SATRANÇSEVER...
#1
Buradan TSF ye seslenmek isterim.
Satrancın gerçek ocağından çıkan bu gerçek satranç ürünlerinin yayılmasına neden öncülük yapmazsınız?
Onlarca satranç merkezimiz, yüzlerce nitelikli antrenörümüz ve binlerce sporcumuz varken...
Bence TSF nin tüm ulusal turnuvalarında bu standlar federasyon adına açılmalı. Bu stantlarda TSF EĞİTİM, ANTRENÖRLER VE YAYIN KURULLARINCA UYGUN GÖRÜLEN tüm ürün kitap, dergi ve yayınların düzenli bir şekilde kitleye ulaşımı sağlanmalı. Bu durum TSF nin geleceği ve nitelikli sporcu yetiştirilmesinde 'kaynağından' önemli bir adım ve girişimdir. TSF bunun için gerekli düzenlemeleri yapabilir.
Bir sözüm de gerçek satranç oluşumlarına derneklere ve satranç merkezlerine...
Gerçekten sahip çıkamadınız! Ne bu dergiye ne de diğer saygın kitaplara...
Dernek varsa eğer o da ortadaki bu ürüne sahip çıkardı. Hani şu 15.000 üyesi olduğu söylenen ama 15-16 kişiyle söz düellosu yapılan...
Demek ki satranç için satranç yayınlarının takip edilmesi, abone olunması veya üyelerinin yönlendirilmesi işi derneğe üye kazandırmaktan daha değerli değilmiş.
Satranç var oldukça gerçek  kalite ile çakma arasındaki farkı izlemeye devam edeceğiz.
Sevgili Alper,
O kadar çok ürünün var ki satranç adına...
AKLINA YÜREĞiNE VE ELLERİNE SAĞLIK!
Ne satranç seni bırakır ne de sen satrancı.
Sana kararlılıkla yürüdüğün bu yolsa başarılar dilerim.
Ama son sözüm de iğneyi kendime batırarak…
“BEN DE BU DERGİYE ABONE OLAMADIM.”
Sebebini de bilmiyorum.? İhmal imden olabilir.
 Ben de suçluyum!
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#2
Bana göre Satrançsever bitmedi, bir çeşit AJURNE oldu...
Bu TSF yönetimi gittiğinde, sevgili Alper'in emeklerini "göz ardı" etmemeliyiz.
Analiz yayıncılığa şimdilik! teşekkür ediyorum.
Ara
Cevapla
#3
Smile 
Ajurne olamaz!

Rakibi yok.
Ne hakemi, ne de organizatörü...
Ama katıldığım nokta daha çok şeylere imza atacak olmasıdır.
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#4
Sevgili Alper,
Önerim öncelikle TSF ile bir defa daha görüşmendir. Bu sembolik de olsa çok iyi niyetli ve etik bir adımdır.
Ama sonrasında da şunları yapabilirsin:
SYP...

Satranç Yayıncıları Platformu!
Bunu kurabilirsin.

Bu sayede gerçek satranç ürünleri daha emin ellerde olabilir. Daha da güçlenirsin.
Hem kendin hem de kritelere uygun diğer yayın kuruluşları... 
Günün koşullarına uygun ürünler de olabilir ne bileyim?
Ekipse ekip deneyimse deneyim...
Sana bu konuda omuz verecek çok gerçek satranççı var.
Bence bunu düşün ve geliştir.
Beğenmezsen de çöpe at.
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#5
KİTAP OKUMAYAN ÇOCUKLAR

Okumuyorlar Alper Hocam,

Hep de bundan yakınırız ya zaten…

Çocuk aslında büyüklerinin aynasıdır, onların yaşam tarzını yansıtır. Tabi bu söylediklerim çok büyük bir çoğunluk. Azınlık zaten böyle bir sorun yaşamaz! Tersine kitap okumanın avantajlarından yararlanır yaşamı boyunca…
Öyleyse neden kitap okumuyoruz, okutamıyoruz?
Neden olumlu örnek oluşturamıyoruz?

SADECE sınavlara endeksli eğitim sistemi çocukları ezberci yaptığını, okullardaki eğitim sisteminin çocukları içtenlikle okumaya, araştırmaya, sorgulamaya alıştırmadığını biliyoruz. Kitap okumayı teşvik edici eğitim sistemi ya da aile içi eğitimi de yok. Uygun ortam bulamadıkça da çocuk zaten okumaz.

Sürekli "ezberci bir eğitimden uzaklaşılmalı" der dururuz. Aslında ezber yöntemi bizim geçmişimizden gelen önemli bir öğrenme yöntemidir. İşte bu yüzden belli kalıplarda ve son derece sınırlı bir uygulama alanında çocuk  öğrenmeye ihtiyaç duymadığı gibi bundan kaçıyor. Tabi bu yüzden de kelime dağarcıkları gelişmediği için kitabı algılamaktan yorumlamaktan uzak kalıyor.

Anne baba alışkanlıkları çocuğu kitap okumaya yöneltmiyor. Okuma saati düzenlemeyip bu konuda çaba sarf etmiyorlar. Birlikte okumuyorlar, sohbet etmiyorlar. Oysa çok iyi bildikleri gibi çocuk onları örnek alır. Yapmadıkları şeyleri çocuktan beklediklerinden bu da çocuğa hiç gerçekçi gelmiyor.

Araştırın bakalım doğum günlerinde bile alınan hediyeler sıralamasında kitaplar sıralamada kaçıncıdır?
Tabi bir de şu yapılan yanlış çok etkili oluyor.

Kitap okumayan çocuğu, kitap okuyan azınlıktaki çocukla kıyaslamak etki tepki meselesini getirmektedir.
Kitaplar çocukların ilgi alanlarına göre ve çocukla birlikte seçilmelidir. Bunu yapıyor muyuz? Anne babalar, çocuklarıyla bir kitapçıya ya da kitap-dergi reyonuna uğramayı genellikle ihmal ederler. Hatta unuttular desek bile yeridir.

Oysa anne ve babaların ödül listesinde mutlaka kitabın çok önemli bir yeri vardır.

Ebeveynler çocuklarına neden hikayeler okumaz ve anlatmazlar ki? Belli zamanlarda ailece okuma süreleri olmalıdır.
Çocukluk döneminde kazanılan okuma alışkanlığı, sağlıklı ve gelişmiş bir kişiliğin temel taşlarından birisidir.

Ne istediğini bilen bireyler olmanın temel çözümü kitap okuma sevgisi ve alışkanlığında gizlidir.
Saygılarımla.
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla




Konuyu Okuyanlar: 2 Ziyaretçi