Ali İPEK ve bir erteleme oyun hikayesi
#1
Yıl 1988-1989…İstanbul- Beyoğlu TÜRKİYE ŞAMPİYONASI. 18 sporcu döner turnuva final maçları ve ben Adana’dan katılmıştım. Bir gün maç var diğer iki gün dilenme ve ajurneler için boşaltılmıştı. Salı ve Çarşamba günleri sabah 09.00 da ajurne maçları başlıyordu. Turnuva da ortalarında Pazartesi günü Ali İPEK ile eşleşmiştim ve beyazdım. Bende At ve dört piyon, rakibimde Fil ve dört piyon vardı. Oyun boyunca hep üstündü benden. Ama bir fırsatını yakalamış rakibimin filine geçit vermediğim konuma gelmiştik.70 hamlelerden sonra oyun geç saatlerde ajurneye kaldı. Hamlemi yazdım ve zarfı kapatıp hakeme verdim. Koca Mustafa Paşa’ da amcamlarda kalıyordum. Eve yürüyerek aklımda hep o son konumla gittim. Ne yapacaktı Ali İPEK? Gerçekten de beraberliği yakalamış mıydım acaba? Bir yolunu bulup ertesi gün kazanır mıydı benim gibi acemiye? Benim birlikte analiz yapacağım kimse yoktu. Oysa Ali İPEK için birçok kişi yardımda bulunabilirdi diye de düşündüm.
Ertesi gün Salı saat 09.00 daki erteleme maçına yetişmek için saat 07.00 de evden çıktım. Her maça Koca Mustafa Paşa’dan yürüyerek gidiyor ve aynı şekilde yürüyerek dönüyordum. Yaklaşık bir buçuk saatimi alıyordu. Abdullah Ağa Lokantasına varıp bir çorba içtikten sonra İSD ye vardım. Maça az bir süre kala Ali İPEK elinde çay fincanıyla son derece ciddi ve etkileyici bir şekilde karşıma kararlıca oturdu. Nasıl titrediğimi hala hatırlıyorum. Hakem yanımıza geldi, konumu son kez bize kontrol etmemizi söyledi ve akşamdan kapatılan zarfı gözümüzün önünde açtı. ‘Zarf Hamlesi’ ni yaptım saatimi çalıştırdım ve hiç beklemediğim ve oynamasına ihtimal vermediğim piyonlardan uzaklaşan bir şah hamlesi yaptığını gördüm. Adeta atımın dalması için fırsat vermişti bana. Süresi benden iyiydi. Benim atımı tuzağa mı çekiyordu ne? Dar zamanda derin düşünmem gerekti. Buna zamanım olacak mıydı? Ya daha ileride zaman sıkışmasına girersem? Yine de bu davete saygı duyup Atımı daldım, a6 geri piyonunu At ile alırsam a5 piyonum geçer tehdidi yaratacaktı. Ama sonradan atımın kıstırılacağını anladım. Acilen geri dönüş gerekiyordu ve o yoldan döndüm. Sanırım sevgili Ali İPEK a6 piyonumu alacağımı ve at kaybını görmeyeceğimi hesaplamış olabilirdi. Eski konuma dönüp biraz daha oynadık. Beraberlik teklif etmek hiç aklıma da gelmedi doğrusu.

Saat 11.30 gibi oyun sanırım 115. hamlede ikinci defa ajurne’ye kalmıştı. Ali İPEK’e beraberlik teklif etmeye cesaret edemedim ve sırlamada 4. durumdaydı. Bu kez o yazdı zarf hamlesini ve ertesi gün Çarşamba sabah 09.00 da yeniden ajurne kararı alındı. Ama artık daha rahattım ve beni tuzağa çekecek ya da başka bir ‘mandepsi’ hamlesi de kalmamıştı. Ama yine de temkinli olmalıydım. Çünkü en küçük bir hata konumun bozulması demekti.

Çarşamba günü 2. ajurneye geldiğimizde ben de sevgili Vatan Hacıefendioğlu’ndan bir fincan çay aldım ve masaya oturdum. Ertesi gün Ramazan bayramının birinci günüydü hiç unutmuyorum. Sevgili İPEK hamlesini yaptı. Ya 8 ya da 9 hamle yaptıktan sonra ben daha çayımdan ilk yudumu almadan bana gülümseyerek ve elini uzatarak: “Bütün bayramı bu ajurnelere ayıramam! Bayramını kutlayacağım başka yakınlarım var” dediğini gönlüme kazıdım.

İlk ve son defa o gün otobüsle eve vardım. Bun hak etmiştim ama...O bir satranççının nasıl olur da bu kadar alçakgönüllü, son derece ciddi ve bir o kadar da esprili, hiç göstermediği kadar aslında yakın olabileceğini gördüğüm ilk örnek insandır.
Ona çok saygı duyuyorum.
Nur içinde yatsın.
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla




Konuyu Okuyanlar: 2 Ziyaretçi