"Her kahveye bir satranç takımı"
#1
http://www.tsf.org.tr/component/koseyazi...65&task=yg

Bu adreste sayın başkanımızın güzel bir yazısı var.
Neler oluyor bilgilenmek isteyenler okumalı bence.
Çoğu gelişmeyi takdir etmekle birlikte aşağıdaki paragraf şaşırmama neden oldu:

Alıntı:....'in talebi üzerine farklı bir tasarı üzerinde fikir alışverişinde bulunduk. "Her kahveye bir satranç takımı" adıyla hazırlanması düşünülen bir projeden ve bu projenin olumlu getirilerinden bahsettik.

Sn başkanımız kıraathanelerden nasıl bir olumlu getiri bekliyorsunuz?
Açıklasaydınız keşke.
Benim bildiğim kadarıyla satrancı kıraathane kültüründen koparmak için il ve ilçelerde yöneticilerimiz gayet kararlı tutumlar sergiliyorlar. Özellikle sigara nedeniyle yıllardır böyle bir eğilim olduğunu biliyorum.

Belki de sigara artık yasaklandı diye kıraathaneye dönüş başlatılmak isteniyordur? Kıraathanedekileri kağıt veya okey oynamak yerine satranç oynatmaya mı çalışıyorsunuz? Peki bu ters teper de gençlerimizi kıraathaneye çekmek için bir hareket haline gelirse ne olacak?

Yanlışım mı var yoksa?
Ara
Cevapla
#2
Eleştireceğim derken saçmalamışsınız Smile Kıraathanede satranç oynamanın nesi sakıncalı olsun ki. Merak edenler belki ileride turnuvaya girer ve belki bir, iki de satranç kitabı okurlar.

Vay efendim satrancı gençleri kıraathaneye çekme amacı olarak kullanırlarsaymış. Smile Bence güzel çay da yasaklansın. Milleti kıraathaneye çekme aracı Smile

Durun buldum. Bu TSF çok cin. Milleti satranca alıştıracaklar. Sonra alışanlar lisans çıkaracak ve TSF lisans geliri elde edecek. Belli belli, bunların niyeti kötü canım...
Ara
Cevapla
#3
Ulkemizde satranca ne kadar onem verildigi turnuvalardaki odullerdende anlasiliyor.
cogu turnuvada madalya yada kupadan baska odul yok.
mesela bazı belediyelerin duzenledigi turnuvalarda bile böyle durum.
halktan bir suru vergi giden belediyeler yaptıkları turnuvalarda hiç degilse bir cep telefonu yada laptop filan verebilir. Bu herhalde devletin butçesini sarsmaz. ama Turkiyede cogu insan satranci ciddiye bile almiyor.
bukadar çok cocuk turnuvasi yapilmasinin sebebi cocuklar odul olmasada oynar Diyemidir merak ediyorum.
bence kahveye gidenler tavla okey gibi diger oyunlari oynamakla en dogrusunu yapiyorlar. Ben ve arkadasim ara sira kahvehanede satranc oynariz ama kahveciler bu durumdan pek memnun degiller. okey oynanınca masada 4 kisi oluyor ve cay geliri daha fazla oluyor satranc olunca pek sıcak bakmıyorlar. bizzat yaşadıgım bir olaydan biliyorum.
Ara
Cevapla
#4
Demek ki başka yerlerde Ankara'dakiler gibi Taraça'ya mahkum edilecek. YaşasınSmile (!) Ben de merak ettim bu cümlenin bağlamını, araştıracağım.

Kahvehanelerin satranca faydası olduğunu gördüğüm tek bölge Güneydoğu illeri. İbrahim Tofan'ın hikâyesi malumSmile
Ara
Cevapla
#5
Sayın arkadaşlar
Ya kahve olacak, ya da satranç merkezi mi? Başka seçenek yok mudur? Her ikisi de olamaz mı? Kahvenin zararı var, veya yararlıdır yargılarına katılamıyorum. Ankara'nın durumu "çaresizliğin son sığınağı" olarak kahvehanedir. Gidecek yeri kalmayan kadının sığınma evine gidişi gibi sanki. Sığınma evinde gelecek kurulur mu?
Her ilde ve de ilçede satranç merkezleri olsun. Kahvehanelerde de satranç olsun. Kapıdan girenin gözüne satranç takımı da çalınsın. Böyle böyle kültürün doğal bir parçası haline gelir. Satrancını geliştirmek isteyenler nereye gideceğini bilir, şamata eğlence arayanlar da.
Ara
Cevapla
#6
Önce düzeltme: "başka yerler de"...de ayrı. 30 dakika geçtiği için mesaj üzerinde düzeltme yapamadım.

Satranç kültürünün gerçekten yaygınlaşacağı yer, belirttiğim istisna hariç satranç merkezleridir. Bugünkü gibi kahvehaneler ile dersanemsi eğitim merkezleri değil.

Bu üçü farklı satranç mekânları bir arada bulunabilir buna da itirazım yok. Satranç merkezleri-kahve zıtlığı kurmuyorum (biri olursa öteki olamaz şeklinde). Kimsenin gırgır şamata aramasıyla da bir sorunum olamaz varsa eleştirdiğim tutumları benimsiyorum demektir.

Sorun kahveye mahkum edilip bunu olumlu bir şeymiş gibi lanse etmek. Bu konunun açılmasına neden olan mesaj umarım bu konuya yaklaşımın önceki dönemden farklı olmadığı izlenimi uyandırması. Umarım yanlış anlamışımdır.
Ara
Cevapla
#7
Harun_Biyik Nickli Kullanıcıdan Alıntı:Eleştireceğim derken saçmalamışsınız Smile Kıraathanede satranç oynamanın nesi sakıncalı olsun ki. Merak edenler belki ileride turnuvaya girer ve belki bir, iki de satranç kitabı okurlar.

Onyedi yaşında satranca meraklı bir gencin oynayacak yer bulamadığı için kıraathanelere gitmesini ben şahsen sakıncalı buluyorum.

Bu projede amacın gençleri kıraathanelere çekmek olamayacağını bilecek kadar beynim var çok şükür. Okuduğunuz yazı hakkında biraz düşündükten sonra "saçmalamakla" suçlamayı tercih edebilirdiniz.

Demek istediğim şuydu:

Muhtemelen kıraathanede vakit geçirmek isteyenleri satranca yönlendirmek amaçlanıyor. Ama çoğu ilimizde şöyle bir gerçek var ki onaltı yaşına kadar her ay en az bir turnuvaya katılma şansınız varken onaltıyı geçtiniz mi yılda dört beş turnuva bulursanız çok şanslı sayılırsınız.

Bu ne demek?

Onyedi yaşındaysanız ve daha çok oynamak istiyorsanız oynayacak yer de bulamıyorsanız; üstelik TSF kıraathanelerde satranç hamlesi başlatmışsa dayanamayıp oralara gidebilirsiniz. Sonuçta gençlik var, delikanlılık var, oynamak için yanıp tutuşan heyecanınız var. Var da var...

Siz bunu sakıncalı bulmuyor olabilirsiniz arkadaşım. Ama başta da dediğim gibi onyedi yaşında satranca meraklı bir gencin oynayacak yer bulamadığı için kıraathanelere gitmesini ben şahsen sakıncalı buluyorum. Kıraathanelerin [color=red]bir kısmında[/color] sadece masum masum ellibir, pişti ya da okey oynanmıyor.

Bu nedenle de sırf bu risk yüzünden Cengiz bey'e katılamıyorum üzülerek. Bu projenin ciddi analiz edilmeden gündeme alındığından eminim. Umarım vazgeçilir ve umarım şehirlerde satranç oynanan nezih mekanların olması gereği artık farkedilir.

Birçok hakemden, antrenörden, hocadan ve yöneticiden "kahve köşelerinde satranç oynanmaması" konusunda gençlerin kesin bir dille uyarıldığını defalarca duydum. Onlar da mı saçmalıyor bu durumda?

Saygılarımla.
Ara
Cevapla
#8
trubeblue,

İlla kafayı bir şeye takarsan herşeyde ziyan birşey bulursun ama seninki gibi akıllara ziyan bir davranış olur bu.

Senin bu "Ya şöyle olursa, ya böyle olursa" mantığınla satrancı yasakladılar ibadete engel olur diye Smile

Valla sen vali olsan kahvehaneyi suç aleti olarak satranç barındırıyor diye kapatırsın herhalde.

17 yaşındaki genç çok satranca meraklıysa internette online oynamayı da akıl eder.

Gülkız Tulay fikir üreteceğim derken "Kahvehanelerde de bir takım bulunsa iyi olur" diye düşünmüş anlaşılan. Yoksa "Büyük atılımı kahvehanelerden başlatacağız" dememiş ki. Bu kadar endişeli olma kalbine zararlı.

Belki şu olur; okeyden sıkılan satranç oynar. Ona başkaları katılır satranç oynayan sayısı kahvehanede okey oynayanları geçer. O zaman da kahveci satranç takımını kaldırıverir. Smile

Bu arada 18 yaş altı kahveye alınmıyor. Reşit insanların ne yapıp yapmayacağı konusunu dert etme trueblue. O konuları Başbakan her açıdan düşünüyor zaten Smile
Ara
Cevapla
#9
Kahvehanelerimizde satranç oynatma projesi doğru mudur,yanlış mıdır?
Bu tartışmaya izin verirseniz kendi deneyimlerimi anlatarak katılmak isterim:
Bizim kuşak gençlerin en önemli eğlencelerinin başında sinemaya gitmek,ve kahvehanelerde çayına-kahvesine (bazan da parasına!) tavla,okey,pişti vb.kağıt oyunları oynamak gelirdi.
İşte bende 1975 yılında satrancı kahvehanede tesadüfen öğrendiğimde ilk işim, çok sevdiğim bu oyunu arkadaşlarıma öğretmek oldu.Derken arkadaşlarla buluştuğumuz kahvede zamanla satrancı oynayanların sayısı arttı. 2 kişinin oynayıp,5-10 kişinin oynayanları izlemesi; müşterisi olduğumuz kahve sahibinin hiç hoşuna gitmedi. Çünkü artık eskisi kadar çay-kahve satamıyordu.Çareyi, bize her yarım saatte bir çay getirmekte buldu! Sonuç olarak biz de satrancı evlerimizde veya başka başka yerlerde oynamayı tercih ettik. Smile

Adana Satranç Derneği'ni kurduktan sonra sayımız çoğalınca yer sıkıntısı çekmeye başladık. İçinde oyun oynadığımız kahvenin koşulları da oldukça kötüydü. Bir arkadaşımızın araya girmesi ile bir "kumar kulübü" bize bir oda verebileceğini söyledi. Anlaşmamızda sadece içtiğimiz çayın-kahvenin(zamlı) parasını verecektik.Eşyalarımızı toplayarak sevinçle oraya gittik.
Ancak kısa sürede bu sevinç kursağımızda kaldı. Çünkü kulüp sahibi "Üçü var,biri yok! Okey oynamak isteyen var mı?"; "Üçü var biri yok,konkenci var mı?","şu var mı-bu var mı?" diye rahatsız etmeye başladı. Başlangıçta içimizden bazı arkadaşlarımız bu isteğe karşı koyamayıp kumar oynamaya başladılar.Kumar oynayanlar çoğalmaya başlayınca bu durum bizi ürküttü. Aramızda bir toplantı yapıp bu arkadaşlarımızı uyarmaya karar verdik ve uyardık. Onlar da gitmez oldular.
Fakat bir gün ...
...tüm eşyalarımız kapı önündeydi! Smile

Kahvehanelere 18 yaş altında olanların giremiyeceğini de hesaba katmak lazım.

Umarım tartışmaya az da olsa bir katkım, yararım olmuştur...
Sevgiyle kalın...
Ara
Cevapla
#10
csbh01 Nickli Kullanıcıdan Alıntı:... Başlangıçta içimizden bazı arkadaşlarımız bu isteğe karşı koyamayıp kumar oynamaya başladılar.Kumar oynayanlar çoğalmaya başlayınca bu durum bizi ürküttü...

...Kahvehanelere 18 yaş altında olanların giremiyeceğini de hesaba katmak lazım....

Sayın büyüğüm; benim de vurgulamak istediğim buydu.
Yardımınız için teşekkür ederim.

Şunu kabul etmeliyiz ki kıraathanelerimizin bir kısmında şu anda bile para karşılığı kumar oynatılıyor, bırakın onsekiz yaş altını onüç yaşındaki çocuklara tek sigara satılıyor, hatta başka zararlı maddeler satılıyor. Benim çok yakın bir akrabam bir komiser. Kıraathanelerde onbeş yaşında kızların pazarlık konusu yapıldığını, oniki onüç yaşında erkek çocuklara sapık cd'ler satıldığını ve dahasını burada anlatmaya yüzümün kızaracağı nice pisliklerin yaşandığını ondan defalarca dinledim.

O nedenle diyorum ki öyle onsekiz yaş altı kıraathaneye giremez diyerek işten sıyrılamazsınız. Ona kalırsa Türkiye'mizde kumar oynamak da yasak. Oynanmıyor mu sanıyorsunuz. Sigara içmek yasaklandı diye kıraathanelerde, hatta ofislerde, hatta ve hatta devlet dairelerinde sigara içilmediğini mi sanıyorsunuz.

Ben bir gerçeği vurgulamak istedim. Kıraathanelere karşı mıyım. Evet sonuna kadar karşıyım. Bu ayrı mesele. Ben tüm kıraathaneler kötüdür filan da demedim. Kıraathanelerin kaldırılmasını ya da kapatılmasını ya da ıslah edilmesini vs de konuşmuyorum. Bu devletin işi ve görevidir. Yapar yapmaz o beni aşan bir durum.

Ben şunu dile getirip bu konuda fikir belirtmeyi sonlandırmak istiyorum:

Yoldan geçerken insanların ölmesi riski var diye gerekli olduğu düşünülen yerlere üst geçit, alt geçit vs. yapılır. Herkes kendine dikkat etse aslında bu geçitlere para ve zaman harcamaya gerek kalmaz. Amaç bir riski ortadan kaldırmaktır. Yaya geçidini kullanmayı bilmeyen yayalar ve yaya geçidine dikkat etmeyi bilmeyen şoförler yüzünden yapılan onca yatırımı "bu masrafa ne gerek vardı" diye eleştirebilir misiniz?

Devlet zararlı içerik barındıran yiyecek içeceğin okulda satışını yasaklar. Amaç bir riski bertaraf etmektir. Her bakkaldan alabileceğiniz bir gazlı içeceğin okullarda satılmasını yasaklayan devleti "bu yanlıştır" diye suçlayabilir misiniz?

Bunlar önleyici faaliyetlerdir. Sağlık, spor, hukuk, eğitim, bayındırlık vs her alanda bu vardır. Olmalıdır da.

TSF kıraathanelerdeki vatandaşların satranç oynamasını istemiş. Bunda bir yanlış yok. Ben sadece olası bir riski tartışmaya açtım.

Yılda dört açık turnuva bile görmeyen iller varken; insanlar köşe bucak satrancı "masa başında" ve "birine karşı" oynamak için yanıp tutuşurken "internette oynasınlar" demek kolaycılıktır. Ya da gidip kıraathanelerde mi oynasınlar? Bu mudur yani?

Ben bunu söylemeye çalıştım.

Sn Harun söylediklerimi kabul etmek zorunda değilsiniz.
Düşüncelerinize saygı duyuyorum.

Bu arada, ibadete engel olur diye satrancı yasaklayanlar hakkında bir başlık açın. Bakın görün sizinle omuz omuza verip neler neler yazarım orda.

Yazı biraz uzun oldu, okuyanlardan özür diliyorum.
Saygılarımla.
Ara
Cevapla
#11
troubleturk kardeş,
Paragraflar dolusu yazmışsın ama bir satırlık gerçeği göz ardı etmişsin:
Amaç gençlerin kahvehaneye gitmesi değil, kahvehanedekilerin satrançla tanışması.

Ayrıca okuduğum kadarıyla proje taslak aşamasında. Hayata geçmiş veya telaşa neden olacak bir durum yok.
Ara
Cevapla
#12
Sevgili Oktay'a katılıyorum.Satrancı kahvelere götürmenin görünen bir sakıncası yoktur.Kahvehanede oynanan oyunları Satranç oynayanların ayağına getirseydik bazı eleştiriler yerinde olabilirdi.Kahvelere Satrancı götürmek özellikle ilçe ve köylerde yararlı bir projedir.İlgi toplaması mümkündür.Büyük şehirlerde Satranca ilgi duyacak olan yeni meraklıları bulmanın biraz daha zor olacağını düşünüyorum.
Ne yazık ki bütün oyunlar Kumara aracılık edebilmektedir.Ama Kumara en az aracı olan Satranç'dır.Diğer oyunları oynayanların bir kısmını bie Satranca kazandırmak yararlı bir iş yapmak anlamına gelir.
Ateş Ülker
Ara
Cevapla
#13
Arkadaşlar, kusura bakmayın ama önceki yazımda anlattığım deneyimlerimin yanlış yorumlandığını düşünüyorum.
Konuyu biraz daha açmaya çalışayım:
1-Kahve sahibi, kıraathanesini para kazanmak için açar.
En büyük geliri de kumarcı bulduğu sürece elde eder.Kumarcısı olmayan kahve kapanmaya mahkumdur.Bu nedenle kahve sahibi sürekli kumarcı arayışı içinde olur.
Çay-kahve satmak ise onun için ikincil bir amaçtır. Çünkü amacı sadece çay-kahve satmak olsaydı, daha az bir masrafla gidip küçük bir çay ocağı açardı.
2-Kahvehane sahibi için, 2 kişinin oynayıp 4-5 kişinin oyun seyrettiği satranç oyunu cazip bir oyun değildir.Bundan para kazanamaz. Bu nedenle satranç oynanmasına başlangıçta izin verse dahi ilk fırsatta ortadan kaldırmaya çalışacaktır.
SONUÇ:
Uygulanmak istenen projenin sakıncası yoktur ama yararı da tartışmaya açıktır. Ve belirttiğim nedenlerden dolayı da hayata geçirilmesi kolay değildir. Uygulansa bile uzun ömürlü bir proje olmayacaktır.
Ara
Cevapla
#14
İlkönce biraz şaka :
Karşıyım arkadaş. Bayan başkan kalkmış, erkeklere hizmet etmek için çaba gösteriyor. Olmaz böyle şey. Bir feminist olarak isyan ediyorum. Kıraathanelere veya kahvehanelere veya kavelere erkeklerden başka cinsiyetin girmesine müsaade ediliyormu acaba ? Bindebiri (onbindebiri mi deseydim acaba) hariç kavelerin tamamı erkekler için var. Bayan başkan kadınları hiç mi düşünmüyor da, erkekler için hizmet alanları açmak için uğraşıyor ?
Yoksa bayan başkan cafe yemi (kafe miydi okunuşu ?) satranca götürmeye çalışıyor ? Bence burada bir kavram karışıklığı var. Bayan başkan bence cafe demek istemiştir. Çünkü cafelere erkeklerle beraber kadınlar da gidiyor, belki erkeklerden daha fazla. İlk önce bu kavram karışıklığını gidermek gerek. Kave mi ? Cafe mi ? Bayan başkan açıklamalı ki isyanım dinsin.

Şimdi biraz ciddiyet :
Ömrüm boyunca kavelere gitmedim. Cafelere gitmedim dersem yalan söylemiş olurum. Cafeleri biraz biliyorum da, kaveleri hiç bilmem. Şimdi satrancın kavelerde var olup olamayacağını öğrenmek için birkaç değişik kaveye gideceğim. Nedir, ne değildir biraz öğrenmeye çalışacağım. Biraz da sondaj yapacağım ; satrancın temeli atılabilirmi, atılamaz mı acaba kavelere.

Biraz da öneri :
Bir kişiyi, bir düşünceyi, bir yeri bilmeden onun hakkında laf söylenmesini doğru bulmuyorum. İlk önce tanımak gerek o kişiyi, o düşünceyi, o yeri. Ondan sonra laf söylemeye hakkımız olur. Ne dersiniz ?

Son söylediğim daha ciddi oldu galiba.
Ara
Cevapla
#15
Biz satranççılar, satranç bilmeyenlere satrancın faydalarını sayarken en başta kötü alışkanlıklara engel olur deriz. Kahvehanelerde yapılan fiiller eğer kötü alışkanlık ise ve kahvehanelerdeki insanlar bunun kötü alışkanlık olduğunu bildiği halde bu kötü alışkanlıklarını bırakamıyorlarsa, kahvehaneye bir satranç takımı bırakmanın neresi tartışılır anlamıyorum. Vatandaşı kahvehaneden çıkarıp satranca yönlendiremiyorsak bir ssatranç takımı kahvehaneye bırakmak çok makul bir düşünce. İnşallah hayata geçer.
MUŞ
Ara
Cevapla
#16
hiç unutmam bizim burda genelde arnavut göçmenlerinin geldigi bir kahve vardı. orda her gun yaşlı adamlar satranç oynar 3-4 kişide onları izlerdi. bir gun bizde arkadaşımla kendi satranc takımımızı alıp oynayalım dedik kahveci şöyle bir şey soyledi bize
"yahu sizdemi getirdiniz bize bitenizi yetiyordu"

onemli olan kahvehaneye yada baska bir yere satranç getirmek degildir.
önemli olan satranç oynayanların katılıcak dogru durust, Kupadan baska maddi odulede yer veren turnuva bulabilmesidir.
Gecenlerde istanbulda bir ozel universite turnuva duzenlemişti. bir ogrenciden senede 10 bin dolar gibi buyuk rakamları alan bir kurum satranç turnuvasında kupadan baska hiç bir odul koymamıstır. buda ulkemizde satrancın ne kadar ciddiye alındıgının gostergesidir.
washington-sq-2.jpg
Ara
Cevapla
#17
Kahve satrancı,

TSF Başkanı sn. TULAY yazısında,

“İşbirliği görüşmelerimizi yeni projelerle taçlandırmak için Karaman Esnaf ve Sanatkarlar Odası Birliği Başkanı Ahmet Yenilmez'in talebi üzerine farklı bir tasarı üzerinde fikir alışverişinde bulunduk. "Her kahveye bir satranç takımı" adıyla hazırlanması düşünülen bir projeden ve bu projenin olumlu getirilerinden bahsettik.”…şeklinde yazmış.

Bir STÖ önerisidir, önümüzdeki günler ne getirecektir, ona bakmak lazım.

****************
Kahve (kahvehane) satrancı ülkemizin çok eskilerden beri geleneğidir. Bir kere yeni bir kavram değildir. Kulüp ve derneklerden çok önceleri doğal olarak kendiliğinden oluşmuştur.
“Kahve oyuncusu” deyimi buradan gelir. Ben satrancı ne yazık ki kahvelerde öğrendim, öğretmenlerim oynardı.
Dama gibi. O içeriğine bakınca sonuçta bir akıl oyunudur. Ama kahvelerde oynanır.
Doğunun binlerce köy kahvesinde satranç “kişık” adıyla oynanır. Erzurum, Bingöl, Sivas, Diyarbakır.. vb.
Kiş- kiş’ ten gelir, kovalamacadan…
Avrupa’da da parklarda, cafelerde de oynanır. Bazen ailece.

Capablanca’nın ve birçok dünya efsanesinin o yıllara göre çok modern (Cafe De La…) ismin hatırlayamadığım cafelerde kayıtlara geçmiş çok ziyaretleri, turnuva ve gösteri maçları vardır.
İnsanların niyetleri kötüyse her oyun amaca yönelik kirletilebilir, kazanç kapısı haline getirilebilir.

Bir de “kırarathane” olarak ifade edildi. Kavram farkı var!

Biliyoruz ki “kıraat” okuma anlamında kullanılır Arapçada.
Bizde de özellikle Anadolu kültüründe okuma-hane amaçlı toplantı yerleridir. Ama zamanla farklı amaçlara yönelmiş de olabilirler.
Kıraathanelerin önce olması bu yüzdendir, zamanla kazanç ön plana çıkınca kahve kültürü oluşmuş.

Tabi başarısız ekonomik ve nüfus planlamaları(plansızlıkları) işsizliği arttırınca da kahvelerin sayısı arttı doğal olarak.



Ben, getirilen önerilere olumlu tarafından bakmayı tercih ediyor, sosyal içerikli uyarıları da yerinde buluyorum.
Bu arada foruma konan resim çok hoş!
Oradaki insanlar mekandan çok, hepsi de yine aynı yere bakıyorlar.
Selam ve saygılarımla...
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#18
Hem Özgür Akman'a hem Cengiz Keleş'e katılıyorum. İkisini haklı olduğu yerler var. Her ikisinin haklı olmasının temel sebebi de TSF'nin bunu proje gibi göstermesi. Oysa basit bir şekilde bir niyet, bir tavsiye veya daha genel bir projenin ilk basamağı gibi gösterilseydi üzerinde daha sağlıklı tartışılabilirdi. Ama ben özü itibariyle olumsuz bakmyorum.

Bu bağlamda bir iki tespit:

Kahvehane özellikle kırsal kesimde ciddi bir sosyolojik olgudur. Köylerde tek toplanma merkezi, sosyalleşme ve köy toplumunun sorunlarının (çoğu zaman mizahla) elden geçtiği yerlerdir. Bu çerçevede bir köy kahvesi, büyük metropollerde kumarla geçinen kahvehaneden farklıdır ve burada satranç, domino, dama gibi oyunların olması (ki yakın zamana kadar vardı) olumlu sonuç doğurur.

Diğer taraftan metropollerdeki kahvehanelerin durumu iki yönden değişime uğradı. İlki, internet ve sosyal mecralar gelişince (facebook, twitter) buraya giden öğrenci kesim azaldı hatta tamamen çekildi. Buna karşılık ve ikincisi, sigara yasağının etkisi ile artık bu yerler görece olarak daha temiz ve oturulabilir hale geldi.

Bana göre bu ikisini birleştiğinizde, büyükşehirlerdeki kahvehanelerden, satranç camiasının aradığı şampiyon profiline uygun bir deha çıkabilemez (öğrenci, satranca zaman ayıracak genç ve enerjik kesim orada olmadığı için).

Ama genel manada eskiye göre daha temiz biz ortamda satranç masası olması ve bir iki kişinin orada satranç oynaması, görüntü olarak iyidir ve genel satranç algısına fayda sağlar. Bu da çok küçümsenmemesi gereken ayrı bir olgu.

Ama Özgür'e kesin olarak katılıyorum, bundan büyük beklenti içine girmemek ve bunu proje gibi görmemek kaydıyla; bu daha çok satranç algısının yayılmasına katkı sağlayacak bir temenni, bir araç veya bir alt faktör olabilir.

Buradan yola çıkarak şu görüşümü de söylemek istiyorum: Satranç toplumsal sahalarda göründükçe ve iyi algılanması sağlandıkça, bunun çok faydalı türev getirileri olur.

TSF bunu bir proje olarak gelişiterecekse özellikle alışveriş merkezlerine, Starbucks gibi büyük cornerlara, işyerlerine (plazalara) ve açık hava mekanlarına sokmalı.

Starbucks'ın bir masasında satranç takımı olması ve oraya gelen 3-4 gencin orada şakalaşarak blitz oynaması örneğin, mekanı görsel olarak zenginleştireceği gibi, zamanla gelip giden insanların beyninde "satranç kahve eşliğinde, insanların bir araya gelip etkinleşeceği kaliteli bir akıl oyunudur" algısını yaratır.

Bunun gibi Sabancı plazalarının bir katında manzaraya karşı 3-4 masalık bir salon veya bir oda oluşursa, hayatında satranç lafını düzgün teleffuz edememiş şirket müdürleri ve Ceo'ları zamanla bunun nezih bir şey olduğunu hissetmeye ve düşünmeye başlarlar.

Ve belli bir zaman sonra bu algı sayesinde örneğin bir Sabancı şirketinin yöneticisinden bir turnuva için sponsorluk almanın koşulları daha kolaylaşmış olur. Çünkü turnuvalara para verebilecek yüzlerce yöneticinin hiçbiri satrancın ne olduğunu dahi bilmiyor, bilinmeyene kimse yatırım yapmaz. Önce algı kurmak lazım.

Ben TSF'nin kahvehaneler açılımını bu sebeple olumsuz görmüyorum ama bunu proje gibi görmek fazla naif olur.

Satrancın toplumdaki genel algısını üst seviyeye çekmek ve toplumdaki her katmana ulaştırmak için çok yönlü çalışmak, birbirinden farklı mecralara ayrı ayrı etüd çalışmaları yapmak lazım; okulundan meslek odasına, kahvahanesinden plazasına, açık hava parklarından, hastane refakat odalarına kadar.

O bakımdan bu sunulan şey proje değildir. Ama, geliştirilirse, olabilir.
Ara
Cevapla
#19
Ayrıca yazıyı tekrar okudum. Kahvehanelerde satranç takımı olmasına hiçbir itirazım olamaz. Siyasi görüşüm itibariyle de olamaz. Cezaevlerinde de olsun. Yalnız benim korkum Ankara'da Taraça projesinin bir benzeri kimsenin başına gelmesi. Oraya mahkum edildik. Bir merkez açıldı, orası da tutunamadı kapandı. Şimdi olumlu gelişmeleri bekliyoruz.

Bugün İstanbul Satranç Derneği dahi tehdit altında. Ben de farkındayım internet çağı vs. (ben satranç dergilerinin içeriği tamamen internette olmalı diyorum internetle bir sorunum yok) ama satrançtan rant elde edip fedakarlıklardan dem vuranlardan da bana illet geldi. İSD veya benzer kulüplerin yaşamaması için bir sebep yok.
Ara
Cevapla
#20
Federasyonu olan "satranç" bir ülkede yaygın değildir de..Federasyonu olmayan okey, anastra, pişti..vs.. gibi oyunlar neden yaygındır..Satranç, duru ve zinde bir zeka ile ciddi zaman ister..Adam kahve'ye gelmiş..kafasında "maaş nasıl yetecek?" "çocuğun masrafları.." vs...iki el arkadaşıyla anastra atacak..iki düşünce dağıtacak..siz diyorsunuz "satranç".. Kahvehanelerde yapılan oyun faaliyetleri, halkın gündelik yaşamdan biraz olsun kaçış, biraz olsun "mola" verme yerleridir..Satranç, insanı strese sokar, gerilim altına alır..Gülüş cümbüş içinde oynanan bir satranç partisine pek rastlanmaz..ama şamata ile geçen çok okey partisi yaşanır..Bir ülkede bir oyun bunca sene yaygınlaşmamışsa..bundan sonra da zor yaygınlaşır..Hele bunu kahvehanelerde oynatmakla yaygınlaştıramazsınız..
Ara
Cevapla




Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi