Estergon Kalesi Kuşatma Dili ve Satranç
#1
Estergon Kalesi Kuşatma Dili ve Satranç

Son günlerde açıklanan “yüksek lisans” çalışmaları öncesinde, Türkçe ve satranç bilgisi gereksinimi üzerine düşüncelerimi paylaşmak istiyorum. Eski tarihli bir haberi birlikte inceleyelim. Haberin eski tarihli olmasının bir önemi yok. Aslında olabilirdi: Geçen süre içerisinde bu gibi hatalar düzeltilmiş, ilerleme sağlanmış olsa; “eski” olmuş olsaydı…

Geçen yıl Eylül Ayı’nda “Dünya Yaş Grupları Sona Erdi” başlığıyla federasyon sitesinde yayınlanan bir haber metninden söz ediyorum. Bu metine bakalım. Neden mi bakalım? Sporcularımızın aldıkları sonuçları değerlendirmek için değil. Sporcularımızın en başarılı olmalarını sağlamak sorumluluğunu taşıyan federasyon yöneticilerinin durumunu “bir açıdan” değerlendirmek için. Bu değerlendirmeyi, kullanılan “dil” üzerinden yapacağım. Dil malum usun, aklın yansımasıdır. Bilginin yansımasıdır.

Metinde isimlere yer vermiyorum. Konunun sporcularımızla ilgisi yok çünkü. Metni kaleme alan arkadaşımıza da aslında eleştiri getirmiyorum. Belli ki "iyi niyetli" bir çaba içerisinde… Ancak ulusal ölçekte bir konunun sorumluluğunu üstlenmek iyi niyet çabalarının ilerisinde, bilgi ve profesyonellik gerektirir; lise öğrencisi düzeyinde kompozisyon yazmayı değil.

Gene bu eleştirel yaklaşımın, federasyonun bugünkü yöneticilerine yönelik bütünüyle bir olumsuzlama olmadığını belirtirim. Nezaketle, özveriyle yürütülen işleri görmezden gelmemeliyiz. Ve zaten “Var olan değerlerden ötürü, eleştiriyi hak ediyorlar” denilebilir. Eleştiri ilerlemede ilkin gerekli olandır ve onu anlayabilecek olana yöneltilir.

Zamanında bazı eleştirileri yapmak bir görevdir aslında. İlkin çatık kaş ile bakılacak da olsa, sonradan “Sen söylemiştin” denir nasılsa… Ancak belli konularda düzeltmelere zamanında gidilmezse, sonrasında ligde yaşananlar tekrarlanır...

Federasyondan bir arkadaşımız bilgi düzeyi ve düşünce dünyası imkân verdiğince “Dünya Yaş Grupları Sona Erdi” başlığındaki metni yazmış. Yazmış da, bir tane federasyon yöneticisi “Böyle metin mi olur?” dememiş. Bekledim, “Düzeltilir mi?” diye; düzeltilmedi.

Federasyonumuzun sitesinde “kurullar” başlığında 22 adet kurul bulunuyor. Bu kurullarda da asil ve yedek isimler, başkanlar, asbaşkanlar... İçlerinden birisi çıkıp, “Böyle metin olur mu?” demiyor. Diyemediği için değil, görmediği bilmediği için demiyor.

Bu noksanlığı gidermek için bir iki kurul daha kurumasını önerebilirim. Öyle ki, kurul sayıları arttıkça işin kurul oluşturmakta olmadığı da sanırım görülecek ve kurula değil, doğru bakış açısına ve bilgiye gereksinim duyulduğu anlaşılacaktır.

Bakalım TSF’nin bugünkü yönetiminin cümle cümle diline: “17 Eylül tarihinden bu yana Uruguay'ın başkenti Montevideo'da devam eden Dünya Yaş Grupları Şampiyonası bugün oynanan son tur maçları ile sona erdi.”

Bu ilk cümleyi çok da eleştirmeyelim. “Bu yana” ifadesinin devamlılık içeriği karşısında sonlanmış bir olay için kullanılmış olması durumu tolare edilebilir.

“10 gün boyunca büyük bir heyecana sahne olan şampiyonada son tur maçları büyük mücadelelere sahne oldu.”

Harfle mi rakamla mı yazılır gibi incelikleri geçebiliriz. Büyük bir heyecana sahne olan şampiyona büyük mücadelelere sahne olmuş. Cümle gerçekten böyle.

“Ülkemiz adına yarışan sporcularımız ise turnuvayı gayet başarılı bir şekilde sonlandırdılar.”

“Gayet başarılı” bir cümle olmuş. Nesnellik yok, bir ölçüt yok. Ortaya veri konur, sonrasında bir değerlendirme cümlesi yazılabilir. O değerlendirme cümlesi de yazı dilinde “gayet başarılı” düzeyinde olmaz. Dil, zorlama bir anlam arayışı içerisinde olunduğunu ele veriyor.

“Kızlarda 14 yaş kategorisinde yarışan E. 10. tur maçını kazandı ve son tur maçını da beraberlik ile sonuçlandırarak turnuvayı 5,5 puan ve +111,2 Elo kazancı gibi gayet başarılı bir performans ile sonuçlandırdı.”

“Gayet başarılı.” Gayet ama… Yukarıdaki “sonuçlandırarak sonuçlandırdı” cümlesi, birkaç hata daha içeriyor. Ancak burada artık Türkçe’nin değil, satrancın konusuna giriyoruz. Biraz incelikli bir konu gibi ama bu işlerle yoğrulmuş birisi bu hatayı yapmaz: Kızlarda 14 yaş kategorisi diye bir şey yoktur. 14 yaş kızlar vardır. Ne demek istediğimi birazdan daha net göreceksiniz.

Elo diye de yazılmaz, ELO diye yazılır.

“16 yaş kategorisinde yarışan WCM E. ise son turlar adeta rakiplerine geçit vermedi.”

“Son turlarda adeta rakiplerine geçit vermedi” diyor yazar. Ya ilk turlarda? Ne zaman biz, bu Estergon Kalesi kuşatma dilini terk edeceğiz? Geçit vermemek… Oysa sene 2017, 2018 ve dünya bu hamasi dili terk edeli birkaç yüzyıl oldu.

Geçit vermedi de diyemiyoruz, buna bir “adeta” ekliyoruz. Hani neredeyse… Canım işte… Anla artık, başarılız biz…

“10. tur maçını kazanan sporcumuz son turda 1 numaralı seribaşı WIM P. (2397) ile karşılaştı. Güçlü rakibine karşı masadan beraberlik ile ayrılan WCM Ö. böylece turnuvayı 7 puan ile 11. sırada tamamladı.”

Bu cümlede tartışabilecek bir iki dilbilgisi konusu dışında hata yok. Ama “geçit vermemek” deyince akla ilkin kazanç gelir, oysa beraberlik haberi alıyoruz. Aslında bu durum “geçit vermemek” hamasi dilinin satranca ne denli uygun olmadığını da ortaya koyuyor.

“18 yaş kategorisinde ise Ş. son iki tur aldığı beraberlikler ile turnuvayı 4,5 puan ile tamamladı ve +50,4 Elo puanını da cebine atmayı başardı.”

Cebe atmak” mı? Kötü. Düşük. Dilde eğritileme vardır, argo vardır da; bu olmamış. Dünya Şampiyonası’nda yarışan bir sporcunun kazanımı, böylesi bir anlatım üzerinden kaleme alınmaz.

“Erkeklerde ise 14 yaş kategorisinde yarışan E. 10. tur maçını kazanarak son turda FM P. (2226) ile karşı karşıya geldi.”

Erkekler kategorisi yoktur. Genel ya da açık diyebilirsiniz tercihen ama bir kızımız gider o genel kategoride yarışırsa, “erkek” olmuş olmaz. Bu kadar kaba hatalar, sadece konudan ne kadar uzak olunduğunu düşündürür, başka bir şeyi değil…

“Güçlü rakibi karşısında yarım puan almayı başaran sporcumuz böylece turnuvayı 6,5 puan ile tamamladı. 16 yaş kategorisinde turnuvaya pek iyi bir başlangıç yapamayan FM E.  turnuvanın sonlarına doğru aldığı galibiyetlere bir yenisini son tur eklemeyi başardı. Böylece 7 puana ulaşan sporcumuz turnuvayı 12. sırada tamamladı. 18 yaş kategorisinde ise turnuvanın başından beri fırtına gibi esen R., son tur maçından puansız ayrılsa da turnuvayı 6 puan ve +98,4 Elo kazancı ile sonlandırdı.

Cümle cümle gitmiştim ama yukarıdaki ilk iki cümleyi geçiyorum. Hata olmadığı için geçmiyorum.“Bunlarda da ne hata var?” diye soran olursa, anlatırım. Bu haberden hemen önce yer alan Tiflis haberindeki hataları da bilmek isteyenlere aktarabilirim. Kısa bir metin de olsa, anlattıkları var…

Son cümle ile bitireyim: “Fırtına gibi” başlamak… Gerek yok böylesi abartılara. Neden mi abartı? Çünkü bu nitelemenin sonucu birincilik olmalıydı, ikincilik dahi değil. Oysa fırtına gibi başlayarak, ilk turda dahi yenilmiş. Turnuvayı da 40. bitirmiş. Ne demeli?

Başta da söylediğim gibi sporculara yönelik bir değerlendirme de değil burada yazanlar. Aslında onlara karşı yapılmış başarısız bir yaklaşım bu metin. Sporcular ve veliler, daha iyisini hak ediyorlar. Sponsorlar da daha iyisini hak ediyor. Ülkemiz satrancının en büyük destekçisi Türkiye İş Bankası’nın bu düzeyde bir metnine rastladınız mı hiç?

“Federasyonda görev alanlar alınmasın, darılmasın” diyeceğim ama ne zaman “Ya, doğru söylüyor…” deriz biz? Demeyiz pek. “Doğru söylüyormuşsun…” deriz, belki nice sonra. Nice sonra anlarız gerçekleri. O gün ucu bize biraz dokunduğu için göremeyiz doğruyu. Adını anmanın yazıya değer katmayacağı açık olan kişiye ilgili de nice sonra, şu an eleştirdiğimiz arkadaşlarımız “Doğru söylüyormuşsun” dediler.

Sonradan görmek de önemli ama satrançta daha önemlisi, doğru hamleyi zamanında yapmaktır. İşin bu kısmı “Dost acı söyler” başlığında okunur umarım. Şuncağız bir metinde durum buysa, teknik nice konuda durum nedir bilemiyorum. Bildiğim bir şeyi aktarabilirim ama: “Sonlar başlangıçta gizlidir.”
Ara
Cevapla
#2
Değerli Satranççılar,

Satranç ortamlarında çocuklarımızı yetiştiriyoruz. Çocuk ve satranç ilişkisinin ülkemizde yüceltildiği bir başka gerçek ancak bu konuya bu aşamada değinmeyeceğim. İşlerimizde çocuklarımız için özen göstermemizde bir olumsuzluk olamaz ancak "Satrançta her şey 'çocuk' üzerinden yürümemelidir" diyerek bu konuyu dediğim gibi sonraya bırakıyorum.

Satranç ortamlarında çocuklarımız sadece satranç ile yetişmezler. Tüm davranış örnekleri ve verilen mesajlar onların eğitimine etkili olur. Olumlu ya da olumsuz. Bu açıdan bir okul gibi dikkatli olunmalıdır düşüncesindeyim. Satranççı yetiştireceğiz, satrançla çocuk yetiştireceğiz derken, yanlış örnekler vermemeliyiz.

"Red Bull Chess Masters Turnuvaları Başlıyor !!!"

Böyle bir başlık atılmış. Türkçe'de üç ünlem olmaz. Noktalama işaretlerinden sonra boşluk verilmez. "Red Bull" çalışması tel tel dökülüyor... İyi şeyler yapılmaya çalışılıyor ama dikkatler sanırım başka yerde...

Küçük şeyler değil mi bunlar?

Sevgi ve Saygılarımla,
Ara
Cevapla




Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi