Yerli dinamikler teşvik edilmelidir.
#1
Yerli dinamikler nasıl desteklenir?
Herşey yöneticilerin elindedir.Çok kolaydır.Sadece yeniliklere açık olmak yeterlidir.
Zaman zaman gözüme çarpan örneklerden biri üzerinde duracağım:
Bir açık turnuva düzenleniyor.Genel klasmana verilen toplam ödül 11.000 lira,Türk sporculara verilen toplam ödül 600 lira,yerel sporculara verilen toplam ödül 600 lira olarak belirlenmiştir.Yerli dinamiklere verilen toplam ödül, genel klasmana verilen toplam ödülün yaklaşık % 10 udur.Bu oranı yükseltmek yerel yöneticilerin elindedir!
Bu oranın yükseltilmesini neden tavsiye ediyorum?Ustalarımız ve usta adaylarımız belli illerde toplanmıştır.Birçok ilimizde uluslararası turnuva düzenlense bile dikey gelişme hız kazanamamaktadır.Eğer dikey gelişmeye hız kazandırmak istiyorsak yerli dinamikleri teşvik etmeliyiz.Ancak yerel yöneticiler Satranç Federasyonundan işaret gelmedikçe yerli dinamikleri teşvik etmiyorlar.Kısır döngü devam ediyor.Kısır döngü federasyonun web sayfasındaki başlıklara ve bu forumdaki tartışmalara bakılırsa devam edecek!
Öte yandan yurtdışında kendi dinamiklerini destekleyen örnekler görüyorum.Bundan dolayı "biz de kendimizi daha çok teşvik etmeliyiz" şeklinde düşünüyorum.
Antrenör sayısının ve kurul sayısının fazlalığından yakınanlar var.Bu iki konudan yakınmaya gerek yoktur.Yanlış öğreten antrenör varsa yakınalım!Yanlış öğreten antrenörü dışlayalım!Yanlış yapan kurul varsa bu yanlışın ne olduğunu burada yazalım!Bu kurulların maliyeti federasyonun bütçesini zorluyorsa keza bu kurulların azaltılması gerektiğini savunalım!Ama bu kurulların maliyetinin hiç bir önemi olmadığını hepimiz biliyoruz!Muhtemelen senede bir defa yapılan toplantılara katılanların harcırahları ile sınırlıdır.
İl temsilciliği görevine gerek olmadığını savunanlar var.İl temsilciliği, yasalarla belirlenmiş görev ve sorumlulukları çok iyi bilinen bir sistemdir.Bunun değişmesini önermek mümkün değildir.Sadece İl temsilciliğinin ne kadar başarılı olduğunu sorgulamak mümkündür.Bir sistemi ortadan kaldırıp yerine yenisini getirmek çok zordur.
Bugün biraz konuyu değiştirelim!Yerli dinamikleri teşvik etmeyi düşünüyor muyuz?Uygun görürseniz biraz da bu konuya eğilelim!
Ateş Ülker
Ara
Cevapla
#2
Yerli "DİNAMİK"ler ile tam olarak neleri kastediyorsunuz.
Abdulkadir Bener
Cevapla
#3
Öncelikle sporcu,sonra da hakem ve çalıştırıcı bu kavrama dahildir.Yerel yöneticileri de unutmamak gerekir.Sporcu mutlaka ilk hedef olmalıdır.Resmi federasyon kurulduktan sonra Satrancın yatay gelişmesi hız kazanmıştır.Bilgisini veya ustalığını ne kadar beğenmesek de bugün çok sayıda sporcu,çalıştırıcı ve hakem var.Yatay gelişme hızlanmıştır.Buna karşılık dikey gelişmede sağlanan başarılar sınırlı bir alanda kalmıştır.Çünkü yerli dinamiklerin kendilerini geliştirmelerini sağlayacak önlemler alınmamıştır.Yerlileri teşvik etmek unutulmuş,hatta yabancı sporcuları teşvik edecek hesaplar yapılmıştır.Örneğin bir yarışmaya 12 ödül konmuş ve 12 yabancı büyükusta davet edilmiştir.Yabancı büyükustaların katıldığı bir başka yarışmada ilk gün yoklaması yapılmamıştır.Bunun sonucunda o yarışma 40 sporcu ile başlamış ve 29 sporcu ile sona ermiştir.Yıllardır aynı öyküleri yazıyorum.Hiçbir yararı olmuyor.Çünkü benim önem verdiğim konulara ilgi göstermeyenler "antrenör sayısı","hakem sayısı"gibi başka konulara ilgi gösteriyorlar.Konuların önem derecesine göre sıralanmasına gerek yoktur.Ama aynı konuya günlerce ve sayfalarca yazı yazıp, bazılarını görmezden gelirsek herhangi bir yenilik olması mümkün olmayacaktır.
Ateş Ülker
Ara
Cevapla
#4
(12-03-2016, 09:39)Ateş Ülker Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Öncelikle sporcu,sonra da hakem ve çalıştırıcı bu kavrama dahildir.Yerel yöneticileri de unutmamak gerekir.Sporcu mutlaka ilk hedef olmalıdır.

 
Ateş Bey,
Sporcu,hakem, antrenör ve yerel yöneticiler  yerli dinamiklerdir dediniz.

Ama çok önemli saklı bir etkeni unuttunuz. Sporcu velisini...

Nedenini açıklayayım.
 Sizin geldiğiniz kültür ve tanıklığını yaptığınız  son 50-55 yıllık geçmişte satranç yaş ortalaması 20-40 olan bir kesimde oynanmaktaydı. Katılım iki haneli rakamlardaydı. 100 ün üstündeki katılımlarda hayli meşakkatli idari sorunlar yaşanmaktaydı.

Doğru mudur?

Satranç son 20-30 yılında bildiğiniz gibi çok değişti ve büyüdü. 12 yaş altına inen yarışmacı kitlesi tek başına değil... Yanında velisi de var. Bu, sınırları tam çizilmemiş bir zorunluluktur.

Demek istediğim şudur.

 Geçmişte sadece; sporcu,hakem, antrenör ve yerel yöneticiler  ile bulunabilen sponsorlar artık bu kadroyla kolaylıkla bulunamıyor.

Oğlu ya da kızı için yapmayacağı şey olmayan bilinçli veliler doğru adreslere yönelebiliyor. Hatta bu adresler bazen kendileri de olabiliyor. Bu satırlarda bunun örneğini çok verdim geçmişte, ama kısaca örneklendireyim.

Velisine göre değişir ama, çok önemli mevkilerde olan veliler var.
Ya da bu kişilerle hemen iletişim kurabilecek aracı veliler...
Günümüzde artık çok az sporcu ve antrenör bu adreslere yönelebiliyor. Bu onların işi olmaktan çıktı nedense. Tabi hepsiiçin söylemiyorum.

Önemli bir mevkideki il-ilçe temsilcilerinin neler yaptıklarını görebiliyoruz.


Sağlık, adalet, eğitim,yönetim ve politika alanında yetkili veliler var. Bunlara ulaşmak gereklidir.
Bunu hatırlatmak istedim.
Selamlar...
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#5
Ateş bey,

Yerli dinamiğin ne olduğu konusundaki açıklama için teşekkür ederim.
Bunu yanlış anlamış olarak yazmak istemedim.
Ben "SPORCU", "ANTRENÖR" ve "KULÜP" olarak algılamıştım. Sanırım doğru algılamışım.
Sizin unuttuğunuz kulüp başlığı bence önemli. Dahil etmemiz gerekir.
Ancak dahil ettiğiniz yöneticilerin de desteklenmesi konusu kulüp olarak algılayarak aynı şeyi düşündüğümü kabul edebiliriz.
Başka bir üyenin "veli" eklemesini garip ve gereksiz buldum.
Türkiye'de düzenlenen turnuvalarda dağıtılan ödüllerdeki dengesizlik üzerine konuşurken "veli" ne alaka ben çözemedim.
Yabancıların velilerine bir imtiyaz mı sağlanmış ki yerli velileri destekleyeceğiz.
Desteklenmesi gereken yerli dinamik olarak "veli" konusu bence "sırf bir şey yazmış olmak için" veya her zamanki gibi konuyu saptırmak amacıyla yazılmış bir şey ve ben boş vereceğim.

Şimdi; öncelikle, yazacaklarımı okumadan şunlara kısaca göz atmanızı istirham ediyorum...

http://www.tsf.org.tr/basinda-tsf/9212-h...aha-kalkti
http://www.tsf.org.tr/basinda-tsf/9211-h...ek-ulkeyiz
http://www.tsf.org.tr/basinda-tsf/9235-i...anc-rekoru
....
Tamamı için bakınız: http://www.tsf.org.tr/bmi-ana-sayfa

Fark ediliyor ki; kendisini hem satranç ekonomisi, hem satranç kültürü, hem sosyal sorumlulukları bakımından (aslında bakabildiğiniz tüm açılardan) son derece BAŞARILI ve REKOR ÜSTÜNE REKOR KIRAN bir pozisyonda tanıtan bir yönetime sahibiz. Öyledir ya da değildir demiyorum. Öyle tanıtım yapıldığına vurgu yapmak istiyorum.

Sadece; bu forumda yazılanların geneliyle %100 uyumsuz bir durum olduğunu söylüyorum.

Siz yıllardır "yerli" vurgusu yapan yazılar yazıyorsunuz.
Yazılarınızda da sadece ve sadece dağıtılan ödüllerin dengesizliğinden dem vurarak şunu diyorsunuz (cümleler size ait değil elbette ben algıladığım şekilde yazdım):
"Yabancı oyuncu gelmesin demiyorum, hatta daha çok gelsin, oyuncularımız daha çok yabancı ile müsabaka yapabilsin; ancak yerli oyuncuların alacağı ödül miktarının daha fazla -en azından daha adaletli- olmasını sağlayarak yerli oyuncuları daha fazla teşvik edecek şekilde önlem alınsın. Aksi halde güçlü yabancı oyuncular ödülleri alıp alıp gidiyorlar. Ödüller kaptırılınca da bizim oyuncularımızı daha iyi olmaya teşvik edecek bir amaç kalmıyor ortada. Hem maç ve ELO kaybedeceğiz, hem para kazanamayacağız hem de bir sürü masraf edeceğiz. Niye katılalım ki? diye düşünüyorlar. Böyle olunca da katılım sağlamıyorlar." Hatalı ifade etmiş olabilirim; ama bu şekliyle çok makul ve mantıklı görüyorum bu fikrinizi.

Yönetimden şikayet ettiğinizi net olarak görmedim. Hatta yönetimin devam etmesi yönünde sık sık fikir beyan ediyorsunuz.
Açıkça söyleyebilirim ki siz bir "MUHALİF" değilsiniz. Ama bazıları gibi koşulsuz yönetim destekçisi de değilsiniz. Yani forumdaki çoğunluğun davranış modelini sergiliyorsunuz.

Bu durumda bir çelişki olduğunu görüyorum ben.
Şöyle ki; "1-yönetim iyidir, devam etmelidir, 2-yerli dinamikler desteklenmelidir, biri bir şekilde bunu sağlamalıdır yoksa biteceğiz"
Bence burada bir çelişki var.
Konuya tam hakim olmayarak edindiğim izlenim şu şekilde; yönetim (TSF) isterse yerli dinamiklerin desteklenmesi konusunda kalıcı çözümü sağlayabilir. Yani ben öyle olabileceğini düşünüyorum.

Aslında ödüllerle ilgili olarak TSF müsabaka talimatında ayrıntılı bir hüküm yok.

Madde 25-
(1) Federasyon tarafından düzenlenen ulusal ve uluslararası etkinliklerde başarı göstererek madalya elde eden başarılı sporcular ile sporcuların antrenörleri, kulüpleri Federasyon tarafından ödüllendirilir. Genel Müdürlüğün ilgili ödül yönetmeliği hükümlerine göre de, ödül edinebilmeleri için Genel Müdürlükten istemde bulunulur.
(2) Ayrıca; etkinliklerin özel yönergesinde belirtilen özel ödüller de Federasyon veya sponsorlar tarafından sporcu ve/veya kulüplere verilir.

Ödül başlığında yapılan düzenlemenin hepsi bu kadar.
Bu da sponsorların tertip ettiği TSF denetimi ve yönetiminde yürütülen açık-kapalı her türlü turnuvayı ilgilendiren bir madde değil. Sadece TSF'nin tertip ettiği turnuvalarla ilgili.

Şu anki duruma göre TSF resmi turnuvalardaki, il birincilikleri, Türkiye Birinciliği vb ve yabancı ülkelerde katıldığımız turnuvalarda ödül verip vermeyeceğine, ne kadar ödülü kime vereceğine kendisi karar verme hakkına sahip. GSM'nün ödül yönetmeliğine uygun olmak kaydıyla bunu yapabilir. X Kurum veya Kuruluşunun sponsor desteğiyle yapılacak bir etkinlikte sponsor kuruluşun ne kadar ödül dağıtılacağını kime ne kadar ödül verileceğini belirleme hakkı ilgili sponsora ait. Sizin yazdıklarınızdan ve forumda başka başlıklarda yapılan yorumlardan bunu çıkarıyorum. TSF sadece sponsorun dağıtmayı taahhüt ettiği ödülü yönergeye yazıyor ve uyguluyor. Ancak yaptığım araştırmada bunun yasal dayanağını bulamadım. Yani sponsor gerçekten de ödülü ne kadar vereceğini, "KİME NE KADAR" vereceğini belirleme hakkını neye dayanarak kullanıyor? Hangi yasal düzenleme baz alınıyor onu bulamadım. Böyle bir düzenleme yapılırsa destek konusunda ilerleme kaydedilebilir kanaatindeyim.

Hikaye şöyle olsun;
X belediyesi açık turnuva düzenleyecek, 100.000 TL ödül dağıtabileceğini belirtiyor.
TSF bu durumda kategorilere göre kime ne kadar ödül verilmesi gerektiğini kendisi mi belirliyor?
Nasıl çalışıyor sistem;
a)TSF belirliyor
b)TSF sadece tavsiye ediyor
c)TSF kesinlikle karışmıyor

Bunun netleştirirsek düşüncelerimin devamını da paylaşmak isterim.
Bilen varsa yazabilir mi?
Abdulkadir Bener
Cevapla
#6
Bener'in son mesajı ile can alıcı noktalara geldik.Öncelikle benim ne derece "muhalif"olduğumun önemi yoktur.Kimi zaman Ceza Kuruluna verilmemi sağlayacak yazılar yazıyorum.Ödül konusuna gelince, turnuvanın ödül programını beğenmiyorum.Bunu gerekçe göstererek o turnuvaya katılmıyorum.Yurtdışındaki turnuvalara katılıyorum.Yurtdışındaki birçok turnuvada UKD 1300 düzeyindeki sporcunun bile ödül kazanma şansı var.Bunun anlamı nedir?FIDE ve diğer ülke federasyonları herkesi Satranç oynamaya teşvik etmek istiyor.Turnuvaları gruplara ayırmanın Emektarlar veya Kadınlar diye ayrı gruplar kurmanın amacı budur!Yaş Grupları da teşvik amacı ön planda olan bir etkinliktir.Yaş grupları aynı zamanda velileri de Satranca katılmaya teşvik eder!Şu halde Dünyanın her yerinde teşvik var.Bizde teşvik yoktur!Üçüncü ile aynı puanı paylaşan kişinin hem kürsüye çağrılmadığına hem de adının kürsüde okunmadığına çok tanık oldum!Çünkü bizim yöneticilerimizin öncelikleri farklıdır.Onların önceliklerinin neler olduğunu haberlerin ve mesajların başlıklarından anlıyoruz.Şu anda 50 yaşına yaklaşan veya o yaş civarında olan bir arkadaşımız yıllar önce IM olması gerekirken daha yeni FM olmuştur.Çünkü bugüne kadar kendini geliştirecek imkanları bulamamıştır.Büyük bir kentte yaşamadığından keşfedilmemiştir.Dün Facebook'da "FM'ler giriş ücreti ödemeli midir?"konusu tartışıldı.Giriş ücreti ormanın içinde bir küçük ağaçtır.Ormanın bütününe bakılmalıdır.Yerli sporculara verilen ödül miktarı arttırılmalıdır!Aksi halde o yerli sporcular birgün benim gibi yurtdışına gitmeye başlayacaktır.Ödül planını belirlemek turnuvayı düzenleyenin elindedir.Ancak yönerge her zaman Federasyona danışılmaktadır.Piramidin ortası baskı altında kalmıştır.1900-2200 aralığındakiler,birçok turnuvaya katılamamıştır.Piramidin ortası ihmal edilmiştir.Federasyon Piramidin ortasını teşvik etmelidir.Piramidin ortası ile ilgilenmek büyük masraf gerektirmez!Piramidin ortasına gösterilecek ilgi Federasyonun devam eden çalışma ve programlarına zarar vermez!
Açık turnuvayı düzenleyen yerel yöneticinin bütün çabası Birinciye olabildiğince büyük ödül vermek ve yarışmaya olabildiğince daha çok yabancı usta çağırmaktır.Amaç böyle olunca yerli sporcuyu teşvik konusunu gündem maddesi haline getirmek mümkün olmamaktadır.
Öte yandan bugün Federasyonu eleştiren bazı arkadaşlarımız yakın geçmişde doğrudan veya dolaylı olarak Federasyonu desteklemiş kimselerdir.Ben bu Tarihi çok iyi biliyorum.Yarın kayda değer yenilikler olmayacağını da çok iyi biliyorum.Bu bilgiler ışığında Yönetimin değişmesinin hiçbir yararı olmayacağına inanıyorum.Mevcut kadro yerinde kalmalı ve yeniliklere açılmalıdır.
Ateş Ülker
Ara
Cevapla
#7
(13-03-2016, 12:44)abdulkadirbener Nickli Kullanıcıdan Alıntı: ...
Başka bir üyenin "veli" eklemesini garip ve gereksiz buldum.
Türkiye'de düzenlenen turnuvalarda dağıtılan ödüllerdeki dengesizlik üzerine konuşurken "veli" ne alaka ben çözemedim.
Yabancıların velilerine bir imtiyaz mı sağlanmış ki yerli velileri destekleyeceğiz.
Desteklenmesi gereken yerli dinamik olarak "veli" konusu bence "sırf bir şey yazmış olmak için" veya her zamanki gibi konuyu saptırmak amacıyla yazılmış bir şey ve ben boş vereceğim.
...
 
“Çözemezsiniz elbette ve dediğiniz gibi ancak boş verirsiniz.”

Çünkü hayattan tanıklığını yaptığınız ya da içinde olduğunuz bir model sunamazsınız bize değil mi?
Bu anlayışınızla sunamayacaksınız da...


Ancak yazarsınız ve bireysel sataşırsınız. O bireyi yani benim bu ÖSF da anlattığım ve verdiğim örnekleri de anlamak istemezsiniz. İşinize gelmez.

...

Komisyonlar, kurullar, otel, çocuk turnuvaları, veliler… Siz ve sizin gibi düşünenlerin asla ve asla duymak istemediği, duyduğunda da anında taşladığı konulardır değil mi?

Sırf bir şey yazmış olmak için mi yazdım ben? Öyle mi düşündünüz gerçekten?

Ama sırf siz beni taşa tutacaksınız diye boş boş yazar durusunuz.

Yaşanmış ve örnek alınmış olaylardan bahsediyorum. Sizin asla anlamadığınız ( ya da öyle gözüken) tanıklığını yapmadığınız (yapsaydınız mutlaka yazardınız ve okurduk) il-ilçe gelişmelerinden habersizsiniz. Bilmeden ahkam keser ve anlamsız bulursunuz.

SATRANÇ CAMİASININ İÇİNDE VELİ ÖGESİNİ NASIL DIŞLARSINIZ?
Sadece kendi ilimden örnek vereceğim!


Siz bir veliyi sadece yolunan ve sömürülen bir birey olarak görüp bu satırlara taşıdığınız için “veli” kavramı sizin dünyanızda çok sığ bir konumda kalmaktadır. Bunu özellikle öyle gösteriyorsunuz. Veliyi bir pencereden görüp öylece
sözüm ona eleştiriyorsunuz, yok sayıyorsunuz.
BU BİR HAKSIZLIKTIR, VİCDANSIZLIKTIR!
...


Tanıklığını yapmadığınız gelişmeler içinde velilerin de olduğunu bilmeden yazıyor ve onları tamamen dışlıyorsunuz. En etkili yerli dinamiklerdendir veliler, bilmiyorsunuz!
BU BİR GÖRMEZDEN GELME CAHİLLİĞİDİR!
...


İl komisyonlarında gönüllüce görev yaparak sadece onların girişimiyle kazandırılmış; turnuva, satranç merkezi, kulüp satranç dalı, kulüp geceleri, okul aile birlikleriyle dayanışmalar, dayanışma geceleri, turnuvalarda açılan stantlar ve kermes alanları… BEY'İM, DAHA HANGİLERİNİ YAZAYIM Kİ?
Bir düşünürseniz sizde bulursunuz bunların satranca ne gibi dönüşler sağladığını.
BU BİLGİSİZLİĞE DAYANAN BİR CAHİLCE BİR İNKARDIR!
...


Düzenlediği geceler ve kermesler ile satranç sınıfı açan okul aile birliklerini bilmiyorsunuz.
Çocukları için çalmadık kapı bırakmadan, doğru adreslere yönelerek kulüp kuran ve kurduran veli birlik ve dayanışmalarından da haberiniz yok tabi…
Çocukları için yerel yönetimlere ulaşabilen ve onların katılabileceği il dışı turnuvalara maddi olarak katılımının sağlanmasını gerçekleştiren okulları nereden bileceksiniz değil mi?
Hadi yine yeniden cahilce inkar edin!
...


Ülkede açılan satranç merkezlerinin büyük birçoğunda kusura bakmayın ama maddi-manevi veli desteği vardır. Bilgilenin lütfen!
 
Bana, benim de karşı olduğum olumsuz örneklerden bahsetmeyin! Yanlış davranışlara sahip velilerle bizde mücadele ediyoruz.
Veli, günümüz satranç dünyasının görmezden gelinemez ve ret edilemez bir ögesidir!
...


KOCAELİ’DE son 20 yıl ki gelişmeler tamamen velilerin olağanüstü gayreti ile gerçekleşmiştir. Tanıklığını yaptığımız şeylerin inatla aksini söylemek size ne kazandırıyor çözemiyorum.

Vali yardımcısı, belediye başkanı, il sağlık kurulu başkanı, baro başkanı, ilçe belediye başkanı, emniyette personel, Derince Eğitim Merkezinde komutan, hastane başhekimi ve yardımcısı, üniversite de dekan ve dekan yardımcıları, kulüp başkanı…
Beyefendi bunların hepsi bizim velimiz. Çeşitli okullardan… Beğenemediniz mi?
 Tüm bunlarını her birisinin düzenlediği turnuva etkinlik, sponsorluk, sponsor bulma, kulüp açma, müsabakalara katılım desteği…
Siz neyi konuşursunuz asıl ben anlamıyorum.

SACAYAĞININ BİRİ EKSİK OLURSA AYAKTA NASIL KALIRSINIZ? Bir farkınız olmalı değil mi?

Sizin bir veli olup olmadığınızı bilmiyorum. Ama ben de bir veliyim. Velilere hak ettikleri değeri vermezseniz, onları yaptıkları katkılarından dolayı gözerde ederseniz, yok sayarsanız…

KENDİ ÇELİŞKİNİZLE BAŞ BAŞA YAŞARSINIZ.
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#8
(14-03-2016, 01:53)Ateş Ülker Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Açık turnuvayı düzenleyen yerel yöneticinin bütün çabası Birinciye olabildiğince büyük ödül vermek ve yarışmaya olabildiğince daha çok yabancı usta çağırmaktır.Amaç böyle olunca yerli sporcuyu teşvik konusunu gündem maddesi haline getirmek mümkün olmamaktadır.
Öte yandan bugün Federasyonu eleştiren bazı arkadaşlarımız yakın geçmişde doğrudan veya dolaylı olarak Federasyonu desteklemiş kimselerdir.Ben bu Tarihi çok iyi biliyorum.Yarın kayda değer yenilikler olmayacağını da çok iyi biliyorum.Bu bilgiler ışığında Yönetimin değişmesinin hiçbir yararı olmayacağına inanıyorum.Mevcut kadro yerinde kalmalı ve yeniliklere açılmalıdır.

Ateş bey,
Yerli dinamikler konu başlığınız, sadece ödül belirleme konusuyla sınırlı duruma dönüştü. Farkında mısınız?

Konu başlığınız çok önemliydi. Bence bu konulardan çok, görüş bildirenlerin il ilçelerdeki uygulama örneklerini ve sonuçlarını buraya dökmesi, çözüme yönelik öneri sunması daha verimli olmaz mı?

Yapılan gelişmeleri topluma örneklendirenlere anlamsızca saldırmak neyi çözer ki?

Bir sponsor ile anlaşırken, sponsorun ödeme yapmayı kabul etmesi organizasyonun uluslararası bir niteliğe bürünmesi şartıydı. Bu durum son 5-6 yıla kadar böyle idi. Ortaya bir ödül rakamı koyardı sponsor. Neredeyse tamamı yabancıya giderdi. Ancak şimdi son yıllarda yerli sporcuların da ek ödül alması kabul ettirilmeye başlandı sponsorlara...

Bunun sebeplerinden birisi turnuvayı 2200 üstüne de açarak 4-5 günlüğüne de olasa GM, IM ağırlaması etkisidir. Bun a harcanacak para yerli kategorilere verilmeli. Bu görüş benimsenmeye başladı artık. Artarak da devam etmektedir. Bunun yapıldığı turnuvalar var. Ama yetersizdir, katılırım. Umarım yakın gelecekte istenen formata ulaşır.
Bu konuda TSF ancak düzenleme yapabilir, eğitim açabilir örnek sunar. 81 ilin hepsine sponsor bulabilir mi? İller kendileri bulacaklardır. Yetemediklerinde TSF DEN yardım alabilirler.
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#9
Ben "Piramidin ortası ihmal edilmiştir ve edilmeye devam edilmektedir."diyorum.Aşkın bey bu görüşe katılmadığını ifade edebilir.Nüfus potansiyeline ve Satranç adına birçok etkinliğe imza atmış olmasına rağmen Kocaeli de Piramidin ortasını geçemeyen illerden biridir.Yine de göreceli olarak iyi örnektir.3 büyük il,Mersin ve Antalya dışında diğer illerde yetişen usta sayılarını sorgulayalım!
Benim itirazım sadece yerlilere verilecek ödül ile sınırlı mıdır?Bugünkü yazıda böyle bir izlenim alınabilir.Destek kavramını ortaya koyduğumuz zaman bu kavram içinde sadece maddi imkanlar anlatılmaz.Geleceği parlak olan bir yeteneğin yolunun açılması da bu kavrama dahildir.Bütün mesele eski alışkanlıkların bırakılmasıdır.Turnuva yönergelerini hazırlayan doğrudan Federasyon olmamakla birlikte bütün yönergeler Federasyonun onayından sonra uygulamaya konuyor.Federasyonun bilgisi olmadan hiçbir yönerge uygulanamaz.Eşitlik bozma konusunu ne kadar tartıştık?Bu konudaki yanlış anlaşılmalar 17 puan alan takımın Birinci ,18 puan alan takımın İkinci olmasına yol açtı.Ayrıca bu 2 takımın maç puanları eşit olduğu halde verilen haberin başlığında 17 puan alan takımın Birinci olduğu belirtildi!Bunları anlatmakla bitirmek mümkün değildir.
Ateş Ülker
Ara
Cevapla
#10
Yabancılara sağlanan avantaj şikayet ediliyor, yerli dinamikler desteklenmeli diye bir başlık açılıyorsa bu başlıkta veli ilgisizdir. Benim ifade ertiğim şey bundan ibarettir.
Yabancı velilerin durumuna karşılık olarak yerli velilerin durumu konusunda kayırılması hereken bir durum var da ben mi bilmiyorum.
İlgisiz bulduğumu o nedenle de görmezden geldiğimi söyledim.

Başlığın kastını keyfinize göre genişletemezsiniz.

Ayrıca birine vurgulaya vurgulaya ve tekrar tekrar büyük harflerle CAHİL demek açık bir kişiye hakaret durumudur.
Bana hakaret etme hakkını nereden alıyorsunuz.
Forum yönetimi sizin tanıdığınız kişiler ve size yaptırım uygulamazlar diye bizim insanlık onurumuz olamaz mı? Karşı fikriniz varsa yazın okuyoruz zaten. Hakaret etmenizi birileri mi emretti? Nasıl olsa size yaptırım mümkün değil ya.

Kötü söz sahibinindir. Sizi şiddetle ayıplıyorum. Yaşınızdan utanmalısınız.

Ateş bey,

Konu itina ile değiştirilmeye çalışılıyor. Fark etmişsinizdir. Ancak devam etmesinin Türk satrancı için kazanç olacağını düşünüyorum.
Konu ödüle indirgenmiş değil. Lütfen yanlış anlamayın.
Ödül sadece çıkış noktası ve işin büyük yüzdesini kapsadığı için o konu önce netleşmeli.
Sorumun net cevabını yazınızdan çıkaramadım.
Tek cümle ile sorayım; ödülü kim belirliyor? Bilmediğim için soruyorum.
Abdulkadir Bener
Cevapla
#11
Ödülü kimin belirlediğini kesin olarak söylemek mümkün değildir.Çoğunlukla sponsor kurum ve yerel yöneticidir.Bizim örneklerimizde Belediyeler ön plana çıkmakta ve yerel yönetici de çoğu zaman il temsilcisi olmaktadır.Birinciye verilen ödülün olabildiğince yüksek olması ve olabildiğince çok yabancı usta çağrılması yönünde bir telkin yapıldığını düşünüyorum.Mutlaka birileri gelebilir,böyle bir telkin olmadığını ve benim yanlış yorum yaptığımı söyleyebilir!Bu telkin de yapılsın veya yapılmasın!Federasyon artık yeni ufuklara açılmak zorundadır.Piramidin bütününü gözönünde tutan yenilikler yapılacak mıdır?Yoksa herşey eskisi gibi devam mı edecektir?Federasyon neden Piramidin ortasını ihmal ediyor?Çünkü Piramidin ortasından kısa vadede önemli başarılar gelmez.Ses getirecek ve Federasyonu başarılı gösterecek başarı kısa vadede ancak Piramidin tepesinden gelir.Ancak benim istediğim yenilikler Piramidin tepesinin programını bozacak veya onların çıkarlarına zarar verecek uygulamalar değildir.Piramidin tepesi için neler yapılması gerekiyorsa yine aynı şekilde devam edecektir.Bazı okurlar için inanması zor olabilir.Öyle anlar yaşadık ki 1900-2200 aralığında yarışmaya katılabilen yerli oyuncu sayısı çok azdı!!Neden böyle oluyordu?Bu kimseler Satrancı mı bırakmıştı?Öyle günler yaşadık ki öğrencilerle erişkinlerden alınan giriş ücreti aynı idi.Oysa Dünyanın birçok yerinde öğrenciler teşvik ediliyor.Bütün bunlar turnuvayı düzenleyenler ve o turnuvaya onay veren Federasyonun önceliklerinden kaynaklanmaktadır.Konaklama ücretleri ve yol masraflarının miktarı da katılımı etkilemektedir.Avrupa'da bazı yarışmalarda Pazar günü çift tur iş günleri tek tur oynatılıyor!!İş günleri tur saati de 18.00 oluyor.Bunun anlamı amatörlerin katılmasını kolaylaştırmaktır!Biz öyle yarışmalara tanık olduk ki "Pazar günü istirahat ettiler,Pazartesi sabahı saat 10.00 da turu başlattılar!Bunun anlamı "amatörler başının çaresine baksın,bizim için önemli olan yabancılar ve profesyonellerdir"şeklindedir.Para ile ilgisi olmayan sorunlar da vardır.Çözümü zaman alacaktır.Birkaç kişinin aynı görüş üzerinde birleşmesi önemlidir.Herkes kendi meselesinin peşinde koşunca ortak bir uzlaşma sağlanamıyor.
Ateş Ülker
Ara
Cevapla
#12
(14-03-2016, 20:17)abdulkadirbener Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Yabancılara sağlanan avantaj şikayet ediliyor, yerli dinamikler desteklenmeli diye bir başlık açılıyorsa bu başlıkta veli ilgisizdir. Benim ifade ertiğim şey bundan ibarettir.
Yabancı velilerin durumuna karşılık olarak yerli velilerin durumu konusunda kayırılması hereken bir durum var da ben mi bilmiyorum.
İlgisiz bulduğumu o nedenle de görmezden geldiğimi söyledim.

Başlığın kastını keyfinize göre genişletemezsiniz.

Ayrıca birine vurgulaya vurgulaya ve tekrar tekrar büyük harflerle CAHİL demek açık bir kişiye hakaret durumudur.
Bana hakaret etme hakkını nereden alıyorsunuz.
Forum yönetimi sizin tanıdığınız kişiler ve size yaptırım uygulamazlar diye bizim insanlık onurumuz olamaz mı? Karşı fikriniz varsa yazın okuyoruz zaten. Hakaret etmenizi birileri mi emretti? Nasıl olsa size yaptırım mümkün değil ya.

Kötü söz sahibinindir. Sizi şiddetle ayıplıyorum. Yaşınızdan utanmalısınız.

Ateş bey,

Konu itina ile değiştirilmeye çalışılıyor. Fark etmişsinizdir. Ancak devam etmesinin Türk satrancı için kazanç olacağını düşünüyorum.
Konu ödüle indirgenmiş değil. Lütfen yanlış anlamayın.
Ödül sadece çıkış noktası ve işin büyük yüzdesini kapsadığı için o konu önce netleşmeli.
Sorumun net cevabını yazınızdan çıkaramadım.
Tek cümle ile sorayım; ödülü kim belirliyor? Bilmediğim için soruyorum.

Ta başından beri yerli dinamilkere bakış açıları çok farklıdır. Bu çok açık. Ben Ateş Bey'in tanımına katılmakla birilikte eksik bulduğum noktalarda görüş sundum.

Yerli dinamik sadece sporcu antrenör ya da hakem değildir.  Ben öyle görmüyorum.

O yörede ilde ilçede satrancı satranç yapan tüm ögelerdir. Bu dinamik bazen bir kişi bazen de destek sağlayan, olanak sunan çeşitli kurumlar da olabilir.
Sportif örgüt en büyük yerli dinamiktir mesela...

Bakış açısı ve yorum farkından kaynaklanmaktadır.

Yıllarca yerli dinamiklerle çalıştım ve çalışmaya da devam etmekteyim.
Bir okul satranca katkı sunuyorsa yerli bir dinamiktir.
Bir kulüp bir turnuva düzenleyip sponsor buluyorsa yerli bir dinamiktir.
Bir okul aile birliği tüm bunlara benzer etkinlikleri başarabiliyorsa yerli dinamiktir.
Yerli dinamik sadece sporcu değildir.
Bir veli tek başına randevu alıp turnuvada salon tahsisi için gönüllüce çalıştığı il temsilciliğinden valiliğe ulaşabiliyorsa yerli bir dinamiktir.
Bir öğretmen tek başına kaymakamlıktan müsabakalara gidiş ödeneği tahsisedebiliyorsa bu da yerli bir dinamiktir.
SATRANCA KATKI SUNAN HER KİŞİ...

Dinamik, bir çalışma ögesidir. Dar bir bakış açısıyla sadece satranç sporcusu değildir. Öyle satranç dışı dinamikler tanıdım ki, satranca sizden benden fazla kalıcı katkısını sunabilir.

Sporcular bu dinamikler sayesinde de yeni turnuvalara kavuşurlar.

Yerli dinamik tanımı yerine yerli sporcular desteklenseydi denseydi kapsama alanı sadece sporcuları kast ettiği için durum başka bir boyutta kalırdı.

BEN YERLİ DİNAMİKLERE DAHA KAPSAMLI BİR ALANDAN BAKIYORUM.

Bay abdulkadirbener,
Ne zaman yazı yazsam beni TSF'NİN sözcüsü, savunucusu ilan ederken iftira attığınızı bilmiyorsunuz.
Bu bir hakaret olmuyor öyle mi?

Konu hakkında boş boş yazdığımı açıklamak gizli bir aşağılama olmuyor öyle mi?

Yazdığım konularla ilgili en ufak bir alakalı yazınızı, bilgi paylaşımınızı göremediğimde bilgisiz anlamında kullandığım cahil kelimesi hakaret oluyor öyle mi?

Vaktiyle kurumların resmi projelerine "aptal-aptalca" yakıştırmalarınızı ne çabuk unutuyorsunuz?

Ben cahil olduğum konuları çok iyi bilirim. İftira atmamak şartıyla bunu ortaya koyanlara da hakaret etmiş muamelesi yapmam.

Bilginizin olmadığı alanlarda cahilliği kabul etmek de bir erdemdir.
Aksi taktirde nasıl geliştirebilirsiniz ki kendinizi?


- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#13
Ben sayın bay Taşan beyefendinin müdahil olduğu herhangi bir başlıkta yazı yazmamaya karar verdim.
Bunu pes etmek olarak değil de sayın bay Taşan'ın laf dalaşındaki üstünlüğünü kabul etmek olarak görün.
Ben ona laf yetiştiremem. Öyle bir şansım yok.
O kadar hızlı manipülasyon yapıyor ki ben birini anlamaya çalışırken kombine yiyorum. Sonra kafam karışıyor.
Kendime gelemeden bir de bakmışım ki hakaret dolu karmaşık cümleler yüklenmiş, yeni kombinelerle birlikte üzerime üzerime geliyor.
Bu yaşıma gelmişim Cahil ne demektir diye düşünürken buldum kendimi. O derece yani anlayın işte.
Bu çok zor bir şey.
Ben Taşan bey'in olduğu her başlıktan peşinen çekiliyorum.
Abdulkadir Bener
Cevapla
#14
[color=#000000][font=Verdana, sans-serif][size=small]"Terk ederek hiçbir oyun kazanılmamıştır" [/size][/font][/color]

[color=#000000][size=small][font=Verdana, sans-serif]TARTOKOWER [/font][/size][/color]
ENİS BİLYAP
Ara
Cevapla
#15
(15-03-2016, 19:43)abdulkadirbener Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Ben Taşan bey'in olduğu her başlıktan peşinen çekiliyorum.

Oysa çok kolayı vardı, beni dikkate almazdınız. Olur biterdi! Cool

...

Bay abdulkadirbener,
ÖSF'DA gerek üyelik tarihinizle, gerek yazdığınız yazılar ve konu başlıklarınızla benden eskisiniz. Ben sizden sonra üye oldum ve ilk günkü çizgimde yürümekteyim. Bağımsız ve tek tabanca...
İlk günden beri içimde büyük bir umutla geçmişin ayrıştırıcı düşünce yapısına karşı bir bayrak açmış ve şunu yazmışım IŞIKLAR SÖNMESİN başlıklı yazımda:
 " Satrancın ülkemizin bugünü ve aydınlık geleceğine verdiği ışık çok önemli. Bu meşaleyi kim taşırsa taşısın destek olunmalı. Medenice ve saygınlık ölçütlerine içtenlikle uyarak yarışan her iki ekibi de takdirle izledim.Yeni yönetimi kutlar,bu çok zorlu yolculuklarında başarılar dilerim."

Bu düşüncem bu gün de değişmedi. Desteğim görev sürecinde de devam edecektir.

Ancak bu güne kadar yalan ve yanlış haberler, iftira boyutunda suçlamalar ve hakarete varan ifadeler için yönetimden bir tek yorum duydunuz mu burada? Köşesinde yazar, cevabını verir. Yapıyor da...

Benim kendisinin bu yazıları üzerinde bir etkim ve yetkim mi var ki beni TSF'NUN danışmanı, savunucusu, avukatı ilan ediyorsunuz?

2012 yılından beri ÖSF'UN en fazla iftiraya  hakarete uğramış bir üyesi olarak tavrımın ne olacağı konusunda sizden ya da başkasından görüş alacak değilim. Yaşımdan ve başımdan da utanmıyor, bilakis  onur duyuyorum!

Çalmadım, çırpmadım. Kimseye haksızlık yapmadım. Hakkımda topluma yönelik olarak yapılan tüm öz iftira boyutundaki yalan yanlış aslı -astarı olmayan haber ve bilgiler verildi. Hakaretler yapıldı. Yeri geldi faşist, toplum düşmanı ilan edildim. Yeri geldi bu fahri görevimle alay edildi. Çocuklara verdiğim eğitim, hiç tanıklık yapmamalarına  rağmen mesleki aşağılamalarla propagandalar yapıldı. Aileme sataşanlar, çocuklara yanlış eğitim verdiğimi söyleyecek kadar alçalanlar...

Siz de okudunuz, duydunuz, tanıklık yaptınız. Hakarete uğramış bir kişi için sustunuz diğerleri gibi...Oysa sizinle medenice yazışır fikirlerimizi yeri geldiğinde takdir eder, yeri geldiğince de karşılıklı eleştirirdik. Bu kadar hukukumuzun olduğu günlerde hakaretlere uğrayan biri için ne yaptınız? Sustunuz!

Bu gün ise hakarete uğradım mağduriyetine sarılıyorsunuz. Yemezler, bu penaltı değil!


Bakın asıl hakaret kimlere yapıldı?
Burada toplum önünde aşağılanan, yolsuzluk yaptığı haberi buraya servis edilen, kendisine haksız ve yasadışı çıkar temin ettiği iftirası atılan, bunlara rağmen bugün aslanlar gibi çalışan, iline kazandırdığı yepyeni bir solukla  turnuvadan turnuvaya koşan bir bayana...
Hakkında ne dava açıldı, ne yasal bir suçlama kanıtlanabildi. Tertemiz ve onurlu geçmişiyle bugün hala çalışma azmini kaybetmeyen bu insanlar için bir çift sözünüzü bile okuyamadık bu satırlarda...
Hani nerede suçu, ne yapmıştı ki? Ne gibi haksız kazanç sağlamış?

ANCAK ÇAMUR AT İZİ KALSIN!
ÇAMUR İZİ KENDİ ELLERİNDE KALDI...

OYSA HAKARET,  O GÜNLERDE DE SÖZLÜKTE AYNI ANLAMINI TAŞIYORDU , BU GÜN OLDUĞU GİBİ...

Bilginizin olmadığı bir alanda cahilsiniz demektir. Bunu kabul edin! Ben ederim.
Bu herkes için geçerlidir. Bu bir hakaret midir?

"Cahilliğimi bağışlayın ama..." diye başlayan bir mütevazi cümle vardır dilimizde değil mi?
Kişi kendisine hakaret mi ediyor şimdi?

Ama siz hakareti istediğiniz gibi tanımlarsanız her bir kelimeyi de hakaret kavramı içinde kapsama alanına alırsanız kaosu getirirsiniz buraya...

"- Ben hayatımda ilk defa okul satrancı ve sportif satranç kavramını duyuyorum" diyen bir üyeye OKULDA SATRANÇ ile ilgili uygulamalara yönelik resmi bilgi vermeye çalıştım, komik buldu kendisi.

Burada komik bulması da aslında kendi eksiği ama içinde gizli aşağılama olduğunu fark edemeyecek düzeyde miyiz?

Üstelik bu uygulama 2006 dan beri bu ülkede uygulanırken...
Sonra da ara verdiğini söyledi bir yazısında. Şimdi de siz!

 Gerçek ortaya çıkınca terk etmek forumda bir moda galiba!
Terk ettiğinizi söylediniz ama imzanızı atmadınız.

Ayrıca,
ÖSF da imtiyazlı olduğumu söylemeniz de dayanaksızdır. Huh
Benim silinen yazılarım -eğer varsa ki-  sizinkinden çok fazladır.
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#16
Ana konuya dönmek gerekirse;

Yerli dinamikler konusunda önerimin neden alakasız, geçersiz olduğuna dair henüz net, ayakları yere basan, mantıklı bir cevap alamadım.

Satranç için somut çalışmalar yaparak ilinde satrancın gelişmesinde kalıcı katkı sunan ve somut ürün ortaya koyan, sponsor bulabilen, kulüp-merkez açabilen veliler neden yerli dinamiklerden sayılmaz? Huh

Satranç sporculuğu bitmiş pasif listeye alınmış sporcuların aksine sürekli aktif çalışan kişiler yerel ya da yerli dinamik değil midir?

...
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#17
Konuları saptırmak , laf cambazlığı yapmak...

Konuları ucuz yollarla kişiselleştirmeye çalışıp özünden saptırarak bu forumda kirlilik yaratan

Aşkın Taşan'ı kınıyorum.
Ara
Cevapla
#18
(16-03-2016, 07:33)Miyazaki Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Konuları saptırmak , laf cambazlığı yapmak...

Konuları ucuz yollarla kişiselleştirmeye çalışıp özünden saptırarak bu forumda kirlilik yaratan

Aşkın Taşan'ı kınıyorum.

Sadece bir cevap verebilirdiniz...
Her zamanki gibi beni kınamayı seçiyorsunuz.


Satranç sporculuğu bitmiş pasif listeye alınmış sporcuların aksine sürekli aktif çalışan kişiler yerel ya da yerli dinamik değil midir?
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#19
(16-03-2016, 07:59)M.Aşkın TAŞAN Nickli Kullanıcıdan Alıntı:
(16-03-2016, 07:33)Miyazaki Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Konuları saptırmak , laf cambazlığı yapmak...

Konuları ucuz yollarla kişiselleştirmeye çalışıp özünden saptırarak bu forumda kirlilik yaratan

Aşkın Taşan'ı kınıyorum.

Sadece bir cevap verebilirdiniz...
Her zamanki gibi beni kınamayı seçiyorsunuz.


Satranç sporculuğu bitmiş pasif listeye alınmış sporcuların aksine sürekli aktif çalışan kişiler yerel ya da yerli dinamik değil midir?
Bu şekilde öz yazarsanız olur, tartışırız.

Hiç yorum yapmadığım bu başlıkta sizi neden kınadım?

Cevabını "okulda satranç" başlığına yazdım, kirlilik taraftarı değilim.
Ara
Cevapla




Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi