Sayın Attorney At Law,
Bu madde de komedi değil, bizim halihazırda yürürlükteki anayasamızda mevcuttur. Adam
1. "Önceden izin almadan gösteri yapabilirsin" diyor
2. "... ama yaptırmazlar" diyor ikinci ifadede de.
Her duruma dair teker teker düzenleme yapmak her zaman mümkün olmayabilir. Bu durumda elbette kural uygulayıcının halihazırdaki şerait üstüne bir takdir yetkisi olmalı. Durum aksi türlü olsa ne attorney'lere gereksinim kalırdı, ne de mahkemelere: Yazardık iki satır kod; kanuna göre hükmü verirdi.
Konuyu soyutlayarak izah etmek isterim: Bir oyuncu turnuvalarda belden üstü çıplak oynayamaz. -Altı çıplak, zaten oynayamaz- ancak örneğin bir oyuncu, denize düşmüştür ve sadece rakibe saygıdan dolayı turnuva salonuna o halde koşa koşa yetişmiştir. Burada hakemin görevi "yok kardeş, sen oynayamazsın" demek değil, oyuncunun üstüne bir şeyler ayarlamaktır.
Bu da, hakemleri ne kadar iyi eğitirsek eğitelim, sonuçta hakem orada vicdanıyla karar vermek durumunda olan kişi. Bakın, sizler hakemler olarak bu konuda sayfalarca tartışıyorsunuz. Hepinizin elinde de aynı kitap var ancak üstüne düşündüğümüz vakitte bile farklı sonuçlara varabiliyoruz ve ancak beş sayfa fikir teatisinden sonra belki bir noktada uzlaşabiliyoruz. Bir de bu durumun anlık karar gerektirdiğini göz önüne aldığımızda, hakem hatalı karar vermiş bile olsa, doğrudan hakemi töhmet altına sokmak doğru olmayabilir. Elektrik kesilmiştir; elektriği hakem kesmemiştir. Oyuncular da kesmemiştir. Hakemin bir karar vermesi gerekir. Oyunculardan biri iki hamlede forse mat edecekken maç iptal edilse, bu durum o oyuncuya haksızlık olacaktır. Öte yandan, turu elektrik gelene kadar bekletip, durum düzeldikten sonra devam edilse, belki kopyaya mahal verilecektir. Bu konuda kesin bir yargıya varmanın ne derece kolay olduğunu takdirinize sunuyorum.
Alıntı:Madde 34. - Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir.
Toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı ancak, millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlığın ve genel ahlâkın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amacıyla ve kanunla sınırlanabilir.
Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve usuller kanunda gösterilir.
Bu madde de komedi değil, bizim halihazırda yürürlükteki anayasamızda mevcuttur. Adam
1. "Önceden izin almadan gösteri yapabilirsin" diyor
2. "... ama yaptırmazlar" diyor ikinci ifadede de.
Her duruma dair teker teker düzenleme yapmak her zaman mümkün olmayabilir. Bu durumda elbette kural uygulayıcının halihazırdaki şerait üstüne bir takdir yetkisi olmalı. Durum aksi türlü olsa ne attorney'lere gereksinim kalırdı, ne de mahkemelere: Yazardık iki satır kod; kanuna göre hükmü verirdi.
Konuyu soyutlayarak izah etmek isterim: Bir oyuncu turnuvalarda belden üstü çıplak oynayamaz. -Altı çıplak, zaten oynayamaz- ancak örneğin bir oyuncu, denize düşmüştür ve sadece rakibe saygıdan dolayı turnuva salonuna o halde koşa koşa yetişmiştir. Burada hakemin görevi "yok kardeş, sen oynayamazsın" demek değil, oyuncunun üstüne bir şeyler ayarlamaktır.
Bu da, hakemleri ne kadar iyi eğitirsek eğitelim, sonuçta hakem orada vicdanıyla karar vermek durumunda olan kişi. Bakın, sizler hakemler olarak bu konuda sayfalarca tartışıyorsunuz. Hepinizin elinde de aynı kitap var ancak üstüne düşündüğümüz vakitte bile farklı sonuçlara varabiliyoruz ve ancak beş sayfa fikir teatisinden sonra belki bir noktada uzlaşabiliyoruz. Bir de bu durumun anlık karar gerektirdiğini göz önüne aldığımızda, hakem hatalı karar vermiş bile olsa, doğrudan hakemi töhmet altına sokmak doğru olmayabilir. Elektrik kesilmiştir; elektriği hakem kesmemiştir. Oyuncular da kesmemiştir. Hakemin bir karar vermesi gerekir. Oyunculardan biri iki hamlede forse mat edecekken maç iptal edilse, bu durum o oyuncuya haksızlık olacaktır. Öte yandan, turu elektrik gelene kadar bekletip, durum düzeldikten sonra devam edilse, belki kopyaya mahal verilecektir. Bu konuda kesin bir yargıya varmanın ne derece kolay olduğunu takdirinize sunuyorum.