(09-02-2016, 15:59)Ateş Ülker Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Herhangi bir kişiden rahatsız olmam söz konusu değildir.Korkacak bir durum da yoktur.Korkmuş olsam ben de kimliğimi gizlerim. Sadece üslubu düzeltmeniz gerekir. Aynı eleştirileri kişiyi küçük düşürmeden yapmak seçeneği de vardır...
Sn. ÜLKER
Sizin bu şahsı tanıdığınız sınırların ötesinde tanıyorum.
Yazısını okudum.
İFTİRALARININ SAÇMALIKLARININ SATIR SATIR CEVABINI ALACAK!
Olay, yer, tarih ve tanık kişilerle...
Hakkında yazı dizisi yakında geliyor.
Eğer kararlarını değiştirmezse İstanbul- İzmit ortak yapımı olacak!
Bu kadarını şimdiden belirteyim! Umutsuz bir vak'a...
Hukuka uygun!
Sahi bu zat-ı muhteremden hukuk dersleri aldık ve almaya devam ediyoruz değil mi?
Neyin hukuku ama?
Özenle seçilmiş belden aşağı, ulaşılamaz terbiye, ağırbaşlılık özentisi içinde argo, mesnetsiz ve kanıtsız aşağılık iftiralar, uyduruk olaylar, burnunun dibinde kendi gösterdiği kaynaklara burundan toslamalar...
Bunların bir hukuku olabileceğini hiç sanmıyordum.
Ama 2012 nin Ağustosundan beri bunları okuyoruz burada.
Yani yine bir seçim zamanına yaklaşırken!
Hiç tahmin etmezdim gerçekten ama, günlük yaşamında da toplum içinde buna benzer çıkışlarıyla tanınıyormuş meğer...
Onu yine de kimlikli bir kişi olarak kabul etmem gerekiyo
Çünkü hastalıklı genlere sahip, yani o da bir insan sonuçta...
Yapacak bir şey var mı?
Siz tıp insanısınız bilirsiniz!
Ama bir yerlerde bu tiplerin yürüyüş şekillerine göre doktorların reçete geliştirip ilaç yazdıklarını duymuştum.
Sanırım Orlando idi.
Oraya ziyarete gideceğine göre...
...
Bu bir tarzdır.
Aynı zamanda da bir çeşit biat tır…
Bunu uzun zamandır biliyoruz.
Bu bir yalanmadır. Kime ve neden olduğunu da biliyoruz.
Üstelik bu türler nedense seçim zamanına doğru toprakta biter, açar...
Zamanla döker ve dökülür. Sağdan soldan fışkırır.
Sonra zaman gelir ortadan kaybolduğunu ilan ederler.
Ama bakar ki biat etmesi gerekiyor, yine bir yerlerden bitiverirler.
Yani ömürleri topraktan bitmek ile toprağa düşüvermek arasında geçer.
YANİ BU TÜR BİTİK BİR TÜRDÜR.
Başka zeminlerde rüzgarına ve mevsimine göre blog açarlar.
Kahve kokuları iyi gelir, kafayı bulup saçmalarlar.
Kimi zaman Tosun Paşa'yı analiz etmeye kalkarlar, kimi zaman Deli Petrolardan medet umarlar...
Hayatları böyle geçer durur.
Hep aynı plağı koyar ve aynı plağı dinlerler.
Tabi ara sıra saçmalamada tavan yaparlar. Foyaları çıkınca da sağa sola dışkılarını bırakırlar...
Yok 2005 miş de yok 2015 değil de 2011 miş...
Yok dediği şeyin, 2011 yapımlı var olduğunu kendi söylemiyor mu?
Olmayan bir şey neden 2011 yapımı olsun ki?
Öfff koktu be!
Bu
cap cap cahil türlere göre...
Dernekler yasasına göre kurulan FEDERASYON (1954) ile, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü'ne bağlanması (1991) arasında da aynı mantık kurulabilir değil mi?
O zaman ne yapacağız?
Yok ben 1991 demedim de 1954 çüyüm mü diyeceksin?
ORTADA BİR ŞEY VAR MI YOK MU?
YOK DEDİĞİ ŞEY ASLINDA VAR MIYMIŞ?
KAYNAĞINI KENDİSİ GÖSTERMEMİŞ Mİ?
Yok dediğin şey kapı gibi karşına çıkmış mı, çıkmamış mı?
Tarihlere takılarak demagoji yapan bu bitivermelerin yeni mutant türlerinin önümüzdeki süreçte fazlalaşarak artacağını göreceğiz.
Sn. ÜLKER,
Sizin hakkımdaki gerek bireysel ve gerekse toplumsal açıdan duyarlılığınıza teşekkür ederim.
Benim için bulaşmayın derim. Gerçekten de bu arkadaşın durumu üzücüdür! Böyle deşarj olur bu tür.
Yapacak bir şey yok!
Önümüzdeki süreçte aynı taktiğe o meşhur cesaretiyle tekrar tekrar saldıracaktır, hiç merak etmeyin.
Hakkımdaki iğrenç yalan, çaresiz iftira ve çıldırık saçmalamalarına karnım ta başından beri tok.
Çünkü alnım ak!
Aslında ne yazarsa yazsın hakkımda ilaç gibi geliyor!
Çünkü anında aksi ortaya çıkıveriyor.
Tarihçede olduğu gibi!
Geçmişte her bir kendi atıp kendi tutmasında olduğu gibi...
Her bir saçma sapan ve cahilce uyduruk iddiaları son derece dayanaksız ve naftalinlerin kokularını alıyorum.
Çürük, ağzı bozuk, iftira, aşağılama bu tiplerde!
Başka yazan var mı? Ha bir kaçı daha geldi aklıma biren bire...
Ama onlar bunun gibi değil.
Daha önümüzdeki süreçte göreceğiz bu profesyonel kalemleri…
Haberlerde yüzü saklı canilerin evinin önünde arabasına binen iş adamlarını nasıl bir cesaretle vurduklarını izliyoruz değil mi?
Üzülmekten başka bir şey yapamıyoruz .
Siz tıp adamısınız bilirsiniz.
Kanserle, veremle bir şekilde baş edebiliyor insan...
Ama egosu elinden dilinden ve başka yerlerinden patır patır sürekli düşenler ve orayı burayı çaresizce pisleyenler için bir çare bulunursa da bu müjdeli haberi ilk sizden duymak isterim.
Onun için saygın kişiliğinizive toplumsal cesaretinizi bu profesyonel mutant tiplere boşuna meze yapmayın derim.
Bu size tek ve nacizane önerim.
Hakkımdaki tüm uyarılarınıza ve düşüncenize içtenlikle teşekkür ederim
Saygılarımla…