Antalya Korkuteli Hikayeleri
#2
Erken Öten Horozlar

Çocukluğum Anadolu?nun şirin bir köyünde geçti. O tarihlerdeki bir gözlemimi sizlerle paylaşmak istiyorum.

Bizim köyümüzde yaşadığımız o olaylar, tüm yurtta ve belki de dünyada aynen yaşanırdı. O yıllarda hayvancılık meşhurdu. Bunlardan birisi de tavukçuluktu. Hemen hemen her evde tavuk beslenirdi. Tavuklar ilkbaharda kuluçkaya yatar, yumurtadan bir miktar civciv çıkardı. Civcivler biraz büyüyünce horoz ve tavuk olanlar belirlenmeye başlar. Horozların ibikleri çıkar, tavuklara nazaran birazcık iri olurlar ve sık sık dövüşürler.

Artık yaz mevsiminin sonu yaklaşmıştır. İnsanlar yaz çalışmaları ve yaz işleriyle bir hayli yıpranırlar. Besin ihtiyaçları artar. Canları et çeker. Fakat et yoktur. O yıllarda, kırsal yerlerde et bulmak zor olurdu. Hazır tavuk ve et satılmazdı. Pazara giden gelen az olurdu. Pazardan et alınsa dahi yaz sıcağında, hayvan sırtında köye gelinceye kadar bozulurdu. Küçükbaş hayvanı olanlar onları kesemezlerdi. İşten zamanları olmazdı. Kesilse bile et kısa sürede tüketilmeliydi. Bazen kuyulara sarkıtılır veya bacaya asılırdı. Bu zenginlerin ve ağaların işiydi.

Garibanlar eti değil yiyecek ekmeği dahi zor bulurlardı. Yine de: Garibanların tek yaptıkları şey birbirleriyle dövüşerek gelişen, horoz olacak palazları (civcivin büyüğü) gözetmek ve:

- Horozlar ötse de kessek demekti.

Sizler o zamanlarda gelişmeden gelin edilen kızlara bakmayın. Horozlar ötmeden kesilmez. Eti yenmez. Fakat horozların, hepsi aynı anda ötmez. Gelişmesi hızlı olan erken öter. Erken öten horozun da akıbeti belli. Başı kesilir. Sonra da zaman zaman diğer ötenler kesilir. Artık hepsi ötmektedir. En sona en güzel ve en irisi kalır. O damızlık olur. Damızlıklar kesilmez. Tavukları takip eder. Onları korur kollar. Toplu şekilde tutar. Eğer o da kesilirse tavuklar darmadağın olur. Her biri başka guruplara katılır. Ancak akşam kümese tünemeye gelir.

Bu örnekten giderek atalarımız demişler ki "Erken öten horozun başı kesilir." Bence bu söz bazen doğru bazen yanlış kullanılabiliyor.
(Konuşma ? Sus) anlamında kullanılmamalı. Bu anlam da yanlıştır. Geç öten horoz kesilmiyor mu? Öttükçe sıra ona da geliyor. Peki, öten horoza gelen sıra; kuzu gibi, kuzu kuzu duran kuzuya gelmiyor mu? Ona da geliyor. Onun da kafası kesiliyor. Hatta bazen onu da geçip nallı kuzulara (at ? eşek) da geliyormuş. Et yemek isteyenler kesiyorlar.

Son yıllarda bir söz var. Susma sustukça sıra size gelecek. Bu söz horozlar için "ötme öttükçe sıra size gelecek" denilebilir mi?

Bir babaya akşam kalem lazım oldu. Okula giden çocuğundan kalem istedi. Çocuk çok güzel ve değerli bir kalem verdi. Baba çocuğuna bu kalemi almamıştı; bu kalemi alacak kadar para da vermemişti. Baba kaleme baktı, baktı ve çocuğuna:

- Oğlum bu kalemi nereden buldun? Dedi. Çocuğun cevabı:

- Baba, üzümünü ye bağını sorma!

oldu.

Bu söz doğru mudur? Bu ve buna benzer bazı sözlerimiz doğru değildir. Bu sözlere "yanlış yapan ataların yanlış sözleri" demeli kanısındayım. Bazı sözler yanlış kalıplaşmıştır. Doğru olmayan sözleri mümkün olduğu kadar kullanmayalım. Doğruluktan ayrılmayalım.

Adil Yüksel 21/04/2012 Van

İlk Yayın: (C) Antalya Chess Express 15, Mayıs 2012
Düzenleme/Yayına Hazırlama/Redaksiyon: Harun Taner
Ara
Cevapla


Bu Konudaki Yorumlar
Antalya Korkuteli Hikayeleri - Yazar: Dr Harun Taner - 20-12-2013, 09:22
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Dr Harun Taner - 21-12-2013, 10:45
Bizim Şoför II - Yazar: Dr Harun Taner - 24-12-2013, 21:46
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Dr Harun Taner - 26-12-2013, 18:15
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Dr Harun Taner - 26-12-2013, 18:23
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Dr Harun Taner - 28-12-2013, 11:13
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Dr Harun Taner - 28-12-2013, 11:20



Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi