Satrançta Dopingin neresindeyiz?
#42
(10-10-2014, 18:56)MuzafferŞekerli Nickli Kullanıcıdan Alıntı: şu an tatildem döndüm . tutku bey başka yerde yazıyor ama söz verdiği yazıyı yazmamış .

açtığım bu konu beni çok sardı . deştikçe için içinden iş çıkıyor. ama birileri sürüklemezse yarım kalır fikrindeyim . o nedenle tutku beyin görüşlerini sabırsızlıkla bekliyorum . ilgi görmeyen konuların üzerine gitmek benim prensibim değil .

teşekkürler...
Merhaba Muzaffer Bey,

Başka yerlere cevapları kısa oldukları için telefonumdan yazabildim ancak, uzunca bir yazı için laptopu açma fırsatı henüz bulabildim.

Ülkemizde vücut geliştirme vb. birçok sporda maalesef çok sayıda doping olayı ile karşılaşıldı. Bu sporlarda doping organize bir hal aldı ve kamuoyunda sadece antrenörlerin değil, federasyonların bile bu organize dopingin içinde olduğuna dair bir kanaat oluştu. Hatta bu süreçte bazı federasyon başkanları değişti.

Türkiye'de organize dopingin tabiri caizse b.kunun çıkartılması üzerine (Aslında tüm dünyada organize doping vardır ve uluslararası yarışmalar için federasyonlar tarafından yapılmaktadır, hatta bazı ülkelerde devlet politikası olmuştur.) Uluslararası Olimpiyat Komitesi IOC duruma el koydu ve Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi TMOK üzerinden bu sürece müdahil oldu.

Bu müdahilliğin birçok sonucu oldu. Bu sonuçlardan birisi de dopingle ilgili mevzuatların çağa uygun hale getirilip, geliştirilmesi suretiyle yenilenmesi oldu. Organize dopinge karşı açılan bu savaş sonrası yenilenen mevzuatlardan tüm sporlar gibi satranç da nasibini aldı.

Sonuç olarak bir mevzuat hazırlandı. Birçok spor federasyonunun mevzuatlarında yer alan doping hakkındaki yenilikler federasyonlar tarafından değil, bu konuda yetkin kişiler tarafından hazırlandı. Satranç için de durumun aynı olduğunu zannediyorum. Aşkın Bey bu konuda bizi aydınlatırsa sevinirim. Bu mevzuat doğrultusunda camiayı bilgilendirme ihtiyacı doğdu doğal olarak. Diğer birçok sporun aksine, satranç camiası doping hakkında tecrübesizdi, hatta satrançta da doping yapılabileceğinden bihaberdi.

Tahsin Bey bir çalışma hazırlayarak camiadaki bu yabancı yenilik hakkında bizleri elinden geldiğince bilgilendirmeye çalıştı. Bence faydalı da bir çalışma yaptı. Hatta o kadar ki, İstanbul Barosu Dergisi Spor Hukuku Özel Sayısı'nda satranç ile ilgili bir çalışmanın yer almasını çok istiyordum ve bu çalışmanın dergide yer alması için girişimlerde bulundum. Satrançta doping olan yasaklı maddelerle ilgili birkaç yargı kararı ekleyerek ve tabii ki biraz daha geliştirerek dergide yayınlanması için birkaç adım attım. Ancak, genel kanı benim de düşündüğüm gibi bu çalışmanın bilgilendirici bir yazı olmasına rağmen hukuk dilinden, hukuk tekniğinden uzak olduğu yönündeydi. Bir hukuk dergisinde yer alabilmesi için yazım dilinin, tekniğinin oldukça değiştirilmesi gerekecekti ve bu da yazının özgünlüğünü kaybettirecekti. Üzerine basarak tekrarlıyorum, dergide yer almamasının sebebi yazının içeriği değil. Aksine, içerik olarak faydalı olduğu konusunda hemfikir olduk. Açıkçası Tahsin Bey'in biraz hakkını yemişsiniz. Kendisini İstanbul'daki bir hakem seminerinde tanıma fırsatı buldum. Oyun Kurallarını yorumlarken bazı maddeler hakkındaki farklı yorumları söylemiş ve kendisinin hangi yorumlara katıldığını belirtmişti. Katıldığı yorumların hepsinde de bir satranççı ve bir hukukçu olarak benim yorumlarım da aynı şekildeydi. Yani Tahsin Bey satranççı olmasa da, satranç sporcusu kökenli olmasa da bizlerle aynı bakış açısına ve tekniğine sahip birisi. (İki günde gözlemlediğim kadarıyla)

Bu konudaki ilk mesajınızda daha öne bu forumda dopinge hiç değinilmediğini yazmıştınız yanlış hatırlamıyorsam. Evrensey Bey'in başlattığı "Hırsız Var" konusunda telefondan yardım almanın doping olduğu yönünde yazılar yazılınca dopingin ne kadar farklı birşey olduğundan bahsedip, bazı teknik bilgiler vermiştim. (http://forum.satranc.biz/showthread.php?...3#pid16553 ve devamındaki mesajlarım) Bu teknik bilgileri anlayamayıp, sıkılanlar, gereksiz bulanlar da olmuştu ama bu konuyu yeri gelmişken detaylıca tartışmanın kaçınılmaz olduğu, elbet birgün önümüze geleceği çok aşikardı. Oradaki bazı bilgileri tekrarlamak gerekirse:

Bir maddenin doping olması için aşağıdaki 3 seçenekten 2'si ile örtüşmesi gerekmekte:
1- Performans arttırmak
2- Sporcu sağlığına zararlı olmak
3- Spor ahlakına aykırı olmak

Sizin üzerinde konuştuğunuz maddeleri bir de bu 3 seçenek ışığında değerlendirmekte fayda var.

Üzerinde konuşulması gereken başka bir konu ise "örnek vermek"! Doping örneği iki kabı idrarınız ile tamamen doldurmaktır. Bu iş zaman zaman çok zor olabilmektedir. Maç sırasında tuvaleti gelmesin diye devre arasında (örnek vermeden yaklaşık 45 dk önce) tuvaletini yapan bir futbolcu-basketbolcu bile bu konuda zorlanırken, tuvaleti geldiğinde tuvalete gitme imkanı olan satranççı için bu süreç daha da zordur. Oyun sırasında tuvaletiniz geldi ve tuvalete gittiniz, 5 dk sonra da oyun bitti. Sırada doping kontrolü var! Yandınız!

Daha 1 hafta önce yaşadığım olayda bir sporcu şampiyonanın son günü final maçından sonra doping kontrolüne kaldı. Maç saat 23:00'e doğru bitmişti. Bütün salon boşaltıldı, şampiyona için kurulan bütün dekorlar söküldü, salonda kimse kalmadı, doping görevlileri hariç! Takım arkadaşları madalya kazanmayı kutlamak için yemekteyken biran önce o yemeğe gitme stresi de eklenince iki kabı doldurmak saatler aldı. Doping odasında aklınıza gelebilecek çoğu içeceğin olduğu dolaba, tuvaleti gelmesi için sık sık hareket etmesine rağmen gece saat 01:30'da salondan çıktık. İnsanın ruh hali de etkileniyor tabii. Bu örnekteki sporcu her zaman yüzü gülen birisi olmasına rağmen, doping odasına gittiğimde beni gördüğünde öyle bir "Nasılsın?" dedi ki, ağzımı açamadım ve sadece başımı sallamakla yetinebildim.

Ayrıca, doping görevlisi (sporcu ile aynı cinsiyette) idrarın vücuttan çıktığını, o kişiye ait olduğunu görüp, tespit etmelidir. Daha ergenliğe dahi girmemiş, cinsellik hakkında bilgisi dahi olmayan küçük yaştaki bir sporcu üzerinde etkisini düşünebiliyor musunuz bu durumun? Örneğin bir anaokulu turnuvasında olduğunu düşünün. Turnuvada çok dikkati dağılıyor diye ailesi tarafından konsantre olmasını sağlayan bir ilaç verilen ve bunu gören başka veliler tarafından ihbarda bulunulan bir anaokulu öğrencisi! Anne-babasının yanından zar zor alıp turnuva salonuna götürebildiğiniz sporcunun turnuva sonunda hiç tanımadığı birisi kendisini izlerken iki kabı idrarı ile doldurmak durumunda kalması halinde olacakları kafanızda bir canlandırın!

16-17 yaşında çocuklar aylık 20.000 lira civarı ücretler karşılığı çeşitli sporlarda sporcu olabiliyorlar. Bu çocuklar doping kontrolüne girmek istemezse mahrum kalacakları parayı düşünüyorlar ve belki de tek işlerinin o olması sebebiyle bu duruma alışıyorlar. Ama %90'ının profesyonel bir işi olan ve yalnızca amatör olarak satranç sporu yapan kişilerden oluştuğu, çocukların hedefinin iyi bir meslek edinmek olduğu satranç sporunda hangi veli çocuğunu doping kontrolüne sokar? "2 yıl ceza mı alacak? Ne 2 yılı, 20 yıl da geçse ben bir daha hiç bir turnuvaya sokmam çocuğumu!" diyerek oradan uzaklaşır.

Hep kötü örnekler üzerinden gidiyoruz. Doping kontrolü yapılmamalı mı peki? Konsantrasyonu arttıran, aynı zamanda sporcuya zarar veren yasaklı maddeler var. Yine sporcuya zarar veren ve spor ahlakına aykırı yasaklı maddeler de var. Bunları kullanan satranççılar varsa (olduğunu sanmıyorum) tespit edilmesin mi? Bilmem kaç yüz bin lisanslı sporcu arasında belki 100 tane böyle sporcu varsa doping testinin bu sporculara gelme ihtimali 5000'de 1 civarıdır. İhbar veya şüphe üzerinden gidilmedikçe zaten tespit de edilemezler. Zaten doping konusunda satrancın üzerine de gidilmeyecektir. Ama bir gidilirse, diğer spor dallarıyla aynı sayıda doping kontrolü yapılırsa, "Satrançta doping mi olurmuş, vermiyorum örnek mörnek, napıyorsanız yapın!" diyerek ceza alacak sporcu sayısını düşününce en çok doping cezası verilen sporlardan birisi haline bile gelebiliriz...

Netice olarak, satrançta da doping yapılabilir ve bu sebeple de bir kontrol mekanizması olması doğaldır. Ama bir anda Türkiye'de belirli sporlardaki organize dopinge karşı savaş açılmasının bir uzantısı olarak satrançta dopinge yönelik bir düzenleme yapılmak durumunda kalındığını, dolayısıyla satranç sporcularına satrançta doping riskiyle orantılı bir kontrol mekanizması olması gerektiğini de unutmamak gerekmektedir.
Ara
Cevapla


Bu Konudaki Yorumlar
RE: Satrançta Dopingin neresindeyiz? - Yazar: KAYAR - 20-09-2014, 16:30
RE: Satrançta Dopingin neresindeyiz? - Yazar: Attorney at Law - 13-10-2014, 19:06



Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi