08-10-2012, 13:43
Velilerle ilgili güncellediğiniz yazıları okudum.
Bence bahsedilen olay(lar) kronik bir sorun, ya da sürekli yaşanan bir acayip durum değil.
İki farklı açıdan kronik olmadığını söyleyebilirim;
(1)
Malesef yağmur yağmış, birileri ıslanmış, üşümüş veya başka şekilde mağdur olmuşlar. Üzücü bir durum, ama kronik bir sıkıntıyı ifade etmiyor. Ayrıca yarışma Antalya'da olacaksa ancak yaz ortasında yapılırsa yağmur yağmaması (kısmen) garanti edilebilir.
(2)
Otel paralarından şikayet edilmiş. Bu haklı olabilir, ama karşılaştırmalı olarak değerlendirmek lazım. O civarda turnuva düzenlenebilecek genişlikte salonları olan daha ucuz mekanlar varmış da TSF onları seçmemiş ısrarla pahalı otelleri seçmişse ve üstelik dileyen dilediği otelde kalamaz, ille de benim anlaşmalı otellerime geleceksiniz vs. demişse kesinlikle haklı sayılırsınız, ama öyle değil. "Bu otelde kalmazsanız rezil olursunuz" demek, "sizi rezil ederiz" ya da "rezil olacağınızı garanti ederiz" gibi algılanmış. Oysa o sadece bir uyarı, gelişmelerden de görüldüğü üzere haklı bir uyarıymış. Başka turnuvalarda TSF - Meteoroloji işbirliği daha iyi oluşmuş sanırım, ki bu sorun kronikleşmemiş.
Bence bu örneğiniz sizin sorun olarak saydığınız 8.maddeye "Yaş grupları başta olmak üzere turnuvalar ve mekan olarak da turnuva alanları " başlıklı sorununuza işaret ediyor. Yani geniş turnuva salonu ihtiyacı çözülmüş olsaydı bu velilerin şikayet edecekleri birşey kalmamış olurdu. Salona yakın bölgede dileyen dilediği yerde, hatta dilerse çadırda karavanda vs. konaklar, salonun dinlenme alanında ıslanmadan ya da üşümeden oturur ve çayını kahvesini içip sohbet edebiliyor olurdu.
Israrla tekrarlıyor gibi olacağım, ama takıldım oraya ondan: GSM'lüğü 25 milyon dolara toplam onaltı kişi sekiz kortta aynı anda tenis oynayabilsin, sonra da gidip duşunu alsın, yemeğini yesin vs. diye birinci sınıf salon yaptırırken, iki üç milyon harcayıp adam gibi büyük bir satranç müsabaka salonu inşa etmezse bu sorun diye anlatmaya çalıştığınız konular çığ gibi büyür de büyür.
Ülkemizde kaç tane lisanslı tenisçi var, kaç tane lisanslı satranççı var GSM'lüğüne anlatılmalı bence. Sorunun büyüğü burada, ve çözümü de birkaç siyasinin kaleminin ucunda. O tenis kortu toplam yüz kişiyi mutlu eder, ama o paranın onda biri toplam yüz bin kişiyi mutlu edebilir. Bu sorunun çözümü, sorun diye anlatılan şeylerin en az yarısını bitirir.
Hürmetlerimle.
Not: Hüseyin Bey; şimdi yazacağım şey için umarım beni yanlış anlamazsınız. Kişilerin siyasi ya da dini inançlarını okula, kışlaya, spora karıştırmamak gereğini ucundan kıyısından hatırlatmayı görev saydım. Ayinesi iş olmalı kişinin, lafa bakılmamalı. "Solcu solunda gerek" gibi, siyasi mesaj içeren, insanları yönlendirme şeklinde algılanması ihtimali olan cümleleri burada kullanmamamız bize daha da yakışır bence. Cengiz Bey'le ben de konuştum. Yemin ederim ben de merak ettim. Ama sormadım. Gerek duymadım. Sorsaydım da cevabı buraya yazmamayı uygun bulurdum. Ama sanırım siz siyaset konularında benden çok daha cevval bir kişisiniz .
Tekrar hürmetlerimle.
Bence bahsedilen olay(lar) kronik bir sorun, ya da sürekli yaşanan bir acayip durum değil.
İki farklı açıdan kronik olmadığını söyleyebilirim;
(1)
Malesef yağmur yağmış, birileri ıslanmış, üşümüş veya başka şekilde mağdur olmuşlar. Üzücü bir durum, ama kronik bir sıkıntıyı ifade etmiyor. Ayrıca yarışma Antalya'da olacaksa ancak yaz ortasında yapılırsa yağmur yağmaması (kısmen) garanti edilebilir.
(2)
Otel paralarından şikayet edilmiş. Bu haklı olabilir, ama karşılaştırmalı olarak değerlendirmek lazım. O civarda turnuva düzenlenebilecek genişlikte salonları olan daha ucuz mekanlar varmış da TSF onları seçmemiş ısrarla pahalı otelleri seçmişse ve üstelik dileyen dilediği otelde kalamaz, ille de benim anlaşmalı otellerime geleceksiniz vs. demişse kesinlikle haklı sayılırsınız, ama öyle değil. "Bu otelde kalmazsanız rezil olursunuz" demek, "sizi rezil ederiz" ya da "rezil olacağınızı garanti ederiz" gibi algılanmış. Oysa o sadece bir uyarı, gelişmelerden de görüldüğü üzere haklı bir uyarıymış. Başka turnuvalarda TSF - Meteoroloji işbirliği daha iyi oluşmuş sanırım, ki bu sorun kronikleşmemiş.
Bence bu örneğiniz sizin sorun olarak saydığınız 8.maddeye "Yaş grupları başta olmak üzere turnuvalar ve mekan olarak da turnuva alanları " başlıklı sorununuza işaret ediyor. Yani geniş turnuva salonu ihtiyacı çözülmüş olsaydı bu velilerin şikayet edecekleri birşey kalmamış olurdu. Salona yakın bölgede dileyen dilediği yerde, hatta dilerse çadırda karavanda vs. konaklar, salonun dinlenme alanında ıslanmadan ya da üşümeden oturur ve çayını kahvesini içip sohbet edebiliyor olurdu.
Israrla tekrarlıyor gibi olacağım, ama takıldım oraya ondan: GSM'lüğü 25 milyon dolara toplam onaltı kişi sekiz kortta aynı anda tenis oynayabilsin, sonra da gidip duşunu alsın, yemeğini yesin vs. diye birinci sınıf salon yaptırırken, iki üç milyon harcayıp adam gibi büyük bir satranç müsabaka salonu inşa etmezse bu sorun diye anlatmaya çalıştığınız konular çığ gibi büyür de büyür.
Ülkemizde kaç tane lisanslı tenisçi var, kaç tane lisanslı satranççı var GSM'lüğüne anlatılmalı bence. Sorunun büyüğü burada, ve çözümü de birkaç siyasinin kaleminin ucunda. O tenis kortu toplam yüz kişiyi mutlu eder, ama o paranın onda biri toplam yüz bin kişiyi mutlu edebilir. Bu sorunun çözümü, sorun diye anlatılan şeylerin en az yarısını bitirir.
Hürmetlerimle.
Not: Hüseyin Bey; şimdi yazacağım şey için umarım beni yanlış anlamazsınız. Kişilerin siyasi ya da dini inançlarını okula, kışlaya, spora karıştırmamak gereğini ucundan kıyısından hatırlatmayı görev saydım. Ayinesi iş olmalı kişinin, lafa bakılmamalı. "Solcu solunda gerek" gibi, siyasi mesaj içeren, insanları yönlendirme şeklinde algılanması ihtimali olan cümleleri burada kullanmamamız bize daha da yakışır bence. Cengiz Bey'le ben de konuştum. Yemin ederim ben de merak ettim. Ama sormadım. Gerek duymadım. Sorsaydım da cevabı buraya yazmamayı uygun bulurdum. Ama sanırım siz siyaset konularında benden çok daha cevval bir kişisiniz .
Tekrar hürmetlerimle.