Dünya Gençler
#21
Herkese merhaba,
Yukarıda yazdığım olay ile ilgili aklıma gelen birkaç şeyi daha yazacağım.
Son turda olan beraberlikten sonra dönemin Bayan Milli takım antrenörü ile konuşmuştum. Kendisine neden böyle bir teklif ile gittiğini, neden her masada üstün olduğumuz bir maçı kazanma şansını denemediğini sormuştum. Kendisinin cevabı "Şuana kadar çok iyi mücadele ettik ve ciddi bir başarı yakaladık. Sporcularımın gerek mücadelelerinden dolayı, gerekse stres yoğunluğundan dolayı yorulduklarını düşünüyorum. Bu maçta masalarda favori olsak da kazanacağımızın garantisi yok ve kaybetme riskimiz de var. Ben bu başarıyı kaçırmamak adına beraberliğin adil olduğunu düşünerek istedim. Bu kararımın arkasındayım" diye olmuştu.

Benim şahsi düşüncem kararın doğru olmadığıdır. Çok iyi bir ivme yakalamış sporcularımızın sonuna kadar mücadele etmesi gerektiğini düşünüyordum ve halen düşüncem geçerlidir.

Bununla birlikte eğer Milli takım gibi üst düzey bir sporcu grubuna antrenör sağlıyorsanız, çoğu yöneticilerimizin halen tanımadığı milli takım sporcularını en iyi tanıyan ve onları gözlemleyenin de o takımın antrenörü olduğunu da bilmelisiniz. Antrenörün verdiği kararı beģenmeyebilirsiniz, çalışmasını beğenmeyebilirsiniz. Bunun yöntemi sözleşmesini fesh etmek veya karşılıklı olarak yolları ayırmaktır. Yöneticilere haber vermeden tarihi bir fırsatı kaçırıyor olsak dahi antrenöre ceza vermenin doğru olmadığını düşünüyorum.

Sevgilerimle
Kıvanç Haznedaroğlu
Ara
Cevapla
#22
(05-09-2015, 21:45)sahmatiste Nickli Kullanıcıdan Alıntı: . Antrenörün verdiği kararı beģenmeyebilirsiniz, çalışmasını beğenmeyebilirsiniz. Bunun yöntemi sözleşmesini fesh etmek veya karşılıklı olarak yolları ayırmaktır. Yöneticilere haber vermeden tarihi bir fırsatı kaçırıyor olsak dahi antrenöre ceza vermenin doğru olmadığını düşünüyorum.

Sevgilerimle
Kıvanç Haznedaroğlu

Beni ilgilendiren de burası zaten. Antrenör sportif açıdan maç sahasında ve anında bir karar vermiş.
Doğru ya da yanlış.

Ama antrenörün bu şekilde cezalandırılması hiç sportif değil!

Kararın veriliş ve uygulanı şeklini benimsemiyorum. Antrenörün vereceği kararı tanımamak, ya da yönetimin kendisine danışılmadan karar almasını ve uygulamasını cezalandırmak ne kadar doğrudur?

Bunu her antrenöre yapabilirler miydi acaba?
Bu durumun başka ülkelerde benzeri durumlar da olmuş olabilir.

Ama spor etiği açısından bakınca kabul görmemelidir.
Ortada verilen cezanın dayanağı tartışmaya çok açık.
Mutlak kazanç ihtimali beklentisi üzerine yapılmış bir yorum ve ceza gerekçesi olmuyor mu?
Haksızlık olmuş.
Rakipten teknik olarak üstün ve güçlü de olsak takım galibiyetinin garantisi var mı?
Ya oynatıp da kaybetse idik?
O zaman ne olurdu?
Bence bu ihtimali de düşünülerek ödül bile talep edebilirdi antrenör.

Eğer kurallara aykırı bir teklif yoksa bence beraberlik teklifi o kadar büyütülmemelidir.

Selam ve saygılarımla...
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#23
Haznedaroğlu'nun son mesajındaki görüşlere katılıyorum.Özellikle son cümlesi de anafikri vurgulamaktadır."Antrenöre ceza vermenin doğru olmadığını düşünüyorum."diyor.Bununla birlikte olay hakkında karar vermeden önce cezayı verenleri de dinlemek gerekir.Belki bilmediğimiz gelişmeler olmuştur.Öncesinde bazı planlar yapılmış olabilir.Öte yandan yanlış anlaşılma da olabilir.Tercümanlar da eksik çeviri yapmış olabilirler.Ben hemen her kademede bulunduğum için birçok ihtimali düşünüyorum.Geçmişdeki ceza üzerinde yorum yapmayalım!Geçmişde verilmiş çok sayıda ceza var.Bunları yorumlamak çok zordur.
Aynı kişinin 2015 de görevlendirilmesi bir tesadüf müdür?Haklı nedenler var mıdır?Bu görevlendirmeler görevli ajanların tavsiyeleri doğrultusunda mı yapılır?Futbolda yanılmıyorsam scud ekibi diye bir kavram var.Bizde de bunun benzeri var mıdır?
Örneğin yabancı ustaları Türkiye'deki açık turnuvalara davet eden bir sistem var.Bu sistem düzenli çalışmaktadır.Bazı yabancı ustalar yaz aylarında gelmekte ve arka arkaya birkaç yarışmaya birden girmektedir.Bizim kurduğumuz sistem onlara menecerlik yapmaktadır.
Herhalde antrenör seçiminde de tavsiyede bulunan aracılar olsa gerektir.Bu seçimi Yönetim Kurulunun yaptığını düşünmüyorum.Burada tartışılan antrenörün şimdiki görevinin ne zaman başladığı da önemlidir.
Gördüğünüz gibi 2006 daki olayları konuşmak zorunda kalıyoruz.Ama Dünya Gençler Birinciliğine neden kız sporcu göndermediğimizi fazla konuşamıyoruz.Çünkü yerlileri koruyan,kollayan,destekleyen veya tavsiye eden menecer yoktur.
Ateş Ülker
Ara
Cevapla
#24
2006 daki olayın ardından, Dünyada başka antrenör kalmamış gibi bu şahıs görev alıyor.

Ben size söyleyeyim; ilgisiz yönetim bu konuyu atlamıştır veya daha kötüsü farkında olarak kimsenin sorgulayamayacağını düşünmüştür. Üstelik 2006 takımının oyuncularından Çorlulu en yakınlarında iken.Bu durumda yorum katabileceğim pek bir nokta kalmıyor.

Peki ne özelliği var, Sulypa tipindeki antrenörlerin?

Cevap çok basit: Fiyatları uygundur, işini kendi çapında yapar gider.
Böylece kimsenin başı ağrımaz,ortalama başarı herkes için normaldir.
Yönetim her şeyin farkında olup eksikleri ve yanlışları düzeltmeye çalışan yerli veya yabancı antrenörleri yanında istemez, kafa ağrıtırlar işleri karıştırırlar.

Yönetim dedikleri işler için ; Satrançta adı duyulmuş emekliliği gelmiş kendilerinin her dediğine itaat eden kişiler öncelikli tercihleridir.

Antrenör diye kullandıkları kişiler ise mevsimlik bile değil, yılda 5-10 günlük çalışma için, sıfatları sorgulanmayan işçi konumundadırlar.

Bu son cümleme bu konumda bulunan değerli bazı satranççı arkadaşlarım alınabilirler ama lütfen benim antrenörlük konusunda satrancı hiç önemsemeyen bu yönetime karşı verdiğim mücadeleyi hatırlayıp öyle alınganlık yapsınlar, yılda 5-10 günlük çalışmalarıyla TSf nin yanlış politikalarının devam etmesine katkıda bulunduklarını unutmasınlar.



Esas birinci . ya dönelim:

Önümüzdeki yıl kız yarışmaları 14 yaş üzerinde iptal edilsin.

Bunu çok ciddi söylüyorum.

İnsan biraz utanır, bu ne rezillik; yarışmalara kız sporcu gönderilmiyor.
Yönetimin Okullar yarışması dışında kullanacak ne malzemesi var? cevaplasın birileri lütfen.

Bir kaç resim koyarak "şu ili ziyaret ettik bu valiye gittik". Başka ne var?

Ayrıca "satrançla boyumu uzatıyorum" gibi hısımlı akrabalı göstermelik faaliyetleri ben kabul etmiyorum, çünkü ihtiyaçlarımız bunlar değildir, kesinlikle değildir.

2-3 satrançla ilgisiz zihinden oluşan, "TSF yönetimi" diye adlandırdığımız bu oluşum Kızlarımız nerede? sorusunu cevaplayamaz, buna eminim.
Ara
Cevapla
#25
Son olarak Dünya Gençlere de kız oyuncu gönderilmediğini esefle görüyoruz.
Kadın Başkan döneminde en büyük gerileme kadın satrancında oldu, yazık!
Ara
Cevapla




Konuyu Okuyanlar: 2 Ziyaretçi