BAŞ(KAN)LIK...
#8
"Çağdaş devlet, örgütler örgütüdür" demiştik...

Her hangi bir örgüt ile "devlet" denen örgüt karşılaştırıldığında, "devlet örgütlenmesi" "örgütten" büyük bir yapılanmadır. Yukarıdaki söz ise örgütleri yöneten bir örgüt olarak, devletin küçülmesi gerektiğini söylemektedir. Bunun yollarından bir tanesi ise "Özerklik" dediğimiz kavramdır. Kaos dönemlerinin siyasal yapılanması kaçınılmaz olarak olarak diktatörlüktür. (Bu konuda da bir bağ verebilirim: http://aktashuseyin.blogcu.com/demokrasi...ri/1703822 )

Kaosun giderildiği oranda Devlet, özellikle yerel yönetimlerin güçlendirilmesi yoluyla, bünyesindeki örgütlere özerklik tanıyarak, üzerindeki bürokrasi ve militarizm yükünün yol açtığı hantallıklardan ve diktatörce yöntemlerden arınmak zorundadır. Ancak bu biraz da aşağıdan yukarıya doğru olan toplumsal gelişmeye bağlıdır... "Ağlamayan çocuğa meme vermezler"...

Bu nedenlerle; TSF'nin özerkleşme kararı çok önemli bir karar idi. TSF böylelikle kendi göbeğini kendisi keser hale gelecek, üzerindeki bürokratik baskılardan kurtulacak, gelişimi sürat kazanacaktı.

Sürece baktığımızda TSF özerkleşmesinin tam anlamıyla bir özerkleşme olmadığı da ortadadır. Bir çok noktadan hala merkezi yönetime bağlıdır. Buna rağmen özerkleşme yoluyla devletten elde ettiği görece bağımsızlığı, söz ve karar serbestisi azımsanmayacak ölçülerdedir ve bu durum, olması gerekip de olmayan gelişmelere engel değildir. Tamamen bağımsız olması, TSF'nin özerklik olgusunu kendi tabanında yaşam biçimi haline getirmesi ile olasıdır. İşte bu noktada TSF yönetiminin, 2004 yılı özerkleşme kararı sonrasında izlediği yol bir çok yanlış uygulama ile doludur.

Bu yanlışların ne olduğunu burada tek tek saymak, Abdülkadir beyin serzendiği gibi yorucu olabilir. Umarım bu yorgunluk "sıkıcı" değildir. Satranç topluluğu Türk halkının genel karakteristiğinden pek farklı davranmamaktadır: "Yumurta kapıya gelince folluk aramak!"

Ben son kez bu konuda tarihe not düşmeye çalışıyorum. Arşivi göz önüne getirmemin nedeni, daha önceden de bu konuda gösterdiğim çabaların olduğunu göstermektir. Satranç dünyasının bu konudaki kusurlarına ortak olmayacağım!

TSF yönetimi, devletin kendisine tanıdığı özerkliği kendi içerisine ve tabanına tanımamıştır. Hatta yönetim kurulu içerisinde yer alan kişilerin bile, "bireysel özerkliğinin" olmadığı söylenebilir...

Süreç içerisindeki sorunları özetlemek gerekirse;

*Yetkinin ve yönetim erkinin paylaşılması
*Kaynakların toplanması ve paylaşılması
*Tabandaki yerel örgütlenmelerin (örneğin kulüplerin) güçlendirilmesi
*Hakemler
*Antrenörler
*Sporcular
*Veliler
*Yaş grupları başta olmak üzere turnuvalar ve mekan olarak da turnuva alanları
*Sponsorlar
*Seçimler ve atamalar...
*Diğer kişi ve kurumlarla ilişkiler
*Dünya Satrancı ile olan ilişkiler
*Malzeme üretimi ve desteği
*Lisans
*Eğitim ve eğitim merkezleri


Bu saydığım alanların hepsinde de teorik ve pratik açıdan TSF sorunlu bir haldedir!

Ülke içine ve dışına yönelik olarak izlenen politikalarda, özerkleşme kararından sonra olumlu gelişmeler de olmuştur. Ancak olumsuz gelişmeler bu olumlu gelişmeleri gölgede bırakmış, hatta unutturmuş ve o alanları sahipsiz bırakmıştır.

Bu alanlardan bir tanesi "Okulda Satranç" diyebileceğimiz uygulamadır. MEB ile yapılan anlaşmalar takipsiz durumdadır. TSF bu konuda binlerce öğretmene 1. Kademe Antrenörlük lisansı "satmaktan" başka bir şey yapmamıştır! Bu lisanslar %99 oranda öğretmen tarafından "ek ders ücreti alabilmenin aracı" olarak kullanılmaktadır.

Federasyonun kendisine ait bir bina sahibi olması da bu süreçteki olumlu gelişmelerden biridir. Her ne kadar Satranç akademisinin kurulmasının planlandığı ikinci binanın alınması için toplanan genel kurulda muhalefet etsem de, bu da olumlu bir gelişmedir. Benim oradaki muhalefetim binanın alınmasına değil, TSF'nin haracamalar politikasında gördüğüm yanlışlara ilişkindi. Ya da "daha iyisi ne olabilirdi?" sorusu da muhalif olma nedenlerimden biriydi diyebilirim...

2008 yılına doğru gelirken TSF kendisi üzerindeki olumlu imajı da yıkmaya başlamıştır. Attığı olumlu adımlardan uzaklaşmaya, daha demokratik bir örgütlenmeyi yaratıp, yurt içinde yerel insiyatifleri geliştireceği yerde yönünü FİDE kongrelerine döndürmüştür. Kendi yurdunda kendisi olma sürecini tamamlamadan, gözünü yurt dışına diktiğin zaman başarabileceğiniz tek şey bol bol yurt dışı gezileridir!

2004 yılında seçim gezisine geldiği Antalya'daki "Mavi Karga" adlı cafede yapılan toplantıda Kasparov'dan bir alıntı yaparak; "Yetenek yeryüzüne eşit dağılmıştır" diyerek, ülke içine yapacağı yatırımları anlatan sayın YAZICI ve ekibi, seçimlerden sonraki süreçte bu sözlerini tutmamıştır. Hatta tamamen unutmuştur.
Ben kendilerine daha bir çok sözlerini anımsatabilirim!
Bunlardan bir kısmı da 2008 seçimlerinde verilip de tutulmayan sözlerdir!
Örneğin, her kentte bir satranç merkezi!
Antrenör haklarını gözeten düzenlemeler!
Yıldız çocuklara eğitim desteği!
Bunlar hemen usuma gelen tutulmayan sözlerdir.

Türk satrancı bir yerlere gelmiştir elbette! Ancak bu satrancın geldiği yer "kendiliğindenci" bir yol izlemiştir. "İradenin" hiç bir rolü yoktur desek yanlış olmaz. Yani bu gelişmeler, irade hiç bir şey yapmasa da olabilecek gelişmelerdir. Politika "duran saat" politikasıdır. Bilirsiniz ki duran saat bile günde iki kez doğruyu gösterir. TSF'nin bu süreçteki doğruları ancak bu kadardır!

Özetlemek gerekirse bunlar. Ayrıntı isterseniz günler sürer. Bu başlık altında son yazımı genel kurulda yönetime talip olan arkadaşlar ile ilgili olarak yazacağım. Özellikle bu yazıda yıldız koyarak altını çizdiğim konularda her arkadaşın söyleyeceği bir şeyler olmalıdır.

Bitirmemi bekleyen arkadaşlar başlayabilirler...

Saygılarımla...
Cevapla


Bu Konudaki Yorumlar
BAŞ(KAN)LIK... - Yazar: Hüseyin AKTAŞ - 05-10-2012, 13:00
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Hüseyin AKTAŞ - 05-10-2012, 21:49
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: abdulkadirbener - 05-10-2012, 22:54
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Hüseyin AKTAŞ - 06-10-2012, 23:28
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Hüseyin AKTAŞ - 07-10-2012, 04:11
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Hüseyin AKTAŞ - 07-10-2012, 11:16
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: abdulkadirbener - 07-10-2012, 11:54
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Hüseyin AKTAŞ - 07-10-2012, 14:25
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: abdulkadirbener - 07-10-2012, 15:17
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Hüseyin AKTAŞ - 07-10-2012, 15:38
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: abdulkadirbener - 07-10-2012, 16:02
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Hüseyin AKTAŞ - 07-10-2012, 23:07
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: yusuf_omur - 08-10-2012, 11:21
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: firatsalepci - 08-10-2012, 12:52
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: abdulkadirbener - 08-10-2012, 13:43
Başkanlık - Yazar: Hasan Salih ACAR - 08-10-2012, 13:57



Konuyu Okuyanlar: 3 Ziyaretçi