yıllarda, bu kayıpları "görev zayi yatı" sayıp arkasını dahi aramayan çalışma arkadaşlarıma da saygılarımı sunarım.


[size=18]Yok!..[/size]

10) Düşün Satranç Merkezi artık yok!...

07-Şubat–2010 tarihinde geçici olarak faaliyetlerini durdurdum. Önce sadece altı ay için.

Sonra bir altı ay daha uzattım.

Ve artık kapatıyorum. Kendimi de "fikren" ikna etmiş durumdayım.


11) Birlikte çalıştığımız, çalışabildiğimiz dönemde bu firma için satranç kamuoyu önünde söylediklerinizi, Tsf başkanı olarak firmamıza verdiğiniz ve fakat bizim almak için sunumu yaptığınız salona dahi gelmediğimiz "Onur Ödülü"nü hatırlıyorsunuzdur sanırım Sayın Ali Nihat Yazıcı beyefendi... (Aynı bina içerinde bulunmamıza rağmen!)


12) Öncelikle; "Düşün Satranç Merkezi" zarar ettiği için kapanmadı. Üretim yaparken hatta yeni hedefler ve amaçlar ile kaliteli ve ekonomik bir "Takım+Pano" serisi üretimi için önemli sayılabilecek bir mali yatırım yapmış durumda iken, üretimini yarı mamul durumda bırakarak, "imalat çalışmasını" durdurdu. Üstelik üretim ham maddesi stokları ile birlikte. (Öylece duruyor. Gelin, görün...)


13) Anlıyorsunuz değil mi? "Dost başa, düşman ayağa bakarmış" misali sürekli ayaklarıma bakan değerli dost(?!)larım!!


14) Bir üretim çalışanı ve idareci olarak benim gerek Tsf, gerekse İzmir Satranç İl temsilciliği çalışmaları konusunda duyduğum rahatsızlık hat safhaya ulaşmıştı.

Satranca olan ilgim, “satrançtan para kazanma” amacı ile hiç bir zaman bire bir örtüşemedi de zaten.

Satrancın toplumda yaratma ihtimali olan, olumlu sosyal değişim yönündeki konumu ve etkisi ile ilgilenmek her zaman daha fazla ilgimi çekmiştir.


[size=18]Kan Uyuşmazlığı...[/size]

15) 1-Ocak-2005 den sonraki süreçte başta Sayın Ali Nihat Yazıcı olmak üzere, Tsf'ye yakın olan birimlerin Dsm’nin ürünlerinin kullanımı ve alım satımını engelleme konusunda, kitleleri yönlendirme amaçlı açık bir propaganda yaptığını, bu konuya duyarlı çevrelerce biliyor. (Bilmeyenlere şahitleri ve yaşanmış olaylar-diyaloglar ile çok kolay kanıtlayabilirim. Daha önce Özgür Satranç Forum’da, değerli dostum Sayın Hüseyin Aktaş bu konuya değinen güzel bir yazı kaleme almıştı. "STAUNTON, KASPAROV, ANAND VE DSM” http://forum.satranc.biz/viewtopic.php?t...sc&start=0 )

Sayın Ali Nihat Yazıcı; sizin aleyhinizde bir sonuç çıkartmak için yazmadım bu satırı. Yakın dostlarım bilir; hiç bir zaman bu konu ile ilgili olarak "aleyhinizde" bir söz söyleyip sitemde de bulunmadım. Normal karşıladım davranışınızı.

Normal di zaten...


16) Yıllardır dostum olan pek çok Satranç İl Temsilcisi, spor kulübü yöneticisi, antrenör ve sporcular bizi yalnız bırakmıyordu. Ayrıca asıl olan ürün değil miydi?

Ürünlerimize ve ithal ederek sattığımız ürünlere olan güvenimiz ve her zaman satranç ortamının lehine olduğunu rahatlık ile iddia edebileceğimiz "fiyat politikamız" ile yeni yeni pazarlar bularak hiç sıkıntı yaşamadan satış yapabiliyorduk. Ürünlerimiz de önemli yenilikler dahi yapmıştık.


17) Fakat fiziğe ve mekaniğe ilgisi olanların yakından bildiği bir sorun vardır. "Mekanik yorgunluk" veya malzeme yorulması.

Sürekli iç gerilim-dış gerilim değişimi; ısınıp tekrar soğuma etkisinin devamı vb. nedenler ile oluşur.

Örneğin bir uçak sebepsiz olarak, hiç bir şeye çarpmadan veya hiç bir şey ona anormal bir kuvvet etkisi göstermemiş olmasına rağmen, aniden havada parçalanıverir.

İşte DSM'de de buna benzer bir şey oldu.


18 ) Dış mihrakların etkisi ile değil ama "iç mihrakların" etkisi ile bir şeyler kötüye gidiyordu. Her şey iyi ve normal gibi görülürken aslında patlamak üzere olan "uçağı" patlamadan, tekrar havalanmasının zor olacağı kısa bir piste indirmeyi başardık.


19) Ve ilk iş olarak İzmir de Satranç İl Temsilcisi de olan, uzun bir dönem pek çok işte birlikte çalıştığımız, Sayın Selçuk Büyükvural'ı incelemeye karar verdim.

[size=18]
Hatanın En Büyüğü...[/size]

20) Selçuk Büyükvural, 1999 yılı sonlarında Sayın Halil Şentuğ'un (Halil Şentuğ günümüzde, Kıbrıs Satranç Federasyonu’nda yönetici olarak görev yapıyor) İzmir Satranç İl temsilciliği görevini bırakıp İzmir’den ayrılarak Kıbrıs’a yerleşmesinin ardından, bu görevi kısa bir süre sürdüren, Sayın Yakup Çeliker'in de bu görevi aynı yıl bırakması ile, 2000 yılında İzmir Fahri Satranç İl Temsilcisi olmuştu.

Benim önerim ve de desteğim ile.


21) Büyükvural 2001 yılı 12-Haziran tarihine kadar sürdürdüğü bu görevden, Sayın Yakup Çeliker'in "2001 yılı İzmir Yaş grupları İl Birinciliği Turnuvası" ile ilgili kendisini "Mali" usulsüzlük ile suçlayan bir dava açması ve o zaman için İzmir Seferihisar Lisesi Felsefe öğretmeni olan Sayın Mehmet Sarsmaz'ın İzmir Valiği'ne Mayıs-2001 de yapılan Satranç antrenör semineri ile ilgili yine "Mali" içerikli bir şikayet dilekçesi vermiş olması neticesinde 11-Haziran-2001 tarihinde İzmir Gsim tarafından bu görevden alındı. Belge ve bilgiler benim arşivimde duruyor.

Büyükvural kararlara itiraz ederek ve mahkeme sürecine itirazını yineleyerek sürdürdü. Sonuçta "kendisi aleyhine oluşan idari sonuçlar yönünden, lehine müspet sonuç" aldığını bize söylemişti. Fakat bu konuda kesin bir bilgim yok.


22)13-Haziran-2001 den, 2005 Şubat ayına kadar İzmir Satranç İl Temsilciliğini görevini istemeyerek ben sürdürdüm.


23) Büyükvural 2005 yılı Şubat ayından başlayarak yeniden İzmir Fahri Satranç İl Temsilcisi olarak atandı.(Devlet derindir.) Bu dönem benim, Tsf Başkanı Sayın Ali Nihat Yazıcı ve Büyükvural ile diyaloglarımızın kalmadığı yeni bir sürecin başlangıcıydı da aynı zamanda.


24) Büyükvural Şubat 2005'den başlayan, Aralık 2009'a kadar olan dönemde İş bankası Alsancak şubesi 3041-917593 nolu şahsi hesabına İl'de yapılan "resmi" turnuvalarda, "zorunlu katılım bedeli" adı altında para yatırılmasını sağlamıştı.

Gizlisi saklısı yok!.. Girin İzmir Tsf'nin web sayfasına, çoğu silinmesine rağmen arşivlerde bu bilgi net olarak hala duruyor. Bilişim polisinin yapabileceği geriye dönük bir inceleme ile silinen delilleri de hukuki muhakeme sürecinde kullanılabilecek şekilde bulmak pek tabii ki olanaklı.


[size=18]
Bozuk Muhakemede Sağlam Kanıt...
[/size]

25) Bu konuyu, “usulsüzlük içerikli şikayet içeren bir dilekçenin” eki olarak, yani usulsüz bir yaptırım ile sporculara resmi turnuvalar öncesi turnuvaya katılım şartı olarak zorunlu tutuldukları, şahsi bir hesaba yatırtılan paraları, örnek banka dekontu ile birlikte, İzmir Gsim'e verilmesini sağlamamın üzerinden "bir yıl beş ay!" geçti.

Sonuç...

Yok.......


6) Sayın Ali Nihat Yazıcı duyuyorsunuz biliyorum. Eski dost düşman olur mu?
_ _ _ _ _ _ _ _ _!

Dikkatle dinleyin anlatmaya devam ediyorum.


27) Sayın Selçuk Büyükvural; sizde duyuyorsunuz biliyorum...

Konu bu kadar basit ve de dar değil. Söyleyecek çok şeyiniz olmalı. Karşı takımın önerdiği teşvik primlerine hiç bir zaman dönüp bakmayacağına inandığım yeni Avukatım Sayın ....... ......... gelecek hafta bu konuyu yargı sürecine taşıyacak girişimleri de başlatıyor.

Göreceğiz...



28 ) 2010 yılı içinde "Fahri" olarak çalışan İzmir Satranç İl Yönetiminin, usulsüzlük ve kaba hata içerikli uygulamalarını "ihbar ve tenkit" amacı içeren dilekçelerimi ilgili kurumlara değişik tarihlerde vermiştim.

Benim dilekçelerimin haricinde satranç ortamı ile ikinci dereceden ilgili olduğu söylenebilecek başkaca duyarlı yakın arkadaşlarımda bazı dilekçeler vererek, kaba hatalar ile dolu yürütmenin durdurulması içerikli taleplerde bulundular.

Bu konular da ki bilginin önemli bölümü Özgür Satranç Forum da açılan "Sadece İzmir Satranç Ailesinin Sorunumu??" başlığı altında Sayın İskender Altındiş, Mehmet Karadaş, Hüseyin Gümüştekin, Deniz Esen ve Eray Selim Er imzaları ile yayımlandı.

Ayrıca http://www.9eylulsatranc.biz web sayfasında:

http://www.9eylulsatranc.biz/index.php?o...&Itemid=98

sekmesinde "İzmir'de İl Birinciliği Turnuvalarına Katılım Artık Ücretsiz" başlığı altında da ayrıntılı bilgi bulabilirsiniz.

Bakmanızı öneririm, Türkiye Satranç Federasyonu'nun değerli "Teknik Kurul" Üyeleri.


29) Teknik usulsüzlük ve resmi turnuvalarda “usulsüz maddi kazanç” amaçlı konuları irdelediğim, delilleri ile tespitini sunduğum dilekçelerimi, başta İzmir Gsim olmak üzere ilgili kurumlara, 2011 yılında da, farklı bir düzen içinde iletmeye devam ettim.

Bu dilekçelerimin nerede ise tümüne "yasal süresi içerisinde" hiç bir cevap verilmedi. Verilemedi!..

Önemli bölümü sübut delil içerikli, usulsüz "Hakem Kurulu ve İl Düzenleme Kurulu" uygulamalarını irdeleyen bu dilekçelerimde 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu çerçevesindeki taleplerim bile cevapsız kaldı.

Bilgilerinize sunar gereğini arz ederim, Federasyon Başkan Vekilimiz Sayın Tahsin Aktar.


[size=18]Görünen Köy... [/size]

30) Tsf Başkan Vekilimiz Sayın Tahsin Aktar, aslında bahsettiğim konuların bilginiz dâhilinde olduğunu düşünüyorum. Fakat ola ki bilginiz dâhilinde değilse İzmir Gsim den kopyasını alıp bir göz atmanızı dilerim. Hepsi data olarak da bende var. Evrak kayıt no'ları ile birlikte tarih sırasına göre kayıtlı olan bu dosyalarımı "interaktif yoldan" da, talebiniz doğrultusunda iletebilirim.

Yıllarca Federasyonda birlikte de çalıştık. "Gözden ırak olan, gönülden de ırak olur" bilirim. Fakat bu tür teknik konular her zaman sizin daha çok ilginizi çekmiştir..

Bu açıdan...


31) Başkan vekilimiz Sayın Murat Kul; ben sizi satranç sporunun içinden gelmeyen bir kişi olduğunuz ve Tsf yapılanmasında büyük önem taşıyan bir görevi sürdürdüğünüz için yıllardır yadırgayıp kafamda dışlıyorum. Ama benim bu şahsi yaklaşımım sizin başarılı bir "İdareci" olduğunuz gerçeğini değiştirmez.

Özellik ile İzmir Gsim'e vermiş olduğum dilekçelerde Tsf'nin sportif yapılanmasındaki hatalardan kaynaklanan konuları irdeleyen önemli bölümler var. Bu konuları sizin de sadece "idareci" bakış açısı ile incelemenizi canı gölünden isterim.

İlginizi çekeceğini de düşünüyorum...


32) 2011 yılı 1-Ocak tarihinden başlayan ve değişik kurumlara dilekçe ile başvurularımı içeren mücadele sürecimi "Sadece İzmir Satranç Ailesinin Sorunumu?? -2-" başlığı altında forumda yayımlayıp tartışmaya açma sürecine de bu hafta başlıyorum.


33) Tsf Yarışmalar Talimatında;

İl Düzenleme kurulları:

Madde 14- İl Düzenleme Kurullarında kulüplerden birer temsilci yer alır. Satranç bilgi ve birikimi ile bilinen kişiler de kurula girebilir.

İl Düzenleme Kurulunun başkanı İl Temsilcisidir. Kurul, başkan hariç en az beş kişiden oluşur. Kurul üyeleri kendi aralarından bir as başkan, bir yazman seçerler.

İl Temsilcisinin yazılı teklifi, İl Müdürlüğünün uygun görüşü ve Federasyonun onayı ile göreve gelirler. İl Düzenleme Kurulu için önerilen isimler konusunda onay öncesi Teknik Kurulun görüşü alınır.

Kurul üyelerinde, İl temsilcileri için atamada öngörülen koşullar aranır.
....
denmektedir.

İzmir de göreve yeni başlayan İl düzenleme kurulu bu süreçte talimata uygun olarak incelenip atanarak mı göreve geldi diye sormak istiyorum? Tsf Teknik kurul başkanımız Sayın Abidin Ünal.


34) Bu konuyu kamuoyu önünde direkt size sormamın sebebi şudur:
Yarışmalar talimatı Madde 17'de:

"İl düzenleme kurullarının görev ve yetkileri" başlığı altında

...
d. Yarışma yönergelerini, programlarını düzenlemek, görevi İl düzenleme kuruluna verilmiştir.
... deniyor.
İzmir'de, yapılan resmi turnuvaların yönergelerinin İzmir Satranç İl Düzenleme Kurulu tarafından yapılmadığı ve özel turnuvaların yönergelerinin de bu kurul tarafından incelenmediği konusunda şüphe uyandıracak pek çok uygulama yapılmaktadır.


[size=18]
"Sehven Hata" Anlamı Ne Ki?[/size]

35)Örneğin:

Ocak ve Şubat aylarında yapılan Resmi İl Faaliyet Programında da yer alan İlkhaftasonu Turnuvalarına, turnuva başhakemi tarafından özel isimler konulmuştur. Basit bir keyfiyet ile İzmir Satranç İl Düzenleme Kurulu kararı olmaksızın turnuvalar, "Niyazi Baysan ve Minnetullah Haydaroğlu Anı Turnuvası" ismini alıverdi. Dilekçe ile sordum bu kişiler kimdir? ve turnuvaya isimleri niye verildi? Turnuvalara verilen isimler, niçin yapılan turnuvaların açılışında veya ödül töreninde "İsmi verilen kişiliğe ve bu kişinin satranca olan katkısına saygı gösterilerek açık bir konuşma metni ile sunulmadı? Yapılan yönerge değişikliği İl düzenleme kurulunun bilgisinde mi? diye.

Cevap alamadım. İki aydan fazla bir zaman geçti. Ne denir? Bilmem ki...


36) Son yaşadığımız olay daha da ilginç, Tsf Teknik Kurul Başkanımız Sayın Abidin Ünal.

http://izmir.tsf.org.tr/ web sayfasında, 26 Nisan 2011 tarihinde İzmir İl Faaliyet Programında yer alan Mayıs İlkhaftasonu turnuvanın başlamasına sadece üç gün kala, 20:56 da, Birol Yüce kullanıcı adı ile yayımlanan Mayıs İlkhaftasonu Turnuvası yönergesinden bahsetmek istiyorum.

Geçtiğimiz on yılda açık olarak yapılan bu turnuvanın yönergesinin “Katılım” maddesi komik şekilde değişti. Bu değişim ile ilgili olarak İzmir’li bir zatışahanenin muhteşem yorumu “yarı kapalı turnuvamız oldu” şeklinde. Haklı da!!! ( http://izmir.tsf.org.tr/uploads/2011/04/...ergesi.doc )

KATILIM :

Yarışmaya katılım hakkı olan sporcular aşağıda belirtilmiştir.
i. Başvurular, 29 Nisan 2011 tarihine kadar www.izmir.tsf.org.tr adresinden online yapılmalıdır. Başka yollarla yapılacak başvurularda, kaybedilecek haklardan organizasyon sorumlu olmayacaktır.
ii. 1 Ocak 1968 ve sonra doğanlar katılabilir.
iii. 2200 altı ELO puanına sahip ve ELO’su olmayan sporcular katılabilir.
iv. Katılacak sporcularda 2010-2011 TSF lisans şartı aranır. Lisans kontrolü turnuva öncesinde “Lisans Bilgi Sistemi” den yapılacaktır. Tüm sporcular yarışma öncesinde lisans işlemlerini tamamlamak zorundadırlar.


image.jpg

image.jpg

image.jpg

image.jpg


Ve ben bu turnuva yönergesinin İzmir Satranç İl Düzenleme Kurulu kararı ile yapılmış bir değişiklik ile değil, bizzat yönergenin resmi web sitesinde yayımında "adı" geçen şahsın “bireysel” uygulaması neticesi ile değişmiş olduğuna inanıyorum.

Hatta eminim...

37) Bakın ayrıca “aynı saat ve aynı dakikada” mail adresime gelen ilginç bir posta var. Basitçe ve açıkça “Provokasyon” içerikli bu mail ile de ne yapılmaya çalışıldığı konusunda ki fikrinizi öğrenmek isterim.



mail.jpg


Talimatlar uyarınca Tsf Teknik Kurulu altında; çalışma şekli “Tsf Yarışmalar Talimatı” ile açıkça belirlenmiş İzmir Satranç İl Düzenleme Kurulunun bir (veya belki? birkaç) üyesince "ŞERREN" yapılmış belgeli, talimata aykırı, hatalı uygulama örneği!!!


[size=18]Sözün Bittiği Yer...[/size]

38 ) 2001 yılında 22-Haziran da değerli arkadaşım, Sayın Halit Yücel ile o zamanın genç sporcuları olan Sayın Gürkan Ergün ve Emre Güner birlikte Düşün Satranç Merkezinde sohbet ediyorduk.

Teorik satranç araştırmalarına olan ilgisi oyunculuğundan fazlaca olan Sayın Yücel, yaz aylarında okullar tatildeyken bile genç sporcuların aktif satranç spor ortamına katılamıyor olması konusuna değindi. Sistematik spor yapılabilecek ortam yokluğunun tabandaki gelişimi engelliyor olması, ortaya çıkan kondisyon eksikliğinin ise teorik olarak satranç çalışmayı bile engellemesinden hareket ile, Macaristan'da yapılan "First Saturday chess tournaments series" benzeri bir turnuvanın yapılmasının gerekliliğini ısrar ile vurguladı.

Aynı gün, hem First Saturday, hemde benzeri turnuvalar üzerine incelemeler yaparak "Her ayın ilk Cuma-Cumartesi ve Pazar" gününü kapsayan ilk hafta sonunda "İzmir İlkhaftasonu Satranç Turnuvası" adı ile bir turnuva başlatmaya ve şartlar ne olursa olsun bu turnuvalar zincirini ilelebet sürdürmeye karar verdik.
Sayın Yücel, kendisinin her koşulda yapılan tüm turnuvalara, "sistem yerine oturup genel kabul görünceye kadar" katılacağına söz verdi ve ortamda bulunan genç sporculardan da söz aldı. Ve "İzmir İlkhaftasonu Satranç Turnuvası" zinciri genel kabul görüp yaygın bir katılımcı sporcu talebi ile yapılmaya başlayıncaya kadar da bu sözlerini tuttular.


39) Dereceye giren sporculara önceden belirli sabit bir maddi ödül sunan, kupa ve madalya verilen bu turnuvalarda sembolik bir katılım payı alınıyordu.(İlk yıllarda katılımcıların ortalama yarısı, davetli sporcu olarak katılım payı alınmaksızın turnuvaya katıldı.)

İlk üç yıl boyunca bütçesine mali destek yapılarak, düzenli olarak sürdürülen turnuvalarda, turnuvalar zincirini tanıtım amaçlı olarak bastırılan afiş, broşür, kalem, notasyon kâğıdı vb. ürünler ile birlikte hakem giderlerini Düşün Satranç Merkezi karşılamıştı.

Turnuvalar zincirinin İl dışından katılan sporcuların da desteği ile (Manisa grubunu yönlendiren Sayın Tayfun Çiloğlu, Zeki Diril, Mehmet Albayrak, Kanber Gürel ve Engin Tatlıcıoğlu'nu unutmak olanaklı değil.) kendi kendine yeter hale geldiği dördüncü yılın ilk turnuvaları sırasında, tanıtım çalışmalarının tasarımını da yapan, o zamanın İl Düzenleme Kurulu üyesi Sayın Adem Altınkaya ile turnuvalar zincirinin ilk üç yılının maliyet analizini yaptığımızda 18-20 bin tl civarı rakamsal maliyeti olduğu sonucuna ulaşmıştık.

40) Ve bugün, "Günümüzde" aynı turnuva zincirine benim sporcu olarak katılmamı engellemek için turnuva tüzüğüne ek özel madde konuluyor!!

1. KATILIM :

Yarışmaya katılım hakkı olan sporcular aşağıda belirtilmiştir.

ii. 1 Ocak 1968 ve sonra doğanlar katılabilir.

Atilla Alpaslan> 09-09-1967 doğumlu. Turnuvaya katılamaz!!

Üç ay, yirmi bir gün fark ile turnuvaya katılamıyorum. Çok üzüldüm?!


41) 2005 Ocak ayından itibaren sporcu olarak turnuvalara katılmıyordum. Ekim 2010 da İzmir İl Birinciliği Turnuvasına katılarak tekrar satranç oynamaya başladım. Geçen yedi aylık sürede İlkhaftasonu Turnuvaları dâhil katıldığım altı turnuvada 210 puan civarında Ukd kaybettim. (Sitres+Gerilim=Kötü sportif performans.)


42) Yaklaşık bir ay önce Sayın Fatih Gerçek'in satranç eğitimi de verdiği Ephesos Sanat Merkezin de karşılamıştık Sayın Halit Yücel ile.(20-Nisan'da)

“-- Senin yeniden İlkhaftasonu turnuvalarına katıldığını öğrendim. İsmail Doğantuğ da katılıyormuş. Mayıs ayında ben de varım bu turnuvalarda. Görüşürüz.” demişti.


Ne yazık ki, ne Sayın Yücel nede Doğantuğ bu turnuvaya katılamayacaklar!!

Turnuvaya 1-0cak-1968 ve sonra doğanlar katılabiliyor......!!!

Biz hepimiz 43 yaşından büyüğüz! Ne yapalım..?


43)”Amirlerimden aldım yüksek terbiye. Yaparım görevimi!” ( Orhan Kemal’in “Murtaza” isimli romanından uyarlanmış olan “Bekçi” isimli filmde, değerli sanatçımız Müjdat Gezen’in başrolde büyük bir başarı ile canlandırdığı Bekçi karakterinin meşhur repliği.)

Ve işte İzmir’de yaşanan bu olay ise gerçek bir yüksek terbiye örneği!!



Utanmazlar; utanmazlar! Çünkü “utanmaz”dırlar…
Sürekli öğrenmek iyidir.Öğrendiklerini doğru kullanabilmek daha iyi.(Eski lahit yazıtlarından alıntı.)
Ara
Cevapla


Bu Konudaki Yorumlar
Akıl Tutulması - Yazar: Şahin Sever - 27-04-2011, 21:16
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Şahin Sever - 28-04-2011, 20:49
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: auxilia07 - 30-04-2011, 01:04
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: İskender Altındiş - 30-04-2011, 09:25
=> - Yazar: Atilla Alpaslan - 06-05-2011, 09:58
43 - Yazar: Atilla Alpaslan - 04-06-2011, 02:17
Kişi kendini bilmeli... - Yazar: oguzcemakin - 21-03-2012, 23:49



Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi