SOMUT ÖNERİLER POTASI
#41
Yusuf bey merhaba,

Sayın Taşan bu tür sorulara cevap vermiyor.
Ben de aynı soruyu daha önce sormuş ve cevapsız bırakılmıştım.
Bilginiz olsun.
Cevapla
#42
Sn. ÖMÜR, sn. BENER,
Özgür Satranç Forum'da sizlerin de beklentisine tercüman olarak SOMUT ÖNERİLER POTASI adı altında bir başlık açtım. Burada aklı selim tüm üyelerin değerli önerileri var.

Ben tüm önerilerin bu ortamda dağılıp gitmemesi, sürekli olarak gündemde kalması için, öneriler geldikçe de maddeleyip tekrar gündemin başına alıyorum.


Bunun bir değeri olduğunu sanıyordum.



Ben bu girişimimi kendi adıma yaptım. Son haliyle de yönetim kuruluna ilgili koordinatör üye aracılığıyla Ağustos ayının sonuna doğru Kocaeli' de sundum.

Aslında görev alanıma bakarsanız, bu başlık tamamen angarya bir iştir.
Ama ben bazı yerinde önerileri sürekli canlı tutmak istiyorum.
Niyetim de budur.

Angarya dedim çünkü bu konuyu aslında ben de değil; benim dışımda herhangi bir forum üyesi de yapabilir, benzer şekilde düzenleyebilirdi.
Böylece forumdan üyelerce yazılmış öneriler kutusu sürekli gündemde kalırdı.


Ama bunun TSF de belli bir kurulda fahri olarak çalışan birinin yapmasının ayrı bir önemi vardır.

Bunun takdir edilmesini istemiyorum.
Ama yara da almamalı!


Sizlere cevap vermemek gibi bir lüksüm de yok. Çünkü bu yol böyle bir yoldur.
Ben de sizin yerinizde olsam aynı haklı tepkileri verir, sorardım: "Ne oldu diye?"
Umarım yeni YK toplantısında bu önerilerin görüşülmesi gündeme alınır.
Bakın buradan, ÖSF dan ne yazdım?
Herkes; üyeler, YK, kurul görevlileri okuyor değil mi?

Bu konuda benim yapabileceğim daha artı bir iş varsa belirtiniz lütfen.

Ben de bir çok öneri için sabırsızlanıyorum. Ama umudumu da koruyorum.

Ben takipteyim.
Bazı öneriler yeni statüye göre başka bir değer de kazanmış olabilir.

Yusuf bey merhaba,

Sayın Taşan bu tür sorulara cevap vermiyor.
Ben de aynı soruyu daha önce sormuş ve cevapsız bırakılmıştım.
Bilginiz olsun.


Sayın BENER,
Burada şahsıma bizzat sorulmuş hiçbir soruya cevap vermemek gibi bir davranışım ya da amacım, düşüncem yoktur.
Kasıtlı olarak değil, ama makul sebeplerden dolayı da cevap verememiş olabileceğim düşüncesini es geçip kesin bir yargıda bulunmuşsunuz.
Unutmuş, görmemiş de olabilirim öyle değil mi?
Belki bu kadar yazı yazan birisi olarak bilgisayarım çökmüş, bakımdan teni almış da olabilirim.
Belki de beklediğim bir haber olamaz mı?

Konuyu çok önemsediğinizi, toplum adına beklenti içinde olduğunuzu düşünüyorum. Tarafıma gelen cevabı paylaşacağımı da bilirsiniz tahmin ederim.

Ama lütfen benim adıma davranışlarımda karar vermeyiniz.
Düşüncenizin doğruluğundan emin olamazsınız, öyle değil mi?

İyi bayramlar dilerim.



Selam ve sevgilerimle...
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#43
Sayın Taşan,

Ben öneri potalarının ne kadar kıymetli şeyler olduğunu gayet iyi biliyorum.
Emin olun her vatandaş biliyor.
Ama daha önemli olan şey şu: Bu potaları birilerinin dikkate alması gerekir.

Detay için şurayı okumanızı istirham ederim. Çok güzel örnekler var:
http://www.capital.com.tr/-sirketlerde-o...19353.aspx

Benim sorum şöyleydi:
"Üç aydır öneri toplanıyor, bir değerlendirme yapıldı mı? Durum nedir?"

Şu yukarıdaki son yazınıza kadar bir cevap gelmedi.
Sizden cevap bekleme hakkımız var mıydı? Cevabını siz vermişsiniz zaten.

Cevabınız şu şekilde: "Ben topladım, ilettim, angaryayı yüklendim, gerisi yönetim kuruluna kalmış."

Teşekkür ederiz.
Cevapla
#44
Sn. Bener,
İlgili yazıyı okudum. Aydınlandığım yerler oldu. Teşekkür ederim.

Farkında mısınız bilmiyorum ama ben 23 aydır BİRLİKTELİK diyorum.
Bunun için kendi alanımda tek başıma çabalıyorum.
Elbette sizleri olağan gelişmeler karşısında bilgilendirmek isterim.
İnanın bu satranç adına yaşayacağım en büyük onur ve mutluluk olur.

Aslında bu beklenti sadece ÖSF DA yok.
İl TEMSİLCİLİKLERİ TOPLANTILARINDA ve KULÜPLER TEMSİLCİLERİ TOPLANTILARINDA DA DAHA GENİŞ ÖNERİLER GELDİ ve NOTLAR ALINDI.
Umutla beklediğimi bir kez daha söylemeliyim.
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#45
ÖNERİ - X ;

Önce bir soru, bir ulusal veya uluslararası turnuvanın "hakem giderlerini" TSF mi karşılar?
Eğer karşılar ise; bir şehirde turnuva düzenlemek neden bu kadar zor oluyor? Turnuvaya katılanların katılım paylarından pekala para ödülleri karşılanamaz mı? Geriye kaldı GM ve IM lerin konaklamalarının turnuva organizasyonu tarafından karşılanması.. çözüm; karşılanmasa olmaz mı? gelmezler mi?

öneriye gelelim; Eğer "hakem giderleri"ni TSF karşılamıyor ise KARŞILAMASI nı öneriyorum.

ÖNERİ - XX;

TSF; Antalya, İstanbul, İzmir, Ankara, Bursa, Eskişehir, Çanakkale ve benzer büyük illerimizdeki TSF il temsilciliklerini yılda 1 defa ulusal veya uluslararası turnuva düzenlemeleri konusunda zorunlu tutsun..Bunu yapmayan / yapamayan il temsilcisini derhal görevden alsın.. görevden alsın ki, yapabilecek insanların önü açılsın..
Ara
Cevapla
#46
Yusuf Bey merhaba,
Aslında sadece bir konuda yazma niyetim var. O da YENİ STATÜ ve ÇÖZÜM YOLLARI dır.
Ancak sorunuzu yine de cevaplayacağım, duyarsız kalamam.

Aslında bu konu da çözüm yollarını içermektedir.
Ben il temsilciliği konusunda son zamanlarda başka bir görüşe sahip oldum.

Şöyle ki;

İl temsilciliği bir meslek olmayı hak etmektedir.
Mesleki şartları;maaşı-ücreti, ofisi olmalıdır.
Ayrı bir asli görevi olmamalıdır. Zamanını ve enerjisini satranca ayırabilmelidir.
İşini yaparken asli mesleğinden izin almak, zaman çalmak zorunda kalmamalıdır.
Ya da, görevi il temsilciliğini yapabilmesine engel teşkil etmeyecek esneklikte bir görev de olabilir.
Bunun dışında emekli veya işsiz biri de olabilir.

Ancak,

En öncelikli koşul olarak satranç için yönetim bilgi ve yeteneği yeterli, ekip kurabilme konusunda deneyimli, doğru dinamiklere ve adreslere rahatlıkla ulaşabilen, projeleri olan, tanınmış bir kişi özellikleri avantajdır elbette. İstekli ve gönüllü olması da önemlidir.

Önemli ve kanayan bir yaradır. Konuşulmalı ve yerinde eleştirilmelidir. Eleştiride hakkaniyetli ve adil olunmalıdır.
Hiçbir etkisi olmayan il temsilcilerini savunmanın da bir anlamı olamaz.

Bu konuda bir istatistik yapıldı mı bilmiyorum ama il temsilcilerinin % 90 ının farklı asli bir görevi var. Bir kısmı da bu göreve gönülsüzce gelmiş sanki.
Yıllardır aynı görevde olanlar da var.

Ben il temsilcilerinin dönem sonu faaliyet raporu ve değerlendirme kriterlerine göre performans puanlaması yapılmasını önerdim.
Bekliyorum.

Diğer konuları da size ayrıca yazacağım.

Selam ve saygılarımla...
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#47
İl temsilciliği suni bir oluşumdur ve il temsilcilikleri kaldırılmalıdır.

Turnuva ve tüm satranç organizasyonları derneklerle ve satranç merkezleri üzerinden yapılmalıdır. Devlet derneklerle satranç merkezlerine kaynak ayırmalı, denetlemeli ve somut performans kriteri ile (yılda kaç ELO ortalamalı, kaç turnuva yapıldı, kaç eğitim verildi) bu tahsisi belirlemelidir. Turnuvalar ücretli olmalı, ligler ve kulüpler yapılandırılmalıdır. Yurtdışında ve tüm dünyada uygulanan model budur.

Bu model antrenörlerin daha iyi iş bulmasını, öğrencilerin daha iyi eğitim almasını, istihdamı ve somut performansı destekler.

"İl temsilciği meslek olsun" düşüncesi ise mizahi değer taşıyor ama kavramsal olarak mümkün değil. Meslek ancak bir eğitimden ve öğrenimden geçen insanların yasalarla tanımlanmış ve sisteme kayıtlı profesyonel işlerinin tanımıdır. Marangozluğun bir tanımı vardır mesela, beni atama yolu marangoz yapamazsınız. Bunun gibi kimseyi atama yolu ile tıp doktoru, zeytin eksperi, hemşire, bilgi işlem uzmanı da yapamazsınız. Somut meslekler ancak arka planında uzun süren öğrenim ve eğitim süreçlerinden sonra kazanılır.

Ha keza marangozların ticaret odasında sektör temsilcisi var mesela, meslek odaları var, çıraklık meslek yüksek okullarında öğrenim süreçleri var.

O sebeple kafanıza göre seçip atadığınız birine meslek payesi veremezsiniz, böyle bir tanım yok (kusura bakmayın ben beden öğretmenliği yapamam, ne tekniğini ne pedagojisini ne de süreçlerini bilmiyorum; cerrahlık da yapamam, veya tarihçilik yapamam, Ateş beyin veya İskender beyin uzmanlığı o. Sizde şu hukukçuluk özentisinden vazgeçseniz diyorum).

Ayrıca bu ülke satrancına hiçbir katkısı olmayan Ankara, İstanbul gibi il temsilcilerine bir de ofis hediye edip maaş verdiniz mi kamu vicdanı fena sızlar.

Ayrıca "emekli veya işsiz biri de olabilir" lafı tam bomba olmuş. Ben hiç değilse kaldırılsın diyorum, siz yerin dibine sokmuşsunuz Big Grin
Ara
Cevapla
#48
İl Temsilcileri maaş almadıkça performans kriterleri veya yıllık raporlarla değerlendirmek de ancak yarım bir çözüm olur. Hiç yoktan iyidir. İl Temsilciliğinin en yakın olabileceği iş bir tür spor yöneticiliğidir. GSGM ve çerçeve statü vs. gibi mevzuat içinde bir çözümü olabilir. Araştırılabilir.

Ayrıca İl Temsilcileri sadece bu işi yapmalı ki bir iş yarasın. Yoksa kendi PR projelerinin (ufak veya büyük sonuçta film yıldızlarından bahsetmiyoruz) bir parçası haline geliyor. Kişisel olarak birini bahsetmiyorum ama böyle bir tehlike olduğunu gözlemledim.
Ara
Cevapla
#49
(28-10-2014, 11:23)Mojo Jojo Nickli Kullanıcıdan Alıntı: İl temsilciliği suni bir oluşumdur ve il temsilcilikleri kaldırılmalıdır.

Turnuva ve tüm satranç organizasyonları derneklerle ve satranç merkezleri üzerinden yapılmalıdır. Devlet derneklerle satranç merkezlerine kaynak ayırmalı, denetlemeli ve somut performans kriteri ile (yılda kaç ELO ortalamalı, kaç turnuva yapıldı, kaç eğitim verildi) bu tahsisi belirlemelidir. Turnuvalar ücretli olmalı, ligler ve kulüpler yapılandırılmalıdır. Yurtdışında ve tüm dünyada uygulanan model budur.

Bu model antrenörlerin daha iyi iş bulmasını, öğrencilerin daha iyi eğitim almasını, istihdamı ve somut performansı destekler.

"İl temsilciği meslek olsun" düşüncesi ise mizahi değer taşıyor ama kavramsal olarak mümkün değil. Meslek ancak bir eğitimden ve öğrenimden geçen insanların yasalarla tanımlanmış ve sisteme kayıtlı profesyonel işlerinin tanımıdır. Marangozluğun bir tanımı vardır mesela, beni atama yolu marangoz yapamazsınız. Bunun gibi kimseyi atama yolu ile tıp doktoru, zeytin eksperi, hemşire, bilgi işlem uzmanı da yapamazsınız. Somut meslekler ancak arka planında uzun süren öğrenim ve eğitim süreçlerinden sonra kazanılır.

Ha keza marangozların ticaret odasında sektör temsilcisi var mesela, meslek odaları var, çıraklık meslek yüksek okullarında öğrenim süreçleri var.

O sebeple kafanıza göre seçip atadığınız birine meslek payesi veremezsiniz, böyle bir tanım yok (kusura bakmayın ben beden öğretmenliği yapamam, ne tekniğini ne pedagojisini ne de süreçlerini bilmiyorum; cerrahlık da yapamam, veya tarihçilik yapamam, Ateş beyin veya İskender beyin uzmanlığı o. Sizde şu hukukçuluk özentisinden vazgeçseniz diyorum).

Ayrıca bu ülke satrancına hiçbir katkısı olmayan Ankara, İstanbul gibi il temsilcilerine bir de ofis hediye edip maaş verdiniz mi kamu vicdanı fena sızlar.

Ayrıca "emekli veya işsiz biri de olabilir" lafı tam bomba olmuş. Ben hiç değilse kaldırılsın diyorum, siz yerin dibine sokmuşsunuz Big Grin

Yerin dibine sokmak mı?

Sizi asla cahil biri olarak bulmuyorum. Ama bu yaklaşım nedense bana çok temelsiz geldi.
Temel bilgi şudur.
Emekli veya işsiz biri dedim ve arkasındayım.
Emekliden kasıt, hayat birikimi olan ve enerjisini bu yönde kullanabilecek bir kişi olabilir. Tabi diğer temel şartları da burada tekrar etmeliyim.
Siz özellikle es geçmişsiniz de!
Ne yazmışım bir bakalım.

M. Aşkın TAŞAN:
"İl temsilciliği bir meslek olmayı hak etmektedir.
Mesleki şartları; maaşı-ücreti, ofisi olmalıdır.
Ayrı bir asli görevi olmamalıdır. Zamanını ve enerjisini satranca ayırabilmelidir.
İşini yaparken asli mesleğinden izin almak, zaman çalmak zorunda kalmamalıdır.
Ya da, görevi il temsilciliğini yapabilmesine engel teşkil etmeyecek esneklikte bir görev de olabilir.
Bunun dışında emekli veya işsiz biri de olabilir.

Ancak,

En öncelikli koşul olarak satranç için yönetim bilgi ve yeteneği yeterli, ekip kurabilme konusunda deneyimli, doğru dinamiklere ve adreslere rahatlıkla ulaşabilen, projeleri olan, tanınmış bir kişi özellikleri avantajdır elbette. İstekli ve gönüllü olması da önemlidir."


BUNLARDAN HANGİSİNE İTİRAZINIZ VAR?

...

Marangozluk atama ile yapılmaz elbet. Çok gereksizce yazmışsınız. Bunu tabi biliriz.

Ama sizin bilmediğiniz belli olan şey il temsilcilerinin de mesleki dayanağı olarak bu ülkede böyle kurumlar olduğudur.

Bakın, BESYO ların üç bölümü vardır.
1- Beden Eğitimi öğretmenliği,
2-Spor Yöneticiliği,
3-Antrenörlük.

Spor yöneticiliği bu iş için uygundur. Ancak ülkemizde artık beden eğitimi dersleri gereksiz görüldüğünden ve KPS kepazeliğinden ne artık beden eğitimi öğretmenliği ne de spor yöneticiliği eski değerinde değil. Bu bölüm mezunları spor uzmanları eğer kadro açılırsa İl Müdürlüklerinde il temsilcisi olarak da çalışabilirler. Ayrıca ofisleri de olur. Kira ödemeden. Hem de il temsilciliğine ait resmi alanda...

Tüm bunlar hukukidir sn. Mojo Jojo!

Ama bu kullanılmamaktadır. Aslında yapılabilir bir düzenlemedir.

Bir hukukçu olarak bunları önce sizin fark etmenizi ve toplumu aydınlatmanızı beklerdim. Varsın benim gibi beden eğitimi öğretmenlerine bu aydınlatma işi için en son sıra gelsin razıyım.

Örgütlü toplumlarda bu böyledir.

BESYO Spor yöneticiliği bölümünden mezun olup da atanamayan binlerce kendisini üniversite hayatı olarak kanıtlamış, ancak bilinçli olarak işsiz bırakılmış insanlarımız var bu ülkede.

Onların hukukunu siz savunun Mojo Bey!
Hukukçuluk özentisinde değilim. Asla da bu tip ukalalık da taslamam.

Ama bu ülkede evrensel hukuk lazım olduğunda elbette araştırırım.
Son STATÜ DÜZENLEMESİ hukuksal temellere dayanmıyor mu?
Sevgili Tutku DİNÇER istedi ben yaptım. Elbette görüş beklerim.
Çünkü buna muhtaç olduğumuzu biliyorum.

Ha yeri gelmişken, şu işsiz...
Olabilir diyorum hala.
Ona da bir iş.
Yapabilecekse, başarabilecekse neden olmasın?
Sizin tarif ettiğiniz, beğenmediğiniz il temsilcilerinden daha çok işe yarayacaksa neden olmasın?

Bugün üniversite mezunu olmayanların devletin en üst kademelerinde cirit attığını görmek ve bunu topluma yazmak için rumuz kullanmak gerekmiyor sn. Mojo Jojo.
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#50
Valla şu polemiklerden ben de bıktım ama ya şu anonymus konusunda cehaleti aşamıyoruz veya fikirsel tıkanıklık durumunda, tek müshil bu oluyor. Buna altta döneceğim ama önce şu amatör hukukçuluk konusu:

(28-10-2014, 21:29)M.Aşkın TAŞAN Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Sevgili Tutku DİNÇER istedi ben yaptım

Siz hiçbirşey yapmadınız. Mecbur kaldığım için yazıyorum, lütfen okuyanlar ukalalık olarak bakmasın. Yüzlerce yabancı sözleşme inceledim, birçok yeni mevzuat için sayısını unuttuğum kadar uluslararası rapor hazırladım. Hiçbir hukuk metni böyle ilkel bir metodoloji ile incelenmez.

Metni önce ana fikrine göre parçalara ayırır ve başlıklara bölersiniz. Bunlardan birkısmı önemli değildir (dilde sadeleşme veya güncellemedir) ayıklarsınız. Sonra en fazla 3 paragrafta işin özetini yazarsınız. Çünkü Yargıtay Tetkik hakim bile olsanız, bir hukuki metni kimse 10 dakikadan sonra okumaz.

Ha bu özeti yapmak uzmanlık ve yüksek teknik bilgi gerektirir o ayrı. Sonra kıyas aşamasına geçersiniz. Eskiden ne vardı, şimdi ne oldu? Bu bitince bilginiz varsa mukayeseli hukuka girersiniz; mesela İsviçre'de, ABD'de uygulama nasıldır gibi.

Ortaya kabaca 1 sayfalık bir rapor çıkar. Sonuca geçtiğinizde 3-4 kısa maddede, yeni düzenlemenin zorlukları ve fırsatlarını sayarsınız (pros cons) varsa çözümünüzü verir bitirirsiniz.

Eğer millete mevzuat değişikliği için bir faydanız olacaksa bunun tekniği budur. TSF sitesine girip, control a ile metni seçip, worde aktarıp, oradan control x ile 5 kere keserek yapıştırmak ve "kırmızı ile çizdim, alın okuyun" demek değil.

Ve işte yine bu sebeple bilmediğiniz ama cesaretle (bilin bakalım neyin cesareti) atladığınız bu konuya cevap veren olmadı. Çünkü sağlıklı hiçbir insan bu kadar yüklemeyi okumaz, anlamaz, irdelemez. Ben okumadım, anlamadım ve irdelemedim.
----------------------------------------------
Gelelim şu anonymus konusu, volume 6'ya.

(28-10-2014, 21:29)M.Aşkın TAŞAN Nickli Kullanıcıdan Alıntı: (...) ve bunu topluma yazmak için rumuz kullanmak gerekmiyor sn. Mojo Jojo.

Bu konuda en az 5 başlık açıp defa defa sordunuz. Sabırla, sanal alemde bunun bir hak olduğunu, hatta twitter, ekşi sözlük (Türkiyenin en büyük muhalefet platformudur), yabancı tüm forumlarda temel sistematiğin bu olduğunu bilenler anlattı.

Şimdi fikri tıkanıklık olduğunda şu argümanı bir tür lavman olarak kullanmanız size zarar. Çünkü anonim olmak bir evrensel hak + forum yönetimi tarafından (Sayın Abidin Ünal) verilmiş bir imkan + hukuk tarafından da korunuyor.

Ha eğer somut hakaret ettiğim bir konu varsa, basitçe Savcılığa gidip dilekçe verirsiniz, bizim adli sistemin ulaşamayacağı IP yoktur; bulurlar ve bana ulaşırlar.

Ammma ve lakin Dodgy : Eğer Savcılık yazdıklarımı eleştiri sınırları içinde kabul edip takipsizlik verirse (ki verir, her konuda çok precise yazıyorum) o zaman benim tazminat ve ceza şikayeti haklarım başlar. Yani ben öyle Suat Atalık gibi de çok nazik biri değilimdir, fena uğraşırım. Amirlerinize iyi söyleyin.

Yazımı bitirirken mecbur kaldığım bir olayı aktarmak zorundayım.

Forumda yazan, zaman zaman tartıştığım ama genellikle medeni bir ilişki içinde olduğum bir kişiden bir seri mesaj aldım. Mesajlarında mealen, TSF yönetiminin kendisini sıkıştırdığını, onu ben zannettiklerini ve tedirgin olduğunu anlattı.

Sonrasında aşağıda bir kısmını alıntıladığım bir mesaj daha gönderdi ve birisinin kendisinden (bilgi işlem konusundaki uzmanlığını kullanarak) benim hakkımda bir araştırma istediğini, bunu yaptığını ve bazı sonuçlara ulaştığını anlattı. O mesajın ilgili bölümü şudur:

"[color=#0000CD]Eskiden forumda phpBB'nin eski bir versiyonu kullanılıyordu. Bir çok güvenlik açığı da vardı maalesef. Bunlardan faydalanan birisi sistemin loglarını okumuş ve sizin yazdığınız yazıların IP bilgilerini bana iletme nezaketinde bulunmuştu. Tüm internet servis sağlayıcıların verilerine erişebilen bir başkası da bu IP'lerden lokasyon ve ardından IP'den ISP ve ardından ISP+IP+Saat verisi ile DHCP logları üzerinden IP verilen bilgisayarların yaklaşık yerlerini tespit etmişti.

O binalardan birinde yaşadığını sandığım biri olduğunuzu düşünmüştüm açıkçası. Ama sonradan ilgili tanıdığımla konuştuğumda beni siz olmadığına ikna etti.

Diğer IP'leri incelediğimde alaka olma olasılığı da zayıfladı nitekim
[/color]"

Şimdi bu çalışmayı isteyen en az iki kişi var? Neden ve nereden? Herhalde çizgi film kahramanlarının rumuzlarını araştırma derneğinden değil.

Ama asıl düşündürücü olan bu forumun sistem loglarına girilerek benim IP bilgilerimin alınması + bilgisayarımın yerinin tespit edilmesi + sonra bir binaya gidilerek yanlış birinin kapısının çalınmasına kadar uzanan faaliyetin aslında illegal bir faaliyet olması.

Tabii forumdan bu bilgilerin nasıl alındığını bilmiyorum, şahsen Abidin beye çok güveniyorum ama yazı ve itham çok açık. Bilemem bir açıklama gelir mi?

Bu sebeple, burada Ateş Ülker'in veya Aşkın Taşan'ın o masumane "maskeyi çıkarın, rumuzu kaldırın" yazılarını görenler önce şu arka planı bir bilsin. Arka planda cadı avı yapan, bunun için illegal yöntemler kullanan, bu forumun sisteminden bilgi aşıran veya alan ve sonrasında kapı kapı dolaşan birileri var.

Yine de meraklısı için belirteyim: Kimliğim bilinse de bana verilebilecek hiçbir zarar yok. TSF en fazla beni 2 turnuvaya sokmaz ben de basar gider Cenevre'de oynarım, popom bu kadar sağlam. Daha ne diyeyim? Zaten gidiyorum. Başka da bana uygulanacak hiçbir yaptırım yok.

Ama tekrar edeyim. Biri logları alıyor, bir başkası da lokasyon tespiti yapıyor. En az iki kişi olduğuna göre, forumda müstear ad takibi, sistematik ve ekiple yapılan bir iş. Ha hukuk tekniği açısından bunun illegal olduğu kabul edilirse (ki öyle), bir kişiyi aşan her illegal faaliyetin çete suçu kapsamında olduğunu hatırlatırım.
----------------------------------------------
Yazıma son verirken kimlik bilgilerimin satranç camiasından sadece Muzycuk kardeşlere açık olduğunu bir kez daha hatırlatmak isterim. Kendileri isterse cep telefonum ve hatıra defterim de hizmetlerindedir.

Forum loglarında ve virane kapılarda beni arayanlar ise:

Maalesef bir Muzycuk değilsiniz Cool
Ara
Cevapla
#51
Fark nerede biliyor musunuz Mojo Jojo?
Ben bir hukukçu değilim.
Ama eski ve yeni statülerdeki değişikliklerin farkındayım.

Elbette sizin anlattığınız teknikte incelemem mümkün değildir.
Bu doğru!

Ben sistemin kendisini koruyan maddelerini kamunun bilgisine sunmaya çalıştım.

Sözde değiştirilen ama özünü koruyan maddelerini buldum.

Hukukçu değilim ama satrancın geleceğini düşünecek ve sorumluluk duyacak kadar satranççıyım.

İnsanları hukuk diliyle değil, günlük konuşma diliyle uyarır dikkatlerini çekmeye çalışırım.

Oysa siz bir hukukçu olarak bunların hiçbirini yapmaya yeltenmediğiniz gibi, yapmaya çalışanlara da toplumu "ukalalık yapmıyorum" diye uyararak hukuk dersi verdiniz.

Ne olurdu onlarca satırlık dersiniz arasında bir iki laf da yeni statüde konuşsaydınız?
Okumaya bile tenezzül etmemişsiniz. Sağlık olsun!
İnanın ilgili bölümleri okumak, sadece genel kurul bölümünü okumak şu son yazınızı yazmaktan daha kısa sürerdi.
...

Sahi neden bir hukuk süzgecinden geçirmeyi düşünmüyorsunuz?
Ücret mi talep ediyorsunuz anlamadım?
Verirsiniz banka hesap numaranızı emin olun yollarım.
...

Şu rumuz konusu.
Kim olduğunuz artık beni bu forumda ilgilendirmiyor. Rumuzla yazma sebebinizi de anlıyorum.

Ama anlamadığım, rumuzla neden bu kadar ağır ve rahat ifadelere baş vurmak zorunda olduğunuzdur.
İnsanları faşist ilan etmek bu kadar mı basit?
Bu kadarcık mı yürek ister?
İş adamı- iş kadını ifadelerinizin gizli amacı nedir?
Çünkü ısrar ve açıkça itham var.

Statüler sadece karşılaştırılmıştı. Herhangi bir metodoloji kullanılmamıştı.
Öz kaynağından, basit ve sade. Herkesin, pardon sizin dışınızda herkesin anlayabileceği dilden.
Türkçe!

SADECE OKUMALIYDINIZ.
Okumadınız!
TABİ BİR FİKRİNİZ DE YOK!

Ama maşallah eleştiriniz bol.

SAHİ NE OLACAK ÖNÜMÜZDEKİ 24 AYDA?
...

Bir olaydan bahsettiniz.
Neden bu konuda?
Benimle hiçbir ilgisi olmayan bir konuyu neden buraya taşıdınız?
Belli bir sanal algı mı oluşturmak istiyorsunuz?

Anlattıklarınızı burada sizden duyuyorum.

Neden bu konuyla beni ilişkilendirmeye çalışıyorsunuz?
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#52
Konuyu kendi adıma kapatıyorum. Çok kısaca:

(29-10-2014, 00:24)M.Aşkın TAŞAN Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Ücret mi talep ediyorsunuz anlamadım? Verirsiniz banka hesap numaranızı emin olun yollarım.

1) Kendinizi aşmışsınız. Mizah gücünüzü çok kötüden, durağana (C plus) çıkarttım.

2) Okumadım çünkü ilgimi çekmedi. Kimseye yararı yok, zaten kimse okumayacak. (başkanınız bile). Hakem / Veli konusu çok daha önemli.

3) Sanal algıdan anlamam. Somut olay anlattım. Burada yazı yazmak isteyen çocuklar, gençler var. Herkes arka planı bilsin.
Ara
Cevapla
#53
(29-10-2014, 00:24)M.Aşkın TAŞAN Nickli Kullanıcıdan Alıntı: 2) Okumadım çünkü ilgimi çekmedi. Kimseye yararı yok, zaten kimse okumayacak. (başkanınız bile). Hakem / Veli konusu çok daha önemli.

O zaman neye karşı çıkacağız?
Yanlışlığı ta baştan kabullenmek zorunda kalmak demektir bu.
Okumadığım, bilmediğim ama beni yönetmeye ve yönlendirmeye çalışan yasalara nasıl karşı çıkarım?
Bilmediğim bir konuda nasıl fikrim olabilir ki?
Nesine itiraz hakkım olabilir?
Körü körüne neyi eleştirip karşısında duracağım.
Toplum torba yasalarla yönetilmeye başlanmışken biz hangi hukukçulara güvenebiliriz?
...
Hem modern ülkelerden uygulama örnekleri vereceksiniz hem de ülkenizdeki gelişmelere duyarsız kalıp taşın altından kaçacaksınız.
Keşke her şey oturduğumuz yerden eleştirmekle hal olabilseydi.
Ama bir bakıma doğru, zaten okuyan bir toplum değiliz!

Sizin için konu kapanmış olabilir. Ama yönetimden biri olarak ben itirazlarımı HAYKIRACAĞIM.!

STATÜ bir anayasadır!
Tüm uygulamalar ona göre yapılır.
Ne kadar karşı çıksak da...

FARKLILIKLARI KENDİ BAŞLIĞINDA YAZMAYA DEVAM EDECEĞİM.

Belki birileri okumaya devam eder.
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#54
Bir fotoğraf...

Cumhuriyet Bayramı Satranç Turnuvaları düzenlenmekte.

Bana ulaşan bazı fotoğraflar var.

Turnuva alanında eşlendirme listelerinin etrafındaki kendi çocuklarını ezen veliler...
Arada kalmış çocuklar...

Buradan gerek teknik kurula, gerek il temsilciliklerine, gerek il hakem kurullarına açık çağrıda bulunmak isterim.

Bu durum son derece yakışıksızdır.
Öteden beri de kanayan yaradır.


Çok refah alanlar sağlamak mümkündür. Bunu başarıyla uygulayan organizasyonlar da mevcuttur.

Yapılacak basit bir düzenlemedir.
Kroki çizebilirsiniz. Her kategori arasında 20m. gibi mesafe olmalı kuralını koyabilirsiniz. Ya da başka önlemler alabilirsiniz.
Çocuklarımıza yazık oluyor.
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#55
(28-10-2014, 23:01)Mojo Jojo Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Yazımı bitirirken mecbur kaldığım bir olayı aktarmak zorundayım.

Forumda yazan, zaman zaman tartıştığım ama genellikle medeni bir ilişki içinde olduğum bir kişiden bir seri mesaj aldım. Mesajlarında mealen, TSF yönetiminin kendisini sıkıştırdığını, onu ben zannettiklerini ve tedirgin olduğunu anlattı.

Sonrasında aşağıda bir kısmını alıntıladığım bir mesaj daha gönderdi ve birisinin kendisinden (bilgi işlem konusundaki uzmanlığını kullanarak) benim hakkımda bir araştırma istediğini, bunu yaptığını ve bazı sonuçlara ulaştığını anlattı. O mesajın ilgili bölümü şudur:

"[color=#0000CD]Eskiden forumda phpBB'nin eski bir versiyonu kullanılıyordu. Bir çok güvenlik açığı da vardı maalesef. Bunlardan faydalanan birisi sistemin loglarını okumuş ve sizin yazdığınız yazıların IP bilgilerini bana iletme nezaketinde bulunmuştu. Tüm internet servis sağlayıcıların verilerine erişebilen bir başkası da bu IP'lerden lokasyon ve ardından IP'den ISP ve ardından ISP+IP+Saat verisi ile DHCP logları üzerinden IP verilen bilgisayarların yaklaşık yerlerini tespit etmişti.

O binalardan birinde yaşadığını sandığım biri olduğunuzu düşünmüştüm açıkçası. Ama sonradan ilgili tanıdığımla konuştuğumda beni siz olmadığına ikna etti.

Diğer IP'leri incelediğimde alaka olma olasılığı da zayıfladı nitekim
[/color]"

Şimdi bu çalışmayı isteyen en az iki kişi var? Neden ve nereden? Herhalde çizgi film kahramanlarının rumuzlarını araştırma derneğinden değil.

Ama asıl düşündürücü olan bu forumun sistem loglarına girilerek benim IP bilgilerimin alınması + bilgisayarımın yerinin tespit edilmesi + sonra bir binaya gidilerek yanlış birinin kapısının çalınmasına kadar uzanan faaliyetin aslında illegal bir faaliyet olması.

Tabii forumdan bu bilgilerin nasıl alındığını bilmiyorum, şahsen Abidin beye çok güveniyorum ama yazı ve itham çok açık. Bilemem bir açıklama gelir mi?

Bu sebeple, burada Ateş Ülker'in veya Aşkın Taşan'ın o masumane "maskeyi çıkarın, rumuzu kaldırın" yazılarını görenler önce şu arka planı bir bilsin. Arka planda cadı avı yapan, bunun için illegal yöntemler kullanan, bu forumun sisteminden bilgi aşıran veya alan ve sonrasında kapı kapı dolaşan birileri var.
Bunu yazdığınızı yeni gördüm. Ve tabii ki, doğal olarak kimsenin üzerinde tek kelime söyle(ye)mediğini de... Forum yönetiminden bu başlıkta bir açıklama da yok tabii ki...
Ara
Cevapla
#56
Mojo jojo.. efsanesin biliyorsun değil mi? Bu foruma yazmayı bırak, ben de ne 2 kelime yazarım. ? Ne de açar okurum bu forumu...
Ara
Cevapla
#57
Tutku bey merhaba. Konuyu deşifre etmek ve arka planın bilinmesini istedim. Benim yüzümden ilgisiz insanlar sorgulanıyormuş onu da öğrendim.

Birileri burada rumuzla yazanlar için cadı avı yapıyorlar. Teknik tespit çalışması yanında fiziksel olarak da mekan doğrulamasına gidilmiş. "Eldiveni çıkar, rumuzu at" yazılarını bu gözle okuyabilir insanlar artık.

Forum yönetimi sağolsun bana özel mesaj gönderdi. Sanırım yönetimden kaynaklanmayan genel bir güvenlik sorunu var. Ben yönetimden kimsenin açığa bilgi verdiğini düşünmüyorum, Abidin beyi tanıyorum, çok düzgün bir kişidir. O sebeple bir açıklama yapmalarına gerek olmadığını özel mesajla ben belirttim.

Başkaları tek kelime söyler mi bilmem. Kemal Sunal'ın Sahte Kabadayı filmini herkese tavsiye ediyorum, başyapıttır (sonunda muhtar kaybeder, avukat kazanır ama) Cool
Ara
Cevapla
#58
Çok kolay yanlış anlaşılabileceği için ve yanlış anlaşılmasına imkan sağlanacağı için evvelce yapmaya çalıştığım açıklamayı tekrarlıyorum.Kimliğini gizlemek isteyenlere "mutlaka maskeni çıkarman gerekir"demiyorum!İsteyen kod ismi ile yazabilir.Ancak kod ismi ile yazan kişiler,kişiliklere saldırmaya başlarsa,hakaret etmeye başlarlarsa buna boyun eğmek mümkün değildir.Buna izin verilemez.Hakaret etmek isteyecek kadar hıncı olan insan kimliğini açıklar.Aksi halde bu forumu izleyenler giderek azalmaya başlar.Burada yazı yazanlar inandırıcılığını kaybetmeye başlar.Hiçbir tezi burada anlatmak mümkün olmaz.Şu halde hakarete varan ifadeler kullanmamak koşulu ile isteyen kod ismi ile yazabilir.Hem kimliğimi gizleyeceğim hem de canım istediği zaman başkalarına hakaret edeceğim diyen olursa o kişi yaptıklarının sonuçlarına katlanmak zorunda kalabilir.Bilgisayar konusunda teknik takip yapacak kadar uzmanlaşmış değilim.Bu konuda bilgisi fazla olanlar böyle bir takibe başlamış olabilirler.Mojo Jojo yazmaya devam edebilir.Ama,maskeyi çıkarmadan kişilikleri kıracak ifadeler kullanmamasını rica ediyorum.
Ateş Ülker
Ara
Cevapla
#59
Meşhur bir repliktir : "Kaçabilirsinn nama aslaa saklanamassınnn."

Mojo da biliyor ki internetteyseniz bu replik sökmez. Çünkü kaçmanıza gerek kalmadan gayet temiz saklanabilirsiniz.
Bunun benim bildiğim en az iki tane temiz yolu var.
En basitinden gider bir AVM'nin yemek katına oturur çayınızı yudumlarken yazarsınız olur biter.
Kimse sizi "kesin delil" ile suçlayamaz.

Jojo ne yapıyor bilmiyorum, çok önemli de değil açıkçası.

Ama ara sıra insanlara hakaret ediyor; "ben hakaret etmiyorum" diyor sık sık ama insanları faşistlikle suçladığı bile oluyor.
İnsanlar da bundan rahatsız oluyor doğal olarak.
Sonra suçladığı bazı kimseler onun kim olduğunu öğrenmek istiyorlar normal olarak.

Kötü olan şu;

Birileri, "Mojo kimdir?" sorusunun cevabını bulamadığı için artık alakasız birilerini "Mojo olmakla" itham etmişler!
Buna ne denir bilemiyorum.
O yüzden sadece "kötü" buldum.
(-Mojo olmakla itham edilmek- suçmuş gibi durdu, forumda üç beş tane "Mojo benim, Mojo benim!!!" diye öne atılacak fanatik de var ama neyse idare ediniz.)

Garip olan şu;

Mojo kendisinin kim olduğunu öğrenme girişiminde bulunmuş kimseler hakkında "suç işliyorlar" diyor.
"Oğlum bak git" diyen adamın durumuna düşürüyor insanları.
Sadece bu tepkisinden dolayı bile onun bir hukukçu ve/veya politikayla ilgilenen biri olduğunu söyleyebilirim.
Çünkü en çok bu iki grup olayı alakasızlaştırmakta üstün yetenek sahibidir.
Mojo arkadaşım, sen kimseye "KİŞİSEL" cümlelerle gıcıklık yapmazsan kimse de senin kim olduğunu merak etmez.
Fikir yazdığında bir yığın alkış almayı beceriyorsun, nitekim ben de sıklıkla alkışlıyorum fikirlerini.
Ama fikir değil de KİŞİ'leri yazmaya başlayınca olmuyor.
Ateş bey ne güzel söylemiş bak, "maskeyi çıkarmadan kişilikleri kırma".

Mesela elinde belge yokken "Filan idareci hırsızdır!" dersen polis seni arar bulur (ya da en azından arar).

Ama elinde belge varken "Filan idareci hırsızdır, aha da belgesi budur!" dersen savcı bunu "isimsiz ihbar" kabul eder ve gereğini yapar, seni de aramaz.

Mesela "Filanca kişi faşisttir" dersen o kişi buna gücenebilir.

Ama cümleyi şöyle kurarsan kimse gücenmez : "Bu meselede benim düşüncem/fikrim şöyledir, filanca kişinin söylediğine katılmıyorum olması gereken aslında böyledir bla bla bla"

Gerçi sen bunların feriştahını biliyorsun ya hadi neyse.
Niye yazıyorsam değil mi? Tereciye tere mi satıyorum yoksa!

Hürmet ederim...

Konuya dönmek adına il temsilcileri hakkındaki fikrimi de yazmak zorundayım;

İl temsilciliklerinin gereksizliği konusundaki düşünceye katılıyorum.
Bence satrancın çıkışı özel girişimlerle mümkün ve münasiptir.
Kamu görevi ifa ediyorum düşüncesiyle orada duran kişiler bu iş için daha az münasiptir.

Ama durum budur. İl temsilcileri vardır; kanun değişmedikçe ilerde de olacaktır, ne olacak şimdi?
Şu olacak, il temsilcisini ildeki lisanslı oyuncuların seçebileceği bir sistem geliştirilecek.(Öneri)

Seçilmişlerle atanmışlar asla aynı güce ve vizyona sahip olmuyorlar...
Biri : "Üfff başımıza iş aldık" diyebiliyor,
Diğeri : "Oh bee, şimdi hedeflere koşmak zamanıdır" diyebiliyor.

Hürmetlerimle...
Cevapla
#60
Ben de bilgisayar bilgisinden dolayı Mojo Jojo'nun bahsettiği araştırmayı yapan kişinin Abdülkadir Bey olduğunu sanmıştım. TSF ile iş de yapıyordu satranç programı satarak. Heralde onun Mojo Jojo olmakla itham edildiğini! ve TSF ile iş yapıyorum, aram bozulmasın diye hakiki Mojo Jojo'yu ortaya çıkartmaya çalıştığını kurgulamıştım kafamda. Baya bir senaryo yazmışım... Yukarıdaki mesajından bu IP ve adres tespit işinden haberi bile olmadığı anlaşılıyor.
Ara
Cevapla




Konuyu Okuyanlar: 10 Ziyaretçi