Milli Takımlar Menajeri Özgür Solakoğlu (Söyleşi)
#4
Milli Takımlar Menajeri Özgür Solakoğlu: "Yeni Bir Sistem Planlıyoruz"(3)
Cuma, 23 Ocak 2009 00:45

Milli Takımlar Menajeri Özgür Solakoğlu, kendisiyle yapılan söyleşinin son bölümünde milli takımla ilgili merak edilen konularla ilgili açıklamalar yapmaya devam ediyor. Solakoğlu, satranç camiasında çeşitli tepkiler alan söyleşinin son bölümünde de milli takımın dünü, bugünü ve geleceğine dair gündeme gelen konularda Özgür Akman'ın sorularını yanıtladı.

Solakoğlu, Bu bölümde mili takım sporcularına sağlanan olanaklar ve maaşları, Barış Esen'in neden milli takımda yer almadığı ve Akdeniz Şampiyonası'nda oynamadığı ve Solakoğlu'nun Dresden'deki Olimpiyat'ta alınan sonuçları nasıl gördüğünü anlatıyor.

"Milli Takım Sporcularına Bu İmkânları Sağlayan Tek Ülke Türkiye'dir"

- Milli takım sporcularının aldıkları maaşların düşük olduğu da çokça tartışıldı. Buna katılır mısınız?

Sporcuların gelirlerini değerlendirirken çeşitli kıstaslara bakmamız lazım. İlk olarak dünyada satranç oyuncularının gelirlerine bakmak gerekir. İkincisi, Türkiye içindeki gelir durumuna göre karşılaştırma yapılmalıdır. Üçüncüsü, TSF'nin Milli Takımlar için ayırdığı bütçedir. Milli takım sporcuları için ne kadar harcama yapıldığıdır. Maaşları dışında, turnuvalara gitmeleri, kamplara katılmaları için de ayrılan bir bütçe var. Dördüncü kıstas da Türkiye Satranç Federasyonu'nun kendi bütçesidir.

İlk kıstasa bakacak olursak dünyada tekiz. Bu düzeyde oyunculara, yani IM'lere, bu düzeyde maaş veren ve bu imkânları sağlayan tek ülke Türkiye'dir. Bazen başka ülkelerin temsilcileri de bu durumu hayretle karşıladıklarını söylüyorlar.

Ama sonuçta şu an Türkiye'de iki büyükusta var ve milli takımın çoğunluğu uluslararası ustalardan oluşuyor. Yani, zaten maaş alan sporcular ülkenin en önde gelen satranççılarıdır, değil mi?

Doğru ama ben de bu kriterler üzerinden açıklıyorum. Bu konuda dünyada ilkiz, tekiz ve önemli olanaklar sağlıyoruz. Türkiye şartlarında onlara verilen bu maaşlar, belli seviyede geçimlerini sağlayabilmelerine katkı sağlamak amacıyla verilmektedir. 1000-2000 TL maaş verseniz de buna "az" veya "çok" diyen olabilir.

Önemli olan sadece maaş değil, bu sporculara kariyerlerini geliştirmek için ayrıca sunduğunuz olanaklardır. Sadece maaşla değerlendirmemek gerekiyor. Bu açıdan sporcularımız, kişi başına 2000 Euro'ya varan maliyetlerle turnuvalara katılabilmektedirler ve bu maliyeti federasyonumuz karşılamaktadır. Her ay dört yıldızlı otelde, bir hafta, bütün maliyetleri federasyonca karşılanan kamplara katılıp FIDE Senior Trainer unvanı olan dünyanın en iyi antrenörleriyle çalışıyorlar. Bu da onlara ayrılan bütçenin bir bölümüdür.

Antrenörlere ayırdığımız bütçe de milli takıma ayrılan bir bütçedir. Ayrıca önemli bir ayrıntıyı daha belirtmek isterim ki, yine dünyada eşi olmayan bir şekilde sporcularımızın tüm işlemleri (uçak, otel, vize, organizasyon) federasyonumuz tarafından yapılmaktadır. Yani onlar Satranç çalışmak ve oynamak dışında hiçbir şeyle ilgilenmek, uğraşmak, zaman harcamak zorunda kalmamaktadırlar.

Sonuçta sadece maaşa bakmak yanıltıcı olur. Oyunculara satranç oynamaları ve geliştirmeleri için ne kadar destek veriliyor, olanak sağlanıyor buna bakılması ve değerlendirilmesi gerekir. Böyle düşününce milli takım sporcuları için ciddi bir bütçe sağlandığı, muhteşem olanaklar verildiği anlaşılacaktır.

"Başarıya daha fazla Odaklanan Yeni Bir Sistem Planlıyoruz"

- Milli takıma ne kadar bütçe ayrılıyor peki?

Genellikle yıllık turnuva planlamaları yapılmaktadır. Zaman zaman tercihlere göre değişiklikler olabilmekte ve milli takım bütçesi de bu programa göre belirlenmektedir. Önümüzdeki yıl için de bu planlama yapılmaktadır ve Yönetim Kurulunun onayına sunulacaktır.

Dördüncü kıstas ise bu konuyla alakalı olarak TSF'nin genel bütçesidir. Önümüzdeki dönemde oyuncular için daha başarı odaklı bir sistem getirmeyi planlıyoruz.

- Bir değişiklik var gündemde yani...

Evet, başarıya daha fazla odaklanan yeni bir sistem planlıyoruz. Bu muhteşem şartlara rağmen 4 yıldır GM unvanlı yeni sporcumuz olamadı. Diğer yandan ELO değişimi olarak baktığımızda bazı sporcularımızda kayda değer bir gelişme görülüyor.

" Geleceğe Yönelik Planlamalar Yapıyoruz, Gurevich de Antrenörlük Yapacak, Her Ay Türkiye'de 15 Gün Eğitim Verecek"

- Milli takımın belkemiğini oluşturan isimler yıllardır takımda yer alan 25-30 yaş arasındaki uluslararası ustalarımız. Diğer oyunculara milli takım kapalı mı, bu yönde algılar ve eleştiriler var siz ne düşünüyorsunuz?

Eğer biz 4 yıl sonra, hâlâ 10 yıl önceki takımla, aynı elo ortalamasıyla, aynı isimlerle ve aynı unvandaki kişilerle milli takımı oluşturuyorsak bir gelişim sağlayamamışız ve başarısız olmuşuz demektir. Dolayısıyla geleceğe yönelik planlamalar yapıyoruz. Yeni dönemde Başkan'ın da açıkladığı gibi altyapıya daha fazla ağırlık vereceğiz. Bu süreç zaten iki yıldır planlı bir biçimde uygulanıyor ve sonuçlarını da almaya başladık.

Milli takıma girebilecek seviyedeki yetenekteki sporcuların milli takım hocalarıyla daha fazla ve daha düzenli çalışmalarını sağlayacağız. GM Grivas A Milli Takımın antrenörü ve GM Mikhalchishin Bayan Milli Takım Antrenörü; ancak fark ederseniz son turnuvalarda yaş grupları kategorilerindeki milli oyuncularımızla da ilgilenmektedirler. Avrupa ve Dünya Yaş Grupları buna örnektir. Zaten bu isimlere dünya satrancında antrenörlüğünün yanı sıra oyunculuk kariyeri de çok önemli bir yere gelmiş olan GM Gurevich de katılıyor. Önümüzdeki dönem Gurevich, Mikhalchishin ve Grivas yine altyapıyla ilgilenecekler. Altyapıyı ve gelecekte milli takımda yer alabilecek sporcuları daha dikkatli izleyeceğiz.

Gurevich her ay Türkiye'de 15 gün eğitim verecek. Genç yeteneklerimizin ağırlıklı bulunduğu illere giderek Cuma,Cumartesi, Pazar çalışmasını planlıyoruz.Hafta içi günler ise A Milli Takımla ve bazı illerde çalışacak. Ayrıca belli koşullarda özel derslerde verebilecek.

Bugünkü milli takım oyuncuları on yıl önce bu olanaklara sahip olsaydı, şu an çok daha iyi seviyelere gelmiş ve hepsi GM olmuş olurlardı. Onlara formasyon yıllarında bu imkânları sağlayamadık. Şimdi 10-14 yaşındaki oyuncularımıza daha iyi imkânlar sağlayabiliyoruz. Bugünkü Milli Takımımızı oluşturan nesli belki geç yakaladık; ama yeni nesli daha erken yakalamak istiyoruz. Buna uygun bir sistem oluşturup geleceğin milli takımını oluşturacağız.

Zaten Olimpiyat'ta Emre Can ve Mustafa Yılmaz ilk kez oynadılar ve başarılı oldular. Eğer 5 kişilik takımın 2 kişisi yeniyse bu önemli bir yenilenmedir. Uygulamalarımızın sonuçlarını görmeye başlamışız demektir.

Bizim görevimiz ve amacımız bu değişikliği sağlayacak yapıyı oluşturmaktır. Zaten bu değişiklikler başladı. Bunu sistemli ve sağlıklı bir şekilde yaptığımızı düşünüyorum. Küçük yaştaki oyuncularımız belirli bir seviyeye geldiklerinde milli takımda oynama hakkını elde edeceklerdir. Bunu zaman içinde hep birlikte göreceğiz.

Mustafa Yılmaz, 16 yaşında milli takıma girdi. Emre Can, uzun yıllardır satrancın içinde ama Dresden'de ilk Olimpiyatı'nı oynadı. Genç yeteneklerimizi uluslararası turnuvalarda oynatmaya, milli takım kamplarına davet etmeye başladık Mustafa Yılmaz özel davet alarak Genç Ustalar turnuvasında oynadı. Burak Fırat, St. Petersburg'dan gelen bir davet üzerine Genç Yıldızlar Turnuvası'nda oynadı. Cemil Can Avrupa Şampiyonu oldu. Cankut ve Vahap Akdeniz Şampiyonası'nda oynadılar. Dünya Okullar'dan madalyalarla dönüyoruz. Bu planlamaların sonuçlarını önümüzdeki dönemde de göreceğiz. Gurevich, Grivas ve Mikhalchishin bize bu yapıyı geliştirmemizde yardımcı olacaklar.

"Çocukların Gözlerindeki Parıltıyı Görmek İnanılmaz Bir Duygu"

- Altyapıda, yaş gruplarında son yıllarda önemli başarılar elde edildi. Bu başarıları ve çocuklarımızın yerini nasıl görüyorsunuz? AYGEG'in çalışmaları hakkında satranç kamuoyunu bilgilendirebilir misiniz?

Çocuklarımızın başarıları ve gelişimleri bizlere inanılmaz keyif veriyor. Kamplarda ne kadar arzulu ve istekli çalıştıklarını görüyoruz. Gözlerindeki parıltıyı görmek inanılmaz bir duygu yaşatıyor.

AYGEG 30 Mart 2006 tarihinde Federasyon Başkanımız tarafından kuruldu. Yani henüz 3 yılını doldurmadığımız bir yapılanma içindeyiz. AYGEG'in işleyişiyle ilgili resmi prosedürleri önümüzdeki günlerde Yönetim Kurulumuza sunacağız ve resmi yapılanma tamamlanmış olacak. Bu geçirdiğimiz 3 yıllık süreçte önemli gelişmeler kaydedildi. Genel ve Bölgesel Kamplar düzenlendi. Yurtdışındaki turnuvalarda her sporcuya antrenör olanağı sağladık. Antrenörlerimiz, geleceğin yıldızlarımızı takip ediyor, izliyorlar. Adrian Mikhalchishin ile yakın çalışma fırsatı sağlandı ve antrenör seminerleri düzenlendi. 14 antrenörümüz AYGEG tarafından seçilerek Berlin FIDE Trainer Academy'ye gönderildiler ve FIDE Trainer unvanı aldılar. Kısaca ve özetle bunları sayabiliriz. Bu 3 yıllık süreç daha çok öğrenme ve yapılanma ile geçildi. Bundan sonra gelişme dönemini yaşayacağız.

"AYGEG, Sporcuları Başarıları, Gelişimleri ve Beklentilerimize Göre Seçiyor"

- Altyapıyla ilgili de birçok çalışma olduğunu biliyoruz. Bu çalışmalarda madalyonun arka tarafını, yaş grupları milli takımlarına oyuncu seçilme sürecini anlatır mısınız?

Milli Takımlara ve yurtdışındaki turnuvalara oyuncu seçilmesi süreci en zor, en fazla izlenilen ve yorum yapılan konulardan biri olmuştur. Öncelikle şunu belirtmeliyim, Başkanımızın bu süreçlere hiçbir müdahalesi olmamıştır. Türkiye Yaş Grupları Şampiyonasında ilk 2 dereceyi alanlar Dünya ve Avrupa Şampiyonlarına katılım hakkı kazanıyorlar.

Bunun dışında her kategoride belli sayıda sporcu Yaş Grupları Milli Takım Havuzu'na seçiliyorlar. Milli Takımlara ve yurtdışında gidecek sporcular bu havuzdan AYGEG tarafından belirleniyor. Yurtdışında turnuva daveti aldığımız veya programımıza koyduğumuz bir turnuva için AYGEG'e hangi yaş kategorilerinde, yaş grubunda ve cinsiyette sporcu göndereceğimizi iletiyoruz. Seçimi AYGEG yaparak bize bildiriyor. Bu süreç içinde onlarla görüş alışverişinde bulunabiliyoruz, zaman zaman önerilerimiz olabiliyor. Sporcuları başarıları, gelişimleri ve beklentilerimize göre seçiyorlar. Burada az da olsa eleştiriler gelebiliyor. Burada aileler duygusal tepkiler verebiliyorlar. Antrenörlerimiz oyuncu seçiminde inisiyatif, bilgi ve tecrübelerini kullanıyorlar. Hepsi inanılmaz özverili, iyi niyetli ve sorumluluk sahibi kişiler. Daha önce dediğim gibi onların da AYGEG bünyesinde olmalarının ana nedeni satranç aşklarıdır. Burada önemli bir konuda velilerle ile ilişkilerimiz. Bu konuda son 3 yılda inanılmaz ilerleme sağladık. Velilerimizle güzel bir iletişim sağladık. Bize destek oluyorlar ve her zaman iletişim içindeyiz. Bu konuda hepsine ayrıca teşekkür ediyorum. Sporcularımız, antrenörlerimiz ve velilerimizle hep birlikte daha güzel sonuçlara imza atacağız.

"Erkek Milli Takımımızın Başarısını Sağlayan Ana Faktör Uyumdu,
Bayanlarda Ekaterina Atalık'ın Yokluğunu Hissetik"


- Satranç Olimpiyatı'nda milli takımlarımızın aldığı sonuçları nasıl değerlendiriyorsunuz? Olimpiyatlarda takımlarımızın hedefleri neydi, bu hedeflere ulaşıldı mı? Kıvanç Haznedaroğlu'nun üçüncü ve son büyük usta normunu alıp almadığı son ana kadar belli olmadı. Onun büyük usta normlarını tamamlaması da özel olarak bir hedef miydi? Nasıl bir strateji izlendi?

Dresden Olimpiyatları bizim için birçok açıdan başarılı ve mutluluk verici bir turnuva oldu. Ancak IM Haznedaroğlu'nun, harika performansına ve tümüyle hak etmesine karşın GM Normu alamaması bizi üzen ve sevincimize gölge düşüren bir durum yaşamamıza neden oldu.

IM Haznedaroğlu son tur oynamasaydı kurallara göre GM Normu alamıyordu. Çünkü Performansı 2600,5 üzeri olmasına rağmen oynadığı oyuncuların ortalaması 2368 oluyordu. Son tur maçında ise eğer berabere bile kalmış olsaydı GM Normu alıyordu.(Kazandığı düşük ELO'LU rakibi çıkarılarak 9/7 puan ile) Olimpiyatlarda alınan 9 maçlık Norm, 20 maçlık norm sayılıyor. Ancak zaten IM Haznedaroglu'nun önceden 20 maçlık normu olduğu için GM için gereken normları tamamlıyor ve unvanı alması için sadece herhangi bir turnuvanın sonunda veya ortasında 2500 ELO puanına ulaşma şartı kalıyordu.

Özeleştiri yaptığımızda, IM Haznedaroglu'nun Polonya maçında oynamasının, ortalamasını yükseltmek açısından, taktiksel olarak daha doğru olabileceğini görüyoruz; ancak takım yararı ve başka faktörler nedeni ile bu maçta oynatmama kararı alınmıştır.

IM Haznedaroglu'na 7 veya 8 maçlık Norm verilmesi için yaptığımız başvuru ise FIDE Kurallarındaki 1.41 (bazı özel turnuvalarda dokuz maçın altında verilen normlarla ilgili) maddesine girmediği için kabul edilmedi.

Yaklaşık 2-3 günümüzü hesaplamalar ve görüşmeler ile geçirmemize rağmen IM Haznedaroglu'nun GM Normu alacağı şartları, kurallara uygun şekilde sağlayamadık; ancak tüm oyuncularımızın gösterdiği performans birkaç yıl içinde birden fazla yeni GM unvanlı sporcu sahibi olacağımızı bize gösterdi.

Olimpiyat geneli ile ilgili özellikle belirtmek istiyorum. Erkek Milli Takımımızın tüm oyuncuları, tüm olimpiyat boyunca, harika bir uyum ve anlaşma içinde oldular. Takımın başarısını sağlayan ana faktör buydu.

Takım seçiminin ne kadar doğru olduğunu bu uyum ve alınan sonuçlar bize gösterdi. Tüm oyuncular renk, oynayıp-oynamama konularında müthiş bir uyum ve anlaşma sağladılar. Hep birlikte zaman geçirdiler ,güzel bir iletişim yakaladılar. Gerektiğinde birlikte karar aldılar. Zaten, ciddi bir özel sorunu nedeniyle formsuz olan ve kötü bir turnuva geçiren GM Gurevich dışında tüm sporcularımız turnuvayı elo kazanarak bitirdiler. Antrenörümüz GM Grivas da bu başarılı sonuçların sağlanmasında büyük pay sahibi olmuştur.

Bayan Milli Takımımızda ise Ekaterina Atalık'ın eksikliğini hissettik. Genelde baktığımızda ise özellikle Kübra'nın ciddi başarısı sayesinde turnuvayı tatmin edici bir sırada bitirdik. Tüm sporcularımız ellerinden geleni en iyi şekilde yapmaya çalıştılar.

- Peki, bu süreçlerde sizin rolünüz ne kadar? Alınan kararlara hiç karışıyor musunuz?

Milli Takım havuzunu biz seçiyoruz. Milli Takım ise Grivas tarafından seçiliyor. Örneğin Olimpiyatlardaki takım masa sıralamasını antrenörlerimiz belirledi.

- Milli takım antrenörlerimiz zaman zaman gündeme geldi. Gerek Mikhalchishin gerekse Grivas ile en yakın çalışan isimlerdendiniz. Siz onların çalışmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Memnun musunuz?

İkisini de başarılı buluyoruz. Önümüzdeki dönem Gurevich de kamplara eğitici olarak katılacak. Bu şekilde daha güçlü kamp olmasını sağlayacağız. Adrian ise tartışmasız Bayanlarda dünyanın en iyi antrenörü.

"Barış Esen Bizim İsteğimizin Aksine, Milli Takımı Kendi İsteğiyle Bıraktı, Önümüzdeki Dönemde Oyunculuk Tarafının Ağır Basacağını Umuyoruz"

- IM Barış Esen'in sözleşmesi bir süre önce iptal edildi. Esen'in niye Olimpiyat takımında yer almadığı mesela Akdeniz Şampiyonası gibi turnuvalarda milli takım sporcusu olarak niye yer almadığı hayli tartışıldı. (son olarak Satrançokulu'nda gündeme geldi. Milli Takımda yer almak için illa TSF ile sözleşme yapmak şart mıdır? Bir satranççı milli takımda oynayabilecek seviyedeyse; ama sözleşmesi yoksa, maaş almıyorsa, özel bir antrenörle çalışıyorsa milli takımda oynayamaz mı?
TSF Barış Esen'i bu tür uluslararası turnuvalara davet etmiyor mu?


Barış Esen 17.12.2007 tarihinde federasyonumuza "Tüm Milli Takım Turnuvaları, Kampları ve TSF tarafından gönderilecek tüm turnuvalardan 6 ay muaf olmak istiyorum. Bu süre zarfında maaşımın ödenmemesini kabul ediyorum" yazılı dilekçesini göndermiştir. Kendisini bu kararından vazgeçirmek için dilekçeyi göndermeden önce uzun bir süre konuşmama rağmen maalesef başarılı olamadım. Satranç Okulu web sayfasında çıkan röportajında da belirttiği gibi Antrenörlük yaparak daha fazla gelir elde etmeyi tercih etmiştir.

Kişisel tercihim oyunculuğa devam etmesi gerektiği yönündeydi ve kendisine iletmiştim. Altı aylık sürenin sonunda federasyonumuza geri dönme başvurusu olmamıştır, bu nedenle ilişkisi kesilmiştir. Sonuçta kendi isteğiyle, bizim isteğimizin aksine Milli Takımlardan ve Federasyonumuzdan ayrılmıştır. Seçim dönemindeki birçok örnek gibi konu farklı aksettirilmiştir.

Asbaşkanımız Kuvay Sanlı tarafından Akdeniz Şampiyonası'nda oynaması için davet edilmiş ancak aynı tarihlerde Almanya 2.Ligi'nde oynaması nedeniyle katılamamıştır. Önümüzdeki dönemde oyunculuk tarafının ağır basacağını ümit ediyorum.

Bu arada Bayan Milli Takım Sporcumuz Zehra Topel de eğitimine yoğunlaşmak istediği için federasyonumuzdan istifa etmiştir. Ancak kendisi Milli Takım'la ilgili konularda, bu onurlu konuda, kendisine görev verildiğinde her zaman destek olacağını belirtmiştir. Bu nedenle Dünya Akıl Oyunları ve Olimpiyatlar'da takımımızdaki yerini almıştır. Bundan sonraki dönemlerde eğitiminden zaman ayırabilme şansı olmasını ve aramıza katılmasını umuyoruz.

Milli Takımlarımız, başarılı ve sporculuğun gereklerini yerine getiren tüm sporcularımıza açıktır. Zaten bu aşamaya gelen sporcularımız TSF'den maaş almaktadır.

- Bu uzun söyleşinin sonunda satranç camiasına vermek istediğiniz bir mesaj var mı?

Sorularınıza verdiğim cevaplarla Milli Takımlarla ilgili merak edilen, eksik ve yanlış bilinen (aktarılan) konulara açıklık getirdiğimi umuyorum. Görevim süresince, velilerimiz ve sporcularımızın e-posta veya telefonla sordukları konuları da cevapladım. Fikir sahibi olmadan önce bilgi sahibi olmak istedikleri, olumlu ve olumsuz tüm eleştirileri için teşekkür ediyorum.

Satranç camiamız artık sporcular, antrenörler, hakemler, veliler, çalışanlardan oluşan on binlerce kişilik bir topluluk oldu. Eskiden birkaç yüz üst düzey satranççıdan oluşan, kendi içinde yaşayan küçük bir topluluktu. Bugün de eski günlere dönmek isteyenler olduğunu biliyoruz; ama artık bu imkansız oldu.

Bundan sonra daha önce de söylediğim gibi kamuoyu ile paylaşılması gereken önemli konularda Satranç Camiamızı bilgilendirmeye özen göstereceğiz.

img_5172.jpg

Kaynak: http://www.tsf.org.tr/component/content/...olakoglu-3

SON
Ara
Cevapla


Bu Konudaki Yorumlar
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Venom - 19-01-2009, 21:39
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: ibrahimethemAy - 23-01-2009, 12:42
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Venom - 24-01-2009, 00:45



Konuyu Okuyanlar: 2 Ziyaretçi