Satrançta Şike
#81
http://tsf.org.tr/images/stories/2014-20...si_son.pdf

Listede bahsi geçenin ismi görünüyor.

Demek ki oynaması uygun görülmüş.


Takım müsabakalarında eğer 4-4 gibi bir sonuç her iki takımın işine yarıyorsa, bence önceden konuşmalarına bile gerek yok.

Belki takım kapatanı'nın beraberliklere müdahele etmemesini sağlamak bir nebze sorunu çözebilir.

Önceden anlaşmamış olsalar bile siz yinede bu takımları kıyasıya mücadele ettirmek istiyorsanız; ya beraberlik kuralları değişecek ya da başka bir formül bulunacak.

Bu durum zor ve paradoks içeren bir problem gibi görünüyor.
Ara
Cevapla
#82
Şike deyince birçok kişinin aklına maç satma geliyordur. Ancak şike, müsabakanın sonucunu müsabakadan önce belirleyerek bir menfaat sağlamaktır.

Benim açımdan konu ne anlaşmalı(maç sırasında) beraberlikler, ne güzel partiler izlemek, ne de başka sporlardaki durumdur. Terinin son damlasına kadar mücadele edenlerin emeğinin karşılığının tahtanın dışında belirlenmesi satranç sporunu, hatta hiç bir spora yakışmamaktadır. Şikenin satranca bulaşması ve giderek artması şüphesi beni son derece rahatsız etmektedir ve ileriye dönük somut önlemler görememek beni korkutmaktadır.

Tekrar tekrar yazıyorum ama ben bu konuya taktım. Bachana ve ardından liglerde sayısı artan bazıları konusunda şüpheye dahi yer olmayan, bazıları ise şüpheli gelen takım halinde çok kısa beraberlikler inşallah vücud geliştirmenin dopingden edindiği kötü intibanın aynısını satrancın şikeden edinmesine sebebiyet vermez.
Ara
Cevapla
#83
(02-08-2015, 10:51)Attorney at Law Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Geçmişteki olayları buraya taşıyıp, "Bak eskiden de şike yapılıyordu ama birşey olmuyordu!" havası yaratmaya çalışıp günümüzdeki şüpheli olayları masum gösterme çabasında mısınız? Size bana sordunuz, ben de size soruyorum Aşkın Bey; Bachana, Kulüpler Şampiyonası beraberlikleri, 1. Lig beraberlikleri size göre nedir? 3ü için de ayrı ayrı net yorumlarınızı bekliyorum.
Sorumu Aşkın Bey'e hatırlatıyorum.
Ara
Cevapla
#84
(02-08-2015, 22:18)Attorney at Law Nickli Kullanıcıdan Alıntı:
(02-08-2015, 10:51)Attorney at Law Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Geçmişteki olayları buraya taşıyıp, "Bak eskiden de şike yapılıyordu ama birşey olmuyordu!" havası yaratmaya çalışıp günümüzdeki şüpheli olayları masum gösterme çabasında mısınız? Size bana sordunuz, ben de size soruyorum Aşkın Bey; Bachana, Kulüpler Şampiyonası beraberlikleri, 1. Lig beraberlikleri size göre nedir? 3ü için de ayrı ayrı net yorumlarınızı bekliyorum.
Sorumu Aşkın Bey'e hatırlatıyorum.

Benim M. bACAHANA konusundaki tespit, düşüncem ve tavrım asla değişmedi.
Değişmeyecektir de...

Çanakkale TROYA da ben de oynadım, Keşan'da ve Konya'da yoktum.
Ama aynı oyuncunun Çankkale ve Keşan da benzer olayı yaptığı sabittir.

Kuvvetli şüphe aramam.
Gerek de yok zaten!

AÇIKÇA VE BİLİNÇLİCE KENDİSİ TARAFINDAN YAPILMIŞ VE İTİRAF EDİLMİŞ BİR OLAYDIR,

ŞİKEDİR!

İSTER TSF, İSTERSE GSGM, BELKİ DE FIDE...

İSTER TAHKİM KURULU İSTERSE DE CAS.

Beni ilgilendirmiyor.
Yapılan şikedir.
Şikeye teşvik de vardır.

Daha önemlisi ne yazık ki;
[size=large]Şike meşrulaştırılmıştır.[/size]

İki yanlıştan bir doğru çıkmaz!

TURNUVADA YAPILAN ŞİKEYİ ANINDA TUTANAKLA TESPİT ETMEYENLERİ,
ÖNLEM ALMAYANLARI DA ORGANİZATÖR, BAŞHAKEM, GÖZLEMCİ VE İLGİLİ KURULLAR,
HER KİM OLURSA OLSUNLAR.

SONUNA KADAR PROTESTO EDİYORUM.

---

KULÜPLER ŞAMPİYONASI İLE İLGİLİ OLARAK DA;

Eğer şike var ise;
1- Masa hakemleri,
2- Baş hakem,
3- Gözlemci,
4- Turnuva direktörü,
5- Her iki takımın kaptanları ve oyuncuları,
6- İdarecileri
7- Yan masalardaki takımlar ve oyuncuları
varken ve bunların görüşleri alınıp alınmadığını bile bilmiyorum.

Takımların neden ve nasıl berabere yaptıklarını da bilmiyorum.
Haklarında tutanak tutulmasına gerek bir dayanak yarışma maddesi var mıdır? Bu açıklanmalıdır.

Ancak işte burada gözlemlere dayalı tespitler var.
Kısa beraberlikler, önceden anlaştıklarına dair belirtiler, şüpheler var.
Şikeye doğru kuvvetle muhtemel bir durum da var.

Ancak ayrılması gereken bir durum da vardır.
Kendisine -1- takım puanı yetecek olan takımları ve oyuncuları ayırmak gerekir.
Bu oyuncuların ne şekilde karar verebileceklerini; kaptanına danışıp danışmayacağı konusunda düzenlemeler yapılmalıdır.

Bence burada kurallar eksik, netlik getirmiyor, tartışma da bundan çıkıyor.


Şimdi bu takımların şike yaptığını söylemek için tespitlerin kesinliği önemlidir, diye düşünüyorum.
Bu konuda düşüncelerim açık ve nettir.

Şike yaptığı kesinleşen/kuvvetli şüphelere dayalı takım ya da kulüpler kulüp, kimin olduğuna bakılmaksızın gerektiği gibi cezalandırılmalıdır.

Eğer ben sponsor olsam ya da ismimi bu turnuvaya vermiş olsam toplum nezdinde büyük rahatsızlık duyar, kararlarımı tekrar gözden geçirirdim.

Şike yaptıkları kesinleşen kişi yada kuruluşların cezalandırılması gerekir.

Bu çok açıktır ve tartışılmazdır.
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#85
(03-08-2015, 00:03)M.Aşkın TAŞAN Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Şike yaptıkları kesinleşen kişi yada kuruluşların cezalandırılması gerekir.

Bu çok açıktır ve tartışılmazdır.
Şike yaptıkları nasıl kesinleşebilir? Ben de zaten burada kişisel kanaatimi yazıyorum. Ama ortada bir karar olmadan kimse resmi olarak şike yapmış kabul edilemez. Buna Bachana da dahil. Aslında bütün sorun da burada başlıyor!

Tekrar soruyorum, bir takımın yada kişinin şike yaptığı nasıl kesinleşir? Cevabı çok basit: Başlatırsın soruşturmayı, istersin savunmaları, eldeki bilgi ve belgelere göre de bir neticeye varırsın.

Yani, "şike yaptığı kesinleşmedi" demek için önce bir adım atıp bir soruşturma başlatarak bu durumu incelemek gerekiyor. Taksimin göbeğinde 10 tane canlı yayın kamerasının önünde adam öldüren kişi için soruşturma açılıp, yargılama yapılmazsa o kişinin adam öldürdüğü bile kesinleşmiş olmaz. Alttan alttan (kesinleşen kısmını koyu harflerle yazarak) ortada "şike yaptığı kesinleşen" kişi yada kuruluş yok mesajı vermeye çalışırken, kesinleşmesi için başlatılması gereken sürecin başlatılmadığını da göz ardı etmeyelim lütfen.
Ara
Cevapla
#86
(03-08-2015, 00:03)M.Aşkın TAŞAN Nickli Kullanıcıdan Alıntı: TURNUVADA YAPILAN ŞİKEYİ ANINDA TUTANAKLA TESPİT ETMEYENLERİ,
ÖNLEM ALMAYANLARI DA ORGANİZATÖR, BAŞHAKEM, GÖZLEMCİ VE İLGİLİ KURULLAR,
HER KİM OLURSA OLSUNLAR.

SONUNA KADAR PROTESTO EDİYORUM.

---

KULÜPLER ŞAMPİYONASI İLE İLGİLİ OLARAK DA;

Eğer şike var ise;
1- Masa hakemleri,
2- Baş hakem,
3- Gözlemci,
4- Turnuva direktörü,
5- Her iki takımın kaptanları ve oyuncuları,
6- İdarecileri
7- Yan masalardaki takımlar ve oyuncuları
varken ve bunların görüşleri alınıp alınmadığını bile bilmiyorum.
...
Takımların neden ve nasıl berabere yaptıklarını da bilmiyorum.
Haklarında tutanak tutulmasına gerek bir dayanak yarışma maddesi var mıdır? Bu açıklanmalıdır.
...

[color=#0000CD]Benim düşüncem ortada ve son derece de açıktır.
Üzerine gidilmeyen şike olaylarının zamanla meşrulaşacağını hatta kasten yapılabilecek hale geleceği endişesini taşıyorum.

"...başlatılması gereken sürecin başlatılmadığını da göz ardı etmeyelim lütfen."
Derken bunu gözardı ettiğimi mi düşünüyorsunuz?
[/color]
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#87
Sayın Attorney

Daha önce söylemiştim yanlış anlamıştınız.
Sonra ne demek istediğimi anladınız.

Esas sorun burada yazılan tespıtler olmasına rağmen TSF nin bu konuyu araştırmaması dır.
Veya araştırıp bir resmi karar verip bunu ilan etmemesidir ya da tespitleri yetersiz bulup açıklama yapmamasıdır.

Dikkat edin lütfen , Eğitim kurulu başkanı şike diye burada yazıyor, TSF ye iletide bulunuyor, sonuç ortada.

Tsf nin vurdumduymaz tavırları saymakla bitmez, yönetim için; para nereden geliyor? oy nereden geliyor? reklamımı nasıl yaparım? gibi düşünceler önceliklidir.

Aynı Tsf yönetimini alın başka spor federasyonunun başına koyun, yönetsinler, yine davranışları aynı olacaktır merak etmeyin.

Vali ,belediye başkan ziyaretleri satranççıların verdiği emeklerden daha değerlidir.

Ayrıca şunu belirtmeliyim: Ferdi müsabakada beraberlik satrancın bir parçasıdır, değiştirmek mümkün görünmemektedir.

Takım müsabakalarında beraberliklerin önüne istendiği takdirde, büyük oranda veya tamamen geçmek mümkündür. Ama şike için, bu söylediğim, sadece caydırıcı unsur olarak konuda yerini alabilir.

Esas caydırıcılık yetkili kurumun konuya ciddiyetle eğilip, sert önlemler almasıyla kendini gösterecektir.

selamlar.
Ara
Cevapla
#88
[color=#0000CD]Sayın Attorney at Law

Öncelikle şike hakkında görüş belirttiğimi bildirmeliyim.


En başından beri beni harekete geçiren tek bir konu vardı. M. BACHANA ile bu sebeple konuştum. Üstüme vazifeydi ve ben öyle görüyordum.
Çünkü çok büyük bir kitleden her birimiz davranışlarımız ile sorumluyuz.

Eğitim çağındaki çocuklardan ve sporcularımızdan...
Başka hiçbir sebep bence çok daha da önemli değildir.

Çünkü daha önce de bir çok üyenin verdiği benzer örnekleri ben de verdim. Sporculuk ve öğretmenlik yıllarında bizzat içinde yaşadığım sayısız şikeye konu sportif karşılaşmalara tanık oldum. Bir çoğunda da sonuç alınamadı. Takipsizlikle sonuçlandı.

1982 Dünya Kupası Federal Almanya-Avusturya karşılaşması esnasında stadyumdaki tüm seyirciler maç esnasında "şike-şike" diye bağırıp maçtan sonra paralarını geri istemişlerdi. Cezayir başta olmak üzere bir çok ülkenin diplomatik girişimleri de sonuç vermemişti. Maçı anlatan Alman spiker "utanıyorum" demişti.

İçinde bu kadar güçlü tepkilerin oluştuğu bir spor müsabakası hakkında sonuç Almanların dediği gibi bağlandı.
"Bir üst tura enerji saklamak gerekiyordu, biz bunu yaptık!"

Evet bu bir genel strateji olabilir. Beraberlik için de oynayabilirsiniz. Bu çok doğal.
Fakat sahada-masada verdiğiniz mücadele temiz olmalıdır.
...

Benim için çok daha farklı bir durum var.
Bu duruma şahit olup da ister ucu kendisine dayansın ister dayanmasın, neden bir kamuoyu oluşmuyor?

Ucu kendisine dayanmayan kişi ya da kurumlar bu yıl belki değil ama ileride de kendilerini ya da başkalarını ilgilendirebilecek bir konu olarak görebilmeli ve duruma müdahale etmeleri gerekmektedir. Bu, onların en doğal hakkıdır. Çünkü spor dünyasının doğal üyeleridir.

Oysa bir takım ilişkileri düşünerek "bana dokunmayan yılan..." düşüncesini benimsemeleri de bu tip olayların meşrulaşmasına sebep olmaktadır.
Aynı turnuvada oynayan bir sporcu olarak benim bir itirazım olmuş ve bu kamunun bilgisine de sunulmuştu.
Peki bu kamuoyu neden genişlemedi acaba? Neden devamı gelmedi?

Her şey burada yazmak mıdır?

SATRANÇTA ŞİKE 14.256 DEFA OKUNMUŞ, 86 YORUMDA BULUNULMUŞ.
M.BACHANA ve BİR İTİRAF ise 4.637 OKUNMA ve 27 YORUMA ulaşmış.

Neden benim dışımda ikinci bir kişiden TSF ye, ilgili kurullara,bilgi edinmeye bir sayfalık itiraz, şikayet, ya da suç duyurusu yok?
Bunun açıklanması gerek!

İnsanlar burada her türlü yazıyor değil mi?
Biz açık kimliğimizle yazıp da insanları harekete geçiremiyorsak ben daha ne bekleyebilirim ki?

Eğer bu konuda ilgili ve yetkilileri harekete geçirebilecek bir toplumsal hareket oluşsa bile durum ne olurdu acaba?
TSF, FIDE deki emsal uygulamaları mı esas alırdı?
Yoksa benim çok arzu ettiğim önce FIDE YE bildirimde bulunup, makul süre sonrasında da bağımsız karar mı verebilirdi?

Sayın Attorney at Law
Maçta bir hakemin kendi yetkisiyle oyuna müdahale edebildiği durumlar belirlidir. Taraflardan bir itiraz gelmedikçe müdahale edemeyeceği durumlar da bellidir.

Kurulların da öyle...

Bir şikayet dilekçesi, bir itiraf, belgelere dayalı bir suç duyurusu gelmedikçe harekete geçebilirler mi bu kurullar, ya da yönetim?

Ben "şike" gibi bir olayın ancak büyük toplumsal birliktelik ile üstesinden gelinebileceğini biliyorum.

Dünyada olumlu ve olumsuz örnekleri vardır.

Eğer bu konuda önlem alabilmiş ülke ve toplumlar varsa bence geleceklerini kurtarabilmişlerdir.
Aksi taktirde de bu hikayeleri burada yazıp dururuz.

Selam ve saygılarımla.
[/color]
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#89
(03-08-2015, 09:11)M.Aşkın TAŞAN Nickli Kullanıcıdan Alıntı: [color=#0000CD]Sayın Attorney at Law
Neden benim dışımda ikinci bir kişiden TSF ye, ilgili kurullara,bilgi edinmeye bir sayfalık itiraz, şikayet, ya da suç duyurusu yok?
Bunun açıklanması gerek!

Bir şikayet dilekçesi, bir itiraf, belgelere dayalı bir suç duyurusu gelmedikçe harekete geçebilirler mi bu kurullar, ya da yönetim?
[/color]
TSF'ye bir dilekçe yazmak kolay. Bu hafta yazıp gönderirim ama bu dilekçe gerekli kurulları otomatik olarak harekete geçirmez.

Kaç gündür suç duyurusunu düşünüyorum. Ancak, vicdanım şikenin satranç sporunda var olmaması için savcılığa suç duyurusunda bulun dese de, bütün takımlardaki yöneticisi, kaptanı, sporcusu 50'den fazla kişinin çok ama çok zor bir süreç geçireceği ve muhtemelen ciddi cezalar alacağı üstüne üstelik gazetelerde televizyonlarda "satrançta şike" konuşulacağı ve satranca zararı dokunacağı için ceza hukuku devreye girmeden, bu işin sessiz sedasız sportif cezalarla halledilmesi taraftarıyım.

Gerekli dilekçeyi yazıp TSF'ye vereceğim. Gerçi Eğitim Kurulu Başkanı'nın 1. elden işin içinde olduğu süreçte kendi kurul başkanının başvurularını dikkate almayan federasyon benim dilekçemi ne yapsın ama ben yine de duyarlı bir satranç sever olarak üzerime düşeni yapmış olayım. Umarım bu iş büyümeden TSF bünyesinde hallolur. Sayfa sayfa "satrançta şike" haberlerinin gazetelerde dolaşması, televizyondaki o spor programlarında konuşulması korkunç birşey. Ama diğer yandan da şikenin satranca bulaşması kabul edilebilir bir durum değil.
Ara
Cevapla
#90
Tutku bey merhaba. TSF tabii ki dilekçenizi ciddiye almayacak ve konuyu susarak kapatmaya çalışacaktır. Business as usual Smile

Asıl ilginç olanı geçen gün Cumhuriyet Gazetesinin spor sayfasında, spor yazarı Arif Kızılyalın imzasını taşıyan ve "satrançta çirkin hamle" manşeti ile uzun bir yazı çıktı.

Yazıda doğrudan TSF başkanına yönelik ithamlar var, kendisine yakın kulüplerin menfaat sağlaması amacıyla transfer döneminin keyfi olarak uzatılmasını anlatıyor. Yazıdan öğreniyoruz ki İstanbul Teknik Üniversitesi konuyu yargıya taşımış. Belki Teknik Üniversite yetkilileri buradan bir açıklama yaparlar. Ama bu gerçekse, takımlar arası şikeden daha önce kurumsal bir başka şike veya imtiyaz ile karşı karşıyayız demektir. Bu da bize "kime kimi şikayet ediyoruz" sorusuna götürür.

Aynı yazıda bir yan manşet olarak, Konya'da yapılan Avrupa Okullar Satranç Şampiyonasının da "büyük skandal" olduğu yazıyor ve gerekçesi olarak şampiyonada bazı branşlarda sadece Türk ve Azeri oyuncuların yarışması, yeterli puan alamayan sporcuların Avrupa Şampiyonu, ikincisi ve üçüncüsü olması konusunun FIDE tarafından incelemeye alındığı anlatılıyor.

Valla yazarının yalancısıyım, hani haberde bir tek bu turnuvaya "çakma" denmediği kalmış, kendisini esefle protesto ediyorum Dodgy

Ama buradan varabileceğimiz konu şu. Tuz artık koktu ve koku her yere yayılıyor. Bu Federasyon hem beceriksiz hem satrançtan anlamıyor hem de satranç düşmanı. Bu konu basına ve hem de Cumhuriyet gibi ciddi bir gazeteye düştüyse 2-3 yıla ortada sponsor kalmaz, benden söylemesi. Veya bu beceriksiz ve kötüniyetli ekip değiştirilir.

İşte bu yüzden sizin başvurunuzu işleme almayacaklarını düşünüyorum, şu anda bildikleri tek eylem susmak ve birikmiş kirleri halının altına süpürmek.

Şike konusunu açmanız ve canlandırmanız çok önemliydi, uzun vadede bile değil kısa vadede sponsorlar bu konudan ciddi sıkıntı duyacaklardır. Ben de size destek olmak amacıyla İş Bankası yönetimi ile Eylül ayında irtibata geçip, ellerine özenle hazırlanmış bir dosya sunacağım.

Hayır işin kötüsü beni de sevip sayarlar.
Ara
Cevapla
#91
(03-08-2015, 09:39)Attorney at Law Nickli Kullanıcıdan Alıntı:
(03-08-2015, 09:11)M.Aşkın TAŞAN Nickli Kullanıcıdan Alıntı: [color=#0000CD]Sayın Attorney at Law
Neden benim dışımda ikinci bir kişiden TSF ye, ilgili kurullara,bilgi edinmeye bir sayfalık itiraz, şikayet, ya da suç duyurusu yok?
Bunun açıklanması gerek!

Bir şikayet dilekçesi, bir itiraf, belgelere dayalı bir suç duyurusu gelmedikçe harekete geçebilirler mi bu kurullar, ya da yönetim?
[/color]
TSF'ye bir dilekçe yazmak kolay. Bu hafta yazıp gönderirim ama bu dilekçe gerekli kurulları otomatik olarak harekete geçirmez.

Kaç gündür suç duyurusunu düşünüyorum. Ancak, vicdanım şikenin satranç sporunda var olmaması için savcılığa suç duyurusunda bulun dese de, bütün takımlardaki yöneticisi, kaptanı, sporcusu 50'den fazla kişinin çok ama çok zor bir süreç geçireceği ve muhtemelen ciddi cezalar alacağı üstüne üstelik gazetelerde televizyonlarda "satrançta şike" konuşulacağı ve satranca zararı dokunacağı için ceza hukuku devreye girmeden, bu işin sessiz sedasız sportif cezalarla halledilmesi taraftarıyım.

Gerekli dilekçeyi yazıp TSF'ye vereceğim. Gerçi Eğitim Kurulu Başkanı'nın 1. elden işin içinde olduğu süreçte kendi kurul başkanının başvurularını dikkate almayan federasyon benim dilekçemi ne yapsın ama ben yine de duyarlı bir satranç sever olarak üzerime düşeni yapmış olayım. Umarım bu iş büyümeden TSF bünyesinde hallolur. Sayfa sayfa "satrançta şike" haberlerinin gazetelerde dolaşması, televizyondaki o spor programlarında konuşulması korkunç birşey. Ama diğer yandan da şikenin satranca bulaşması kabul edilebilir bir durum değil.

Sayın Attorney at Law

(sizin yazınızdaki, koyu renkli bölüme ilişkin yorumum dur)

Ben görevdeyken 1. elden çok iş yapmaya çalıştım.

Çalıştığım kuruma (başka konularla ilgili) dilekçe dahi verdiğim oldu. Ceza verilmesi gerekenler ödüllendirildi, ödül verilmesi gerekenler cezalandırıldı, bütün fikirler göz ardı ediliyor, buna inanın.

Hatta acaba bu konuya el atılmış mı diye dün TSf sitesindeki bütün disiplin kurul kararlarını inceledim,bir şey bulamadım.

Sizin bu konudaki duyarlılığınızı takdir ediyorum ama bu yüzlerce gözardı edilen sorunlardan sadece biri, umarım olumlu adımlar atarlar, bu da bir çok konu adına başlangıç için vesile olur.

Selamlar.

(03-08-2015, 10:06)Mojo Jojo Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Tutku bey merhaba. TSF tabii ki dilekçenizi ciddiye almayacak ve konuyu susarak kapatmaya çalışacaktır. Business as usual Smile

Asıl ilginç olanı geçen gün Cumhuriyet Gazetesinin spor sayfasında, spor yazarı Arif Kızılyalın imzasını taşıyan ve "satrançta çirkin hamle" manşeti ile uzun bir yazı çıktı.

Yazıda doğrudan TSF başkanına yönelik ithamlar var, kendisine yakın kulüplerin menfaat sağlaması amacıyla transfer döneminin keyfi olarak uzatılmasını anlatıyor. Yazıdan öğreniyoruz ki İstanbul Teknik Üniversitesi konuyu yargıya taşımış. Belki Teknik Üniversite yetkilileri buradan bir açıklama yaparlar. Ama bu gerçekse, takımlar arası şikeden daha önce kurumsal bir başka şike veya imtiyaz ile karşı karşıyayız demektir. Bu da bize "kime kimi şikayet ediyoruz" sorusuna götürür.

Aynı yazıda bir yan manşet olarak, Konya'da yapılan Avrupa Okullar Satranç Şampiyonasının da "büyük skandal" olduğu yazıyor ve gerekçesi olarak şampiyonada bazı branşlarda sadece Türk ve Azeri oyuncuların yarışması, yeterli puan alamayan sporcuların Avrupa Şampiyonu, ikincisi ve üçüncüsü olması konusunun FIDE tarafından incelemeye alındığı anlatılıyor.

Valla yazarının yalancısıyım, hani haberde bir tek bu turnuvaya "çakma" denmediği kalmış, kendisini esefle protesto ediyorum Dodgy

Ama buradan varabileceğimiz konu şu. Tuz artık koktu ve koku her yere yayılıyor. Bu Federasyon hem beceriksiz hem satrançtan anlamıyor hem de satranç düşmanı. Bu konu basına ve hem de Cumhuriyet gibi ciddi bir gazeteye düştüyse 2-3 yıla ortada sponsor kalmaz, benden söylemesi. Veya bu beceriksiz ve kötüniyetli ekip değiştirilir.

İşte bu yüzden sizin başvurunuzu işleme almayacaklarını düşünüyorum, şu anda bildikleri tek eylem susmak ve birikmiş kirleri halının altına süpürmek.

Şike konusunu açmanız ve canlandırmanız çok önemliydi, uzun vadede bile değil kısa vadede sponsorlar bu konudan ciddi sıkıntı duyacaklardır. Ben de size destek olmak amacıyla İş Bankası yönetimi ile Eylül ayında irtibata geçip, ellerine özenle hazırlanmış bir dosya sunacağım.

Hayır işin kötüsü beni de sevip sayarlar.

http://www.cumhuriyet.com.tr/koseyazisi/...kin__.html

Geçenlerde forumda iyi kötü çirkin tema sına değinmiştim. Takip ediliyor olabilir miyim? Smile

Bahsettiğiniz yazıyı tam olarak bulamadım , link var mı? acaba?
Ara
Cevapla
#92
Köşe yazısı olarak değil imzalı haber olarak çıktı, bende gazete olarak var. Nette göremedim ama 31 Temmuz tarihli Cumhuriyet Gazetesi arşivinde var. Aşağıdaki linke girip spor sayfasına gitmeniz gerekiyor (abonelik lazım).

http://www.cumhuriyetarsivi.com/reader/reader.xhtml

Ben ayrıca ekran görüntüsünü e-postanıza gönderdim.

Selamlar.
Ara
Cevapla
#93
Sayın Mojo Jojo, sponsor bankanın yönetim kurulu üyelerinden biri ailemin halen görüştüğü lise arkadaşı. Gerekirse ben de irtibata geçerim ama sizinle tam ters doğrultuda. Gerçi iletişime geçip de ne diyebilirim onu da bilemiyorum. Şikenin üzerine gidilmiyor, sponsorluğunuzu devam ettirin mi demeliyim? İşin şakası bir yana, bu tür başvurular satranca zarar vereceği için ben sizden taban tabana zıt düşünüyorum. Geçen gün twitter adresimden şu açıklamayı yaptım:
Alıntı:Twitter takipçilerim arasında yer alan Sayın Spor Genel Müdürlüğü Hukuk Müşaviri, Sayın Spor Savcısı, Sayın Türkiye Satranç Federasyonu Başkanı, Sayın Spor Basını Mensupları,

Ben bir satranç sporcusu ve aynı zamanda aktif olmayan bir satranç antrenörü ve hakemiyim. Satranç sporunda son dönemde sıklıkla yaşanan ve camiamızın tepkisini almasına rağmen devam eden ve hukuka aykırı olduğu düşünülen olayları sizlerle paylaşmak zaruretinde kaldım:

25-31 Temmuz 2015 tarihleri arasında Konya'da Türkiye Satranç 1. Ligi ve Türkiye Satranç Kulüpler Şampiyonası müsabakaları oynanmaktadır. Satranç sporunda zaman zaman rastladığımız kısa beraberlikler, bu turnuvalarda takım halinde yapılmaya başlanmış ve bir üst lige yükselme mücadelesi veren takımlar, söz konusu maçlarda yurt dışından getirdikleri, uluslararası ünvana sahip yabancı sporcuları yedek bırakarak, satranç camiasınca sonucu önceden belirlendiği düşünülen bu önemli maçları kaybetme riski yada endişesi taşımadıklarını ortaya koymuşlardır. Bu müsabakalar takım halinde 8'erden iki takımda toplam 16 sporcunun anlaşması sonucunda 8 beraberlik ile 4-4 berabere sona ermiştir. Nitekim, ünvanlı yabancı sporcuların yedek bırakıldığı bu maçlar 4 ila 10 hamle arasında sürmüştür. Ortalama bir satranç müsabakasının 60 hamle olduğu düşünüldüğünde bu hamle sayısı oldukça kısadır. Ayrıca, her oyunda sporcu başına 90 dakika düşünme süresi verilmekte ve bu süre yapılan her hamlede artmaktadır. Buna rağmen bu kısa oyunların en uzunu (oyunun sona ermesi ve sonuçların internete girilmesi dahil) 10 dakika sürmüştür.

Yine bir başka müsabaka ise, en uzunu 7 hamle süren oyunlar sonucu takımlardaki 8 sporcunun da 8 kısa beraberlik yapması ile 4-4 beraberlik ile sona ermiştir. Kaldı ki, bu müsabaka sondan önceki turda, turnuvanın ilk masasında (üst lige çıkmaya en yakın takımlar) yapılmıştır ve böylece iki takım da takım halinde galibiyete 2, beraberliğe 1 puan verilen bu sistemde maçı kaybetmeyerek zirveden uzaklaşmamıştır.

Satranç standartlarına çok çok kısa olan, 10 hamleyi ve 10 dakikayı geçmeyen, her puanın bir üst lige yükselecek takımı belirlediği maçlarda yabancı sporcuları oynatmaya gerek dahi duyulmayan müsabakaların sonuçlarının müsabaka öncesinde beraberlik olarak kararlaştırıldığı ve böylece iki takımın da yenilgi almamış olması sonucu bir üst lige yükselme hedeflerinden uzaklaşmamasının sağlandığı konusunda satranç camiasında ciddi bir şüphe oluşmuştur.

Ek olarak, yabancı bir sporcu, ülkemizde düzenlenen bir satranç turnuvasının son turunda başka bir yabancı sporcu ile olan maçına çıkmamış ve böylece rakibinin daha yüksek bir para ödülü kazanmasını sağlamıştır. Bu sporcunun, rakibinin daha fazla para ödülü kazanması amacıyla maça çıkmadığını federasyonumuzun Eğitim Kurulu Başkanı'na ikrar ettiği ilgili kurul başkanı tarafından yazılı olarak açıklanmıştır. 6222 Sayılı Kanun'a göre suç işlediğini ikrar eden bu sporcunun ne yazık ki önümüzdeki hafta başlayacak olan Türkiye Satranç Süper Ligi'nde bir kulübümüz adına müsabakalara katılacağı ilan edilmiştir.

Son dönemlerde ikrar edilen ve camiada ciddi şüpheler uyandıran bu tür eylemlerin incelenmesi ve inceleme sonucunda bu yönde kanaat oluşması halinde önlem alınması gerektiğini, aksi takdirde artmakta olan benzer eylemlerin önüne geçilemeyeceğini yetkililere ve ilgililere hatırlatmayı görev bilir, saygılarımı sunarım.
Direkt kişilere yazmadığım için hitaben yazdığım herkes okumamış olabilir ancak, spor basını mensubu bir gazeteci dönüş yaptı bana. Detaylı bilgi isteyip, çok ilgi çeken şike konusunda haber yapmayı teklif etti ancak, satranç zarar göreceği için bu konunun satranç camiası içinde çözülebileceğini belirttim kendisine. Yani bu olayları haber yapmak, sponsora şikayet etmek gibi eylemler satranca zarar verecektir ve son çare olarak zorunlu kalınmadıkça bu tür davranışlardan satrancın iyiliği için uzak durulması taraftarıyım.

Transfer döneminin uzatılmasına gelince, o takım ile ilgilenen kişiye bakın, TSF'deki eski görevine bakın, onun görev süresi içerisinde transfer yada sözleşmeşeri federasyona bildirme sürelerinin uzatılıp uzatılmadığına bakın. O zaman anlarsınız nereden ve ne için çıkartıldığını bu haberlerin. Hani İngilizce bilmeyen, satranççı olmayan bir başkan diye eleştiriliyorya Gülkız Hanım, ama bizzat sen onu başkan adayı yaparken ingilizce biliyordu da unuttu mu, satranççıydı da bıraktı mı gibi sorular karşısında sadece "hata yapmışım" gibi yuvarlak bir cevap verilebiliyorya, bu da aynı durum. Eski dönemde transfer vb. süreler uzatılırken sorun yoktu da, şimdi mi oldu diye düşünüyor insan.

Sayın Miyazaki,
Ben de umut ediyorum ki bu bir başlangıç olur ve bu konunun üzerine gidilir. Devam etmekte olan şike davasında beraat kararı verilecek olmasının çok farklı nedenleri var. Umarım o süreç örnek alınmıyordur.
Ara
Cevapla
#94
Cumhuriyet gazetesinde yayınlanan haberin kaynağının eski başkan olması kanımca önemli değil, haberi o yazdırmış, FIDE şikayetini o yaptırmış olabilir. Ben yine de, "kim"den ziyade "ne" olduğuna bakmak istiyorum.

Eğer transfer dönemi bir takıma veya takımlara imtiyaz sağlamak üzere uzatılmışsa, soruşturulsun kötü msal emsal değildir. Neticede soruşturma da korkunç bir şey değil, çünkü öbür tarafıyla aklanana çok ciddi prestij sağlar. O sebeple eski başkanın ne dediği ne yaptığı hiç sorun değil, eski yönetim ve yeni yönetim aynı zihniyetin ürünü ve değneğin 2 tarafı kanımca ve eski başkanın ne olduğunu bilen biliyor.

Konunun sponsorlarca duyulması satranca zarar vermez. Zaten günümüzde sosyal medya varken böyle apaçık olguları kimse gizleyemiyor. Tersine bunun ciddi problem olduğunun kamuya yansıtılması, yönetimdekilerin işlerini çok sıkı kurallara göre yapmaları için caydırıcı bir faktör olur. Yarın öbürgün birçok konu incelemeye veya yargılamaya giderse, asıl o durumda sponsor faciası yaşanır ve gelecek olanların da önü kesilir. Bugün henüz sıkıntılar daha ileri aşamaya gelmeden yapılacak bilgilendirme bir tür fren etkisi yaratır.

Satranca zarar verme / vermeme konusundaki endişelerinizi anlıyorum ama bunun biraz da satranca zarar verenler tarafından hissedilmesi lazım, yoksa zarar vermemek üzere buraya dahi hiç yazmamak seçeneği düşünülebilir.

Her durumda bu konunun Savcılık ve yargılama ayağının en zayıf halka olduğunu düşünüyorum, benim bildiğim bizim savcılar bu konulardan kaçarlar, hele ki futbol konusunda bir türlü somutlaşmamış ve sürüncemeye girmiş bir süreç varken.
Ara
Cevapla
#95
Sponsorlara çekinmeden soru soranlar var.

Yazarı tanımıyorum?

http://spormeydani.org/su-sporlari-ve-satranc/
Ara
Cevapla
#96
(28-08-2014, 01:06)Attorney at Law Nickli Kullanıcıdan Alıntı: İşin hukuki, özellikle genel hukuk bilgisi haricinde teknik hukuk bilgisi de isteyen kısımları tahmin ediyorum ki burayı okuyan bir çok kişiyi sıkıyordur ve gereksiz buluyorlardır. Mümkün olduğunca hukuki terimlerden uzak yazmaya çalışıyorum. Hiç yazmamak da bir seçenek ama benim öngörüm bu konuların (doping ve şike) satranç açısından orta vadede çok ciddi olarak gündeme geleceği yönünde. O yüzden ileride bu fikir alışverişlerinin bir kenarda durmasının faydasını görebiliriz diye düşünüyorum.
1 sene önce yazdığım üzere orta vade bile olmadan kısa vadede şike konusu yeniden gündemin tam ortasına oturdu.

Forumda en çok yorum yapılan konu "Turnuva Yarım Bırakmak Cezalandırılmalı" başlığını taşıyan ve son tura çıkmayarak yapılan şikenin tartışıldığı konudur: http://forum.satranc.biz/showthread.php?tid=3804 En çok yorum yapılan 3. konu ise bu konudur, yani Satrançta Şike'dir.

Forumda en çok yorumlanan 3 konudan 2sinin satrançta şike olması ve buna rağmen gelinen nokta henüz yetersizdir. Bachana konusu konuşulduğunda resmi bir ceza verilmese de 1 sene turnuvalara alınmadı ve geçenlerde de bir turnuvadan çıkartıldı.

En çok yorumlanan 2. konu ise Satrançta Bayan Sporcu Olmak başlığı olmuş ve bu başlık sonucunda (Bence her ne kadar yapılan uygulama yönergeye göre doğru olsa da) satranç mantığına ters gelen yönergelerin daha düzgün hazırlanması sonucuna ulaşılmıştır.

Forum tarihinin en çok yorum yapılan 3. başlığı ışığında, ki aslında en çok yorum yapılan başlık ile aynı konuya sahip, önceki örneklere bakarsak önünüzdeki turnuvalarda bu "önceden anlaşmalı beraberliklerin" önüne geçecek düzenlemeler yapılacağına inanıyorum.

Ama eğer bu sporcu yarın başlayacak olan Süper Lig'de oynarsa, bu durum satranç tarihine kara bir leke olarak geçecektir..
Ara
Cevapla
#97
(03-08-2015, 10:06)Mojo Jojo Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Asıl ilginç olanı geçen gün Cumhuriyet Gazetesinin spor sayfasında, spor yazarı Arif Kızılyalın imzasını taşıyan ve "satrançta çirkin hamle" manşeti ile uzun bir yazı çıktı.
http://tsf.org.tr/bmi-ana-sayfa kendisi TSF Basın Medya İletişim Kurulu üyesiymiş. Mojo Jojo haberi kimin yaptırdığına çok önem vermiyor ama seçim döneminde kurula alınıp bugün aleyhe haber yapan bu değerli basın mensubunun yaptığı haber şimdi çok daha net anlaşılmakta.

Bu vesileyle TSF Basın Medya İletişim Kurulu'nun internet sayfasının reklamını da yapmış olayım. Ben daha önce kaçırdığım görsel basındaki programları izlemek istiyordum. Hepsi bugün ilk kez gördüğüm bu sayfada mevcutmuş: http://tsf.org.tr/bmi-ana-sayfa
Ara
Cevapla
#98
Bu enteresan oldu.

Herhalde listeye koymazlar Smile
Ara
Cevapla
#99
Benim kafam karıştı.

Bu yazar TSF'nin Basın Medya İletişim Kurulu üyesimiymiş. Yani bu durumda TSF'yi yerden yere vuran bu haberi TSF mi yaptırmış oluyor? Valla öyleyse demokrat TSF yönetimini tebrik ederim, helal olsun, tek garezleri bu forumaymış galiba Huh

Tabii bir olasılık daha var. TSF kurumsal olarak alzheimer.

Daha önceden de yazdığım gibi, "Türkiye Satranç Federasyonu Tarihçesi" başlığı altında 72 milletten adamı yazıp bir tane Türk satranç şahsiyetini yazmamak ve bu yazıyı orada 10 yıl unutmak zaten ciddi fikirler veriyor (http://tsf.org.tr/federasyon/tarihce ).

Bu yüzden Arif Kızılyalın'ı da oralarda bir yerlerde unutmuş olabilirler.

Zaten kurullarda bir ben eksiğim. İl Temsilcileri Kurulu'na atanmamı talep ediyorum Cool
Ara
Cevapla
Basit bir örnek:

TSF den ayrıldıktan sonra "Sen git adın kalsın" dediler "olmaz" dedim, iki ay kadar mücadeleden sonra, ismim Antrenörler kurul başkanlığından 15-30 gün civarı bir süre önce silindi (Forum sayesinde!), şu an Tsf listesinde 03.12.2012 güncelleme ile ben yokum, mesela...

http://forum.satranc.biz/showthread.php?tid=4103
Ara
Cevapla




Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi