08-11-2016, 10:13
NE OLDU?
2016 Yılı TSF Olağan Genel Kurulu 7.Kasım.2016 tarihinde ANKARA GREEN PARK OTEL’DE gerçekleştirildi. 152 delegenin 134’ünün geçerli oyu ile Sn. TULAY kendi ekibiyle birlikte yeniden başkanlığa seçildi.
Yönetim Kurulu ise; PROF. DR. YUSUF DOĞRUER, AŞKIN KELEŞ, H. HİLMİ DARI, İSLAM YÜCEL, AYŞE KARDAŞ, WIM NİLÜFER ÇINAR ÇORLULU, AHMET HAZNEDAROĞLU, DR. MUAMMER YILDIZ, FATİH MADEN, ÖMER ASIM ÖTEGEN, ÖZGÜR SOLAKOĞLU, ONUR GİRDAP, SULTAN DABAN ve ULAŞ DEMİRCİ'DEN oluştu.
Genel kurulu ve canlı yayını 2-3 defa izledim. Bu seçim sistemi içinde sürecin başka bir şekilde işlemesini beklemiyordum.
Tek aday çıkarabilen bir camia!
Demek ki ne atlı prensler ne de bir başka adaylar balon yakıştırma haberler imiş. ÇOKOPRENSLER market raflarındaymış.
İcraat tartıya kondu ve onaylandı, daha da güç kazandı. Yolları açıktır! Bu ekibe içtenlikle başarılar dilerim. Özellikle ekibin artık hiçbir mazereti yok! Acemilik çıraklık ve kalfalık dönemlerini çoktan bıraktılar Artık onlar usta oldular ve üstesinden gelemeyecekleri sorun var mı bilmiyorum. Bu durum kendilerine çok ağır bir sorumluluk yüklemektedir. Sn. GÜLKIZ TULAY’IN mesajı bu bilinci açıkça ve mertçe ortaya koymaktadır.
İDDİALAR…
Dendi ki;
“- Rakiplerinin, imza toplamasını anti-demokratik yöntemlerle engelleyen GÜLKIZ TULAY, tek başına girdiği seçimlerden dört yıl için daha başkan olarak çıktı. Ne yazık ki, yönetiminin satrançla yine ilgisi yok. Birkaç tane eskiden satranç camiasının içinde olan isim var ama onlar da halleri kalmadığından bu yönetime girmişler. Onları da saymıyorum ben.”
Kimleri sayacağız peki? Son dört dönemin üçünde birlikte çalıştığınız çalışma arkadaşlarınız orada…
Onların mı satrançla ilgisi yok? O zaman neden ilk 2000-2012 arası birlikte çalıştınız bu satrançla ilgisi olmayan” isimlerle?
“AHMET HAZNEDAROĞLU, PROF. DR. YUSUF DOĞRUER, AŞKIN KELEŞ, H. HİLMİ DARI, ÖZGÜR SOLAKOĞLU… Bu isimlerin mi satrançla ilgisi yok?
Peki ya ULAŞ DEMİRCİ? Satrançla ilgisizliği ne alaka?
Hepsini anladım da…
Ya sevgili WIM NİLÜFER ÇINAR ÇORLULU? Haksızlık değil mi bu?
Bu nasıl bir ifade ve ruh halidir? Son dönem performansını görmediniz değil mi Nilüfer’in?
Bence SONUNA KADAR DA YAKIŞTI ve HAK ETTİ!
O satrançla yaşıyor, satranç ta onunla! Bu ülke NİLÜFER ÇINAR ÇORLULU adını sonsuza dek yaşatacak! Karakteri, şampiyon sporculuğu, hanımefendiliği, satranca değer katan yönetimsel enerjisi, vefası ve insan sevgisiyle ben onu hep hatırlayacağım. NİLÜFER ÇINAR ÇORLULU bu yönetimin içindeki gerçek sportif satrancın sporcu yüzü ve ismidir!
Onu tanımamak sportif satrancı inkar ve ona ihanet ve son derece saygısızlıktır.
Bu kadar da açık!
…
NEDEN ADAY YOK?
Peki, gerçek satranççılar nerede? Neden süreçte yer almadılar? Neden ve nasıl ortaya çıkmadılar? Niye ortaya konulan bir tane olsun proje yok? Girişim yok… Kim nasıl engelledi onları? Kendileri niye konuşmadı?
Bunları aylardır soruyorum.
Arkasında 3 dönem GERÇEKTEN MUHTEŞEM YÖNETİMİYLE GÜCÜN, DÖNÜŞÜMÜN VE DEVRİMİN SEMBOLİK İSMİ BİR BAŞKAN(!) varken neden sözleri itibar görmedi?
Muhalefete yeterli güveni aşılayamadı mı eski başkanımız?
Yoksa ortaya hiçbir çözüm koymadan sürekli eleştirileri mi insanlarda bıkkınlık yarattı?
Ya da çözümleri var da bizler mi bilmiyorduk?
İnsanımız artık icraatı kavgalara tercih mi eder oldu?
“Dere geçerken at değiştirilmez” diye mi düşündü camia?
Sahi, Genel Kurulda yönetimin aleyhinde konuşan tek bir kişi çıkmadı.
Neden?
“Ben doğruyum! Sizler yanlışsınız! İbra eden herkes yanlış!” derken, suçlamalara ve iddialara yönelik neden kanıtlar ortaya konmadı?
4 yıl az bir süre miydi?
“GÜLKIZ TULAY ve ekibinin söylediklerinin, faaliyet raporlarının, genel kurulda kürsüye çıkartıp konuşturdukları insanların söylemlerinin gerçekle uzaktan yakından ilişkisi yok.” denmekte…
Kürsüde konuşan insanlar yalancılıkla suçlandı o zaman!
Bu doğru mudur?
“Genel Kurulun demokrasiye, kanuna ve hukuka aykırı toplandığı” iddiası var.
Bakanlık gözlemcisi yok muydu?
Genel müdürlük denetçisi orada değil miydi?
…
ATAMA MI SEÇİLME Mİ?
Hala atamada kaldık. Kavramları aşamadık.
Doğrudur!
Atanmış başkan söylemi artık anlamına uygun olarak en yetkili kurul olan GENEL KURUL tarafından seçilmiş ve “göreve getirilme ile anlamını bulacak şekilde” artık resmen atanmıştır.
Bu süreç artık bitti! Bunu anlamak gerek.
Ancak,
Ben eğer tüm iddialar hukuk önünde ispatlanabilirse, toplum aydınlatılabilirse yeniden düşünürüm. Hakkını teslim ederim. Ancak bunun dışındaki tüm gelişmeler bana DON KİŞOT’UN hikayelerini anımsatacaktır.
Tabi bir de…
GENEL KURULDAKİ AÇIKLAMALARIN BİR KISMI GEÇMİŞTE NASIL YANILTILDIĞIMIZIN, YANLIŞ BİLGİLER İLE NASIL YANLIŞ ALGI OLUŞTURULDUĞUNUN BİR GÖSTERGESİ OLDU.
TAM BİR KUMPAS!
Bu konuda da görüş ve tespitlerimi yazacağım.
Selam ve saygılarımla
2016 Yılı TSF Olağan Genel Kurulu 7.Kasım.2016 tarihinde ANKARA GREEN PARK OTEL’DE gerçekleştirildi. 152 delegenin 134’ünün geçerli oyu ile Sn. TULAY kendi ekibiyle birlikte yeniden başkanlığa seçildi.
Yönetim Kurulu ise; PROF. DR. YUSUF DOĞRUER, AŞKIN KELEŞ, H. HİLMİ DARI, İSLAM YÜCEL, AYŞE KARDAŞ, WIM NİLÜFER ÇINAR ÇORLULU, AHMET HAZNEDAROĞLU, DR. MUAMMER YILDIZ, FATİH MADEN, ÖMER ASIM ÖTEGEN, ÖZGÜR SOLAKOĞLU, ONUR GİRDAP, SULTAN DABAN ve ULAŞ DEMİRCİ'DEN oluştu.
Genel kurulu ve canlı yayını 2-3 defa izledim. Bu seçim sistemi içinde sürecin başka bir şekilde işlemesini beklemiyordum.
Tek aday çıkarabilen bir camia!
Demek ki ne atlı prensler ne de bir başka adaylar balon yakıştırma haberler imiş. ÇOKOPRENSLER market raflarındaymış.
İcraat tartıya kondu ve onaylandı, daha da güç kazandı. Yolları açıktır! Bu ekibe içtenlikle başarılar dilerim. Özellikle ekibin artık hiçbir mazereti yok! Acemilik çıraklık ve kalfalık dönemlerini çoktan bıraktılar Artık onlar usta oldular ve üstesinden gelemeyecekleri sorun var mı bilmiyorum. Bu durum kendilerine çok ağır bir sorumluluk yüklemektedir. Sn. GÜLKIZ TULAY’IN mesajı bu bilinci açıkça ve mertçe ortaya koymaktadır.
İDDİALAR…
Dendi ki;
“- Rakiplerinin, imza toplamasını anti-demokratik yöntemlerle engelleyen GÜLKIZ TULAY, tek başına girdiği seçimlerden dört yıl için daha başkan olarak çıktı. Ne yazık ki, yönetiminin satrançla yine ilgisi yok. Birkaç tane eskiden satranç camiasının içinde olan isim var ama onlar da halleri kalmadığından bu yönetime girmişler. Onları da saymıyorum ben.”
Kimleri sayacağız peki? Son dört dönemin üçünde birlikte çalıştığınız çalışma arkadaşlarınız orada…
Onların mı satrançla ilgisi yok? O zaman neden ilk 2000-2012 arası birlikte çalıştınız bu satrançla ilgisi olmayan” isimlerle?
“AHMET HAZNEDAROĞLU, PROF. DR. YUSUF DOĞRUER, AŞKIN KELEŞ, H. HİLMİ DARI, ÖZGÜR SOLAKOĞLU… Bu isimlerin mi satrançla ilgisi yok?
Peki ya ULAŞ DEMİRCİ? Satrançla ilgisizliği ne alaka?
Hepsini anladım da…
Ya sevgili WIM NİLÜFER ÇINAR ÇORLULU? Haksızlık değil mi bu?
Bu nasıl bir ifade ve ruh halidir? Son dönem performansını görmediniz değil mi Nilüfer’in?
Bence SONUNA KADAR DA YAKIŞTI ve HAK ETTİ!
O satrançla yaşıyor, satranç ta onunla! Bu ülke NİLÜFER ÇINAR ÇORLULU adını sonsuza dek yaşatacak! Karakteri, şampiyon sporculuğu, hanımefendiliği, satranca değer katan yönetimsel enerjisi, vefası ve insan sevgisiyle ben onu hep hatırlayacağım. NİLÜFER ÇINAR ÇORLULU bu yönetimin içindeki gerçek sportif satrancın sporcu yüzü ve ismidir!
Onu tanımamak sportif satrancı inkar ve ona ihanet ve son derece saygısızlıktır.
Bu kadar da açık!
…
NEDEN ADAY YOK?
Peki, gerçek satranççılar nerede? Neden süreçte yer almadılar? Neden ve nasıl ortaya çıkmadılar? Niye ortaya konulan bir tane olsun proje yok? Girişim yok… Kim nasıl engelledi onları? Kendileri niye konuşmadı?
Bunları aylardır soruyorum.
Arkasında 3 dönem GERÇEKTEN MUHTEŞEM YÖNETİMİYLE GÜCÜN, DÖNÜŞÜMÜN VE DEVRİMİN SEMBOLİK İSMİ BİR BAŞKAN(!) varken neden sözleri itibar görmedi?
Muhalefete yeterli güveni aşılayamadı mı eski başkanımız?
Yoksa ortaya hiçbir çözüm koymadan sürekli eleştirileri mi insanlarda bıkkınlık yarattı?
Ya da çözümleri var da bizler mi bilmiyorduk?
İnsanımız artık icraatı kavgalara tercih mi eder oldu?
“Dere geçerken at değiştirilmez” diye mi düşündü camia?
Sahi, Genel Kurulda yönetimin aleyhinde konuşan tek bir kişi çıkmadı.
Neden?
“Ben doğruyum! Sizler yanlışsınız! İbra eden herkes yanlış!” derken, suçlamalara ve iddialara yönelik neden kanıtlar ortaya konmadı?
4 yıl az bir süre miydi?
“GÜLKIZ TULAY ve ekibinin söylediklerinin, faaliyet raporlarının, genel kurulda kürsüye çıkartıp konuşturdukları insanların söylemlerinin gerçekle uzaktan yakından ilişkisi yok.” denmekte…
Kürsüde konuşan insanlar yalancılıkla suçlandı o zaman!
Bu doğru mudur?
“Genel Kurulun demokrasiye, kanuna ve hukuka aykırı toplandığı” iddiası var.
Bakanlık gözlemcisi yok muydu?
Genel müdürlük denetçisi orada değil miydi?
…
ATAMA MI SEÇİLME Mİ?
Hala atamada kaldık. Kavramları aşamadık.
Doğrudur!
Atanmış başkan söylemi artık anlamına uygun olarak en yetkili kurul olan GENEL KURUL tarafından seçilmiş ve “göreve getirilme ile anlamını bulacak şekilde” artık resmen atanmıştır.
Bu süreç artık bitti! Bunu anlamak gerek.
Ancak,
Ben eğer tüm iddialar hukuk önünde ispatlanabilirse, toplum aydınlatılabilirse yeniden düşünürüm. Hakkını teslim ederim. Ancak bunun dışındaki tüm gelişmeler bana DON KİŞOT’UN hikayelerini anımsatacaktır.
Tabi bir de…
GENEL KURULDAKİ AÇIKLAMALARIN BİR KISMI GEÇMİŞTE NASIL YANILTILDIĞIMIZIN, YANLIŞ BİLGİLER İLE NASIL YANLIŞ ALGI OLUŞTURULDUĞUNUN BİR GÖSTERGESİ OLDU.
TAM BİR KUMPAS!
Bu konuda da görüş ve tespitlerimi yazacağım.
Selam ve saygılarımla
- MATRANÇ -