24-12-2010, 16:28
Abdullah Bey,
Ben ne bu forumda ne de TSF nin forumunda ,toplumların geçmişten günümüze gelişimlerini tartışmaya açmadım.İnsanların sağlıklı nasıl besleneceği konusu da girmedim.Benim beslenme üzerine odaklandığım nokta ,gelişme-büyüme çağındaki çocukların beslenmesi bunun devamında da kısmen sporcuların nasıl beslenmesi gerektiğidir.
Ama konu kasıtlı olarak mecrasından saptırılmak istenerek, toplumların yüz yıllar içindeki tarihi gelişmeleri vs gibi ya da sağlıklı beslenerek nasıl uzun yaşarız gibi benim yazdıklarımla uzaktan yakından alakası olmayan bir ortama çekilmek istenmiştir.Ya da arkadaşımız böyle anlamıştır.
Bu sebepten dolayı sizin verdiğiniz linkin benim anlatmak istediklerimi açıklamaya pek bir faydası olacağını zannetmiyorum.Ama diğer arkadaşa açacağı başka bir başlıkta,kah sağlıklı baslenme kahta toplumların yüzyıllar içinde nasıl gelişmiştir .. gibi faydası olacaktır.
Size durumu daha güzel açıklaya bilmek için bu forumda 2009 yılında açmış olduğum bir başlığı aşağıya tekrar yazıyorum;
""Yaklaşık üç yıldır değişik forumlarda bu konu işlenmiştir.Sorun genelde SBS,KPS yada buna benzer sınav ve eğitim sistemimize bağlanır,satranç oynayan çocukların 12 yaşından sonra %90 nının satrancı bıraktığından bahsedilir.
Ama diğer ülkelerdeki çocukların neden oynamaya devam ettiği pek merak edilmez.Onların eğitim sistemi çok mu kolaydır ? İlk öğretimde 2 kere 2 kaç ederi bilenler lise ve koleje mi geçmektedir ? Kolejlerde 5 kere 5 = 25 "afferim bizim koca keleş" diyebilen üniversiteye mi alınmaktadır ? Peki üniversitelerde ne sorulmaktadır ? 6kere 6. Cevabı; 36.Babamın bıyığı yolda kaldı,çöpçü aldı denize attı,babam bıyıksız kaldııı.
Siz avrupalıların eğitimi ni çok kolay da,bizimkini çok zor mu zannediyorsunuz ? Bizimkiler bu zorluktan dolayımı yoksa eksik beslenmenin sonucu ahmaklaştıklarından dolayı mı satraç oynayamamaktadırlar ? Yüksek atlama,uzun atlama ve sırıkla atlamayı da mı SBS sınavları yüzünden yapamamaktayız ? Şu televizyonda seyrettiğimiz ya da seyretmediğimiz belgeselleride mi SBS sınavları yüzünden biz yapamamaktayız ? Kitap okuma alışkanlığımız da SBS imtihanları yüzünden mi yoksa okudumuzu anlamadığımız için mi bu kadar düşüktür ? Neden okuduğumuzu anlamıyor yada zor anlıyoruz ? Acaba çocukluğumuzda eksik hayvansal proteinle beslendiğimiz için olabilir mi ?
Okullardaki çocukların beslenmesi bir facia.Kuşluk,öğle ve ikindi öğünleri genelde okulda geçiyor.Patates cipsleri,kekler,bisküit.Şanslı olan kaşarlı tost bulabiliyor.
Çocuğun biri evden köfte getirmiş.Kokusu arkadaşlarını rahatsız etmiş.Öğretmen bağırıyor;" okulda köfte yemezseniz ölmezsiniz." Doğru söylüyor.Ölmezsiniz. Ama ahmak olursunuz. Bunu o da bilmiyor. Sabah kahvaltılarında bizim kültürde et pek yenmez.Genelde "katık" olur. Kaldı bir akşam yemeği. Onda da kaç aile çocuğuna el kadar biftek, balık ya da tavuk butu yedirmektedir ? Günde bir öğün et yesen ne olur? Ancak ölmezsin. 6 yaşından başlayıp 20 yaşlara kadar devam eden büyüme sürecinde yavaş yavaş ahmaklaşırsın. Zeki olsan da ahmaklaşırsın.
Bu konuyu öne alın.Avrupanın tükettiği süt,yumurta,peynir ve eti biz de tüketelim.Beyaz ekmeği tamamen soframızdan kaldıralım.Bizim eski geleneksel köy ekmeğini çocuklarımıza verelim. Lütfen çocuğunuzun beslenmesini ÖNEMSEYİN !""
Devamıda şöyledir;
""Beslenme konusuna daha fazla devam etmek istemiyorum.Ama gördüklerim beni üzüyor. Şöyleki; 2. sınıfa giden öğrencinin biri beslenme olarak kek ve kolalı içecek getiriyor.Şahsi gayretlerimizle ailesine ulaşıyoruz ve fındık,ceviz,meyve suyuna razı ediyoruz.İnsanlara derdimizi anlatamıyoruz.Herkes ama herkes bu konuyu çok iyi biliyor.Doktoruda,mühendiside,profuda... Geçen aylarda "kırmızı et üreticileri derneği" başkanı televizyondaydı.Sıkıntılarını anlatıyordu.Söz döndü dolaştı ülkemizdeki "kırmızı et tüketimine" geldi. Adamın verdiği sayılar sonucunda çıkan sonuç, bizlerin Avrupanın beşte biri kadar kırmızı et tükettiği idi.Bu oran tavuk etinde biraz daha iyi. Avrupanın üçte biri ! Ayrıca domuz eti tüketimine hiç girmiyorum. Balık ta ise durum içler acısı.. Şimdi ,herkes beslenme konusunda çok bilgili de bu oranlar neyin nesi ?
Sayın Ateş Ülker,sorun zeka ve yetenekte değil diyor,araştırmalar tam tersini söylüyor.Milliyet gazetesinin internet sayfasında yazanları sizlerle paylaşıyorum;
"Uluslararası Öğrenci Başarısını Belirleme Programı (PISA) testinin matematik dersi açısından sonuçlarının da yer aldığı rapora göre Türkiye'de matematik testinden en başarısız düzeydeki öğrencilerin oranı OECD ülkelerine göre, rekor seviyede. En başarısız öğrenci yüzdesi Çek Cumhuriyeti'nde yüzde 5, Macaristan'da yüzde 7.8. Türkiye'de ise bu oran yüzde 27.7. Türkiye'de matematik testinde ortanın üzerinde başarı gösteren öğrencilerin oranı OECD genelinde yüzde 29 iken, Türkiye'de 12.5 düzeyinde. Eğitim-Sen'in OECD'nin "2006 Eğitim Göstergeleri Raporu"na dayanarak hazırladığı araştırma raporu, Türk eğitim sistemindeki "kara tablo"yu ortaya koydu. Rapora göre Türkiye, eğitimde cinsiyetler arası fırsat eşitliğinin sağlanması bakımından en geri durumdaki OECD üyesi. Matematik testinden en başarısız öğrencilerin oranı da OECD ülkelerine göre rekor düzeyde.
Eğitimde OECD sonuncusuyuz 14.3.2007"
İşte durum böyledir.Bu araştırmaları ben yapmadım.Noktaları birleştirince bulmaca çözülüyor.
Bir başka arkadaşımız ise gazetedeki köşesinde satrançtaki uluslararası başarısızlığımızı eğitim sistemimize bağlamış.Yukarda yazmıştım ama tam anlaşılmamış.Bir kaç gün sonra daha kapsamlı cevap vereceğim.""
_________________
http://wwwerensatranc.blogspot.com/
_________________
Ben ne bu forumda ne de TSF nin forumunda ,toplumların geçmişten günümüze gelişimlerini tartışmaya açmadım.İnsanların sağlıklı nasıl besleneceği konusu da girmedim.Benim beslenme üzerine odaklandığım nokta ,gelişme-büyüme çağındaki çocukların beslenmesi bunun devamında da kısmen sporcuların nasıl beslenmesi gerektiğidir.
Ama konu kasıtlı olarak mecrasından saptırılmak istenerek, toplumların yüz yıllar içindeki tarihi gelişmeleri vs gibi ya da sağlıklı beslenerek nasıl uzun yaşarız gibi benim yazdıklarımla uzaktan yakından alakası olmayan bir ortama çekilmek istenmiştir.Ya da arkadaşımız böyle anlamıştır.
Bu sebepten dolayı sizin verdiğiniz linkin benim anlatmak istediklerimi açıklamaya pek bir faydası olacağını zannetmiyorum.Ama diğer arkadaşa açacağı başka bir başlıkta,kah sağlıklı baslenme kahta toplumların yüzyıllar içinde nasıl gelişmiştir .. gibi faydası olacaktır.
Size durumu daha güzel açıklaya bilmek için bu forumda 2009 yılında açmış olduğum bir başlığı aşağıya tekrar yazıyorum;
""Yaklaşık üç yıldır değişik forumlarda bu konu işlenmiştir.Sorun genelde SBS,KPS yada buna benzer sınav ve eğitim sistemimize bağlanır,satranç oynayan çocukların 12 yaşından sonra %90 nının satrancı bıraktığından bahsedilir.
Ama diğer ülkelerdeki çocukların neden oynamaya devam ettiği pek merak edilmez.Onların eğitim sistemi çok mu kolaydır ? İlk öğretimde 2 kere 2 kaç ederi bilenler lise ve koleje mi geçmektedir ? Kolejlerde 5 kere 5 = 25 "afferim bizim koca keleş" diyebilen üniversiteye mi alınmaktadır ? Peki üniversitelerde ne sorulmaktadır ? 6kere 6. Cevabı; 36.Babamın bıyığı yolda kaldı,çöpçü aldı denize attı,babam bıyıksız kaldııı.
Siz avrupalıların eğitimi ni çok kolay da,bizimkini çok zor mu zannediyorsunuz ? Bizimkiler bu zorluktan dolayımı yoksa eksik beslenmenin sonucu ahmaklaştıklarından dolayı mı satraç oynayamamaktadırlar ? Yüksek atlama,uzun atlama ve sırıkla atlamayı da mı SBS sınavları yüzünden yapamamaktayız ? Şu televizyonda seyrettiğimiz ya da seyretmediğimiz belgeselleride mi SBS sınavları yüzünden biz yapamamaktayız ? Kitap okuma alışkanlığımız da SBS imtihanları yüzünden mi yoksa okudumuzu anlamadığımız için mi bu kadar düşüktür ? Neden okuduğumuzu anlamıyor yada zor anlıyoruz ? Acaba çocukluğumuzda eksik hayvansal proteinle beslendiğimiz için olabilir mi ?
Okullardaki çocukların beslenmesi bir facia.Kuşluk,öğle ve ikindi öğünleri genelde okulda geçiyor.Patates cipsleri,kekler,bisküit.Şanslı olan kaşarlı tost bulabiliyor.
Çocuğun biri evden köfte getirmiş.Kokusu arkadaşlarını rahatsız etmiş.Öğretmen bağırıyor;" okulda köfte yemezseniz ölmezsiniz." Doğru söylüyor.Ölmezsiniz. Ama ahmak olursunuz. Bunu o da bilmiyor. Sabah kahvaltılarında bizim kültürde et pek yenmez.Genelde "katık" olur. Kaldı bir akşam yemeği. Onda da kaç aile çocuğuna el kadar biftek, balık ya da tavuk butu yedirmektedir ? Günde bir öğün et yesen ne olur? Ancak ölmezsin. 6 yaşından başlayıp 20 yaşlara kadar devam eden büyüme sürecinde yavaş yavaş ahmaklaşırsın. Zeki olsan da ahmaklaşırsın.
Bu konuyu öne alın.Avrupanın tükettiği süt,yumurta,peynir ve eti biz de tüketelim.Beyaz ekmeği tamamen soframızdan kaldıralım.Bizim eski geleneksel köy ekmeğini çocuklarımıza verelim. Lütfen çocuğunuzun beslenmesini ÖNEMSEYİN !""
Devamıda şöyledir;
""Beslenme konusuna daha fazla devam etmek istemiyorum.Ama gördüklerim beni üzüyor. Şöyleki; 2. sınıfa giden öğrencinin biri beslenme olarak kek ve kolalı içecek getiriyor.Şahsi gayretlerimizle ailesine ulaşıyoruz ve fındık,ceviz,meyve suyuna razı ediyoruz.İnsanlara derdimizi anlatamıyoruz.Herkes ama herkes bu konuyu çok iyi biliyor.Doktoruda,mühendiside,profuda... Geçen aylarda "kırmızı et üreticileri derneği" başkanı televizyondaydı.Sıkıntılarını anlatıyordu.Söz döndü dolaştı ülkemizdeki "kırmızı et tüketimine" geldi. Adamın verdiği sayılar sonucunda çıkan sonuç, bizlerin Avrupanın beşte biri kadar kırmızı et tükettiği idi.Bu oran tavuk etinde biraz daha iyi. Avrupanın üçte biri ! Ayrıca domuz eti tüketimine hiç girmiyorum. Balık ta ise durum içler acısı.. Şimdi ,herkes beslenme konusunda çok bilgili de bu oranlar neyin nesi ?
Sayın Ateş Ülker,sorun zeka ve yetenekte değil diyor,araştırmalar tam tersini söylüyor.Milliyet gazetesinin internet sayfasında yazanları sizlerle paylaşıyorum;
"Uluslararası Öğrenci Başarısını Belirleme Programı (PISA) testinin matematik dersi açısından sonuçlarının da yer aldığı rapora göre Türkiye'de matematik testinden en başarısız düzeydeki öğrencilerin oranı OECD ülkelerine göre, rekor seviyede. En başarısız öğrenci yüzdesi Çek Cumhuriyeti'nde yüzde 5, Macaristan'da yüzde 7.8. Türkiye'de ise bu oran yüzde 27.7. Türkiye'de matematik testinde ortanın üzerinde başarı gösteren öğrencilerin oranı OECD genelinde yüzde 29 iken, Türkiye'de 12.5 düzeyinde. Eğitim-Sen'in OECD'nin "2006 Eğitim Göstergeleri Raporu"na dayanarak hazırladığı araştırma raporu, Türk eğitim sistemindeki "kara tablo"yu ortaya koydu. Rapora göre Türkiye, eğitimde cinsiyetler arası fırsat eşitliğinin sağlanması bakımından en geri durumdaki OECD üyesi. Matematik testinden en başarısız öğrencilerin oranı da OECD ülkelerine göre rekor düzeyde.
Eğitimde OECD sonuncusuyuz 14.3.2007"
İşte durum böyledir.Bu araştırmaları ben yapmadım.Noktaları birleştirince bulmaca çözülüyor.
Bir başka arkadaşımız ise gazetedeki köşesinde satrançtaki uluslararası başarısızlığımızı eğitim sistemimize bağlamış.Yukarda yazmıştım ama tam anlaşılmamış.Bir kaç gün sonra daha kapsamlı cevap vereceğim.""
_________________
http://wwwerensatranc.blogspot.com/
_________________