Kübra Öztürk ve 50 Hamle
#7
Yazdığım yazı ile ilgili gelen "moral bozma", "taraf tutma", "acımasızlık" ve "muhalefet etme" gibi yorumları ilgisiz ve yakışıksız buluyorum. Eğer eskisi gibi TSF yönetiminde bulunuyor olsaydım, yazmaz daha başka bir yolla oyuncuyu ve ona yardımcı olması, ilgilenmesi gerekenleri uyarırdım. Benim ömrüm boyunca 1-2 defa başıma gelen 50 hamle kuralı bir Olimpiyat puanına mal olmamalı. Öğreneceğimiz şeyler, çıkaracağımız dersler varsa kendi kendimize bunu yapalım, söylemek, itiraf etmek gerekmez.

Rahatça yorum yapıp, analiz vermeye çalışan arkadaşlar hiç olmazsa bilgisayar analizlerine başvurup da yazsalar daha isabetli olur. Sadece Platon arkaşımızın verdiği konumda Beyaz beraberliği 50 hamle haricinde, oynayarak kurtarabiliyor. Ne riski, ne cesareti? Belli ki oyuncu kuralı bilmiyor, kaptan da uyuyor. Yok oyuncu kuralı bildiği halde oynamakta ısrar ediyorsa, yine kaptana iş düşer. Kübra niye yok yere puan kaybetsin? Milli Takım niye yok yere maç kaybetsin?

Aynı durumun içinde Suat Atalık da olsa yine eleştiririm, geçmişte çok yaptım. Bu bir Olimpiyattır, kişisel ilişkiler, taraflar vs değil, milli takımın alacağı puanlar önemlidir. Bir şahıs, bir oyuncu, TSF Yönetimi değil, Türkiye temsil ediliyor. Bunu da kimse unutmasın.

Bilenler bilir, bugün 20 yaşın üstündeki kalbur üstü bütün oyuncularla bir hukukum, tanışıklığım, anılarım vardır. Sevdiklerim, sevmediklerimden; beni sevenler de sevmeyenlerden çoktur. Ancak bunlardan bazıları vardır ki, yeri başkadır, örneğin (rating sırasıyla) Mustafa Yılmaz, Kıvanç Haznedaroğlu, Emre Can, Yakup Erturan, Betül Cemre Yıldız, Umut Atakişi, Kübra Öztürk, Zehra Topel ve listenin devamında onlarca oyuncu.

Bunlar tabir yerindeyse, "elimde büyümüş"lerdir. Bunların çoğu 8-9 yaşından beri tanıdığım, turnuvalarda beraber olduğum oyunculardır. Bazıları odamda, evimde kalmışlar, bazılarını elinden tutup turnuvalara götürmüşümdür. Onların aldığı, alacağı başarıları sanki benim kardeşim, benim çocuğum almış gibi görürüm. Alttaki resimdeki üç küçükustanın ikisi büyümüş, Büyük Usta olmuşlardır. Birisi ise çok yetenekli olmasına rağmen satrancın içinde tutulamamıştır. Şimdi içimi acıtarak Ezgi'yi kazanamadığımızı söyleyince "muhalefet" mi oluyorum sayın arkadaşlar? Polyannacılığı biraz bırakın, gözlerinizi açın, neler oluyor görün, bulanık gördüğünüz alanlar hakkında çok konuşup yazmaktan biraz çekinin bari.

2002_spanyadan.jpg
İspanya'dan dönen kafilenin bir kısmı İstanbul'dan Ankara'ya gidemeyince bana misafir olmuşlar. Kahvaltı başında bir resim almışız.
Ara
Cevapla


Bu Konudaki Yorumlar
Kübra Öztürk ve 50 Hamle - Yazar: Cengiz Keleş - 01-09-2012, 09:22
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: MuratOzertunc - 01-09-2012, 09:46
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Platon - 01-09-2012, 16:05
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: abdulkadirbener - 01-09-2012, 17:13
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: nilüferçınar - 01-09-2012, 21:03
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Selçuk Aydın - 02-09-2012, 09:57
Acımasızlık - Yazar: Cengiz Keleş - 02-09-2012, 12:03
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: abdulkadirbener - 02-09-2012, 14:18
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Kasim_Demircin - 03-09-2012, 14:21
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Ateş Ülker - 03-09-2012, 15:42
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Sabri Koçak - 03-09-2012, 20:26
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: abdulkadirbener - 03-09-2012, 20:54
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Oktay ERTAN - 03-09-2012, 21:25



Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi