2013 Türkiye Satranç Şampiyonası
#1
Şampiyonadaki tüm katılımcılara başarılar dilerim.

An itibariyle 7. tur maçları bitti sayılır, sadece Ali Ekber ilginç bir konumda 174. hamle (hangi rekorun peşinde bilmiyorumSmile ) devam etmektedir.

Solak Dragan 6.5
Ipatov Alexander 6.5
Esen Barış 6
Can Emre 6
Yılmazyerli Mert 6
Metin Oğuz 6
Atakişi Umut 6
Daştan Muhammed Batuhan 6

-Forumda şampiyona takibi ne durumda bilmiyorum.
Ara
Cevapla
#2
Turnuvanın 8. turunda Ipatov ile Solak Dragan arasında hızlı bir (9. hamlede) anlaşmalı beraberlik yapıldı.

Mert Yılmazyerli ve Barış Esen maçında; Yılmazyerlinin kombinatif motiflerle dolu atağını Barış Esen sürekli şahlarla durdurarak maçı beraberlikle bitirdi.
Ara
Cevapla
#3
8.Turda Batuhan Daştan ile siyahlar ile mücadele eden Oğuz Metin yine kombinatif motifler ile rakibi hataya zorladı ve 40. Vxe5 ile beyazlar insiyatifi siyahlara bıraktıktan birkaç hamle sonra kendini mat ağında buldu.

Terk Konumu
jvl4r.png
Ara
Cevapla
#4
Kıvanç Haznedaroğlu 8. Turda karşılaştığı Mustafa Yelkene kaybetti. Haznedaroğlu çok iyi bir oyunsonu konumunda 40. Hamlede a4 hamlesi yerine h5 oynayınca ,siyahlar bu hatayı değerlendirdi ve a4 oynayarak insiyatifi ele geçirdi. Bu mücadele oyunsonunda hamlelerin doğru sıra ile oynanması gerektiğini bir kez daha göstermiş oldu.
Oyunculara kalan maçlarında başarılar...
Maçın kritik konumu 39. hamle sonrası aşağıda;

jvlf1.png

39. Ke5 Kc6
40. h5 a4 41. a3 Kd7 42. Kd5 f6 43. Ke4 Kxd6 44. Kf4 Ke6 45. Ke4 Kf7 46. Kf5 g6+ 47. hxg6+ Kg7 48. Ke4 Kxg6 49. Kf4 f5 0-1
Ara
Cevapla
#5
9. Turda 1.Masada Dragan Solak ile mücadele eden Oğuz Metin, Beyazların 55. Şe4 hamlesinden sonra terk etti, Acaba Oğuz beraberlik konumunda mı terk etti? (eğer internetten yanlış hamle yayınlanmadı ise)

OwKxT.png

55. Şe4 Kh4+ 56.Şd3 (Şd5 - Kxh5) Kxh5 =
Ara
Cevapla
#6
Beyazların son hamlesi 55.Şe4 değil. Elektronik tahtalarda oyunu beyazlar kazanınca, beyaz Şah e4'e konuluyor. Büyük ihtimalle aynı zamanda Şe4 hamlesi de mümkün olduğundan bir karışıklık meydana gelmiş.GM Solak 55.Şf5 oynamış olabilir.
Ara
Cevapla
#7
Erşan Gökerman Nickli Kullanıcıdan Alıntı:Beyazların son hamlesi 55.Şe4 değil. Elektronik tahtalarda oyunu beyazlar kazanınca, beyaz Şah e4'e konuluyor. Büyük ihtimalle aynı zamanda Şe4 hamlesi de mümkün olduğundan bir karışıklık meydana gelmiş.GM Solak 55.Şf5 oynamış olabilir.

Yazıyı eklerken şüphemden dolayı yanlış yayınlanmış olacağını belirtmiştim, açıkcası şuan yanlış yayınlandığına olan inancım çok daha fazla, mücadeleci yapısını bildiğim Oguz Metin'in o konumda terk edeceğini hiç sanmıyorum...
Ara
Cevapla
#8
2013 Türkiye Satranç Şampiyonası 11 turluk maratonun ardından tamamlandı. Şampiyona galibi 9.5 puanın sahibi Dragan Solak oldu. 9 puana sahip iki oyuncu Barış Esen ve Alexander Ipatov ikinciliği paylaştı. Şampiyona sonuç listesi incelendiği zaman bir peri masalı yaşanmadığı süpriz bir ismin yer almadığı görülecektir. Şampiyona sırasında zaman zaman süpriz sonuçlar ve puanlar alarak izleyenleride şaşırtan sporcular, sahip oldukları konsanstasyonu son turlara taşıyamadılar. Bireysel anlamda beklenenin altında ve üstünde performans gösteren sporcular oldu. Şampiyonanın bir diğer şaşırtıcı durumu, sonuç listesinde ilk 10 sırayı alan sporculardan 8′inin lisans ilinin İstanbul olması oldu.
Ara
Cevapla
#9
Önce Mustafa Eynallı beye kendi adıma teşekkür ederim. Bu turnuva hakkında bizi çok güzel bilgilendirdiği için. Emeğine sağlık.

Benim hissettiğim (yanlış olabilir) Türkiye Birinciliklerinin artık eski karizmasını kaybettiği, daha çok yılda bir kere "Kemer Otellerini Geliştirme ve Yaşatma Turnuvasına" dönüştüğü şeklinde.

Tek faydası, özellikle genç nesil ile (Ali Marandi diyelim) onun bir üstü olan ve orta yaşa yaklaşan parlak neslin (bu da temsilen Umut Atakişi olsun) karşılaşabildikleri en ciddi turnuvalardan biri olması.

Ama bir mantık ve konsept açısından, Türkiye birinciliği 300 kişi olmaz, olmamalı. Her elini sallayan bu turnuvada yer alamamalı. Belli bir turnuva veya skala geçmediği sürece, 1800'lük bir oyuncunun böylesine adı büyük bir turnuvada yeri olmamalı.

Yıllardır ödül törenlerinde beni rahatsız eden birşey belirtmeden geçemeyeceğim, bu konu aslında dünya satrancında da tartışılıyor.

Ödüllerin ve imkanların azlığından yakınan birçok usta oyuncu olmasına rağmen, ödül alma yani "temsil" aşamasında oyuncuların hiçbiri düzgün giyinmiyor.

Dileyen ödül törenindeki ilk 3 oyuncumuzun kıyafetine bakabilir. Bildiğiniz pejmurde, "iyi standartlar bana fazla" diye bağıran, kot pantalonlu, kırışık buruşuk kıyafetler.

Şu bilardocular bile kahve köşelerinden fırladılar, ödül törenlerini bırakın, oyun sırasında bile bir kıyafet normu tutturdular ama satrancı daha saygın bir hale getirmek için üst düzey oyuncularda en küçük bir çaba yok.

Elbette maç sırasında rahat kıyafet giyilmeli. Ama ödül törenine kalacağı belli olan ve turnuva otelde olduğu için yukarıda odası bulunan bir oyuncunun, kadraja ve kayıtlara girecek bir törene bu kadar pejmurde çıkması, bana göre yanlış temsil.

Merak edenler 1970'l yıllardaki oyuncularımızın kıyafetlerine de bakabilirler, aşağıya rahmetli Nevzat beyin İSD'deki biyografisini fotoğrafını koydum.

Biyografinin altında Nevzat beyin ödül aldığı bir resim var, ben bu resme bakarken karizma, saygınlık görüyorum.

http://www.isd1943.org.tr/index.php/isd-...evzat-suer
Ara
Cevapla
#10
Başka bir açıdan yaklaşacağım: Bir ülke şampiyonası illa kalabalık ve İsviçre Sistemi olarak düzenlenecekse bence Sofya Kuralı (belli bir hamle sayısından önce beraberlik teklif edilememesi) uygulanmalı. En azından 30 hamle beraberlik teklifleri yasaklanmalı. O zaman 1.Af3 Af6 2.Ag1 Ag8.....30.Ag1 oynayarak hedefe ulaşmaya çalışılmasını da görmek isterim şahsenSmile

Kapalı turnuvaların doğru format olduğuna şüphe yok. Yalnız o zaman sponsor bulmak zorlaşıyor ve profesyoneller için katılmanın cazibesi daha da azalıyor. İki koşulu birden sağlamak gerekiyor. Şampiyonanın 11 tur yapılması da dikkate değer bir doğruydu. Yıllardır ısrar edilen yanlıştan dönüldü.
Ara
Cevapla
#11
Ozgur_Akman Nickli Kullanıcıdan Alıntı:... Kapalı turnuvaların doğru format olduğuna şüphe yok. Yalnız o zaman sponsor bulmak zorlaşıyor ve profesyoneller için katılmanın cazibesi daha da azalıyor. İki koşulu birden sağlamak gerekiyor. Şampiyonanın 11 tur yapılması da dikkate değer bir doğruydu. Yıllardır ısrar edilen yanlıştan dönüldü.
Bu noktada farklı düşünüyorum. TFF kışın, Kemer'deki Otelleri Kalkındırma başlığı altında güzel bir open turnuva düzenleyebilir. Bu turnuva verilecek ödüller, sponsorlar, belli ünvan ve geçmişte derece alanların konaklama masraflarının karşılanması ile cazip hale getirilir ve zamanla gelenekselleşebilir.

Türkiye Birinciliği ise bir itibar turnuvasıdır. Kazanan, Boysan'la, Onat'la, Süer'le, Atalık'la aynı sayfada yer alır, tarihe mal olur. Bu sebeple diğer turnuvaların formatı ile, zamanlaması ile, ödülleri ile oynanabilir ama Türkiye Birinciliği yüksek standartlara sahip olmalıdır.

Bu çerçevede:

1) Bir ülkenin birinciliği Ocak - Şubat ayında olmaz. Mantık açısından 2012 yılında seçmeleri yapılan bir turnuvanın adı 2013 Birinciliği olmaz.

2) Bu şampiyona merkezi ve olanakları makul bir yerde yapılır. Kemer Otellerine para kazandırma işi, ayrı bir open turnuva ile yapılsın.

3) Davet ve hak edilme esası ile yapılır. Uyduruyorum, 2400 üzeri oyunculara açık olan ve il birinciliklerinde şampiyon olan oyunculardan süzülen elit ve formda bir kitle gelir.

4) Döner turnuva olmalıdır. Bu, oyuncuların, rakiplerine çok evvelden ön hazırlık yapmasını sağlar ve oyun kalitesini doğrudan etkiler. Teorik ve uygulama açısından nitelik artar.

5) 1500'lük bir oyuncu Türkiye Birinciliğine katılırsa mutlu olur ama bu mutluluk kısa vadelidir. Orta vadede bir marka niteliğinde olan ülke birinciliği kavramı sıradanlaşır, sulanır ve zamanla bu turnuva marka değerini yitirir.

6) Sponsor konusunda ben ciddi birşey yapılmadığjnı sanıyorum. Bu bir algı yaratma işidir. Wozniacki'yi bu ülkede 500 kişi tanımıyorken THY ona sponsor oldu ve bildiğim kadarıyla ciddi bir kazık yedi.

Satranç okullar, veliler, öğrenciler için cazip bir spor; tümünün reklamcılar için ciddi bir potansiyeli var. Satranç bir akıl oyunu. Hafif ulaşılamaz bir yanı var. İnsanlar mistik veya yüksek akıl gerektiren şeylere doğal olarak hayrandır. Bunu kullanmak, işlemek lazım.

Fazladan, bir Türkiye Satranç Birinciliği için gerekli sponsorluk çok pahalı birşey değil. THY, Turkcell, İş Bankası gibi devasa kurumların başka sponsorluklar için savurdukları paranın yanında hafif kalır.

7) Eşzamanlı olarak aynı mekanda yapılacak Türkiye Kadınlar Birinciliği, Türkiye Görme Engelliler Birinciliği ve Türkiye Gençler Şampiyonluğu mekanı ve olayı zenginleştirir. Corus'un A-B-C kategorisi (ve istenirse eklenebilecek bir open turnuva) ile organizasyonun sadece 20 kişi etrafında dönmemesi sağlanabilir.

8.) Yine eşzamanlı olarak hakemlerle yıllık seminer, sponsorlarla büyük satranç oyuncularının bir araya geleceği toplantılar, davet edilen bazı büyük uluslararası oyuncularla bir şenliğe dönüşebilir. Bilemiyorum Kramnik masrafları karşılanıp 1 günlüğüne seminer vermek ve turnuvada bulunmak için davet edilemez mi? Veya Karpov, veya Anand, Magnus Carlsen... Bence mümkün.

Federasyon yıllık kararlarını bu mekanda alabilir. Siyasiler, basın, halkın gözünde belli yere gelmiş kişiler, şahsi ilişkiler kullanılarak davet edilebilir. Kimse satranç ilgi çekmeyen bir oyundur demesin, bunlar denenmiyor.

Yahu bu ülkede "metropoliten ikonografileri bienaline" gitmeyen aydını dövüyorlar.

9) Turnuva bülteni... Bu aslında bir ritüel olmalı. Turnuva bülteni, oraya gelen en elit ve formda oyuncularının maçlarının basılıp dağıtılacağı bir materyal. Hem tarihsel önemi var (kayıt altına alma) hem motivasyon değeri.

Aklıma gelenler bunlar. Ha bir de:

10) Hagi. Valla büyük oyuncuydu Big Grin
Ara
Cevapla
#12
Cevabım bir yerlerde kayıtlıydı, ancak şimdi gönderebildim:

Sanırım durum tespitimi, bir değerlendirme olarak algıladınız. Aslında ben de temelde sizden farklı düşünmüyorum. Madde madde gidelim:

1) Katılıyorum, yalnız alternatif önermek gerek.

2) Kesinlikle katılıyorum. Büyük şehirler ve satrancın ilgi gördüğü yerler tercih edilebilir, Sinop değil mesela.

3) Bana sorarsanız 1990'lardaki il birinciliği-çeyrek final-yarı final-final sistemi gayet başarılıydı. Sofya Kuralı eklenerek bugün de uygulanabilir.

4) Kesinlikle. Botvinnik'ten iyi mi bileceğiz?

5) 1500 seviyesindeki oyuncunun mutluluğu değil genel satranç kamuoyunun mutluluğu daha önemli olmalı.

6) Şu an satrancın Türkiye'deki sponsorluk değeri, eğitim aracı olarak görülmesinden ileri geliyor. Öyle bir döngüye girildi ki artık satranca verilecek desteğin sadece 10-18 yaş arası kitleye yönelik yapılması gerektiği algısı oluştu. Türkiye'deki halkla ilişkiler ve reklamcılık sektörü de epey kolaycı olduğundan bunu kırmak mücadele gerektiriyor. Uğraşmak lazım. Galatasaray'ın açılma kararı verilen satranç şubesi bir dönüm noktası olabilir. Üç büyükler tamamlarsa kadroyu potansiyel sponsorların gözünü açabilir.

Wozniacki'nin böyle olacağı belliydi(nedeni tenis forumlarında konuşulmalıSmile ) Emekli Justine Henin bile daha isabetli olurduSmile(o sırada değildi sanırım)

7) Türkiye'deki büyük sıkıntılardan. Şampiyonaların adı festival kendisi değil. Gerçekten festival havası nasıl oluyor gidip Mainz'e(artık yok ama) veya Wijk aan zee'ye bakmak lazım. Kesinlikle kapalı bir GM turnvasını sahneye ekleyivermek, canlı yorum yaptırmak vs. işin rengini değiştirir.

8) Mümkün.

9) Dedikleriniz internet üzerinden yapılmalı.

En çok okunan gazetenin Posta, en çok okunan köşe yazarının da Haydar Dümen olduğu bir ülkede bence internet doğru mecra. Dedikleriniz sanal ortamda yapılmalı. Türkiye'de Newsweek Türkiye gibi güzel bir iş 5 bin ortalama tirajla tutunamadı. Satranca hiç gelmedimSmile Hayal görmenin alemi yok. Ben de kitap kokusunu seviyorum, kalem kullanmazsam bir uzvum eksikmiş gibi hissediyorum ama değişime ayak uydurmalıyız.

10)Hagi! Dün akşamki maçtan sonra bir kez daha emin oldumSmile
Ara
Cevapla




Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi