30-11-2015, 17:00
[size=medium] [/size]
[size=medium]Simultane tek kişinin veya birkaç kişinin üstesinden gelebileceği bir konu değildir. Bilgi ve tecrübeyle dolu olan ciddi bir ekibin işidir. Bu ekipte satranççı, organizatör, reklamcı, idari işleri halledici, yardımcı, vb. olmak üzere birçok kişi görev alır. Bu işi TSF de yapabilir, kulüpler de yapabilir ve hatta organizatör özelliği yeterli olan TSF den ve kulüplerden bağımsız bir kişi de ekibini toplayarak yapabilir.[/size]
[size=medium] [/size]
[size=medium]Öneri söylenir, sunulur, anlatılır, geliştirilir. Öneriyi uygulayacak olan kişilerin ilk önce öneriyi benimsemesi, kabullenmesi gerekir. Şartları oluşturacak ve olgunlaştıracak olan öneriyi kabullenip uygulayacak olandır. Öneri kabullenilmediği sürece öneriyi sunan ne kadar yırtınsa da o öneri kadük olur, unutulur gider.[/size]
[size=medium] [/size]
[size=medium]Öneriyi sevdik mi ? Sevdik. Güzel mi ? Güzel. Herkes hemfikir sanırım.[/size]
[size=medium]Önerinin uygulanmasını istiyor muyuz ? İstiyoruz. Herkes hemfikir sanırım.[/size]
[size=medium] [/size]
[size=medium]Uygulansın dedikten sonra engelleri dile getirmek doğrudur. Elbette engeller dile getirilmeli ki onları ortadan kaldırmanın yolları aranmalı. Engeller yavaş yavaş veya hızlıca, teker teker veya topluca kaldırılabilir. Yeter ki insan istesin. Fakat mevcut engelleri simultanenin uygulanamayacağına gerekçe göstermek doğru değildir. [/size]
[size=medium] [/size]
[size=medium]Öneriyi sevdik, uygulanmasını isteriz fakat uygulanamaz diyenin görüşünde bir eksiklik var.[/size]
[size=medium]Uygulanamaz, olmaz demek ne demek ?[/size]
[size=medium]İşte onu yorumluyorum aşağıda.[/size]
[size=medium] [/size]
[size=medium]Bu arada, daha önceki yorumlarımdan gocunmaları ve yorumlarımdaki bazı cümlelerin kendi yorumlarındaki bazı cümlelere karşıt değil aksine açıklayıcı cümle olduğunu fark edemeyenleri doğal karşılıyorum.[/size]
[size=medium] [/size]
[color=#252525][size=medium]“[/size][/color][color=#252525][size=medium]İnsanların ön yargılarını parçalamak, bir atomu parçalamaktan daha zordur." demiş Einstein.[/size][/color]
[size=medium] [/size]
[size=medium]Öneriye kapalı zihniyette ‘herşeyi ben bilirim’ vardır. Bu zihniyetin ‘herşeyin en doğrusunu ben bilirim’ önyargısını kırmak deveye hendek atlatmaktan zordur. Yanlışını, eksiğini zinhar kabul etmezler. Dışarıda çok güzel uygulamalar da olsa kabullenmeyip bildiklerini okurlar. İç dünyalarındaki doğrularla dışarıdan gelenler çeliştiği zaman farklılıklar derhal reddedilir.[/size]
[size=medium] [/size]
[size=medium]Japonlarla Türklerin kürek yarışı hikayesini hatırlarsınız. Türkler ben bilirim ci ve tembel zihniyetle, müdür üzerine müdür atamalarına rağmen Japonları bir türlü geçemezler de 9 kişilik kürekçi takımındaki 8 müdür zavallı tek kürekçiyi suçlu sayarlar.[/size]
[size=medium] [/size]
[size=medium]Alışılmışı devam ettirmek kolaylıktır, tembelliktir. Olumlu anlamda alışılmışın dışına çıkmak sorumluluk ve yük demektir. Yeni sıkıntılar demektir. Adapte olana kadar endişe vardır. Yeniyi uygulayamama korkusu vardır. Uygulayamayınca yalnız kalmaktan veya başarısızlıktan ürkenler olabilir. Bundan dolayı alışılmışı bırakıp yeniyi ve yeni sorumlulukları kabul etmek büyük cesaret ister.[/size]
[size=medium] [/size]
[size=medium]Herşeyi ben bilirim ci zihniyet için kurallar, kurallar ve hep kurallar vardır. Ama bu kuralların birçoğu kendi beyninde oluşturduğu kurallardır. Yani bu zihniyet çoğu zaman kuraldan çok kuralcı kesilir iş yaparken. Esnek değildir. Bazen kaskatı engelleyicidir. Kuralsız, izinsiz toplum olmaz elbette. Fakat kurallar, izinler değişir, değiştirilir, kolaylaştırılır.[/size]
[size=medium] [/size]
[size=medium]Birçok kişi hayatının değişik evrelerinde, değişik olaylar karşısında bu zihniyete bürünür. Bu kişi özel bir şirketin ceo su bile olsa bu zihniyeti sahiplenebilir, geçici de olsa.[/size]
[size=medium] [/size]
[size=medium]Aynen böyle ; memleketimde bir iş yapılacağında derhal kurallar, düzenlemeler, imzalar, izinler kendini gösteriverir. Bunlar değiştirilmek istendiğinde ben bilirim ci zihniyet olmaz der. Yapılacak iş ikinci planda kalır. Bazen işi yapacak veya yaptıracak kişiler kurallar, düzenlemeler, izinler arasında o kadar kaybolur ki ne iş yapılacağını dahi unuturlar. Kürek yarışında olduğu gibi kürek çekmeyi unuturlar da güya işin yapılması için müdür üstüne müdür atarlar.[/size]
[size=medium] [/size]
[size=medium]Simultanenin getirisini, götürüsünü görüşmek yerine kuralları, izinleri ön plana alacaksın ki onlarla boğuşurken asıl iş sekteye uğrasın. Kuralları, imzaları, izinleri ön plana alan kişi bunu bilmeden yapar. Çünkü zihnine kazınmıştır bu engelleyiciler. Asıl iş simultane kim vurduya gider bu arada.[/size]
[size=medium] [/size]
[size=medium]Bir zamanlar iyisiyle kötüsüyle birçok iş yapan bir büyüğümüz “Anayasayı bir defa delmekle bir şey olmaz.” demişti de yerin dibine batırmıştık onu eleştiriyle. Günümüzde Anayasa delik deşik oluyor gıkımız çıkmıyor. Ne için söyledim bunu ? Kurallar, izin yönetmelikleri, düzenleme prosedürleri, vs., vs. değişkendir, sabit değildir. Zamana ve zemine göre bunları değiştirmek, kolaylaştırmak insanın elinde, kudretinde, dirayetinde, istemesindedir. İnsan gerçekten isterse her değişikliği yapar, yaptırabilir, engel sanılan her şeyin üstesinden gelebilir.[/size]
[size=medium]Ama atılması gereken ilk ve önemli adım her şeyin doğrusunu ben bilirim ci zihniyeti bir kenara bırakıp sorumluluk almaktır.[/size]
[size=medium]Yöneticiye not : Dün gece yazdığım yorum bir süre sahnede kaldıktan sonra silindi. Olabilir, silebilirsiniz. Ben de o yorumdaki bazı kavramları zihnimden sildim. Lütfen eski yorumumu tekrar gün yüzüne çıkarmayınız. Son ve geçerli yorumum yukarıdakidir.[/size]
[size=medium] [/size]
[size=medium]Simultane tek kişinin veya birkaç kişinin üstesinden gelebileceği bir konu değildir. Bilgi ve tecrübeyle dolu olan ciddi bir ekibin işidir. Bu ekipte satranççı, organizatör, reklamcı, idari işleri halledici, yardımcı, vb. olmak üzere birçok kişi görev alır. Bu işi TSF de yapabilir, kulüpler de yapabilir ve hatta organizatör özelliği yeterli olan TSF den ve kulüplerden bağımsız bir kişi de ekibini toplayarak yapabilir.[/size]
[size=medium] [/size]
[size=medium]Öneri söylenir, sunulur, anlatılır, geliştirilir. Öneriyi uygulayacak olan kişilerin ilk önce öneriyi benimsemesi, kabullenmesi gerekir. Şartları oluşturacak ve olgunlaştıracak olan öneriyi kabullenip uygulayacak olandır. Öneri kabullenilmediği sürece öneriyi sunan ne kadar yırtınsa da o öneri kadük olur, unutulur gider.[/size]
[size=medium] [/size]
[size=medium]Öneriyi sevdik mi ? Sevdik. Güzel mi ? Güzel. Herkes hemfikir sanırım.[/size]
[size=medium]Önerinin uygulanmasını istiyor muyuz ? İstiyoruz. Herkes hemfikir sanırım.[/size]
[size=medium] [/size]
[size=medium]Uygulansın dedikten sonra engelleri dile getirmek doğrudur. Elbette engeller dile getirilmeli ki onları ortadan kaldırmanın yolları aranmalı. Engeller yavaş yavaş veya hızlıca, teker teker veya topluca kaldırılabilir. Yeter ki insan istesin. Fakat mevcut engelleri simultanenin uygulanamayacağına gerekçe göstermek doğru değildir. [/size]
[size=medium] [/size]
[size=medium]Öneriyi sevdik, uygulanmasını isteriz fakat uygulanamaz diyenin görüşünde bir eksiklik var.[/size]
[size=medium]Uygulanamaz, olmaz demek ne demek ?[/size]
[size=medium]İşte onu yorumluyorum aşağıda.[/size]
[size=medium] [/size]
[size=medium]Bu arada, daha önceki yorumlarımdan gocunmaları ve yorumlarımdaki bazı cümlelerin kendi yorumlarındaki bazı cümlelere karşıt değil aksine açıklayıcı cümle olduğunu fark edemeyenleri doğal karşılıyorum.[/size]
[size=medium] [/size]
[color=#252525][size=medium]“[/size][/color][color=#252525][size=medium]İnsanların ön yargılarını parçalamak, bir atomu parçalamaktan daha zordur." demiş Einstein.[/size][/color]
[size=medium] [/size]
[size=medium]Öneriye kapalı zihniyette ‘herşeyi ben bilirim’ vardır. Bu zihniyetin ‘herşeyin en doğrusunu ben bilirim’ önyargısını kırmak deveye hendek atlatmaktan zordur. Yanlışını, eksiğini zinhar kabul etmezler. Dışarıda çok güzel uygulamalar da olsa kabullenmeyip bildiklerini okurlar. İç dünyalarındaki doğrularla dışarıdan gelenler çeliştiği zaman farklılıklar derhal reddedilir.[/size]
[size=medium] [/size]
[size=medium]Japonlarla Türklerin kürek yarışı hikayesini hatırlarsınız. Türkler ben bilirim ci ve tembel zihniyetle, müdür üzerine müdür atamalarına rağmen Japonları bir türlü geçemezler de 9 kişilik kürekçi takımındaki 8 müdür zavallı tek kürekçiyi suçlu sayarlar.[/size]
[size=medium] [/size]
[size=medium]Alışılmışı devam ettirmek kolaylıktır, tembelliktir. Olumlu anlamda alışılmışın dışına çıkmak sorumluluk ve yük demektir. Yeni sıkıntılar demektir. Adapte olana kadar endişe vardır. Yeniyi uygulayamama korkusu vardır. Uygulayamayınca yalnız kalmaktan veya başarısızlıktan ürkenler olabilir. Bundan dolayı alışılmışı bırakıp yeniyi ve yeni sorumlulukları kabul etmek büyük cesaret ister.[/size]
[size=medium] [/size]
[size=medium]Herşeyi ben bilirim ci zihniyet için kurallar, kurallar ve hep kurallar vardır. Ama bu kuralların birçoğu kendi beyninde oluşturduğu kurallardır. Yani bu zihniyet çoğu zaman kuraldan çok kuralcı kesilir iş yaparken. Esnek değildir. Bazen kaskatı engelleyicidir. Kuralsız, izinsiz toplum olmaz elbette. Fakat kurallar, izinler değişir, değiştirilir, kolaylaştırılır.[/size]
[size=medium] [/size]
[size=medium]Birçok kişi hayatının değişik evrelerinde, değişik olaylar karşısında bu zihniyete bürünür. Bu kişi özel bir şirketin ceo su bile olsa bu zihniyeti sahiplenebilir, geçici de olsa.[/size]
[size=medium] [/size]
[size=medium]Aynen böyle ; memleketimde bir iş yapılacağında derhal kurallar, düzenlemeler, imzalar, izinler kendini gösteriverir. Bunlar değiştirilmek istendiğinde ben bilirim ci zihniyet olmaz der. Yapılacak iş ikinci planda kalır. Bazen işi yapacak veya yaptıracak kişiler kurallar, düzenlemeler, izinler arasında o kadar kaybolur ki ne iş yapılacağını dahi unuturlar. Kürek yarışında olduğu gibi kürek çekmeyi unuturlar da güya işin yapılması için müdür üstüne müdür atarlar.[/size]
[size=medium] [/size]
[size=medium]Simultanenin getirisini, götürüsünü görüşmek yerine kuralları, izinleri ön plana alacaksın ki onlarla boğuşurken asıl iş sekteye uğrasın. Kuralları, imzaları, izinleri ön plana alan kişi bunu bilmeden yapar. Çünkü zihnine kazınmıştır bu engelleyiciler. Asıl iş simultane kim vurduya gider bu arada.[/size]
[size=medium] [/size]
[size=medium]Bir zamanlar iyisiyle kötüsüyle birçok iş yapan bir büyüğümüz “Anayasayı bir defa delmekle bir şey olmaz.” demişti de yerin dibine batırmıştık onu eleştiriyle. Günümüzde Anayasa delik deşik oluyor gıkımız çıkmıyor. Ne için söyledim bunu ? Kurallar, izin yönetmelikleri, düzenleme prosedürleri, vs., vs. değişkendir, sabit değildir. Zamana ve zemine göre bunları değiştirmek, kolaylaştırmak insanın elinde, kudretinde, dirayetinde, istemesindedir. İnsan gerçekten isterse her değişikliği yapar, yaptırabilir, engel sanılan her şeyin üstesinden gelebilir.[/size]
[size=medium]Ama atılması gereken ilk ve önemli adım her şeyin doğrusunu ben bilirim ci zihniyeti bir kenara bırakıp sorumluluk almaktır.[/size]
[size=medium]Yöneticiye not : Dün gece yazdığım yorum bir süre sahnede kaldıktan sonra silindi. Olabilir, silebilirsiniz. Ben de o yorumdaki bazı kavramları zihnimden sildim. Lütfen eski yorumumu tekrar gün yüzüne çıkarmayınız. Son ve geçerli yorumum yukarıdakidir.[/size]
[size=medium] [/size]