1 istatistik
#1
https://sgm.gsb.gov.tr/Public/Edit/image...7-2015.pdf
Ara
Cevapla
#2
Ve Antrenör istatistikleri

https://sgm.gsb.gov.tr/Public/Edit/image...7-2015.pdf
Ara
Cevapla
#3
Hakemlerimiz

https://sgm.gsb.gov.tr/Public/Edit/image...7-2013.pdf
Ara
Cevapla
#4
30300 antrenör olması, aktif sporcu 2790 iken göze fazla görünmektedir.Ancak bu antrenörler derecelerine göre sınıflandırılmamıştır.Büyük çoğunluğunun yardımcı antrenör olduğunu sanıyorum.Zaman zaman "kötü antrenör yetiştirildi"deniyor.Bu tez doğru olsa da kötüler zaman içinde suyun dibine batar.İyiler suyun üstünde kalır.Kötüler ya kendini geliştirip sisteme uyum sağlayacaktır ya da yarışı bırakmak zorunda kalacaktır.Nasıl yapalım?Kaliteyi yükseltelim!Antrenör kurslarının 1 nci ve 2 nci kademelerinde mutlaka yerli dinamikler görevlendirilmelidir.Geçmişde yaptığımız hatalar tekrar yapılmamalıdır.Yabancı antrenörler sadece Milli sporcularla çalışmalıdır.Bu listelerde faal sporcu 2790 görünmekle birlikte kanımca faal sayabileceğimiz sporcu 1000 bile değildir.2790 muhtemelen Elo puanına sahip olan sporcu sayımızdır!Çeşitli konuları anlatmakta çok geç kaldık.2000-2004 döneminde sesimizi duyuramadık.Şimdi ne kadar yazsak ve konuşsak da hepsi uçup gitmektedir.Genel Müdürlüğün çerçeve statüsü ve Federasyonların ana statüleri hazırlanırken yeterli çalışma yapılmasına imkan tanınmamıştır.Bugün içinde bulunduğumuz tablonun değişebileceğine siz inanıyor musunuz?Ben inanmıyorum.Koşulların daha kötüleşmesinden korkuyorum.Çünkü Satranç toplumunu çok iyi tanıyorum.Yerli dinamikleri tanıyorum."Bana dokunmayan yaşasın"felsefesi ile bugünlere geldik.Eğer siz yarına umutla bakıyorsanız bunu bize açıklayınız!
Ateş Ülker
Ara
Cevapla
#5
Değerli Arkadaşlar,

Önce Miyazaki'ye teşekkür etmek isterim. Ülkemizde satrancın durumunu göstermek için son derecede yararlı veriler vermiş bize. Bu verilerden hareketle çok sayıda önemli sonuçlara varmak mümkün.

Önce ben başlıyayım. Sonra diğer forum üyelerinden de kendi yorumlarını beklerim.

2015 verilerini alıyorum.

1. Sporcu sayısı

Lisanslı satranççı sayısı 484.430. Diğer branşlara göre çok açık ara önde. Satrançta lisanslı oyuncu sayısı tüm spor branşlarının (53 adet) yüzde 13,7si.
Buna karşılık faal oyuncu sayısı sadece 2796. Yani lisanslı oyuncuların binde 57'si. faal oyuncu sayısı bakımından satranç diğer spor dallarının sıralamasında çok aşağılarda yer alıyor.

2. Antrenör Sayısı

Antrenör sayısı 77.243.  Diğer branşlara göre yine çok açık ara önde. Satrançta antrenör sayısı tüm spor branşlarının (53 adet) yüzde 37'si. Yani Türkiye'deki tüm antrenörlerin üçte birinden fazla. Kısacası ülkemizdeki 2796 faal satranççıyı 77.243 antrenör çalıştırıyor!

3. Hakem Sayısı

Toplam hakem sayısı 5475. Bu kez küçük farklarla yine diğer spor dalları arasında birinci. Ancak, bu hakemlerin 3568 tanesi "Aday" 54 uluslar arası ve 158 ulusal satranç hakemi var.

Hiçbir yorum yapmayacağım. Görüşlerinizi bekliyorum.

Nurkut İnan
Ara
Cevapla
#6
İstatistik özetidir : Nerede çokluk orada ...
Ara
Cevapla
#7
Diğer spor dallarıyla ister istemez bir kıyaslama içinde sunulan ve resmi kaynaklardan alınan bu tabloda sayılar doğrudur.
Ancak bu tabloda satrancın diğer spor dallarında kıyaslanamayacak bir nicel ve nitel bir yanı vardır.
Buraya yansıyan da odur. Onun da tartışılması gerekmez mi?

Fikir sunan değerli üyeler sadece bu sayılara göre görüş bildireceklerse doğru sonuçlara varabilir miyiz?
Bu sayılar sportif satrancımızın gerçek değerleri midir?
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#8
Sayın Taşan,

Diyorsunuz ki "Ancak bu tabloda satrancın diğer spor dallarında kıyaslanamayacak bir nicel ve nitel bir yanı vardır."

Bu yargı doğrudur, ama bir dereceye kadar. Türkiye'de 53 spor dalında tüm lisanslı sporcuların yüzde 13.7'sinin satranççı olması satrancın özelliği nedeni ile midir?

Lisanslı satranççıların sadece binde 57'sinin (sayın Ateş Akıncı'ya göre bu sayı daha da azdır.) faal olması  satrancın özelliği nedeni ile midir?

Antrenör sayısının faal oyuncuların yaklaşık otuz katı olması  satrancın özelliği nedeni ile midir?

2796 faal oyuncu varken yarım milyona yakın lisans verilmesi bir başarı mıdır? Bir çarpıklık değil midir?

Bu örnekleri artırabilirim. Ama sizin küçümsediğiniz sayılar göstermektedir ki Türk satrancı çözülememiş çok büyük sorunlarla karşı karşıyadır.

Önce bunu kabul edelim. Sonra görüşlerimizi ve varsa önerilerimizi buna göre belirleyelim.

Saygılarımla,

Nurkut İnan
Ara
Cevapla
#9
Diğer spor dallarında da tüm lisanslı sporcu sayısının aktif sporcu sayısına oranı yetersizlik gösterebiliyor.

Tabloda sunulan spor dallarının çoğu okul temellidir!
Bazı spor dallarının kıyaslamasını yapınca şöyle bir tablo ortaya çıkar:

Basketbolda;  253.389 lisanslı sporcunun 3697 sine  (% 014) …         
İzcilikte; 124. Lisanslı sporcunun 32.955 ine (% 26) sına bu sporu yaptırabilmişiz. Yani her 4 sporcunun biri aktif…

Hentbol sporunda 103.243 lisanslı sporcunun sadece 8.884 ü bu sporu aktif yapıyor. Yani % 08...

Atletizm de 186.896 sporcunun 2869 u aktiftir. Her bin sporcunun sadece 15 i bu sporu aktif yapıyor. Yani bu da okul sporudur. Temel sporlardandır. Okullardaki beden eğitimi öğretmenlerince verilir. Her beden eğitimi öğretmeni bu eğitimi okul yıllarında almıştır. Buna rağmen devlet tarafından (MEB) okul programlarınca verildiğini düşünürsek tablodaki sayıları satrançla kıyasladığımızda başka bir yetersiz ve sağlıksız noktaya ulaşırsınız.


Şimdi sonuçlara bir bakalım:

Sunulan tablolardaki lisanslı sporcuların tamamına yakını okul kaynaklıdır ve buralardan spor kulüplerine yönlendirilmişlerdir. Ancak ilk lisans çıkarma sürecinden sonra o spor dallarında da doğal soğumalar ve  kopmalar başlamış, zamanla yukarıda sunduğum oranlar oluşmuştur. Bazı sporcuların 2 yada 3-4 sporu birden yaptığını da görebilirsiniz.
Okulunda okul lisansı çıkarılan sporcular, sadece o yıl ve yine sadece okullar arası yarışmalara katılarak satranç sporculuklarını (?!) tamamlıyorlar. Sonra da sadece ilk ve son turnuvası için son derece kolay olan lisans sisteminden lisans çıkarıyorlar. Hatta bazı sporcuların kendileri için başkaları tarafından lisans çıkarıldığından haberi bile olmuyor.

 
Satranç okul temelli bir spor dalıdır. Ama ne yazık ki bunun temeli yapılan bir sözleşme ile deyim yerindeyse taşıma su ile çözümlenmeye çalışılmış ve 30 saatte yrd. antrenör yetiştirme gibi bir çözüm düşünülmüş.

 Yani okullarda okuyan milyonlarca öğrenciye satrancı sunacaksınız ama bunun eğitimini üniversite öğrencilik yıllarında almamış, sadece 30 saatlik derste alacak öğretmenlerle vereceksiniz…

Ama aynı şeyi bir futbol, basketbol, voleybol, izcilik için söyleyebilir misiniz?

Birinde eğitimi almamış eğitmen-antrenörlerle bu işe soyunurken, diğerlerinde ise bunun eğitimini almış eğitimci-antrenörler ile bu eğitimi vereceksiniz…

Üstelik bu süreç 2005 ten çok önce diğer spor dalları için geçerliyken, satrançta sadece 2005 ten sonrası geçerlidir.
Antrenörlerin çoğu öğretmendir. Bu rakam sizi yanıltmasın. Çünkü sportif satranç aşamasından çok önce olan, okul satrancı ile ilgi alanları sınırlıdır.
Bunun için bir yeterlilik kıyaslaması yapamazsınız!


Bu açıdan bakınca satrancı taşıma suyla çevrilen değirmene benzetebilirsiniz. Devlet temeli yok!

Ama devletin eğitim programlarında olan diğer spor dallarıyla gerçekçi olarak kıyaslarsanız farklı noktalara varırsınız.

Ortada gerçek bir büyüme olduğu açıktır.

Ama aynı şeyi gelişme için söyleyemiyorum.

 Bunun en öncelikli sebebi, devlet eğitim programlarına giremeyen satrancın bu gün burada söz konusu tabloda devlet desteğindeki diğer spor dallarıyla kıyaslanması talihsizliğidir.

Okul temelli olan satrancın;
Öz üretim sürecinde, ne istikrarlı süreklilik arz eden sporcu-antrenör-hakem yetiştirdiğine, ne de süreklilik arz eden bir eğitim planlama- programlamasına ve kaynak aktarımına rastlayamıyoruz.

Çok özel şartlarda yetiştirilen sporcularımız hariç tabi.

Sonuçta lisans çıkarılmış sporcu sayısına oranla aktif sporcu sayılarının ortaya konduğu bir tablonun, başarı ya da başarısızlığı göstermesi için yeterli olduğunu düşünmüyorum.

Selam ve saygılarımla
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#10
Olayın püf noktası, can damarı antrenördür.

Kendimi özeleştirimdir :
Geçenlerde hasbelkader 1. Kademe satranç antrenörlüğü kursuna katıldım.
Değerli eğitmene buradan saygılarımı sunuyorum.
Bana antrenörsün dediler, belgemi verdiler.
1600 küsur UKD ve ELOm var.
Şimdi,
İnsan psikolojisinden anlamam.
Satranç psikolojisini bilmem.
Açılış bilgim e4 ile başlar 2-3 hamle sonra biter.
Oyun ortası için ne hafızam var ve ne de hesap gücüm.
Oyunsonum fiyasko.
Strateji nedir, taktik nasıl uygulanır hak getire.
Öğreticilik derseniz, kırk fırın ekmek yemem gerek.

Ben şimdi antrenörmüyüm ?! : Benden ne köy olur ve ne de kasaba.
Ara
Cevapla
#11
(04-03-2016, 13:38)nurkuti Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Türk satrancı çözülememiş çok büyük sorunlarla karşı karşıyadır.

Önce bunu kabul edelim. Sonra görüşlerimizi ve varsa önerilerimizi buna göre belirleyelim.

Saygılarımla,

Nurkut İnan

Buna hiç bir itirazım yok. Tespitlerinizin ve yargılarınızın tümü de doğrudur. Çarpıklıklar vardır elbette. Ben aksi bir iddiayı ortaya koymuyorum.
Ben sebeplerden yola çıkarak bir gözlem sundum.
Çözüm ve önerileri bu ve benzeri gözlemleri ortaya koymadan sunabilir miyiz?

Devlet eğitim programından bahsediyorum. Eğitimi temelde devlet verecektir.
 Federasyonlar işin sportif kısmında yer almalıdırlar.

Biz ta başından beri eğitimine soyunmuşuz bu işin...
Yanlış burada mı?
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#12
1) Bu istatistiklerde okullarla alakalı bir yazıya rastlamadım.
2) Diğer branşlara ve bizim övündüğümüz rakamlara bakarsak ; başarısızlıktan öte FELAKET bir durum var.
3) Şimdilik yeter.
Ara
Cevapla
#13
(04-03-2016, 14:03)Feti Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Ben şimdi antrenörmüyüm ?! : Benden ne köy olur ve ne de kasaba.

Sn Feti,

Bırakın da bu tespitlerinizi;
Daha önce hiç satranç oynamamış,
Hayatında hiç turnuva izlememiş,
Ama her nedense satranç antrenörlüğüne soyunan kişiler söylesin.


Sizin bir amacınız vardı...
Yardımcı antrenörlük!
Katıldığınız kursta, kursa başvuru özelliklerinin tamamını taşıyan tek aday olarak, satrançtaki bilgi ve tecrübelerinizi ikinci bir kişiye aktaramayacağınızı mı söylemek istiyorsunuz?

Antrenörlük ve sporculuk yapamayacağınızı söylemeyin boşuna...

Bu kadar mütevaziliğe de "pes"  derim doğrusu!

Selam ve saygılarımla
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#14
(04-03-2016, 14:08)Miyazaki Nickli Kullanıcıdan Alıntı: ......
2) Diğer branşlara ve bizim övündüğümüz rakamlara bakarsak ; başarısızlıktan öte FELAKET bir durum var.
......

Merhaba,
 
"FAAL SPORCU" Nasıl hesaplanmış? Kaynak nedir? Kuralını ve/veya veri kaynağını biliyor musunuz?

Zira rakamlar çok komik. Hatta saçma sapan.
WUSHU'cu YELKEN'ci ORYANTİRİNG'ci MUAİ-THAİ'ci OKÇU gibi dallarda aktif sporcu oranı satranca göre inanılmaz yüksek.
GÖRME ENGELLİ diye bir federasyon azıcık zorlasa toplam faal satranççı sayısını geçecek durumda.

Bence bu faal sporcu hesaplaması durumu asıl sıkıntının kaynağıdır.
Antrenörlerle ilgili istatistikler okul ilişkisini açıklıyor.
Ama faal sporcu rakamı Türkiye'de turnuvalara aktif olarak katılan kişi sayısı ise durum hakikaten de felakettir.
ELO'su olan kişi sayısı olarak tahmin var ama sadece tahmin.

Gerçeği merak ediyorum.
FAAL SPORCU ne demek?
Nasıl hesaplanıyor?
Bilginiz var mı? Ya da bilgisi olan biri var mı?
Abdulkadir Bener
Cevapla
#15
Aktif ya da faal sporcu o sezon içinde spora devam eden, bu anlamda faaliyet programları dahilinde vizeli lisansıyla müsabaka oynayan, oynadığı için lisansı vizeli olan sporcuyu kast eder.
Faal sporculuğuna engel teşkil edecek bir şekilde sürekli olarak ceza, fiziksel-zihinsel bir engel ya da sakatlık olmadığı sürece faal/aktif sporculuk devam eder. Bu süre sporcunun kendi bırakma talebini resmi olarak bildirdiği süre içinde devam eder.
Lisans bilgi sistemlerinde sabit olmak üzere, sporcunun ferdi ya da kulüp olarak  o sezon içinde yer aldığı en az bir müsabaka, sporcunun aktif sporculuğunun devam ettiğini gösterir. Spor dalının özelliğine göre değişen sürelerde, sporcunun müsabaka oynamadan geçirdiği sezon sayısı sınırlandırılmıştır. Bu dönem-sezon sayısı spor dalına göre değişmektedir.
GSGM yeni sezon öncesinden kendisine bağlı olan spor federasyonlarından sezon içi müsabakalar ile ilgili olarak genel düzenlenmiş bir rapor ister. Bu rapora göre genel denetlemeler yapılabilir.
Örneğin TC kimlik numarasından her bir sporcunun o spor dalında ya da dallarında o sezon içinde kaç müsabakaya katıldığı, ceza alıp almadığı gibi konular kurum içinde bilgi olarak toplanır.
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#16
(04-03-2016, 14:08)Miyazaki Nickli Kullanıcıdan Alıntı: 1) Bu istatistiklerde okullarla alakalı bir yazıya rastlamadım.
2) Diğer branşlara ve bizim övündüğümüz rakamlara bakarsak ; başarısızlıktan öte FELAKET bir durum var.
3) Şimdilik yeter.

Sayın hocam,
Şöyle arz edeyim. Kendimi size karşı eksik anlattığımı düşünüyorum ta başından beri...

[color=#1f497d][font=Segoe Print]Tablo sadece satrancı değil tüm sporları ortaya koymaktadır.
 Eğer dikkatli bir sayısal inceleme yaparsanız neredeyse tüm spor dallarında aynı tabloyu görürsünüz. Yani lisans çıkararak spora başlayan her 8 sporcudan 6-7 si kayıp! Çok azı devam etmektedir. Bu ülkemizin sağlıksız ve temelsiz spor politikasını gösterir. Üstelik bu spor dallarının çoğu 50-60 yıldır okullarımızda ders ve ders dışı çalışma yapılmasına rağmen…

[/font][/color]
[color=#1f497d][font=Segoe Print]Satrancın 2005 yılından bu yana durumuna gelince…
[/font][/color]
[color=#1f497d][font=Segoe Print]Çok daha iyisi yapılamaz mıydı? Elbette yapılırdı. Bu gün satranç derneklerine devlet yardımı ve teşviki diyoruz,  değil mi?
 Aynısını devlet satranca ya da diğer belli başlı spor dallarına yapamaz mıydı? Burada zamanla anlattım. Sivas Yıldızeli Pamukpınar Anadolu Öğretmen Lisesinde yatılı olarak okuyan güreşçi öğrencileri… Olimpiyat ve Dünya Şampiyonu Şeref EROĞLU’NUN oradan yetişme öğrencim olduğunu anlattım. Sistemi anlattım.
[/font][/color]
[color=#1f497d][font=Segoe Print]Önerim çok açık![/font][/color]
[color=#1f497d][font=Segoe Print]Ülkenin belirlenen coğrafi merkezlerinde spor dalının temel ihtiyaçlarına uygun olarak spor okulları açılır.[/font][/color]
[color=#1f497d][font=Segoe Print] Eğitimine devam eden çocuklar burada ağırlıklı olarak kendi spor dallarında eğitim alırlar. Aktif sporcu, antrenör, yönetici olarak yetişirler.[/font][/color]
[color=#1f497d][font=Segoe Print] Ana meslekleri de bu olur. Ne kendilerinin ne de ailelerinin gelecek kaygısı kalmaz![/font][/color]
[color=#1f497d][font=Segoe Print]Sistemi buna göre kurmak gerekir. Bunu devlet kurar, yani biz insanlar!
[/font][/color]

[color=#1f497d][font=Segoe Print]Ama içlerinde eğitimin de olduğu etkinlikleri spor federasyonlarına verirseniz, onlara bu sporu kitlelere öğretme sorumluluğu yüklerseniz, sportif yönüne ağırlık veremezler.
[/font][/color]

[color=#1f497d][font=Segoe Print]Satrançta en büyük sorun sporcu eğitimi olarak gözükse bile daha önceliklisi bu eğitimin alt yapısını kurmaktır!

[/font][/color]

[color=#1f497d][font=Segoe Print]Ben bu anlamda sahip olduğumuz olanakları yeterli görmüyorum. Devlet, sistemini alan yeteneğine göre başarılı olabilecek öğrenci-sporculara göre düzenlemek durumundadır. Bu anlamda her spor dalında olmasa bile çok belli başlı dallarda temel eğitim için benzer önlemleri alarak gelecek için yatırım yapmak zorundadır.
[/font][/color]

[color=#1f497d][font=Segoe Print]Bir sn.Suat ATALIK, sn.Alper OLCAYÖZ, sn.Erşan GÖKERMAN, sn.Yakup BAYRAM, sn.Kıvanç HAZNEDAROĞLU, sn.Enis BİLYAP ve yetkin tüm değerli sporcu ve antrenörlerin meslek derdi olmamalı!

Devletin kuracağı okullarda ve akademilerde  uzman antrenör, yönetici, eğitimci olabilmeliler. Meslek ve gelecek kaygıları olmamalı. Kendi işlerini severek, içlerine sinerek, mutlu bir şekilde verebilmeliler. Gereğinde antrenör seminerlerini onlar vermeliler. Kademe ilerlemelerini, atamaları onlar yapmalılar. Kurullara gönüllülük esasıyla atanan bizler değil!
[/font][/color]

[color=#1f497d][font=Segoe Print]SAYGI VE SELAMLARIMLA.[/font][/color]
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#17
Paylaşılan dokümanlarla vurgulanmak istenen şey: "lisanslı sporcusu en çok olan federasyon biziz demek ki çok büyük iş başarmışız" düşüncesine atıf yapmaktır. Ben böyle anladım.

Zira doküman satranç lisans sahiplerinin durumunu gözler önüne sermektedir.

Güreşten bahsedilmiş biz de güreşten devam edelim;
Güreş iyi bir karşılaştırma örneği zira öyle üç beş bin değil yaklaşık yüzbeş bin lisanslı güreşçi var. Yabana atılır rakam değil.
Dokümana göre her on lisanslı güreşçiden ikisi (hatta daha fazlası) aktif olarak müsabakalarda yer alıyor.
Ya da şöyle diyelim her bir aktif güreşçi karşısında güreşle ilgilenmeyen beş tane de pasif lisanslı kişi var.
Bire beş. Lisans çıkarıp heves eden her altı çocuktan beşi havlu atıyor desek nasıl olur? 
Fena olmaz. Mantıklı bir rakam mı? Eh işte. Kabul edilebilir.

Peki bir aktif satranççı karşısında pasif (satrançla kuralları bilmek dışında -ki o da meçhul- çok da alakası olmayan) kaç lisanslı oyuncu var?
242
İkiyüzkırkiki kişi.
Yani bire ikiyüzkırkiki.

Pasif güreşçi oranının 48 (kırksekiz) katı pasif satranççı var.

Bu normal midir? Sanırım normal.
Normal olmasının iki nedeni olabilir: (tamamen farazidir, nedenler eminim daha basit ve komik olabilir ya da daha karmaşık ve üzücü, dramatik, korkunç belki de)

Bir, güreş dalında o kadar çok müsabaka ve turnuva vb yapılıyor ki katılanı da çok oluyor,
İki, satrançta o kadar az turnuva yapılıyor ki insanlar mecburen pasif kalıyor.

İkisi de doğru değilse nedeni ne olabilir ki...
Bunu biraz derinden analiz etmek lazım. İstatistik hesap yapmak için elimizde daha ayrıntılı veriler olsaydı çok iyi olurdu.
Satrancın, özellikle de Türk Satrancı nın daha çok istatistik çalışmasına ihtiyacı var bence.
Abdulkadir Bener
Cevapla
#18
Dipnot: Aktif soorcu sayısı rakamları satranç için doğru olmayabilir. Ben veri kaynağını görmeden güvenmiyorum bu rakamlara. Zira hakikaten inanılmayacak kadar saçma ve komik bir rakam... Yedi sekiz yıl kadar büyükbaş hayvan ırklarının ıslahı ile ilgili bir projede IT danışmanlığı yaptım, bazı illerde büyükbaş hayvan sayılarının masa başında tamamen atmasyon olarak kayda geçirildiğini duymuşluğum vardır. Bu da ona benziyor sanki. Bilemiyorum.
Abdulkadir Bener
Cevapla
#19
Abdülkadir bey ya da tam tersi. Satrançta o kadar çok turnuva yapılıyorki lisans sayısı artıyorSmile

Olay baştan hatalı aslına bakarsanız. Spor dallarının Bireysel sporlar ve Takım sporları olarak ikiye ayrılması ve yönetimlerin de buna göre belirlenmesi lazım. iki tane futbol sporcusu stadyuma çıkıp resmi bir maç oynayabilir mi?

Daha önce yazdım, genişleterek sorayım. Neden bireysel sporlarda yöneticileri aktif lisanlı oyuncular değil de delegeler seçer?
Ara
Cevapla
#20
Okullar arası, şirketler arası veya herhangi bir şekilde halı saha turnuvası oynamış 100 binlerce erkek nüfusunun bu tip turnuvalarda lisanslı olma zorunluluğu yokken hayatında sadece 1 resmi satranç turnuvasına katılabilmesi için lisans gerekiyorsa; Satrancı, futbolla basketle ya da herhangi bir spor dalıyla kıyaslamak, oyuncuların aktif olup olmadığını incelemek doğru değildir. Ben hayatımda bir kere bowling turnuvasına katıldım, eğer lisans isteselerdi mecburen çıkartıp aktif olmayan bir bowling sporcusu olarak hayatıma devam edecektim Smile Bowlingten de hiç anlamam. Smile

Satrancı bu kadar çok sevmeme rağmen açıkçası biryerlerde "şu kadar lisanlı sporcumuz oldu rekor kırdık" gibi haberler zaman zaman görüyorum beni son derece rahatsız ediyor. Sadece TC kimlik no ve 20 lira ile çıkarılan, 16 yaş altına ise ücretsiz istediğimiz kadar kişiye çıkardığımız lisansların yerine ne kadar kupa/madalya aldık, kaç ünvanlı sporcumuz var hangi tunuvada ülke olarak ne kazandık gibi şeyleri konuşalım (ki zaten bu da yapılıyor).. Ya da Yakup Bey'in konuya başlarken vermiş olduğu antrenör ve hakem istatistiklerinden konuşmaya devam edelim Smile

Bazı turnuvalarda 10 bazı büyük turnuvalarda 30-40 hakemin bile olması gerektiği bir spor için hakem sayısı bence normal
Antrenör sayısının da bu kadar uçmuş olması çok normal sebebi de seçmeli ders olması, zaten 2. kademe ve üzeri sayısı 1000 bile değil asıl bunu dikkate almak gerekir (dipnot: 1.kademe antrenörüm kendimi de hiç saydım, ama benimkisi seçmeli ders ile ilgili değil Smile )
Ara
Cevapla




Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi