Turnuva Yarım Bırakmak Cezalandırılmalı
Son turda maça çıkmayanlara ceza verilmesi sanıldığı kadar kolay değildir.Yapılabilecek en büyük yanlış bu aşamada yabancılar için hiçbir yaptırım uygulayamaz durumda iken yerliler için cezaya benzeyen uygulamalar icad edilmesidir.Suç işleyene ceza kesilebilir.Ceza verilmelidir.Ama öncelikle yabancılara ceza verilmelidir.Eğer sadece yerlilere ceza verilirse bu haksızlık olur.Ve benim gibi düşünenlerin haklı olduğunu ortaya çıkarır."Mevcut sistem hep yabancı ustaları ihya etmeye çalışıyor."İşte atılan her adımda bu tırnak içindeki iddia çürütülmelidir.Bu iddiayı haksız çıkarmadan güzel günler görmeniz mümkün olmayacaktır.Bu sorunun kökten çözümü var mıdır?Vardır.Daha çok yerli oyuncunun Türkiye'deki turnuvalara katılması teşvik edilmelidir.Yaz aylarında arka arkaya düzenlenmiş olan turnuvalara dikkatle bakarsınız bu turnuvalara hep belli isimlerin katılabildiği görünür.Diğerleri ağırlıklı olarak turnuvanın düzenlendiği kentin yerel sporcularıdır!Başka deyişle İzmir'deki oyuncu sadece İzmir'de, İzmit'teki oyuncu sadece İzmit'te sahneye çıkabilmektedir.Birkaç yerde birden sahneye çıkabilen isimler ise bellidir.Bunların sayısı 10 veya 15 civarındadır.Piramidin üst ve orta kesimlerinde bulunduğu halde sözünü ettiğimiz turnuvalara katılamayanlar vardır.Onların katılımını sağlayabilsek o zaman son tur maça çıkmama yöntemi de kendiliğinden ortadan kalkacaktır.Çünkü çekişmeli bir turnuvada puanlar arslanın midesinde olacaktır.
Oysa mevcut yapılanma içinde çok az çekişme ve çok az sürpriz olmaktadır.Yerlileri teşvik edemiyoruz.Benim düşünceme göre teşvik etmek de istemiyoruz.Bu son cümle bir suçlama içermektedir.Böyle düşünmeme neden olan bazı deliller bulunmaktadır.Örneğin Pazar günü tur oynatılmıyorsa, iş günleri de saat 10.00 da tur oynatılıyorsa bu tercih amatörlerin yolunun bilinçli olarak kapatıldığını gösterir.Turnuva düzenleyenler 2015'de de bu tercihlerinden vazgeçmeyecektir.Çünkü Federasyondan bu yönde bir tavsiye ve uyarı yapılmamaktadır.Katılamayanları acilen teşvik etmezsek "son turda maça çıkmamak"yöntemi giderek artacaktır.2015'de de devam edecektir.Çünkü ilgililer bizi duymuyor,görmüyor ve konuşmuyor.
Ateş Ülker
Ara
Cevapla
".Ama öncelikle yabancılara ceza verilmelidir.Eğer sadece yerlilere ceza verilirse bu haksızlık olur.
...
Daha çok yerli oyuncunun Türkiye'deki turnuvalara katılması teşvik edilmelidir.
...
Başka deyişle Yerlileri teşvik edemiyoruz.
...
Pazar günü tur oynatılmıyorsa, iş günleri de saat 10.00 da tur oynatılıyorsa
Katılamayanları acilen teşvik etmezsek "son turda maça çıkmamak"yöntemi giderek artacaktır."


Merhaba Ateş Bey,
Yukarıda sizin son yazınızdan bir öz derledim. Kısaca fikir belirmek isterim.

***Öncelikle yabancılara ceza verilmelidir derken bunu bir kararlılık göstergesi olduğu için mi istediniz?
Ben ayırım yapmadan yerli-yabancı sporcuları kast ediyorum. Kuralları ihlal eden, yarışma etiğine aykırı davranan her bir sporcuyu. Sadece yerlilere ceza verilmesi elbette büyük ayrım ve haksızlık olur.

***Daha çok yerli oyuncunun Türkiye'deki turnuvalara katılması yönünde bir adım da bu yıl GEBZE DE atıldı. Gün sayısı uzadı. Gelenlerin masrafları arttı. Kesin dönüşler günler öncesinden başladı. Ben ilk kez bu turnuvaya katılamadım. 20 civarında öğrencim de okuldan geri kalmamak içi katılamadı. Benim durumumda olan sırf İzmit'te 8-10 satranç temelli okul biliyorum.
Sonuçta GEBZE bu yıl geçen seneki sayıyı yakalayamadı. Bu destekleyici kuruluşun hedefine ters bir durumdur.
Bunu sizin fikrinize karşı çıkmak için söylemedim. Ama olan budur.

** "Başka deyişle Yerlileri teşvik edemiyoruz." Tespitiniz doğrudur, ama bu turnuva için değil. İçinde yerel ve yerli sporcuları bu kadar teşvik eden diğer turnuvalar da olmalıdır. Bu durum yavaş olmakla birlikte yeni yeni gelişmektedir.

*** Pazar günleri ve iş günleri saat 10.00 da tur konusundaki fikirlerinizin bir bölümüne katılıyorum. Ancak söylediğinizin tam tersi beklentisinde olan kesimleri de unutmayın.
...

İdeal programlar yapılması gerekirse, örneğin hafta içi saat 18.30'dan sonra her gün bir tur, hafta sonu saat 10.00 da ve 15.00 gibi. Toplam 7 tur (pazarı hariç tutuyorum). Altı güne yayılan bu turnuvalar ancak katılabilen kitle için uygun olabilir.
Bu durumda da hakem, salon gibi ek sorunlar oluşabilir. 30 yıl önce 1-2 hakemli turnuvalarda, satranç merkezlerinde 25-30 kişilik katılımlar için uyardı belki.

Ben sizin uygun gördüğünüz taslak turnuva programınızı merak ederim. Sayıları 80-120 arasında değişen sporcu kitlesine, en az 6-8 hakemli, kiralanmayan uygun bir zeminde AÇIK bir turnuva programını paylaşabilir misiniz?
SELAMLAR..
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
Sayın Ateş Bey,
Yabancı sporcu ya da Türk Sporcu ayrımı yapmadan yaptırım uygulanması taraftarıyım. Ülkemizde çok sayıda yabancı sporcu oynamakta, kimi çalışma onaylı kimi onaysız çalışmakta da. Bu olumsuz yaklaşımı sergileyenleri liglerde oynatmama konusunda kulüpler birliği ve satranç federasyonu gerekli yürekliliği gösterecektir diye düşünüyorum.

Yazın 3-4 turnuvaya giren ve bu tür uygulamaları sergileyen yabancılara yönelik başka öneriler ortaya konabilir, konmalıdır da. Bu konuda tespitten öteye gidip, sizin de bize önerilerde, somut örneklerde bulunmanızın beklentisi içindeyim.

Bunun sebebi; sizin çok fazla tecrübenizin olması, açıkça düşüncesini ifade edebilen bir satranççı olmanız ve TSF Sporcular kurulu üyesi olmanız.

Federasyondan bu yönde bir uyarı ve tavsiye gelmesi konusunda yazmışsınız. Bilgisi olmayan biri olarak sormak isterim. Amacım tamamen öğrenmek. Federasyon, uyarı ve tavsiyeyi nasıl verir? Bunu kurullar sağlar diye düşünüyorum ama yanılıyorsam siz ve Aşkın Bey düzeltsin lütfen. Sporcular Kurulu üyesi olarak siz ve Eğitim Kurulu üyesi olarak Aşkın Bey yani federasyonda kurullarda olan kişiler bu konuda yazmaktan daha öteye geçmelisiniz diye düşünüyorum. Sporcular kurulu olarak ne tür çalışmalar yapıyorsunuz?

Türk sporcular için de, daha evvel yazdığım ve Aşkın Beyin biri hariç ( milli sporcu ve milli takımda antrenörlük yapanların turnuvaları mazeretsiz bırakması durumunda, bu kişiler sosyal sorumluluk ve toplumsal çalışma kapsamında, ihtiyaç duyulan illerde o ilin sorumlusunun gözetiminde kurs/kamp/ders versin. ) hepsini tekrar yazdığı konuları tekrarlıyorum.

Saygılarımla
Ara
Cevapla
Sn. Mağara Adamı,
Son yazınızın son paragrafındaki;
"( milli sporcu ve milli takımda antrenörlük yapanların turnuvaları mazeretsiz bırakması durumunda, bu kişiler sosyal sorumluluk ve toplumsal çalışma kapsamında, ihtiyaç duyulan illerde o ilin sorumlusunun gözetiminde kurs/kamp/ders versin. )

önerin izden vaz mı geçiyorsunuz? Böyle mi anlıyorum?
Gerçi bunu ben pek uygun bir öneri olarak göremiyorum. Başka bir düzenleme şekli getirilebilir.
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
Vazgeçmiyorum, siz diğer önerilerimden bahsedip bundan bahsetmeyince, bunu tekrar söylemek istedim.
Ara
Cevapla
Unutmadan yukardaki sorulara yanıt vermek istiyorum.Aşkın bey bir turnuva örneği vermemi istedi.7 tur İsviçre yöntemi: 28 Ekim 2014 s.18.00 de 1 nci tur,29 Ekim 2014 de s 10.00 da 2 nci tur ve s 18.00 de 3 ncü tur;30 Ekim 18.00 de 4 ncü,31 Ekim Cuma 18.00 de 5 nci,1 Kasım Cumartesi 16.00 da 6 ncı ve 2 Kasım Pazar s 10.00 da 7 nci tur...Bu verdiğim örnekde yerli amatörler işyerinden hiç izin almadan veya duruma göre en çok 3 gün izin alarak yarışmaya katılabilirler.Çünkü takvim amatörlere göre hazırlanmıştır.Bunun tersi nasıl oluyor?Pazar günü istirahat verirseniz bunun anlamı "biz amatörleri istemiyoruz"demektir.Bir başka soru "yabancılara nasıl ceza verilir?"anlamını taşımaktadır.Çok kolaydır.Açık turnuvalar için konaklama desteği,katılım ücreti ve diğer destekler kaldırılacaktır.Bu ceza bile değildir.Ama bu değişikliğin duyulması yeni yaptırımlar geleceğini düşündürecektir.Diğer ülkelerde hangi açık turnuvada büyükustalara hangi destekler sağlanıyor?Bu konuda bilgisi olanlar paylaşabilir.Ne yazık ki yabancılara yönelmiş hiçbir önlem alamayacağımızı biliyorum.Yaklaşık 10 senedir hiçbir yenilik yapamadık.Birçok arkadaşımız bu konuda benden daha çok şikayetçi olduğu halde ve benim bilmediğim birçok olaya tanık olduğu halde benim gibi ortaya çıkıp bunları anlatmıyor.Bir başka soru Sporcular kurulunun çalışmaları ile ilgilidir.Sporcular kurulu Can Arduman'ın başkanlığında birkaç defa toplanmıştır.Bu toplantılarda önemli konular görüşülmüştür.Ancak "Sporcular kurulu çalışıyor mu?"sorusunu Arduman'a yöneltmeniz uygundur.Kendisi Federasyonun düzenlediği geniş kapsamlı bir toplantıya da katılmıştır.Merak ettiğiniz özel bir konu varsa,ben ancak bu konu hakkında bildiklerimi yazabilirim.Sporcular kurulunun kağıt üzerinde kalmadığını söyleyebilirim.Ancak yanıtlanması gereken bir başka soru vardır.Burada yazılanları Federasyon yönetim kurulu üyeleri okuyorlar mı?Burada dile getirilen yakınmalar hakkında Başkana bilgi veriliyor mu?Turnuva düzenleyen yerel yöneticiler ve sponsor olan Belediye yöneticileri bizim sesimizi duyuyor mu?Ne yazık ki bu son sorunun yanıtı olumsuzdur.Ve şikayetçi olduğumuz olaylar 2015'de de benzer şekillerde devam edecektir.İsimler biraz değişmiş izlenimi verse bile yöntemler değişmeyecektir.
Ateş Ülker
Ara
Cevapla
Başkan'ın, yönetim kurulundaki bir çok kişinin ve kurullardaki yetkili kişilerin forumu okuduğunu biliyorum Ateş Bey.

Turnuva düzenleyen yerel yöneticiler ve sponsorlar ise çoğunlukla bilmiyorlar. Bu turnuvalar konusunda aracı olan ya da danışmanlık yapan satranççılar, bu durumu gizlemek ve bardağın dolu tarafını sunma konusunda büyük çaba harcayarak desteğin sürmesini sağlamak peşindeler.

Sporcular Kurulu sayfasında bilgi göremeyince sormak istedim, başkaca bir sebebi yoktu. Merak ettiğim özel bir konu var aslında ama size bunu özel mesajdan sormak isterim.
Ara
Cevapla
Ateş bey teşekkür ederim.

Beni gençlik yıllarıma götürdünüz. 1987 Türkiye Birinciliği- TAKSİM ATATÜRK KİTAPLIĞI.
18 kişi,17 tur ve ajurneler dahil tam 27 gün...
Bu örneği yanlış anlamayacağınızı güvenerek verdim. O zamanların amatör ruhuyla Temmuz sıcaklarında ve tamamında ver elini İstanbul...

Sizin hala o yılların amatör ruhundan hiçbir şey kaybetmediğinizi düşünüyorum.

Verdiğiniz örnek 6 güne yayılan 7 turluk bir turnuva. Benim hiçbir itirazım yok!

Bu tip turnuvaları özledik biliyor musunuz? Yılda bir defa Kocaeli İl Birinciliğinde uygulama şansımız var.

Ama artık oyuncusundan hakemine birçok etmen bu kadar uzun süreye yayılan turnuvanın düzenlenebilme şansını yok ediyor.

27 günlük turnuvada her gün maçların başında olan sevgili İsmet ARVİT belki satranç hakemlik parası bile almıyordu. İşini severek ve zevkle yapıyordu. Bu ona yetiyordu.

Ama bu zamanda artık hakem bulmak da zor. Çünkü hakemlik ücretleri maalesef hakemin ancak masraflarına yetecek, o da belki.
Uzaktan gelen hakem ve oyuncular var.
Duruma göre en çok 3 gün izin alabilen oyuncuların katılabileceği o kadar çok turnuva var ki.
Ben hafta sonuna sığdırılmış 5-6 turluk turnuvaları savunmuyorum. Zorunluluk olsa bile kalite korunmalıdır.
Hafta sonu bile özel çalışan insanlar da vardır. Onlar da başka programları isterler.
Bence insanlar ve özellikle "piramidin ortası" birkaç oyuncusu dışında gece turnuvalarını seçiyor ve sabahlara kadar playchess başından kalmıyorlar. Bunları çok görür ve işitir oldum.
Sebeplerini de tahmin edebiliyorum, bunların bir kısmını bana cevaben de yazacaksınız muhtemelen.

Yerli dinamikler ve yerel oyuncuların teşvik edilmesi elbette en sağlıklı çözümlerdendir.
Buna katılıyorum.
Bana sürekli Kocaeli modelini soran, bilgi alan arkadaşlarımız var. Onlara elimden geldiğince yararlı olmaya çalışıyorum. Kendi şartlarında neler yapabileceklerini anlatmaya çalışıyorum.

İletişim kanalları artıyor. Artık satranç haberlerini facebook tan alıyoruz. Rekabetin arttığı illerdeki gelişmeler diğer illere örnek olmaya başladılar. Bunu da olumlu bir gelişme olarak görüyorum.

Selam ve saygılarımla...
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
Nihayet açıkça da yazıldı, turnuvaların yarıda bırakılmasının istenmemesinin en önemli sebeplerinden biri organizatörlerin ve/ya sponsorların (paranın) satrançtan uzaklaşmasını istememek!

Satranca saygı, rakibe saygı ve benzer nedenler geri sıralarda kalıyor ve bahane olarak kullanılıyor. Yine aynı şekilde bahane olarak kullanılan başka birşey ise şike. Şike yapan oyuncu/lar bu, şikeyi turnuvayı bırakarak yaptığı için turnuva bırakmak ile şike aynı şeymiş gibi gösterilmeye çalışılıyor, öyle bir algı oluşturulmaya çalışılıyor ve bu sayede kamuoyu oluşturulmak isteniyor.

SATRANÇ CAMİASININ ASIL KARŞI OLDUĞU ŞEY ŞİKE YAPILMASI, SON MAÇA ÇIKMAYARAK BİLEREK KAYBEDİLMESİ VE PARA ÖDÜLLERİNİ KAZANACAK KİŞİLERİN MASA BAŞINDA BELİRLENMEMESİ!

Hal böyleyken, son tura çıkmayarak ELO dahi kaybetmeden kimin para ödülü alacağını ve ne kadar alacağını belirleyen/ler ceza dahi almazken, turnuvayı kendisini formda hissetmediği için yarıda bırakacakların lisansının dondurulması isteniyor!

Sapla samanı karıştırmayın, turnuvayı mazeretsiz bırakmak şike yapmak değildir. Turnuvayı son turda bırakmak, şikenin yöntemlerinden sadece birisidir.

Birisi sokakta odun ile başkasını dövse, sokakta elinde oldun ile yürümek yasaklansın mı diyeceğiz. Siz odun ile birisinin dövülmesi yüzünden (son tur maça çıkmayarak şike yapılması yüzünden) sokakta odunla yürümek (turnuvayı yarıda bırakmak) cezalandırılsın diyorsunuz.

Bunun asıl sebebi de sponsorlar kaçmasın! Yoksa ben 4. tur bitiminde gidip başhakeme dilekçemi verip yada zaman bulamazsam sözlü olarak 5. ve sonraki turlara katılamayacağımın bildiriminde bulunsam bu hangi rakibe saygısızlık anlamak mümkün değil! Bu konunun arkasındaki asıl düşünce "Hani 100 sporcu olacaktı, son gün sponsor firmamızın bilmem ne müdürü geldi, salonda 70 kişi yoktu, biz bir daha sizin turnuvanıza sponsor olmayabiliriz!" gibi tepkilerle karşılaşılması kaygısıdır. Yoksa gerçekten turnuva ve sporcular düşünülse, bırakın sadece tüm turnuvayı yada turnuvadaki sporcuları, Tüm Türk Satranç Camiası ile dalga geçercesine, "Kim ne kadar ödül alacak ben belirlerim ve elini kolumu sallaya sallaya ülkeme dönerim!" dercesine hareket eden Gürcü için en azından 1 tane somut adım görürdük.

Aman siyasi destek görelim, milletvekili yakınını 4. turdan turnuvaya sokup, 6. turdan sonra bırakmasına izin verelim. Aman seçimlerde desteklediğimiz Gürcü ECU başkanının şike yapan vatandaşına karşı bir yanlış yapmayalım, aramız bozulmasın. Aman turnuvayı kimse terk etmesin ki sponsorlar kaçmasın!

Turnuvayı yarıda bırakan gariban Türk sporcusu mu? Lisansını doldurun hainin!
Ara
Cevapla
“Nihayet açıkça da yazıldı, turnuvaların yarıda bırakılmasının istenmemesinin en önemli sebeplerinden biriorganizatörlerin ve/ya sponsorların (paranın) satrançtan uzaklaşmasını istememek! “ Tutku DİNÇER
(TAMAMEN KENDİ BAKIŞ AÇIMLA VE SON YAZINIZIN BANA YAZILDIĞINI DÜŞÜNEREK YAZIYORUM. EĞER BEN KAST EDİLMEDİYSEM YA BU YAZIMI GEREKSİZ YERE OKUMAYINIZ, YA DA YUKARIDAKİ CÜMLE VE FİKRİN KİME AİT OLDUĞUNU DÜŞÜNDÜĞÜNÜZÜ AÇIKLAYINIZ!)

Tutku Bey,
Ya siz farklı pencereden bakıyorsunuz. Ya da ben anlatmak istediklerimi anlatamıyorum. Yukarıdaki tespit tarafınızdan yapıldı ama kim böyle olduğunu söyledi size?
Bakın, destekleyici kuruluşun en öncelikli beklentisi kendisini toplum hizmeti içinde olduğunu topluma göstermektir. Bunun kendi açısından kendisine getirisi vardır.
Ama kusura bakmayın ki ben hiçbir zaman sizin yukarıdaki tespitinize bu açıdan yaklaşmadım.
Temel fikir ayrılığımız buradan başlamaktadır.
Siz, sponsorların her şeye rağmen satrançtan uzaklaşmamalarını sağlamak için yerli ve yabancı sporcuların turnuvayı yarıda bırakmamalarını istediğimi mi düşünüyorsunuz? İnanmıyorum ama eğer bu sonuca vardıysanız, tamamen yanlış düşündüğünüzü açıkça ilan ederim! O zaman benim genel olarak spora bakış açımı yeterince tanımadığınızı düşüneceğim.
AÇIKÇA BELİRTMELİYİM Kİ;
“TURNUVALARIN YARIDA BIRAKILMAMASINI İSTEMEMİN EN ÖNCELİKLİ SEBEBİ SPORU ve SPORCUYU KORUMA ANLAYIŞIMDIR.
Tutku kardeşim,
Ben geçmişin spor anlayışıyla bu güne geldim. Kırk yıl öncesinde nerede sponsor vardı Allah aşkına?
Benim spor anlayışımda öncelikle sağlık ve spor etiği-ahlakı gelir. Gerisini konuşmama gerek var mı?
Ama günümüz şartlarında destekleyici kurum ve kuruluşların spor anlayışını benimsedikleri kendi hedefleri doğrultusunda adım attıklarını görüyoruz. Bizim onlarla görüşmelerimizi önemsiyorum. Onların desteklerini elbette önemsiyorum. Ama bu durum ile sizin bu satırların en başındaki tespitiniz ( eğer kast edilen benim yazılarımdaki sponsor konusu ise) fikirsel bakış açısından taban tabana aykırılıklar arz eder. Bu görüşe katılamam.
Sponsor çok şeydir.
Ama sporun etiğini bitirme anlamında da “herşey” de değildir.
Yeterince açık sanırım.
“Satranca saygı, rakibe saygı ve benzer nedenler geri sıralarda kalıyor ve bahane olarak kullanılıyor. Yine aynı şekilde bahane olarak kullanılan başka birşey ise şike. Şike yapan oyuncu/lar bu, şikeyi turnuvayı bırakarak yaptığı için turnuva bırakmak ile şike aynı şeymiş gibi gösterilmeye çalışılıyor, öyle bir algı oluşturulmaya çalışılıyor ve bu sayede kamuoyu oluşturulmak isteniyor."

Hayır! Buna da açıkça itirazım var.

Böyle bir düşüncem ve amacım hiçbir zaman olmadı. Turnuvayı zorunlu olmadıkça bırakmak spor etiğine aykırıdır. Diğer sporculara saygısızlıktır. Organizasyona karşı duyarsızlıktır. Aslında geleceğini baltalamaktır.
Şike ile aynı kulvarda değerlendirmiyorum.
Şikenin de ayrı bir toplumsal içeriği vardır. Çıkar amaçlıdır. Her katılımcı için kurallarla belirlenen yolun dışına çıkmak, kural dışılığı benimsemektir. Konuyla ilgili oalrak onlarca yazım var bu sayfalarda.


“SATRANÇ CAMİASININ ASIL KARŞI OLDUĞU ŞEY ŞİKE YAPILMASI, SON MAÇA ÇIKMAYARAK BİLEREK KAYBEDİLMESİ VE PARA ÖDÜLLERİNİ KAZANACAK KİŞİLERİN MASA BAŞINDA BELİRLENMEMESİ!

Hal böyleyken, son tura çıkmayarak ELO dahi kaybetmeden kimin para ödülü alacağını ve ne kadar alacağını belirleyen/ler ceza dahi almazken, turnuvayı kendisini formda hissetmediği için yarıda bırakacakların lisansının dondurulması isteniyor!”


Evet lisansı dondurulmalı belki.
Ama ben bunu ilk yaptığında farklı “uyarıyla”, ikincisinde ”yaptırımla”, üçüncüsünde ise dönemlik ya da sürekli olarak “dondurulmasından” bahsettim.
İsterseniz sonsuza kadar terkler ve şikeler serbest olsun.Undecided

"Sapla samanı karıştırmayın, turnuvayı mazeretsiz bırakmak şike yapmak değildir. Turnuvayı son turda bırakmak, şikenin yöntemlerinden sadece birisidir."

Evet, karıştırmadım. Şike amaçlı terkler de olabilir, bireysel amaçlı terkler de, zorunlu terkler de…

Ben keyfi terkler ile şike amaçlı terklere karşıyım.
Masum ve makul terkler olabilir. Bundan yıllar önce, Antalya da TÜRKİYE BİRİNCİLİĞİNİN 6.turunda sağlık ve ailevi sebeple dilekçemi vererek turnuvayı terk ettim. Oysa onca otel parasını önceden ödemiş ve onca masraf yapmışken…

Odun örneğinizi dikkate almadım ama aşağıdaki yakıştırmacalarda gerçek payı da yok değil;

“Bunun asıl sebebi de sponsorlar kaçmasın! Yoksa ben 4. tur bitiminde gidip başhakeme dilekçemi verip yada zaman bulamazsam sözlü olarak 5. ve sonraki turlara katılamayacağımın bildiriminde bulunsam bu hangi rakibe saygısızlık anlamak mümkün değil! Bu konunun arkasındaki asıl düşünce "Hani 100 sporcu olacaktı, son gün sponsor firmamızın bilmem ne müdürü geldi, salonda 70 kişi yoktu, biz bir daha sizin turnuvanıza sponsor olmayabiliriz!" gibi tepkilerle karşılaşılması kaygısıdır.”

Bir daha söyleyeyim öncelikli sebep bu değildir.
Ama bunun da hiçbir etkisi olmaz mı? Böyle düşünebileceklerini düşünmüyor musunuz? Buna hakları yok mu?
Benim kaygım destekleyici kurumun böyle kararı değil, onu bu yöne çeken spor ahlakına uymayan çekilmeler, keyfi terkler, olası şikeler ve bu durumların o yerelde ayyuka çıkması, sponsorun sebebiyle desteğiyle düzenlenen bu etkinliklerin kirlenmesidir.


"Aman siyasi destek görelim, milletvekili yakınını 4. turdan turnuvaya sokup, 6. turdan sonra bırakmasına izin verelim. Aman seçimlerde desteklediğimiz Gürcü ECU başkanının şike yapan vatandaşına karşı bir yanlış yapmayalım, aramız bozulmasın. Aman turnuvayı kimse terk etmesin ki sponsorlar kaçmasın! "


Böyle düşünülseydi bu konunun kahraman sporcularını henüz belirttiğiniz gibi -yönetmelik aşamasında bir soruşturma açılmamışken bile- İstanbul ve İzmir’de de görürdük öyle değil mi? Sizce izin verildi mi acaba oynamalarına. Ben bunu henüz yasal düzenleme yapılmamışken bile bir somut adım olarak görüyorum.
AMA KALICI DÜZENLEMELERDEN YANA OLDUĞUMU BİLİYORSUNUZ SANIRIM.

Turnuvayı yarıda bırakan gariban Türk sporcusu mu? Lisansını doldurun hainin!”


Şu lisans doldurma herhalde lisans dondurma olacak ki bu konuda ayırt etmeksizin fikrimi belirtmiştim.

NOT:"Tutku Bey eğer hala okuyorsanız BÜYÜK İHTİMALLE ÖNCEKİ YAZINIZ BANA YAZILMIŞTIR.
Yanılıyor muyum?
"


SELAM ve SAYGILARIMLA.
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
Aşkın Bey,

Farklı konulara değinip, konuyu farklı boyutlara taşıyarak bir yere varamayız. Daha doğrusu tek bir yere varırız, o da bu tür konuların forumlarda tartışılmasını, dile getirilmesini istemeyen, herşeyi kontrol altına almak isteyenlerin varmamızı istediği yer olur. Siz bu amaca istemeyerek de olsa hizmet etmeyin.

Daha önce inanmadığımı belirttiğim "sizin burayı kontrol altında tutma, tartışmaları istenilen şekilde yönlendirme ile görevli olduğunuz" komplo teorisi gerçek olabilir mi diye düşünmeye başladım ben de artık yavaş yavaş...
Ara
Cevapla
Tutku Bey,
Gerçekten istediğiniz gibi düşünebilirsiniz.
Ama gördüğüm yanlışları susmayıp başkaları gibi yutmamı da istemeyin benden.
Doping konusunda yazılanları okumadınız mı, farkında değil misiniz?
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
Ben de tam olarak gördüğünüz yanlışlar karşısında susmamanızı istiyorum sizden!

Turnuvaya 4. turdan girip, 6. turda çıkan milletvekili yakını hakkında usulen tek bir mesaj yazdıktan sonra ben talimatın Ankara'dan geldiğini yazınca bu konuda bir daha dişe dokunur bir mesajınızı göremedik.

Gürcü'ye TSF ceza vermeyeceği için vermeyecek değil, yasal düzenlemelerden dolayı veremeyecek algısı oluşturmaya yönelik mesajlar attınız. Bir sonraki turnuvaya almamak marifetmiş gibi de bunu belirtip duruyorsunuz. O işin idari tedbir kısmı, ceza kısmı değil.

Doping konusunda yazacaklarım var. Konu gerçekten dopinge gelince. İşin satrançlık bir boyutu yok zaten. Kendi kendimize gelin güvey oluyoruz.
Ara
Cevapla
Şu 4. turdan girip . turdan çıkan sporcu(?) için sizden bilgi istemiştim.
Tanıklık yapmışsınız. Bana bu bilgiyi bu satırlardan ya da özelden gönderdiğinizi hatırlamıyorum.
İsimler ve kişiler- sorumlular belli olduktan sonra sustuğumu düşünüyor olmalısınız.
Sır gibi saklayan ben miyim?
Bu konuda bir bilgi ulaştırabilir misiniz bana?

Beni bilgilendirin lütfen.
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
Yapmayın Aşkın Bey, bilmeyen mi var? İstiklal marşı okunduğunun bilgisi bile (forumda yazmanız için) size veriliyorsa, bu olay hakkındaki bilgileri de istediğinizde size verirler. Yeter ki siz o bilgilere ulaşmak isteyin. Daha önce dediğim gibi, ben hamlemi yaptım, benden karşı taraf yerine de oynamamı beklemeyin! (bu cümle size tanıdık gelecektir.) Zaten şahısların da önemi yok. Önemli olan kafa yapısı. Milletvekili yakınına serbest, Gürcü'ye serbest, gariban Türk oyuncunun lisansı dondurulsun!!!
Ara
Cevapla
"Yapmayın Aşkın Bey, bilmeyen mi var? "
Tutku Bey,
O zaman neden sizden başkası bundan bahsetmiyor, bilgi vermiyor?

"Daha önce dediğim gibi, ben hamlemi yaptım, benden karşı taraf yerine de oynamamı beklemeyin! (bu cümle size tanıdık gelecektir.) Zaten şahısların da önemi yok. Önemli olan kafa yapısı"

Nasıl hamle bu, anlayamadım.
Satranç problemi hazırlamış gibi; İSTEYEN BULUR, KAZANIR. Benim kurum içi araştırma yapmamı mı istiyorsunuz? "Görev açısından beni aşar " demiyorum. Ben böyle bir olayın gerçek olup olmadığını öğrenmek istiyorum. Olayı yaşayanlardan. Saklayanlardan değil!
Bu olaya tanık olduğunu söyleyen siz değil misiniz?
O zaman; yer, tarih, turnuvada adı ve kişileri de bir şekilde dolaylı olarak itham altına aldınız.
Ben gerçekten bilmiyorum olayı ve yeri.
Hangi milletvekili, Ankara dan kime telefon edildi, kim etti, hangi tarihte?
Siz yaşamışsınız eğer doğruysa. Böyle atıp bırakmak olmaz.
Hukuksal boyutta bir tutanak da tutabilirdiniz. Sonuçta kurallara aykırılığı yaşamış ve tanık olmuşsunuz. Sadece siz de değil, onca sporcu!

"İstiklal marşı okunduğunun bilgisi bile (forumda yazmanız için) size veriliyorsa, bu olay hakkındaki bilgileri de istediğinizde size verirler."

Bana kimse bilgi vermedi Tutku Kardeşim.
"Açılış töreninde istiklal marşı ve saygı duruşu unutuldu mu?" başlıklı ve sn. Erdem Pekol' a ait bir yazıdan öğrendim.Ondan sonra da katılımcı arkadaşlar ile görüştüm.

Milletvekili yakınına serbest, Gürcü'ye serbest, gariban Türk oyuncunun lisansı dondurulsun!!!
Bakın bu yakıştırma size ait.
Benim böyle bir şeyi savunduğumu mu gördünüz, duydunuz?
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
Tutku Dinçer'in bahsettiği olayı ben de biliyorum ama yeni bir olay değil. Türkiye'de en fazla hakemlik ( Bashakemlik) ve gözetmenlik yapmiş birinin bu turnuvanın da başhakemi olduğu söylenir.

Ne kadar doğru bilmem.
Ara
Cevapla
O zaman yalan rüzgarına döner bu iş.
Cesurca açıklama yapacak kimse yok mudur?
Yoksa böyle bir olay yok mudur?
Ya var, ya yok, öyle ya hangisi?

Rumuzla yazanlar da cevap verebilir, ama -ismini açıklamak istemeyen gizli tanık sıfatıyla- "ti" ye alınmayacağını düşünüyorum.

İsimle yazanlardan ses çıkmadığına göre...
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
Merhaba, uzun zamandır forum sayfasına bakmıyordum, bugün bir arkadaşım arayarak haber verdi ve bu vesileyle forumdaki gündemlere bakabildim.

Adı geçen olay gerçekten olmuştur, benim organizasyonunu yaptığım Maltepe Carrefoursa Turnuvasında gerçekleşmiştir.

2 Ağustos 2010 tarihinde gerçekleşen olay şu şekilde oluşmuştur.

Milletvekili olduğunu söyleyen kişi ( Ahmet Tan ) ilk önce hakemlerden birine ve onun vasıtasıyla da bana geldi ve yeğeninin oynamak istediğini, turnuvaya katılmak istediğini söyledi. Amacı alışveriş mağazasından bir yetkili bularak yeğenini oynatmaktı sanırım. Bu nedenle hakemlerden biri benim yanıma getirmişti. Kendisine organizasyon olarak biz herkesin oynamasını isteriz ama belirli kurallarla turnuva yönetildiğini anlattım. Turnuvanın ikinci günü olduğu için kurallara göre alınamayacağını söyledim. Aynı cevabı daha sonra yanına götürdüğüm başhakem olan Simten Hanım'dan aldılar ve ben de bu olay gerçekleştiğinde yanındaydım. Kendilerine organizasyon olarak herkesin satranç oynamasını istediğimizi ve son gün simültane gösterisine katılarak bir ustaya karşı oynayabileceğini söyledim.

Bunun dışında kendisine -yeğenine- satranç oynamasının bizim için sakıncası olmadığını, tur arasında gelebileceğini ve kendisiyle oynamak isteyen kişilerle oynayabileceği söylendi, organizasyon olarak bu konuda destek olabileceğimizi söyledik. Baş hakem de aynı açıklamayı yaptı, yanlış hatırlamıyorsam ABD'de yaşayan bu çocuk yarışmalara katılıyormuş ve burada da yarışmaya girmek istemiş. Milletvekili bu konuda ısrarlıydı. Sonra ben bir sonraki tur yapılacak ikramlar için yanlarından ayrıldım.

Bir tur sonra bahsedilen çocuğun, o tur ayrılan bir sporcunun yerine oyuna dahil olduğunu baş hakemden öğrendim, baş hakem bu konuda turdan önce bir anons yaptı. Misafir en alt masada sanırım tur atlayacak olan bir çocukla oynadı ve o gün maçlar bittikten sonra da görülmedi.

Bu tur başladıktan sonra turnuva hatıra defterini velilere ve katılımcılara yazdırırken sanırım Madodaydık, burada karşılaştığımız Milletvekili ne yazdırdığımızı merak ederek sohbet başlattı.

Turnuvaya katılanların hatıra olarak düşüncelerini ve duygularını yazdırıyoruz, şeklinde açıkladıktan sonra kendisi de yazmak istedi. Ben de sırası geldiğinde yazdırdım. Bu noktada sanırım, kendisine hayır diyenlerden biri olduğum için turnuvaya katılma olayını anlattı, öğrendiğim kadarıyla Ankara'da satrançla ilgili olduğu için milletvekili arkadaşı Emrehan Halıcı'yı arayan Milletvekili, daha sonra onun federasyondan başka birini araması sonrası, aranan bu kişi de sonrasında Başhakemi arayarak çözülmüş olay.

O gün ilk tura gelmeyerek, turnuvadan çıkarılacak sporcu yerine onun yeğeninin ismi yazılarak bir çözüm bulduklarını anlattı.

Sanırım yeteri kadar aydınlatıcı ve açıklayıcı olmuşumdur.

Aşkın Hocam, geç haberim olduğu için geç yazdım, hatta daha evvel bir yerde daha bu konu yazılmıştı. O dönem UKD'ye dahil değildi turnuva konseptimiz bundan da bahsedilmişti. Konuyla ilgili daha ayrıntılı bilgileri Aşkın Hocam kimlerden öğreneceğinizi artık biliyorsunuz.

Benden bu konuda bilgi isterseniz her zaman verebilirim. İletişim bilgilerim sizde vardır.

Saygılarımla.
Menderes Sargın
Satranç Akademisi
Eğitim Merkezi
Ara
Cevapla
Menderes Bey, bizi aydınlattığınız ve konunun ayaklarının yere basmasını sağladığınız için teşekkür ederim.
Ancak sormam gereken bir konu var, siz bu konuda her hangi bir şey yaptınız mı? Yoksa UKD'ye dahil değil diye boş mu verdiniz?
Ara
Cevapla




Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi