Milli Takımlar Menajeri Özgür Solakoğlu (Söyleşi)
#2
Özgür Solakoğlu: "Suat Atalık'ın 20 Yıldır Problemli Olmadığı Federasyon ve Milli Takım Sporcusu Yok" (2)
Pazartesi, 19 Ocak 2009 12:54

Milli Takımlar Menajeri Özgür Solakoğlu, geçtiğimiz hafta yayınlanmaya başlanan söyleşinin ikinci bölümünde Türkiye'nin dünya satrancındaki yeri, seçim döneminde gündeme gelen harcırah sorunu ve Türkiye'nin ilk büyükustası Suat Atalık ile ilk kez Avrupa Şampiyonu olan satranççısı Ekaterina Atalık ile yaşananların perde arkasını açıklıyor. Özgür Akman'ın yaptığı söyleşinin ikinci bölümü aşağıdadır.

"Turistik Seyahat Yaptığımız İddiası Çok Gülünç"

- Siz de dahil olmak üzere Sporcu olmayan kişilerin, kafile başkanları ve yöneticilerin harcırahlarının yüksek olması da çok eleştirildi. Neden böyle bir fark var?

Bütün kurumlarda yöneticilerin, yetkileri ve sorumlulukları oranında aldıkları belirli harcırah ve ücretler var. Yönetim kurulu üyelerimiz maaş almıyorlar. Yani Yönetim kurulunda olmalarının onlara maddi bir getirisi olmamaktadır.

Tabii ki TSF'yi temsilen gittikleri yerlerde harcırah almaları normal diye düşünüyorum.. Ülkemizdeki birçok şirkette olduğu gibi üst düzey pozisyonlarda bulunan kişiler belli ödenekler alırlar. Özellikle Federasyon başkanımızın ve diğer Yöneticilerimizin maaş almadığını göz önünde bulundurursak, görevlerinin gereği olarak bu harcırahları almaları doğaldır.

- O zaman eleştirilerde de dile getirildiği gibi yöneticilerin sporculardan hiyerarşik olarak daha yukarıda olduğunu mu kastediyorsunuz?

Tüm federasyonlarda hiyerarşi böyledir. Eğer Türkiye Satranç Federasyonu Başkanı 24 saat çalışarak satrancı bir noktasından yüz noktasına getiriyorsa, bu dönem içinde yurt içi, yurt dışı ziyaretlerinin yanı sıra yaptığı bütün işlerde çabalarının desteklenmesi gerekir. Bugün sporcularımıza tanınan ve dünyanın hiçbir ülkesinde olmayan olanakları sağlayan öncelikle Başkanımızdır. Türkiye'de 4 yıl önce hayal olan, kimsenin düşünemedikleri gerçek oldu ve 8 yılda 20 yıllık yol kat edildi. Başkanımızın yerine getirdiği bu görevinden maddi bir beklentisi hiçbir zaman olmamıştır çünkü kendisi bu görevi gönüllü olarak yerine getirmektedir. Bu kadar olumlu ve inanılmaz işler yapılırken, yöneticilerin sırf kendi bütçelerinden harcama yapmaları doğru değildir. Türk satrancı ve Türkiye Satranç Federasyonu'na bir katkı sağlanacaksa, bu katkının sağlanacağı ortam yaratılmalıdır. Harcırahlar da temsil görevi yerine getirilmesinin karşılığıdır.

- Turistik seyahat değil yani?

Bu seyahatlerin turistik olduğu düşüncesini çok gülünç ve mesnetsiz bir iddia olarak görüyorum. Yurtdışına gittiğimizde kurduğumuz ilişkiler, Türkiye Satranç Federasyonu'nun yurtdışından nasıl göründüğü, nasıl karşılandığı, oralardaki yaklaşımlar ve görüşmelerden neler yaptığımız somut olarak ortaya çıkıyor.

Geçmiş dönemde yurtiçinde kendimizi anlatma açısından bir eksiğimiz oldu. Ülkemiz satranç kamuoyuna kendimizi daha fazla anlatmamız gerekiyor. Dünya Satranç topluluğundan, neredeyse her gün, gurur veren yorumlar alıyoruz. Örneğin Rusya ve ABD kafile başkanlarından, oyunculardan, herkesten olumlu tepkiler alıyoruz. Olimpiyatlarda da, gittiğimiz diğer yerlerde de Türkiye adı büyük bir farklılık ve heyecan yaratıyor.

Türkiye Satranç Federasyonu seçimlerini tüm dünya izledi ve takip etti. Hiçbir ulusal satranç federasyonu seçimi dünyanın diğer ülkelerinde bu kadar takip edilmedi, ChessBase'e haber olmadı. Dresden'e geldiğimizde birçok kişi bizleri kutladı. Hatta birçok yabancı dostumuz Satranç TV'den seçimleri canlı izlediklerini söylediler.

"Dünyada Nasıl ABD Seçimleri İzlendiyse, Satranç Dünyası da TSF Seçimleri'ni Aynı Şekilde İzledi"

- Sizce uluslararası çevrelerin bu kadar çok yorum yapması kendilerinde karışma hakkı gördükleri anlamına gelir mi?

Karışma olarak görmüyorum. Bence, Türkiye'deki satranç topluluğunun her üyesinin, satrancın gelişmesinde emeği geçmiş herkesin gurur duyması gereken bir tablo. Dünyada nasıl herkes ABD seçimlerini izledi ise TSF Seçimleri de satranç dünyasında benzer derecede etkili oldu. Dünyada satrancın geleceği açısından bu çok önemliydi. Herkes Ali Nihat Yazıcı'nın kazanmasından mutluluk duyduğunu belirtti. Dünya, Türkiye Satranç Federasyonu'nu takdir ediyor, örnek alıyor ve hayranlıkla izliyor. Belki yurt dışında yaşadıklarımızı Türkiye'deki dostlarımız yeterince algılayamıyor. Bu gelişmelerden herkes gurur duymalı.

- Aslında eleştiriler Türkiye'nin uluslararası prestijinden ziyade yerli dinamiklerin yeterince önemsenmediği yönünde... Uluslararası camianın önceliklerine daha büyük öncelik verildiği düşünülüyor.

Türkiye'nin böyle bir aşamaya gelmesi önemli ve ayrıca Türkiye'deki meselelerle yeterince ilgilenilmediğine kesinlikle katılmıyorum. İş Bankası Ana Sponsorluğu gerçekleşmiştir. Türkiye'de lisanslı sporcu sayısının en yüksek olduğu spor federasyonu artık TSF'dir. Okullarda satranç seçmeli ders olarak okutuluyor ki zaten bu başlı başına bir devrim niteliğindedir. Yaş Grupları Şampiyonamıza 1000 kişinin üzerinde katılım olmaktadır. Hiçbir federasyonda olmayan Lisans ve UKD Online sistemleri kullanıma açılmıştır. WEB üzerinden ücretsiz Satranç öğrenme olanağı sağlanmıştır. İş Bankası sponsorluğu ile Playchess'de Türkiye için özel bölüm açılmıştır ve İlköğretim okullarımıza malzeme yardımları yapılmaktadır. 2007 Dünya Yaş Grupları Şampiyonasına 300'e yakın sporcu, federasyonun finansmanı ile çok cüzi fiyatlarla katılma olanağı bulmuştur.

Altyapıda başarılar elde ettik ve önemli düzeyde gelişme sağladık. Son 4 yıl içerisinde Türkiye'de düzenlenen organizasyonların sayısında ve kalitesindeki inanılmaz artış Türkiye'deki satranç ortamı için ne kadar fazla emek harcandığının göstergeleridir. Ülkemizin üst düzey oyuncuları ratinglerini önemli oranda geliştirmişlerdir.

"Suat Atalık ile Yaşanan Sorunlar Seçim Dönemiyle Bağlantılı,
Özellikle Çıkarılan Sorunlardı"


- Seçim döneminde gündeme gelen en önemli krizlerden birisi Türkiye'nin ilk büyükustası Suat Atalık ve Türkiye'ye ilk Avrupa şampiyonluğunu kazandıran eşi Ekaterina Atalık ile TSF Yönetimi arasındaki meselelerdi. Bu noktaya nasıl gelindi?

Bunu kriz olarak nitelendirmiyorum. Dile getirilen konular Türkiye'deki seçim dönemiyle bağlantılı yaşanan, özellikle çıkarılan sorunlardı. Suat Atalık niye milli takımda oynamıyor diye soruluyor...

- Daha geçmiş dönemi kastediyorum...

Yine yaşadığımız sıkıntıların ana nedeni seçimlerdi.

"Suat Atalık Yirmi Yıldır Bütün Federasyonlarla ve Milli Takım Oyuncularıyla Sorunlar Yaşamaktadır"

- Daha önceden ilişkiler nasıldı? TSF ve Atalıkların ilişkileri nasıldı?

TSF olarak Ekaterina Atalık ile fazla bireysel iletişimimiz olamamıştır. Şahsı ile bütün iletişimimiz Suat Atalık'ın mail adresi üzerinden ve onun aracılığı ile yapılmaktaydı. Ekaterina Atalık ve Suat Atalık ile ayrı iletişim kurmayı istedik ve rica ettik. Ancak kendi istekleri ve tercihleri üzerine sadece Suat Atalık ile iletişim kurmak durumunda kaldık. Evlilik bağı olduğu için bu konuda yaptırımda bulunmakta doğru olmazdı.

Milli Takımlarla ilgili konuların kişiselleştirilmesini hiçbir zaman doğru bulmadım. Suat Atalık zaten yirmi yıldır bütün federasyonlarla ve milli takım oyuncularıyla sorunlar yaşamaktadır. İletişim güçlüğü çeken ve bu nedenle problemler yaratan, insanları küçümsemeyi davranış biçimi haline getirmiş, kendisine selam verdiğinizde suratını diğer tarara çeviren bir kişidir. Bunlar onu biraz yakından tanıyan herkes tarafından bilinen özellikleridir. Kimse Suat Atalık'ın satranç açısından başarısını, profesyonelliğini ve yerini sorgulamamakta, aksine bu açıdan her zaman saygı duyulmakta ve takdir edilmektedir. Türkiye'nin yetiştirdiği ilk Büyükustadır. Buna değer veriyoruz; ama maalesef satranç oyuncusu kimliğinin dışında, kişilik özellikleriyle camiamıza özellikle gençlerimize ve çocuklarımıza örnek gösterebileceğimiz bir karakterde değildir. Milli takım oyuncularının tamamıyla iletişimini koparmış olması bunun en basit ve net örneğidir. Bayan Milli Takım oyuncuları da dahil olmak üzere anlaşmazlıkları bulunmaktadır. Sadece başkanımızla, benimle ve son dönemdeki federasyonla değil 15-20 yıldır bu tarz problemleri yaşamaktadır. Satranc hayatının her döneminde ve başka ülkelerde de sorun üreten bir oyuncu olmuştur. Sonuç olarak yaşanılan sorunlar sadece bu dönemle ve federasyonumuzla ilintili değildir.

Bunun yanında kendisine TSF'nin verdiği olanakları ve sağladığı şartları dünyada hiçbir ülkede bulması mümkün değildi.

- Peki yine çok merak edilen bir konu: Suat Atalık ve Ekaterina Atalık niye Dresden'de oynamadılar?

Suat Atalık'a Disiplin Kurulu tarafından verilen üç aylık bir ceza nedeniyle oynayamadı.

- Bu ceza için Olimpiyattan sonra başvuru yapmak hiç aklınıza geldi mi?

Bu konu, Disiplin Kurulundan, belli bir tarihte ceza verilmesini istediğiniz anlamına gelir ki böyle bir etki gücümüz yok ve zaten olmamalı..Disiplin Kurulu ve Denetleme Kurulu, olması gerektiği gibi, bağımsız kararlar vermektedir. Kararlarını belgelere (kanıtlara) ve kurallara göre karar vermektedirler. Olaylar iletilirken e-mailler ve sözleşmeler gibi belgeler kanıt olarak verilmektedir. Disiplin Kurulu,Somut belgelere dayanarak, kurallar ışığında karar vermektedir.Herhangi bir etki olması söz konusu değildir.

"Suat Atalık Siyasi Bir Geleceği Tercih Etti"

- Ceza süreci tamamlandıktan sonra Suat Atalık ve Ekaterina Atalık'a önümüzdeki dönemde milli takım kapıları açık olacak mı?

Suat Atalık'ın milli takımda olmamasının ana nedeni işlediği disiplin suçundan dolayı ceza almasıdır. Ayrıca zaten belli bir süre önce de başkanlık için yarışacağını, gazete köşesinden, forum ortamından ve gazetelere verdiği röportajlar ile kamuoyuna duyurmuştu Kendisi sporculuk yerine siyasi bir geleceği tercih ettiğini böylece açıklamış oldu

"Atalık 30 Yıllık Arkadaşını Suçladı, Mihalcisin'i Tehdit Etti"

Suat Atalık'ın burada olmamasının bir başka sebebi de takımdaki hiçbir oyuncuyla ve antrenörüyle iletişiminin olmaması ve takım ruhunu bozmasıdır. Kaldıki seçim döneminde 30 yıllık arkadaşı olan A Milli Takım antrenörü Grivas'ı aramış, Milli Takımdan ayrılması istemiştir. Grivas bu isteğini geri çevirdiği için kendisini ağır bir şekilde suçlamış ve ilişkisini kesmiştir. Aynı şekilde Bayan Milli Takım antrenörümüz Adrian Mihalcisin'i aramış, Milli Takımı bırakmasını istemiştir. Kendisinden de olumsuz cevap aldığı için ilişkisini kesmiş ve kendileri seçilirse Türkiye sınırları içine sokmayacağı yolunda mesajları ortak tanıdıkları aracılığı ile göndermiştir. Satranç bireysel olsa da takım maçlarında takım ruhu, takım oyuncuları ve antrenörler arasındaki iletişim çok önemlidir. Takımdaki oyuncuların aralarındaki iletişim performanslarını ciddi anlamda etkilemektedir.

- Suat Atalık'ın 2006'daki Olimpiyatlarda ve 2007'deki Avrupa Takımlar Şampiyonası'ndaki varlığı da böyle bir sonuç yaratıyor muydu? O zaman da benzer sorunlar var mıydı?

Evet, vardı. Milli takım içinde yaşadığımız sorunları dışarıya yansıtmamaya özen gösterdik, ama hem önceki Olimpiyatlar hem de Avrupa Takımlarda bu nedenle sorunlar yaşadık.

Aktif siyasete atılan birisinin zaten aktif sporculuğu sürdürmesi mümkün değildir ve doğru da değildir

Ayrıca seçim dönemi S.Atalık, kendisi ve eşinin hiç kampa çağrılmadıkları gibi doğruları yansıtmayan iddialarda bulundu. Avrupa Takımlar Şampiyonası öncesi yapılan kampa katıldılar. E.Atalık'ın davet edildiği halde katılmadığı Foça kampı var ve sonraki kampa turnuvada olmaları nedeniyle katılamamışlardı. GM Adrian Mihalcisin özellikle Ekaterina Atalık için İstanbul'a gelerek ve 10 gün boyunca her gün onun evine giderek çalışmıştır. Kısaca bu örnek bile birçok söyledikleri gibi, bu iddianın da gerçek dışı olduğunun göstergesidir. Burada kamuoyumuza bir gerçeği daha açıklamak istiyorum. Ekaterina Atalık'ın Bireysel Antrenörlüğünü, kendi istekleri üzerine Suat Atalık üstlenmişti. Yani Adrian Mihalcisin'in, sadece Milli Takımlarla bağlantılı turnuvalarda antrenörlük yapması, bunun dışında Suat Atalık'ın çalıştırması kendi istekleri doğrultusunda olmuştur. Mihalcisin'in ve Başkanın onayı ile bu istekleri kabul edilmiştir

Ayrıca yine seçim dönemi açıklamalarında, harcırahının 54€ olduğunu belirtmişti, ancak iptal edilen sözleşmesinde de yazıldığı gibi harcırahı 80€'dur. ELO' su 2600'ün altına indiği için harcırahı 54€'ya düşmüştür. Bu ve benzerleri doğru yansıtmadıkları örneklerden sadece birkaçıdır.

Seçim dönemi boyunca bütün milli takım oyuncularımızı bu konuların dışında tutmaya özen gösterdim. Seçim döneminde bir tarafın söylemlerine dahil olarak gündeme gelmenin, sporcularımızı yıpratacağını düşünerek bu yaklaşımın daha uygun olacağı inancındaydım. Ne A tarafı ne de B tarafına yakın durmamalarını sağlamaya özen gösterdim. Bu dönemde bu tartışmalardan onları yalıtmaya çalıştım ve kendilerinden bunu rica ettim.

"Milli Takımda Oynamak Pazarlık Konusu Edilemez"

- Ekaterina Atalık?

Ekaterina Atalık'ın olimpiyatta oynaması TSF olarak hepimizin ortak arzusuydu. Bayan Milli Takımımızın oyuncusu olmasına rağmen, Suat Atalık'ın eşi olması nedeniyle mutlaka bu yaşanan sorunların onu da etkilediğini düşünüyorum Çok normaldir bu. Biz de oynaması için kendisinden resmi talepte bulunduk.

- Bu talep için çok kısa bir süre verildiğini (2,5 gün) dile getirilmişti...

Tarihi aylar öncesinden belli olan Olimpiyat konusunda, ortada zamanla bağlantılı düşünülecek ne olduğunu anlamak mümkün değil. Bir hafta veya bir ay olsa cevap farklı mı olacaktı? Ayrıca bu zamanlamanın nedeni Dresden'in organizasyon ekibinin 12 Eylül'e kadar son listeleri bildirmemizi istemesiydi. Ben de kendilerine bu nedeni aramızdaki yazışmalarda açıkladım.

Tüm bunlara ek olarak, tarafıma Disiplin Kurulu cezası almaz ise milli takımda oynayabileceğini belirten bir e-posta (İngilizce yazdığım bir maile Türkçe cevap geldiği için bu mailin aslında Suat Atalık tarafından yazıldığı kanaatindeyim.) göndermiştir. Milli takımda oynamak gibi onurlu, gurur duyulması, her şeyini bırakıp gelmesi gereken bir konuda bize disiplin cezası almazsam oynarım şartını sunmuş ve bunun pazarlığını yapmaya çalışmıştır.

- Disiplin Kurulu karar vermiş olsaydı ve ceza alsaydı oynayamayacaktı milli görevi kabul etmiş olsaydı bile öyle değil mi?

Evet, tabii. Yasal sorunları ancak yasal çözümlerle aşabilirsiniz. O dönemde Disiplin Kurulu'nda onun dosyası görüşülüyordu. Dosyası sonuçlanmamış değerli bir Milli Takım oyuncumuzu tabiî ki davet ettik. Tam tersine davet etmeseydik, disiplin kurulundan önce biz karar vermiş gibi olurduk. Milli takımda oynamak pazarlık konusu edilemez. Pazarlık konusu yaptığı için Yönetim Kurulu, milli takımda oynamamasının daha uygun olacağına karar verdi.

İşin açıkçası, milli takımda Ekaterina Atalık'ın olmamasının nedeni kendisinin reddetmesidir. Milli takımın davetine "disiplin kurulu ceza vermezse oynarım" demek milli takımda oynamayı reddetmektir. Maalesef, Dresden'de aramızda olmadı. Olsaydı çok katkı vereceğinden emindim. Onun milli takım oyuncularımızla herhangi bir iletişim problemi; çalışma problemi yok. Dolayısıyla Ekaterina Atalık'ın aramızda olmaması bizim için önemli bir kayıp oldu.

Milli takımda oynamayı disiplin kurulunda ceza almama şartına bağlayan Ekaterina Atalık, bu arada Avrupa Kulüpler Kupası'nda oynamak için bizden izin istedi, biz de kendisine bu izni verdik. Kasım ayındaki Olimpiyat'ta Milli takımda oynamak için şartlar koşup sonra Avrupa Kulüpler'de oynaması da ayrıca ilginç ve düşündürücüdür.

- Son olarak milli takım kapısı "siyasi bir gelecek tercih ettiği" için Suat Atalık'a kapalı mı?

Bunu zaman gösterecek. Şu anda kesin bir cevap vermek istemiyoruz. Sporcunun gereğince davranması, bir sözleşme imzalamışsa bunun gereklerini yerine getirmesi gerekir. Uygun bir yapı oluşturulursa olabilir. Bu sadece Suat Atalık için değil bütün sporcular için geçerlidir. Önümüzdeki dönemde daha yeni ve daha açık bir yapıya ulaşmayı hedefliyoruz.

- Açık yapıdan tam olarak ne kastediyorsunuz?

Geçtiğimiz dönemde milli takımla ilgili sorunları kamuoyuna yansıtmamayı tercih ettik. Milli takımın başarısı ve psikolojik anlamda güçlü olmasını sağlamak adına, Milli Takımlarla ilgili konuların fazla dışarıya aktarılmaması ve tartışılmamasının daha doğru bir yaklaşım olduğu inancındaydım.

- Yani kamuoyu milli takımla ilgili konuları tartışmamalı mı demek istiyorsunuz?

Hiç tartışmamalı demiyorum ama fazla spekülasyon olursa milli takımın başarısını etkileyebileceğini düşünüyorum. Milli Takımlar Menajeri olarak bakış açım bu. Kol kırılır, yen içerde kalır kanaatindeydim.

Ancak geçtiğimiz dönemde bu yaklaşımımızın ve anlatılmayan konuların bazı çevrelerce yanlış ve maksatlı bir şekilde kullanıldığına üzülerek şahit olduk gördük. Satranç kamuoyuna olaylar eksik ve yanlış aktarıldı,bu yüzden yanlış algılandı. Bilgi yanlışlığı ve eksikliği olmasına yol açtı.

İleride aynı şekilde milli takımlar ve sporcularla ilgili konuların yanlış anlaşılmaması ve gerçek dışı bir şekilde aktarılmasına engel olmak için elimizden geleni yapacağız. Bu anlamda iletişime daha açık olacağız ve satranç camiasına açıklamalar yapacağız.

img_5172.jpg

Kaynak: http://www.tsf.org.tr/component/content/...olakoglu-2
Ara
Cevapla


Bu Konudaki Yorumlar
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Venom - 19-01-2009, 21:39
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: ibrahimethemAy - 23-01-2009, 12:42
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Venom - 24-01-2009, 00:45



Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi