05-10-2012, 21:49
Geçmişi değerlendirmeye geçmeden önce hemen altını çizmek istediğim bir konu var ki o da 3 Kasımdan 2012den 5 Kasım 2012ye ertelenen Olağan Genel Kurulun aslında daha da ertelenmesi gerekliliğidir. Çünkü mevcut yönetimin 27 Kasım 2010 günü yapılan Mali Genel Kurulda aklanmadığı savıyla açılmış bir dava ve yerel mahkemenin verdiği bir karar vardır ve bu konuda çok önceden sorulmuş sorularımız şu bağda mevcuttur:
http://forum.satranc.biz/viewtopic.php?t...fb4746efc7
Yerel mahkemenin kararına göre, mevcut yönetim Mali Genel Kurulda aklanmamıştır. Yerel mahkemenin bu kararı yargıtay tarafından henüz karara bağlanmamışsa da, bu durum mevcut yönetimin karalar bağlaması için yeterli olmuş görünmektedir...
Yargıtayın bu kararı onayacağı neredeyse kesindir. Hal böyle iken mevcut yönetimin bu sonucu beklemeden genel kurul kararı alması, bir miktar hukuki ve etik sorunu yüklenmiş durumdadır. Her ne kadar olağan genel kurul tarihi yaklaşmış ve gelip çatmışsa da, olağan olmayan bu süreç yüzünden, yargıtayın kararı beklenmeliydi.
Seçime katılmayı düşünen arkadaşların kendilerine %15 delege desteği aramadan önce, bu genel kurul ile ilgili yürütmeyi durdurma yönünde idari mahkemeye dava açmaları gerekmektedir. Sanırım Gülkız Tulay ve Cengiz Cengiz Keleş bu konuda bir ortak karara varabilirler?!... Hem Gülkız Hanım böylelikle gölge başkan endişelerine daha şimdiden bir yanıt vermiş olur, biz de kendisini alkışlarız.
İdari mahkemenin bu konuya bakıp bakmayacağını ve genel kurul kararını erteleme kararı verip vermeyeceğini bilmiyorum kesin olarak. Ancak benim hukuki yorumum bu yöndedir. Bir diğer yol da; yine her iki başkan adayının bu konuda ortaklaşa geliştirebilecekleri bir tavırla kurum bünyesinde; gerek TSF bünyesinde gerekse GSGM ya da SGM bünyesinde bu soruna bir çözüm yolu aramak olabilir...
Yani bu genel kurul kararı usulsüz genel kurul çağrısı şeklinde değerlendirilebilir. Bu genel kurul yapılır ve söz konusu yargıtay kararı, genel kuruldan sonra yerel mahkemenin kararını onama yönünde olursa, sonraki aşamada bu genel kurul aleyhine açılan bir davada da, bu genel kurulun iptali istenebilir ve o dava da bu yönde karar verilebilir!
Ben "alaylı" bir hukukçuyum. Bu yüzden bu konuları esasen "mülkiyeli" arkadaşların inceleyerek bizleri yanıtlaması daha iyi olur.
Demem o ki herkes kendisini seçimlere kaptırdı ve harıl harıl delege ikna turlarına başladı, ama hali hazırda 67ye 52 diye bir denklemin size soracağı sorular olacaktır.
Değerlendirmelerime devam edeceğim
http://forum.satranc.biz/viewtopic.php?t...fb4746efc7
Yerel mahkemenin kararına göre, mevcut yönetim Mali Genel Kurulda aklanmamıştır. Yerel mahkemenin bu kararı yargıtay tarafından henüz karara bağlanmamışsa da, bu durum mevcut yönetimin karalar bağlaması için yeterli olmuş görünmektedir...
Yargıtayın bu kararı onayacağı neredeyse kesindir. Hal böyle iken mevcut yönetimin bu sonucu beklemeden genel kurul kararı alması, bir miktar hukuki ve etik sorunu yüklenmiş durumdadır. Her ne kadar olağan genel kurul tarihi yaklaşmış ve gelip çatmışsa da, olağan olmayan bu süreç yüzünden, yargıtayın kararı beklenmeliydi.
Seçime katılmayı düşünen arkadaşların kendilerine %15 delege desteği aramadan önce, bu genel kurul ile ilgili yürütmeyi durdurma yönünde idari mahkemeye dava açmaları gerekmektedir. Sanırım Gülkız Tulay ve Cengiz Cengiz Keleş bu konuda bir ortak karara varabilirler?!... Hem Gülkız Hanım böylelikle gölge başkan endişelerine daha şimdiden bir yanıt vermiş olur, biz de kendisini alkışlarız.
İdari mahkemenin bu konuya bakıp bakmayacağını ve genel kurul kararını erteleme kararı verip vermeyeceğini bilmiyorum kesin olarak. Ancak benim hukuki yorumum bu yöndedir. Bir diğer yol da; yine her iki başkan adayının bu konuda ortaklaşa geliştirebilecekleri bir tavırla kurum bünyesinde; gerek TSF bünyesinde gerekse GSGM ya da SGM bünyesinde bu soruna bir çözüm yolu aramak olabilir...
Yani bu genel kurul kararı usulsüz genel kurul çağrısı şeklinde değerlendirilebilir. Bu genel kurul yapılır ve söz konusu yargıtay kararı, genel kuruldan sonra yerel mahkemenin kararını onama yönünde olursa, sonraki aşamada bu genel kurul aleyhine açılan bir davada da, bu genel kurulun iptali istenebilir ve o dava da bu yönde karar verilebilir!
Ben "alaylı" bir hukukçuyum. Bu yüzden bu konuları esasen "mülkiyeli" arkadaşların inceleyerek bizleri yanıtlaması daha iyi olur.
Demem o ki herkes kendisini seçimlere kaptırdı ve harıl harıl delege ikna turlarına başladı, ama hali hazırda 67ye 52 diye bir denklemin size soracağı sorular olacaktır.
Değerlendirmelerime devam edeceğim