22-09-2012, 22:41
Ateş Ülker Hocamın üslup konusunda kestiği raconu aldım, katlayıp cebime koydum. Eyvallah..
Birkaç satır da Abdülkadir Bey için yazmak istiyorum. Zira kendisi, gördüğüm kadarıyla gerçek ismiyle yazıyor, bu yüzden benim gözümde bir "birey"dir.
Ama öncelikle genele hitaben şunu söyleyeyim; bizler nasıl ki federasyon yönetimi hakkında bazen kantarın topuzunu kaçıran yazılar yazıyor, eleştiriler yapıyorsak, birileri de bizi eleştirirken aynı şeyi yapabilir. Doğaldır. Hepimiz insanız. Eleştirirken iyi, eleştirilince kötü mü?
Ayrıca üstteki yazımın çok sert olduğunu falan da düşünmüyorum, ama geçmişte benim de tıpkı Ali Nihat Başkan'ın umumiyetle yaptığı gibi ağır yazılarım olmuştur. Neyse ki geçmiş geçmişte kalmıştır, geleceğe bakmak gerekir.
Şimdi de size gelirsek Abdülkadir Bey,
Oturup da size yazımı açıklamaya çalışmayacağım. Çünkü yazılarınızı okuyunca sizinle herhangi bir şekilde şahsi bir polemiğe girmenin yersiz olacağına karar verdim. Bu yüzden de "Aslında öyle demedim, siz yanlış anlamışsınız" gibisinden bir karşılık vermeye ve yazımı size izah etmeye çalışmayacağım. Söyleyeceğimi söyledim, isteyen istediği gibi anlasın.. Anlayamayan varsa yazıyı bir daha okusun. Yoksa bu gidişle her yazının ardından yüz tane açıklama yazısı yazmam gerekecek, korkarım ellisi de size yönelik olacak..
Önce benim terbiyesizlik yaptığımı söylemiş, sonra da beni direkt olarak terbiyesizlik ve seviyesizlikle suçlamışsınız. Siz öyle düşünüyorsunuz diye ben terbiyesiz veya seviyesiz olacak değilim. Sözlerinizi de kabul etmiyorum.
Benim bir kurgu olarak yazdığım yazının gerçeğini yazanlara kimse ses çıkarmazken, "işte böyle bir şey yazacak" deyince birilerinin bana "üslubun ağır" demesi manidardır. Bu da aslında benim yazımın amacına ulaştığını gösterir.
Canınız sağ olsun efendim..
Saygılarımla..
Birkaç satır da Abdülkadir Bey için yazmak istiyorum. Zira kendisi, gördüğüm kadarıyla gerçek ismiyle yazıyor, bu yüzden benim gözümde bir "birey"dir.
Ama öncelikle genele hitaben şunu söyleyeyim; bizler nasıl ki federasyon yönetimi hakkında bazen kantarın topuzunu kaçıran yazılar yazıyor, eleştiriler yapıyorsak, birileri de bizi eleştirirken aynı şeyi yapabilir. Doğaldır. Hepimiz insanız. Eleştirirken iyi, eleştirilince kötü mü?
Ayrıca üstteki yazımın çok sert olduğunu falan da düşünmüyorum, ama geçmişte benim de tıpkı Ali Nihat Başkan'ın umumiyetle yaptığı gibi ağır yazılarım olmuştur. Neyse ki geçmiş geçmişte kalmıştır, geleceğe bakmak gerekir.
Şimdi de size gelirsek Abdülkadir Bey,
Oturup da size yazımı açıklamaya çalışmayacağım. Çünkü yazılarınızı okuyunca sizinle herhangi bir şekilde şahsi bir polemiğe girmenin yersiz olacağına karar verdim. Bu yüzden de "Aslında öyle demedim, siz yanlış anlamışsınız" gibisinden bir karşılık vermeye ve yazımı size izah etmeye çalışmayacağım. Söyleyeceğimi söyledim, isteyen istediği gibi anlasın.. Anlayamayan varsa yazıyı bir daha okusun. Yoksa bu gidişle her yazının ardından yüz tane açıklama yazısı yazmam gerekecek, korkarım ellisi de size yönelik olacak..
Önce benim terbiyesizlik yaptığımı söylemiş, sonra da beni direkt olarak terbiyesizlik ve seviyesizlikle suçlamışsınız. Siz öyle düşünüyorsunuz diye ben terbiyesiz veya seviyesiz olacak değilim. Sözlerinizi de kabul etmiyorum.
Benim bir kurgu olarak yazdığım yazının gerçeğini yazanlara kimse ses çıkarmazken, "işte böyle bir şey yazacak" deyince birilerinin bana "üslubun ağır" demesi manidardır. Bu da aslında benim yazımın amacına ulaştığını gösterir.
Canınız sağ olsun efendim..
Saygılarımla..