Yeni ufuklara açılmalıyız.
#1
Son günlerde iletmek istedikleriniz bölümündeki iki kutuda "yarışmayı yarım bırakmak"ve "sonuç üzerinde önceden anlaşma sağlamak"konuları hakkında çeşitli görüşler belirtildi.Bu görüşler arasında ön plana çıkan -yanlış hareketlere ceza verilmesi- düşüncesi idi.Daha önce söylediğim gibi yabancı sporculara ceza verileceğine veya verilebileceğine inanmıyorum.Ayrıca geçmişdeki olayların cezalandırılamayacağını da biliyorum.Çünkü geçmişe dönük incelersek bir tek olay yoktur.10 senedir farklı senaryolarla sahneye konan olaylar vardır.Bizim meselemiz geçmişi cezalandırmak değildir.Yarını yani 2015' i ve sonrasını kurtarmak önemlidir.Bugün yakındığımız olaylar 2015 de yine tekrarlayacaktır.Çünkü açık turnuvaların yönergelerini hazırlayan kişiler hep aynı kişilerdir.Veya bir kimse bir yönerge hazırlamakta, diğer turnuva düzenleyenler de onu taklit ederek peşinden ilerlemektedir.Şu halde bir çözüm yolu yönergeleri hazırlayanların değişmesidir.Bu mümkün değilse yönergelerdeki bazı maddelerin değişmesi gereklidir.Örneğin konaklama desteği tamamen kaldırılmalıdır.Konaklama desteği ancak kapalı turnuvalarda "çok sevilen ve özellikle yarışmaya çağrılmış ustalara" verilebilir.Yerli ve yerel oyunculara verilen ödül miktarı arttırılmalıdır.Yakında başlayacak olan Gebze turnuvasının yönergesinde bazı iyileştirmeler yapılmıştır.Ancak yeterli değildir.Attığımız her adımda yerli dinamikleri teşvik etmemiz gerektiği hatırlanmalıdır.Küçük teselli ödüllerinin dahi bir yarışmayı yerliler için çekici hale getirebileceği unutulmamalıdır.Piramidin ortasına acilen canlılık getiremezsek Federasyon pek yakında sadece Milli takım havuzu ile ilgilenen bir kurum haline gelecektir.Hiçbir yönetici yenilik yapma yönünde çekingen davranmamalıdır.Aksi halde karşımıza içinden çıkılması zor olan sorunlar çıkacaktır.Birkaç sene önce turnuva düzenleyenler açılışın 5 nci hamlesinde hamle tekrarı ile berabere biten oyunlar karşısında hiçbir önlem almak istemediler.Bu defa konaklama desteği sağlananların maça çıkmamasına alışmaya başladık.Önceliğimiz ve başlıca amacımız "yerli dinamiklerin gelişmesi ve başarılı olması"olmalıdır.Eğer Federasyon yönetimleri veya yerel yöneticiler bu önceliğe önem vermiyorsa burada yazı yazmamıza gerek yoktur.Bu takdirde yerli dinamikler eninde sonunda kendi sorunlarını kendileri çözecektir.
Ateş Ülker
Ara
Cevapla
#2
Ateş Bey merhaba,
Önerilerin hep bir arada kalıp aynı zeminde gözükmesi için son önerileriniz "YENİ UFUKLARA AÇILMALIYIZ" başlıklı yazınızı bu ortama aldım.
Selam ve saygılarımla...
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#3
Ateş beyi önerileri için destekliyorum.

Önerisinin başka kutuya taşınması neden gerekli oldu?
10 Haziran 2014'te açılmış olan Somut Öneriler Potası'na iletilen epey öneri oldu.
Peki sonra ne oldu?
Yaklaşık 90 gün olmuş.
Uygulanabilen olmuş mu acaba?
İşe yaramış mı?
Okunmuş ve dikkate alınmış mı?

Merak ediyorum.
Cevapla
#4
Sn.abdulkadirbener,
Ateş Bey' in bu kutudaki bu kadar somut yapıcı öneriler demeti, diğerleri gibi, her bir ayrı yerde duracağına, tüm önerilerin bir arada kalması adına böyle bir karar aldım.
Hepsinin bir arada gözükmesi, işe yaramadıkça tabi ki bir anlam ifade etmez.

Ancak;
Ben bu tüm önerileri BİR POTADA TUTARAK hem camiaya karşı sergileme şansına sahibim,
hem de, ilgili Yönetim Kurulu Koordinatör Üyesine aynen sergilediğim bu şekilde aktardığımı bildirmek ve kurul toplantılarında gündeme alınıp alınmadığının takibini yapmak amaçlı yayınladım.
Eğer sizi rahatsız etmişse bir daha düşünmenizi beklerim.
...

Ateş Bey,
Eğer öneri sahibi olarak bu tutumumdan rahatsız olduysanız bu konu kutusunu derhal kapatabilirim.
Bu konuyu ayrıca sizin bu kutunuzda açmak ve konuyu bölmek istemezdim ama "Yeni ufuklara açılmalıyız" o kadar önemli bir konu ki benim için, bu ufuklara doğru yaklaşmada bu önerilerin de büyük katkısı olacağına inanıyorum.
Görüşleriniz önemlidir.

SELAM VE SAYGILARIMLA.
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#5
Yazıların bulunduğu yerin önemi yoktur.Önemli olan çeşitli konulara ilgi gösterenlerin sayısıdır.Benden daha çok yakınanların, sıra bu yakınmaları yazmaya geldiğinde, bundan kaçındıklarını biliyorum.Bazı okurların da burada yazılan bazı yazıları hiç okumayarak "duymadım-görmedim-işitmedim"heykeli oldukları bellidir.Ama onların farkında olmadıkları sorunlar hala devam etmektedir.Bunu anlamak için canlı yayına göz atmak yeterlidir.Öte yandan şu gerçeği de unutmamalıyız.Bir konu çok uzatıldığı ve somut öneriler ortaya konmadığı zaman o konuya gösterilen ilgi azalmaktadır.Aynı kişilerin bir defadan fazla okumakta olmaları gerçek izleyici sayısını olduğundan fazla göstermektedir.
Esasen bu konuların tartışılacağı yer Satranç Kurultayı veya televizyon ekranları olmalıdır.Buraya yazmanın getirisi çok azdır.Tarihçilerin de bizden sonraki kuşakları doğru bilgilendirip bilgilendirmeyeceğini söylemek mümkün değildir.Tarihçiler Gelecekde bazı gelişmeleri hiç anlatmak istemeyebilir.Onun için şimdi sesimizi olabildiğince çok kimseye duyurmaya çalışmalıyız
Ateş Ülker
Ara
Cevapla
#6
Bir taşı bir kareden bir başka kareye götürmeyi mi tercih edersiniz, satrancın gelişimi için taşın altına elinizi koymayı mı?
Ara
Cevapla
#7
(05-09-2014, 20:59)M.Aşkın TAŞAN Nickli Kullanıcıdan Alıntı: .....Hepsinin bir arada gözükmesi, işe yaramadıkça tabi ki bir anlam ifade etmez.....

Ben de aynı şeyi söylüyorum. Önemli olan işe yarayıp yaramamasıdır diyorum ve sadece soruyorum: "İşe yaradı mı? Herhangi biri ele alındı mı?"

(05-09-2014, 20:59)M.Aşkın TAŞAN Nickli Kullanıcıdan Alıntı: .....Eğer sizi rahatsız etmişse bir daha düşünmenizi beklerim....

Şaşırttınız beni. Beni niye rahatsız etsin üstadım. Alınganlık göstermişsiniz. Ben sadece yukarıda da belirttiğim gibi herhangi bir tanesinin ele alınmış olup olmadığını merak ettiğimi dile getirdim? Bakın bunca ay zaman geçmiş, onlarca öneri dillendirilmiş, işe yaramış mı bilen yok? En azından ben bilmiyorum!

İnsanlar önerilerinin dikkate alınacağını bilseler inanın yazmaya başlarlar. Bunu teşvik etmek adına sordum sadece. "[color=#1E90FF]Evet filanca madde ele alındı, şöyle de bir karar çıktı, artık şu kural uygulanacak[/color]" gibisinden bir cevabınız olsa inanın herkes büyük bir hevesle öneri getirmeye devam edecektir. Haddim olmayarak benim bile bir kısım öneri sayılabilecek düşüncelerim var.

Edindiğim onlarca deneyim bana herhangi bir kuruluşun "öneri ve şikayet" sistemi varsa bu sistemin sadece "şikayet" kısmının (o da ara sıra) dikkate alındığını ama kesinlikle "öneri" denilen şeylerin asla dikkate alınmadığını göstermiştir. Buradaki öneri potası TSF'ye ait olmadığına göre TSF bunları dikkate almak ve cevaplamak zorunda da değildir elbette. Bu sadece sizin başlattığınız bir özverili girişim. Hepimiz de destekliyoruz.

Merak ettiğim burada "öneri potası" içinde dile getirilen önerilerin ele alınmış olup olmadığı ve bir sonuç olup olmadığıdır. Federasyonun içinde değiliz nitekim. Konuların iletilip iletilmediğini, konuşulup konuşulmadığını, elenen öneri varsa elenme gerekçelerinin ne olduğunu filan nereden bilebiliriz değil mi? Peki bunları kime soracağız? Size elbette. Zira bu önerileri ilgili kurullara taşımayı kendisine görev edinen şövalyemiz sizsiniz de ondan.

Beni veya herhangi birini önerilerin nerede durduğu neden rahatsız etsin. Ateş bey de zaten aynı şeyi söylemiyor mu.

Sanırım siz usül konusuna takıldınız. Aynı potada olsun ki karışmasın, veya unutulmasın gibi bir usül konusuna vurgu yapıyorsunuz. Size haklı olmadığınızı söylemiyorum, usul konusunda haklısınız elbette. Konular bir arada dursun, öneriler doğru adreste dosyalansın elbette faydalı olur. Ama ben esasa dair konuşuyorum. Bir umut "sonuç var mı?" diye soruyorum.

Ateş bey, tekrar teşekkür ederim.
Şu cümlenin güzelliğini tekrar okudukça daha iyi fark ediyorsunuz:


(04-09-2014, 15:36)Ateş Ülker Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Önceliğimiz ve başlıca amacımız "yerli dinamiklerin gelişmesi ve başarılı olması"olmalıdır.Eğer Federasyon yönetimleri veya yerel yöneticiler bu önceliğe önem vermiyorsa burada yazı yazmamıza gerek yoktur.Bu takdirde yerli dinamikler eninde sonunda kendi sorunlarını kendileri çözecektir.

Katılıyorum.

Belki de sekiz on yıl içinde "Türkiye Satranç Tarihi" kitabı yazılacak. Bu kitabı yazacak olan arkadaşın şu yukarıdaki cümlenizi de kayda geçmesini saygılarımla arz ederim. ÇIĞ büyük bir enerjidir. Bir tanecik yüksek ses ile başlar. Harekete katılan parçacıkların toplam enerjisine herhangi bir güç karşı koyamaz. Tarih bunu binlerce defa ispatlamıştır.

Ateş Bey'e bu özlü sözü için teşekkürlerimi sunarım. Ancak şu aşağıdaki cümleyi kendisinin veya diğer büyüklerimizin uygun bir lisanla açıklamalarının hepimiz için faydalı olacağına inanıyorum;

(04-09-2014, 15:36)Ateş Ülker Nickli Kullanıcıdan Alıntı: ....Bu takdirde yerli dinamikler eninde sonunda kendi sorunlarını kendileri çözecektir.

Mesela ne olacaktır?
Cevapla




Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi