Saatin yeri
#1
Turnuva maçında saatin yeri neresi olmalıdır?Bana hep siyahların sağ tarafında olmalıdır şeklinde öğretildi.Fide kurallarında hakem turdan önce karar verir yazıyor.Neye göre karar verir?Neresi uygundur?Geçen turnuvada ufak bir tartışma çıktı bu konuyla ilgili.Bilgilerinizi paylaşır mısınız,özellikle hakem arkadaşlar?
Cevapla
#2
Bir hakem olarak benim tercihim: Salona hakim bir noktadan mümkün olduğunca çok saati görebileceğim bir şekilde yer tayini yapmaktır.

Örnek: Turnuva salonunda sadece bir koridor varsa, bütün saatlerin bu koridordan görülebilecek şekilde yerleştirilmesini tercih ederim.
● T a ş l a r ı · y e r i n d e n · o y n a t m a · z a m a n ı  !
Cevapla
#3
Bende alıştırma satranç maçlarında, hakemlik yapanın göreceği tarafa konmasını uygun buluyorum. Başka bir kuralı varsa bilemem.
Her başarının altında sistemli bir çalışma yatar...
Ara
Cevapla
#4
Saatlerin nasıl yerleştirileceğine ilişkin iki önemli durum vardır. İlkin, salonda saatlerin ne yöne bakacağına başhakem karar verir. Burada saatlerin içe bakması önem taşır. Diyelim ki duvardan başlayarak içe doğru masalar yerleştirilmiş. Bu durumda saatler koridora bakmalıdır. Bu hakemin işini kolaylaştırır, ayrıca seyirciler için de daha çekici seyir ortamı oluşturur.
İkinci olarak saat iki oyuncu arasında siyahla oynayanın sağında olmalıdır. Daha doğrusu siyah saati bir tarafta isteme hakkına sahiptir. Bunun mantığı ilk hamleye karşılık saate hızlı erişmektir. Siyah bu tercihini saati solunda isteyerek yapmışsa (oyuncu solak olabilir) saat sabit kalır tahta çevrilir. Ancak bu koşul canlı maç yayınlarında ve takım maçlarında geçerli değildir. Çünkü yayın söz konusu olduğunda teknik ve düzen, takım maçlarında da düzen oyuncuların yer değiştirmesine engel olur.
Ara
Cevapla
#5
oyuncunnun sagına yada soluna konması çok farkmez .
netice siyahla oynayanın ters tarafına konsa ne kadar sonucu etkileyebilirki?.
binde 1 ihtimal.
Ara
Cevapla
#6
Hakemin görebileceği şekilde yazan arkadaşlara bir şey sorabilir miyim?Hakem hareket halinde olduğu için bir taraftan gelirken görür,diğer taraftan gelirken göremez.Peki en mantıklısı hangisi?Siyah mı karar verir?
Yaşadığım sorun şuydu:Saatlerin siyahın solunda olacak şekilde dizilmişti ve yanımdaki arkadaş sürekli saatime basıyordu ben de farketmediğim için 6-7 dakika kaybettim turnuvanın temposu da 30+0 idi.Saatlerin yeri değişince sorun ortadan kalktı.
Cevapla
#7
Tuna Özateş Nickli Kullanıcıdan Alıntı:Hakemin görebileceği şekilde yazan arkadaşlara bir şey sorabilir miyim?Hakem hareket halinde olduğu için bir taraftan gelirken görür,diğer taraftan gelirken göremez.Peki en mantıklısı hangisi?Siyah mı karar verir?
Yaşadığım sorun şuyduSaatlerin siyahın solunda olacak şekilde dizilmişti ve yanımdaki arkadaş sürekli saatime basıyordu ben de farketmediğim için 6-7 dakika kaybettim turnuvanın temposu da 30+0 idi.Saatlerin yeri değişince sorun ortadan kalktı.

bence ordaki asıl sorun takımların aşırı yakın konmasıdır. tahtalar arasındaki mesafe daha uzun olursa yanlıslıkla rakip saate basma gibi bir sorun olmazdı.
Ara
Cevapla
#8
YARIŞMA KURALLARI
Madde 6. Satranç saati

6.4 Oyun başlamadan önce, hakem, saatin nereye konacağına karar verir.
Ara
Cevapla
#9
Bu konuda kişisel düşünceleri ileri sürmek ayrı bir şeydir. Saat siyahın sağında durur (bir önceki yazımda nedenini anlatmıştım). Kural böyledir. Hakem saatin nereye konacağına karar verir derken, saat siyahın sağında olduğunda salondaki konumunun ayarlanması içindir. Yoksa hakem saati siyahın soluna koyamaz, birinin sağına birinin soluna da koyamaz. Buna ilişkin bir yetkisi yoktur. İki saat yanyana gelemez. Hakem aslında oyuncuların nasıl oturacağını belirlemektedir.
Ara
Cevapla
#10
SAATİN YERİNE BAŞ HAKEM TURNUVADAN ÖNCE KARAR VERİR.
KOLAY GELSİN.
A.RAHİM AKDAĞ
Ulusal Hakem (MARDİN)
Ara
Cevapla
#11
Bu kuralın neden bu kadar tartışıldığını anlayamadım. Şu andaki kural (Madde 6.4: Before the start of the game the arbiter decides where the chess clock is placed.) şeklindedir. Yani hakem karar verir.

Eskiden saat beyazın soluna konulur şeklinde bir kural vardı. Gelenek ise siyahın tercih ettiği yer şeklindedir. Gelenek sebebiyle solak olan siyahlar taşların yerlerini değiştiriyordu. Bu durumda hakeme iş çıkıyor, bütün masalar aynı şekilde dizilmişken solak siyah sebebiyle bir masa ters dizilmiş oluyordu. Bu kural sonradan değiştirildi ve tamamen hakeme bırakılmış oldu. Yeni oyuncu ve hakemler bilmeyebilir, madem hakem karar veriyor neden hep siyahın sağına saati koyuyor, diyebilirler. Bu bir gelenektir.

Selamlarımla
Ara
Cevapla
#12
Saatin nerede olacağı konusu ilk başta ilgi çekici değildi. Saat nerede olursa olsun, oyuncu olarak beni hiç ilgilendirmiyordu. Fakat yazılar yazıldıkça konu dikkate değer hale geldi. Yazı yazma ihtiyacı hissettim.

2 uluslar arası hakemimiz bu konuda birbiriyle çelişen görüş bildirdi.
Birisi “Saatin siyahın sağında olması kuraldır.” dedi.
Diğeri 6.4. maddeyi hatırlatarak “Saatin siyahın sağında olması bir gelenektir ancak hakem istediği yere koyar” dedi.

Olmadı. 2 uluslararası hakemimiz bu basit konuda mutabık kalabilmeliydi.
Basit dedim, ancak önemli bir konudur. Hakemlerimizin dirayetiyle, kudretiyle ilgili bir konudur bu.

Ben hakem olsam bakış açım şöyle olurdu : Kural bana yetki vermiş. Satranç oynayanlara en iyi hizmeti verecek şekilde, bilgim ve tecrübem doğrultusunda inisiyatif kullanarak, sorumluluk alarak yetkimi kullanır ve saati istediğim yere koyarım. Oyun salonunun şekline göre, yerine göre, oyuncu profiline göre, havasına, suyuna göre istediğim yere koyarım. Bu bana verilmiş bir yetkidir.
Sorumluluk almayan, yetki kullanmak istemeyen, sorun çıkarsa suçu kurala atan bakış açısı ise şöyledir : Saat siyahın sağında olmalıdır. Ben karışamam. Kural böyle diyor. Hata varsa kuralındır. Ben ne yapayım.

Ya sorumluluk sahibi olarak yetki kullanmak,
Veya işleri kurallara havale edip sorun çıkarsa kenara çekilip suçu kurala atmak.
İşte üzerinde durulması gereken konu budur.
Ara
Cevapla
#13
Bu basit konuda bu kadar yazmak gerçekten şaşırtıcı ama anlaşılan gerekiyor. Çünkü bazı yazılar üzerine yanlış bir uygulamalar yapılabilir.
Son söyleyeceğimi baştan söyleyip açıklamaya geçeceğim. Saatin siyahın sağında durması geleneğin ötesinde kural hükmündedir ve hakemin bunu değiştirmeye yetkisi yoktur! İstisnai durumlar siyahla oynayan oyuncunun saati solunda istemesi, canlı yayın yapılan maçlar ve takım maçlarında ortaya çıkar. Bu istisnalar ve masadaki saatin konumlanması için hakeme yetki verilmiştir. Böyle durumlarda oyuncu hakemin kararına uyar. Takım maçında birinci masa, saat siyahın sağında olacak şekilde düzenlenir ve aynı takım oyuncuları yan yana oynadığından ikinci masada saat siyahla oynayan oyuncunun soluna denk gelir. Burada hakem karar verir derken itirazların önüne geçmek amaçlanır. Yayın yapılan masalarda ise solak oyuncunun saati solunda isteme talebi yerine getirilemez. Çünkü tahtayı çevirmek mümkün olmamaktadır. Yine hakeme yetki verilmesinin bir gerekçesi de burada ortaya çıkmaktadır. Eğer kural olarak “saat siyahın sağında durur” denseydi, hakem solak oyuncunun talebini yerine getirebileceği durumlarda beyazın itirazı ile karşılaşabilirdi. Yani kuralların altındaki gerçek gerekçeleri anlamak gerekir. Yoksa kurallar hakeme iş çıkıyor diye değişmez!
Saatin siyahın sağında olmasının dayanağı da ilk yazımda açıkladığım gibi (oyuncuların çoğunlukla sağ el ile hamle yaptığı düşüncesinden yola çıkılarak) ilk hamleye karşı ikinci seçme konusunun siyaha bırakılmasıdır. Buna gelenek demek uygulamayı hakemin keyfine bırakmaya kapı aralamak anlamına gelir. Yani bir hakem çıkıp “ben geleneğe uymuyorum, gelenekler zamanla değişir, saatleri beyazların sağına koyacağım” dese ne yapacaksınız? Yapabilir diyorsanız yukarıda saydığım istisnai durumlar dışında ciddi bireysel bir turnuvada ya da karşılaşmada saati siyahın soluna koyun da görelim derim!
Ara
Cevapla
#14
Sabri Abinin yorumlarına katılıyorum, aramızda fikir ayrılığı yok bence. Eski kural daha iyi yazılabilirdi. Kuralların nasıl yazıldığını bildiğim için çok şaşırmıyorum, bazen çok yanlış yazımlar, maksada uygun olmayan metinler çıkabiliyor. Bu şekliyle Sabri abinin yazdığı durumlar olabilir, sorun çıkabilir. Yeni bir hakem, "yetkim var istediğim yere koyarım derse", hangi kurala dayanarak karşı çıkacağız? Bazı gelenekler (yazılı olmayan kurallar) yazılı kuralın da üstündedir mi diyelim, nasıl ispatlayacağız? Oyuna beyazın başlayacağı yazıyor, bu mesele açıkça yazmıyor.
O kadar da basit bir kural değilmiş, değil mi Smile
Ara
Cevapla
#15
Hikayecik

Önceki gün 1. tur oldukça yorucu geçmişti. Kayıt kontrol, salon düzeni, oyuncuların sorularına cevaplar, yardımcı hakemlere ilave görev vermeler derken epeyce yorulmuştu. Hava yağışlı olduğu için trafik yavaş ve yoğundu. Bazı oyuncular geç kalacaklarını telefonla bildirmişler o da bilinçli olarak kayıt kontrolu uzatmış ve turnuvayı 15 dakika geç başlatmıştı. Neyseki yardımcıları işlerinin ehliydiler. Oyuncuların ve oyunların denetimini ve yönetimini kusursuzca yapabilmişlerdi. Başhakem akşam gönül rahatlığıyla evine döndü.

Ertesi gün sabah uyandığında güneş pırıl pırıl parlıyordu. Önceki günün yağmurundan eser kalmamıştı. Her zamanki gibi erkenden oyun salonunun yolunu tuttu. Fakat aksilik bu ya, trafik kazası olduğundan yol tıkanmıştı. Çaresizce yolun açılmasını bekledi. Oyun salonuna vardığında 2. turun başlamasına 15 dakika kalmıştı.
Eşlendirmelerin yapılıp ilan edildiğini görünce rahat bir nefes alıp yardımcılarına teşekkür ederek salona girdi. Salonun son durumunu görmek istiyordu. Her şey yerli yerindeydi.
Bir an gözü saatlere yöneldi. Fakat o da ne ! Saatlerdeki rakamları göremiyordu. Güneş ışınları doğrudan saatlere geldiğinden yansımadan dolayı rakamlar adeta görünmez olmuştu.

Ne yapabileceğini düşündü. Takımları yer değiştirmeye kalksa en az bir saat alırdı. 6.4. maddeyi hatırlayarak aklına saatleri yer değiştirmek geldi. Yardımcılarını çağırarak siyahın sağında olan saatleri sol tarafa hızlıca alarak yer değiştirdiler. Salonun kapıları açıldığında oyuncular gelip yerlerine oturdular. 5 dakika sonra 2. turu başlatmıştı. Salonda müthiş ve huzurlu bir sessizlik vardı. Masaların arasında keyiflice bir tur attıktan sonra çalışma masasına yöneldi.
Ara
Cevapla
#16
Bu hikayede yorum yapabilmek için daha fazla ayrıntıya ihtiyaç var:
1- Bu hangi kategori (güç ve yaş) ve hangi tür (özel-resmi) bir turnuvadır?
2- Turnuvanın zaman temposu nedir?
3- Yaklaşık 40 yıllık satranç hayatımda ilk kez saat kadranında güneş ışığı yansımasının sorun olduğunu duyuyorum. Bu bağlamda,
a. Güneş ışığı gün boyu aynı biçimde mi kadranlara yansıyordu ve görünmez yapıyordu?
b. Biraz beklenince düzelmeyecek miydi?
c. Saatlerin kadranını oyuncular da mı göremiyor muydu yoksa yalnızca hakem mi göremiyordu?
d. Yalnıca hakem göremiyorsa bulunduğu bakış açısında değişiklik yapınca sorun ortadan kalkmıyor muydu?
e. Bu sorun bütün masalar için mi geçerliydi, bazı masalar da mı sorun vardı?
f. İtiraz eden olmadı mı?
e. Madem böyle bir yansıma var, bunun kimi oyuncuların görüşünü de rahatsız etmesi gerekir. Bu olmadı mı?
4- Bütün turnuva boyunca güneş ışığı için önlem alınmayıp, oturma düzeni ayarlanmayıp saatler beyazın sağında olacak biçimde mi oturuldu yoksa yalnızca bu tur için mi böyle yapıldı?
5- Turun başlamasına 15dk vardı diyorsunuz. Tablaların çevrilip oyuncuların yer değiştirmesi bir-iki dakika alır. Çünkü bütün masalar aynı anda bunu yapacak. Algılama, kargaşa ve yavaşlık buna eklensin de 5 dakika olsun ya da 10. Bir saat sürmez. Kaldı ki ilk tur 15dk geç başlatılmış. Söz konusu tur neden ille de tam zamanında başlayacaktı?
Öğrencilerime önemle vurguladığım konulardan birisi de gördükleri ilk uygun hamleyi yapmamaları ve daha iyi seçenekleri olup olmadığını kontrol etmeleri. Bu anlattığınız hikeyede başhakem sanırım ilk uygun gördüğü hamleyi yapmış. Daha önceki yazılarımda belirtmiştim. 6.4. hakeme yetki verirken özel durumlar düşünülmüştür. Bu özel duruma giriyor mu sorusunun yanıtı başka uygun bir seçenek olup olmadığına bağlıdır. Aksi taktirde keyfi karar vermeye girer ve bir kural ihlalidir.
Ara
Cevapla
#17
Geç cevap verdiğim için kusura bakmayın. Gecikmemin önemli bir nedeni vardı.

Bu hikayeyi okuyan eski bir hakem olsaydım şöyle tepki verirdim :
“2 günde 2 önemli hata yapan bu hakem herhalde tekrarlama eğitimi almamış ve sınava girmemiş.”
Aktif hakem olsaydım : “Hakeme bravo, 15 dakika geç kalma pahasına birkaç oyuncuyu daha oyuna dahil etmiş. Ayrıca, şu saat meselesini iyice bir öğrenmeliyim.”

Fakat ben ne eski hakemim ne de aktif hakemim. Basit bir oyuncuyum ve gerçeğin peşinde koşmayı seven data toplayıcıyım.

Sorulara gelince :
Sorular kendi içinde çelişkiler barındırmaktadır.
Örnek olarak 1. ve sonuncu sorulardaki çelişkileri aşağıda açıklamaya çalıştım. Diğer sorulara cevap vererek okuyucuların zamanlarını almak istemem.
1. Kategoriye göre ve türe göre saatin yeri değiştirilecek mi de bu soru soruluyor ?
2. “Söz konusu tur neden ille de tam zamanında başlayacaktı?” sözüne karşı düşüncem ; yılların satranççısı ve hakemine göre zamanın önemi ve değeri yok mudur ?

Elimden geldiğince ve beynimin çalışma kapasitesince mantıksal ve matematiksel düşünür ve yazarım. Yazdıklarımda düşüncesel ve kuramsal hatalar olduğunu daha sonra anlayabiliyorum. Anladığımda da hatamı derhal kabul ederim.

Hikayenin devamı gelecek.
Ara
Cevapla
#18
Önceki yazımda sorduklarımın yanıtları benim için önemlidir. Sanırım bu tartışmayı izleyenler için de önemlidir. Vereceğiniz yanıt birkaç satır tutar. Merak etmeyin kimsenin zamanına bir şey olmaz. İstemeyen de o bölümleri okumaz, atlayabilir. Dilerseniz yanıtları sadece bana mail de atabilirsiniz. Doğru analiz için doğru veri/bilgi (data!) gerekir. Yanıtlarınız sayesinde ihlalin gerekli olup olmadığını, derecesini, kabul edilebilirliğini anlayacağız.
Sizin “bravo hakem” tutumunuz başka soruları da aklıma getirdi. Öncekilere ek olarak bunları da yanıtlamanızı isteyeceğim.
1- Sonradan kayıt olarak turnuvanın geç başlamasına neden olanlar arasında siz ya da sizin yakınınız (öğrenciniz, arkadaşınız vs) var mıydı?
2- Turnuvada toplam ne kadar oyuncu vardı? Kayıt kapandığında kaç oyuncu zamanında kayıt yaptırmıştı?
Yazdıklarınıza gelince, sorularım kendi içinde herhangi bir çelişki yaratmıyor. Bence esas çelişki sizde. Bilgiyi doğruyu arayan kişi önce kendisine sonra karşısındakine soru yöneltir. Siz sormuyorsunuz, sorulara da yanıt vermiyorsunuz. Bir de ortaya eski-yeni çekişmesi getirmeye çalışıyorsunuz. Onlara da yanıt veririm. Ama önce siz sorularımı yanıtlayın ilk tartışmamızı neticelendirelim!
İşaret ettiğiniz çelişkilerimi (!) açıklayayım.
Kimilerine fazladan hak vererek tur başlama öncesinde kayıt alıp (Kayıtlar makul bir süre öncesinden kapanır ki tur zamanında başlasın. Yani kayıtlar kapanınca turnuvaya girme hakkı bitmiştir) tur başlangıç saatini geciktirebiliyorsunuz ve bunu örnek bir tutum olarak sunuyorsunuz, zamanında kayıt olanların maça zamanında başlama hakkını görmüyorsunuz ama ikinci turu tam zamanında başlatacağım diye (ki yer değiştirmek belki de gecikmeye neden olmayacaktı) bütün siyahlarla oynayanları bir hakkından mahrum ediyorsunuz. Asıl çelişki buradadır.
Anlattığınız hikayede -sorularımı yanıtlamadığınız için bilmiyorum yalnızca o turda mı yoksa bütün turlarda mı- bir sorunun çözümü için siyahlar hak ihlaline uğramıştır. Kategori, tür ve süreklilik bu hak ihlalindeki önemi artırabilir ya da söz konusu edilen sorunun çözümü için kabul edilebilir hale getirebilir. Söz gelimi verilen sürenin yarısını bile tamamlamadan oyunlarını bitiren küçük yaş grupları ile ilgili bir turnuva ise tutulan zamanın önemi görece az olduğundan turnuvanın zamanında başlaması daha öne çıkabilir. Malum, çocuklar tahtayı çevirmede ve yer değiştirmede zorluk yaşayabilir ve hele de katılımcı sayısı fazla ise kargaşa sorun olabilir. Genel kategoride düzenlenmiş önemli bir normal tempolu turnuvada ise siyahın hakkı, halledilen sorunun önüne geçer. Genel kategorideki deneyimli oyuncular da (gerçekten gerekiyorsa) kolaylıkla yer değiştirebilir ve tahtalarını çevirebilirler (birkaç dakika yeterlidir, 15dk fazla gelebilir!).
Elbette ki turnuvanın zamanında başlaması önemlidir ve değerlidir. Ama iki kişi arasındaki maçın en adil koşullarda geçmesi çok daha önemlidir. Siyahla oynayan oyuncuyu bir hakkından mahrum etmeme imkanı var ise makul bir gecikme mazur görülebilir.
Sorularımı yanıtlamadan geçiştirirseniz ki bu yanıtınızda öyle yapmışsınız, bir yanlışlığı düzeltmek için çabalamaya da artık gerek görmem ve önerim benim bu konudaki yazılarımı okumuş ve ikna olmuş oyuncuların oynadıkları bir turnuvada başlarına böyle bir işlem gelirse itiraz etmeleri ve bir dilekçe ile MHK’ye başvurmaları olur.
Ara
Cevapla
#19
Sabri Bey merhaba,

Ben sizin ne düşündüğünüzü biliyorum. Sizin istediğiniz gibi hamle yapmak zorunda değilim.
Fakat siz benim ne düşündüğümü acaba biliyormusunuz ? Bildiğinizi sanmıyorum.
Sizin stratejiniz zayıf. Hamleleriniz birbiriyle tutarlı değil. Yer yer ve zaman zaman çok etkisiz oynuyorsunuz. Taktik hatalar yapıyorsunuz. Oyunun bütününü görebiliyormusunuz acaba ?

Benim stratejim sizinkinden farklı. Hedefime ulaşmam için adım adım ilerliyorum. Planlarımı olgunlaştırmam lazım. Biraz zamana ihtiyacım var. Fakat endişem yok. Görüyorum ki sizin zamanınız benimkinden oldukça az. Karmaşık düşünceler içinde git gide zamanınız azalıyor. Pratik düşünemiyorsunuz.

Etkili, hedefe yönelik ve sonuca ulaştıracak hamlelerimi bekleyiniz.

Saygılarımla,

Feti Gönen
Ara
Cevapla
#20
Feti Bey,
Bakıyorum sorularıma yanıt vermek yerine saygı ölçülerini zorlamaya başlamışsınız. Ben buraya şimdiye kadar kişisel bir şey yazmadım. Benim taktiğimin, stratejimin, zamanımın konuyla ne ilgisi var? Bize kendinizi de anlatmayın. Burada bir konu üzerinde tartışıyoruz. Bunu bilgimizle, fikirlerimizle yapalım ve konu üzerinde yapalım.
Ne tartışıyoruz saat nerede durur? Kuralı var mıdır? Özel durumları var mıdır? Özel durumlar nedir? Anlattağınız hikayede kullanılan isiyatif yerinde midir değil midir?
Siz tartışmayı nereye götürüyorsunuz ya da götürmek istiyorsunuz?
Benim yazdıklarıma karşı, “bak işte aksi de oluyormuş hem de ne iyi oluyormuş” anlamında bir hikaye aktardınız. Detayları sorunca agresifleşiyorsunuz neden? Sizin aktardığınız kadarı ile yetinip hikayeden çıkarsamanıza koşulsuz katılmamız mı gerekiyor? Bize örnek hikaye anlattınız bilmek istediğimiz ayrıntıları da vermek zorundasınız.
Siz “data toplayısı ve gerçeklerin peşinden koşan”dınız, bizim “data” toplayıp analiz yapma gerçekleri öğrenme hakkımız yok mu?
Ara
Cevapla




Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi