06-01-2016, 13:50
Bunu satranç-telefon ilişkisi için yazmıyorum.
Hepimiz kendi görüşümüze göre bir şeyler ortaya koymaya çalışıyoruz. Bunun en öncelikle de yapılması muhtemel değişikliklerden önce ortaya konması ve incelenmesi açısından gerekli olduğunu biliyorum. TSF ‘DE son üç yıldır başarılabilmiş bazı yeniliklerde ÖSF’UN olumlu etkileri vardır. Her spor dalı kendi kuralları içinde oynanmalıdır! Yeri ve zamanı geldiğinde de bu kurallar günü şartlarına göre yeniden düzenlenmelidir.
…
Bir hentbol maçında oyuncu çıkmadan diğeri sahaya giremez.
Bir basket maçında voleybol topuyla serbest atış yapamazsınız.
Bir kort tenisinde mola ya da set arasında telefonla konuşamazsınız.
Her spor dalında yarışırken belli kıyafetler içinde yarışırsınız.
Bir futbol maçında oyun sınırları dışına belirlenmiş durumlar dışında çıkamazsınız. İstediğiniz ayakkabıyı giyip oynayamazsınız. Kramponlarınız bile kontrol edilir. Sebebinin sağlık açısından kaynaklandığını bilirsiniz. Cezalıyken sahada yer alamazsınız.
Hatta, mesela futbol ya da hentbol maçında cezalıyken saha dışından bir antrenör olarak telefonla sahaya mesaj-taktik gönderebilmeli misiniz? Oturduğunuz yerden, başka kişi ve otoritelere danışarak taktik verebilme konumu bir ceza mıdır, bir ödül mü? Enteresan ama bunun da kontrol altına alınması gereklidir.
Bilardo maçında telefonla konuşabilir misiniz? Ya da üzerinizde taşıdığınız bir çağrı cihazından şifreli bir mesaj alabilir misiniz? O spor dalını disipline altına alan kuralları buna izin verebilir mi?
Araba yarışlarında bildiğim kadarıyla telefon ve iletişim cihazları kurallar dahlinde serbest. Yanılıyor da olabilirim.
Müsabaka süresi satranç kadar ya da daha uzun olan diğer spor dallarında da telefon, çağrı cihazı ve diğer elektronik araçları yanınızda taşıyamazsınız. Bunun mantıksal açıklamasını da o kuralların tecrübelere dayanan gerekçelerinden oluştuğunu bilmek gerekir.
Maçınıza madalyon, bilezik, bileklik, küpe gibi özel eşyalarınızla çıkamazsınız. Gerçi muska ile çıkan sporcuları da biliriz değil mi?
Şimdi size çok uç gelebilecek bir örnek vereyim:
Muskanız var. Ama bunun içinde gerçek muska değil de titreşimli bir cihazınız var diyelim. Önceden belirlenen formül ve işaretlerden oluşturulmuş düzeneğinize dışarıdan bazı mesajlar gelsin. Siz de oyununuzu kusursuz tamamlayın!
Muska örneğini başka bir özel eşya üzerinden de verebiliriz. Detaylandırmayacağım.
Telefonunuz her ne kadar gerekliyse de bazı durumlarda değildir. Yatarken yanınızda ya da üzerinizde bulundurmanın sakıncaları kurallar açısından olmasa da sağlık açısından da var değil mi? Bir tiyatroda bence yanınızda taşımalısınız ama tabi oranında etik disiplinine uymalısınız. Hatta hiç çalmamasını garantiye almalısınız. Bunu ceza almamak, kınanmamak için değil, kendinize ve diğerlerine saygı olarak yapmalısınız.
Bir maratoncu 140 dakika civarında koşarken çağın her türlü gerekliliğini erteleyebilir.
Bir futbolcu da öyle, bir basketçi de, bir tenisçi de…
Ama o spor dallarının telefonlar ile ilgisi satrançta olduğu gibi değil. Hatta çok uygun saklama yerlerine de sahipler. Konu bu değil!
Her spor dalının disipline eden kurallarının çıkış mantığını anlayalım. Gereksinmelerimiz çağın değişimine göre artabilir, zorunlu hale de gelebilir. Tüm bunların çaresi de bulunmalıdır.
Akıl, mantık ve insana- sporcuya saygı bunu gerektirir.
Hepimiz kendi görüşümüze göre bir şeyler ortaya koymaya çalışıyoruz. Bunun en öncelikle de yapılması muhtemel değişikliklerden önce ortaya konması ve incelenmesi açısından gerekli olduğunu biliyorum. TSF ‘DE son üç yıldır başarılabilmiş bazı yeniliklerde ÖSF’UN olumlu etkileri vardır. Her spor dalı kendi kuralları içinde oynanmalıdır! Yeri ve zamanı geldiğinde de bu kurallar günü şartlarına göre yeniden düzenlenmelidir.
…
Bir hentbol maçında oyuncu çıkmadan diğeri sahaya giremez.
Bir basket maçında voleybol topuyla serbest atış yapamazsınız.
Bir kort tenisinde mola ya da set arasında telefonla konuşamazsınız.
Her spor dalında yarışırken belli kıyafetler içinde yarışırsınız.
Bir futbol maçında oyun sınırları dışına belirlenmiş durumlar dışında çıkamazsınız. İstediğiniz ayakkabıyı giyip oynayamazsınız. Kramponlarınız bile kontrol edilir. Sebebinin sağlık açısından kaynaklandığını bilirsiniz. Cezalıyken sahada yer alamazsınız.
Hatta, mesela futbol ya da hentbol maçında cezalıyken saha dışından bir antrenör olarak telefonla sahaya mesaj-taktik gönderebilmeli misiniz? Oturduğunuz yerden, başka kişi ve otoritelere danışarak taktik verebilme konumu bir ceza mıdır, bir ödül mü? Enteresan ama bunun da kontrol altına alınması gereklidir.
Bilardo maçında telefonla konuşabilir misiniz? Ya da üzerinizde taşıdığınız bir çağrı cihazından şifreli bir mesaj alabilir misiniz? O spor dalını disipline altına alan kuralları buna izin verebilir mi?
Araba yarışlarında bildiğim kadarıyla telefon ve iletişim cihazları kurallar dahlinde serbest. Yanılıyor da olabilirim.
Müsabaka süresi satranç kadar ya da daha uzun olan diğer spor dallarında da telefon, çağrı cihazı ve diğer elektronik araçları yanınızda taşıyamazsınız. Bunun mantıksal açıklamasını da o kuralların tecrübelere dayanan gerekçelerinden oluştuğunu bilmek gerekir.
Maçınıza madalyon, bilezik, bileklik, küpe gibi özel eşyalarınızla çıkamazsınız. Gerçi muska ile çıkan sporcuları da biliriz değil mi?
Şimdi size çok uç gelebilecek bir örnek vereyim:
Muskanız var. Ama bunun içinde gerçek muska değil de titreşimli bir cihazınız var diyelim. Önceden belirlenen formül ve işaretlerden oluşturulmuş düzeneğinize dışarıdan bazı mesajlar gelsin. Siz de oyununuzu kusursuz tamamlayın!
Muska örneğini başka bir özel eşya üzerinden de verebiliriz. Detaylandırmayacağım.
Telefonunuz her ne kadar gerekliyse de bazı durumlarda değildir. Yatarken yanınızda ya da üzerinizde bulundurmanın sakıncaları kurallar açısından olmasa da sağlık açısından da var değil mi? Bir tiyatroda bence yanınızda taşımalısınız ama tabi oranında etik disiplinine uymalısınız. Hatta hiç çalmamasını garantiye almalısınız. Bunu ceza almamak, kınanmamak için değil, kendinize ve diğerlerine saygı olarak yapmalısınız.
Bir maratoncu 140 dakika civarında koşarken çağın her türlü gerekliliğini erteleyebilir.
Bir futbolcu da öyle, bir basketçi de, bir tenisçi de…
Ama o spor dallarının telefonlar ile ilgisi satrançta olduğu gibi değil. Hatta çok uygun saklama yerlerine de sahipler. Konu bu değil!
Her spor dalının disipline eden kurallarının çıkış mantığını anlayalım. Gereksinmelerimiz çağın değişimine göre artabilir, zorunlu hale de gelebilir. Tüm bunların çaresi de bulunmalıdır.
Akıl, mantık ve insana- sporcuya saygı bunu gerektirir.
- MATRANÇ -